Etiket: kurban bayramı

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kurban Bayramı mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kurban Bayramı mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında, “Aziz milletim, Sevgili kardeşlerim, Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Vasıl olduğumuz Kurban Bayramınızı gönülden tebrik ediyorum. Rabbimize, hepimizi bir Kurban Bayramına daha kavuşturduğu için hamd ediyoruz. Bu mübarek günlerin, milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyoruz. Geçtiğimiz yıl Kurban Bayramını, koronavirüs salgınının gölgesinde, buruk bir şekilde yaşamıştık. Bu yıl, salgını önemli ölçüde kontrol altına almış, normalleşme adımlarını atmış bir ülke olarak, bayrama biraz daha iyi şartlarda kavuştuk. Tüm kurumlarımız, vatandaşlarımızın huzur içinde bir bayram geçirmesi için gereken tedbirleri almıştır. Tabii, Kurban Bayramının ayrılmaz bir parçası durumundaki Hac farizasını hala yerine getiremiyor olmamızın üzüntüsü içindeyiz. Sınırlı bir katılımla gerçekleştirilecek Hac ibadetinin yeniden milyonların katılımıyla, aşkla, coşkuyla, muhabbetle yerine getirileceği günlere de bir an önce erişmeyi ümit ediyoruz.” dedi.

    “YERLİ AŞIMIZI YIL SONUNA KADAR KULLANIMA HAZIR HALE GETİRMEYİ UMUYORUZ”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs aşılamasında Türkiye’nin dünya ortalamasına göre, iyi bir seviyede olduğunu belirterek, “Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkileyen salgın musibetinin olumsuzluklarından tamamen kurtulmak için hep birlikte dikkati, tedbiri elden bırakmamalıyız. Salgına karşı en büyük savunma silahlarımız; temizlik, maske, mesafe diye ifade ettiğimiz tedbirler ile aşılamadır. 2 Aşılamada, dünya ortalamasına göre, hamdolsun gayet iyi bir seviyedeyiz. Aşı tedariki konusunda da herhangi bir sıkıntımız bulunmuyor. Yerli aşımızı yıl sonuna kadar kullanıma hazır hale getirmeyi umuyoruz. Tüm vatandaşlarımızı, artık 18 yaş üzerindeki herkesin istifadesine sunduğumuz aşı hizmetinden yararlanmaya davet ediyorum. Türkiye’nin kendini diğer ülkelerden olumlu yönde ayrıştırarak, ekonomisiyle, sosyal ve ticari hayatıyla, uluslararası ilişkileriyle her alanda güçlü olması buna bağlıdır. Her bir vatandaşımızın hayatı bizim için değerlidir. Bu hastalığın kimi, nerede yakalayacağı, nasıl etkileyeceği, hangi sonuçlara yol açacağı hala bilinemiyor. Öyleyse, tedbirleri elden bırakmayarak, aşılarımızı olarak, bu sinsi tehdide karşı kendimizi korumaya almamız şarttır. Aşılama yoluyla vaka, hasta ve vefat sayılarında sağlayacağımız ilerleme, hem bireylerin sağlığı, hem milletin morali, hem ülkenin hedefleri bakımından kritik öneme sahiptir. Elimize salgın tehdidiyle mücadelede daha iyi imkânlar geçene kadar, bu şekilde yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.

    “TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN TÜM İMKÂNLARI, 84 MİLYON VATANDAŞIMIZIN EMRİNDEDİR”

    Erdoğan’ın mesajının devamında şu ifadeler yer aldı:

    “Salgın döneminde ülkemizdeki her kesimin, her bireyin sıkıntı yaşamaması, ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için gereken tedbirleri aldık. Normalleşme süreciyle birlikte, sınırlamaların çoğu ortadan kalktığı için bu zorluklar önemli ölçüde azalmıştır. Buna rağmen sıkıntısı devam eden vatandaşlarımız varsa, elbette önümüzdeki dönemde de onların yanında yer almayı sürdüreceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm imkânları, 84 milyon vatandaşımızın emrindedir. Asıl olanın reel ekonomiyi güçlendirmek, ülkeyi yatırımla, üretimle, istihdamla, ihracatla büyütmek olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. Bunun için de, temel hizmet altyapılarını güçlendirme yanında, üretimin ve ticaretin bel kemiği olan sektörlere destek veriyoruz. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada giderek artan gücünün ortaya çıkardığı güven, istikrar, huzur, umut ikliminde hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Hayata geçirdiğimiz her yeni hizmet, devreye aldığımız her yeni eser, tamamladığımız her yeni proje, temelini attığımız her yeni yatırım büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda bir adımdır. Rabbimden, içinde bulunduğumuz mübarek günler hürmetine, ülkemizin ve milletimizin önünü açmasını, sıkıntılarını çözmesini, önünü aydınlatmasını niyaz ediyorum. Her bayramda olduğu gibi bu defa da sözlerimi, yola çıkacak sürücülerimize, trafik kurallarına harfiyen uymaları, yola yorgun çıkmamaları, varacakları yere yaklaştıkça dikkatlerini artırmaları çağrısında bulunarak bitirmek istiyorum. Bayram sevincimizin, maddi kayıplarla, yaralanmalarla, vefatlarla yürek yangınına dönüşmemesi için hep birlikte daha sorumlu davranmamız gerekiyor. Bu duygularla, bir kez daha Kurban Bayramının hepimizin kurtuluşuna, gönlümüzden geçenlerin gerçekleşmesine vesile olmasını diliyorum. Bayramınız mübarek olsun. Kalın sağlıcakla.”

