Etiket: kültür sanat

  • Bursa’da sezon Maher Zain konseriyle açıldı

    Bursa’da sezon Maher Zain konseriyle açıldı

    Düzenlediği birbirinden farklı etkinliklerle kentin kültür sanat hayatına renk katan Bursa Büyükşehir Belediyesi, 2022 – 2023 kültür sanat sezonunun açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı ’Hasat Vakti’ şarkısıyla bilinen Maher Zain konseri ile açtı. Merinos Park’ta gerçekleştirilen konser yoğun ilgi gördü. Saatler öncesinden meydanı doldurmaya başlayan sanatçının sevenleri konseri coşkuyla takip etti.

    “Thank You Allah”, “Forgive Me”, “Ya Nabi Salam Alayka” ve “Maşaallah” adlı eserleri ile tanınan Lübnan asıllı İsveçli şarkıcı Maher Zain’e hat yazılı bir tablo hediye eden Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kültür sanat sezonunun bu yıl da birbirinden farklı etkinlikle dolu dolu geçeceğini söyledi. Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Bursa’nın yıllar içinde oluşmuş kültürel birikimini yaşatıp, daha ileriye götürmek istediklerini kaydeden Başkan Aktaş, “Kültür sanat konusunu çok önemsiyoruz. Bu akşam Maher Zain’le beraber kültür sanat sezonumuzun startını veriyoruz. Bu yıl içinde sinema, tiyatro, atölye çalışmaları, konserler, konferanslar ve panellerle toplumun tüm kesimlerine hitap eden etkinliklerimiz olacak. Etkinliklerimize tüm vatandaşlarımızı bekliyorum” dedi.

    Ünlü sanatçı Maher Zain, beğenilen eserlerini Bursalılar için seslendirirken, soğuk havaya rağmen sanatçının hayranları şarkılara eşlik ederek keyifli bir gece yaşadı.

  • Bu hafta 6 film vizyonda

    Bu hafta 6 film vizyonda

    Türkiye’deki sinema salonlarında bu hafta 2’si yerli 6 film vizyona girdi.

    SIRADAKİ ŞARKI

    Sıradaki Şarkı, zamanda yolculuk yapabileceğini keşfedince, sevdiği adamı kurtarmaya çalışan bir kadının hikayesini konu ediyor. Laura ve Harrison, mükemmel bir ilişkiye sahip olan bir çiftir. İlişkilerinin ortak bir müzik sevgisi üzerine kurulması, onları birbirine daha çok bağlar. Ancak ölümcül bir kaza onların yollarının ayrılmasına neden olacaktır. Laura, Harrison ile birlikte yaptıkları mixtape’in onu zamanda geriye götürebileceğini keşfedince hayatının fırsatına sahip olduğunu anlar. Genç kadın, zamanda yolculuk yaparak hayatının aşkını kurtarmaya çalışır.

    LAAL SINGH CHADDHA

    Laal Singh Chadha, sıradan bir adamın sıra dışı hayat hikayesini konu ediyor. Laal, beraber yaşadığı bekar annesi ile arasında çok özel bir bağ bulunan bir adamdır. Çocukluğundan itibaren hayatının birçok evresinde türlü zorluklarla mücadele eden ve onların üstesinden gelmeyi başaran Laal, sevgisi ve masumiyeti ile hayat yolunda karşısına çıkan insanların kalbini kazanır. Laal, insanlara en olasılık dışı görünrn bir insanın bile çok özel bir hikayesini olabileceğini anlatıyor.

    MA-ŞER

    Ma-Şer, tez çalışmasını büyü üzerine yapan genç bir kadının yaşadıklarını konu ediyor. Üniversite öğrencisi olan Hande, tez çalışmasını sosyal antropolojinin tartışma konularından biri olan, “büyü” meselesi üzerine yapmaya karar verir. Ancak genç kadın tezini, çalışmasını uygulamaya koyarak farklılaştırmak ister. Bunun için de sahaftan çaldığı antika bir büyü kitabını kullanan Hande, kendisine büyü yapmaları için üç arkadaşı ile anlaşır. Ancak bu sırada işler pek de onun düşündüğü gibi gitmez. Kendilerini beklenmedik olayların içinde bulan Hande ve arkadaşları, korku dolu bir maceraya atılır.

