Etiket: KUNDURA

  • Tamirci teknolojiye ayak uydurarak çalışıyor

    Tamirci teknolojiye ayak uydurarak çalışıyor

    Odunpazarı ilçesinde yer alan Ayakkabıcılar Çarşısı’nda tamircilik yapan 55 yaşındaki ayakkabı ustası Murat Kızılaslan, kış aylarının gelmesiyle vatandaşların getirdiği botların tamiriyle yoğun mesai yapıyor. Kış mevsimi ile birlikte bot ve çizme tamir işinde yoğunluğun arttığını dile getiren Kızılaslan, bu tip ayakkabıların darlaşmış kısımlarını ısı destekli kalıplarla açarak tamir ettiğini söyledi. Usta Murat Kızılaslan, dükkanına gelen müşterilerin yoğunluğu nedeniyle siparişleri ise teknolojinin yardımıyla Whatsapp aracılığıyla aldığını belirtti. Tamir ihtiyacı olan ayakkabının fotoğrafını müşteriye çektirdikten sonra kendisine iletmesini isteyen Kızılaslan, bu sayede daha kolay işlerini hallettiğini ve karışıklık yaşamadığını vurguladı.

    “Botların baldır kısımlarını ısı destekli kalıpla açıyoruz genelde”

    Vatandaşların giydiği ayakkabıların arka bölümlerindeki arızalardan şikayetçi olduklarını ifade eden Kızılaslan, kadınların giydiği botların meydana gelen daralmaya karşı kalıp açma yönetimini kullandığından bahsetti. Kızılaslan, şöyle devam etti:
    “İlkokulu bitirdikten sonra babam bir meslek sahibi olmamı istedi. Ayakkabı imalatçısının yanına çırak olarak verdi beni. 5 sene bu işin çıraklığını yaptım. Daha öncelerden sipariş üzerine sıfırdan ayakkabı yapardık. Ama şu an siparişlerde yoğunluk olunca, eskiye ilgi arttı. Vatandaşların alım gücü zayıfladı. Bir spor ayakkabısı 2 buçuk, 3, 4 bin lira. Ben imalatçı olduğum için spor ayakkabılarını sıfır gibi yeniliyorum. Genellikle müşteriler ayakkabıların arka kısımlarından şikayetçi. Bir de baş parmaklar ayakkabıların önlerini deliyor. Kışlıklar piyasaya çıkınca kadınlar kilo alıyor galiba botlar baldır kısımlarından olmuyor. Botların baldır kısımlarını ısı destekli kalıpla açıyoruz genelde. Spor ayakkabıların ön kısımları arka kısımları değişiyor. Önü ve arkayı değiştirmek 600 liraya mal oluyor. Erkek botlarda da fermuar arızaları bize geliyor.”

    “Direkt Whatsapp üzerinden fotoğrafını atıyor, müşteriye hemen cevap veriyorum”

    Müşterileriyle haberleşme yöntemine değinen Murat Kızılaslan, dükkana gelenlerin isimlerini akılda tutmasının zor olduğu için Whatsapp’ı kullandığını kaydederek, “Benim işlerim yoğun. Müşterilerimle genellikle ben Whatsapp üzerinden haberleşiyorum. Yoksa ben hangi birinin ismini aklımda tutayım ya da kâğıda yazayım? Müşteri ayakkabıyı bana veriyor, fotoğrafını çekiyor, telefonumu kaydediyor. Birkaç gün sonra direkt Whatsapp üzerinden fotoğrafını atarak onarımın yapılıp yapılmadığını soruyor, müşteriye hemen cevap veriyorum. 2-3 saat sonra gel diyorum” diye konuştu.

    “Ben çekirdekten yetiştiğim için işi orijinal gibi yapıyorum”

    Çevredeki diğer ayakkabı tamirci esnafın işlerinin kendisinin kadar yoğun olmadığını getiren Murat Kızılaslan, “Diğer ayakkabı tamirci arkadaşların işleri benim kadar yoğun değil. Onlar hemen tamir yapıp müşteriye ayakkabıyı veriyorlar. Ama benim yaptığım ağır iş. Basit bir iş değil yani. İşlerim süper, kafamı kaldıramıyorum. Oğlum var mesela benim yaptığım işi yapamıyor. Kardeşim var karşıda o da öyle. Onlar benden görerek yapıyor. Ben çekirdekten yetiştiğim için işi orijinal gibi yapıyorum. Zaten iş yoğunluğu da buradan geliyor. Mesela biri yaptığım ayakkabıyı görüyor, beğeniyor. Başka bir arkadaşına söylüyor, onlar da bana geliyor. Özellik burada yani. İyi usta olursan iyi işin olur” şeklinde konuştu.

  • Kunduracılar ‘altın’ çağını yaşıyor

    Kunduracılar ‘altın’ çağını yaşıyor

    Kış mevsiminin de gelmesiyle birlikte ayakkabı sektöründeki fiyat artışları sebebiyle vatandaşlar tamircileri tercih etmeye başladı. Ordu’da ayakkabı tamircilerine yönelen vatandaşlar, kundura esnafının yüzünü güldürmeye başladı. Eski ayakkabıları revizyon ve onarım sonrası yeni hale getirdiklerini ve uzun süre vatandaşların ayakkabı ihtiyacını karşıladıklarını söyleyen kunduracılar, müşterilerin yoğun ilgisi ile karşılaştıklarını belirtiyor.

