Etiket: kuraklık

  • Bursa’da son yağışlar yüzleri güldürdü

    Bursa’da son yağışlar yüzleri güldürdü

    Büyükşehir Belediyesi, tüm dünyada iklim değişikliklerine bağlı olarak yaşanan sorunlardan Bursa’nın asgari düzeyde etkilenmesi için BUSKİ marifetiyle gerçekleştirdiği Çınarcık Barajı’nın da mevcut içme suyu sistemine dahil edilmesi başta olmak üzere ihtiyaç duyulan yatırımları aralıksız sürdürürken son gelen yağışlar yüzleri güldürdü.

    Hafta boyunca devam eden yağışlar, yaşanması arzu edilmeyen susuzluğa ilişkin endişe bulutlarını dağıtan bir sonucu da beraberinde getirdi. Buna göre, Doğancı Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 51, Nilüfer Barajı’ndaki su seviyesi ise yüzde 19’a yükselerek, mevcut su rezervine önemli katkı sağladı. Son yağışlarla birlikte Doğancı Barajı’nda 93 ve Nilüfer Barajı’nda ise 179 santimetrelik artış kaydedildi.

    Eldeki veriler ışığında, barajlara hiç su girişi olmaması durumunda bile Bursa’nın 122 günlük su rezervinin bulunduğunu vurgulayan Başkan Aktaş, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcak hava değişimleri ve kuraklık tehlikesinin her an kapıda olduğuna işaret etti. Başkan Aktaş, vatandaşları içme suyunu tasarruflu kullanmaları ve içme suyu kaynaklarını gereksiz kullanmamaları konusunda uyardı.

  • Nilüfer Barajı gönüllere su serpti

    Nilüfer Barajı gönüllere su serpti

    Nilüfer Çayı üzerinde kurulan ve 2007 yılından bu yana hizmet veren, yıllık 60 milyon metreküp su kapasiteli baraj, son dönemdeki mevsimsel kuraklıktan olumsuz etkilendi. Şubat ayında yapılan ölçümlerde, uzun süredir yağış alamayan barajda su sıfır seviyesine indi. Son günlerdeki yağışlar ve alınan tedbirlerle adeta tekrar “yaşam” bulan Nilüfer Barajı’nda doluluk yüzde 11’e yükseldi. Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) verilerine göre, içme suyu ihtiyacının karşılandığı diğer kaynak olan Doğancı Barajı’nda su seviyesi bir ay öncesine göre yüzde 24’ten yüzde 42’ye yükseldi.

    Gelecek hafta 43 bin metreküp yer altı su kaynağı takviye edilecek

    BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç, AA muhabirine, son dönemdeki yağışlarla barajlarda doluluğun arttığını söyledi. Yağışların sürmesinin beklendiğini belirten Gülenç, “Bu yağışlarla barajlarla su seviyesinin tekrar artarak makul bir seviyeye geleceğini düşünüyoruz.” dedi.

    Gülenç, tedbir olarak yer altı kuyu sularını kullanmaya devam ettiklerini dile getirerek şöyle konuştu:

    “Yağışlı bir periyoda girdik. Bu yağışlarla büyük bir sorunla karşılaşmayacağımızı umut ediyoruz. Biz yine de tedbirleri elden bırakmıyoruz. Yeni su kaynaklarının oluşması için çalışmalar yapıyoruz. Önümüzdeki hafta sonu 43 bin metreküp gibi ciddi bir yer altı su kaynağının takviyesini sağlayacağız. Bu da Bursa için yaptığımız önemli bir çalışmadır. Bursalıları da aynı zamanda tasarruflu olmaya devam ediyoruz. Su kayıp kaçaklarında Türkiye’nin en başarılı takibi yapan iliyiz. Bu süreç en iyi şekilde yönetiliyor. Bunun gibi tedbirlerle su seviyeleri yükseliyor. Bu şekilde önümüzdeki yazı da rahat bir şekilde atlatmayı umut ediyoruz.”

    “Su kesintisi yaşatmadan süreci atlatacağımızı düşünüyoruz”

    Gülenç, Uludağ’daki mevcut kar rezervinin barajlara önemli katkı sağladığını vurguladı. Yükseklerdeki karlar eridiğinde barajlarda kritik eşiğin aşılacağına inandıklarını anlatan Gülenç, “Doluluk oranları istediğimiz seviyeye gelmese de su sıkıntısı yaşayamayacağımız bir yükselme olmasını bekliyoruz. Yaz aylarında mutlaka sıcaklık ve buharlaşma sıkıntısı olacaktır.

