Etiket: Kültür

  • Kültür taşıyıcısı köprü şahsiyetler, Bursa belgeliğinde

    Kültür taşıyıcısı köprü şahsiyetler, Bursa belgeliğinde

    Bursa’yı değerleriyle geleceğe taşıyan Büyükşehir Belediyesi, somut olmayan kültürel mirasa katkılarına yeni yayınlarla devam ediyor. Kenti fiziki açıdan yenilerken aynı zamanda şehrin köklü kültürel birikimine de eserler sunan Büyükşehir Belediyesi tarafından kent belgeliğine kazandırılan “Osmanlı Kültürünü Cumhuriyet’e Taşıyan Köprü Şahsiyetler” kitabının tanıtımı, Tayyare Kültür Merkezi’nde yapıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız, İl Kültür Turizm Müdürü Kamil Özer ve İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu’nun katıldığı törende konuşan kitabın yazarı Prof.Dr. Mustafa Kara, Osmanlı’dan günümüze kültür aktarımının nasıl sağlandığını anlattı.

    Kitabında Osmanlı Kültürünü Cumhuriyet nesline aktaran mühim şahsiyetlerden bahsettiğini dile getiren Prof.Dr. Kara, “Özellikle harf inkılabından sonra bu iki kültür birbirinden ayrıldı ve koptu. Bu köprünün yeniden yapılması lazımdı. Osmanlı kültürüne aşina olan, Osmanlı Kültürünü okuyan, Osmanlı arşivlerine inebilen insanların bu köprüyü kurması lazım. O eski harflerle okudukları bilgileri bu yeni nesle aktarmaları lazım. İşte bu mühim görevi yapan insanlara bendeniz köprü şahsiyetler diyorum. Bu sayfalara sığmayacak kadar çok kişi var. Bendeniz bunlardan size bir demet sunuyorum sadece. Kitaptaki isimlerin hepsi bahsettiğim iki kültürü birbirine bağlayan insanlardır. Bu isimlerin eserleri olmasaydı bizim neslin işi çok zor olacaktı. Buradaki insanlar çok mühim bir iş yapmışlardır. Bu bir vefa borcudur. Onlara olan vefa borcumuzu ifa etmemiz lazım. Onları bizden sonraki nesle de tanıtmamız lazım” dedi.

    Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Özer de medeniyet ve kültürün temelinin insan olduğunu vurguladı. Özer, “İnsan varsa her şey var. İnsan yoksa hiçbir şey yok. O zaman onu oluşturan insanın kim olduğu, nasıl yetiştiği, nasıl insan yetiştirdiği de çok önemli. Bizim görevimiz de bunu geleceğe aktarmaktır. Dolayısıyla bu bir hareket halinde devam ediyor. Şu anda da bir kültür ve medeniyetin oluşumundaki bir şehirde yaşayanlar olarak aslında bu sorumluluğumuz belki de birçok şehirden, birçok insandan daha fazla omuzlarımızdadır diye düşünüyorum. Bu görevi de Büyükşehir Belediye’miz hassasiyetle yerine getirmeye çalışıyor. Sayın hocam bu kitabı hazırlayarak aslında yeni bir köprü kurmuş oldu. Bizler o köprüleri geliştirerek ancak hizmet edebiliriz ya da geleceğe aktarabiliriz diye düşünüyorum. Bu eserin hayata geçirilmesinde emek veren başta hocam olmak üzere Büyükşehir Belediyesi’ne ve tüm çalışan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Temel meselenin insanı yetiştirmek olduğunu kaydeden İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alireisoğlu da, “Zor olan bu kültürü aktarmak; köprü yapmak ve yeni nesli bu anlamda yetiştirmek, hazırlamaktır. Çünkü yaşadığımız dünyada çocukların başkalaşma oranı çok artıyor. Babasından ve annesinden çok farklı bir kişilik olarak çocuk ailesinden ayrılabiliyor. Dolayısıyla bu şehirde 750 bin öğrencinin sorumluluğunu taşıyoruz. Bu anlamdaki destek bu şehirde yaşayan çocuklar için çok değerli. Köprü olmak lazım, yol olmak lazım ve çocuğun annesinin babasının kültüründen farklı kültürlerle hemhal olmasını engellemek lazım. Bu kitap bu anlamda bizim için çok önemli. Kitabı baş tacı edip, varoluşunu tamamlayan insanlar önemli. Bu çalışmayı gerçekleştirdiği için hocama teşekkür ediyorum. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’ne de bize verdikleri destek için çok teşekkür ediyorum” dedi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız da kültürel çalışmaların çok önemli olduğu bir süreç yaşandığını hatırlattı. Büyükşehir Belediyesi olarak ana kucaklarından başlayıp evde bakım hizmetlerine kadar toplumun her kesimine dokunduklarını belirten Yıldız, “Mustafa Kara hocamın akademik olarak fevkalade üretken olmasıyla beraber, eserleri yalnızca akademik çağa uygun değil. Son derece geniş kitlelere hitap eden çalışmalara sahip. Ben bu konuda bu eseri Bursa’ya kazandırdığı için kendisini tebrik ediyorum. Hocamın eserini çok değerli buluyorum. Bir millet geleneğini, göreneğini, adetlerini ve tarihini unutursa o milletlerin coğrafyasını bugün başkaları çiziyor. Beraber olmak zorundayız, birlikte olmak zorundayız. Bizlere düşen bu eseri Bursa’ya tanıtmak, ülkeye tanıtmaktır. Bunun manevi karşılığı inanılmaz büyük. Gelecek nesillere ışık tutan, gelecek nesillere bir şekilde örnek olabilecek bir çalışma” diye konuştu.