  • Kaçan boğa, kendisini kovalayan adamı yere serdi

    Kaçan boğa, kendisini kovalayan adamı yere serdi

    Bursa’da Kurban Bayramı öncesi sahibinin elinden kaçan bir boğa mahalle sakinlerine zor anlar yaşattı. Öfkeli boğa kendisini yakalamak isteyen bir mahalle sakinini yere serdi.

    https://twitter.com/linetv/status/1417036270866403328

    Bursa’nın Osmangazi ilçesi Namık Kemal Mahallesi’nden Kurban Bayramı için satın alınan ve kaçan boğayı sahibi kamyonet ile takip etmeye başladı.

    Mahalle sakinleri kaçan boğayı mahalleye girince, yolu kamyonetle gidiş yönü istikametinde kapatarak yakalamaya çalıştı. O esnada öfkeli boğa kendisini yakalamak isteyen adamı yere serdi. Boğanın yere serdiği ve şans eseri adamın yaralanmadığı olayda mahallede yaşayan vatandaşların desteğiyle kaçan kurbanlık boğa bir saatte yakalanarak sahibinin evine götürüldü.

     

  • Doktor Yavuzyılmaz’dan bayramda beslenme uyarısı

    Doktor Yavuzyılmaz’dan bayramda beslenme uyarısı

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenme ile ilgili vatandaşlara uyarılarda bulundu.

    Bayram geleneklerinden olan tatlı, şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı arttığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Özellikle bu dönemde obezite, yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve diyabet hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Kurban bayramında; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılması için alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp her zaman özen gösterilmelidir” dedi.

    Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertliğin, hem pişirmede hemde sindirimde zorluğa yol açtığını vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, “Etlerin pişirilmesinde haşlama ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir. Etler iyi kalite proteinin yanı sıra yağ, çeşitli mineraller ve vitaminleri de içermelerine rağmen C ve E vitaminini içermezler. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi sağlıklı beslenme için gereklidir. Ayrıca besin çeşitliliğinin sağlanması açısından sağlıklı bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

    Etle yapılan yemeklerin kendi yağı ile pişirilmesi ve ilave yağ eklenmemesi gerektiğini dile getiren Dr. Yavuzyılmaz, “Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır. Ayrıca etler ızgarada pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır. Yüksek ateş yüzeydeki proteinleri birdenbire katılaştırır ve ısı etin iç kısmına ulaşamaz. Bu nedenle etlerin iç sıcaklığı en az 75 derece olmalıdır. Çok yüksek ısı, etin dış yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır” diye konuştu.

    Kesilen etlerin korunması ve saklanması insan sağlığı açısından çok önemli olduğunun altını çizen Dr. Yavuzyılmaz, sözlerini şu şekilde sürdürdü;
    “Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılmalı ve buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler, buzlukta -2 derecede birkaç hafta, -18 derece derin dondurucuda ise 3-4 ay süreyle saklanabilir. Etlerin, oda ısısında açıkta bırakılacak şekilde değil, yine buzdolabının alt bölmesinde çözünmesi sağlanmalıdır. Derin dondurucuda saklanan etin buzdolabının sebzelik kısmının üstüne konularak çözünmesi beklenebilir. Etin çabuk çözünmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözünme, oda sıcaklığında bekletme gibi yöntemler, insan sağlığı açısından tehlikeli sonuçları da beraberinde getirmektedir”

  • Osmangazi Belediyesi 980 personelle bayrama hazır

    Osmangazi Belediyesi 980 personelle bayrama hazır

    Osmangazi Belediyesi, ilçe genelinde rahat ve huzurlu bir Kurban Bayramı yaşanması için gereken tedbirleri aldı. Türkiye’nin en büyük ve en hijyenik kurban satış tesisi ile büyük bir ihtiyacı gideren Osmangazi Belediyesi, bayram süresince 980 personel ile 7/24 hizmet verecek.

    Osmangazi Belediyesi, vatandaşların kurbanlarını rahat ve hijyenik ortamda kesebilmesi için hazırlıklarını tamamladı. Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, kurban ibadeti yerine getirilirken kimsenin zarar görmemesi ve bayramın en güzel şekilde geçmesi için belediye olarak ilgili birimlerle kesintisiz hizmet vereceklerini söyledi. Başkan Dündar, bayram süresince 980 personelin tam mesai yapacağını belirtirken, Osmangazi genelinde belirledikleri 19 ayrı hijyenik ortamda veteriner gözetiminde kurban kesimi yapılacağını kaydetti. Osmangazi’de Veysel Karani ve Geçit mahallelerinden kurban satış yerlerinde yaklaşık 8 bin büyükbaş, 12 bin küçükbaş olmak üzere 20 bine yakın kurbanlık satıldığını belirten Başkan Dündar, “İlçemizdeki 19 farklı pazar yerinin kurban kesimi için tüm temizlik ve altyapı çalışmalarını tamamladık. Bu kapsamda vatandaşlarımızın daha sağlıklı ve güvenli kesim yapabilmesi için 980 personel ve 112 araçla bayram süresince vatandaşlarımızın hizmetindeyiz” dedi.

