Etiket: kuraklık

  • Çiftçiler için tehlike çanları çalıyor

    Çiftçiler için tehlike çanları çalıyor

    Dünya bir yandan Covid-19’la mücadele ederken bir yandan da kuraklıkla mücadele ediyor. Yağışların olmaması nedeniyle çifti suya hasret kaldı. Bursa’nın İnegöl ilçesinde buğday daha yetişmeden yüzde 40 fire verdi.

    Kuraklık bir yandan Havaların sıcak gitmesi herkesi tedirgin ediyor. Buğday tarları suya hasret kaldı. Çiftçiler ise bu doğal affet karşısında elleri kolları bağlı bekliyor. Bazı çiftçiler buğdaydan bekledikleri alamayınca yeniden tarlalarını sürerek ekim yaparken kimi ise ekmekten vazgeçti.

    İnegöl’de çekilen görüntülerde her şeyi ortaya koymaya yetti. İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, “Bu mevsimde en çok buğdaylar etkilenmiş durumda kuraklıktan dolayı. İnegöl’de 80 bin dekarlık bir buğdayımız var böyle giderse büyük bir sıkıntı yaşayacağımız kesin. Şuanda bile buğdayda yüzde 40 civarında bir fire var aşırı kuraklıktan dolayı. Hatta bazı çiftçilerimiz buğday tarlalarını sürdü bile ya bir daha ekecek yada önümüzdeki seneye ay çekirdeğine bırakacak. Saman fiyatların yüksek olması aşırı derecede buğday ekimine yöneltmişti çiftçiyi bu senede böyle bir kuraklıkla karşı karşıyayız. Bundan sonra olan oldu şimdi bundan sonra inşallah bol yağmur ve kar bekliyoruz. Görüyorsunuz karşımız Uludağ orada bile doğru düzgün kar yok normal şartlarda geçen yol hem burada hemde dağlarımız karla kaplıydı ama bu yıl yok. Ben doğdum doğalı ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Barajlar göletler dereler bomboş kaldı. Allah sonumuz hayretsin. Bu yıl yağışlar olsaydı buğdaydaki geçen sene ki rekoru geçeceğimiz tahmin ediyorduk ama maalesef yüzde 40 civarında bir zarar gözüküyor şuanda İnegöl’de” diye konuştu.

    Çelik havaların sıcak etmesi nedenliye bazı meyve ağaçlarında çiçek açtığını belirterek, “Göletler boş, yeraltı suları azalıyor bahardan itibaren tüm ürünler bunlardan etkilenecek. Böyle giderse bir felaket olur. İnşallah Rabbim en kısa sürede bol bereketli kar yağmur gönderir. İnegöl’de 140 bin dekarlık alanda meyve üretimi de yapılıyor bu sıcaklarda meyvelerinde uyanmaya gittiğini görüyoruz buda başka bir tehlikenin boyutu” dedi.

  • Meke Gölü haritadan silinme noktasında

    Meke Gölü haritadan silinme noktasında

    Konya’nın Karapınar ilçesinde ‘Dünya’nın nazar boncuğu’ olarak bilinen, krater yapıya sahip Meke Gölü’ kuruyunca haritadan silinme noktasına geldi.

    Bölgede 27 yıldır TEMA Vakfı’nın gönüllü temsilciliğini yapan Musa Ceyhan (68), havzada yer altı suyunun çekilmesiyle gölün güzelliğini oluşturan suyun tamamen kuruduğunu belirterek, ”Gölümüz ‘Dünya’nın nazır boncuğu’ olarak biliniyordu.

    Kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle yer altı su seviyesinin hızla azalması sonucu göl kurudu. Meke Gölü yer altı suları çekilmeden önce, masmavi gölümüz vardı. Çeşitli kuş türleri gelir, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeriydi. Ancak Meke Gölü kuruyunca ne kuşlar, ne de turistler gelmez oldu” dedi.