  • İnegöl’de 2023 dolu dolu geçti

    İnegöl’de 2023 dolu dolu geçti

    Bir yandan şehri imar ederken bir yandan da şehrin kültür sanat hayatına yön verecek organizasyonlarla bu alanda çalışmalar ortaya koyan İnegöl Belediyesi, 2023 yılını da dolu dolu geçirdi. 2023’te hem yaz hem kış dönemi kültür ve sanat etkinlikleriyle süslendi. Uluslararası Kültür Sanat Festivalinin Şubat ayında yaşanan Kahramanmaraş depremi nedeniyle iptal edildiği 2023 yılında, ilçe halkı düzenlenen çeşitli programlarla kültür ve sanatla buluşturuldu.

    KÜLTÜR VE SANAT HAYATIN MERKEZİNDE OLMALI

    Belediye Başkanı Alper Taban, İnegöl Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile bu müdürlüğe bağlı 10 birimin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Başkan Taban, “2023 yılında İnegöl Belediyesi olarak pek çok etkinlik ile ilçe halkımızı buluşturmaya gayret ettik. Tüm etkinliklerimizde de vatandaşlarımızın yoğun ilgisi ile karşılaştık. Tabi ki hayatın gerçekleri, bu şehrin ihtiyaçları var. Bunun farkındayız. Ancak kültür ve sanatta hayatın merkezinde olmalı. Bizler bu düşünceyle kültür ve sanatta da elimizden geldiği kadar şehrimize katma değer sağlamaya, sanatı hayatın merkezinde tutmaya gayret ediyoruz” dedi.

    109 FARKLI ETKİNLİK YAPILDI

    İnegöl Belediyesi Kültür Sosyal İşler Müdürlüğünün 10 birimde 77 personel ile hizmetini sürdürdüğünü ifade eden Başkan Taban; “Müdürlüğümüz 2023 yılında özellikle kültür sanat etkinlikleri anlamında çok güzel çalışmalar ortaya koydu. Bunlardan kısaca söz etmek gerekirse; seminerler, konserler, sergiler, tiyatrolar, Kültür Sanat Otobüsü etkinlikleri, istihdama yönelik kurslar, şenlikler, köy etkinlikleri, ikramlar, gastronomi, fuarlar, kitap çalışmaları, sözlü tarih çalışmaları, festivaller, yeni destinasyon çalışmaları ve kültür sanat kursları, eğitim çalışmaları ve aile ile gençlik çalışmaları… 2023 yılında bu alanlarda toplam 109 kültür sanat organizasyonu yapıldı. Bunlar arasında 7. Kitap Günleri en kapsamlı organizasyonumuzdu. 1 milyon kitap ile şehrimizdeki kitapseverleri ve öğrencilerimizi buluşturduk. Yine şehrimizin bir sembolü, Uluslararası Kültür Sanat Festivalimizi ise Şubat ayında Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem nedeniyle bu yıl gerçekleştirmedik” diye konuştu.

    775 KİŞİ KÜLTÜR SANAT KURSLARINDA EĞİTİM ALDI

    Tiyatro, halk dansları, korolar ve enstrüman kurslarının da 2023 yılında yoğun ilgi gördüğünü kaydeden Başkan Taban, şöyle devam etti: “Bu alanlarda 12 farklı branşta 775 kursiyerimiz eğitim aldı. Bizim için önemli bir alan. Gençlerimizin kültür sanatla, müzikle ilgilenmesi bizleri mutlu ediyor.”