    MASAL ŞATOSU: GİZEMLİ MİSAFİR

    Masal Şatosu: Gizemli Misafir, masal diyarının neşesini kazanmasını sağlamak için türlü maceralara atılan Neşe ve arkadaşlarının hikayesini konu ediyor. Neşe ve arkadaşları, büyük bir partinin hazırlığındadır. Onlar evi ışıl ışıl süslerken, davetsiz bir misafir kapılarını çalar. Ancak gelen çocuğu kimse tanımamaktadır. O, bir hata sonucu hafızası silinen, masal diyarından gelen bir prenstir. Masal diyarının neşesi olan prensin dünyada kaldığı her an masal diyarında mutsuzluğu hüküm sürmesine neden olur. Neşe ve arkadaşları, prensi ait olduğu yere göndermek ve masal diyarının neşesini kazanmasını sağlamak için bilmedikleri bir ortamda türlü maceralara atılır.

    AŞK VE SAVAŞ

    Ordudan döndükten sonra işsiz ve parasız kalan Emil, arkadaşının çalıştığı sette figüranlık yapmaya başlar. Bu sırada Fransız dansçı Milou ile tanışan Emil, genç kadına aşık olur. Milou da Emil’den etkilenmiştir ve çift romantik bir buluşma için sözleşir. Ancak Milou, Berlin’in batısında bulunan otelinden çıkıp sözleştikleri yere gitmek isterken, bir grup askerin sınırı kapattığını fark eder.1961 Berlin krizi çiftin arasına duvar örmüştür. Milou çaresizce Fransa’ya dönerken, Emil onu yeniden görebilmek için sahte bir kimlikle yönetmenlik yapar. Emil, Milou’yu Berlin’e getirmek için onun asistanlığını yaptığı Beatrice Moree’nin hayali olan Kleopatra filmini çekmeye karar verir. Ancak yaşananlardan habersiz olan Milou başkasıyla nişanlanmıştır. Artık aralarında Berlin Duvarı’ndan çok daha büyük engeller vardır.

    KORKU EVİ

    Korku Evi, geçmişte ailesini rahatsız eden kötülüklerin serbest kalmasına neden olan iki kız kardeşin hikayesini konu ediyor. İki genç kız kardeş, uzakta yaşayan teyzelerinin yanında yaşamaya gönderilir. Kardeşler eve geldiklerinde beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalır. Evde bulunan tüm aynaların üzeri kapatılmıştır. Yeni yaşamlarına alışmaya çalışan kardeşlerden küçük olan, kapısı kilitli tutulan bodrumda ne olduğunu merak etmeye başlar. Bir gün merakına yenik düşen kız, kapıyı açıp bodrumu dolaşmaya başlar. Burada da üzeri örtülmüş bir ayna vardır. Aynanın örtüsünü açan genç kız, farkında olmadan yıllar önce annesi ve teyzesini rahatsız eden kötülüklerin serbest kalmasına neden olur.
  • Kültür sanat etkinliklerinde salon ve seyirci sayısı azaldı

    Kültür sanat etkinliklerinde salon ve seyirci sayısı azaldı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2021 yılı Sinema ve Gösteri Sanatları İstatistikleri açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde sinema salonu sayısı 2021 yılında, 2020 yılına göre yüzde 11,1 azalarak 2 bin 398 oldu. Bu dönemde sinema salonlarındaki koltuk sayısı yüzde 10,3 azalarak 285 bin 130 oldu.

    Sinema seyirci sayısı yüzde 27,9 azaldı

    Sinema seyirci sayısı 2021 yılında, 2020 yılına göre yüzde 27,9 azalarak 12 milyon 418 bin 777 kişi oldu. Yerli film seyirci sayısı yüzde 75,4 azalarak 3 milyon 264 bin 580 kişi olurken, yabancı film seyirci sayısı yüzde 130,5 artarak 9 milyon 154 bin 197 kişi oldu.

