Güney Amerika ülkesi Ekvador’un Los Rios eyaletine bağlı Vinces kentinde bir uçağa kuş çarptı. Kokpit camından içeri giren kuş, uçağa saplandı. Pilot Ariel Valiente’nin ise yüzü kanlar içinde kaldı. Soğukkanlılığını koruyan Valiente o anları kaydederken, güvenli bir şekilde uçuşuna devam etti. Havacılık yetkilileri olay anında uçağın irtifasını ve izlediği rotayı henüz belirleyemezken, kuşun telef olduğu aktarıldı.
Etiket: kuş
-
Kuşu vurmak isterken komşusunu vurdu
Manisa’nın Sarıgöl ilçesi Özpınar Mahallesindeki üzüm bağında zirai ilaçlama yapan Mehmet Menemen (78) başına isabet eden bir kurşunla olay yerinde hayatını kaybetti. Yoldan geçenlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri kurşunun olay yerine yakın bir bölgede ağaçtaki kuşu vurmak isteyen A.Ö. (78) tarafından ateşlendiğini tespit etti.
Yapılan araştırmada her iki şahsın da aralarında bir husumet olmadığı ve olayın bir kaza kurşunu olduğu belirlenirken A.Ö. jandarma tarafından gözaltına alındı. Savcılık tarafından olayla ilgili soruşturma başlatılırken, A.Ö.’nün jandarmadaki sorgusunun devam ettiği öğrenildi.
-
Arı kuşları kovanlara saldırdı
Toplu halde arı kolonilerine saldıran ‘arı kuşları’, arıcıları da canından bezdirdi. Bahar aylarına nazaran göçe hazırlandıkları son bahar aylarında daha fazla arı tükettikleri bilinen bu kuşlardan bir tanesi, günde 70-80 adet arıyı tüketebiliyor.
Arıları ile birlikte Balıkesir’in Sındırgı ilçesine gelen Nigar Ödemez’in arıları da arı kuşlarının istilasına uğradı. Bu kuşların saldırısı kovan başına yüzde 50’ye yakın arı kaybına sebep oldu.
Göç yolları mesafesinin uzun bölümünü tamamlayan arı kuşlarının sadece günlük gıda ihtiyaçlarını karşılamak üzere arıları avladıklarını belirten Ödemez, “Kolonilere ilkbahar aylarında sadece kapalı havalarda saldırıya geçiyorlar. Bütün bu arı kuşu baskılarına maruz kalan arıların su, polen ve nektar toplama faaliyetleri dolayısıyla ana arı yumurtlama faaliyetleri sekteye uğruyor. Ayrıca ana döllenme uçuşunda kapılan ana arıların koloniye dönememeleri ile birçok koloni ana arısız kaldı” dedi.
Arı kuşu saldırılarına maruz kalan kolonilerin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Mevcut yasalar gereği arı kuşlarının avlanmasının yasak olduğunu hatırlatan Ödemez, “Muğla’dan geldim. Arıcıyım, gezginci arıcıyım. Sındırgı bölgesine bahar ayında oğul yaptırmak için kolonileri yükseltmek için çaltıda forum daha yüksek oluyor. Bu yıl farklı bir şey oldu buraya geldiğimizde. Biz 15 yıldır bu yöreye geliyoruz. İlk defa arı kuşları dediğimiz yağmur kuşlarının akın akın hücum ettiğini gördük arılara. Bildiğimiz bütün sistemler iş görmedi. Orada gördüğünüz gibi oyuklar yaptık, bantlar çektik, ses bombaları kullandık ama iki dakika sonra o yaptığımız işlemlere kendilerini adapte edip tekrar saldırıya uğruyorlardı. Bu konuda bilimsel araştırma yapan arkadaşlarımız; arı kuşları konusunda arıcılara yardımcı olabilmek adına ve doğaya yardımcı olabilmek adına arıların üstünden uzak tutma ile ilgili bir çalışma yaparlarsa sevinirim” dedi.
-
Hersek Lagünü’nde kuş türü sayısında artış
Türkiye’de bugüne kadar gözlemlenen 496 türün 253’ünün kayıt altına alındığı Hersek Lagünü, Cumhurbaşkanlığı kararıyla mutlak korunması gereken sulak alanlar içinde yer alıyor. Yalova’nın Altınova ilçesinde bulunan lagünde, Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve Altınova Belediyesi tarafından yapılan çalışmalarla hem kuş türü hem popülasyonu her geçen gün artıyor. Göçmen kuşların ziyaret etmesinden dolayı “Kuş Oteli” olarak da anılan Hersek Lagünü’nde üreyen kuş tür sayısında da artış yaşanıyor.