    KENT MÜZESİ 1 MİLYON ZİYARETÇİYE ERİŞTİ

    “Öte yandan bu yıl kuruluşunun 15’inci yılını kutladığımız İnegöl Kent Müzemiz ve Mobilya Müzemiz de 2023 yılını dolu dolu geçirdi. Özellikle burada yapılan sergilerle İnegöl’ümüzün geçmişine yolculuk yapıldı. Müzelerimizi yerli ve yabancı ziyaretçilerle birlikte 2023 yılında 97 okuldan 5800 öğrenci ziyaret etti. Aynı zamanda Kent Müzemiz toplamda 1 milyonuncu ziyaretçi sayısına erişti.”

    İNESMEK’TE 1400 KURSİYER EĞİTİM ALIYOR

    “Belediyemizin kültür sanat çalışmalarının önemli bir ayağını da İnegöl Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (İNESMEK) oluşturuyor. İNESMEK kurslarımız; 27 ayrı branşta düzenlendi. 2023 yılında 1605 ön kayıt alınan kurslarda 1400 kursiyer 55 grup ve 27 farklı branşta eğitim aldı. Toplam 24 usta öğretici ile bu eğitimler verildi.”

    MODERN ÇAĞIN KÜTÜPHANE MODELİ; NÖBETÇİ KİTAPHANELER

    “İnegöl’de öğrencilerimizin en çok faydalandığı alanlardan biri Nöbetçi Kitaphanelerimiz. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde yer alan modern çağın kütüphane modeli olarak ifade ettiğimiz Kitaphanelerimiz, şehrimizde 4 farklı noktada hizmet veriyor. 5’inci Nöbetçi Kitaphanemizin de yapımı sürüyor. Kitaphanelerimiz şu an aktif 18 bin 484 üyeye sahip. Günlük 700 ila 1000 kullanıcı bu mekanlardan faydalanıyor. 20 bin kitabın yer aldığı kitaphanelerimiz, öğrencilerimizin vazgeçilmez mekanlarından biri oldu. Burada sadece ders çalışma ortamı değil zamanla farklı aktiviteleri de hayata geçirdik. Askıda test uygulaması, sınav simülasyonları ve kişisel gelişim seminerleri ile birlikte son olarak ‘Kahvehaneler Kitaphaneye Dönüşüyor’ projesi bu mekanlardan aldığımız ilhamla ortaya çıktı.”

    İNEGÖL’ÜN SANATLA DÜNYAYA AÇILAN KAPISI, HALK DANSLARI TOPLULUĞU

    “İnegöl Belediyesi Halk Dansları Topluluğumuz şehrimizin ve kurumumuzun önemli marka yüzlerinden biri. Bugün 230 dansçı ile çalışmalarını sürdüren bu ekip, ülkemiz genelinden 16 ayrı yöreye ait halk dansları repertuarı ile başarılı çalışmalar ortaya koyuyor. Master grup, gençler, yıldızlar ve minikler olmak üzere 4 ayrı grupta çalışmalarını sürdüren ekibimiz 2023 yılında farklı şehirlerde ve ülkelerde İnegöl’ümüzü başarıyla temsil etti.”

  • Osmanlı Kültür Sokağı’na iki yeni değer

    Osmanlı Kültür Sokağı’na iki yeni değer

    Başkan Yalçın, mesaisine Kiçiköy Mahallesi Gölbaşı Meydanı’nda başladı. Buradaki Osmanlı Kültür Sokağında Talas Belediyesi tarafından tarihi bir konakta yapılan Çanakkale’den Cumhuriyete 100. Yıl Müzesi’ni inceleyen Başkan Yalçın, burada başkan yardımcıları ve ilgili birim müdürlerinden bilgiler aldı. Çanakkale Kara Zaferinin yıl dönümü olan 9 Ocak’ta açılışı gerçekleştirilecek sergiye kendisine ulaştırılan gülle ve matarayı hediye eden Başkan Yalçın, sergideki eserleri de tek tek inceledi. Başkan Yalçın daha sonra Gölbaşı Meydanında bulunan ve Talas Belediyesi tarafından Su Medeniyetleri Müzesi’ne dönüştürülecek olan yer altındaki tarihi sarnıca geçti. Burada çalışanlarla sohbet ederek kolaylıklar dileyen Başkan Yalçın, bölüm bölüm düzenlemesi tamamlanan yerlerde incelemelerde bulundu.

    Başkan Yalçın incelemesinin ardından meydandaki esnaf ve vatandaşlara selam vererek hal ve hatırlarını sordu. Esnaf ve vatandaşların sıcak ve samimi karşılamalarına Başkan Yalçın da aynı şekilde karşılık verdi.