    Meke Gölü, 5 milyon yıl önce volkanik patlamayla meydana gelen kraterin, zamanla suyla dolması, 9 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlamanın olması ve buranın da suyla dolması sonucu oluştu. Yeraltı su kaynaklarından beslenen ve suyu tuzlu olan Meke’nin ortasında, 50 metre yükseklikte volkan konisi bulunuyor. Daha önce 12 metre derinliğinde su bulunan Meke Gölü, 2000’li yılların başından itibaren kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama sonucu yer altı su seviyesinin her geçen gün azalması sonucu kurudu.

    ‘KUŞLAR DA TURİSTLER DE ARTIK GELMİYOR’

    Karapınar’da oturan ve TEMA Vakfı’nın 27 yıldır gönüllü temsilciliği ile bölgeye gelen turistlere gönüllü rehberlik yapan Musa Ceyhan, masmavi suyun olduğu ve kuş türlerine ev sahipliği yapan Meke Gölü’nün kurumasının kendisini üzdüğünü belirterek şunları söyledi:

    “Dünyanın gözü ve nazar boncuğu olarak adlandırılan Meke Gölü, yer altı suları çekilmeden önce masmavi bir gölümüzdü. Çeşitli kuş türleri gelir, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeriydi. Ancak Meke Gölü kurumaya yüz tuttukça kuşlar da gelmez oldu, yerli ve yabancı turistler gelmez oldu. Burada yer altı sularımızın muhakkak yükselmesi gerekiyor. Eğer Meke Gölü’nün eski canlılığına kavuşmasını istiyorsak suların muhakkak eski seviyesine gelmesi gerekiyor. Konya kapalı havzada yüzbinlerce su kuyusu var. Sular çekildikçe de haliyle burası da kurudu.”

    ‘HARİTADAN SİLİNECEK NOKTAYA GELDİ’

    Gölün haritadan silinecek duruma geldiğini ifade eden Ceyhan, “Meke Gölü haritadan silinecek noktaya geldi. Gölümüzün kurumasına çok üzülüyoruz. Meke Gölümüz dünya harikası bir göldü. Bu bölgede çok sayıda su kuyusu var. Tabi ‘Hazıra Hasan Dağı dayanmaz’. Yer altı sularını yükseltmek için dış havzalardan su getirilmesi gerekiyor. Buraya gelip Meke Gölü’nün halini gördükçe çok üzülüyoruz. Bütün Karapınar halkı üzülüyor. Meke Gölü’nün eski canlılığına kavuşmasını istiyoruz” dedi.

  • Bursa’da kuraklığa 30 yıllık öteleme

    Bursa’da kuraklığa 30 yıllık öteleme

    Büyükşehir Belediyesi’nin ilk kez düzenlediği ve Başkan Alinur Aktaş’ın da katıldığı çalıştayda bir araya gelen STK temsilcileri, Bursa’nın susuzluk tehlikesine karşı alması gereken tedbirleri tartıştı.

    Kuraklığa karşı şehrin risklerini minimize etmekte kararlı olduklarını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “2020 yılı içerisinde ‘su seviyesinde yüzde 50 azalma olmasına rağmen’ hamdolsun halkımıza sıkıntı yaşatmadık. 2023 yılında Çınarcık Barajı suyunun şehrimize taşınmasıyla birlikte, inşallah 2050 yılına kadar sıkıntı yaşamayacağız” dedi.

