Etiket: kuraklık

  • Şiddetli kuraklık yaşayan Orta Karadeniz, yağışa doydu

    Şiddetli kuraklık yaşayan Orta Karadeniz, yağışa doydu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), 7 Temmuz saat 06.00 ile 8 Temmuz saat 06.00 arasındaki gerçekleşen toplam yağış rakamlarını açıkladı. MGM verilerine göre Türkiye’de son 24 saatte en çok yağış Ordu’nun İkizce ilçesine yağdı. İkizce’nin yanı sıra Samsun’un Salıpazarı ilçesinde metre kareye 155 kilo yağış düşerken yine Samsun’un Terme ilçesinde metrekareye 108 kilo ve Çarşamba ilçesinde ise metre kareye 103,5 kilo yağış düştü.

    MGM’ye göre Ordu’da sel ve su baskını ihtimali tehlikeli (turuncu kod) seviyedeyken Samsun’un da aralarında bulunduğu Van, Ağrı, Muş, Bingöl, Erzurum, Kars, Ardahan, Erzincan, Bayburt, Trabzon ve Giresun’da da az tehlikeli (sarı kod) seviyede uyarılar devam ediyor. Samsun ve Ordu’da yerel yağışların bazı bölgelerde çok tehlikeli (kırmızı kod) olması ihtimaline karşı ekipler teyakkuzda tutuluyor.

  • Eğirdir Gölü’nde sular 2 metre çekildi

    Eğirdir Gölü’nde sular 2 metre çekildi

    Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su kaynağı olan günün değişik zamanlarında mavi, yeşil tonlara büründüğü için ‘yedi renkli göl’ olarak adlandırılan Eğirdir Gölü’nde, su çekilmeleri yaşanıyor. Gölde aşırı su kaybı nedeniyle sular yaklaşık 2 metre çekilirken, göl çevresinde balçık, hayvan dışkısı ve çevre atığı sebebiyle de koku problemi yaşanıyor.

    “Kuraklığa karşı önleyici stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir”

    Mevsimsel yağışların azlığı nedeniyle kuraklık tehlikesinin de yaşandığı Eğirdir Gölü’nde yaşanan problemlere değinen Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden Öğretim Üyesi Dr. Meltem Kaçıkoç, Eğirdir Gölü’nün doğal ekosistemin korunması ve yöre halkının geçim kaynağı olması nedeniyle kritik öneme sahip olduğunu belirterek, “Bölgede başta kar yağışlarının azalması olmak üzere, iklim değişikliğinin kuraklık yönündeki etkileri göl su eviyesinin sürekli düşüş eğiliminde seyretmesine neden olmuştur. Mevcut ve muhtemel kurak şartlar altında yaşanabilecek su kıtlığının ölçülebilir şekilde tasvir edilebilmesinin ve bu sayede de su güvenliğinin sağlanması için etkin önlemlerin belirlenmesinde miktar ve kalite modelleri yeri doldurulamaz araçlardır. Son yıllarda bölgede kuraklığın sosyoekonomik açıdan olumsuz etkileri artmıştır. Dolayısıyla daha da geç olmadan artan kuraklık risklerine karşı afet yönetiminde sadece kriz yönetimi ile sınırlı kalmayıp proaktif ve önleyici stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir” dedi.

    “Su seviyesinin azalmasıyla birlikte Eğirdir Gölü’nde koku problemi yaşanıyor”

