Etiket: kültürel miras

  • Aydın’da müze ve ören yerlerini 382 bin kişi ziyaret etti

    Aydın’da müze ve ören yerlerini 382 bin kişi ziyaret etti

    Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın’ın tarihi, kent genelindeki eski yapıların duvarlarında saklanırken, müze ve ören yerleriyle de vatandaşların rotalarında yer almaya devam ediyor. Sokaklarında adeta tarih fışkıran merkez ilçe Efeler başta olmak üzere Aydın’ın birçok ilçesi tarih ile iç içe yaşarken, tarihi yapı taşlar sokaklardaki eski yapılarda görenlere göz kırpıyor. TÜİK 2023 yılı verilerine göre Aydın’da korunmaya alınan 4 sokak, 10 anıt ve abide, 80 idari, 357 kültürel, 3 şehitlik, 32 askeri, 112 endüstriyel ve ticari, 171 dinle ilgili, 190 mezarlık, 708 sivil mimarlık örneği, 56 kalıntı olmak üzere toplam bin 723 adet taşınmaz kültür varlığı ile 446 arkeolojik, 9 kentsel ve 4 tarihi olmak üzere toplam 459 adet sit alanı bulunuyor.

    “382 bin kişi ziyaret etti”
    Aydın’daki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerini ise 2023 yılında ücretli 291 bin 559 kişi, ücretsiz 91 bin 54 kişi olmak üzere toplam 382 bin 613 kişi ziyaret etti. Ayrıca 2023 yılında toplam 59 bin 296 adet müze kart satışı gerçekleştirildi. Aydın’daki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 9 ören yeri ve 5 müze bulunurken müzelerde ise toplam 115 bin 265 eser yer alıyor. Yine Aydın’da bulunan 8 özel müze ve müzelerde toplam 2 bin 436 eser sergilenirken, 2023 yılında özel müzelere toplam 146 bin 58 kişi ziyaret etti.

    Aydın genelindeki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzelerdeki eserlerin yıl sonu mevcut sayıları da belli oldu. Verilere göre il genelinde 29 bin 406 arkeolojik materyal, 4 bin 901 etnografik materyal, 77 bin 764 sikke, bin 765 mühür ve mühür baskısı, bin 420 arşiv dokümanları, 1 el yazması, 8 diğer olmak üzere toplam 115 bin 265 eser yer alıyor.

  • Tokatlı kadınlar 81 il valiliği ve 922 ilçe kaymakamlığı sitelerinde yer aldı

    Tokatlı kadınlar 81 il valiliği ve 922 ilçe kaymakamlığı sitelerinde yer aldı

    Tokat’ın Almus ilçesine bağlı Akarçay beldesinde, geleneksel kültür ve zarafet günümüzde de yaşatılmaya devam ediyor. Beldede özel günlerde giyilen ve nadir görülen yöresel elbiselerle dikkat çeken kadınlar, köylerinin kültürel mirasını yaşatma konusunda önemli bir rol oynuyor. Bu kültürün yaşatılması ve geçmişten geleceğe bağ kurulması amacıyla Almus Kaymakamı Emre Çömen’in girişimleriyle bu değerli anlar, görüntü yönetmeni Alperen Demirbaş tarafından dijital ortamda kayıt altına alındı.

    Geleneksel kıyafetleriyle köylerinin kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktaran Tokatlı kadınların videosu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından sosyal medya hesabından paylaşıldı. Paylaşımın ardından yöresel kıyafetli kadınlar, Türkiye’deki 81 il valiliği ve 922 ilçe kaymakamlığı sitesinde de yer aldı. Bu değerli kültürel mirasın, geniş kitlelere ulaştırılması ve farkındalık oluşturması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.