    Gösterilen yabancı film sayısı yüzde 10,1 arttı

    Gösterilen film sayısı 2021 yılında, 2020 yılına göre yüzde 2,0 artarak 26 bin 483 oldu. Aynı dönemde gösterilen yerli film sayısı yüzde 9,1 azalarak 9 bin 981 olurken, gösterilen yabancı film sayısı yüzde 10,1 artarak 16 bin 502 oldu.

    Tiyatro salonu sayısı yüzde 44,4 azaldı

    Tiyatro salonu sayısı 2020/’21 sezonunda, 2019/’20 sezonuna göre yüzde 44,4 azalırken, tiyatro salonu koltuk sayısı yüzde 41,8 azaldı. Buna göre aynı sezonda tiyatro salon sayısı 400 olurken, tiyatro salonu koltuk sayısı 156 bin 9 oldu.

    Tiyatro seyirci sayısı yüzde 84,1 azaldı

    Tiyatro seyirci sayısı 2020/’21 sezonunda yüzde 84,1 azalarak 714 bin 864 oldu. Tiyatro salonlarında oynanan eser sayısı geçen sezona göre yüzde 73,3 azalarak 1 665 oldu. Tiyatro salonlarında oynanan telif (yerli) eser sayısı yüzde 74,4 azalırken, çeviri (yabancı) eser sayısı yüzde 66,6 azaldı. Tiyatroda telif eser seyirci sayısı geçen sezona göre yüzde 83,6 azalırken, çeviri eser seyirci sayısı yüzde 85,5 azaldı.

    Tiyatro salonlarında oynanan gösteri sayısı yüzde 78,8 azaldı

    Geçen sezona göre karşılaştırıldığında, tiyatro salonlarında oynanan gösteri sayısı yüzde 78,8 azalarak 4 bin 284 oldu. Tiyatro salonlarında oynanan telif eser gösteri sayısı geçen sezona göre yüzde 78,6, çeviri eser gösteri sayısı ise yüzde 79,4 azaldı.

    Tiyatro salonlarında oynanan çocuk eseri gösteri sayısı yüzde 86,1 azaldı

    Tiyatro salonlarında oynanan yetişkin eseri gösteri sayısı geçen sezona göre yüzde 73,5, çocuk eseri gösteri sayısı ise yüzde 86,1 azalarak 1 174 oldu. Aynı sezonda yetişkin eseri seyirci sayısı yüzde 80,7, çocuk eseri seyirci sayısı yüzde 89,6 azaldı. Tiyatro salonlarında oynanan çocuk eseri sayısı 2020/’21 sezonunda yüzde 84,5, oynanan yetişkin eseri sayısı yüzde 62,8 azaldı.

    Opera ve Bale Genel Müdürlüğü’ne bağlı opera ve bale gösterisi 6 ilde yapıldı

    Türkiye genelinde 2020/’21 sezonunda Opera ve Bale Genel Müdürlüğü’ne bağlı opera ve bale gösterisi 6 ilde yapıldı. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 6 orkestra, 13 koro ve 9 topluluk faaliyet gösterdi.

    Opera ve bale seyirci sayısı yüzde 94,5 azaldı

    Opera ve bale seyirci sayısı 2020/’21 sezonunda, bir önceki sezona göre yüzde 94,5 azalarak 14 bin 32 oldu. Orkestra, koro ve topluluklarda seyirci sayısı yüzde 54,8 azalarak 72 bin 277 oldu. Orkestra seyirci sayısı geçen sezona göre yüzde 86,1 azalarak 13 bin 907’ye, koro seyirci sayısı yüzde 12,7 azalarak 22 bin 792’ye düşerken, topluluk seyirci sayısı ise yüzde 5,8 artarak 35 bin 578 oldu.

    Orkestra, koro ve topluluk gösteri sayısı yüzde 26,5 azaldı

    Orkestra, koro ve topluluk gösteri sayısı bir önceki sezona göre yüzde 26,5 azalarak 314 oldu. 2020/’21 sezonunda orkestralar 48, korolar 158 ve topluluklar 108 gösteri gerçekleştirdi.

