Etiket: kuş

  • 3 gündür kayıp olan muhabbet kuşu, yakalandı

    3 gündür kayıp olan muhabbet kuşu, yakalandı

    Kastamonu’nun Cide ilçesinde 3 gün önce muhabbet kuşu kayboldu. Cide İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Kastamonu yolu üzerinde genel asayiş uygulamaları sırasında muhabbet kuşunu fark etti. Muhabbet kuşunu ürkütmeden yakalayan polis ekipleri, yaptıkları araştırma sonucunda kuşun sahibine ulaştı. Polis ekiplerince beslenen ve güvenli bir yerde muhafaza edilen muhabbet kuşu, Cide İlçe Emniyet Müdürlüğüne gelen sahibine teslim edildi.

  • Diyarbakır’da 300 kuş türü tehdit altında

    Diyarbakır’da 300 kuş türü tehdit altında

    Son yıllarda yaşanan küresel ısınmalardan dolayı biyoçeşitlilikte çok ciddi değişiklerin olduğunun söyleyen Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, yaşayan canlı popülasyonunda ciddi azalmaların meydana geldiğini ve bu azalmaların önüne geçilebilmesi için avcılığın yasaklanması gerektiğini söyledi. Kılıç, eğer bunun önüne geçilemezse önümüzdeki yıllarda bu hayvanları resimlerde görüleceğini ifade etti.
    Son dönemlerde yaşanan küresel ısınmaya bağlı iklim krizinin her geçen gün daha da şiddetlendiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Kılıç, “İlimizde ve çevre illerde de aynı şekilde bunu hissediyoruz. Biyoçeşitlilik açısından da çok ciddi değişiklikler var. Diyarbakır farklı kuş türlerini, farklı memecik, böcek türlerini ve diğer hayvan türlerini barındırıyor. Bunlarda da maalesef olumsuz gelişmeler var. Çevredeki pek çok gölet küçük göller derelerde yaşayan türlerimiz yoğun olarak Dicle Vadisine, Dicle Nehrine ve hala su barındıran göletlere yoğunlaştılar. Bu yoğunlaşma beraberinde başka sorunları da getiriyor. Rekabet çok ciddi. Hem türler arasında hem de tür içinde güçlü olanlar hayatta kalabiliyor. Bu durumda bütün hayvan türlerinde azalma meydana geliyor. Her geçen gün bunu daha fazla hissediyoruz. Aynı zamanda türü oluşturan popülasyondaki birey sayısında da azalma var. Türe ait birey sayısı da azalınca, muhtemelen önümüzdeki yıllarda ya burayı benimsemeyecekler ya da gelmeyecekler. Dolayısıyla biz yalnızca bu hayvanları resimlerde göreceğiz” dedi.

    Özellikle Diyarbakır çevresi ve diğer illerde, hayvanların çoğunlukla sulak alanlara toplandığını belirten Prof. Kılıç, avcılığın olmaması gerektiğini vurguladı. Kılıç, “Özellikle suları kirletmememiz gerekiyor. Bizim doğada hayvanları rahatsız edecek yerlerden uzak durmamız gerekiyor. Bu yaşadığımız süreç sadece Diyarbakır özelinde değil Türkiye genelinde yaşanan bir olay. O yüzden insanlarımızın duyarlı olması lazım. Biyoçeşitlilik bizim için bir zenginliktir. Bunun yaşatılması inşaların koruma çabasıyla gerçekleşiyor” diye konuştu.

    Diyarbakır il genelinde yaklaşık 300’den fazla kuş türünün olduğunu ve bu hayvanların yoğun olarak toplanmasından dolayı ciddi hastalıkların oluştuğunu belirten Prof. Kılıç, “Memelilerden yana büyük bir çeşitlilik var. Bunun Anadolu’nun pek çok yerinde olduğunu biliyoruz, ama yeterince araştırılmamış. Bu kuraklıkla birlikte göç unsuru da var. Hayvanlar uygun yerlere toplanıyorlar. Bu hayvanlar yoğun olarak toplandığı zaman da, bunlar içerisinde pandemi dediğimiz salgın hastalıkların da yayılma riski var. Yani hayvanlar büyük bir risk altında. Bu yalnızca kuşlar, memeliler için değil diğer türler içinde tehlike. Küresel iklim krizi devam ettiği sürece bu hayvanlar azalacaktır, bu hayvanların sayısının ne kadar azalabileceğinin tahmin etmek kuraklığın şiddetine ve insanların buna yaklaşımına bağlıdır” şeklinde konuştu.