  • Türkiye’nin kültürel mirası fotoğraflarla belgelenecek

    Türkiye’nin kültürel mirası fotoğraflarla belgelenecek

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri, Geleneksel Sanatlar Derneği, Görsel Kültür Derneği ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) işbirliğinde gerçekleştirilecek yarışmanın başvuruları 21 Ağustos Çarşamba gününe kadar devam edecek.
    Türkiye’nin UNESCO listelerine giren ve girmek üzere aday listelerde yer alan tüm somut olmayan kültür miraslarının yaşatılması için önemli çalışmalar gerçekleştiren Bursa UNESCO Derneği, SOKÜM Ulusal Fotoğraf Yarışması düzenliyor. Geleneksel hale gelmesi hedeflenen yarışma çerçevesinde Türkiye’nin somut olmayan kültürel miras listesinde olan başlıklarda üretilen fotoğraflar yarışacak. Türkiye sınırlarında çekilmek kaydıyla her kentten ve bölgeden fotoğrafların kabul edileceği yarışmada renkli veya siyah-beyaz tüm fotoğraflar tek kategoride değerlendirilirken, her bir katılımcı en fazla 4 adet eserle yarışmaya katılabilecek.

    Bursa UNESCO Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İlker Özaslan, 2024 yılında çok önemli başarılar elde ettiklerini söyledi. Özaslan, “11-12 Haziran tarihlerinde Paris UNESCO Genel Merkezi’nde 70 ülkeden akredite olan 270 dernek arasına girdik. Bu akreditasyon ile Türkiye’deki 8 sivil toplum kuruluşu arasında kendimize yer bulduk. Tüm bunlar çerçevesinde bu sene de çok önemli bir organizasyona imza attık. Bursa UNESCO Derneği olarak ‘Ulusal Somut Olmayan Kültürel Miras Fotoğraf Yarışması’nı düzenledik. Bu yarışma kapsamında el ve göz becerisi ile eserini icra eden sanatçıların değerini ortaya çıkaracağız. Bunu da Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) çatısı altında yapıyoruz. Yarışmamıza 21 Ağustos’a kadar 200’e yakın fotoğraf sanatçısının başvurmasını bekliyoruz. Şu anda olarak başvurular online olarak devam ediyor. Yarışma sonunda ortaya çıkan değerli eserleri ödüllendireceğiz. Devamında ise arşivleyip bir kitap haline getirmeyi amaçlıyoruz. Bu kitap da Türk kültürüne bir armağan olacak” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin en kapsamlı ikinci Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nin Bursa’da açıldığını belirten Özaslan, kültürel birikimin korunması, tanıtılması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan en önemli kurumlardan birinin de müzeler olduğunu vurguladı. Özaslan, “Müzemiz, somut olmayan kültürel mirasın beş ana alanını da kapsıyor. Müzede aynı zamanda, gölge oyunları, atölye çalışmaları, eğitim programları gerçekleştiriyoruz. Amacımız yaşayan bir müze olmak. Türkiye sahip olduğu 30 kültürel miras ile 145 ülke arasında ikinci sırada yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda liderliği alacağımızı umuyorum. Biz de Türkiye’deki somut olmayan kültürel mirasa katkı koymak adına somut olmayan kültürel mirası araştırmak, ortaya çıkarmak, onu yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için çeşitli faaliyetlerde bulunuyoruz. Burada bizimle olan sanatçılarımız gelen ziyaretçilere uygulamalı olarak icra ettikleri sanatları tanıtıyorlar. İğne oyası, ipek dokuma, çini, kozadan takı, ahşap oymaca gibi alanlarda uzman olan birçok sanatçıyla birlikte çalışıyoruz. Türkiye’deki somut olmayan kültürel miras müzeleri arasında en zengin ve profesyonel kadroya sahip müzelerden biriyiz. Gençlerimizin, çocuklarımızın ve tüm halkımızın buraya daha sık gelmelerini bekliyoruz” diye konuştu.
    Yarışma sonunda yapılacak jüri değerlendirmesi ile birinciye 30 bin TL, ikinciye 20 bin TL, üçüncüye 10 bin TL ödül verilecek. Ayrıca 5 bin TL mansiyon ödülü ve katılımcılara bin TL sergileme ödülü verilecek. Yarışmaya katılmak isteyenler başvurularını web sitesinden gerçekleştirebilecek.

