Etiket: kuraklık

  • Kuruma noktasına gelen barajıa su ilave ettiler

    Kuruma noktasına gelen barajıa su ilave ettiler

    İstanbul’da yaz mevsiminde görülen yüksek sıcaklıklar barajları olumsuz etkiledi. Bir çok barajda su seviyesi son yılların en düşük oranında ölçülürken İstanbul’un önemli su kaynaklarından olan Sazlıdere Barajı adeta kurudu. Geçtiğimiz yıl bu tarihlerde yüzde 40 doluluk oranına sahip olan baraj bu yıl aynı tarihlerde yapılan ölçümlerde yüzde 2,27 doluluk oranına geriledi.

    Adeta kuruma noktasına gelen Sazlıdere Barajı’na gece saatlerinde İSKİ ekipleri tarafından Şamlardan su ilave edildi. Barajın doluluk oranının normal seyrettiği zamanlarda suyun yaklaşık 7 metre altında kaldığı öğrenilen köprüden araçlar geçerken bazı vatandaşlar normal şartlarda metrelerce su dolu olan yerlere sandalye atarak keyif yaptı.

    Kuruma tehlikesiyle karşı karşıya gelen Sazlıdere Barajı drone ile havadan görüntülendi.

  • Kuraklığa rağmen Çıntar bolluğu

    Kuraklığa rağmen Çıntar bolluğu

    Türkiye’nin birçok bölgesinde doğal ortamda üreyen ve bölgelere göre farklı isimlerle bilinen Çıntar, sonbahar aylarında yağışlar sonrası çamlık alanlardan toplanıyor. Kırsa kesimdeki vatandaşların geçim kaynağı haline gelen Çıntar, kilosu 130-150 lira arasında alıcı buluyor.

    Muğla’nın Menteşe ilçesinde halk pazarına hafta içi her gün çok sayıda köylü tarafından getirilen Çıntar, pahalı olmasına rağmen vatandaşlar tarafından tüketiliyor. Üreme alanlarının bulunmasının zor olduğunu belirten vatandaşlar, “Bulmak kadar toplaması da zordur. Sonbahar aylarında eğer yağış iyi olursa bol miktarda ürüyor. Son birkaç yıldır Sonbahar aylarında yağış olmuyor. Zaman zaman hafif yağmur geçişleri ile bu kadar.

    Eğer bölgemiz yağış alırsa bol miktarda ürer. Çıntar bolluğu fiyatlara da yansır. Şu anda Çıntar’ın durumuna göre 130-150 lira arasında alıcı buluyor” dediler.

  • Camilerde yağmur duası yapıldı

    Camilerde yağmur duası yapıldı

    Bodrum’un içme suyu kaynağı olan Mumcular barajının kurumasının ardından Milas’ta bulunan Geyik barajından su almaya başladı. Geyik barajının da kurumasıyla birlikte Bodrum susuzluğa mahkum oldu.

    MUSKİ tarafından açılan kuyulardan ilçeye su gelmeye başladı. Zaman zaman su kesintileri yaşayan Bodrum’da su kesintileri ciddi anlamda artmaya başladı. Bunun üzerine Bodrum Belediyesi su deposu dağıtmaya başladı, oteller havuzların boşaltılmaması, yeşil alanların sulanmaması konusunda adımlar atıldı. Suların tasarruflu kullanılması için belediye hoparlörlerinden anonslar yapılarak vatandaşlar uyarıldı.

    Tüm camilerde yağmur duası yapıldı

    Yağmurun yağmadığı için barajların su dolmaması nedeniyle Bodrum İlçe Müftüsü İbrahim Kapancı tarafından Cuma namazı ardından tüm cemaatle birlikte yağmur duası yapıldı. Cuma namazı önce elleri semaya açan cemaat Allah’tan rahmetini esirgememesini istedi. Daha sonra Cuma namazının farzının ardından tüm cemaat yağmur duası yaptı. Müftü Kapancı merkezi sistemden tüm camilerde aynı anda dua okudu.

    Öte yandan, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit’in katıldığı programda Cumhuriyet’in 100’cü yılı nedeniyle Şehitler ve Filistin’de hayatını kaybedenler için dualar da okundu.

