Etiket: kuraklık

  • Kuraklık çiftçiyi vurdu

    Kuraklık çiftçiyi vurdu

    İlkbahar aylarında beklenen yağışın olmaması nedeniyle ortaya çıkan kuraklık, ülke genelinde olduğu gibi Yozgat’ta da çiftçiyi olumsuz etkiledi. Yağış yetersizliği nedeniyle birçok bölgede ekili hububat alanları sararıp kurudu. Yerköy ilçesine bağlı Kömüşören köyünde hububat tarlalarında kuraklık had safhaya ulaştı. Ekinler başağa dönüşmeden sararıp kururken çiftçiler, mağduriyetlerinin giderilmesi için yardım bekliyor. Mahsulün tarlada kaldığı Kömüşören köyünde çiftçiler, arpa ve buğday ekili tarlalarını sürülerine saman yapmak için kullanılacaklarını da sözlerine ekledi.

    “Hububat alanlarına biçer girmeyecek”
    Köylerinde yüzde 90 oranında hububat ekili tarlalarda kuraklık yaşandığını söyleyen Kömüşören köyü muhtarı İbrahim Karataş, “İnanın çoğu tarlaya biçer girmeyecek arazilerimiz var. Burada hayvanlar yayılacak. Bu da vatandaşı çok zor duruma sokacak. Gerçekten çok zor durumdayız, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kuraklık sigortası pahalı olduğu için yaptıramamıştık. Zarar tamamen köylüden çıkacak. Devletimizin bizi gözetmesi lazım, zor durumdayız ama şu an yapacağımız bir şey yok. Devletimizin yardımını bekliyoruz. Benim 60 dönüm hububat alanımın tamamı kurumuş, hayvanları kuruyan tarlaya getirdim otlattım. Kesinlikle biçer girmeyecek buraya. 60 dönüm alana ben 100 bin lira para harcadım. Zararımız büyük” dedi.

    “Kıraç tarlalardan verim alamayacağım”
    Kömüşören köyü çiftçilerinden Sefa Çağlar ise, “Normal sigortamızı yaptırdık ama kuraklık sigortamızı primi yüksek olduğu için yaptıramadık. Kuraklık nedeniyle hububat sararıp kurudu. Artık burada ancak hayvanlar yayılır. Ben 200 dönüm alana buğday ekmiştim, sulayabildiğim tarladan verim alacağım kıraç tarladan verim almayacağım. Buralar hayvanlara yem bile olmayacak kadar kötü durumda” şeklinde konuştu.

    “Borç parayla tarlamızı ekmiştik”
    Zararlarının büyük olduğunu belirten Hacı Bozkurt ise, “Tarlalarımızın büyük kısmını borç parayla ektik. Ben Tarım Kredi Kooperatifinden tohum ve gübreyi borçla aldım, herkes borçlu. Çiftçi büyük sıkıntıda, devletimizin yardımını bekliyoruz. Özellikle bilinçli tohum, toprak analizi ve gübre, su konusunda çiftçiye yardımcı olması lazım” ifadelerine yer verdi.

  • Kuraklık pancar üreticisini vurdu

    Kuraklık pancar üreticisini vurdu

    Yaklaşık 3 hafta önce ekimini yaptığı pancar tohumlarının henüz filiz vermediğini söyleyen Pancar üreticisi İsmail Şengül,” Bu yıl yaklaşık 7 dekar alana pancar ekimi yaptım. Ancak yağmur yağmadığı için tohumlar filiz vermedi. Bunun üzerine pancar tohumlarının filizlenip topraktan çıkması için diğer üreticilerle birlikte ekili alanlarda yağmurlama sulama çalışması yapıyoruz. Bu da bizlere ek maddi külfet getiriyor” dedi.

    Bu yıl ilçede 20 pancar üreticisi yaklaşık 500 dekar alana pancar ekim yaptı.

  • Balıkesir’de gündem kuraklık

    Balıkesir’de gündem kuraklık

    Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, toplantıda yaptığı açıklamada, suyun dünyada ve hayatın kendisinde en değerli kaynağı olduğunu vurgulayarak, “Su, bizim inancımızda ve kültürümüzde azizdir. Korunması gereken bir nimettir” dedi.