  • AB Büyükelçileri Sagalassos Antik Kenti’nde bir araya geldi

    AB Büyükelçileri Sagalassos Antik Kenti’nde bir araya geldi

    Burdur’un Ağlasun ilçesinde bulunan Psidia Antik Kenti’nin başkenti Sagalassos Antik Kenti’ni gezen heyete Kazı Başkanı Peter Talloen tarafından şehrin yerleşimi, tarihi ve kazı çalışmaları ile ilgili bilgi verildi. Sagalassos Antik Kenti’nin en önemli eserlerinden biri olan Antoninler Çeşmesi’nin önünde hatıra fotoğrafı çektiren heyet, daha sonra Aşk Çeşmesi’nden su içti. Gezinin ardından büyükelçilere Bilkent Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi Belen Gürkaynak tarafından Sagalassos Antik Kenti’nden çıkarılan kaynaklarda bulunan tariflerden hazırlanan 6 çeşit ikram sunumu gerçekleştirildi.

    Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, gezi sonrası yaptığı açıklamada, “Ben ilk defa geldim buraya, çok etkileyici bulduğumu söylemek isterim. Bugünkü bu harika ziyaret çerçevesinde bizlere rehberlik eden profesörlerimize de teşekkür ediyoruz. Bizler bugün buradayız, çünkü bu ziyareti gerçekleştirmek hepimizin ortak fikriydi. Sevgili meslektaşım Belçika Büyükelçisi Paul da, kendisi aynı zamanda Belçika’yı temsil ettiği gibi dönem başkanlığını da üstleniyor. Bu gezinin güzel bir fikir olacağını düşündük. Çünkü Paul burada Belçika için de önemli çalışmalar yürütüyor. Ben kendisine de teşekkür ediyorum. Hem bizi davet ettiği için hem bizi buraya getirdiği için” dedi.

    Belçika Büyükelçisi Paul Huynen ise, “Burada yaklaşık 25 yıldır kazı devam ediyor. Kazı Türk arkeologlarla birlikte yürütülüyor. Gerçekten çok güzel çalışmalar yapıldı. Bugün ayrıca kazıların daha da geliştirileceğini duyduk. Bu da çok iyi, çünkü daha fazla kalıntı ortaya çıkarılabilecek bu sayede. Dolayısıyla burada yapılan yatırım devam ediyor” şeklinde konuştu.

    Burdur Valisi Türker Öksüz, “Burdur hakikaten hem antik şehirleriyle, tarihi konaklarıyla, tarım ve hayvancılığıyla ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bir şehir. Biz Sagalassos Antik Kenti’nin yanında Kibyra, Kremna gibi antik kentlere de sahip olduğumuzdan kendimizi kültürel zenginliğe sahip bir şehir olarak görüyoruz. 1700’lü yıllarda açığa çıkarılmaya başlayan ve 1989 yılından itibaren kazıya başlanan Sagalassos Antik Kenti’nde kazı çalışmalarının geldiği aşamayı memnuniyetle karşılamakla birlikte bundan sonra bu kazı faaliyetini daha da hızlandırarak bu kültürel mirası bir an önce ortaya çıkarmak ve tüm insanlığın hizmetine sunmak istiyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın desteği ile inşallah hep birlikte bu kültürel mirası gelecek nesillere taşıyacağız” açıklamasında bulundu.

    Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer- Landrut başkanlığında gerçekleştirilen geziye Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı, Avusturya, Belçika, Hırvatistan, Finlandiya, Yunanistan, Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Portekiz, Romanya, Slovenya, İspanya ve İsveç büyükelçileri ile Burdur Valisi Türker Öksüz, Milletvekili Adem Korkmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy ile Müze Müdürü Murat Kaleağasıoğlu katıldı.

  • “Kültürel Miras ve UNESCO”

    “Kültürel Miras ve UNESCO”

    Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen sergide, Türkiye’den UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmış 21 ve geçici listede yer alan 5 kültürel mirasın fotoğrafları beğeniye sunuldu. Serginin açılışına Vakıflar Bölge Müdürü Erdal Pınar, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Serhat Yılmaz, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

    "Kültürel Miras ve UNESCO"

    Sergi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi H. Asena Kızılarslanoğlu ve Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Rabia Aktaş’ın sorumluluğunda yürütülen “Kültür Miras Bilinci ve Koruma” ile “Kültürel Varlıkların Korunması” derslerini alan öğrencilerin sunumları ile gerçekleştirildi.

    2 gün boyunca ziyarete açık kalan sergiyi, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Kerem Seven, Arkeoloji Müzesi Müdürü Erol Kale ve müze uzman arkeologları, Kent Müzesi Müdürü Dr. Murat Karasalioğlu ile üniversiteden çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci ziyaret etti.