    Büyükşehir Belediyesi, ‘Türkiye’de kuraklığın tartışıldığı şu günlerde’ Bursa’da gerçekleşmesi muhtemel su probleminin önüne geçmek için güçlü bir adım attı. Uludağ ve Bursa Teknik üniversiteleri ile STK’lar, ilgili devlet kurumları ve Bursa Kent Konseyi’nden temsilcileri bir araya getiren Büyükşehir Belediyesi, iklim değişikliği ve kuraklığa karşı alınması gereken tedbirleri değerlendirdi. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Hüdavendigar Salonu’nda yapılan çalıştaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ile bürokratlar da katıldı. BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç de toplantı çerçevesinde sunum yaparak, konuya ilişkin düşüncelerini aktardı.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, yaptığı açıklamada, artan dünya nüfusu, tarım ve hayvancılıkta artan üretim, gelişen sanayi ve kentleşme ile iklim değişikliği gibi nedenlerle aralarında Türkiye’nin de yer aldığı coğrafyanın adım adım su kıtlığına doğru gittiğini söyledi. Bugün tedbir alınmadığı takdirde ilerleyen ay ve yıllarda susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalmanın kaçınılmaz olduğunu dile getiren Başkan Aktaş, “Malumunuz üzere kuraklık, 4 aşamadan oluşuyor. Meteorolojik kuraklık, hidrolojik kuraklık, tarımsal kuraklık ve ekonomik kuraklık. Bursa olarak şu anda meteorolojik kuraklık aşamasındayız ve aldığımız tedbirler ile hidrolojik kuraklığı ötelemeyi başarmış bulunuyoruz. Ancak kuraklığın devamı halinde, aşama aşama tüm riskleri yaşamak zorunda kalabiliriz” diye konuştu.

    Kuraklığa 30 yıllık öteleme

    Bursa’nın 10 yıllık nüfus artış hızı baz alındığında 2050’ye doğru şehrin 5 milyon kişiye ulaşmasını beklediklerini kaydeden Başkan Aktaş, “Bugün 3 milyonun üzerinde nüfusu bulunan Bursa’mız için BUSKİ marifetiyle ürettiğimiz çözümler ile susuzluğu öteleyerek, Bursalı hemşerilerimizin mağdur olmasını önledik. Şu anda barajlarımızdaki su miktarı ortalaması yüzde 14 olup, hiç yağış almadan 72 günlük su stoğumuz bulunmaktadır. Ayrıca isale hattı projesine start verdiğimiz ve 2023 yılında Çınarcık Barajı’ndan aktararak Bursa ile buluşturacağımız su miktarı, mevcut iki barajımızın toplam kapasitesinin 2 katına denk gelmekte olup yaklaşık 30 yıl boyunca susuzluk tehdidini kentimizden uzak tutmayı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

    Ortak akılla doğru çözüm

    Çalıştayın bugünün problemlerinden çok yarının ihtiyaçlarını karşılamak için düzenlendiğini belirten Başkan Aktaş, bu konuda sürdürülebilir kent politikasını STK’lar ve yetkililerle hep birlikte oluşturmak istediklerini kaydetti. Başkan Aktaş, “Bu toplantı kentin kaderini, çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren son derece önemli bir çalışmanın ilk adımıdır. Bildiğiniz üzere suyun toprakla buluşmasını önleyen beton binalardan asfalta, tarımsal faaliyetlerin su havzaları ve rezervlerine göre planlanmasına, anaokulundaki çocuklarımızdan başlayarak herkese su bilincinin aşılanmasına kadar geniş bir perspektifte konuyu ele alarak çözüm yollarını üretmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Nilüfer Barajı’nda alarm! Su seviyesi yüzde 5’i gördü

    Nilüfer Barajı’nda alarm! Su seviyesi yüzde 5’i gördü

    Bursa’nın su ihtiyacını karşılayan en önemli barajlardan biri olan Nilüfer Barajı’nda su seviyesi yüzde 5’e düştü. Kuraklık havadan görüntülendi.

    Türkiye’yi etkisi altına alan kuraklık Bursa’yı da ciddi oranda etkiliyor. Bursa’nın en önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Barajı’nda su seviyesi yüzde 5’e kadar geriledi. Bu mevsimde ağzına kadar dolu olması gereken devasa büyüklükteki baraj kurumuş görüntüsüyle görenleri endişeye sevk ediyor.

    Nilüfer Barajı’ndaki kuraklığı yerinde gidip inceleyen Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği üyeleri, yıllardır çevreyi korurken küresel iklim değişikliğinden dolayı bu hale gelmemek için mücadele ettiklerini belirtti. Barajdaki kuraklığı görüp endişeye kapılan Bursalı vatandaşlar yağmur ve karın bir an önce yağmasını bekliyor.