    Su kaynaklarının korunması konusunda ayrıca dikkat edilmesi hususuna değinen Vali Ustaoğlu, “Su, bizim için önemli bir meseledir. Mutlaka korunması gereken bir nimettir. Su, yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur. Bu kaynağı korumak ve etkin bir şekilde yönetmek, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmak adına hayati önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.

  • Kuraklık hububat üreticilerini endişelendiriyor

    Kuraklık hububat üreticilerini endişelendiriyor

    Yozgat’ta yağışların mevsim normallerinin altında kalması kuraklık endişesini artırdı. Hava sıcaklıklarının artması ve yağış yetersizliği ile Yerköy ilçesinde bazı alanlarda ekinler sararmaya ve kurumaya başladı. Kış mevsimini yağışsız geçiren çiftçiler Mayıs ayında da yağmur yağmaması durumunda buğdayın boy atmadan sararıp kurumasından endişe ediyor. Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Yozgat’ta birçok bölgede çiftçiler yağmur duasına çıkıyor.

    “Bitkiler kurumaya yüz tuttu”

    Orta Anadolu’da ciddi anlamda kuraklığın etkisinin hissedilmeye başlandığını belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Yozgat ve ilçelerinde arazilerin büyük kısmında tahıl ürünlerinin hakim olduğunu söyledi. Yılmaz, “Tabi bu yıl yeterince kar yağmadı, miktar olarak çok azdı ve ancak toprak yüzeyini kapladı, bıraktığı su miktarı da çok fazla olmadı.

    Nisan ayı itibariyle hem sıcaklıkların artması hem de yağışın olmamasıyla çok ciddi anlamda kuraklığın etkisini hissetmeye başladık. Arazide ve tahıl alanlarında gördüğümüz gibi yağışın yetersiz, sıcaklığın yüksek ve sulama imkanının olmadığı yerlerde bitkiler adeta kurumaya yüz tuttu. Bu aşamadan sonra bu tür tarlalardan ürün, verim almak mümkün değil. Ama yeterince sulayanlar için hiçbir problem yok. Ancak suyunuz yoksa şu an da Orta Anadolu üreticisi kuraklığın pençesinde ve büyük ölçüde buğday ve arpadan ya verim alamayacak ya da çok az verimle yetinecek gibi gözüküyor.” dedi.

     

  • Yaz gelmeden Menderes’te sular çekildi

    Yaz gelmeden Menderes’te sular çekildi

    Aydın’da tarım arazilerinin en büyük su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri, kirliliği ve biriken çöpleri ile gündem olmaya devam ederken, şimdi de yaz ayı gelmeden azalan su miktarıyla dikkatleri üzerine çekti. Geçtiği havzalara bereket getiren ve geçmiş uygarlıklarda mitolojik efsanelere konu olan Büyük Menderes Nehri, doğduğu Afyon’a bağlı Dinar ilçesi Suçıkan mevkiinden, denize döküldüğü yer olan Söke’deki Menderes Deltası’ndan Ege Denizi’ne kadar ulaşıyor. Tarımın can damarlarından olan nehir, şimdi de yaz ayı gelmeden azalan su miktarıyla dikkat çekti.

    “Büyük Menderes nehri sinyal veriyor”