  • Geleceğe taşınması için “Antep İşi Nakışı” UNESCO yolunda!

    Geleceğe taşınması için “Antep İşi Nakışı” UNESCO yolunda!

    Yapımı büyük emek ve dikkat isteyen, Gazi şehirde çeyizlerin olmazsa olmazı Antep İşi Nakışı’nın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, dünyaya tanıtılması ve yenilikçi dokunuşlarla modern tasarımlarda yer alması için başlatılan çalışmanın ilk adımında uzman ekipler, Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi için hazırlanacak. Yapılacak dosya yazım çalıştayında geçmişten gelen kültürün yaşatılması, özellikleri, hikayesi ve kültürel motifleri ele alınacak.
    Antep İşi El Nakışı’nın korunarak geleceğe aktarılmasının da amaçlandığı çalıştayın açılışı Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Selim Terzi’nin katılıyla Gaziantep Sanat Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda Antep İşi’nin yolculuğunun anlatıldığı “İlmek İlmek Antep İşi” kısa filmi izlendi.


    “Her Antep İşi’nde başka bir hikaye var”
    Açılış toplantısında konuşma yapan Başkan Fatma Şahin, 2014 yılında Gaziantep’te göreve başladığında yaptıkları ilk işlerden birinin Kutnu Kumaşı’nın korunması, modern tasarımlara uyumu ve ortaya çıkan Kutnia Markası’nın başarısına değinerek, “Antep İşi deyip geçmeyeceksin büyük bir sabır var. İğne ile kuyu kazıma adeta. Ama orada bir genç kız aşkını anlatıyor, özgür olmak isteyen birinin kuşunu görüyorsunuz. Her Antep işinde başka bir hikaye var. Yüreğindeki sesi oraya yansıtmak istiyor. O sesle dünyaya seslenmek istiyor. Bunu geleceğe taşımak hepimizin üzerinde bir sorumluluk. Hepimizin baktığı bir yer var. Ya bunu yok sayıp tek tipleşerek küreselleşeceğiz. Bizim şehrimizin diğer şehirlerden bir farkı kalmayacak. Ya da bir medeniyet ve kültür şehriysek, en eski coğrafyada yerleşim olarak büyük bir emanet var üstümüzde” dedi.


    “Annelerden aldığımız geçmişi gelecek nesillere taşıyacağız”
    Her nakışın diğerinden farklı ve özgün olduğunu belirten ve çocukluğundan Antep işi ile ilgili hatıralarının anlatan Başkan Şahin, “Burada bir hayat, hikaye, ekonomi var. Bu eserleri dünyaya tanıttığımızda uluslararası bir vizyon ve pazara girmiş olacağız. Gastronomiye başladığımızda en iyi hocalarla çalıştık, hikayeleştirdik. Bu hikayeyi ise iyi bir tasarımla dünyaya tanıtacağız. Bizim değerlerimiz çok büyük. Bunu dünyaya iyi pazarlarsak bir ekonomi oluşacak. Uluslararası bir dünya başka bir yere gidiyor. Bunu iyi yakaladığımızda bu şehri kültürel mirasın başkenti yapabiliriz. Anadolu bu zaten. Biz örnek ve lider bir şehiriz. Annelerden aldığımız geçmişi gelecek nesillere taşıyacağız. Yeni dönemde bunun için Tasarım A.Ş.’yi kuracağız. UNESCO’ya girdiğimizde bunu dünyaya çok iyi tanıtacağız” ifadelerini kullandı.
    “Özellikle çocuklarımızı bu miraslarla tanıştırmak için çok çabalıyoruz”
    Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Selim Terzi ise kurum olarak 2006 yılından itibaren listeler için yoğun çalışmalar başlattıklarını belirterek, “Dün akşam ufak bir araştırma yaptım. Büyükşehir Belediyesi’nin kanalına girdim ve Antep işi ile ilgili videoda ‘Gönülden geçen, dile gelemeyen duyguların ilmek ilmek dokunduğu el sanatı, yüzlerce yıllık bir gelenek, ipliğin motifler ile olan aşkı’. Bu mirasların yaşatılması, önce bugüne sonra geleceğe taşınması konusunda neler yapabiliriz, bunları çalışmaya başladık. Özellikle çocuklarımızı bu miraslarla tanıştırmak için çok çabalıyoruz” diye konuştu.