    Kurban kesimi esnasında çevre temizliğine dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizen Başkan Dündar, “Bu süreçte havaların sıcak olması sebebiyle çevre temizliği hassasiyetini daha üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor. Bundan dolayı tüm hemşehrilerimin önce kendi evine ve sokağına sahip çıkması, kurban atıklarının çöp kutularına veya ulu orta atılmasına müsaade etmemeleri, böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarında 444 16 01 ve 270 70 88 numaralı telefonlara şikayetlerini bildirmelerini rica ediyorum. Tüm hemşehrilerimizin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum” diye konuştu.
    Başkan Dündar, ayrıca kurbanlıkların hijyenik ortamda kesimlerini sağlamak için Zabıta, Çevre Koruma ve Kontrol, Fen İşleri ve Temizlik İşleri Müdürlüğü yetkililerinden oluşan bir Kurban Denetim Komisyonu kurduklarını, bu komisyonun kurban satış ve kesim yerlerini bayram boyunca denetleyeceklerini dile getirdi. Dündar, Kurban Bayramı süresince 81 çöp kamyonu, 11 kamyon, 11 tanker, 7 süpürge aracı, 2 sıcak buharlı yıkama aracının yanı sıra, 63 zabıta, 16 motorize zabıta ekibi, 2 veteriner hekim olmak üzere toplam 980 personel ile bayram boyunca 7/24 hizmet vereceklerini bildirdi.

    Osmangazi ilçesinde; Bağlarbaşı, Kükürtlü, Yeşilova, Emek, Dikkaldırım, Küçükbalıklı, Hamitler, Doğanevler, Alacahırka, Sırameşeler, Yunuseli, Geçit Mahallesi Gündüz Sokak, Geçit Mahallesi Şehit Er Bahattin Gündüzlü ve 1. Gedik Sokak arası, Soğanlı-Çirişhane, Soğanlı, Yenibağlar, Hürriyet, Ziraat Pazarı ve Panayır Mahallerindeki pazar alanları olmak üzere 19 farklı noktada kurban kesim yeri belirlendi.

  • Bayramda eti taze tüketmeyin uyarısı

    Bayramda eti taze tüketmeyin uyarısı

    Bursa Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, kurbanın kesildikten sonra etinin mutlaka dinlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Taze tüketilmeyecek tek gıda ettir. Bayram sabahı sakatatlar hemen yenebilir. Ancak eti hemen kavurursanız et değil, kas yemiş olursunuz. Eti dondururken porsiyonlu olarak dondurun. Eti çözündürüp tekrar dondurmak, buzdolabına bir el bombası koymak gibi olur” dedi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, kurban etlerinin yenmeden önce nasıl işlemlerden geçirileceği konusunda açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Tayar, etin bir gün dinlendirildikten sonra tüketilmesi gerektiğini söyledi. Hayvanın kesildikten sonra etinin poşetlere konmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tayar, “Kurban kesim yerlerinde hayvan kesilir kesilmez o daha et halindeyken, daha hayvan seğirirken, yaşam faaliyetleri kısmen devam ederken biz hayvanı poşetlere koyup arabanın bagajında eve götürmeye çalışıyoruz, işte birinci tehlike burada başlıyor. Çünkü kesimden sonra hayvanın mutlaka dinlendirilmesi, etin olgunlaştırılması gerekiyor” dedi.

    ‘TAZE TÜKETİLMEYECEK TEK GIDA ETTİR’

    Etin dinlendirilmesindeki öneminden bahseden Prof. Dr. Tayar, “Diğer bütün gıdaları, ekmek, süt, yumurta gibi aklınıza gelen tüm gıdaları taze tüketmenizi öneririz, ancak eti taze tüketmeyin. Taze tüketilmeyecek tek gıda ettir. Etin mutlaka biraz bayatlaması gerekir. Çünkü hayvan olduğu zaman o ölüm sertliği denilen o yapı çözülsün, et sindirilebilirlik özelliği kazansın, et daha lezzetli olsun diye etin olgunlaşmasını isteriz. Mutlaka serin, güneş ışığı almayan, rüzgar esintisi olmayan bir yerde o gövdeleri bekletmekte yarar var ve aşil tendonu denilen yerden asarak etin liflerinin çözülmesini sağlamaya çalışalım. Bunu yapmazsak daha sonraki süreçlerde etin kalitesi düşük olacak, bu etten yeterince faydalanamayacağız. Hayvan kesilir kesilmez eti parçalamaktan uzak durmak, mümkünse bir gün dinlendirdikten sonra işlemlere geçmekte yarar var. Bir diğer kural da hayvan kesildiği zaman kanının akıtılmasını beklememiz gerekiyor. Çünkü gövdede kalan kan da etin daha çabuk bozulmasına ve insan sağlığına zararlı hale gelmesine neden olabilir. O yüzden eti serin yerde dinlendirmek ve üzerini tülbentle örtmekte fayda var” diye konuştu.