  • Mudanya’da ebru sergisi açıldı

    Mudanya’da ebru sergisi açıldı

    Kültür ve Sosyal İşler bünyesinde açılan Hobi Sanat Atölyelerinde, Mudanyalılar emeği sanata dönüştürüyor. 56 kursiyerin gerçekleştirdiği kara kalem, yağlı boya, kuru kalem, sulu boya, akrilik ve ebru çalışması, Yeni Mahalle Kültür Sanat Gençlik ve Spor Merkezi’nde düzenlenen sergi ile beğeniye sunuldu.

    Mudanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Nisa Yılmaz Kartaltepe, belediye meclis üyeleri Servet Usta, Hayati Samast, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sevgi Ursavaş, Hacer Elitok Topaloğlu koordinatörlüğünde hazırlanan 163 resim ile 15 ebru çalışması bulunan serginin açılış kurdelesini birlikte kesti.

    Ücretsiz hobi sanat atölyeleri ile pandemi dönemi haricinde toplamda 3 bin 285 kursiyere hobi kazandırdıklarını belirten Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, “İnsana yapılan yatırım, her şeyin üstünde. Sosyal belediyecilik anlayışımızın temelinde insanların mutluluğu var. Mudanyalılar mutlu olsun, hobi edinsin, bir uğraşı olsun. Kurslarımıza katılan herkesi tebrik ediyorum” diye konuştu.

  • “Müzede Bir Salı” etkinliğine ilgi artıyor

    “Müzede Bir Salı” etkinliğine ilgi artıyor

     

    Bursa’da Nilüfer Belediyesi’nin, kültür ve sanat yoluyla katılımcıların hayatlarına dokunmak amacıyla başlattığı “Müzede Bir Salı” etkinliğine ilgi artıyor. Etkinliğe katılanlar, Nilüfer Belediyesi’nin ödüllü müzelerini rehber eşliğinde gezme fırsatı buluyor.

    Müze turuna katılanlar, Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi, Misi’de yer alan Fotoğraf Müzesi ile Edebiyat Müzesi’nin yanı sıra Nilüfer Belediyesi’nin Türkiye Fransız Kültür Merkezi’nin katkıları ile açtığı “Yukarı Bak, Sınırlı Coğrafyanın Yıldızlı Ufukları” sergisini de gezdi. Nilüfer Belediyesi Meteor Balat Kültürevi’nden başlayan sergi turu, Gölyazı Kültürevi, Misi Fotoğraf Müzesi, Edebiyat Müzesi, Nâzım Hikmet Kültürevi ve Pancar Deposu’nda sona erdi. Serginin küratörü Yekhan Pınarlıgil de katılımcılara eşlik ederek, bu mekanlarda yer alan 27 sanatçının eserleri hakkında detaylı bilgi verdi.

    “Müzede Bir Salı” etkinliğine katılanlar, Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi’ni rehber eşliğinde gezerek, dünyanın dört bir yanından edinilmiş, tüm kıtaları temsil eden enstrümanları da hayranlıkla izledi.

  • Nilüfer Oda Orkestrası’ndan muhteşem konser

    Nilüfer Oda Orkestrası’ndan muhteşem konser

    2003 yılında kurulan Nilüfer Oda Orkestrası, performansıyla izleyenleri büyülemeye devam ediyor.

    Ulusal ve uluslararası alanda birçok projede yer alan Nilüfer Oda Orkestrası Uğur Mumcu Sahnesi’nde yine muhteşem bir konser verdi. Şef Deniz Tan yönetimindeki Nilüfer Oda Orkestrası gecede L. V. Beethoven’ın No.3, Op.37 Piyano Konçertosunu başarıyla yorumladı.

    Uludağ Üniversitesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Piyanist Lale Necef de Nilüfer Oda Orkestrası’na solist olarak eşlik etti.

    Müzikseverlerin büyük keyifle izledikleri konserin finalinde Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan, Deniz Tan ile Lale Necef’i kutlayarak çiçek verdi.