     

  • Arjantinlilerin Türkiye hayranlığı

    Arjantinlilerin Türkiye hayranlığı

    “10. yılında demir ağlarla örülen Türkiye’den 100. yılında dünyayı kültür ağlarıyla ören Türkiye’ye” mottosuyla hareket eden Yunus Emre Enstitüsü, dünyanın farklı noktalarında temsilcilikleri aracılığıyla Türkçe’nin ve Türk kültürünün tanınmasına katkı sağlıyor. Arjantin Dışişleri, Uluslararası Ticaret ve Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen ve ülkelerin büyükelçilikleri ile kültür merkezlerinin katıldığı “Büyükelçilikler Gecesi” adlı etkinliğe Buenos Aires Büyükelçiliği himayelerinde Türkiye’yi temsilen Buenos Aires Yunus Emre Enstitüsü katıldı. Yaklaşık bin 500 kişinin ziyaret ettiği Buenos Aires Yunus Emre Enstitüsü önünde 500 metre uzunluğunda kuyruklar meydana geldi. Enstitünün binlerce Arjantinliyi ağırladığı gecede Türkiye’nin kültürel zenginliklerinin yer aldığı Türk Kültürü Sergisi, Türkiye tanıtım sunumu ile Türk kahvesi ve çay atölyeleri, Rumî’nin Hoşgörü Dünyası adlı sunum, sema gösterisi gibi gece boyunca çeşitli aktivitelerle Türk kültürü tanıtıldı.

    Türkiye ve Türk kültürü binlerce Arjantinliyi bir araya getirdi

    Buenos Aires Yunus Emre Enstitüsü Koordinatörü Aydın Bayat, “Türkçe ve Türkiye’ye has çok sayıda hayranlık uyandırıcı unsur, Arjantinlilerin Türkçe öğrenmesine ve Türk kültürüne ilgi duymasına zemin hazırlıyor” ifadesini kullandı.


    Bayat, “Bugün Yunus Emre Enstitüsü olarak gurur dolu bir gün yaşadık. Büyükelçiliklerin ve kültür merkezlerinin kapılarını açtığı gecede Türkiye’ye ve Türk kültürüne gösterilen ilginin bir yansıması olarak yaklaşık bin 500 Arjantinli merkezimizi ziyaret etti. Türkiye’nin kültürel mirasını inşa ettiğimiz Arjantin’den yediden yetmişe farklı yaş gruplarının bulunması ve Türkiye’ye gösterilen yoğun ilgi bizi ziyadesiyle mutlu etti” diye konuştu.

  • Nilüfer bir müze daha kazanıyor

    Nilüfer bir müze daha kazanıyor

    Nilüfer Belediyesi, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel yapısıyla da bir sanat köyü olma yolunda ilerleyen Misi’ye, Fotoğraf Müzesi ve Edebiyat Müzesi’nin ardından yeni bir müze daha kazandırıyor. Nilüfer Belediyesi tarafından daha önce restore edilen Misi’deki 3 katlı tarihi bina, bu hedefle müze olarak düzenlenmek üzere10 yıllığına Bursa UNESCO Derneği’ne tahsis edildi.


    Bu işbirliğinin çerçevesini belirlemek üzere Nilüfer Belediyesi ile Bursa UNESCO Derneği arasında işbirliği protokolü imzalandı. Nilüfer Belediyesi Halk Evi’nde imzalanan protokol törenine Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. İmza öncesi yapılan işbirliğinden dolayı yaşadığı memnuniyeti dile getiren Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan, Başkan Turgay Erdem ve emeği geçenlere teşekkür etti. Projenin Bursa’nın geçmişini gelecek nesillere aktarmada büyük rol alacağını ifade eden Özaslan, “Bugün Bursa’nın kültürel kimliğine katkı yapacak önemli bir projeye imza atıyoruz. Bursa’ya çok önemli bir eser kazandırıyoruz. Ankara’dan sonra Müşahhas Olmayan Kültürel Miras Müzesi olarak Türkiye’nin ikinci müzesi Bursa’da, Nilüfer Misi’de kapılarını açacak. İlkine göre daha nitelikli olacak bu mekanda çok özel ve etkili çalışmalar yapacağız. Misi’yi kültür gönüllüleriyle kültür merkezi haline getirmek istiyoruz. Burası müzenin yanı sıra daha işlevsel olarak yaşayacak. Nilüfer Belediyesi’nin verdiği bu destek çok değerli. Bizler de bize olan güveni ve iyi niyeti boşa çıkarmayacağız” dedi.