    Nilüfer Barajı önünde açıklama yapan Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir;

    “Bursa’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Nilüfer Barajı’ndayız. Bu baraj kuraklıktan dolayı kurumuş, doluluk oranı ise yüzde 5 civarında. Bu barajın altındaki Doğancı Barajı’nda ise oran yüzde 20’nin altına düşmüş durumda. Kuraklık bağıra bağıra ben geliyorum dedi. Biz dernek olarak ve dünyadaki uzmanlar hep söyledi; iklim değişiyor. Çok ciddi biçimde kuraklık olacak. Bursa’da bu zamana kadar bazı projelere karşı çıkarken şunu ifade ediyorduk. Biz karşı çıktığımız projede iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya dikkat çektik. Bizim yıllardır anlatmak isteğimiz aslında bunun olmaması içindi. Bu durum bizim bile beklentimizden daha önce başladı. Biz demiştik diye övünmek istemiyoruz. Bu kuraklıktan hepimiz etkileniyoruz. Bundan sonra herkese çok ciddi görevler düşüyor. Sanayiin eski sistemle vahşi bir şekilde su kullanmasının önüne geçmemiz lazım. Artık kullandığı suyu tekrar kullanabilen sanayie ihtiyacımız var. Suyu vahşice kullanan sanayi kuruluşları kapatılmalıdır. Bursa’da 23 tane sanayi bölgesi var” dedi.

  • Tedirgin eden görüntüler! Köprü ve mezarlar gün yüzüne çıktı

    Tedirgin eden görüntüler! Köprü ve mezarlar gün yüzüne çıktı

    Koronavirüsün ardından en büyük tehlike kuraklık. Bursa’nın İnegöl ilçesinde bulunan Boğazköy barajında su seviyesi her geçen gün düşüyor. Baraj sebebiyle sular altında kalan Hamzabey Mahallesindeki eski köprü gün yüzüne çıkarken, çiftçiler endişeli.

    Geçen yıl Boğazköy barajının bulunduğu bölge sularla kaplıyken, suların çekilmesiyle eski köprü ve mezarlıklar tekrar gün yüzüne çıktı. Mahalle muhtarı Sadullah Arda, “Burası geçen yıl bu zamanlarla tamamen sularla kaplıydı, ancak bu yıl kuraklık sebebiyle sular iyice çekildi. Üzerinde durduğumuz köprü sulardan gözükmezken, şimdi suların olmadığından dolayı hem eski köprü hemde sular altına kalan mezarlıklarımız görülüyor. Bu yıl yağış olmazsa işimiz zor. Daha önceki yıllarda her yer karla kaplıydı, şimdi bahardan kalma havalar yaşıyoruz. İlleride çiftçilerimizde su olmadığından dolayı zor günler geçirecek. İnşallah öyle bir şey olmaz, dileğimiz bu yönde” dedi.

    Hamzabey Mahallesinde çiftçilik yapan Burhanettin Özdemir, “Boğazköy barajının su tuttuğu su havzasının içerisindeyiz. Önceki yollarda bu mevsimde bu köprüden geçilmezdi, sular içerisindeydi. Yukarıdan gelen derelerden beslenen bir baraj. Biliyorsunuz bu baraj tarımda kullanılıyor. Şu anda bölgemizde sulamalar sürüyor, ancak suların yetmediğinden dolayı barajda su tutulmuyor. Dolasıyla bu bölgede bu mevsimde su en az 4-5 metre düşük vaziyette. Hatta sadece barajdaki sular değil, köyümüzde bulunan tarlalarda kullandığımız çeşmelerimiz de bile sular eskisi gibi akmıyor. Yazın kesilmeyen sular kesilmiş vaziyette. İnşallah önümüzdeki günlerde bol yağmur yağar” dedi.