    “Altın çağımızı yaşıyoruz”

    Altınordu ilçesinde yaklaşık 45 yıldır mesleğini devam ettiren Türkay Yavaş, “Şu anda kunduracılık mesleği altın çağını yaşıyor. Artık fiyatlar yüksek olduğu için insanlar yapılmayacak durumdaki ayakkabıları da yaptırarak ekonomiye kazandırmaya çalışıyor. Biz de burada ayakkabıların tamiratını yaparak insanlara teslim ediyoruz. Ama artık bu meslekte çırak da bulamıyoruz, yeni elemanlar yetişmiyor” diye konuştu.

    “İnsanlar yenisini almak yerine tamir ettiriyor”

    43 yıldan bu yana mesleğini sürdüren Mehmet Aydın da özellikle tamirat işlerinin arttığını belirterek, “İnsanlar yenisini almak yerine tamir ettiriyor. Şu anda el yapması ayakkabılar da bin 300 TL civarında. Bu nedenle insanlar elindekileri tamir ettiriyor, bu sayede daha uygun oluyor. Uygun fiyatlarla tamirat yapmaya çalışıyoruz, eski ayakkabıları yeni hale getiriyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Kunduracılık 60 yıldır geçim kapısı

    Kunduracılık 60 yıldır geçim kapısı

    Aksaray’ın Yenikent beldesinde 1948 tarihinde dünyaya gelen Ahmet Kaş, küçük yaşta bir rahatsızlıktan dolayı annesini kaybetti. Düşme sonucu kalça çıkıklığı yaşayan Ahmet Kaş, 10 yaşında bedensel engelli olarak kaldı. Beldede ilkokuldan mezun olduktan sonra çalışma hayatına giren Ahmet Kaş, rahmetli babasının kundura tamircisi olan arkadaşının yanına çırak olarak vermesiyle kunduracılık mesleğiyle tanıştı. Çok geçmeden mesleği kapan Ahmet Kaş, o yıllarda beldede kendine küçük bir dükkan açarak daha çocuk yaşta kendi mesleğinin patronu oldu. Açtığı küçük dükkanda hem çalışan hem de yatıp kalkarak geçimini sağlayan Ahmet Kaş, beldede ayakkabı, çanta tamiriyle kendini geliştirdi. 20 yıl boyunca beldede herkes tarafından sevilen bir usta olan Ahmet Kaş, 20 yılın ardından çok fazla iş olmadığı için babasının da desteği ile Aksaray’a geldi. Aksaray’da belediyeden 4 metrekarelik bir sac baraka alan Ahmet Kaş, bu kez işlerini bu küçük barakada yapmaya başladı. 20 yıl beldede, 40 yıldır da Aksaray’da kunduracılık yaparak geçimini sağlayan evli ve 4 çocuk babası olan Ahmet Kaş aradan geçen 60 yıla rağmen hala ilk günkü şevk ve heyecanıyla küçük barakasında kunduracılık yaparak hayatını idame ettiriyor.

    “Bu sanat ölmez bir sanat”

    Her gün sabah erken saatlerde küçük barakasını açıp işine başlayan Ahmet Kaş okul ve çıraklık hayatını anlatarak mesleğinin ölmez bir meslek olduğunu söyledi. 1 ay çırak olarak çalıştığını belirten Ahmet Kaş, “İlkokuldan çıktım, 5’i bitirim, 15 yaşında çırak olarak başladım. Fazla değil, benim çıraklığım 1 ay var. 5-6 ay sonra kendi dükkanımı açtım ve orada elimle yapmaya başladım. 1 sene sonra da makine aldım. Babam rahmetli, ‘Hadi gidelim Aksaray’a sana bir çekiç, örs gibi bir şeyler alalım’ dedi. Geldik buraya aldık çekiç örs. Köy yerinde ufak bir dükkan açtım ve orada çalışmaya başladım. Çalıştım, 1 gün, 5 gün derken yalnızdım. Küçük bir dükkanım vardı orada yer, orada içer, orada yatardım. Ana yok, baba da analık olunca zaten yok gibi. Herhalde 1-2 sene geçti Aksaray’a geldik ve bir makine aldı babam bana. Geçmiş gün herhalde bin lira falandı. Köye gittik ve köyde bununla çalışmaya başladım. Çalıştım, kimseye minnet etmedim, muhtaç olmadım. Senelerce çalıştım böyle. 60 senedir bu işi yaparım. Köyden Aksaray’a geleli 40 sene oldu. Köy yerinde fazla ileriye gidemiyorsun. Buraya geldim çok şükür, Allah’ta razı olsun belediyeden bir yer aldım. Oturduk çalışıyoruz. 40 senedir buradayım. Motor lastiklerini yapardım, patoz kayışını kaynatırdım, soğuk kuyu lastikleri olurdu önceleri onları yapardım, mestleri tamir ederdim. İşimi sevmesem zaten Aksaray’a gelmezdim. Güzel bir meslek, geliri de iyi, dışardan göründüğü gibi değil. Bu sanat ölmez bir sanat. Neden? Ayakkabıyı herkes giyiyor. Söküğü olur, yırtığı olur, tükenmez, ölmez bu sanat. İşini de düzgün yaptın mı ya işten başını kaldıramazsın” dedi.

    İşlerinin iyi olduğunu da anlatan Ahmet Kaş hayat pahalılığından sonra işleri daha da arttığını belirterek, “Hayat pahalılığından sonra işler 2-3 misli daha fazlalaştı. Önceleri de vardı aslında ama şimdi daha fazlalaştı. Eskiden adam eskidi diye atıyordu ayakkabısını şimdi öyle değil. Akşama kadar çanta ayakkabı dikerim, hiç boş kalmam” diye konuştu.