    Tarihi binanın restore edilerek gelecek nesillere aktarılması hedefinin, yapılan işbirliğiyle taçlandığını kaydeden Başkan Turgay Erdem de, “Tarihi yapıya yönelik geçmişte yaptığımız çalışmalar Bursa UNESCO Derneği ile farklı bir anlam kazanacak. Misi çok önemsediğimiz, değer verdiğimiz bir bölge. Yapılan çalışmalar bölgenin değerini de arttıracaktır. Tarihi doğal güzellikleriyle bezenen Misi’nin kültür sanat merkezi olma hedefine sizlerin de desteği olacak. Bende bu projeye emek ve gönül veren herkesi kutluyorum” diye konuştu.


    Yapılan konuşmaların ardından protokol imzalandı. Atılan imzalar sonucu Nilüfer Belediyesi’nin mülkiyetinde olan Misi Mahallesi’ndeki 3 katlı tarihi yapı 10 yıllığına Bursa UNESCO Derneği’ne tahsis edildi. Bursa UNESCO Derneği’nin yapacağı çalışmalar sonucu tarihi yapı Türkiye’de Ankara Altındağ’dan sonra en geniş 2. Müşahhas Olmayan Kültürel Miras Müzesi olarak hizmete sunulacak. Hayata geçirilmesi planlanan müzenin uygulama alanlarında, gösteri, el sanatları atölyeleri, muhabbet, gelin, sünnet, masal, oyun odaları, oluşturulacak. “Tahtasız Sınıflar- Okul Dışı Öğrenme Ortamlarının Kullanımı” gibi projeler ile okulların eğitim çalışmalarına da ev sahipliği yapması planlanan Misi SOKÜM Müzesi, öğrenci gruplarıyla da iç içe olacak. Her kesimden ziyaretçiye hitap etmesi planlanan Misi Müşahhas Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nin yılda yaklaşık 10 bin ziyaretçiyi ağırlaması hedefleniyor.

  • Kültür varlıklarının restorasyonuna başlanılıyor

    Kültür varlıklarının restorasyonuna başlanılıyor

    Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Hatay’da deprem felaketinden sonra zarar görmüş yapıların yeniden ihyası için gerçekleştirilen “Hatay Kültürel Mirasını Yaşatma Projesi” toplantısına katıldı. Basına kapalı bir şekilde gerçekleştirilen toplantının ardından Bakan Ersoy, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

    Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Bugün burada cemaat vakıf temsilcilerimizle gerçekleştirmiş olduğumuz toplantı ile Hatay Kültür Mirası Yaşatma Projesi’ni hayata geçirmiş oluyoruz. Osmanlı ve Selçuklu’dan bizlere miras kalan birçok eserimiz gibi topraklarımızda bulunan ve cemaat vakıflarına ait eserlerde de maddi maalesef bu deprem silsilesi sırasında ciddi hasarlar meydana geldi. Bu kapsamda afet sonrasında Vakıflar Genel Müdürlüğümüz ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüzün hemen başlattığı hasar tespit komisyonları çalışmalarını tamamladık ancak yakın bir tarihte tekrar deprem olduğu için bazı çalışmaları bazı tespitleri tekrar yapıyoruz. Çok kısa bir sürede onları da sonuçlandırıp vakıf eserlerimizde ve diğer tescilli yapılarımızda meydana gelen hasarların son durumunu netleştirmiş, belirlemiş olacağız” dedi.