  • “Türk Kültürü ve Dili” dersleri

    “Türk Kültürü ve Dili” dersleri

    İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde görevli Doç. Dr. Mehmet İlgürel tarafından Havana Üniversitesi Sanat ve Edebiyat Fakültesi Türkiye Tarihi ve Kültürü Kürsüsünde verilen Türk Kültürü ve Dili derslerine 40 öğrenci üniversite dışından katılan Kübalılar katıldı.

    Bunun yanı sıra, Havana Üniversitesinde ilk defa “Türk Tarihi ve Kültürü” hakkında bir lisansüstü ders düzenlendi. “Eski Kökenlerinden Çağdaş Döneme Kadar Türkiye ile İlgili İncelemeler” adlı yüksek lisans dersinin yanı ısıra, “Mistik-Felsefi Düşüncenin Başlıca Temsilcileri Mevlâna ve Yunus Emre ve Kültürel ve Sosyal Bir Mirasın Varisi Türkiye” ana başlığı altında dersler sunuldu.

    Söz konusu programdaki geri kalan dersler Türkiye ile ilgili çalışmalar yapmış olan Kübalı öğretim elemanları tarafından verildi.

    Türk Dili Yarışmaları

    Program kapsamında, Türk Kültürü ve Dili sınıfı öğrencileri arasında Türk Dili Yarışmaları düzenlendi. Dereceye giren öğrencilere T.C. Havana Büyükelçiliği tarafından hediye verildi. 18 Mart Çanakkale Zaferi vesilesiyle Kübalı öğrenci ve öğretim üyelerine, Çanakkale Zaferini çeşitli yönleriyle anlatan bir konuşma verildi.

    19 Mayıs’ta “Türk Kültürü Günü”

    19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda ise öğretim üyeleri ve öğrencilerin de katılımıyla Türk Kültürü Günü düzenlendi. Bu etkinlikte Kübalı araştırmacılar, Türk Kültürü ile ilgili bildirilerini sundukları bir oturum gerçekleştirdi. Kübalı öğrenciler tarafından Türkçe şiir okundu. Ayrıca sözü geçen yarışmada başarılı olan öğrenciler ödüllendirilmiş ve 19 Mayıs kutlaması gerçekleştirildi.

  • Kütahya’da Kütüphane ve Kültür Merkezi yükseliyor

    Kütahya’da Kütüphane ve Kültür Merkezi yükseliyor

    Şehre değer katacak olan ve öğrenciler başta olmak üzere Kütahyalı vatandaşların önemli bir ihtiyacına cevap verecek olan Kütüphane ve Kültür Merkezi yükselmeye başladı. Altında yer alacak kapalı otoparkın tamamlanmasından sonra üstyapıdaki imalatlar da hızla devam ediyor.

    Proje alanındaki çalışmaları yerinde inceleyen Belediye Başkanı Prof. Dr. Alim Işık, hem öğrenciler hem de Kütahyalılar için önemli bir projeyi şehre kazandırmak için çalıştıklarını söyleyerek emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.


    Proje kapsamında kapalı otopark, yaşlı gündüz bakımevi, sergi alanları, kafeterya ve kütüphane gibi sosyal donatılar yer alacak.

  • Altın Koza Film Festivali başlıyor

    Altın Koza Film Festivali başlıyor

    Adana Büyükşehir Belediyesi’nce 18-24 Eylül tarihlerinde yapılacak 30. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin basın toplantısı Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirildi. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar, kurul üyeleri Nebil Özgentürk, Hüseyin Orhan, Mahmut Göğebakan ve İsmail Timuçin’in katıldığı toplantıda festivalin jeneriği de gösterildi. Cumhuriyetin 100. Yılında Altın Koza’nın 30’uncusunu yapmanın gururunu yaşadıklarını söyleyen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Adana’da film festivali yapmak çok daha farklı anlamlı. Adanalının sanata düşkünlüğü, sanatsever olması, seçici olmasının yanında bu toprakların yarattığı ürettiği, çıkardığı çok değerlere de bağlı bir iş. Nuri Bilge Ceylan’ın filminin gösteriminden alınacak bedelin tamamı deprem mağdurlarına yardım olarak gidecek” dedi.

    “HALK VE BASIN FESTİVALE SAHİP ÇIKIYOR”

    Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar da Uluslararası Adana Altın Koza Festivali’nin sinema sanatı için önemine vurgu yaptı, Adana halkına ve festivale sahip çıkan basın kuruluşlarına teşekkür etti.

    Festival Yürütme Kurulu Üyesi Nebil Özgentürk, Altın Koza’da yer almaları için aradıkları sanatçıların hiçbirinin kendilerini geri çevirmediğini ifade ederek bunun da Altın Koza’nın gücünden ve öneminden ileri geldiğini söyledi.

    Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde bu yıl da Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Belgesel Film Yarışması, Uluslararası Kısa Film Yarışması, Ulusal Öğrenci Kısa Film Yarışması ve Adana Kısa Film Yarışması bölümleri yer alacak. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’na 45 film başvurdu, ön değerlendirmeyi 11 film geçti, yarışmanın Jüri Başkanı Ömer Faruk Sorak. Ulusal Bölgesel Film Yarışması’na 59 film başvurdu. Ön değerlendirmeyi 8 film geçti.

    Danışmanlığını Alin Taşçıyan ve Esin Küçüktepepınar’ın, koordinatörlüğünü İzlem Oktay’ın yaptığı Dünya Sineması Bölümü; Avrupa Sineması, Dünya Sineması ve Özgürlüğün Yolları seçkilerini kapsayan, uluslararası alanda övgüler ve ödüller toplayan yeni filmlerin yanı sıra klasiklerden oluşan 21 film seyirciyle buluşturacak.

    3 KISA FİLM YARIŞMASI

    Adana Kısa Film Yarışması’nda 6 film, Öğrenci Kısa Film Yarışması’nda 24 film, Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda ise 20 film yarışacak. Çukurova Altın Koza Akademisi bu yıl 2. kez düzenlenecek. Türkiye’de üniversitelerin sinema ve güzel sanatlar bölümlerinde eğitim gören öğrenciler Adana’da ağırlanacak ve festival süresince sinema sektöründen temsilcilerin düzenleyeceği atölyelere katılacaklar.

  • 64 bin yıllık sır

    64 bin yıllık sır

    150 santimetreye inilen atölyede 40 bin ile 64 bin yıllık yaşam izleri bulunurken, çakmak taşından üretilmiş yontma taş aletleri, kazı çalışmalarının devam ettiği 64 bin yıllık atölyede üretilmiş.

    Çan’a bağlı Bahadırlı köyü sınırları içerisindeki İnkaya Mağarası, 2016 yılında Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Antropoloji Bölümü, Paleoantropoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özer başkanlığında yapılan ‘Muğla ve Çanakkale İlleri Yüzey Araştırması’ sırasında bulundu.

    İnkaya Mağarası’nda 2017-2020 yılları arasında Troya Müze Müdürlüğü başkanlığında, Prof. Dr. Özer’in bilimsel koordinatörlüğünde uluslararası bir ekiple kazı çalışmaları yapıldı. 2021 yılından itibaren ise kazı İsmail Özer başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Kararlı Kazı statüsüne çevrildi. İnkaya Mağarası kazıları bu yıl Türk Tarih Kurumu destekli kazı statüsüne dönüştürüldü. Bu yılki kazı çalışmaları toplamda 20 kişilik bir ekiple sürdürülüyor. Bu yılki çalışmalarda Orta Paleolitik Dönemde bölgede yaşamış fosil insanların çakmaktaşı hammadde ve sıcak su kaynakları nedeniyle mağarada uzun süreli ve yoğun bir şekilde ikamet ettikleri anlaşıldı.

    İnkaya Mağarasının ana bölümünün batı kısmında devam eden kazı çalışmaları sırasında çakmak taşından üretilmiş yongalar, dilgiler, kazıyıcılar, uçlar, çentikli aletler, çekirdek ve vurgaç gibi çeşitli buluntuların yapıldığı 64 bin yıllık atölyedeki derinleştirme faaliyetlerine yoğunlaşıldı. 150 santimetreye inilen atölyede 40 bin ile 64 bin yıllık yaşam izleri bulunuyor. Atölyede, çakmak taşından üretilmiş yongalar, dilgiler, kazıyıcılar, uçlar, çentikli aletler, çekirdek ve vurgaç gibi çeşitli buluntular dönem insanlarının günlük ihtiyaçlarında kullanılıyor.

    Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Antropoloji Bölümü, Paleoantropoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özer, “Şu anda mağaranın ana bölümünün batı kısmındayız. 4 yıl önce batı duvarının hemen kenarında kazı çalışmalarına başladık. Kazı sırasında burada bir sürprizle karşılaştık. Normalde mağaranın diğer bölümlerinde kalınlığı fazla olmayan bir kültür katmanıyla karşılaşırken, burada şu anda 150 santimetreye ulaşan bir katmanla karşılaştık. Buluntuların yoğunluğu ve içeriği bu alanın bir atölye alanı olarak kullanılmış olabileceği yönünde. Paleolitik dönem insanları belki de çevremizdeki yaklaşık 10 kilometrelik görüş alanıyla tüm vadiyi takip ederken, bir yandan da bu bölgede ana kayalıklardan kopardıkları taşları işliyorlar ve sonrasında büyük oranda artıklarını burada bırakıyorlardı. Ürettikleri daha işlevsel aletleri yanlarında taşıyarak belki avlanmaya, belki mağaranın diğer bölgelerinde günlük işlerini yapmaya gidiyorlardı.

