Etiket: lahit

  • Tam bin 800 yıllık: İzmir’de Romalı gladyatörün lahiti bulundu

    Tam bin 800 yıllık: İzmir’de Romalı gladyatörün lahiti bulundu

    Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ve bazı kurum ve kuruluşların desteğiyle gerçekleştirilen Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı kazıları, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu başkanlığında sürüyor. Kazı ekibi tarafından son olarak Roma döneminden kalma, içerisinde 12 tane iskeletin bulunduğu bir lahit ortaya çıkarıldı. Doç. Dr. Ertan Yıldız tarafından epigrafik çalışması yapılan lahitin ‘Euphrates’ adında Romalı bir gladyatöre ait olduğu tespit edildi. Lahitin üzerinde epik kitabeler, iç tarafında ise M.S. 5. yüzyılda tekrar işlendiği belirlenen 3 adet haç kabartması bulunuyor.

    Benzerlerine İstanbul’daki imparatorluk lahitlerinde, Marmara Adası’nda ve Suriye’de rastlanan lahitin milattan önce 3. yüzyıldan bugüne ulaştığı değerlendiriliyor.
    Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, çalışmalar sırasında kendilerini şaşırtan olayın, toprağın hemen 20 santim aşağısında su kanalı, künk sitemi, mozaiklerin yanı sıra; alanda 1 tane lahit ve 3 tane lahit formlu örme mezarın olduğunu ve lahitin içinde 12 tane bireyin ortaya çıktığını ifade etti. Lahit içerisinde toplu bir gömünün de olduğuna işaret eden Mimaroğlu, “Lahit bir Roma lahiti. Üzerinde de çok güzel bir epik kitabe bulunmakta. Romalı bir gladyatöre ait. Hristiyanlık döneminde iç tarafına üç tane haç kabartması yapılarak tekrardan kullanılmış” diye konuştu.

    “Kilise içindeki gömüler üst sınıfı işaret ediyor”

    Lahitin yer aldığı kilise hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Mimaroğlu, kilisenin ilk yapıldığında küçük bir mezar yapısı halindeyken daha sonra ahşap çatılı bazilikaya sonra da 1. Jüstinyanus zamanında Kubbeli hac planlı kiliseye çevrildiğini aktardı. Sözlerini sürdüren Mimaroğlu, şunları kaydetti:
    “M.S. 5. yüzyıl evresinde de kilise planı için farklı bir kurgu var. Bizim bu sene yaptığımız çalışmalar bu kurguya yönelik planların ortaya çıkarılmasıdır. Çalışmalarımız devam etmekte ve önemli veriler var. Kilise içindeki gömüler özellikle üst sınıfın veya ruhban sınıfı olarak tabir edeceğimiz insanların konulduğu yerler olması lazım. Çünkü normal bir insanın kilise içinde özellikle haç kol içinde özenli bir mezara konulması düşünülemez.”

    “M.S. 5. yüzyılda oyulmuş, 7 ve 8. yüzyılda yerleştirilmiş”

    İlk verilere göre lahitin 5. yüzyılda iç kısımdaki haçların oyulmuş, mezar kapağındaki haçlara göre 7. ve 8. yüzyılda buraya yerleştirilmiş olabileceğini düşündüklerini belirten Doç. Dr. Mimaroğlu, lahitin 1. Jüstinyanus sonrası dönemde alt tabadaki mozaiğin de kırılarak buraya konulduğunu bir arkeolojik verilerle kanıtlayabildiklerini söyledi.

    “Örnekleri bulunuyor”

    Mezarların içindeki haç kabartmaları hakkında bilgilendiren Mimaroğlu, “Haçlı lahit örneklerini genellikle İstanbul’da bulunan imparatorluk lahitlerinde görüyoruz ama bundan daha kaliteli malzemeden yapıldıklarını biliyoruz. Bu lahitin benzeri Marmara Adası’nda örneği çıkmış. Bir de Suriye’de var ama haç şekilleri farklı. Yayın çalışması için paralel örneklerini taramaya devam ediyoruz” dedi.

    “İlk Efes olduğuna dair verilerimiz var”

    Alanın erken dönemlerden ilk Efes olduğuna dair verilerin bulunduğunu söyleyen Mimaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
    “Milattan Önce ikinci bin yıl, İlk, Orta ve Son Tunç Çağlar’ına ait seramiklerimiz var. Biz bu seneki çalışmalarımızı Aziz Yuhanna Kilisesi’nde Güney Haç kolunda yaptık. Kilisenin ilk kazıları 1921-1922 yıllarında Yunan Arkeolog Soteriou tarafından başlandı. 2020 yılından itibaren benim başkanlığımda da sürüyor.”