    İklim değişikliğinin kuraklık yönündeki etkilerinin tarımsal su tüketimi ile birleştiğinde Eğirdir Gölü su seviyesinin su ve gıda güvenliğini tehdit eden kritik seviyelere ulaşmasına neden olduğunu söyleyen Kaçıkoç, “Eğirdir Gölü gibi sığ göller, aşırı kuraklık olaylarına karşı derin göllere göre daha hassastırlar çünkü su seviyesindeki küçük değişiklikler yaşansa bile bu durum toplam yüzey alanı ve hacminin çok daha büyük bir bölümünü temsil eder. Su seviyesindeki bu azalmalar, gölün taşınım mekanizmasını değiştirmiş, halihazırda artmakta olan su sıcaklıklarındaki artışları daha da şiddetlendirmiştir. Dolayısıyla da bölge halkının tepkisine neden olan koku problemlerine neden olmuş ve hızlı alg büyümesini destekleyen şartlar oluşturarak ötrofikasyonu katalize eden iklim değişikliği, esas olarak, ötrofikasyonun en temel itici güçleri olan yağış, sıcaklık, solar radyasyon ve rüzgar hızındaki değişiklikleri içerir. Dolayısı ile de göl su seviyesindeki azalmalar, zaten tarımsal faaliyetlerden ve arıtılmamış atık sulardan kaynaklanan aşırı nütrient yüklerinin baskısı altında olan Eğirdir Gölü’nü ötrofikasyona karşı da savunmasızlaştırmış ve ötrofikasyon sürecini hızlandırmıştır” şeklinde konuştu.

    “Kuraklığın devamlılığı siyanobakterilerin baskın hale gelmesini artıracak”

    Eğirdir Gölü’nün de içerisinde yer aldığı Antalya Havzası da dahil olmak üzere 6 nehir havzasında belirli kirleticiler için su kalite modelleme çalışmalarına başladıklarını söyleyen Dr. Kaçıkoç, “Çalışmalarımız tamamlandığında havzalardaki tüm su kütlelerinin ekolojik açıdan iyi duruma ulaşması için uygulanması gereken temel ve tamamlayıcı tedbirler belirlenecektir. Bahsettiğim miktar senaryoları ile birlikte, söz konusu kalite tedbir senaryoları da uygulanmaz ise, kuraklık şartlarının devamlılığı durumunda, Eğirdir Gölü’nün doğal şartlarının aksine daha durgun, daha sıcak şartlar gelişecektir. Böyle bir durumda, gölde mevcut durumda olması gereken baskın olan endemik makrofitlerin yerine, iklim değişliğinin etkilerine karşı yüksek toleransa sahip ve gölün içme suyu üretimi, tarımsal sulama ve balıkçılık için kullanımını tehdit edecek çeşitli toksinler üreten siyanobakterilerin baskın hale gelmesini artıracaktır” açıklamalarında bulundu.
    Dr. Meltem Kaçıkoç, Eğirdir Gölü için atık sonuçları sınanmış ve uygulanabilir eylem planlarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

  • Kurumasına rağmen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor

    Kurumasına rağmen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor

    Meke Krater Gölü, iki aşamalı olarak yaşanan bir volkanik patlama sonucu kraterin zamanla suyla dolmasıyla meydana geldi. Kaynaklara göre, yaklaşık 8 bin yıl önce ise gölün ortasında ikinci patlama gerçekleşti ve gölün ortası da suyla doldu. Meke Gölü yer altı su kaynaklarından beslenerek günümüze kadar geldi. 2000’li yıllardan itibaren suyunu kaybetmeye başlayan göl, son yıllarda kurak geçen mevsimler ve yeraltı suyunun azalmasıyla tamamen kurudu. Çıralı Gölü de büyük oranda su çekilirken, Meyil Gölünde de çok az su kaldı. Meke Gölünü izlemeye gelenlerse sadece gölün ortasındaki ana koniyi ve kenarındaki adacıkları izleyebiliyor.

    Meke Gölünü sık sık ziyaret ettiğini belirten Adem Ak, “Meke Gölü’nün suyunun yeniden kazandırılmasını çok istiyoruz. Bunun içinde çalışmaların hızlandırılması gerekir. Yağmurun az olması nedeniyle yeraltı suyu çekildi. Eskiden burası cıvıl cıvıldı. Kuş sesleri insanın ruhunu okşardı. Şimdi su bitmiş durumda. Bu haliyle turistlerin ilgisini çekiyor. Dünya harikası göle sahip olmamızdan dolayı mutluyuz. Burayı gezdiğimizde huzur buluyoruz. Masmavi haliyle tekrar görmeyi çok isterdik. Bu da doğanın bir gerçeği yapacak bir şey yok” dedi.