  • Ezel Akay Bursa’da sinema tutkunlarıyla buluştu

    Ezel Akay Bursa’da sinema tutkunlarıyla buluştu

    Bursa Nilüfer Belediyesi’nin ilgiyle takip edilen “Bir Film Bir Söyleşi” etkinliği bu ay, sinema tutkunlarını “Osman Sekiz” filmi ve filmin yönetmeni Ezel Akay ile buluşturdu. Konak Kültürevi’nde gösterime sunulan, Tim Seyfi, Begüm Birgören, Kemal Uçar gibi isimlerin rol aldığı ve agorafobiden muzdarip bir adamın beş sevimli canavar ile beraber eski bir köşkte yaşarken başına gelen olayları konu alan “Osman Sekiz” filmini izleyen sinemaseverler, ardından Ezel Akay ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. İzleyenler, filmleri ve sinema üzerine merak edilen soruların cevaplarını da Akay’dan aldı.

    Nilüferli seyircilerin “Osman Sekiz” filmini ilk seyredenlerden olduğunu belirten Ezel Akay, “Film, yanlışlıkla sinemalara girdi ve bir hafta İstanbul’da gösterime sunuldu. Neredeyse kimsenin haberi olmadığı için izleyen olmadı. Dolayısıyla ilk izleyen seyircilerden biri sizsiniz” dedi.

    Sinemada kimlik meselesiyle ilgilenen bir sanatçı olduğunu ifade eden Akay, “Çok ciddi kimlik problemi içinde büyümüş nesillerin ülkesi burası. O kimlik meselesi de hep tarihten beslenen bir konu. Onun için öyle filmler yapmayı çok istedim ve hikâyelerini ürettim de” diye konuştu.

    Dijital platformların kurgu tekniklerini ve hikâye anlatma tarzlarını etkilediğini dile getiren Ezel Akay, “Bundan 15 sene önce bu tür kurguları yapsak, kimse bir şey anlamazdı. Çok fazla bilgiyi, kısa sürede almak gibi yeni bir kültüre adım attık biz” ifadelerini kullandı.

    Dijital platformların sinemaya ve sinema salonlarına etkisine yönelik bir soru üzerine Akay, şöyle konuştu: “Birlikte film seyretmenin kadim bir ihtiyaç, ritüel olduğunu düşünüyorum. Bir hikâyeyi, konseri topluca dinlemek, bunların hepsi çok eski çağlardan bu yana yapageldiğimiz bir şey. Dikkat seviyesinin daha düşük olduğu bir yerle tamamen konsantre olarak seyredilen yer arasında fark var.”

    Türkiye’de kaliteli sinema izleyicisi sayısının arttığını söyleyen Akay, “Pandemi döneminde insanlar, dijital platformlarda kaliteli prodüksiyona sahip dizi, film izleyerek büyüdüler. Yorumlara bakarak genç neslin ne kadar sinema entelektüeli olduğunu anlıyorsunuz. Yeni bir sinema diline çok daha yatkın, yeni bir seyirci doğuyor. Yapımcı ve yönetmenlerin de değişmesi gerekiyor. Bu dönemde biyografiler çok önem kazandı. Sinema izleyicisi kalitesini yükseltti. Sinema dilini daha iyi bilen bir seyircimiz var artık. Elimizden geldiğince onları şaşırtmak bizim görevimiz” dedi.

    “Benim için gerçek, yalandan ibaret” diyen Akay, gerçekçi şeylerin ilgisini çekmediğini söyledi. Akay, “Gerçek dediğimiz şey, hakikat arayışının önünde bir engel. Hâlbuki hakikati arıyorsan, yabancılaştıracaksın. Hepimizin gerçek diye bildiği bir şeye başka yerden bakacaksın. Acı bir ilacı şekerlemeye sararak yutturmak demek bu aslında. Çünkü ilgilendiğimiz konuların hepsi trajik, acı, üzerine konuşulması zor şeyler. Onları tatlılıkla, masal gibi anlattığınız zaman kabul görüyorlar. Ben elimden geldiği kadar bütün film hikâyelerinde böyle bir yol izleyeceğim” diye konuştu.

    Söyleşinin sonunda Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan, Ezel Akay’a teşekkür ederek günün anısına tablo armağan etti.