Altınova Belediyesi Kuş Gözlemcisi Fatih Bübül, Hersek Lagünü’nün değerli bir alan olduğunu dile getirdi. Kuş türlerinin burada üremesinin alanın önemine önem kattığını dile getiren Bülbül, şöyle konuştu:“Değerli alan dediğimizde kuş çeşitliliği önemli, toplam sayı önemli. Fakat daha önemlisi de buradaki kuşların üreme sayıları, popülasyonu. Bir 10-15 yıl önceye kadar yaptığımız çalışmalarda, 30 civarında türün türediği yer. Tekrar bir çalışma yaptığımızda görüyoruz ki 50’ye yakın kuş türü su kuşları olsun, diğer ötücüler olsun alanımızda üremektedir. Tabi biz bu alana önemli kuş alanı (ÖKA) diyoruz. Bu kara gagalı sumrunun alanda 10 çiftten fazla ürediğinden dolayı bu statü veriliyor. Son haftalarda yaptığım gözlemden kara gagalı sumruların 100’den fazla olduğunu gördüm. Hatta 150 civarında kara gagalı sumru. Bunların bir kısmının yuvada olduğunu, bizzat uzaktan teleskopla izledim. Yani rahatlıkla 40 çift civarında bir üreme olduğunu söyleyebilirim. Bu da çok özel bir sayı. Çünkü kara gagalı sumru Türkiye’de 2 yerde ürüyor. Birisi burası birisi de Gediz deltası. Bunun için de alan çok çok önemli. Bu ürediği alana daha önceleri insanlar geçebiliyordu. Şimdi artık geçemiyorlar. Tabelalarımızı astık, halka olsun, diğer arkadaşlara olsun bunu anlattık. Onlar da sağ olsunlar bu hassas durumu kabullendiler. Bunun karşılığında da kuşların üremesi çok daha fazla oluyor.”
Bülbül, lagünün korunmasında emeği geçenlere de teşekkür etti. -
Tarihi köprü kuşlara yuva oldu
Dulkadiroğulları Beyliği zamanında Zülkadir soyundan Süleymanoğlu Alaüddevle oğlu Şahruh bey tarafından tahmini 1492 yılında yaptırılan köprü, 144,5 metre uzunluğunda 5.6 metre ise genişliğe sahip olup 8 gözlü olmasıyla dikkat çekiyor. Birkaç kez onarım gören tarihi köprü tüm heybetiyle ziyaretçilerini ağırlıyor. Bir zamanlar Sivas ili sınırları içerisinde olan Karaözü beldesi daha sonra alınan kararla birlikte Kayseri ili Sarıoğlan ilçesine bağlanınca, tarihi köprü Karaözü mahallesi sınırları içinde kaldı. Köprü, günümüzde ise adeta güvercinlere yuva oldu. Yağışlı havalarda köprünün üzerinde biriken suları köprüden atmak için yapılan gözenekler zamanla kuşların yuvası haline geldi.
“Ne zaman yapıldığı belli değil”
Emekli Öğretmen Vedat Tatar, köprünün ne zaman yapıldığının belli olmadığını söyleyerek, “ Resmi bir belge veya kendisine ait bir külliyat yok. Ne zaman yapıldığı belli değil. 144 metre uzunluğunda 5-6 metre genişliğinde, ortasında kuluç taşı olan ve yöredeki insanlar gelip dilek dilediği gelinlerin damatların düğünleri esnasında gelip burayı ziyaret ettikleri bir yer haline dönüştü. Yıllardır bu coşkulu Kızılırmak sularının hiçbir yerde bunun kadar sağlam bir geçidi yok. Sanıyorum ki burayı yöneten Şah, Alaüddevle deniyor. Dulkadiroğlularından. O tamir ettiren kişi olduğu için resmi kayıtlarda onu görüyoruz” dedi.
“Delikleri, bazıları kuş yuvası olarak yapıldığını sanıyor”
Köprünün yüzeyinde bulunan deliklerin kuş yuvası olarak yapıldığını sananların olduğunu ifade eden Tatar, “ Köprümüz asırlara dayanmış gelmiş. 1492 neresi 2023 neresi. Bu süreçte bu azgın doğa şartlarında hemen hemen hiç zarar görmemiş. Sadece bin 538’de tamir edildiği yazılı. Ben bu köprünün daha eski olduğunu düşünüyorum.