  • Kızılırmak adeta kurudu

    Kızılırmak adeta kurudu

    Sivas’ın İmranlı ilçesinde bulunan Kızıldağ’ın eteklerinden doğan ve Samsun’un Bafra ilçesinde Karadeniz’e dökülen Kızılırmak bin 355 kilometre uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun ırmağı olarak biliniyor. Irmak son zamanlarda yaşanan yetersiz yağışlar ve kuraklığın etkisiyle eski coşkusunu kaybetti. Irmağın bazı bölümlerinde yatağı adeta otluk alana dönüştü. Kuraklığı gözler önüne seren ırmak dron ile görüntülendi.

    “Kızılırmak Kızılırmak’lıktan çıktı”

    Karşıyaka Mahallesi Muhtarı Adem Ertörer, Kızılırmak’ın Kızılırmak’lıktan çıktığını ifade ederek, “Kızılırmak çok büyük bir ırmağımız. Kar ve yağmurumuz olmadığı için otlar büyüyecek. İklim değişti. Kızılırmak hiç böyle olmamıştı. Sazlık genellikle olur ama böyle olmamıştı. Devlet kanalıyla çalışılması gerekiyor. DSİ tarafından temizlenebilir. Kızılırmak Kızılırmak’lıktan çıktı, sazlık alana dönüştü” dedi.

  • Tunca Nehri’nde kuraklık alarmı

    Tunca Nehri’nde kuraklık alarmı

    Edirne’de Tunca Nehri’nin su seviyesinin düşmesi çeltik üreticilerini kara kara düşündürüyor. Türkiye’nin çeltik üretiminin yarısından fazlasını karşılayan Edirne, kuraklıkla mücadele ediyor. Özellikle sulama ihtiyacını Tunca Nehri’nden karşılayan bölgedeki çeltik üreticileri kuraklık endişesi ile karşı karşıya. Kuraklık riski ile karşı karşıya olan nehir adeta bataklığa döndü. Kum adacıkları ve sazlıklarla kaplanan nehrin debisi 2 metreküpe kadar düştü.
    Edirne’nin özellikle nehre yakın köylerinde ekim yapan üreticiler, suyu seven çeltiklerini sulamada zorlanıyor.
    Tunca Nehri kenarında ekili arazisi bulunan Avarız Köyü üreticilerinden Adil İğdi, su azlığının üreticiyi zor durumda bıraktığını ve su yetmediği için büyük sıkıntı yaşadıklarını söyledi.

    Nehir yataklarının dolu olmasını ya da suyun az kullanıldığı zamanlarda nehir yataklarının dolu tutulmasını istediklerini belirten İğdi, nehir yatağının Mayıs ayında daha dolu tutulursa Ağustos ayında su ile ilgili sıkıntı kalmayacağını aktardı.
    Genelde çeltik üreticilerinin sulamada büyük pompalar kullandığını ve su sıkıntısı olduğu için pompaların çalıştırılamadığını belirten İğdi, yetkililerin Bulgaristan ile görüşüp daha fazla su alınmasıyla sorunun çözülebileceğine değindi.
    Alt tarafa su gelsin diye üst taraflarda sulama yapamayan üreticilerin olduğuna dikkat çeken İğdi, “Son günlerde su ihtiyacımız çok fazla, yetkililerden yardım istiyoruz” dedi.
    Su sıkıntısı yaşandığı için 20 dönüm yerine 10 dönüm ekim yapacaklarını söyleyen Avarız Köyü üreticilerinden Emre Çetin, nehrin suyu tutması için en az dört kez savak yapılması gerektiğine değindi.