     

  • Hayatta tutmak için zamanla yarıştılar

    Hayatta tutmak için zamanla yarıştılar

    İstanbul’un en büyük su kaynaklarından Ömerli Barajı’ndan çekilen bu kare yürekleri sızlattı. Su seviyesinin yüzde 16.87’ye kadar düştüğü barajda suların çekilmesiyle on binlerce yavru balık telef oldu. Öte yandan, Pendik Belediyesi ekipleri barajdaki yavru balıkları kurtarmak için zamanla yarıştı. Balıkları kurtarma çalışmaları drone ile havadan görüntülendi.

    Yurt genelinde yağışların azalması ile kurak geçen sonbaharın ardından tehlike çanları çalmaya devam ediyor. İstanbul’da da kuruyan Ömerli Barajı’nın son durumu havadan çekilen görüntülerde gözler önüne serildi. Baraj sularının çekilmesiyle su birikintileri oluştu. Oluşan su birikintilerinde “sazan, kefal, yayın, levrek, ” türlerinde on binlerce yavru balık mahsur kaldı. Su birikintilerinde oksijen yetmezliğiyle balıkların bir kısmı da telef oldu. İhbar üzerine Pendik Belediyesi ekipleri ve Ömerli Barajı Gönüllüler ekibi harekete geçti. Ekipler su birikintilerinde mahsur kalan yavru balıkları kepçeler ile yakaladıktan sonra kovalar aracılığıyla derin sulara bırakmak için zamanla yarıştı. Ekiplerin yoğun çalışması sonucu on binlerce yavru balık özgürlüğüne kavuştu. Öte yandan yavru balıkları kurtarma operasyonu drone ile havadan görüntülendi.

    “Yavru balıkların öldüğünü gördük”

    Barajda yavru balıkların öldüğünü gören Fatih Ağırkan, “Ömerli Barajının kenarında vakit oldukça zaman geçiriyoruz. Baraj suyunun aşırı derecede çekilmesi sonucu öbek adı verilen su birikintileri oluştu. Oluşan su birikintilerinde balık yavrularının öldüğünü gördük. Ekipler ve gönüller olarak yavru balıkları kurtarma operasyonu düzenledik. Pendik Belediyesine ve Ömerli Barajı Gönüllüler ekibine teşekkür ederim. Mahsur kalan on binlerce balığı ölmeden derin sulara bıraktık. Geleceğimize sahip çıkıyoruz” diye konuştu.

    “On binlerce yavru balığı derin sulara bıraktık”

    Kuruyan barajda yavru balıkları kurtarma ekibinde görev alan Naim İbiş, “Ömerli Barajının Emirli bölgesinin tamamı geçtiğimiz aylarda suyla doluydu. Suların çekilmesiyle, oluşan su birikintilerinde yavru balıklar mahsur kaldı. Mahsur kalan on binlerce yavru balığı, belediye ekiplerimiz ve gönüllü arkadaşlarımızla kurtararak derin sulara bıraktık. İnşallah su sorunumuz en kısa zamanda çözülür” diye konuştu.

  • Başkan Aktaş’tan su açıklaması

    Başkan Aktaş’tan su açıklaması

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, DSİ verilerine göre son 100 yılın en kurak kış mevsimini geçiren Bursa’nın, hiç yağış olmasa bile 75 günlük suyu olduğunu belirterek, “Kısa, orta ve uzun vadeli yatırımlarımız var. Kimse paniğe kapılmasın, ancak suyun tasarruflu kullanılması hususunda herkesin üzerine düşen görevler var” dedi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Türkiye genelinde yaşanan genel kuraklık sorununun Bursa’ya yansımalarını değerlendirdi. Pandemi sürecinde Türkiye sürekli maske, mesafe ve temizliği konuştuğunu, temizliğin ise en önemli unsurunun su olduğunu dile getiren Başkan Aktaş;