    Bunlar bizim çalışmalarımız arasında yer almakta. Bizim aldığımız tedbirler ve yeni su rezervleriyle vatandaşlarımıza su kesintisi yaşatmadan süreci atlatacağımızı düşünüyoruz.” diye konuştu. Gülenç, Orhaneli ilçesindeki Çınarcık Barajı’ndan kente su getirilmesi için başlatılan projenin devam ettiğini sözlerine ekledi.

  • Kuruyan Nilüfer Barajı’nda su krizine karşı çağrıda bulundular

    Kuruyan Nilüfer Barajı’nda su krizine karşı çağrıda bulundular

    Son yıllarda giderek etkisini gösteren iklim değişikliği, kuraklık ve vahşi su kullanımı, doğa ve canlı yaşamı için en temel ihtiyaçlarından biri olan suyun ve su kaynaklarının yok olmasının en önemli etkenlerinden biri haline geldi. Bursa’daki meslek odaları, sivil toplum örgütleri ile sendika temsilcileri Dünya Su Günü’nde, su kaynaklarına yönelik yapılan yanlış uygulamalara dikkat çekerek, su kaynaklarının korunmasını bir kez daha gündeme getirmek için ortak bir basın açıklaması yaptı. Bursa’nın önemli ancak kurumaya yüz tutmuş su kaynaklarından biri olan Nilüfer Barajı’nda yapılan basın açıklamasına, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Neslihan Binbaş ile Genel Sekreter Emre Karagöz, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Erkan Tekin Mutlu, Bursa Tabip Odası Başkanı Tufan Kumaş, Doğader Başkanı Sedat Güler, Tarım Orkam Sen Bursa Şube Başkanı Fikret Gizir, Bursa Barosu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail İşel, Türkiye Ormancılar Derneği Bursa Temsilcisi Cemal Türeyen ile çevreciler katıldı.

    Günümüzde yaklaşık 1 milyar 600 milyon insanın temiz suya ulaşmasında ciddi sorunlar yaşadığını belirten Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, su kaynaklarının korunması, tarımda vahşi sulamanın önüne geçilmesi ve sanayide kontrollü kullanımın yapılması gerektiğine dikkat çekti. Başkan Erdem, “Temiz su kaynaklarımızdan biri olan Nilüfer Barajı, risk altında. Sanayi ve tarım alanında suyun kontrollü kullanımının çok daha önemli olduğu bir dönemdeyiz. Vatandaşlarımızın sadece musluktan akan suyun kontrolünü sağlaması yetmez, birçok alanda yapmamız gereken çalışmalar olduğunu biliyoruz. İklim değişikliğinin de buna ne denli etkisinin olduğu ortada. İklim krizinin dünyaya ve suya olan etkisinin hatırlatılması, karbon salınımının azaltılmasına yönelik birçok çalışmanın yapılması gerekiyor” diye konuştu.


    TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Erkan Tekin Mutlu da, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Bursa Barosu, TTB Bursa, Tabip Odası, Doğader, Ekoder, Tarım Orkam Sen ve Türkiye Ormancılar Derneği’nin ortak bildirisini okudu. Canlı yaşamının odak merkezi, doğa ve insanlığın en temel ihtiyaçlarından biri olan suyun azalmakta olduğu ve sağlıklı suya erişimin her geçen gün daha da zorlaştığının vurgulandığı bildiride, iklim değişikliğinin, vahşi tüketimin ve su varlıklarının kirletilmesinin aynı şekilde devam etmesi halinde, yakın gelecekte Türkiye’nin su fakiri bir ülke geleceğine dikkat çekildi.