  • Sıcak toprağı çatlattı, ayçiçekleri erken kurudu

    Sıcak toprağı çatlattı, ayçiçekleri erken kurudu

    Adana’nın Kozan ilçesinde bu yıl aşırı sıcaklar nedeniyle ayçiçeklerini erken kurudu. Tam olgunluğa ulaşamadan kuruma başlayan ayçiçek tarlalarındaki yarıklar kuralığı kuraklığı gözler önüne serdi. Aşırı sıcaklıkların etkili olduğu bölgede ayçiçek tarlalarındaki kuraklık manzarası havadan da görüntülendi.

    Haziran ayında ayçiçeklerinin içinin olgunlaşma dönemi olduğunu aktaran Ziraat Mühendisi Barış Kurtaran, “Geçtiğimiz hafta yaşanan aşırı sıcaklar nedeni ile ayçiçekleri neredeyse 1 ay erken kurudu. Erken kuruması verim kaybına neden olacak. Baharda aldığı yağmurları baz aldığımızda 300-400 kilo verim vermesi gerekirken şuan sıcaklar sonrası 250 kiloya kadar verim kaybı olması söz konusu. Bu yaşanan sıcaklar ciddi bir verim kaybı yaşatacak. Bu kuraklık ve sıcaklıkla 200-250 kilo verimin üzerine çıkması pek mümkün görünmüyor. Havanın çok ısınmasından kaynaklı arazide buharlaşma ani olduğu için çatlaklar oluştu. Ayçiçek kökleri ile toprağın bağını koparmış oldu. Burada mücadele yapabilecek hiç bir şey yok. Ayçiçeklerinin boynunun bükülmesi bile kuraklıkla alakalı. Ben 10 yıldır ayçiçek ekimi yapıyorum böyle bir zararı bugüne kadar görmedim” dedi.

  • Niğde’de kuraklığa dayanıklı tohum ekildi

    Niğde’de kuraklığa dayanıklı tohum ekildi

    Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi (TAKEP) Kapsamında kuraklığa dayanıklı yüzde 75 hibeli yem bitkisi Sorgum Sudan Melez Otu tohumu Sazlıca Kasabasında genç girişimci Gökhan Tuğrul’a ait tarlada toprakla buluştu. Sazlıca kasabasında 75 dekar alanda ekimi yapılan yem bitkisinin suya daha az ihtiyaç duyduğunu ve protein değerinin yüksek olduğunu söyleyen Niğde Valisi Cahit Çelik iyi sonuç alınması halinde projenin kentte yaygınlaştırılacağını söyledi. Vali Çelik, “Tarım ve Orman Bakanlığının yüzde 75 oranında desteklediği sorgun sudan otu melezinin dikimini yapıyoruz.

    Bu sene ilimizde toplam 55 çiftçimizi bu desteği sağlamış olduk. Türkiye’de 26 ilde bu bitkinin ekimi devam ediyor. Özellikle suya daha fazla ihtiyaç duyulan Konya Ovası’nda ekimi yapılan bu bitki suya daha az ihtiyaç duyuyor ve yüksek protein içeriyor. Bölgemiz su konusunda sıkıntılı bir bölge olduğu için suya daha az ihtiyacı olan yem bitkilerinin üretilmesi önemli” diye konuştu.
    Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Tarım ve Orman İl Müdürü Asım Baş’ın da eşlik ettiği yem bitkisi ekimi programında Vali Çelik traktör sürerek sorgun sudan otu melezi tohumunu toprakla buluşturdu.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen proje ile bol suya ihtiyaç duyan mısıra alternatif yem bitkisi özelliğine sahip, sulamaya ihtiyaç duymadan yetiştiriciliği mümkün olan sorgum ekilmesinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.