    ‘BUZLU ETİ ÇÖZÜNDÜRÜP TEKRAR DONDURMAK EL BOMBASI GİBİ’

    Pandemi nedeniyle birçok ürünün yıkandığına vurgu yapan Prof. Dr. Tayar, “Et yıkanmaz, eğer kesim sırasında üzerinde kir varsa bunun bıçakla kesilerek uzaklaştırılması gerekir. Eti ıslatmak demek mikroorganizmalar için ortamı uygun hale getirmek demektir. Etin üst tarafındaki mikrobu yıkadığım zaman etin her yerine yayıyorum demektir. Eti kemiklerinde ayırıp öyle dondurmak yararlı çünkü kemikleri kullanmayacağım, boş yere kemiği dondurmak için enerji harcamamam gerekiyor. Eti eksi 18 dereceye koydum 1 yıl dayanır diye bir şey söyleyemem çünkü eti keserken yaptığım işlemler sırasında etin yüzeyine bulaştırdığım bakteriler etin raf ömrünü olumsuz yönde etkileyen faktördür. Eti dondururken porsiyonlu olarak dondurun. Eti çözündürüp tekrar dondurmak buzdolabına bir el bombası koymak gibi. Eti kullanacağını zaman da eti buzluktan alıp buzdolabında çözündürdükten sonra tüketmeye başlayın. O eti alıp mutfakta bırakıp akşama kadar çözünür derseniz, o ette yine bakteri sayısı artacaktır” diye konuştu.

    ‘BAYRAM SABAHI ET DEĞİL SAKATAT YİYİN’

    Kurban Bayramı sabahlarının ayrı bir coşkusu olduğunu belirten Prof. Dr. Tayar, sözlerine şöyle devam etti:

    “O yüzden hayvana ait sakatatlar kahvaltı sofrasına çok yakışır. Ama buraya kavurmalık da bir et koyalım derseniz bayram sabahı o etin sakız gibi olduğunu, çiğnenemediğini ve lif lif dişlerimizin arasına girdiğini görürüz. O yüzden kurban sabahı sakatatı sofranıza alın ama illaki benim evim Kurban Bayramı’nda et koksun diyorsanız da bayramdan 1 gün önce kasaptan alacağınız 100- 150 gram kuşbaşı etle evinizdeki o et kokusunu sağlayabilirsiniz. Ama kurban etini sabah yediğinizde kasları hala seğirir, siz et yemiyorsunuz kas yiyorsunuz: Onun sindirim sisteminize hiçbir faydası yoktur. Onun proteininden yararlanamazsınız, benim Kurban Bayramı tavsiyem sakatat yenmesidir.”

    ‘HAYVANIN DOĞRU YAŞINA KULAK KÜPESİNDEN ULAŞILABİLİR’

    Kurbanlık seçme konusunda bilgiler veren Uludağ Üniversitesi Zootekni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Üstüner, “Kurbanı öncelikle erkek tercih etmeliyiz. Hayvanın canlılık durumu, gözyaşı akıntısının olmaması, burun akıntısının olmaması gerekli. Sığırlar meraklı hayvanlardır, eğer hayvan pazarındaysanız hayvanın sizi merak etmesi, koklaması lazım. Bu en basit olarak canlılık sağlıklı olduğunun göstergesidir. ‘Kapak atmak’ yani diş değiştirmek denilen hayvanın dişini atması olayı öngörülmüştür. Bu yaş olarak sığırlarda 1,5- 2 yaşına yakın anlamına gelir. Burada güncelleme yapılması lazım, bunun diyanetle istişare edilmesi lazım. Ben bir bilim insanı olarak şunu söyleyebilirim. Eskiden yerli ırklar varken evet o yaşlarda dişini atıyor ve olgunluğunu o zaman tamamlamış oluyor. Ama günümüzde holştayn, simental, hereford gibi kültür ırklarında o yaşları beklediğinizde 1,5- 2 ton hayvanlar oluyor. Tarım Bakanlığı’nın uygulamasından küpe numarasıyla hayvanın hangi ilden geldiğini, yaşını, doğum tarihini, cinsiyetini, ırkını görebiliyorsunuz. Bu anlamda dişini atma, kapak atma olayı biraz görecelidir, 6 ay sapma yapar. Her hayvanda istediğimiz yaşta diş değişir diye bir kural yoktur, bu sapar. Bunun dişi kapak atmamış bunu kurban edemeyiz dediğiniz hayvan aslında yaşını doldurmuştur veya tam tersi daha ileri yaşta bile düşmeyebilir. Bu biyolojik bir şeydir. Ancak bakanlığın uygulamasında, ilgili küpe numarasını girdiğinizde o hayvanın yaşını, cinsini kolaylıkla öğrenebiliyorsunuz. Belli olan bir doğum tarihini dişle, boynuzla belirlemeniz imkansızdır. Dolayısıyla bu uygulamayı kullanabilirsiniz” dedi.

  • Bursa’da mezarlıklar bayrama hazır

    Bursa’da mezarlıklar bayrama hazır

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kurban Bayramı öncesinde 17 ilçedeki 1300 mezarlıkta bakım, onarım ve temizlik çalışmaları yaparak vatandaşların daha rahat ve huzurlu bir şekilde kabir ziyareti yapmalarını sağlıyor.

    Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığına bağlı Mezarlıklar Şube Müdürlüğü, Kurban Bayramı’nda vatandaşların rahat ve huzurlu bir şekilde ziyaretlerini gerçekleştirebilmeleri için 17 ilçedeki 1058 mahalle mezarlığında kapsamlı bir temizlik çalışması başlattı. Çalışmalar kapsamında 17 ilçede yaklaşık 12 milyon metrekare alanı kaplayan 1300 mezarlıkta, mezarlar arasındaki yürüyüş alanlarını kaplayan otlar, 150 personelin hummalı çalışmasıyla temizlendi. Kuruyan ağaçlar söküldü, mevcut ağaçlarda budama işlemleri tamamlandı. 150 civarında mezarlığın duvar ve telleri yapılırken, diğer mezarlıklardaki duvar ve tel çalışmaları devam ediyor. Ayrıca mezarlığın içerisinde çeşme, yol, mezarlık kapısı ve malzeme deposu olmayanların eksiklikleri gideriliyor. Mezarlık alanları biten mahallelerin mezarlıklarının bitişiğindeki devlete ait araziler ise gerekli yazışmalar neticesinde müsait olanlar mezarlıklara dahil ediliyor.

    Mezarlığa ulaşım kolaylığı

    Bayram münasebetiyle merkez mezarlıklara ulaşım noktasında BURULAŞ tarafından sefer sayılarına ilaveler yapıldı. Özellikle Bursa Kent Mezarlığı alanı içerisinde minibüsler ring atarak çalışacak. Kent Meydanı’ndaki otobüs durağından arife günü ile bayramın 4 günü boyunca, 10.15 ile 18.30 saatleri arasında, saatte bir karşılıklı olarak Hamitler Kent Mezarlığı’na ücretsiz otobüs seferleri hizmet verilecek. Hamitler’e ulaşımı sağlayan otobüs, Kent Meydanı, Ulubatlı Hasan Bulvarı, İzmir Yolu, Yeni Mudanya Yolu, Filament Kavşağı, Kavaklı ve Albayrak caddeleri üzerinden Hamitler’e ulaşacak ve dönüş aynı istikametten olacak.

    150 personelle 1300 mezarlıkta çalışma

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da Hamitler Kent Mezarlığı’nda bakım, onarım ve temizlik yapan personelle biraraya geldi. Bayramların inanç, gelenek ve göreneklerin en üst seviyede yaşandığı özel zamanlar olduğunu söyleyen Başkan Alinur Aktaş, bayramların millet olma şuurunun şekillendiği ve kuvvetlendiği günler olduğunu belirtti. Dini ve milli bayramları pandemi sürecinde yeterince kutlayamadıklarını ifade eden Başkan Aktaş, 1 Temmuz tarihinden itibaren hayatın normale döndüğünü, yine de Kurban Bayramı’nı tedbiri elden bırakmadan geçirmek gerektiğini dile getirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin bütün birim ve personeliyle bayram sürecine hazır olduğunu söyleyen Başkan Aktaş, “Zabıta Daire Başkanlığımız, Burulaş Genel Müdürlüğü’müz, İtfaiye Daire Başkanlığımız, Ulaşım Daire Başkanlığımız, BUSKİ Genel Müdürlüğümüz, Sağlık İşleri Daire Başkanlığımız başta olmak üzere tüm birimlerimiz bayrama hazır ve nazır durumdadır. Tabii bayram boyunca mezarlık ziyaretleri bu işin en önemli kısımlarından bir tanesi. Bu kapsamda hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. 17 ilçe 1058 mahallemizdeki 1300 mezarlığın bakım, onarım ve temizlik çalışmalarını kahraman ekibimizin büyük gayretleriyle yapıyoruz. Kurban Bayramı’nda vatandaşların rahat ve huzurlu bir şekilde ziyaretlerini gerçekleştirebilmeleri için mezarlıklarda bir dizi tedbirler alındı. Yaklaşık 12 milyon metrekarelik alanda 150 personelimizle çalışmaları hayata geçirdik. Birkaç ay önce Hasköy Mezarlığı’na devre aldık. Bursa’nın gelişen ve büyüyen potansiyelini orası karşılayacak” dedi.

    Özveriyle çalışan ekibe teşekkür

    Bayram münasebetiyle mezarlıklara yoğun sirkülasyon olacağını hatırlatan Başkan Aktaş, “BURULAŞ’a özellikle talimat verdim. Sefer sayılarıyla alakalı gerekli düzenlemeler yapılacak. Özellikle Bursa Kent Mezarlığımız alanı içerisinde ring minibüs çalışmalarımız mevcut. Mezarlıklar inancımız gereği önemli. Buraları büyük bir özenle muhafaza ediyoruz. Vatandaşlarımıza, akrabalarının mezarlarını ziyaret etmesini tavsiye ediyorum. Bursa Büyükşehir Belediyesi bütün ekibiyle sahada. Altyapıdan üstyapıya kadar bütün yatırımları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Pandemi sürecinde ölümler bir miktar artmış olmasına rağmen ekiplerimiz büyük özveriyle işlerini çok iyi yaptılar. Bu vesileyle sıcak havaya rağmen gayretle çalışan ekip arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • Kurban etinde bu hatayı yapmayın

    Kurban etinde bu hatayı yapmayın

    Kurban Bayramı’na sayılı günler kala doğru et tüketimi konusunda önemli bilgiler veren Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Demirci, “Pişirilme işlemi sonrası buzdolabına konulan etlerin çıkarılıp yeniden dondurulması en büyük sorunlardan biri. Etin uzun süre oda sıcaklığında tutulması bakteriyel enfeksiyonlar açısından risk taşıyor” dedi.