    Burada üretim artıklarından görebildiğimiz kadarıyla şimdilik 150 santimetrelik bir atölye katmanı mevcut. Bu bizim çalışmalarımızı yavaşlatıyor, ama karşılığında buradaki insanların seri üretim yaptıkları alanı keşfetmenin de mutluluğunu var. Katmanın üst seviyelerinden geçen yıl yaptığımız tarihlendirmeler bize 40 bin yıllık bir zamanı gösterdi. 40 bin yıl aslında bu dönem insanının soy tükenmelerinin başladığı bir evreyi gösteriyor. Belki de bu insanlar için mağaranın en son kullanıldığı dönemi bulmuş olabiliriz.

    Tabi diğer tarihlendirmeler bize zaman içinde bunun doğru olup olmadığını gösterecek. Daha aşağılara indiğimiz zamanda 64 bin yıllık bir zamana ulaştık. Şimdiki hedefimiz bizim mağaranın batı bölümündeki 64 bin yıl ile doğu yamaçlarındaki 64 ile 86 bin yıl arasındaki tarihlerin burada örtüşüp, örtüşmeyeceği, yani birbirini devam ettirip, ettirmeyeceği şeklinde, bunu hem bu sene hem de ileriki yıllarda burada devam ettireceğimiz derinleştirme çalışmaları söyleyecek. Tarihlendirmelerimizi kazı sezonu sonunda indiğimiz en derin seviyeden tekrar yapacağız. Bu alanın yine ilginç özelliklerinden bir tanesi mağara ana kayasının alt kısmının insanlar tarafından koparıldığını gösteren izler. Yani buradaki bütün buluntular aslında bu bölgedeki mağara duvarının koparılarak, yontma taş aletlerin üretilmesi ve sonrasında buraya terk edilmesi sonucunda oluşmuş bir birikimdir” dedi.

  • Yıldırım’da Anadolu kültür şöleni

    Yıldırım’da Anadolu kültür şöleni

    Erzurum Baş Barı halk oyunu gösterisi ile başlayan geceye Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’ın yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fethi Yıldız, Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, Yıldırım Kaymakamı Metin Esen, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Ömer Faruk Temiztürk, AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Aras, Erzurum Platformları Başkanı İsmet Aksu ve çok sayıda davetli katıldı.


    Yıldırım’ın tıpkı Bursa’nın fethinde olduğu gibi bugün de adeta şehre giriş kapısı olduğunu aktaran Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Erzurum’dan Balkanlara, Kafkasya’dan İç Anadolu’ya, Karadeniz’den Güneydoğu Anadolu’ya gönül coğrafyamızın farklı bölgelerinden Bursa’ya gelen insanlarımızın büyük bir bölümünün ilk ikametleri Yıldırım olmuştur. Dolayısı ile bu kültürel kaynaşmanın kazanımı Yıldırım’ın en büyük zenginliği ve en önemli gücü olmuştur. Hepimizin ortak paydası Yıldırım’da işte bu birlik ve beraberliğimizin yansıması olan Erzurum Gecesi’nde sizlerle olmaktan dolayı mutluyum. Erzurum Kongresi’nin 104’üncü yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde düzenlediğimiz Anadolu Kültür Şöleni Erzurum gecesi etkinliğine hepiniz hoşgeldiniz sefalar getirdiniz” dedi.


