Etiket: kuraklık

  • Büyük Menderes, ciddi kuraklıklarla karşı karşıya

    Büyük Menderes, ciddi kuraklıklarla karşı karşıya

    Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinden başlayarak sırasıyla, Uşak, Denizli ve Aydın’dan geçen ve Ege Denizi’ne dökülen Büyük Menderes Nehri yağışların az olması nedeniyle bu yıl kurak yıllarından birini yaşadı. Aydın tarımının can damarlarından olan 584 kilometre uzunluğundaki nehirdeki kuraklık tehlikesi üreticileri endişelendirirken, Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari, Bilimsel Araştırma Projesi ile Ege Bölgesi’nin 1940 yılından 2100 yılına kadar olan kuraklık durumunu inceledi. Türkiye’nin Ege Bölgesi için yapılan 160 yıllık veri ve tahminleri içeren bu kuraklık haritası, gelecekte bu bölgenin daha şiddetli kuraklıklarla karşı karşıya kalabileceğini ortaya koydu. Alanında saygın bilim insanlarını bir araya getiren araştırmanın çalışma alanı ve uygulanan metotları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Safari; “Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz havzaları, Türkiye’nin batısında yer alan ve Ege Bölgesi olarak bilinen önemli tarımsal ve endüstriyel alanları kapsar. Araştırmamızın çalışma alanı buralar oldu. Bu havzalar, Türkiye’nin yüzey alanının önemli bir kısmını kaplamakta ve iklim değişikliğine karşı savunmasızdır. Çalışmada, dört farklı Genel Dolaşım Modeli (GCM) ve iki emisyon senaryosu kullanılarak, 2099 yıllına kadar kuraklık projeksiyonları oluşturuldu” dedi.

    Araştırmanın Ege Bölgesi’nde gelecekte kuraklıkların hem uzunluk hem de şiddet açısından artacağını gösterdiğini aktaran Doç. Dr. Safari; “2100 yılına kadar sırasıyla 250, 220 ve 220 kurak ay yaşanacak. Bu, bölgenin uzun ve şiddetli kuraklıklarla karşı karşıya kalacağını göstermektedir. Daha iyimser bir senaryoda da, bölgedeki birçok istasyon için 150’den fazla kurak ay yaşanacak. Ayrıca araştırma, Ege Bölgesi’ndeki kuraklık dağılımının coğrafi olarak da değişkenlik göstereceğini ortaya koymaktadır. Örneğin, Büyük Menderes Havzası yüksek rakımlı alanları içermesine rağmen, bu bölgeler bile gelecekte ciddi kuraklıklarla karşı karşıya kalacak. Küçük Menderes Havzası, kıyıya yakın bir bölge olsa da, uzun kurak dönemler yaşayacak. Hem yüksek hem de alçak rakımlı alanları içeren Gediz Havzası’nda da ciddi kuraklık riskleri söz konusu” şeklinde konuştu.

    “Kuraklık, bazı önlemleri gerekli kılıyor”

    Kuraklığın Ege Bölgesi’ndeki tarımsal ve endüstriyel faaliyetleri de olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Doç. Dr. Safari, önlem alınması gerektiğine dikkat çekerek “Artan kuraklık riski bazı önlemleri de gerekli kılıyor. Bölgedeki su yönetimi ve tarımsal planlama stratejilerinin, bu riskleri minimize edecek şekilde yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Araştırma sonucunda elde edilen bu bulguların karar vericiler ve ilgili kuruluşlar tarafından kullanılarak, bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlayabileceğini düşünüyorum. Araştırma ayrıca, küresel iklim değişikliğinin etkilerinin yerel düzeyde ciddi sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Küresel ısınma ve sera gazı salınımlarının azaltılması yönünde daha güçlü ve etkin önlemlerin alınması gerektiği açıktır. Ege Bölgesi gibi iklim değişikliğine karşı savunmasız bölgelerde, adaptasyon ve mitigasyon (zararı hafifletme) stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanması hayati önem taşımaktadır. Bu önemli çalışma, Ege Bölgesi’nin gelecekteki kuraklık risklerini anlamak ve yönetmek için kritik bilgiler sunmakta ve daha geniş bir iklim değişikliği ile mücadele çabalarının parçası olarak değerlendirilmektedir” dedi.

  • Kayseri’de kuraklığın fotoğrafı

    Kayseri’de kuraklığın fotoğrafı

    Erciyes Dağı’nda Deliçay Deresi üzerine kurulan Tekir Göleti kurumaya yüz tuttu.