    “Son 30 yılın en kurak yılı ve son 100 yılın en kurak kış mevsimini geçiriyoruz. Şükürler olsun biz 2020 yılı içerisinde hiçbir şekilde tamiratlar dışında insanımıza su kesintisi yaşatmadık. Bu konuda makro planlar yapıyoruz. Kısa ve orta vadeli çalışmalarımız var. Gölbaşı’nın da sürece katılması ile alakalı yapılacak çalışmalar var. Ama asıl bizim hedef projemiz, Çınarcık Barajı. Dönemimiz içerisinde bitirmeyi arzu ediyoruz. Ocak sonuna kadar inşallah Çınarcık Barajı’nın projesini DSİ’den alıyoruz. Çınarcık Barajı’ndan suyun Bursa’ya ulaştırılması, 4 tane depo ve arıtma tesisi ile desteklenmesi gibi tarihi bir proje. İnşallah bu şehrin envanterine Nilüfer ve Doğancı Barajı’ndan sonra Çınarcık Barajı’nı katacağız” dedi.

    Kimse paniğe kapılmasın

    Şu an Nilüfer ve Doğancı Barajı’nın olduğu bölgede yağış olmamasından kaynaklanan ciddi sıkıntılar olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Bursa’da son 30 yıl içerisinde 20 Kasım tarihinden sonra hiçbir şekilde kuyu takviyesi yapılmamış. Ama bu yıl yaşadığımız bu kuraklık maalesef takviyenin kış boyu devam etmesine neden oldu. Allah’a şükürler olsun öngörümüz o kadar iyiymiş ki 2019 yılı sonu ve 2020 yılında 75 tane yeni su kuyusu açtık. Eğer açmasaydık, biz Bursa’da şu an su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Normal şartlar altında hiçbir yağış olmasa bile 75 günlük suyumuz var, beklenen yağışlar var. Bunun yanında kısa vadeli takviye etmeyi düşündüğümüz bazı kaynaklar da var. Hemşehrilerimizin su sıkıntısı yaşanmaması adına elimizden gelen bütün gayreti ortaya koyacağız. Hiç kimse bu konuda paniğe kapılmasın ama inancımızın gereği olarak da israf haramdır. İsraf etmeden doğru ve sağlıklı bir şekilde kadınından erkeğine, yaşlısından gencine herkesin üzerine düşen sorumluluklar var. Tasarruflu olup, sorumluluklarımızı yerine getirelim” diye konuştu.

    Başkan Aktaş, pandemi sürecine rağmen sağlıklı içme suyunun kentin her köyesine ulaştırılması için yoğun bir çaba harcadıklarını, 70-80 yıldır içme suyu olmayan 30-40 haneli köylere bile 2020 yılı içinde sağlıklı içme suyunu ulaştırdıklarını da sözlerine ekledi.

  • Çiftçiler endişeli! Gölbaşı Barajı’nın yüzde 90’ı kurudu

    Çiftçiler endişeli! Gölbaşı Barajı’nın yüzde 90’ı kurudu

    Bursa Ovası’ndaki tarım arazilerinin büyük bir kısmına su kaynağı olan Kestel ilçesindeki Gölbaşı Barajı’nın yüzde 90’ı kurudu. Geçen sene bu zamanlarda barajın suyla dolu olduğunu belirten çiftçi Ali Ünal, “Çok endişeliyiz. Ektiğimiz sebzeleri sulayacağız ama barajda su yok. Yağmur duası ediyoruz” dedi.

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1933 yılında tarım arazilerini sulamak için, Bursa’nın Kestel ilçesine yaptırılan Gölbaşı Barajı’nın yüzde 90’ı kurudu. Uludağ ve Katır Dağları’ndan akan sularla beslenen, Gürsu, Kestel, Yıldırım ve Osmangazi ilçesindeki tarım arazilerini sulamak için kullanılan barajda yaşanan kuraklık, bölge çitçilerini endişelendirdi. Kıyıdan, yer yer 100 metreye kadar çekilen baraj, dronla havadan görüntülendi.

    ‘EKTİĞİMİZ SEBZELERİ SULAYACAK SU YOK’

    Narlıdere Mahallesi’nde çiftçilik yapan Ali Ünal, “Biz ovamızda bu gölden faydalanıyoruz. Her sene bu zamanlar dolu olurdu. Ama bu sene kuraklıktan dolayı bomboş duruyor. Çok endişeliyiz. Çünkü sebze ektikten sonra sulama yapacağız ama barajda su yok. Yer altlarında da su yok. Uludağ’a kar yağacak ki gölete su akacak. Hiç sulama yok. Zaten hep yağmur duası ediyoruz” dedi.