    Tarihi taşköprü mevkiinde suyun tamamen bitmiş durumda olduğuna dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü; “Büyük Menderes Nehri henüz yaz gelmeden sinyal vermeye başladı. İklim değişikliğinin etkilerini somut olarak yaşadığımız bugünlerde, yağışlardaki düşüşler, kuraklığın giderek artması önümüzdeki günlerde su kıtlığına yol açacağı Büyük Menderes’in şimdiki halinden bile anlaşılmaktadır. Uzun süre yağmayan yağmur dün bardaktan boşalırcasına yağsa da Menderes’te pek fazla bir şeyin değişmediği görülüyor. Yağmura ve suya hasret kalan çiftçiler baharın girmesiyle birlikte havza boyunca sıralanan tarlalarına menderesten tav suyu çektiler. Menderes yatağından çekilen tav suyuyla binlerce hektar araziye su basıldı. Menderesin birçok yerinde su kalmadı ya da sulama için çekilemeyecek kadar cılız bir şekilde yer yer sular birikti. Tarımsal sulamalar başladığında zaten yetersiz doluluk oranına sahip baraj suları verilse dahi, önümüzdeki aylarda önemli su sıkıntılarının oluşacağı görülmektedir. Sudaki sıkıntılar sadece tarımı değil nehir ekosistemini, ulusal ve uluslararası açıdan tehlike altında çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapan Büyük Menderes Deltası’nın biyolojik çeşitliliğini de olumsuz etkileyecektir. Söke’ye bağlı Sarıkemer’de yerleşimi ikiye bölen Menderes üzerinde yer alan Tarihi Taşköprü’de neredeyse su tamamen bitmiş durumda. Bu alanda sular kuruduğundan, Tarihi Taşköprü’nün arkasında biriken tonlarca çöp, katı atıklar, ağaç kütükleri, çalı çırpı köprünün kemerlerini tıkamış olduğu ve köprüye ne kadar zarar verdiği net bir şekilde görülmektedir” dedi.

    “İşbirliğiyle çalışmalar başlatılmalı”

    Suların çekilmesiyle ortaya çıkan çöplerin de temizlemek için bir fırsat olduğuna dikkat çeken Sürücü; “Tarafımıza gönderilen yazı da ‘Büyük Menderes Nehri üzerinde bulunan Tarihi Taşköprü’nün memba tarafında biriken malzemeler, makineli çalışma ile alınarak, suyun rahat bir şekilde akışı sağlanmıştır’ denmektedir. Şu anda Taşköprü’de sular kurudu. Çöpler ve atıklar açık bir şekilde görülmektedir. Belki sulu haliyken temizlemek zordu ama şimdi çok kolay ve temizlenecek yer net bir şekilde görülmektedir. Kemerlerin altında bulunan atıklar, kütükler tamamen temizlenerek tekrar sular geldiğinde rahat bir şekilde akışın sağlanması için bir çalışma yapılmalıdır. Ayrıca, çöpleri ve atıkları su yüzeyinde tutan yüzer bariyer sistemi yıllardır bir türlü tamiratı yapılamadığından, yukarı havzadan gelen atıklar Söke regülatörünün önünde birikmeye başlamıştır. Umarız sulama mevsimi bitiminde regülatör kapakları açıldığında bu atıklar Menderes yoluyla denize gönderilmez. Bir an önce kurumlararası işbirliğiyle bu çalışmalar başlatılmalıdır” şeklinde konuştu.

  • Bakanlıktan kuraklığa dayanıklı bitki çağrısı

    Bakanlıktan kuraklığa dayanıklı bitki çağrısı

    Bakan Yumaklı, Akdeniz havzası ülkelerinden biri olan Türkiye’de iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin giderek daha belirgin hissedildiğine, uluslararası göstergelere göre Türkiye’nin su stresi yaşayan ülkeler arasında bulunduğunu ifade etti.

    Bakanlık olarak suyun her anlamda verimli kullanılması ve israfının önlenmesine yönelik çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Yumaklı, şu bilgileri aktardı:

    “31 Ocak 2023 tarihinde Sayın Emine Erdoğan’ın himayelerinde ve Bakanlığımız koordinasyonunda başlatılan ‘Su Verimliliği Seferberliği’ ile kaynaklarımızın sürdürülebilirliğinin sağlanması ve verimli kullanımı için ülke ölçeğinde büyük bir dönüşüm hayata geçirildi. Seferberlik kapsamında, değişen iklime uyum sağlanması, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetiminin gerçekleştirilmesi hedeflenerek hazırlanan Değişen İklime Uyum Çerçevesinde Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2033) Sayın Cumhurbaşkanımızın genelgesiyle yürürlüğe girmişti.