  • Tekirdağ’da Ebabil kuşu bulundu

    Tekirdağ’da Ebabil kuşu bulundu

    Kapaklı’da çalışan fabrika işçisi İsa Ç., çalıştığı fabrikanın bahçesinde ömrünün büyük bir kısmını uçarak geçiren Ebabil kuşu buldu. İsa Ç., durumu Kapaklı Belediyesi’ne ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerine bildirdi.

    Ebabil kuşu, İsa Ç. tarafından Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğüne gönderilmek üzere Kapaklı Belediyesi hayvan müşahede alanına teslim edildi.

  • 5 yılda 12 bin kuş halkalandı

    5 yılda 12 bin kuş halkalandı

    Ankara’daki Eymir Kuş Halkalama İstasyonu’nda 2018’den bu yana 85 türden 12 bin kuş halkalındı. Türkiye’de kuş halkalama çalışmaları ise Samsun’daki Cernek, Iğdır’daki Aras, Ankara’daki Eymir ve Antalya’daki Boğazkent istasyonlarında aktif olarak sürüyor. Kuşların göç yolculuğuna başladıkları bu günlerde başkentin merkezinde bulunan Ankara Üniversitesi (AÜ), ODTÜ ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü iş birliğinde, Ornithological Society for the Middle East ise ayrıca öğrencilerin kuşlar üzerine çalışmalarına destek veriyor. İstasyonda kuş göçlerini ve sayılarındaki değişiklikleri takip etmek amacıyla halkalama yapılıyor. Ağlara takılan kuşlar, halkacı tarafından alınarak kayıt altına alınıyor. Halkacı tarafından kuşların türü, yaşı, cinsiyeti, kanat uzunluğu ve gaga uzunluğu kayıt altına alınıyor. Daha sonra, kuşların, sağlık kontrolleri yapılarak bacaklarına alüminyum halkalar takılan kuşlar doğaya salınıyor. Kuşların göç yolları ve kuşlar sayesinde iklim değişikliğine ilişkin veriler toplanıyor. Kuş Halkama İstasyonu’na ise Türkiye’deki pek çok üniversiteden gönüllü öğrenciler geliyor. Ayrıca deprem bölgesindeki üniversitelerden de öğrenciler çalışmalara katılıyor.

    AÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Arzu Gürsoy Ergen, kuş çalışmalarına ilişkin İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Arzu Gürsoy Ergen çalışmalarına 2018 yılında başladıklarını, ama çalışmaların 2002 yılına dayandığını belirtti. Ergen, 2018 yılından beri her ilkbahar ve sonbaharda kuş halkalama çalışmalarını düzenli olarak yürüttüklerini ifade etti.
    Şu ana kadar 32 farklı üniversiteden gönüllü öğrenci geldiğini söyleyen Ergen, “Eymir ornitoloji araştırma merkezi Ankara Üniversitesi (AÜ), ODTÜ ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün ortaklaşa imzaladığı bir protokol çerçevesinde yürütülüyor. Bu çalışma öğrencilerin gönüllük usulüne olarak çalışan bir istasyon. Biz Türkiye’deki her üniversiteyle iletişim halindeyiz. Şu ana kadar 32 farklı üniversiteden gönüllü öğrencimiz geldi” diye konuştu.