    Kurban Bayramı’na çok kısa bir süre kaldı, bayramla ilgili hazırlıklar da başladı. Kurban Bayramı’nın yaz aylarına denk gelmesi nedeniyle sağlık açısından birtakım önlemlerin alınması gerektiğini hatırlatan VM Medical Park Pendik Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Hakan Demirci, önemli uyarılarda bulundu. Yoğun miktarda ve gün boyu her öğünde et ve et ürünleri tüketilmesinin sağlık açısından oldukça zararlı olduğunu belirten Doç. Dr. Hakan Demirci, “Özellikle kalp ve damar, diyabet, mide ve sindirim sistemi hastalığı olan ve kötü kolesterole sahip kişilerde et tüketiminin sınırlandırılması gerekir. Çay, kahve, kuruyemiş, tatlı, gazlı içeceklerin de gittikçe artan miktarlarda tüketileceği göz önünde bulundurulursa öğünlerin dengelenmesi önem taşır. Gün içerisinde su mutlaka tüketilmelidir. Sebze ve meyvelerle etlerin dengeli şekilde sindirimine katkıda bulunulmalıdır” diye konuştu.

    “KIRMIZI ETTE BİRÇOK HASTALIK ÜREYEBİLİR”

    Etlerin pişirilmesi ve saklanmasının önemine de değinen Doç. Dr. Hakan Demirci, “Çok yoğun etin, yüksek miktarlarda tüketilmesinden ziyade daha küçük parçalarda ve ufak öğünlerde tüketilmesine dikkat edilmeli. Bunun dışında, kurban kesilir kesilmez etin taze ve hızlı bir şekilde tüketilmesinden ziyade 24 ila 48 saat kadar soğuk havada dinlendirilmesi sindirim sistemi problemleri açısından çok daha yardımcı olacaktır. Özellikle reflü sorunu yani mide asidinin artması ve gastriti önleme açısından etin dinlendirilmesi fayda sağlayacaktır. Kırmızı ette birçok hastalık üreyebilir. İnsanlarda enfeksiyona da yol açabilir. Özellikle buzdolabına konulan etlerin pişirilme işlemi sonrası tekrar dışarı çıkartılıp, ardından yeniden dondurulması en büyük sorunlardan biridir. Uzun süre oda sıcaklığında tutulması da bakteriyel enfeksiyonlar açısından büyük problemler yaratabilir” ifadelerini kullandı.

    “O ETİN TÜKETİLMEMESİ İMHA EDİLMESİ GEREKİR”

    “Ekinokok” adı verilen kistatik parazitlere karşı uyarılarda bulunan Doç. Dr. Hakan Demirci, “Kedi ve köpek kistleri olarak değerlendirdiğimiz büyükbaş ve küçükbaş hayvanların sakatatlarında bulunan bazı enfeksiyonlar vardır. Özellikle karaciğer gibi bu tür organların tüketilirken mutlaka gözle çok iyi kontrol edilmesi gerekir. Nodüller üzerinde beyaz plaklar olabilir. Karaciğer kesildiği ve doğrandığı zaman homojen yapısı bozulur. İçinde özellikle beyaz topakların olduğu görülebilir. Bu gibi durumlarda o etin tüketilmemesi, imha edilmesi gerekir” dedi.

    KÜÇÜK ÇOCUKLAR SİNDİRİM SORUNUNA DİKKAT!

    Fazla et tüketiminden sindirim sisteminin baştan aşağı etkilendiğini söyleyen Doç. Dr. Demirci, “Reflü adı verilen mide asidi fazlalığı, sindirim sisteminin zorlanmasına bağlı görülen gastrit görülebilir. Yine bu dönemde yoğun yağlı ve kızartma tarzı etlerin tüketilmesine bağlı safra kesesi hastalıkları görülebilir. Pankreasın iltihaplanması da sık karşılaşılan hastalıklar arasında yer alır. Özellikle küçük çocuklar, ileri yaştaki kişiler, diyabet, kronik damar ve kalp hastalığı olan kişilerde, mide ve bağırsak hastalığı olan kişilerde et tüketiminin kısıtlanması ve yoğun miktarlarda tüketilmeyip öğünlere bölünecek şekilde tüketilmesi gerekir. Ayrıca küçük çocuklar da sindirim sorunu, karın ağrıları yaşayabilirler” uyarısında bulundu.

  • Bursa İnegöl’de bayram öncesi kurulacak pazarlar belirlendi

    Bursa İnegöl’de bayram öncesi kurulacak pazarlar belirlendi

    Bayram öncesi cumartesi, pazar ve arife günü olan pazarlar belli oldu. İnegöl Belediyesi’nden yapılan açıklamada, arife günü kurulacak pazarlarda bayramın ilk günü kurban kesimi yapılacağından alanın kesime hazırlanabilmesi için saat 20.00’da satışa kapatılacağı ifade edildi.

    İnegöl’de bayram hareketliliği başladı. Çarşı ve pazarlarda bayram yoğunluğu artarken, son 3 gün İnegöl’de kurulacak semt pazarları da netleşti. İnegöl Belediyesi 17 Temmuz Cumartesi, 18 Temmuz Pazar ve 19 Temmuz Pazartesi (arife) günü kurulacak pazarları duyurdu.

    Yapılan açıklamaya göre 17 Temmuz 2021 Cumartesi günü İnegöl’de cumartesi pazarı ve Merpa Kıyafet Pazarı kurulacak. Cumartesi günü normal şartlarda Merpa’da kurulan oto pazarı ise bu hafta Merpa’da kıyafet pazarı kurulacağından nikah dairesi önüne alındı.