Köprümüzün yüzünde gördüğünüz gibi küçük kare kare delikler var. O delikleri bazıları kuş yuvası olarak yapıldığını sanıyor. Öyle yapılmadı. Eskiden köprünün üst katı sadece taştı ve üste yağan yağmur olsun kar olsun, sular köprünün içine girdiğinde dışarı atılması için içeriye doğru ilerleyen deliklerdir. O bile düşünülmüş” dedi.
-
500 türden 350’sini görüntülendi
Türkiye’nin birçok farklı noktasından doğa ve yaban hayatına dair çektiği fotoğraflarla dikkatleri üstüne çekmeyi başaran doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Mustafa Aslan, Türkiye’de gözlemlenen 500 farklı kuş türünün 350’den fazlasını görüntülemeyi başardı. İnsanlar tarafından çok fazla bilinmeyen kuş türlerini görüntüleyen Aslan’ın hedefi tüm türleri görüntüleyip, Türkiye’nin yaban hayatını dünyaya tanıtmak.
“Siz gitmeseniz bile onlar sizin ayağınıza geliyor”
Doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Aslan, zaman zaman Afrika’da yaşayan bir kuş türünün Sivas’ta ya da başka bir şehirde karşısına çıktığını belirterek, “Türkiye’de bugüne kadar 500 farklı kuş türü gözlemlenmiş. Ben bunlardan 350’den fazlasını görüntüledim. Bana herkes favori kuşumun ne olduğunu ve en çok çekmekten keyif aldığım kuş türü ne diye çok soru geliyor. Ama buna net bir cevap veremiyorum. Çünkü o an neyi çekiyorsam, karşımda ne varsa onu seviyorum.
Benim için bütün kuşlar özel. Her biri farklı bir anlam taşıyor ve farklı hikayeleri var. Kuş gözlemlemenin en güzel yanlarından birisi de siz gitmeseniz bile onlar sizin ayağınıza geliyor.
Zaman zaman Afrika’da olan kuşlar Sivas’ta, Tunceli’de, Yozgat’ta farklı farklı şehirlerde karşımıza çıkabiliyor. Bu da oldukça değerli ve kıymetli bir şey” diye konuştu.
“Çekilmemiş belgeselleri çekmek istiyorum”
Aslan, daha önce çekilmemiş belgeselleri çekmek istediğini söyleyerek, “Türkiye’de bugüne kadar çekilmemiş belgeselleri çekmek istiyorum. Aklımda farklı belgesel projeleri var.
Bu belgesellerle doğamızı önce Türkiye’deki insanlara daha sonra tüm dünyaya tanıtmak istiyorum. Çünkü korumak için tanımak gerekiyor. Ben de bu tanımaya hayvanlar ve insanlar arasında aracı olmak istiyorum.
Hem Türkiye’den hem de yurt dışından oldukça güzel bir ilgi görüyorum. Çektiğim görseller herkese hitap ediyor. Benim çektiğim hayvanların davranışları global oluyor ve tüm dünyadan insanlar bana mesaj atıyorlar.
Türkiye’nin yaban hayatını bu şekilde aslında tüm dünyaya tanıtıyorum” ifadelerini kullandı.
-
Kuş yakalamak isterken apartmandan düştü
Zonguldak’ta Meşrutiyet Mahallesinde bir apartmanın beşinci katından 1 yaşındaki british cinsi zeytin isimli kedi kuşu yakalamak isterken, kendini boşluğa bıraktı. Ardından yere düşmesiyle zeytin isimli kedinin sol ön ayağı kırıldı. Hayvan sahiplerinin farketmesi üzerine zeytin isimli kedi kent merkezinde bulunan veteriner kliniğe getirildi. Veteriner hekim Gökmen Koç tarafından ilk müdahalesi yapılan ve röntgen çekilen zeytin isimli kedinin ön sol ayağında kırık tespit edildi.
Ardından hemen ameliyata alınan zeytin isimli kedinin ön sol ayağında ki kırığa plak uygulaması ile sabitlendi. Ameliyattan çıkan zeytin isimli kedi yapılan son tetkiklerin ardından taburcu edildi.