    10 farklı yöre ağırlanacak

    Yıldırım’ın kardeşliğin, birlik beraberliğin ve dayanışmanın şehri olduğunu hatırlatan Başkan Yılmaz, “Bu kardeşliğimizin bir yansıması olarak düzenlediğimiz ‘Anadolu Kültür Şöleni’mize önümüzdeki günlerde Samsun, Rumeli, Balkanlar, Artvin, Ahıska, Kars/Ardahan, Bingöl, Trabzon ve Muş yörelerimizi ağırlayacağız. Yıldırımlı hemşerilerimizi bu kültürel zenginliklerimize tanıklık etmeye davet ediyorum” diye konuştu. Yıldırım’ın kültürel ve demografik yapısı ile adeta küçük bir Anadolu, küçük bir Rumeli olduğunu kaydeden Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fethi Yıldız, “Bizi bu güzel etkinlikte bir araya getirerek, birlik beraberliğimizi hatırlatan ev bizi duygulandıran Başkanımız Oktay Yılmaz ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum” dedi. Yıldırım gibi tüm güzelliklerin bahşedildiği bir belde de Yıldırımlılara hizmet etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Kaymakam Metin Esen, “Bugün burada farklı yörelerimizin kültürleri sergileniyor. Ancak bunlar aynı zamanda Yıldırım’ın da kültürü, Yıldırım’ın zenginliği, bizleri ve hemşehrilerimizi burada buluşturan Yıldırım Belediyesi’ni kutluyorum” diye konuştu. Erzurum Platformları Başkanı İsmet Aksu da düzenlenen Etkinlikten dolayı Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a teşekkür etti. Konuşmaların ardından Murat Balkuş’un sahnelediği tiyatro gösterisi ve Özcan Türe konseri ile devam eden programa Yıldırımlılar yoğun ilgi gösterdi.

  • Kurumuş dalları sanata dönüştürüyor

    Kurumuş dalları sanata dönüştürüyor

    Yozgat’ta yaşayan 66 yaşındaki Raşit Öztürk, ormandan topladığı kurumuş ağaç dalları ve köklerinden yaptığı birbirinden farklı eserleri sergilemek amacıyla köydeki evinin ahırını sanat müzesine dönüştürdü.

    Yozgat’ın Aydıncık ilçesine bağlı Kösrelik köyünde yaşayan Raşit Öztürk (66), emekli olduktan sonra el sanatlarına ilgi duymaya başladı. Önceleri su kabağından abajur ve tahta kaşık yaparak sanatını icra eden Öztürk, daha sonra ormandan, dere kenarlarından topladığı kurumuş ağaç dalları ve kökleri orijinal şekillerini bozmadan atölyesinde kesip, törpü, zımpara ve cilalama işlemlerinin ardından doğadaki canlıların objelerine dönüştürmeye başladı.

    Daha çok kuş figürleri üzerinde yoğunlaşan Öztürk, baston, abajur, sehpa, biblo gibi süs eşyalarının yanı sıra kurt ve geyik gibi hayvan figürlerinden de ev dekorları yapmaya başladı. 17 yıldır el sanatlarıyla uğraşan ve ağaç dallarını sanata dönüştüren Öztürk’ün eserleri evine sığmaz olunca Yozgat Valiliği öncülüğünde Aydıncık Kaymakamlığı ve Belediyesince ‘KOP ile Geleneksel El Sanatlarını Yaşatıyoruz’ projesi çerçevesinde Öztürk’ün evinin altında bulunan ahır, tadilatın ardından müzeye çevrildi. Yaklaşık 1 hafta önce içerisinde 500’ün üzerinde eser bulunan müze vatandaşların ziyaretine açıldı. Müze el sanatlarına ilgi duyan vatandaşların da uğrak noktası haline geldi.

    500’ü geçkin eser var
    17 yıldır el sanatlarıyla uğraştığını söyleyen Raşit Öztürk, “Emekli olduktan sonra köyüme geldim. 2006 yılından itibaren el sanatlarıyla uğraşıyorum. Ormanlık alanlardan kurumuş ağaç dallarını doğaya zarar vermeden topluyorum. Fındık, meşe, karaağaç, kızılcık ağacı hangisini bulabilirsem onları değerlendiriyorum. Bu ağaçlardan baston, kağnı, abajur, sehpa yapıyorum. Burada 500’ü geçkin eser var” dedi.

    Önceleri ahır olarak kullanılıyordu
    Yaptığı eserler evine sığmayınca ahırı sergi salonuna çevirmeye karar verdiğini belirten Öztürk, “Önceleri evimizin altı ahırdı. Eserlerimizi evimde muhafaza ediyordum, her yer eser dolmuştu, çok sıkıntı oluyordu, eserler evime sığmıyordu.

    Geçen sene evimize Yozgat Valimiz gelmişti. Eserlerin evime sığmadığını gördü. Vali beyin öncülüğünde kaymakamlığımız ve belediyemizce ‘KOP ile Geleneksel El Sanatlarını Yaşatıyoruz’ projesine başvurduk. Bize yardımcı oldular, ahırı sergi salonuna çevirmeyi başardık. Ziyaretçilerimize kapımız her zaman açık, gelip eserleri görmeye gelebilirler, satın alabilirler” şeklinde konuştu.

  • Ressamlar Kapadokya’yı resmetti

    Ressamlar Kapadokya’yı resmetti

    Uçhisar Belediyesinin katkılarıyla Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden olan Kapadokya bölgesinde bulunan tarihi Uçhisar Kalesi’ne gelen ressamlar çizdikleri Kapadokya resimlerini yine Uçhisar kalesinde sergilediler.