    Bildiride şu ifadelere de yer verildi: “Türkiye, tatlı su zengini bir ülke değildir. Kişi başına ortalama bin 500 metreküp ile su azlığı yaşayan bir ülkedir. Nehirlerin, göllerin, sulak alanların endüstriyel, evsel, tarımsal atıklarla kirletildiği, HES’lerce doğadan koparıldığı, kurutularak yok edildiği, yeraltı ve yer üstü sularının sanayi tarafından sömürüldüğü, deşarj ya da derin deşarjlarla kirletildiği hatta bir çok firma tarafından ticarileştirilerek satıldığı gerçeklerine bir de İklim değişikliğini eklersek, ülkemizin hali hiç de iç açıcı değildir. Su kıtlığının işaretlerini her yerde görmek mümkündür. Yeraltı sularının seviyeleri hızla düşmekte, göller küçülmekte, sulak alanlar yok olmaktadır. Bugün burada, yani su seviyesinin tehlike boyutunun da aşağısında olan barajlarımızdan biri olan Nilüfer Barajı’nda bu açıklamaları yapıyor olmamız, kuraklığın fıtrat ve doğal bir süreç olmadığını vurgulamak içindir.”


    Bursa’da suya dair yapılan yanlış uygulamaların acilen durdurulması gerektiğinin belirtildiği açıklamada, Bursalılar’ın evlerinde kullandıkları musluklarından akan su tüketimine dikkat çekmeden önce, suyu kirleterek ve hoyratça kullanarak kuraklığa neden olanlara dikkat çekilmesi gerektiği vurgulandı. Yapılan ortak açıklamada, “Bursa’da suya dair yapılan yanlış uygulamalar acilen durdurulmalıdır. Bursa’nın yaşam kaynaklarından alınarak şişelenen sular kentimizin su döngüsünü bozmakta ve kuraklığa sebep olmaktadır. Tarım alanlarına doğru yayılan imar planları ve sanayi alanları su kaynaklarımızı hem kirletmekte hem de yok etmektedir. Siyasiler ve karar vericiler, fabrikalara kontrolsüz ve denetimsizce su sağlarken yurttaşlara sağlıklı ve ulaşılabilir su sağlamak konusunda sessiz ve etkisiz kalmaktadır. Yaşam için zorunlu olan, ekolojik sistemin bir parçası olan su, asla sadece bir enerji kaynağı veya ticari bir mal olarak görülmemeli, sürdürülebilir bir su varlıkları yönetimi ile korunmalı, savunulmalı ve doğru kullanılmalıdır. Temiz suya erişimin, sağlık ve tarım politikalarında da bir karşılığı olmalıdır. Temiz suya erişemeyen nesillerin, hastalıklarla, sağlık alanındaki maliyetlerle karşı karşıya geleceği, tarımın vahşi sulamalarla yapılmaması gerektiği, ekosistemdeki diğer canlıların da temiz suya ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır” ifadelerine yer verildi.

  • Bursa’da üniversiteler kuraklık ve su krizine çözüm arayacak

    Bursa’da üniversiteler kuraklık ve su krizine çözüm arayacak

    Bursa Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Bursa Uludağ Üniversitesi ve Mudanya Üniversitesi katkılarıyla 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla konferans gerçekleştirildi. Son zamanlarda iklim değişikliği nedeniyle Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde görülen kuraklık ve su krizine Bursa’daki üniversiteler çözüm arayarak rapor hazırlayacak.

    İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Depremin hemen ardından Adıyaman ve Şanlıurfa’da bir sel felaketi ile karşılaştık. Benzer şekilde su kıtlığı, kuraklık ve suyun verimli kullanılması ile ilgili kurumsal farkındalık anlamında burada önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapıyoruz” şeklinde konuştu.


    Bursa sudan ibaret sözü 400 yıl önce söylendi

    Konferansta koşma yapan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Beni eleştirmeye kalkan başka siyasi partilerden yöneticiler şunu ifade ediyor, ‘Evliya Çelebi demiş ki Bursa sudan ibaret’. Evliya Çelebi bunu dediğinde bundan 400 yıl önceydi. Bursa’nın nüfusu 30 bindi. Bursa’da bir tane sanayi kuruluşu yoktu. Bugün Bursa’da 18 tane organize sanayi bölgesi, binlerce fabrika var ve suyla üretim yapan birçok fabrika var. Dolayısıyla geçilen bu 400 yıllık süreçte Bursa çok badireler atlattı. Gelişmişlik için ekonomi ve sanayi şart. Biz hemen İstanbul’un yanında çok önemli bir lokasyonda ciddi bir üretim kabiliyeti olan bir şehiriz” açıklaması yaptı.


    Programın birinci oturumunda “Su Kaynakları Yönetimi ve Doğal Afetler” konulu panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Sinan Uyanık üstlenirken Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yakup Karaaslan, Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kasım Yenigün, Bursa Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feza Karaer konuşmacı olarak katıldı.