    Temelden 19,50 metre yüksekliğe sahip olan, 2 bin 750 metreküp su depolayan göletteki su, şehirde etkisini sürdüren sıcak havalar ve yağışın beklenen seviyede olmaması nedeniyle metrelerce çekildi.

    Tekir Göleti’nin önceki ve sonraki hali, kuraklık tehlikesini gözler önüne serdi.

  • Erciyes Tekir Göleti’nde kuraklık

    Erciyes Tekir Göleti’nde kuraklık

    Erciyes Dağı’nda Deliçay Deresi üzerine kurulan Tekir Göleti kurumaya yüz tuttu. Temelden 19,50 metre yüksekliğe sahip olan, 2 bin 750 metreküp su depolayan göletteki su, şehirde etkisini sürdüren sıcak havalar ve yağışın beklenen seviyede olmaması nedeniyle metrelerce çekildi.

    Tekir Göleti’nin önceki ve sonraki hali, kuraklık tehlikesini gözler önüne serdi.

  • Derebucak’ta eller yağmur için semaya kaldırıldı

    Derebucak’ta eller yağmur için semaya kaldırıldı

    İlçeye bağlı Çamlık Mahallesi’nde gerçekleştirilen yağmur duasında, ülke genelinde ve Derebucak yöresinde yaşanan kuraklık ve uzun süredir yağış olmaması nedeniyle eller semaya açıldı.

    Yağmur duasına çok sayıda vatandaş katıldı. Müftü Gökhan Becerikli tarafından yapılan duanın ardından katılımcılara yemek ikram edildi. Yağmur duasına ilçe protokolü ve vatandaşlar katıldı.

  • Bilinçsiz sulama, kuraklığa neden oldu

    Bilinçsiz sulama, kuraklığa neden oldu

    Tokat’ın Sulusaray ilçesine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta bulunan Uylubağı köyü eteklerindeki Kamış Gölü, bir zamanlar onlarca çeşit kuş türüne ev sahipliği yaparken, kuraklık ve bilinçsiz sulama nedeniyle tamamen kurudu. Kuşların göç yolundaki önemli duraklarından biri olan gölün kuruması hem vatandaşları hem de kuşları olumsuz etkiledi. Kuruyan göl nedeniyle köyde sivrisinek popülasyonunda da artış görüldü. Bir zamanlar kuşların dans ettiği gölette şimdi köylüler traktörle geziyor.

    “Eskiden burası hiç kurumazdı”

    Son 20 yılda göldeki suyun yavaş yavaş kuruduğunu söyleyen Uylubağı Köyü Muhtarı Mustafa Bozkurt, “Bu köy çocukluğumuzda kendimizin girdiği, hayvanları otlattığımız yer olduğundan burada hiç su eksik olmazdı. Kendimiz de sıcakladıkça suyun içerisinde girerdik. Ama son 20 yıldır su kuruduğu için kuşlar gidiyor. Burada çok çeşitli kuşlar oluyordu. Ördek, toy, angut, turna, karabatak ve baharın ilk başlarında sürüyle flamingo geliyordu. Hepsinin ayrı ayrı ses tonları olurdu. Haziran 18 deyince su kalmıyor. Yavruların da kimisi yumurtadan çıkmamış oluyor kimisi de uçmamış oluyor. Her biri bir yerde telef oluyor. Su gidince kuşlar geri gidiyor. Bu içler acısı bir durumdur. Köyden kuşların seslerini dinliyoruz. Her biri bir otun dibinde ölüyor. Eskiden su hiç kurumazdı. Genelde arazilerden gelen sularla besleniyor. Tabandan çıkan herhangi bir su yoktur. Çevreden gelen sular da baraj, gölet ve vatandaşın vurduğu sondajdan dolayı burası kurudu. Su boşa akıyor yine de komşu köylerimiz buraya vermiyorlar. Aşağıda iki tane büyük çeşme var. Eski tabirle bir değirmenlik su var. Boşa akıtıyorlar yine de bize vermiyorlar. Bu suyu kışın 11’inci ayda verseler 5’inci aya kadar hiçbir sorun olmaz. Boş akıyor yine de vermiyorlar” dedi.