    Eymir Kuş Halkalama İstasyonu’ndaki çalışmalar hakkında bilgiler veren Ergen, “Biz burada sonbahar ve ilkbaharda 6’şar hafta olmak üzere çalışmalarımızı yürütüyoruz. İlkbahar ve sonbahar göçü çalışmalarını her hafta Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden lisanslı bir uzman halkacımızın eşliğinde 5 gönüllü öğrencimizle çalışıyoruz. 4 gönüllü öğrencimiz farklı üniversitelerden geliyor. 1 gönüllü öğrencimizi de deprem bölgesindeki üniversitelerden özellikle talep ediyoruz. Düzenli olarak gelen öğrencilerimiz de var. Bu öğrencilerimiz ne yapacaklarını biliyorlar ama ilk defa bir öğrenci geliyor ise öncelikli olarak bu öğrencimize alanı tanıtıyoruz. Çünkü 9 hektarlık bir alan bu alanın farklı bölgelerine kurulmuş 24 tane ağımız var. Düzenli olarak gün doğumundan gün batımına kadar ağların kontrol edilmesi gerekiyor. Her saat başı yapılıyor kontrollerimiz. Bu günde 14 farklı kontrol anlamına geliyor. Gelen öğrencilerimize öncelik olarak bu parkuru tanıtıyoruz. Daha sonra bu öğrencilere ağlardan nasıl güvenli bir şekilde kuşları çıkaracaklarını öğretiyoruz. Bilimsel çalışma yaparken amacımız başka bir canlının yaşam hakkına da müdahale etmeden yapıyoruz. Ağlardan çıkarıldıktan sonra istasyona nasıl getirilir bunları öğretiyoruz. Daha sonra ise halkacımızın aldığı bazı ölçüler var. Kuşun halkasının takılması, kanat, kuyruk gibi ölçüler var. Bunlarında bir deftere yazılması gerekiyor. Buraya gelen gönüllü öğrencilerde defterlerinde tutulmasından da sorumlu oluyorlar. Bütün öğrenciler buraya ilk geldikleri günden beri ne yapacaklarını nasıl yapacaklarını hangi düzende yapacaklarını, istasyon sorumluları tarafından öğretiliyor” şeklinde konuştu.

    “İlkbaharda bin, bin 200 civarı iken sonbaharda ise 2 bin 500’e kadar çıkabiliyor” diyen Ergen sözlerini şu şekilde sürdürdü:
    “İlkbaharda daha az kuşla irtibatımız oluyor. Çünkü ilkbahar göçünde üreme alanlarına gidecek göçmen türler hızlı hızlı göç ediyor. Bu alanı kısa süreçlerde kullanıyorlar. Sonbaharda ise kuzeyden güneye doğru göçleri ise daha uzun bir periyod geçiriyorlar. İlkbaharda bin, bin 200 civarı iken sonbaharda ise 2 bin 500’e kadar çıkabiliyor.”

    İklim değişikliğinin de kuşların göçlerini etkilediğini aktaran Ergen, “Ama uzun süreli verilere de ihtiyacımız var. Bizler bu yaptığımız çalışmalarla önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğinin nedeniyle ortaya koyulan ya da gerçekleşen durumları ortaya koymak üzere veri topluyoruz. Zaman zaman bazı göçmen türlerin beklenenden daha erken ya da daha geç geldiğini gözlemliyoruz. Ya da hiç geçmemesi gereken türler olduğunu görüyoruz. Bazı türlerde yoğunluk varken bazı türlerde azalmalar oluyor” dedi.

  • Göçmen kuşların mola noktası

    Göçmen kuşların mola noktası

    Kışı Afrika’da geçirdikten sonra göç yolunda Ekşisu Sazlığına gelen yüzlerce tür göçmen kuş, zorlu yolculukları sırasında güç toplamak için sulak alanlarda dinlenme imkanı buluyor. Yemyeşil doğası ve bitki çeşitliliğiyle eşsiz manzaralara ev sahipliği yapan Erzincan, ilkbaharın sonları yaz aylarına yakın günlerde turna, yeşilbaş ördek, elmabaş, çamurcun, çıkrıkçık, sakarmeke, ak leylek, pelikan, balıkçıl, kaşıkçı, karabatak, yaban kazı, yaban ördeği ve ötücülerden oluşan yüzlerce türe ev sahipliği yapıyor. Göçmen kuşların Afrika- Asya kıtaları arasındaki binlerce kilometrelik yolculuğunun mola noktası olan Erzincan, her göç döneminde kuşlarla şenleniyor.