    Su Yönetimi Genel Müdürlüğümüzün bu genelgeye dayanarak hazırladığı Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları Rehber Dokümanı internet sitemizde yayımlandı. Ayrıca rehberimizi 81 ilimizin valilikleri ve belediye başkanlıkları ile tüm bakanlıklarımız ve Türkiye Otelciler Birliği ile paylaştık. Kurakçıl peyzaj, kurak iklime sahip ve su kaynaklarının sınırlı olduğu alanlarda ‘estetik peyzaj’ kaygısı gütmeden ‘klasik peyzaj’ düzenlemelerinden vazgeçilerek suyun akılcı kullanılması anlamına gelir. Bu bağlamda, tüm paydaşlarımızın peyzaj uygulamalarımızda rehberimizde dikkat çektiğimiz hususları dikkate alarak gerekli hassasiyeti göstereceklerini ümit ediyoruz.”

    “Doğaya uyumlu ve sürdürülebilir peyzaj alanları”

    Peyzaj alanlarında gerek estetik kaygılar gerekse temininin kolay olması nedeniyle suya çok fazla ihtiyaç duyan çim alan kullanımının yaygın olduğuna işaret eden Bakan Yumaklı, “Çim alanların bir kısmının kurakçıl peyzaja dönüştürülmesi ile yüzde 20-50, tamamının kurakçıl peyzaja dönüştürülmesi ile de ortalama yüzde 80’e varan su verimliliği sağlayabiliriz. Bu uygulamayla aynı zamanda bakım ve enerji maliyetlerinin de yaklaşık yarı yarıya azaltılabildiğini unutmayalım. Bu nedenle doğaya uyumlu ve sürdürülebilir peyzaj alanları oluşturulması ülkemizin su kaynaklarının korunup geliştirilmesi için büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

    Süsleme için kurakçıl bitkiler, sulama için arıtılmış su

    Bahar aylarında başlayan peyzaj düzenlemelerinde suyun verimli kullanımı için gözetilmesi gereken hususların altının çizildiği rehbere göre peyzaj düzenlemelerinde suyun verimli ve etkili kullanılması için uyulması gereken kurallar şöyle:

    Peyzaj alanlarında toprakta buharlaşmanın minimize edilmesi amacıyla bölgenin iklim şartlarına ve doğal yapısına uyumlu malçlama (toprağın üstüne organik veya sentetik malzemeler serilerek bitki köklerinin etrafında tabaka oluşturulması) yapılmalıdır.

    Suyu verimli kullanan sulama sistemleri tercih edilmelidir.

    Sulama gün ağarmadan veya gün batımı sonrasında yapılmalıdır.

    Sulamada, içme suyu standardı taşıyan sular yerine dezenfekte edilmiş arıtılmış atık sular gibi alternatif su kaynakları kullanılmalıdır.

    Kurakçıl peyzaj tasarımı esnasında su tüketimi yüksek olan geniş çim yüzeyler yerine bölgenin iklim şartlarına uyumlu, çok yıllık yer örtücüler ve kuraklığa dayanıklı doğal bitkiler (Dam koruğu, acı damkoruğu, Japon ipeği, fare kulağı, yıldız halısı, ak üçgül, Cezayir menekşesi, Japon süpürgesi, kara yosunu vb.) tercih edilmelidir.

    Çim alan miktarı mümkün olduğunca düşük tutulmalı ve kuraklığa dayanıklı çim türleri (Kamışsı yumak, çayır salkım otu, koyun yumağı, bermuda çimi vb.) seçilmelidir.
    Enerji ihtiyacı mümkün olduğunca yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmalıdır.

    Yeşil binalar, yeşil çatılar, yeşil sokaklar, dikey bahçeler ve çatı bahçeleri gibi yeşil altyapı uygulamaları kurakçıl peyzaj anlayışıyla entegre edilmelidir.

    Kurakçıl peyzaj tasarımı esnasında doğal drenaj kanalları inşa edilerek bu alanlarda biriken sular uygun filtreleme yöntemi sonrası tekrar sulamada kullanılmalıdır.

    Yağışlardan kaynaklanan yüzey akışı filtrelenerek yerinde yağmur suyu etkin kullanılmalı ve yağmur bahçeleri uygulamaları aracılığı ile yağmur suları yer altında depolanmalıdır.