  • Nilüfer’de tiyatro dersleri başladı

    Nilüfer’de tiyatro dersleri başladı

    Nilüfer Kent Tiyatrosu bir yandan yeni oyunlarla tiyatro izleyicisinin karşısına çıkarken, diğer yandan da tiyatro dünyasına katkıda bulunacak çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu çalışmalardan biri olan tiyatro dersleri geniş katılımla başladı.

    Haziran ayına kadar sürecek derslerin ilk epizotu bu hafta Nâzım Hikmet Kültürevi’nde başladı. Doç. Dr. Süreyya Karacabey’in ‘Estetik Dönemeç: Avangart Kopuş ve Epik Reform’ başlıklı ilk dersine katılım yoğun oldu. Nilüfer Kent Tiyatrosu personeli, Bursa Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ve tiyatroseverlerin katıldığı derslerde, katılımcıların kuramsal yönden yetkinlik kazanmaları hedefleniyor.

    Nilüfer Kent Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Murat Daltaban’ın da katıldığı ilk derste Karacabey, tiyatronun tarihsel geçmişine değindi. Modern süreç sonrası metinler, performatif dönemeç gibi konulara derinlemesine bakarak derse başlayan Süreyya Karacabey, tiyatrodaki başkalaşım ve dramatik metinlerdeki değişimi mercek altına aldı.

    Çeşitli başlıklarda epizotlar halinde düzenlenecek dersler Haziran ayına kadar devam edecek. Doç. Dr. Süreyya Karacabey’in yer alacağı derslerde 09-10 Mayıs’ta ‘Modern Sonrası/Dram Sonrası’, 23-24 Mayıs’ta ‘Performatif Dönemeç-1’, 6-7 Haziran’da ‘Performatif Dönemeç-2’ başlıkları ele alınacak.

  • ‘Tıngır Mıngır Ülke’ çocuklarla buluştu

    ‘Tıngır Mıngır Ülke’ çocuklarla buluştu

    Bursa Devlet Tiyatrosu işbirliğinde düzenlenen “Tıngır Mıngır Ülke” oyunu, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde sahnelendi. Kazım Güçlü’nün yazıp yönettiği tek perdelik müzikli oyunda ülkemizin karşı karşıya bulunduğu deprem gerçeği eğlenceli ve öğretici bir yaklaşımla anlatılırken, öğrenciler doyasıya eğlendi. Bunun yanı sıra oyun sonunda Fetih Müzesi’ni gezme imkanı bulan çocuklar, müzenin kubbe bölümünde adeta büyülendi.

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, geleceğin teminatı olan çocuk ve gençler için çeşitli etkinlikler düzenlemeye devam edeceklerini söyledi.

  • Bursa Nilüfer’de tiyatro dolu gün

    Bursa Nilüfer’de tiyatro dolu gün

    Bursa Nilüfer Kent Tiyatrosu, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde sanatseverlere tiyatro dolu bir gün yaşattı. Tiyatro oyuncularının seyirciyle söyleştiği “Tiyatro Konuşmaları”nda, akademisyenler de metin ve metin yazarlığı üzerine önemli bilgiler paylaştı. Bu özel günde, Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun son oyunu “Aşkın En Kısa Gecesi” de, ücretsiz olarak seyirciyle buluştu.

    Nâzım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleştirilen “Tiyatro Konuşmaları”, ünlü tiyatro ve opera yönetmeni Peter Sellars’ın kaleme aldığı Dünya Tiyatro Günü Uluslararası Bildirisi’nin okunmasıyla başladı. Günün ilk oturumunda ünlü sanatçılar Deniz Türkali, Şerif Erol ve Murat Daltaban, oyunculuk, rejisörlük ve tiyatro işletmeciliği üzerine katılımcılarla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Samimi bir ortamda geçen söyleşide, izleyenler de sık sık düşüncelerini dile getirdi, merak ettiği sorulara yanıt buldu. Söyleşiyi, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de, ilgiyle takip etti.