    Akademisyen ve kuş gözlemcisi Muhammet Tercanlı, Türkiye’nin önemli kuş göç yollarından birinin Erzincan Ekşisu Sazlığı olduğunu belirtti.
    Kuşların özellikle kış sonu başlayan göçlerinin ilkbahar boyunca devam ettiğini ve Asya’dan sonbaharda tekrar Afrika’ya dönüşe geçtiklerini ifade eden Tercanlı, bu göç sürecinde Erzincan’ın kuşlar için önemli bir mola noktası olduğunu söyledi.
    Ekşisu alanının, özellikle su kuşları açısından zengin bir bölge olduğunu ve yapılan gözlemlerde bazı kuş türlerinin burada yerleşik yaşama geçtiklerini ifade eden Tercanlı,  şu bilgileri verdi.

    “Erzincan’daki sazlıkta yapılan gözlemlerde, turna gibi bazı göçmen kuşların elverişli iklim şartları, güvenli ortamın varlığı ve beslenme kaynaklarının zenginliği sayesinde bölgede yerleşik yaşama geçtikleri tespit edildi. Ekşisu Sazlığı, iklim yapısı ve bitki örtüsü çeşitliliğiyle 52 sürüngen ve memeli ile 149 kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Dünyada, nesli tehlike altında olan kuş türlerinin kuluçkaya yattığı, kışladığı ve göç sırasında konaklama alanı olarak kullandığı sazlık bölge, göçmen kuşlar için doğal bir koruma alanı oluşturuyor. Kuş türlerinin her geçen gün arttığı alanda yapılan gözlemlerde, turna gibi bazı göçmen kuşların, elverişli iklim şartları, güvenli ortamın varlığı ve beslenme kaynaklarının zenginliği dolayısıyla bölgede yerleşik yaşama geçtikleri tespit edildi. Turnalar, yeşilbaş ördek, elmabaş, ak leylek gibi birçok farklı türde kuş, bu bölgeyi üremek için kullanmakta. Alanın sazlık olması, kuşların burada korunmalarına, barınmalarına ve beslenmelerine imkan sağlamaktadır. Karasal bir iklime sahip olması nedeniyle burası, su kuşlarının korunabildiği ve üreyebildiği yegane alanlardan biridir. Ender görülen bazı kuş türlerinin de yerleşik olarak yaşamlarını burada sürdürdüklerini görüyoruz.”

  • Kalp masajıyla hayata döndü

    Kalp masajıyla hayata döndü

    Olay yaklaşık bir hafta önce Tatvan ilçesinin Saray Mahallesi Kazım Paşa Caddesi üzerindeki bir binanın önünde yaşanmıştı. Gece saatlerinde yaşanan olayda, 7 katlı binanın en üst katında yer alan dairenin balkon camını fark edemeyen bir kuş hızla cama çarparak beton zemine çakılmıştı. Binanın güvenlik kameralarına da yansıyan olayda çarpmanın etkisiyle kontrolü kaybeden minik kuş kalbi durmuş şekilde bina önünde sohbet eden bina sakinlerinin önüne düşmüş ve bina sakinlerinin yapmış olduğu kalp masajı ile hayata döndürülmüştü. Geceyi bina sakinlerinin evinde geçiren minik kuş, sabah ise tedavisi yapılmak üzere Gönüllü Veteriner Hekimler ve Teknikerler Derneğine teslim edilmişti.