  • 450 yıllık çeşme kuraklıktan etkilendi

    450 yıllık çeşme kuraklıktan etkilendi

    Erzurum merkez Yakutiye ilçesi Altunbulak Mahallesi’nde, Osmanlı döneminde yapıldığı tahmin edilen 450 yıllık çeşmeler kurudu. Muhtar Nuri Demir, asırlardır su akan çeşmelerin kurumasına üzüldüklerini söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, son yıllarda kar ve yağmur yağışının azalması nedeniyle yeraltı sularının azaldığını, bu yüzden çeşmelerin kuruduğunu belirtti.

    Osmanlı döneminde ‘Tivnik’ olarak bilinen Erzurum’a 15 kilometre uzaklıktaki Altunbulak Mahallesi tarihi köprüleri ve çeşmeleriyle dikkat çekiyor. Merkez Yakutiye ilçesine bağlı Altunbulak Mahallesi dışında ve 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen Altunbulak ve Gümüşbulak isimleri verilen iki çeşme, asırlar sonra kurudu. Aralık ayının ortalarında kuruyan çeşmeler mahalle sakinlerini üzdü.

    Mahalle muhtarı Nuri Demir, Osmanlı döneminde 450 yıl önce yapıldığı tahmin edilen çeşmelerin tescilli olduğunu belirterek, “Bu çeşmelerin dedelerimizden gelen bilgilere göre hep aktığını duyduk. Biz de ata dede mirası bu çeşmeleri hep akarken gördük. Ama maalesef asırlardır akan çeşmelerin kurumasına akıl sır erdiremedik. Çok üzüldük. Bu aylar genelde suların bol aktığı zamanlardır. Çeşmelerin kuraklık sebebiyle mi yoksa başka bir sebeple mi kuruduğunu bilmiyorum. Bunların suları yeraltı kaynaklarından geliyor” dedi.

    Çeşmelerin sularının kışın sıcak, yazın ise soğuk aktığını belirten Demir, komşu mahallelerden vatandaşların özellikle Ramazan aylarında evlerine buradan su götürdüklerini belirtti.

    YERALTI SU KAYNAKLARI VE NEHİRLERİN SUYU AZALDI

    Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, 90’lı yıllardan sonra sera gazlarının salınmasıyla birlikte dünya genelinde yaşanan iklim değişikliğinin Türkiye ve Erzurum’da da hissedildiğini söyledi. Tavlaşoğlu, “İklim değişikliğiyle beraber karın ve yağmurun az yağması sebebiyle yeraltı su kaynaklarında azalma yaşandı. Erzurum, Doğu Anadolu’da yeraltı su rezervi bakımından en zengin ili. Fırat, Çoruh ve Aras nehri bu topraklardan doğmakta. Son yıllarda bu bunların debilerinde de azalma yaşandı” dedi.

    Erzurum’un 1800’lü rakımlarda etrafı dağlarla çevrili bir plato olduğunu hatırlatan Tavlaşoğlu, “Çok yüksek, 3 bin 200 rakımlı dağlar var. Bu dağları etrafına kışın çok kar yağıyor, nisan ayında eriyordu. Karların erimesiyle birlikte yeraltı su kaynakları besleniyor, nehir sularına karışıyordu. İklim değişikliğiyle birlikte kar ve yağmurun az yağması yeraltı sularında doygunlaşmamayı sağladı ve şehirde artık su kıtlığı başladı. Bazı nehir ve çay suları akmamaya, yeraltına çekilmeye başladı” diye konuştu.

    Son yıllarda yağmurun azalması, yeterince kar yağmaması sebebiyle ovadaki yeraltı suyunun azaldığını ve kurumanın başladığını kaydeden Tavlaşoğlu, çeşmelerin kurumasının sebebinin yağış azlığı olduğunu belirtti.