  • Şiddetli kuraklık alarmı

    Şiddetli kuraklık alarmı

    Araştırmacılar, içinde bulunduğumuz yüzyılın son 30 yıllık döneminde aşırı kuraklık olaylarının sayısının daha fazla olacağının öngörüldüğünü belirtti.
    Her geçen gün tüm dünyada etkisini gösteren kuraklık, gıda ve tarım ürünlerinin üretimi, güvenliği ve dayanıklılığı açısından büyük tehdit oluşturuyor. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün (WRI) verilerine göre Türkiye, 2040 yılında en çok su stresi yaşayacak 33 ülke arasında yer alıyor. Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari’nin yaptığı iki araştırma; 1940-2020 yılları ve 2020-2100 yılları arasında Ege Bölgesi’nin kuraklık durumunu ele aldı. Araştırma sonuçlarına göre; 2041-2070 yıl aralığında 14 ay ve 2041-2100 yıl aralığında 20 ay şiddetli kuraklık yaşanacağı öngörülüyor.
    Yaşar Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari, iki Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) ile İzmir ve Ege Bölgesi’nin 1940 yılından 2100’e kadar olan kuraklık durumunu inceledi. Doç. Dr. Safari’ye araştırmacı olarak eşlik eden Bursa Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Babak Vaheddoost’un yanı sıra İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Mustafa Nuri Balov ve yüksek lisans öğrencileri Denizhan Mersin, Ayşe Gülmez, Farzad Rotbei ise araştırmaya katkı sağladı.
    Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Gediz havzalarının ele alındığı “İzmir İlinde Kuraklık Değerlendirmesi” araştırmasının sonuçlarından bahseden Doç. Dr. Safari, “Aynı dönemde Ege Bölgesi’nin doğu kesimlerinde daha şiddetli kuraklıklar yaşanırken, Ege Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde orta düzeyde kuraklık yaşandığı gözlendi. Sonuçlara göre 1985-1990 ve 2005-2012 dönemlerinde Selçuk, Sultanhisar, Manisa, Denizli, Uşak, Kuşadası, Sultanhisar ve Denizli istasyonlarında şiddetli meteorolojik kuraklık yaşandığı saptandı. 1990-2000 yıllarında ise şiddetli kuraklık dönemleri tespit edilmiştir. Bu nedenle bölgenin doğu kesimlerindeki dağlık alanlar ve buna bağlı sosyo-ekonomik faaliyetler kuraklığa karşı daha hassastır ve meteorolojik kuraklık değil, uzun vadeli hidrolojik kuraklık tarım, sanayi, enerji ve gıda sektörlerinin temel kaygısı” dedi.


    Ege Bölgesi iklim değişikliğinden en çok etkilenenlerden biri
    Doç. Dr. Safari, 2100’e kadar yapılan kuraklık değerlendirmesinin sonucunda ise “Gelecekteki (2041-2070) kuraklık olaylarının sayısında ve şiddetinde önemli bir değişiklik olmayacağı, ancak içinde bulunduğumuz yüzyılın son 30 yıllık döneminde aşırı kuraklık olaylarının sayısının daha fazla olacağı öngörülüyor. Çalışmanın sonuçları, Ege Bölgesi’ndeki tüm emisyon senaryolarında yüzyılın sonuna kadar kuraklık olaylarının sayısında ve şiddetinde önemli bir artış olduğunu gösterdi. 2041-2070 yıl aralığında 14 ay ve 2041-2100 yıl aralığında 20 ay şiddetli kuraklık yaşanacağını öngörüyoruz. İklim modellerine göre Ege Bölgesi iklim değişiminden en çok etkilenen bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. Buna göre kuraklık ve taşkın gibi aşırı iklim olaylarının şiddeti ve sıklığında artış bekleniyor. İklim modellerinin sonuçları bu modellerin yapısına bağlı olarak spesifik bir zaman için öngörüde bulunmak için uygun değil. Fakat yapılan analizler ortalama sıcaklığın artacağını gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    “Tahmin ve adaptasyon faaliyetleri önemli”
    Alınacak önlemlerle iklim değişikliğinin etkisinin azaltılabileceğini söyleyen Safari, “Geliştirilen sosyo-ekonomik senaryoların mahiyetine göre farklı durumlar söz konusu olabilir. Dünya çapında alınacak önlemlere göre bazı senaryolar iklim değişikliği tesirlerinin azalacağını gösteriyor. İklim değişikliği global bir problem, ancak bölgesel önlemlerin alınması da önemli olduğu vurgulanmaktadır. Bu önlemler yeni durumun doğru bir şekilde tahmin edilmesi ve ona göre adaptasyon faaliyetleri, meydana gelebilecek zararların minimize edilmesinde önemli rol oynayabilir. Bunlara örnek olarak tarım faaliyetlerinde, yeni teknolojiler ve daha uyumlu ürünlerin seçilmesi ve sulama randımanının artırılması gibi aksiyonlar, yaşam tarzının yeni durama göre değiştirilmesi, su tüketiminin daha verimli hale getirilmesi gösterilebilir” şeklinde konuştu.