    Sinemanın yönetmen, tiyatronun ise oyuncu işi olduğuna dikkat çeken Deniz Türkali, “Ben tiyatronun şikayet eden halini sevmiyorum. Tiyatro hayattır, hayatın kendisidir. Tiyatro hayattan biçimlenir” diye konuştu. Düşünmeye ihtiyaç olduğunu belirten Türkali, “Ben formül üretemem. Formüller düşünmeyi engeller. Bazı seyirciler tiyatrodan formül bekliyor. Formüllerle sanat çıkmaz. Bazı filmler, bazı diziler, bazı tiyatrolar çıkar. Ama o zaman sanat olmaktan çıkar. Kolaya çok fazla alıştırılıyoruz. Bir oyunu izledikten sonra düşünmeyi tercih ederim. Seyircilerin düşünmesi, bize çok yardımcı oluyor” dedi.

    Tiyatronun, seyircisiyle aile ortamı oluşturduğunu söyleyen Şerif Erol da, “Televizyon, milyonlarca seyircisi olan bir mecra. Tiyatroyu ise az sayıda insan seyrediyor. Tiyatro, büyük kalabalıklara hitap eden bir yer değil. Bu durum da, tiyatroya özgürlük alanı sağlıyor. Televizyonda seyirciyi dürtecek bir şey yapamazsanız, sizi bıraktıkları anda çökersiniz. Tiyatro ise seyircisiyle beraber bir nevi aile oluşturabildiği için size, daha yakından bir şey söylemeye başlar. O cesareti bulur tiyatro. Tiyatroya gitmeyi tercih ediyorsanız, bunun kıymetini bilin. İzlediğiniz bir oyundan sonra ‘Buna bir daha mı gitsem?’ diyorsanız, işte bu şahane bir şey” diye konuştu.

    Oyuncunun, tiyatronun kendisi, sinemada ise bir projenin parçası olduğuna dikkat çeken Murat Daltaban da, “Kamera, oyuncunun anlarını yakalayan bir araç. Yönetmenle oyuncu arasında. Tiyatro, oyuncunun bütün bedeniyle oynadığı, kameranın arada olmadığı, görüntülerin bir yönetmen tarafından seçilmek zorunda olmadığı bir sanat dalı. Tiyatronun, teknik olarak araya kamera girdiği takdirde tiyatro olması mümkün değil. Tiyatroda performansın ritmine, gücüne, sözcüklerin gerçeğe dönüşmesine hayran oluyoruz. Sinemada bunu, kamera yapıyor. Tiyatro, araya kamera girdiği zaman, performans sanatı olmaktan ziyade hareketli fotoğraf sanatına dönüşüyor. Sinemada oyuncu, bir projenin parçası, tiyatro ise oyuncu ağırlıklı” şeklinde konuştu.

    “Benim için sanat eseri beni zorlamalı, onunla zaman geçirmeye yönlendirmeli” diyen Daltaban, metinle bir ilişki kurduktan sonra sahnelediğinin altını çizdi. Murat Daltaban şöyle konuştu: “Bir hikayeyi çok yüzeyde dinlediğiniz zaman bunu unutmak çok hızlı oluyor. Ama bu hikayeyi anlamak için çaba gösterdiğinizde, hikayenin içinde kendinize dokunan şeyi aradığınız zaman o sizde kalıcı etki bırakacaktır. Ben buna inanıyorum. Metinle bir ilişki kurduktan sonra sahneliyorum. Benim için önemli olan derinlemesine çözmeye çalıştığım oyunun beni harekete geçirmesi lazım. En önemli şey bu benim için. Bundan sonra bütün enerjimi yönlendirebiliyorum.”

    Söyleşinin ikinci oturumuna konuk olan Doç. Dr. Süreyya Karacabey, Bursa Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dr. öğretim üyesi Banu Çakmak Duman ve Öğr. Gör. Dr. Tülay Yıldız Akgül de, tiyatroda metin ve metin yazarlığı üzerine bilgi, deneyim ve tecrübelerini paylaştı. Söyleşinin ardından Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, bütün katılımcılara teşekkür etti.

    27 Mart Dünya Tiyatro Günü etkinlikleri, Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun son oyunu “Aşkın En Kısa Gecesi”nin ücretsiz sahnelenmesiyle son buldu.