    Kırgızistan’dan 3, Azerbaycan’dan 1 ve yurt içinden de 3 ressam katıldı. Kapadokya’da açık hava manzarasında önce resimlerini çizdi daha sonra da tarihi Uçhisar kalesinde eserlerini sergiledi. Trabzon’dan katılan Ressam Orhan Zafer yaptığı açıklamada, “Tarihi Uçhisar Kalesini, modern sanat galerisine dönüştürdük.

    Grubumuzda 3’ü Kırgız, 1’i Azerbaycan’dan olmak üzere toplamda 7 ressamız. Uçhisar’ın sadece doğal güzelliğini değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetinin de modern yüzünü, sanatını da bölgeye gelen turistlere göstermek, Türk Kültürü hakkında da bilgi vermek ve buradaki turistik faaliyetleri çeşitlendirmek amacıyla sanatsal bir dokunuş yapıyoruz.

    Biz sanatçılar olarak burada bulunmaktan son derece keyif duyuyoruz. Uçhisar kalesinde sanatçılarla ile birlikte yaptığımız çalışmalar ay sonuna kadar sergilenecek. Kapadokya inanılmaz bir kare. Muhteşem bir doğa. Bütün insanları etkilediği gibi sanatçıları daha da derinden etkiliyor. Çok besleyici bir coğrafya. Ülkemizde çok nadir rastlanılan güzelliklerden bir tanesi” dedi.

    Zafer, “Çalışma arkadaşlarımız ile birlikte açık havada çalışma yapıyoruz. Bunun özel tarafı, ışığı gözlemliyorsunuz, renkleri farklı saatlerde farklı tonlarda görüyor ve ona göre resmediyorsunuz. Ayrıca açık havada resim yaptığınızda güçlü bir gözlem bilincine sahip oluyorsunuz” dedi.

    Azerbaycan’dan Kapadokya’ya 4. kez geldiğini ifade eden Ressam Arstan Dukuev yaptığı açıklamada, “Ben 6 aydır buradayım. Türkiye’de resim çiziyorum. Yurt içinde Giresun, Ankara, İstanbul başta olmak üzere birçok yeri resmettim. Türkiye bir ressam için hem çok uygun bir yer hem de sanatçı için ilham kaynağı. Kapadokya’ya ve Uçhisar’a 4. defa geliyorum.

    Geçmiş yüzyıllara ait eski bir tarihi ve zengin bir kültürü var. Burası çok sakin yer, buraya geldiğimde bambaşka bir dünyaya gelmiş gibi oluyorum. Burada ki her bir kayalık her bir taş sanatçı için ilham kaynağı oluyor” şeklinde konuştu.

    Uçhisar’ın derin bir ruha sahip olduğunu vurgulayan Ressam Mümin Candaş ise yaptığı açıklamada, “Trabzon’da yaşıyorum. Ülkemizin tarihi ve doğal güzelliklerini resmetmek ve onları yerinde görmek için arkadaşlarımla beraber seyahatlerimiz oluyor. Bu seyahatler çerçevesinde bu dönemde de Anadolu’nun binlerce yıllık medeniyetler beşiğinin en önemli ve derin ruha sahip bir yeri olan Uçhisar’da etkinlik için bir araya geldik” dedi.

    Canlı performans çalışması yaptıklarını belirten Candaş, “Kapadokya başka bir doku. Sadece yerin üzerinde değil yerin altında da yaşayan bir ruha sahip. Bastığınız toprakların aslında birçok insanın birçok medeniyetin göz bebeği haline gelmiş. Kapadokya üretimin bireysel ve manevi duyguların çok yoğun yaşandığı yer.

    Burası sadece biz sanatçılar için değil tüm dünya medeniyetleri ve insanları için çok önemli bir nokta. Bütün bunların bilincinde bir sanatçı olarak Kapadokya benim için çok özel. Burada çalışma yaparken doğaya yetişmek imkânsız. Ancak hissedebildiğiniz veya onu resmedebildiğiniz noktada ona kattığınız ruh oradaki medeniyet veyahut toprakların size verdiği etki resimlerimize yansıyor.

    Açık havada resim yapmak insana haz, heyecan ve aynı zamanda hızda katıyor. Çünkü anı yakalamak belgelemek o anda o duyguyu vermek zorundasınız. Özellikle her bir bölgesi tablo olan Kapadokya’da açık havada resim yapmak çok daha özel. Kapadokya’nın her açısı her noktası ve her mevsimi ayrı bir güzel” ifadelerini kullandı.