  • Kuraklık nedeniyle kuruyan göl doldu

    Kuraklık nedeniyle kuruyan göl doldu

    Van Gölü’nün kuzeyinde bin 650 metre yükseklikte bulunan ve 0.6 kilometrekare genişliğe sahip Heybeli Gölü, yaşanan iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle tamamen kurumuştu. Bu sene etkili olan yağışlar nedeniyle tekrar dolan göl, kuşlara da yeniden ev sahipliği yapmaya başladı. Cıvıl cıvıl kuş sesiyle bilinen ve serinlemek isteyen çocukların uğrak yeri olan Heybeli Gölü’nün çevresi ise hayvanlar için otlanma alanı oldu.

    Açıklamada bulunun Orhan Emen isimli vatandaş, gölün kendileri için kıymetli olduğunu söyleyerek, “Su ve kuş sesi insanları mest ediyordu. Ancak bu sene yağışlar nedeniyle gölümüz tekrar eski haline döndü. Çok iyi bir durum. İnşallah böyle devam eder” dedi.

  • Kuraklığa karşı alınacak tedbirler

    Kuraklığa karşı alınacak tedbirler

    Toplantı Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıda kentte muhtemel kuraklık riskleriyle karşılaşıldığında yaşanacak olan olumsuz etkilerin azaltılması, su kıtlığında alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi ve mümkün olan en kısa sürede kuraklık problemlerinin çözümüne yönelik olarak kuraklık öncesinde, esnasında ve sonrasında alınacak tedbirlerin belirlenmesi konuları görüşüldü.

    2024 yılı 2. Kuraklık İl Kriz Merkezi toplantısı komisyon üyelerinin katılımı ile yapılan toplantıya ilgili kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.

  • ‘Kuraklığın en net fotoğrafı’ydı

    ‘Kuraklığın en net fotoğrafı’ydı

    Geçen sene Elazığ’da da etkili olan kuraklık nedeni ile Keban Baraj Gölü Havzasıyla onu besleyen Murat Nehrinde de su seviyesi hissedilir derecede düşmüştü. Metrelerce suyun çekildiği nehir, adeta ufak bir dereye dönerken nehir havzası kenarına zamanında yerleştirilen ‘Bu alanda suya girmek, yüzmek tehlikelidir’ tabelasının bulunduğu yerden bile artık su görülemez hale gelmişti.

    'Kuraklığın en net fotoğrafı'

    Bu yıl kar yağışının az olmasına rağmen bahar yağmurları etkili olmaya devam ediyor. Yağışlarla beraber Murat Nehri ve Keban Barajı Gölü Havzasının debisi metrelerce yükseldi ve sular tabelalara kadar geldi. Bir yıl önce tabelanın olduğu yerden su görülemez iken şuan oluşan manzara sevindirdi ve tabela yeniden anlam kazandı. Aynı yerden farklı zamanlarda çekilen görüntüler, yağışların etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

    'Kuraklığın en net fotoğrafı'

    ”Burası geçen yıl dere yatağına dönüşmüştü”

    Keban Baraj sahasının son kot bölgesinde olduklarını belirten bölge halkından Mehmet Resul Yıldırım, “Buranın su havzası bu sene yükselmektedir. Buraya ekilen mahsullerin hepsi suyun altında kaldı. Bu sene geçen seneye oranla yağışlar daha fazla oldu. Bundan dolayı da su seviyesi arttı. Burası geçen yıl dere yatağına dönmüştü. Su köprünün orada kalmıştı ama bu sene yağışlardan dolayı epeyi arttı. Burada tahliye yolu vardı fakat suların fazla olması nedeniyle tahliye yolu da kapandı. Suların yükselmesi sevindirici bir durumdur. Büyük şehirlerde suların tükendiğini bundan dolayı da insanların susuz kalacağı söyleniyor ama Allah’a şükür bizim burada su çok. Geçen sene kuraklık vardı fakat ondan önceki sene daha fazla kuraktı” dedi.

    'Kuraklığın en net fotoğrafı'