Veteriner Gökmen Koç, “Kedimiz akşam saat 10:30 civarı geldi. Yaptığımız tetkiklerde ön kolda bir kırık tespit ettik. Ön kol ekmeğinde kırık tespit ettik. Hemen akabinde ertesi gün operasyon kararı verdik. Genel durum gayet iyi. Operasyonu tamamladık. Gayet güzel şekilde kemikleri bir birine kaynaştırdık. Sabitledik. Buradan söylemek istediğim artık gün uyuması ve sıcaklıkların artmasıyla birlikte kedilerimiz kuşa böceğe atlama iç güdüsüyle böyle travmalar yaşayabiliyorlar. Camlarımıza balkonlarımıza muhakkak göz kulak olmalıyız. Yalnız bırakıyorsak da muhakkak cam pencere kapatmalıyız”dedi. -
Elektrik telindeki papağan sonları oluyordu
Olay, geçtiğimiz Pazar günü öğle saatlerinde Kepez ilçesi Sütçüler Mahallesi 15 Temmuz Şehitler Caddesi üzerinde kaldırımda meydana geldi. İki arkadaş elektrik direğinin teline konan sultan papağanlarını almak için bölgeye geldi. Bir süre dişi kuşla, teldeki kuşu indirmeye çalışan gençler başarılı olamayınca file ile almaya karar verdi. Ucunda file bulunan yaklaşık 7 metre uzunluğundaki alüminyum çubuğu kuşa doğru uzattı. File daha tele yaklaşmadan çubuğa elektrik yüklendi. Direkte oluşan alev topu gençlerin elindeki çubuktan kaldırıma indi. Ayaklarının altından alev çıkan gençler oldukları yere yığıldı. Olayı gören vatandaşlar hemen durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Kısa sürede bölgeye gelen sağlık ekipleri iki genci hastaneye kaldırıldı. Yaralılardan Y.K. taburcu edilirken, H.C.’nin yoğun bakımda tedavisinin devam ettiği bildirildi.
Olay kamerada
Öte yandan olay anı yakındaki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde akıma kapılan gençlerin ayaklarında alev çıktığı ve bir anda hareketsiz kaldığı görüldü.
“Şok olduk”
Olayı gören İlyas Gürbüz, “Biz öğle molasına çıkmıştık. Gençler ellerinde kafesle geldiler. Kuşlarını kaçırmışlar dişi kuş ellerindeydi. Sultan papağanıydı. Dişi kuşla diğer kuşu telden indiremediler. Diğer arkadaş telle geldi. Buradan tele uzanmaya çalıştılar. Tam kaldırırken diğer arkadaşta yardım etmeye çalıştı ama direğe değmeden birdenbire elektrik çarptı. İkisi birden yere yıkıldı. Ambulansı aradık. Birinin bilinci yerinde, diğerinin durumu kötüydü. Kısa sürede ambulans geldi hemen hastaneye kaldırdılar. Ayakları patlamıştı birinin. Birinin elektrikçi olduğunu duyduk. Ama çubuk değmesi az mesafe vardı hemen akım çekti ne olduğunu anlayamadık. Her şey bir anda oldu. Yukarıdan önce alev attı, sonra çocukların ayağının altından çıktı. Görünce şok yaşadık. Bizim için o zaman durdu ve donduk kaldık” diye konuştu.
“Alev çıktı”
Mehmet Hurma ise, “İşletmenin önünde kenarda oturuyordum. İki üç çocuk geldi, telde sultan papağanı vardı. Fileyi aldılar, iple bağladılar. Alüminyum çubuğu aldılar, ikisinin eline yapıştı. Telden ve ayaklarından alev çıktı. Ambulansı aradık hemen” şeklinde konuştu.
-
Kuşların yuvalarını minikler yaptı
Bolvadin ilçesindeki Taşağıl 100. Yıl İlkokulu 2/A sınıfı öğrencileri öğretmenleri Beyza Uysal rehberliğinde öğrencilerin hayvanlara karşı sevgi ve merhamet duygularını geliştirmek amacıyla ‘Kuşlar Yuvasız Kalmasın’ sloganı ile kuşlara yuva yaparak ağaçlara bıraktı.
Çocuklara hayvan sevgisinin aşılanmasının amaçlandığı projenin ilerleyen günlerde de devam edeceği kaydedildi.
-
Kuluçkaya yatan kuşlar için söğüt fidanları dikildi
Doğa Koruma ve Milli Parklar Eskişehir Şube Müdürlüğü teknik personeli ile Sivrihisar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Sivrihisar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri ile öğretmenleri, Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği, Ahiler Mahallesi muhtarı ve Kurtşeyh Yaylası sakinlerinin destekleriyle Sivrihisar ilçesindeki Balıkdamı Sulak Alanı’na fidan dikim gerçekleştirdi.
Kuluçkaya yatan kuşlar için dikimin gerçekleştirildiği etkinlikte 125 adet söğüt fidanı toprakla buluşturuldu.