    Programın devamında “Kuraklık ve Susurluk Havzası Su Kaynakları” konulu panel düzenlenirken panelin moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Doğangün üstlendi. BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç, DSİ 1. Bölge Müdürü Murat Şayan, Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Egemen Aras, İTÜ Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Dabanlı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanı Dr. Orhan Solak, bir yazım firması yöneticisi Serhan Aldoğan ve TEMA Bursa İl Temsilcisi Şaban Uyar konuşmacı olarak katıldı.

    Program sonrası katılımcılar, Bursa’da yaşanan su sorununun çözümü üzerine ortak rapor hazırlayacak.

  • Kuraklık için yeni önlem

    Kuraklık için yeni önlem

    İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), Melen Sistemi’ne kurulan 3. pompa istasyonu sayesinde kente yılda 75 milyon metreküp ilave su sağlanabileceğini bildirdi.

    İSKİ’den yapılan açıklamada, İstanbul’a 365 gün 24 saat kesintisiz ve temiz içme suyu sağlayan kurumun, şehrin gelecekteki ihtiyaçları doğrultusunda adımlarını bugünden atmaya devam ettiği belirtildi.

    Son dönemde yaşanan olağanüstü kuraklığın, su kaynaklarından alınan verimin önemini daha da artırdığına değinilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    “Projelendirilen Melen Sistemi 3. Pompa İstasyonu, 225 milyon liralık bir yatırımla hizmete alındı. Günlük 590 bin metreküp su iletim kapasitesine sahip yeni pompa istasyonunun verimi yıllık bazda 75 milyon metreküpü bulacak. Buradan elde edilen sular Ömerli Barajı ve Cumhuriyet İçme Suyu Arıtma Tesisi’ne aktarılacak. Bu sayede hem Anadolu hem de Avrupa Yakası’nın su arzına ciddi bir katkı sağlanmış olacak.” ifadeleri kullanıldı.

    Sistemin devreye alınmasıyla birlikte İstanbul’a adeta yeni bir su kaynağı kazandırılacağı belirtilen açıklamada, yıllık 75 milyon metreküplük verimle Alibeyköy Barajı’nın 2 katı, Sazlıdere Barajı’nın 1,5 katı ve Elmalı Barajı’nın 5 katı biriktirme hacminde suyun İstanbul’a kazandırılacağı kaydedildi.

    Açıklamada görüşlerine yer verilen İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, kente baraj dışı kaynaklardan sağlanan su potansiyelini arttırdıklarını belirtti.

    Melen Çayı’ndan daha fazla su alınmasını sağlayacak yeni terfi merkezinin hizmet vermeye başladığına dikkati çeken Başa, şunları kaydetti:

    “Küresel iklim değişikliği nedeniyle yaşanan hidrolojik kuraklık, su kullanım alışkanlıklarımızı değiştirmeyi ve tasarrufu zorunlu kılıyor. Suyumuzu korumak için tüm paydaşlarımızla ortak hareket etmeliyiz. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırım vesilesiyle 16 milyon hemşehrimize su tasarruf çağrımızı yineliyorum.”

  • Aydın suya hasret kaldı

    Aydın suya hasret kaldı

    Aydın’da Çine Çayı üzerinde kurulu olan ve yapımı Osmanlı Dönemi’nde planlanan ancak 1995 yılında inşası başlanıp 2010 yılında açılışı yapılan Çine Adnan Menderes Barajı, bu yıl doluluk oranı en az olan barajlar arasında kaldı.

    Başta Çine, Aydın, Koçarlı olmak üzere Söke Ovası’nda da binlerce dönüm tarım arazisinin sulandığı barajdaki son durum görenleri şaşırtıyor. Önceki yıllarda yüzde 100 doluluk oranına ulaşarak kışın bile su tahliyesi yapılan barajın bugünkü durumu çiftçileri endişelendirmeye başladı.


    Barajın kışın görülmeye alışık olunmayan bir kuraklık manzarası ile karşı karşıya kaldığını belirten Çine Söğütcük köyü sakinlerinden İhsan İzgüt, “Bu sene yağışlar olmadığından dolayı baraj bu şekilde. Daha önceki yıllarda bu baraj şelale gibi akardı. Ancak durum çiftçilik ve tarım açısından bu yıl zor görünüyor” diyerek yağmur beklediklerini söyledi.