    “Su kuruduğu için köylü de kuşlar da barınmıyor”

    Suyunun da uyuz hastalığına iyi geldiğini iddia eden köy sakinlerinden Halil Bozkurt ise, “Şu anda Uyuz Gölü’ndeyiz. Burası daha önceleri su dolu olurdu. Kuş çeşitleri çok olurdu. Yaban kazları ördekler, flamingolar, toylar hatta ismini bilmediğimiz kuş çeşitleri çok oluyordu. O zamanlar bu göl hiç kurumazdı. Şu anda köyümüz kuruyor. Ne bir kuş ne de insan kalıyor. Ayrıca kuruduğu için köylü vatandaşımız da sivrisinekten duramıyor. Buraya su bağlanarak hem kuş hem de çiftçi için arazi sulamasında kullanılması gerekiyor. Geçmiş zamanlarda buraya uyuz hastalığı olan insanlar gelerek batağı ve suyundan şifa görürlerdi. Şu anda gelen de yok. Köylü de barınamıyor, kuşlar da barınamıyor. Tamamen bataklık oldu. Hiçbir bakan da yok” diye konuştu.

  • Kuraklık ayçiçeği rekoltesini yüzde 50’den fazla düşürdü

    Kuraklık ayçiçeği rekoltesini yüzde 50’den fazla düşürdü

    Adana’nın Kozan ilçesinde aşırı sıcaklar nedeniyle kuraklık yaşanınca ayçiçeği hasadı 1 ay erken başladı. Ziraat Mühendisi ve üretici Barış Kurtaran bu yıl Mayıs ayında yaşanan aşırı sıcakların ayçiçeğin olgunlaşmasına erkene çektiğini ve olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi. Kurtaran, kuraklık nedeniyle rekoltenin yüzde 50’den fazla düştüğünü belirterek, “Mayıs ayı çok kurak ve sıcak geçti. Ayçiçeği hasadı aşırı sıcaklar nedeniyle 1 ay erken başladı. Ancak dönüme 350-400 kilo rekolte alınırken kuraklık nedeniyle bu oran çoğu tarlada 200 kilo, bazı tarlalarda 200 kilonun da altına düştü” dedi.

    40 kilo, 80 kilo rekoltenin alındığı tarlalar olduğuna dikkat çeken Kurtaran, şöyle devam etti:
    “Bu da Çukurova ortalamasının 180 kilogramda kalacağını gösteriyor. Çiçek döneminde aşırı sıcak ayçiçeği çok etkiledi. Ani bir alt yapraklarda kuruma oldu ve bu da beraberinde ayçiçeği gelişimini engelledi. Bir olumsuzluk da ayçiçeğin yağ oranında. Bu yıl kuraklık nedeniyle ayçiçeğinin yağ oranı da normalin altına düştü.”

  • Samsun’da kuraklık: Kürtün Çayı artık akmıyor

    Samsun’da kuraklık: Kürtün Çayı artık akmıyor

    Samsun merkezden denize dökülen önemli akarsulardan biri olan Kürtün Çayı’nı kuraklık vurdu. Kavak ilçesinden doğan, yağış alanı 320 kilometrekare, akarsu boyu ise 47 kilometre olan Kürtün Çayı, artık Karadeniz ile buluşmuyor. İlkadım ve Atakum ilçelerinin doğal sınırı olan akarsu, kıyıya yakın bölgelerde kurudu.

    “6 yıldır ilk kez bu kadar kuruduğunu görüyorum”

    Yıllardır Kürtün Çayı’nın karşısındaki apartmanda ikamet ettiğini ifade eden Hanife Karaköse, “6 yıldır burada oturuyorum. Burada yaşadığımdan beri bu denli kuruduğunu hiç hatırlamıyorum. Son dönemde hiç yağmur yağmadı. Evden baktığımda da derenin kuruduğu ve akmadığı ne bir şekilde görülüyor. Zamanında seller olduğunda bu dere çok taştı ama ne zamandır yağış olmadı. Yaz başından beri derenin durumu bugünkü gibi görünüyor” dedi.