  • Kızılırmak alarm veriyor

    Kızılırmak alarm veriyor

    Kırıkkale’de karsız ve yağmursuz geçen bir kış mevsiminin ardından bahar yüzünü göstermeye başladı. Hava sıcaklıklarının yükseldiği kentte, kuraklık tehlikesi alarm veriyor. Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ın beslediği Kapulukaya Barajı’nda da su seviyesi düştü. Karaahmetli köyünde çiftçilik ve besicilik yapan Türkyılmaz ailesi, su seviyesinin düşmesi ile baraj yatağında küçükbaş hayvanlarını otlatıyor.

    Sivas ilindeki Kızıldağ’ın yamacından doğup Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Çankırı, Çorum ve Samsun’dan geçerek Karadeniz’e dökülen Kızılırmak’ta da su seviyesi düştü. Bin 355 kilometre uzunluğundaki ırmakta adacıklar ortaya çıktı. Besicilik yapan Ali Türkyılmaz, baraj suyunun yaklaşık 50 metre kadar çekildiğini belirterek, kış mevsiminde de yeterli miktarda kar ve yağmurun yağmadığını söyledi.

    “Bu işin sonu ne olacak bilmiyorum”

    Çiftçilerin de kuraklıktan etkileneceğini ifade eden Türkyılmaz, “Daha önce baraj seviyesi çok yüksekti, şimdi çok azaldı. Kar, yağmur yağmadı. Baraj suyu 50 metre çekildi. Bu işin sonu ne olacak bilmiyorum. Daha önce baraj suyu yola kadar çıkıyordu, şu an çok düştü. Bir taraftan da ekim yapılıyor, nohut ekiyorlar. Bu tarafa da pancar ekecekler. Nasıl sulama yapılacak, bilmiyorum” dedi.

    “Suların çekildiği yerde de şu anda davarlarımız otluyor”

    Baraj suyunun çekildiği alanda hayvanlarını otlattığını anlatan Çağrı Türkyılmaz, “Geçen sene değil, ondan önceki sene baraj suyu daha ilerlerdeydi. Kar ve yağmur olmadığı için şu an çekilme var. Suların çekildiği yerde de şu an koyunlarımız otluyor. Buraya kar bir defa yağdı, o da etkili olmadı, ertesi gün eridi. Tarım arazisi çok burada, bu şekilde devam ederse çiftçiler de etkilenir. Büyük ihtimalle sulama yapamayacaklar, sulama yapılmazsa mahsul de olmaz. Bu durum çiftçi için çok kötü. Maliyetini bile kurtaramayabilir. Allah hepsine yardım etsin” diye konuştu.

  • Bakan Yumaklı kuraklık tehlikesi ile ilgili net konuştu

    Bakan Yumaklı kuraklık tehlikesi ile ilgili net konuştu

    Bakan Yumaklı, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Afyonkarahisar’da Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yaptırılan Evsel Atıksu Arıtma Tesisi açılışı törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Yumaklı, suyun idareli ve verimli kullanılması gerektiğini belirtti. Kuraklık tehlikesine dikkat çeken Bakan Yumaklı, “Akdeniz havzasında olmamız sebebiyle hepinizin malumu, küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeyiz. Suyun da yüzde 77’sini tarım kullanmakta. Bu nedenle verimliliğin seferberliği bizim açımızdan son derece önemli. Bizim derken ülkemiz açısından söylüyorum. Sadece bakanlık olarak değil, dolayısıyla biz bu konu da toplumun bütün kesimlerinden destek bekliyoruz, ilgi bekliyoruz, alaka bekliyoruz” dedi.
    Açılışı yapılan Afyonkarahisar Merkez Evsel Atıksu Arıtma Tesisi çıkış suları dezenfekte edilerek yaklaşık bin 300 futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisine sulama suyu temin edilecek. Yapılacak sulama neticesinde dekar başına net gelir artışı, ülke ekonomisine yıllık 56 milyon TL’lik katkı sağlanacağı planlanıyor. Kentin tabiatına, ekonomisine ve tarımına katkı sağlayacak bu örnek projenin maliyeti ise 615 milyon TL seviyesinde olduğu kaydedildi.