    18 Temmuz pazar günü ise; Mesudiye, Akhisar, Yeniceköy konutlar pazarı ve Merpa Kıyafet Pazarı olmak üzere 4 ayrı pazar kurulacak.

    19 Temmuz pazartesi günü (arife) de pazartesi pazarı, Merpa Alanyurt salı pazarı açık olacak. Ancak arife günü kurulacak pazarlar, bayramın ilk günü kurban kesimi için de kullanılacak. Bu nedenle alanın kesime hazırlanabilmesi için pazarlar akşam saat 20.00’da satışa kapatılacak.

  • “Bayramdan sonra baksın hale gelecek” diyerek uyardı

    “Bayramdan sonra baksın hale gelecek” diyerek uyardı

    Türkiye’nin en büyük faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yürüten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Akova, Delta varyantına karşı uyardı.

    “BAYRAMDAN SONRA DELTA VARYANTI BASKIN HALE GELECEK”

    Akova, “AB ülkelerinde Ağustos başından itibaren Delta varyantın artık baskın hale geleceği bildiriliyor. Türkiye için de durum farklı değil, kaç vaka Delta varyantı çıktı vs. bunun artık önemi yok, bayramdan sonra Delta varyantın ülkemizde de baskın hale geleceğini tahmin ediyoruz. Herkes sanki salgın öncesi dönemdeymişiz gibi maske, korunma önlemlerini bıraktı. Aşıdan da öte esas bilimsel kanıt, maske ve mesafenin halen en büyük korunma önlemi olduğudur. Üç doz aşı da olsanız şu anki aşıların tamamı yüzde 100 korumuyor. O nedenle önlemlere devam etmek zorundayız” dedi.

    “DAVUL ZURNA İLE ESKİ HALİMİZE DÖNDÜK”

    Türkiye’de 1 Temmuz’dan itibaren kısıtlamaların tamamen kalkmasıyla beraber vatandaşların sanki salgın bitmişçesine kişisel korunma önlemlerini de bırakmasının çok tehlikeli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Akova, önemli açıklamalarda bulundu.  Türkiye’nin en büyük aşı faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yapan Akova, aşılanmanın tam olarak istenen düzeyde olmadığı bu günlerde maske kullanmayı bırakmanın ciddi bir hata olduğuna değindi. Akova sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Türkiye’de şu anda yapılan büyük bir yanlış var. 1 Temmuz’dan itibaren davul zurna ile tekrar eski halimize döndük. 2019’daki gibi, sanki pandemi öncesi dönemdeymişiz gibi, maske kullanımı minimumda, kalabalıklar korkunç düzeyde, yurtdışından özellikle Delta virüs salgını olduğu bilinen ülkelerden (Rusya olmak üzere) çok sayıda turist geliyor. O turistlerin olduğu turizm bölgelerinde de maske kullanımı neredeyse yok, kapalı ortamlarda önlemlere dikkat edilmiyor. Bence şu anda esas bilimsel kanıt, ister varyant olsun, ister orijinal virüs olsun, hastalığa karşı en etkili yöntem halen maske ve diğer korunma önlemleri. Kalabalık ortamlarda, havalandırması olmayan ortamlarda maskesiz ve uzun süreli bulunmak en büyük risk faktörü”

    ÜÇ DOZ DA OLSANIZ VARYANTLARDA KORUMA YÜZDE YÜZ DEĞİL

    Eğer bu şekilde önlemlere uyulmamaya devam edilirse Delta varyantın Türkiye’de de baskın hale gelmesinin kaçınılmaz olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akova, “Şu anda vaka sayısı 1’dir 3’tür çok da önemi yok artık. Bayramdan sonra, Temmuz ayının sonuna kadar muhtemelen Türkiye’deki yaygın virüs Delta virüsü olacak. Bu konuda hiçbir şüphe yok. Aynı öngörü AB ülkeleri için de geçerli, Amerika da bu projeksiyonu yapıyor şu anda. Amerika’da ortaya çıkan yeni vakaların yüzde 50’si Delta varyantı. AB ülkelerinde de Delta vakalarının Ağustos başına kadar yüzde 90’a erişeceği düşünülüyor. Türkiye’de daha erken olur ama daha geç olmaz, Delta varyantı baskın olacak. Siz bütün korunma önlemlerini bırakıp 3. doz aşımızı da olalım, Delta’ya karşı da korunuruz diye düşünürseniz çok yanlış olur. Bütün aşılar 3 doz da olsanız 5 doz da olsanız Delta varyanta karşı kısmi koruma sağlıyor. Siz kendinizi korumaya devam etmediğiniz sürece, şu andaki aşılarla ne kadar aşılanırsanız aşılanın yüzde 100 koruma söz konusu değil” dedi.

    MRNA AŞILARI DAHA ETKİN AMA DÜNYANIN HER AŞIYA İHTİYACI VAR

    mRNA aşılarının varyantlara karşı daha etkili olabileceği yönündeki tartışmalara da değinen Prof. Dr. Akova, bu konuda küçük çaplı da olsa bilimsel çalışmaların yapıldığını ancak henüz yeterli düzeyde kesinlik olmadığını, daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akova, Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyada aşıya ulaşabilen bir kesiminin mRNA ile aşılanıp diğer kesimin aşılanamamasının, salgını bitirmenin önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekerek inaktif, mRNA ya da diğer aşılar olsun, DSÖ’nün kriterlerini sağlayan her türlü aşıya ihtiyaç olduğunu söyledi.