    “İlk defa bu çayın bu denli kuruduğunu gördüm”

    Kürtün Çayı’nın ilk defa bu denli kuruduğunu belirten esnaf Ümit Kökçe, “Son dönemde Samsun’da aşırı sıcaklar var. Sıcaklıktan gece uyuyamıyoruz, gündüz de çalışamıyoruz. Kürtün, çok güzel bir dereydi. İçerisinde balıklar yüzüyordu ancak şu anda her yeri kurudu. İlk defa bu çayın bu denli kuruduğunu gördüm. Sıcaklar maalesef hayatı olumsuz etkiliyor. Akarsuyun önceki halini de çok net hatırlıyorum. Yağmur yağdığında dere çok yükseliyordu. Şu anda ise kuraklık nedeniyle tamamen kendini taşa toprağa çalmış” diye konuştu.
    Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de şiddetli kuraklık görülen illerin başında gelen Samsun’da yaşanan kuraklık nedeniyle birçok yeraltı suyu kuruma noktasına gelirken, Karadeniz’e dökülen akarsularda da kuruma durumu yakından hissediliyor.

  • Baraj göleti kuruma noktasına geldi

    Baraj göleti kuruma noktasına geldi

    Bolvadin ilçesine bağlı Kemerkaya beldesinde yapımına 2012 yılında başlanan ve 2015 yılında tamamlanan Yedikapı Barajı Göleti kuraklıktan dolayı kuruma noktasına geldi. Göletteki su seviyesi birkaç metre seviyelerine düşerken, geçtiğimiz yıllarda balık tutulan ve manzarası ile piknikçilerin uğrak yeri olan gölet kuruma noktasına geldi. Göl kenarında bulunan ‘Gölete girmek tehlikeli ve yasaktır’ tabelasının suyun bulunduğu noktadan yaklaşık 200 metre geride kalması, kuraklığın bpyutunu gözler önüne serdi.

  • Arin Gölü’nde kuraklık tehlikesi

    Arin Gölü’nde kuraklık tehlikesi

    Adilcevaz ilçesinde bulunan ve yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan Arin Gölü, kuraklığın yanı sıra düzensiz sulama nedeniyle kurumaya başladı. Bin 657 hektar alana sahip olan ve deniz seviyesinden bin 650 metre yükseklikte olan Arin Gölü, flamingolar başta olmak üzere birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

    Mehmet Şakir isimli vatandaş, “Burası kuş cenneti olarak bilinen Arin Gölü. Maalesef gittikçe kuruyor. Çevredeki tüm göller, göletler hatta Van Gölü yağışlar ile birlikte su seviyesi yükseldi ama Arin Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı” dedi.

  • Edirne’de kuraklık etkisini gün geçtikçe arttırıyor

    Edirne’de kuraklık etkisini gün geçtikçe arttırıyor

    Bulgaristan’da doğan ve ülkemize gelen Tunca Nehri’ndeki su seviyesinin düşüklüğünün en çok tarım ile uğraşan kesimi etkilediğini belirten Edirne Ziraat Odası, “Gün geçtikçe kuraklık etkileri kendisini daha da çok göstermeye başladı. Çatlayan topraklar, çiçek açmadan kuruyan ayçiçekleri, kuruyan nehirler, geri çekilen yer altı suları” ifadeleri kullanıldı.

    EZO, sosyal medya hesapları üzerinden kuraklık ile ilgili açıklamada şu ifadelere yer verildi:
    “Hafta ortası bazı bölgelerde güzel lokal yaz yağışları olsa da bunlar çok dar alanlarda gerçekleşmiştir. Yapmış olduğumuz gözlemlerde özellikle Tunca Nehri’nde su debisi çok düşmüş olup, bazı noktalarda su akışı sıfıra yakındır. Özellikle aşağı bölgelerde çeltik alanlarında ciddi sorunlar yaşanmakta olup Cumartesi gününden beri Değirmenyeni Şelale üst bölgelerinde sulamaya ara verilerek suyun aşağıdaki üreticilerimize de ulaşması sağlanmaktadır. Bu zorlu süreçte özellikle gereksiz ve fazla sulamanın yapılmaması oldukça önemlidir. İnşallah hep birlikte zorda olsa bu kurak sezonu en az zararla atlatmak için elimizden geleni yapacağız. Bu süreçler bizlere şunları gösteriyor ki, sulama yatırımlarına hız verilmeli, baraj sayıları artırılmalı, kapalı sulama sistemlerine geçilmeli, ekim deseni kontrolü sağlanmalı, nehirlerin ıslahı yapılmalı ve gerekirse belli aralıklar ile kapaklı bentlerin nehir içlerinde yapılması sağlanmalıdır. Bu yaşanan kurak ilk yaşadığımız kurak elbette değil ama artık yaşadığımız son kurak olmayacağı da çok nettir.”