    “Restorasyon ve rekonstrüksiyona ivedilikle bu hafta itibarıyla başlamış olacağız”

    Depremden etkilemen tüm kültür varlıklarının restorasyon çalışmasına bu hafta başlanacağını söyleyen Bakan Ersoy, “Bugün toplantımıza 14 cematten temsilcilerimiz katıldı. Cematlerimize ait ağır, hafif ve orta hasarlı tescilli yapılarımız mevcut tüm bunları değerleme kapsamında konuştuk, üzerinde tartıştık. Bundan sonraki süreçte yapacağımız tüm planlamalar bölgede bulunan tüm kültür varlıklarımız gibi bu vakıflarımıza ait kilise, havraların da bir an önce ihyasına yönelik olacak. Birlik ve beraberlik içerisinde yöneteceğimiz ve daha önce de belirtiğim gibi bölgede olan tüm camiler, kiliseler ve havralar bizim bu ortak proje ile depremde ağır hasar gören Antakya Rum Kilisesi’nden, ağır hasarlı olan Meryem Ana Kilisesi ve sadece eşyaları hasar gören Antakya Rum Katolik Kilisesi’ne tüm tescilli kültür varlıklarımızın restorasyon ve rekonstrüksiyona ivedilikle bu hafta itibarıyla başlamış olacağız. Acil eylem planı çerçevesinde Hatay’ı tüm renkleriyle tekrar el birliğiyle ihya edeceğiz inşallah. Bu çalışmalarda akademisyenlerden oluşturduğumuz bilim kuruluyla da bu eserlerimizin geleceğe taşınması için gerekli çalışmaları adımları hep beraber atacağız. Biz vakıflarımızla tek tek durumlarını değerlendirdik. Maddi gücü olanlar kendileri, maddi gücü olmayanlara Bakanlığımız kaynaklarından hem maddi hem teknik destek sağlayacağız. Hızlı bir şekilde tescili kültür varlıklarımızın ayağa kalkmasını sağlayacağız” diye konuştu.

  • Kültürel Miras Enstitüsü, vakıf olarak hizmet verebilecek

    Kültürel Miras Enstitüsü, vakıf olarak hizmet verebilecek

    Mecliste görüşülen kanun teklifi üzerine söz alan TBMM İdare Amiri ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Türkiye’nin bütün kadim ve antik uygarlıkların doğduğu bir medeniyetler vadisinin merkezinde yer aldığını belirterek, Anadolu’nun da dünyanın en zengin arkeolojik yataklara ev sahipliği yaptığını söyledi. İngiltere, İtalya, Almanya ve Hollanda gibi birçok Avrupa ülkesinin bugüne kadar Türkiye’de 8 arkeoloji enstitüsü kurduğunun altını çizen Şahin, “Türkiye’nin bu alanda çok geç kaldı. Arkeoloji enstitümüz eğer 100 yıl önce kurulmuş olsaydı bugün Avrupa’nın önde gelen müzelerini Anadolu’muzun zenginlikleri süslemeyecekti” dedi.

    Enstitü Projesi, Başkan Fatma Şahin’in girişimleriyle başlatılmıştı

    Şahin, Gaziantep’in arkeolojik açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu ifade ederek, “Dünyanın en büyük mozaik müzesine ev sahipliği yapıyor. Gaziantep, Göbekli Tepe, Zeugma ve Nemrut gibi çok büyük bir arkeolojik vahanın tam ortasında bulunuyor. Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü projesi, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin tarafından başlatıldı. Bugün de onun kanun teklifine ilişkin görüşmeleri Meclis genel kurulundaydı.”

    TBMM Genel Kurulu’ndaki kanun teklifi görüşmesinde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AK Parti Gaziantep milletvekillerinden Nejat Koçer, Mehmet Erdoğan, Mehmet Sait Kirazoğlu, Derya Bakbak ve MHP Gaziantep Milletvekili Muhittin Taşdoğan da bulundu. Bey Mahallesi’ndeki 162 yıllık Kendirli Kilisesi’nin restore edilmesinin ardından kurulan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı enstitü bölge arkeolojisi için önem taşıyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Gaziantep’te hayata geçirilen Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü, Anadolu’nun kadim tarihine ışık tutacak.

    Yasa görüşmeleri öncesi TBMM kulisinde enstitü sergisi ve Antep yemekleri ikramı

    Yasa görüşmeler öncesi, Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü Yayınları Sergisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Şeref Holü’nde açıldı. Açılışa, TBMM İdare Amiri ve AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, milletvekilleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri katıldı. Ayrıca sergide, Gaziantep’e ait yöresel lezzetler davetlilere ikram edildi.