    “HANGİ AŞI OLURSA OLSUN TOPLUMSAL BARİYER İÇİN FAYDALI”

    Prof. Dr. Akova sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında asemptomatik enfeksiyonla ilgili düzenli kontrollü bir çalışma yapılmış değil. Ama küçük çaplı çalışmalar var. O çalışmaların sonuçlarına göre asemptomatik enfeksiyonlara karşı bu aşıların (mRNA) etkinliği var deniliyor. İnaktif aşılar da ki sadece Sinovac değil diğer inaktif aşı olan Sinopharm’ın da sonuçları da 10-15 gün önce JAMA’da yayınlandı. Orada da aynı şey söz konusu. Bunlar asemptomatik yani hafif belirtili vakaları engellemiyor. Muhtemelen taşıyıcılığı da yani hastalanmadan virüsü etrafa yaymayı da engellemiyor. Ama şöyle bir şey var, Batı ülkeleri şu anda aşıya çok rahat erişiyor. Türkiye de öyle. Ancak dünyada hala aşılanmamış milyarlarca insan var. Afrika Kıtası’nın 1,5 milyar nüfusu olan kıtanın, sadece yüzde 2,5’i aşılandı. Bunun da yüzde sekseni Kuzey Afrika’da, yani Tunus, Cezayir Mısır, oralarda. Sahra altı Afrikası’nda, Güney Afrika’yı bir tarafa koyarsak, aşılanma oranları yüzde 1’in altında. Buralardaki toplumsal bağışıklık dediğimiz, toplumun büyük kesimlerini aşılamak için çok sayıda aşıya ihtiyacınız var. Bu gruplar içerisinde aşılamayı ne ile yaparsanız yapın, toplum içerisinde hastalığa bir bariyer koymuş oluyorsunuz. Ciddi hastalığı ölümü engellemiş oluyorsunuz. O aşamadan sonra da artık asemptomatik, semptomatik enfeksiyonların çok önemi kalmıyor. Yani toplumun yüzde 70’den fazlası aşılanacak olursa bunun çok fazla bir önemi kalmıyor. Ama küçük gruplarda toplumun yüzde 10’unu aşıladınız, onların içinde asemptomatik olup aşılıyım diye ortalığa saçanlar olduğu sürece enfeksiyon bitmez.”

    “TÜRKİYE’DEN DE ŞİLİ’DEKİ GİBİ GERÇEK YAŞAM VERİSİ ÇALIŞMASI ÇIKMALI”

    Geçtiğimiz günlerde Şili’nin Sinovac aşısına dair yayınladığı yaklaşık 10,5 milyon aşılı kişiye dayanan gerçek yaşam verilerine benzer sonuçların, Türkiye’de de kolaylıkla yayın olarak yapılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Akova, Sağlık Bakanlığı’nın dünyanın en iyi elektronik takip sistemlerinden birine, e-Nabız’a sahip olmasının bu anlamda büyük bir avantaj olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de kesin rakamı bilmiyorum ama sanırım 15 milyon kişi iki doz Sinovac ile aşılandı ve belli bir süre takip edildi. Bu veriler elektronik ortamda takip ediliyor. Dünyada çok az ülkede böyle bir sistem var. Ama bu verileri değerlendirmek, açıklamak lazım. Hatta şu anda Türkiye’nin varyant haritası ile beraber bu değerlendirmeyi yapabiliriz. Şili’ye benzer bir çalışmanın bizden çıkmaması için aslında hiçbir neden yok. Bu konuda bir takım çabalar sarf ediliyor, bizim üniversitemizden, benim bölümünden de bazı arkadaşlar bu çalışma grubunun içerisindeler. Biz, Şili’den daha yüksek rakamlardaki verileri saygın tıp dergileri NEJM’de ya da Lancet’te yayınlamış olabilirdik. Aslında hiçbir engel yok ama yapılmadı. Bunu büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyorum, bunu bir an önce yapmamız gerekiyor.”

  • Bursa’da bayram öncesi terminallerde sıkı denetim

    Bursa’da bayram öncesi terminallerde sıkı denetim

    Bursa’da yaklaşan 9 günlük kurban bayramı tatili öncesi trafikte huzur ve güvenliğin sağlanmak amacıyla yapılan uygulamalar hız kazandı.

    Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri bu kez de Bursa Terminali çıkışında görev aldı. Uygulamada şehirler arası yolculuğa çıkan otobüsler tek tek durduruldu. Sürücülere alkol testi yapılarak ehliyet bilgileri ve takograf gibi hususlar kontrol edildi. Çift şoför kontrolü de yapan polisler, sürücülere yolculuk esnasında uyulması gereken kuralları anlatarak hız limitlerine uyulması zorunluluğuna dikkat çekti. Yolculara da gerekli kurallar hatırlatılırken yolcular uygulamadan kaynaklı memnuniyetlerini dile getirdi.

    Denetleme esnasında otobüslerin hareket ettiği yolun ortasında mahsur kalan yavru kedi polis ekiplerinin dikkatlerinden kaçmadı. Bir polis trafik akışını durdururken diğer polisin de yol ortasında duran kediyi kucaklayarak güvende olabileceği yeşil alana taşıması muhtemel bir kazanın önüne geçmiş oldu.