  • Nemrut Krater Gölü’nde kuraklık tehlikesi

    Nemrut Krater Gölü’nde kuraklık tehlikesi

    Dünyanın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü de kuraklık ve iklim değişikliğinden nasibini aldı.

    Türkiye’nin birçok bölgesindeki göl ve akarsular gibi Nemrut Krater Gölü’nde de su seviyesi düştü.

    Ünal Emen isimli vatandaş, Türkiye’nin göz bebeği Nemrut Krater Gölü’nün de kuraklık ve iklim değişikliğinin etkisi altına girdiğini söyledi.

    Emen, yerli ve yabancı doğaseverlerin uğrak mekanı olan krater gölünün yeniden eski su seviyesini yakalamasını temenni ettiklerini belirtti.

  • Tarihi Torul Köprüsü ortaya çıktı

    Tarihi Torul Köprüsü ortaya çıktı

    Torul ilçesi Köprübaşı Mahallesi’nde bulunan ve enerji üretimi amacıyla kurulan Torul Barajı’nın suları altında kalan tarihi Torul Köprüsü suların çekilmesiyle birlikte tekrar gün yüzüne çıktı.

    17. yüzyılın son çeyreğinde yapıldığı tahmin edilen 14 metre yüksekliğe sahip tarihi taş kemer köprü ilgi çekerken, suların çekilmesiyle birlikte ilçedeki vatandaşların da yürüyüş rotasına ekleniyor.

    “Su altında kalınca yolumuz kısalıyor”

    Baraj sularının çekilmesiyle birlikte tarihi Torul Köprüsünün yürüyüş rotalarına eklediklerini söyleyen Alev Budak, “Sular tamamen çekilip köprü açığa çıktığı andan itibaren biz her gün buradan geçerek sabah yürüyüşümüzü yapıyoruz. Baraj etrafında bu doğal ve tarihi güzelliği yaşamaya çalışıyoruz. Baraj su dolduğu zaman da buranın ayrı bir güzelliği var. Sular dolunca maalesef yolumuz kısalıyor köprüden geçemiyoruz” dedi.

    Doğa ve tarih içerisinde doğa yürüyüşü yaptıklarını ifade eden Arife Demirci de “Yürüyüşlerimizi kış aylarında sular çekildiği için tarihi Torul Köprüsü üzerinden yapıyoruz, güzel bir manzara bize de doğa yürüyüşü oluyor” diye konuştu.

  • O ilçede 20 günlük su kaldı

    O ilçede 20 günlük su kaldı

    Keşan’a içme suyunun sağlandığı Kadıköy Barajı’nda incelemelerde bulunarak, su seviyesi ile ilgili Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürü Erhan Başaran’dan bilgi alan Belediye Başkanı Helvacıoğlu, barajdaki su seviyesinin düşüklüğünü göstermek için barajın ortasına kadar yürüdü. Barajın ortasından yaptığı açıklamada, kuraklığın had safhada olduğunu vurgulayan Mustafa Helvacıoğlu, “Suyumuz artık bitme aşamasında. Önlemler alıyoruz ama Kadıköy için üzgünüm. Barajın ortasına kadar yürüyerek geldim. 56 milyon metreküp su kapasitesi olan Kadıköy Barajı’nda su seviyesi şuanda 2-3 milyon civarında. Önümüzdeki günlerde su çekmek için platform kuracağız. Ölü hacim suyunu kullanmaya başlayacağız. Lütfen suyu dikkatli kullanalım. Suyun dibi göründü. Susuz kalacak halimiz yok, çözüm bulacağız. Ancak dikkat çekmek istiyorum; suyu tasarruflu kullanmalıyız. Su paradan kıymetli. Suyu bulamayacağımız günler geliyor. Yaz bitti ama kötü bir manzara var. Bu dünyanın sorunu. 3-7 kilometre yol eksik yapalım dedik, yatırımları durdurduk, 42 milyon TL’ye Kumdere’de kuyu açmak için çalışmalar başlattık” dedi.