    Gönüllü Veteriner Hekimler ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Hekim Efe Yürek tarafından muayenesi yapılan minik kuşun çarpmaya bağlı olarak boyun ve kafasında travmalar, vücudunun bazı yerlerinde ise ezilmeler olduğunu tespit edilmiş ve tedavisine başlanmıştı. Geçirdiği talihsiz kaza sebebiyle adeta ölümden dönen minik kuş yaklaşık bir haftalık tedavinin ardından yeniden sağlığına kavuştu. Tedavisi tamamlanan minik kuş için Gönüllü Veteriner Hekimler ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Efe Yürek ve Ömer Atış tarafından yeniden doğaya salındı. Ötleğengiller familyasından olan ve ekseriyetle sazlık alanlarda yaşayan minik kuşu ilçe çıkışında bulunan sazlık alana götüren Efe Yürek ve Ömer Atış, minik kuşu yeniden doğaya saldı. Salındıktan sonra hızla uçan minik kuş yeniden havada özgürce uçmanın tadını çıkardı.
    Tedavisi yaklaşık bir hafta boyunca devam eden kuşun tamamen sağlığına kavuştuğunu kaydeden Gönüllü Veteriner Hekimler ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Veteriner Hekim Efe Yürek, minik kuşun yeniden özgürlüğüne kavuştuğunu söyledi. Yürek, “Bu minik kuşumuzu yaklaşık haftadır kliniğimizde misafir ediyorduk. Tatvan ilçemizdeki bir binaya çarpması sonucu kalbi durmuş ve bina sakinlerinin yaptığı kalp masajı ile yeniden hayata dönmüştü. Ardından da tedavisi yapılmak üzere bina sakinlerinden Emrullah Tüzün tarafından bizlere teslim edilmişti. Bizlerde ilk yaptığımız muayenesinde minik kuşumuzun çarpmaya bağlı olarak boyun ve kafasında travmalar, vücudunun bazı yerlerinde ise ezilmeler olduğunu tespit etmiş ve tedavisine hemen başlamıştık. Minik kuşumuz Ötleğengiller familyasından bir kuş olup henüz yeni yani uçmaya çalışan bir kuşumuzdu. Tedaviye çabuk cevap verip hızlıca bir iyileşme sağladı. Bunun neticesinde artık özgürce uçabiliyor.

    Bu günde onunla son kez vedalaşıp özgürlüğüne kavuşturduk. Doğaya saldıktan sonra sorunsuz şekilde uçup yeniden özgürlüğüne kavuşmuş oldu. Bizler iyi niyetle bir iş yaptığımızda minik bir kuşun bile hayatına nasıl etki ettiğimizi bu olayla birlikte bir kez daha görmüş olduk. Ben bu vesile ile olayın yaşandığı ilk anda bu minik kuşumuza hayati müdahaleyi yapan Emrullah beye ve diğer bina sakinlerine teşekkür ediyorum. Bu yaptıkları davranış gerçekten örnek alınması gereken bir davranış. Hep birlikte bu minik kuşumuzu bir kez daha özgürlüğüne kavuşturduğumuz için çok mutluyuz” diye konuştu.

    Gönüllü Veteriner Hekimler ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Atış ise kuşun tedavisiyle Efe Yürek’in ilgilendiğini ancak minik kuşu özgürlüğüne kavuşturma görevinin ise kendisine nasip olduğunu ve bu yüzden çok heyecanlı ve mutlu olduğunu ifade etti.

  • Milyonlarca yıl öncesinden fosiller bulundu

    Milyonlarca yıl öncesinden fosiller bulundu

    Tavas ilçesinde Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet İhsan Aytek başkanlığında, Kayaca Mahallesi’nde 2017 yılından bu yana yürütülen araştırmalarda 9 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen hayvan fosilleri bulundu. Kazı çalışmalarında yer alan Pamukkale ve Hitit üniversitelerinden paleoantropolog, paleontolog, jeolog ve öğrencilerden de oluşan ekibin desteği ile her geçen gün yeni hayvan fosilleri ortaya çıkmaya başladı. Geçen yıl fil, gergedan, karıncayiyen, zürafa, at, antilop ve ceylanın da aralarında bulunduğu 15 hayvana ait fosili tespit edilmesinin ardından bu yılki kazılarda, 9 milyon yıl önce yaşadıkları değerlendirilen kedigiller ailesinden bir türü ve oklu kirpi ile kuş fosilleri envantere alındı.