  • Balıkların olduğu yerde koyunlar otluyor

    Balıkların olduğu yerde koyunlar otluyor

    Barajlarda suların azlığı tedirginliğe neden oldu. Büyükçekmece Gölü’nde geçtiğimiz yıl 31 Mart’ta yüzde 94.45 olan baraj kapasitesi bu yıl ise yüzde 30’a kadar düştü.

    Suların çekilmesiyle birlikte gölün dibindeki deniz kabukları, göl içinde bulunan yapıların kalıntıları da ortaya çıktı.

    Kuraklık nedeniyle su seviyesinin düşmesiyle birlikte gölün renk değiştirdiği havadan çekilen görüntülere yansıdı.

    Öte yandan geçtiğimiz yıl sulara kadar dolu olan yerlerde ise şimdi koyunların otladığı görüldü.

    Su seviyesinin önceden yüksek olduğunu belirten Alper Altındağ, “Düşüş var. Barajın geçtiği bir köprü var o köprünün bile suyun altında kaldığı dönemleri hatırlıyorum ben. Bırakın orasını burası bile baya indi.” dedi.

  • Bir yıl arayla fark yarattı

    Bir yıl arayla fark yarattı

    Dünyanın çıkılan değil inilen tek yaylası olma özelliğini taşıyan Menteşe ilçesindeki Karabağlar Yaylasında bir yıl önce çekilen ve tamamen su ile kaplı Karabağlar Yaylası, bir yıl sonra aynı noktadan çekilen fotoğraf karesi arasında yüzde yüz değişim yaşanıyor.

    Rize’den sonra en fazla yağış alması ile bilinen Muğla, Ege Bölgesinde en kurak iller arasında ilk sırada yer aldı. Geçen yıl 10 Mart’ta kar yağışı nedeniyle yollar kapanırken, 13 Mart’ta içinde yüzlerce su kuyusunu barındıran Karabağlar Yaylası, bu yıl su kuyularında büyük düşüş yaşanıyor.

    Geçen yıl tamamen su ile kaplı olan Karabağlar Yaylasında bu araziler erken sürüldü. Büyük oranda tütün üreticilerinin yer aldığı Karabağlar Yaylasının iç kesimlerinde ise yayla sakinlerinin kışlık üretimleri için sebze ekim çalışmalarına başladıkları görüldü.

  • Kızılırmak Deltası eski haline döndü

    Kızılırmak Deltası eski haline döndü

    Yeterli yağış almadığı için bazı sulak bölgeleri kuruyan, özellikle ocak ayında yer altı ve yer üstü sularıyla beslenemeyen deltada çölü andıran görüntüleri ortaya çıkmıştı. 16 Ocak tarihinde havadan görüntülenen deltada tahmini 1 metre düşen su seviyesi korkutan manzaralar oluşturmuştu.

    Yaşam ortamlarının çeşitliliği ve barındırdığı hayvan varlığı ile uluslararası öneme sahip olan Kızılırmak Deltası şubat ve mart aylarında aldığı yağışlarla birlikte eski haline döndü. 16 Ocak tarihinden 55 gün sonra görüntülen deltada kurumuş alanlar tekrar suyla doldu. Kuraklığın andıran görüntüler yerini suyla dolmuş alanlara bıraktı. Sulak alanların yeşillenmesi birlikte koyunlar otlamaya başladı, kuşlar sulak alanın keyfini çıkardı.

    Yörükler Mahallesi sakini Mustafa Almak, “Bu sene kurak geçti ama yağmurlar yağıp su seviyesi yükselince her taraf yine su ile doldu. Suyla beraber her yer canlandı, bahar geldi. Yeşil alanlar artmaya başladı ve sular arttığında daha da çok yeşillik olacak. Hayvanlarımızı deltaya çıkardık” dedi.

    Kuraklık olduğu zaman Kuş Cenneti’nin doğal dengesinin bozulduğunu anlatan Almak, “Deltada kuraklık olunca kalan su birikintilerinde mikrop oluşuyor. Bu da hayvanlarımızı hasta ediyor. Bu nedenle birçok hayvanımız telef oldu. Şimdi su geldi daha iyi olacak” diye konuştu.

    Yörükler Mahallesi sakini Mehmet Sağlam ise “Yağmur yağdı, delta suyla oldu. Bütün Bafra kanallarındaki su buraya geldi ve burası doldu. Ama su geriye çekildiği zaman örnek ve balıklar buradan gölün olduğu yere gidiyorlar. Kuraklık olunca canlı azalıyor. Şimdi bolca su var” şeklinde konuştu.