    “Tedbirlerimizi almış durumdayız”

    Kumdere’deki tesisinin Aralık ayı başında çalıştırılmasının ve Keşan’a tek başına yetecek bir kaynak olacağına dikkat çeken Mustafa Helvacıoğlu şunları söyledi: “Aslında bu sevindirici bir haber değil. İnşallah yağışlar olacak ve Kadıköy Barajımız su ihtiyacımızı karşılamaya devam edecek. Biz kötü senaryoya hazırlandık. Yağışlar olmazsa yeraltı su kaynaklarımızı da bitireceğiz. Çözüm üretiyoruz ama tasarrufa davet ediyorum. Su bulsak da, tasarruf bizim yaşam tarzımız olmalı. Evlatlarımıza bunu öğretmeliyiz. Aksi takdirde susuz günler bizi bekliyor. 10 yıl sürmez deniz suyunu arıtmaya başlarız. Geçen yıldan beri sesleniyorum, burada çeltik ekenlere de seslendim, idarecilerime de seslendim; Keşan susuz kalacak. Ne olur suyu tedbirli kullanalım, önce içme suyu, önce yaşam suyu. Tabii ki tarımda su önemli. Tarımı yapan insan, insanın suyu yoksa tarımı nasıl yapacak. Gazze’de su yok, elektrik yok hayat bitmiş durumda. Kuraklığa beraber çözüm üreteceğiz. Suyu bulmak yetmiyor. Tasarruf ederek bize yardımcı olun.”
    Erhan Başaran da, yaklaşık 20 günlük suyun kaldığını söyledi.

  • Beydağ Barajı tamamen kurudu

    Beydağ Barajı tamamen kurudu

    2007 yılında tamamlanarak su tutulmaya başlanan Beydağ Barajı’ndan son gelen görüntüler tedirgin etti. Küçük Menderes Ovası’nda 120 bin dekar araziyi sulayan ve kuraklıktan önemli derecede etkilendiği gözlemlenen Beydağ Barajı, neredeyse tamamen kurudu. Devlet Su İşleri’ne (DSİ) bağlı olan ve kavurucu yaz sıcaklarının etkisi, tarım arazilerinin sulanmasıyla su seviyesinin yok denecek kadar düştüğü baraja, zaman zamanda çevredeki çaylardan su temini sağlanıyor.

    Bölgedeki vatandaşlar ise barajın kurumaya yüz tutmasına karşı şaşkınlığını gizleyemedi. Barajdan şuanda tarım arazilerine herhangi bir su akışının sağlanmadığı öğrenildi.

  • Çağlayan Köprüsü ortaya çıktı

    Çağlayan Köprüsü ortaya çıktı

    Kuzeyde kalan köylere alternatif ulaşımda kullanılan Çağlayan Köprüsü, 1996’da DSİ tarafından yapılan Kırklareli Barajı suyu altında kalmıştı.

    Şebeke suyunun sağlandığı barajın su seviyesinin düşmesiyle 4 yıl önce olduğu gibi köprü yeniden gün yüzüne çıktı.

    Kırklareli Barajı gibi bölgedeki diğer barajlarda da doluluk oranları geçen seneye göre düşük seviyede seyrediyor.

    Kuraklık nedeniyle doluluk oranları her geçen gün azalan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’daki 14 barajda ortalama doluluk yüzde 34’e geriledi.

    DSİ Edirne 11. Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’da DSİ sorumluluğundaki barajlarda geçen yılın aynı döneminde 526 milyon 742 bin metreküp su bulunuyordu.

    İlkbaharda beklenen yağışın düşmediği, yaz aylarında kavurucu sıcakların yaşandığı Trakya’daki barajlarda su seviyesi azalmaya devam ediyor.

    Söz konusu barajlarda doluluk oranı son ölçümlerde 380 milyon 549 bin metreküp olarak ölçüldü. 1 milyar 112 milyon 968 bin metreküp depolama hacmine sahip 14 barajın ortalama doluluk oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13’ün gerisinde kaldı.

  • Van Gölü’nde su kaybı devam ediyor

    Van Gölü’nde su kaybı devam ediyor

    Yağışların azalması ve hızlı buharlaşma nedeniyle seviyesinde düşüş yaşanan Van Gölü’nün Tatvan kıyısında çekilme devam ediyor. Tatvan ilçesinin Hanelmalı köyü sahilinde yaşanan su kaybı sonrası mikrobiyalitler ortaya çıkarken, vatandaşlar bu durumun bir an önce kontrol altına alınmasını istiyor.

    Su çekilmesinin en çok gözlemlendiği yerin Tatvan olduğunu söyleyen Mehmet Ali Akarsu, “Son 2-3 yıldır Van Gölü’nde ciddi manada su çekilmesi yaşanıyor. Tatvan, Van Gölü’nün en güzel sahillerine sahip bir yer ama maalesef kuraklıktan da nasibini almış bulunmaktadır.

    Tabi gözlemlerimize binaen söylemek gerekirse suyun çekilmesiyle birlikte mikrobiyalitler de gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Suyun çekilmesi, su yüzeyinde ve su içerisinde yaşayan canlılara da zarar vermektedir” dedi.