    Anadolu’da nadir görülen fosiller hakkında detaylı çalışmalar yürüttüklerini ifade eden ve yeni fosillerin yanı sıra geçen yılki buluntuların devamına ulaştıklarını belirten Doç. Dr. Ahmet İhsan Aytek, “Bu yıl kedigiller ailesinden bir tür, oklu kirpi ve kuş fosilleri bulduk. Kedigiller ailesinden olan tür için ilk gözlemlerimiz kılıç dişli kaplan olabileceği yönünde ama detaylı çalışmalarla bunu sınıflandıracağız. Oklu kirpimiz ise Anadolu’da çok nadir görülen bir tür. Bu anlamda önemli bir fosil kazandırmış olduk. Özellikle bütünlüğe yakın bir şekilde korunmuş bir kafatası ve çene kemikleri bulmamız yine Anadolu’da belki de tek bir örnek konumunda diyebiliriz. Kuşlar, fiziksel yapıları gereği kemikleri çok narin olur ve fosilleşmeleri çok zordur. Anadolu’da, yaklaşık 7 ila 9 milyon yıl arasındaki süreçte sadece bir yerde kuş kemiği var. Bizdeki ikinci olacak. Ayrıca bizde 2 farklı kuş türünün olduğunu görüyoruz ki bu da Anadolu’da bir ilk. Bu detaylar alanımızın ne kadar fosillerin iyi korunduğunu gösteriyor. ‘Burası Türk paleontolojisi açısından önemli. Öte yandan Almanya’nın en iyi üniversitelerinden Eberhard Karls Tübingen ile bir proje hazırladık. Onlarla da çalışmalar yapacağız” dedi.

  • Sulak Alanı’ndaki kuşlar hayran bırakıyor

    Sulak Alanı’ndaki kuşlar hayran bırakıyor

    Samandağ ilçesinde Milleyha Sulak Alanı, göçmen kuşlar da dahil olmak üzere 302 kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

    Kuş gözlemcileri de yurt içinden ve dışından Milleyha Sulak Alanı’ndaki kuşları fotoğraflamak için ilçeye geliyor.

    Kuş türlerinden mahmuzlu kız kuşu, serçe, saka, sığır balıkçılı, kızıl başlı örümcek kuşu, kır baykuşu, tepeli toygar, gümüş martısı, bataklık kırlangıcı, dövüşken kuş, karabatak ve kızıl kum kuşlarının doğadaki davranışları tebessüm oluşturuyor.

  • Yuva zarar görmesin diye yeni armatür taktılar

    Yuva zarar görmesin diye yeni armatür taktılar

    UEDAŞ ekipleri, sokak aydınlatma sistemlerinin bakım ve yenileme çalışmaları çerçevesinde, armatürü değiştirmek üzere Yıldırım ilçesi Vatan Mahallesi Bakırcı Sokağı’na geldi. Ancak ekipler, armatürde yavrulayan sevimli kuşların yumurtalarını fark ettiklerinde iş planlarını anında değiştirdi.

    Kuş yuvasının zarar görmemesi ve kuşların rahatsız edilmemesi için özenli bir şekilde hareket eden UEDAŞ ekipleri, aynı direğe farklı bir armatür takarak çözüm üretmeyi tercih etti. Çalışma sırasında ortaya çıkan bu sevimli olay hem çalışanların hem de bölge sakinlerinin içini ısıttı.

  • Bursa’nın göçmen kıyı kuşları

    Bursa’nın göçmen kıyı kuşları

    Önemli bir göç yolu üzerinde bulunan Bursa’nın sulak alan ve bataklıklarında çok sayıda türden on binlerce kıyı kuşu beslenmek için mola veriyor.

    Bölgede dinlenen kuşlar arasında küçük ak balıkçıl da yer alıyor.