  • ‘Su’dan sebeplerle strese girmeyelim

    ‘Su’dan sebeplerle strese girmeyelim

    Küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı yaşanan kuraklık tüm dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri haline gelirken, Bursalıları bir gün bile susuz bırakmamak için gerekli her türlü yatırımı hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan konuyu tüm yönleri ile mercek altına aldı. Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Su Komisyonu kurulurken, komisyon Bursa’nın su potansiyeli, tarım, sanayi ve bireysel su kullanımı ve alınması gereken önlemlerle ilgili çalışmalara hızla devam ediyor.

    DSİ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü, üniversiteler, BUSKİ ilgili akademik odalarla birlikte gerekli saha çalışmalarını yapan komisyon, Doğancı ve Nilüfer Barajlarının yanında sanayi bölgelerindeki arıtma tesislerinde de incelemelerde bulundu. Büyükşehir Belediyesi Encümen Salonu’nda yapılan su yönetimi değerlendirme toplantısında, bugüne kadar yapılan çalışmalar masaya yatırıldı. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan’ın başkanlığında yapılan toplantıya Meclis Su Komisyonu Başkanı Mihrimah Kocabıyık, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Araştırma ve Değerlendirme Daire Başkanı Yusuf Başaran, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Devrim İzgi, komisyon üyeleri ve konunun tüm tarafları katıldı.

    Akılcı kullanmamız lazım

    Toplantıyı değerlendiren Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Araştırma ve Değerlendirme Daire Başkanı Yusuf Başaran, artık Bursa’da ve Türkiye’nin diğer bölgelerinde suyu daha verimli ve akılcı kullanmanın şart olduğunu söyledi. İklim değişikliğine bağlı olarak kuraklığın arttığını, yağış rejimlerinin değiştiğini kaydeden Başaran, “Suyumuzu evimizde, sanayide ve tarımda daha verimli ve akılcı kullanmamız lazım ki gelecek nesillerimize suyumuzu aktarabilelim. Aksi takdirde bu tüketim alışkanlıklarıyla kullanmaya devam edersek ciddi manada suya daha zor ulaşacağız. Bundan dolayı elbirliğiyle bütün kullanım alışkanlıklarını değiştirmemiz lazım. Bu toplantıyı organize eden Büyükşehir Belediyesine çok teşekkür ediyorum. İnşallah gelecekte kuraklık olmadan, daha sürdürülebilir bir su kullanımı ile ülkemizi kalkındıracağımızı ümit ediyorum” dedi.

    Su stresi çekmeyelim

    Büyükşehir Belediye Meclisi Su Komisyonu Başkanı Mihrimah Kocabıyık da “Su potansiyeli olarak Bursa’da elimizde ne var? İçme suyu kaynaklarımız neler? Önümüzdeki 2030 yılında 2050 yılında ve yüz yıllık projeksiyonda su kaynaklarımızla ilgili neler yapmamız gerekiyor? Bunların hepsini masaya yatırdık. Komisyon olarak Doğancı’da ve Nilüfer Barajı’nda incelemelerde bulunduk. Bursa Organize Sanayi ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgelerindeki iyi uygulama örneklerini inceledik. Bursa’da su kullanım miktarlarını daha da aşağıya indirmek, suyun verimli olarak kullanılmasını sağlamak ve müreffeh şekilde sıkıntı çekmeden, su stresi çekmeden güzel bir şekilde yaşamayı hedefliyoruz. Bu çerçevede güzel bir rapor hazırlıyoruz. Tamamlandığında raporumuzu Meclis’te paylaşacağız” diye konuştu.

    Rahat bir gelecek

    BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Devrim İzgi de sudaki kayıp kaçak oranlarının azaltılmasından, mevcut kaynakların korunmasına kadar gerekli her türlü yatırımı yaptıklarını belirterek, “Gelecekte yapacağımız işleri bugünden planlamamız gerekli ki gelecekte su kıtlığı yaşamayalım. Çünkü günümüzde iklim değişikliği hızla devam ediyor. Bursa’mız da bu konuda ciddi anlamda etkilenecek olan şehirlerden bir tanesi. Bu önlemleri şimdiden alırsak gelecekte rahat bir nefes alırız” dedi.