  • Meyil Obruk Gölü kurudu

    Meyil Obruk Gölü kurudu

    Karapınar ilçesinde bulunan Meke Maar Gölü, Çıralı Obruk Gölü’nün tamamen kurumasının ardından ilçenin bir başka doğal güzelliği olan Meyil Obruk Gölü’nün büyük çoğunluğu kurudu. Karapınar’ın kuzeyinde eski oluşan obruklardan bir tanesi olan Meyil Obruk Gölü, bölgede yüzeyi en geniş göllerden biri olarak dikkat çekiyor. Karapınar’ın 35 kilometre kuzeyinde yer alan Meyil Obruk Gölü, geniş ekseni su üzerinde 387 metre, kısa ekseni 350 metre, ortalama 368 metre çapa sahip. Derinliği ise 31 metre olan gölün son zamanlarda kurumaya yüz tutması ziyaretçilerini hayal kırklığına uğratıyor.

    Bir zamanlar balıkların da yaşadığı gölde, kuraklık ve yer altı sularının çekilmesiyle çok az su birikintisi kaldı. 2020 yılında pembe renge dönüşerek ilginç bir görüntü oluşturan göl, ziyaretçi akınına uğramıştı.

    Gölün durumu üzüntü ile karşılanırken gölü gezmeye gelen Antalyalı olan ve Karapınar’da öğrenci olan Berat Dursun, “Karapınar’daki doğal güzelliklerini gezdim. Meyil Gölünün fotoğraflarını görmüştüm. Geldiğimde hayal kırkılığına uğradım. Keşke doğal güzelliklerimiz kaybolmasa. Doğal güzelliklerimiz olan Meke Gölü ve Çıralı Gölü kurudu. Birbirinden değerli ve güzel göllerimiz kuraklık nedeni ile kurudu. Bu göllerimizin güzelliklerini bildiğimiz için üzülerek seyrediyoruz. Bu görüntülenir karşısında son derece üzüntü içerisindeyiz” diye konuştu.

  • Yapay zeka ardındaki “su” riski

    Yapay zeka ardındaki “su” riski

    Microsoft, Google ve Meta gibi büyük teknoloji şirketlerinin yapay zeka teknolojilerine güç sağlayan veri merkezlerini soğutmak üzere su kullanımını artırması, çevresel endişelere yol açtı. Yapılan araştırmalar, yapay zeka çalışmalarında kullanılacak su miktarının 2027 yılına dek 4,2 milyar ila 6,6 milyar metreküp arasına ulaşacağını ortaya koydu.

    California Üniversitesi’nden araştırmacılar, Nature dergisinde yayınlanan bir makalede tatlı su kıtlığının giderek şiddetlendiğini, uzun süreli kuraklıkların daha da kötüleştiğini ve su kaynaklarının hızla azaldığını belirtti. Araştırmacılar makalede, şu an yaşanılan zaman diliminin yapay zeka modellerinin su ihtiyacını ele almak için kritik bir dilimi olduğunu vurgularken, 2022’de Microsoft’un su tüketimini yüzde 34, Google’ın yüzde 22 ve Meta’nın yüzde 3 artırması çevresel endişeleri güçlendirdi.

    Uzmanlar uzun süreli etkilerine dikkat çekti
    Bazı araştırmacılar ise, yapay zeka firmalarına farklı hizmetlerin geliştirilme sürecinde ne kadar su tüketildiğine dair şeffaf olma çağrısında bulundu.

    Güney Kaliforniya Üniversitesi bünyesindeki İletişim ve Gazetecilik Okulu’nda görev yapan ve yapay zekanın toplumsal etkileri konusunda çalışan Prof. Kate Crawford, daha fazla şeffaflık olmadan yapay zeka modellerinin gerçek çevresel etkilerini izlemenin mümkün olmadığını söyledi. “Gezegenin pek çok yerinde derin ve uzun süreli kuraklıkların yaşandığı ve temiz içme suyunun zaten kıt olduğu bir dönemde bu önemli” diyen Crawford, “ İklim kriziyle karşı karşıya olduğumuz bu günlerde gerçek etkilerini bilmeden üretken yapay zeka araçlarının körü körüne kullanılmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.