    “Mermer bir döşeme ortaya çıktı”

    2023 yılında alanda jeoradar çalışması yaptıklarını ifade eden Mimaroğlu, daha önce burada Hörmann’ın yaptığı sondajların da bulunduğuna vurgu yaptı. Sözlerine devam eden Mimaroğlu, “Bu sondajlar sırasında ortaya çıkardığı keşifler sonucu bir takım veriler almış. Bir bu verileri teyit etmek için daha geniş bir alanda kazı yaptık. Mermer bir döşeme ortaya çıktı. En üst kısımda yer alan mermer zemin döşemesi 1. Jüstinyanus dönemine yani 6. yüzyıla ait zemin döşemesidir. Bu sene ortaya çıkanların ise 5. yüzyıla ait zemin döşemesi olduğu kanıtlanmıştır” ifadelerini kullandı.

  • İnşaat temeli kazısında lahit bulundu

    İnşaat temeli kazısında lahit bulundu

    İnşaat çalışmalarının durdurulduğu bölgede arkeologlar başlattıkları hassas kazı ile lahit gün yüzüne çıkarıldı.

    Olay, Dinar ilçesi TOKİ mahallesinde meydana geldi. Bölgede başlatılan bir bina inşaatı için temel kazılması sırası esnasında kepçe operatörü sert bir cisme rastladı. Ardından inşaat işçileri cismi, çevresini kazmaya başladıklarında ise cismin üzerinde çeşitli figürler olan taş bir nesne olduğunu gördü. Bunun üzerine işçiler durumu polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri ardından Afyonkarahisar Müze Müdürlüğü yetkililerine haber verdi. Bunun üzerine olay yerine arkeologlardan oluşa bir ekip sevk edildi.

    Lahitin bulunduğu alana gelen arkeologlar yaptıkları hassas kazı ile lahit gün yüzüne çıkarıldı. İş makinelere yardımıyla bulunduğu alandan çıkarılan lahitin müze görevlileri ve polisin gözetiminde uygun bir alana götürüleceği, ardından hangi döneme ve kime ait olduğu konusunda inceleme yapılacağı belirtildi.

    Ekiplerin olay yerindeki çalışmaları devam ediyor.

  • Pazaryeri inşaatından lahit çıktı

    Pazaryeri inşaatından lahit çıktı

    Bursa’nın Mudanya ilçesi Halitpaşa Mahallesi’nde yapımı devam eden kapalı pazar alnında sürdürülen çevre düzenlemesi sırasında kepçeye takılan taşın altından tarihi kalıntılara rastlandı. İnşaatın müteahhidi durumu polise bildirmesi sonucu, bölgeye Müzeler Müdürlüğünden bir ekip tarihi kalıntıyı incelemeye aldı. Şu ana kadar sadece kemiklerin çıkarıldığı lahidin titizlikle incelemesine devam ediliyor.

    Elde edilen tarihi kalıntıların hangi döneme ait olduğunun tespit edilmesi için kemiklerin bölgeden alınarak, Bursa Arkeoloji Müzesi’ne götürüleceği öğrenildi. Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz lahidin ortaya çıktığı inşaata gelerek durum hakkında bilgi alarak incelemelerde bulundu.

  • Bursa’da 1800 yıllık lahit kapağı bulundu

    Bursa’da 1800 yıllık lahit kapağı bulundu

    Bursa’da Gemlik eski mezarlık bölgesinde zeytinlik alanda 1800 yıllık olduğu tahmin edilen lahit kapağı bulundu. Kapak, müze müdürlüğü ve Gemlik Belediyesi Kültür Müdürlüğü Tarih Araştırma Birimi tarafından bulunduğu bölgeden kaldırıldı.

    Eski mezarlık bölgesindeki lahit kapağını fark eden vatandaşlar Gemlik Belediyesi’ne ihbar etti.

    Konuyla ilgili belediye ve Bursa Arkeoloji Müzesi ekipleri tarafından bölgede incelemeler başlatıldı.

    Yapılan kazı çalışmaları sonrası lahidin sadece kapak kısmı olduğu tespit edildi.

    Milattan sonra 2. yüzyıl erken Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen lahit kapağı, Müze Müdürlüğü ekipleri gözetiminde Gemlik Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’ne getirilerek koruma altına alındı.

  • Bursa’da zeytinlikte tarihe ışık tutacak keşif

    Bursa’da zeytinlikte tarihe ışık tutacak keşif

    Bursa’nın İznik ilçesinde SİT alanı ilan edildikten sonra 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1 milyon 50 bin liraya kamulaştırılan zeytinlik alanda bir süredir kazı çalışması yapan arkeologlar tarihe ışık tutacak yeni bir bazilika keşfetti. Zeytin tarlasında onlarca mezardan oluşan 2 bin 200 yıllık lahitler ve 1500 yıllık olduğu düşünülen bazilika bulundu. Definecilerin bölgeyi 1989 yılından bu yana talan ettiği de ortaya çıktı.
    100 yılın keşfi olarak nitelendirilen İznik gölünün tabanındaki bazilikanın ardından 2. bir bazilikayı da zeytinlik alanda bulduklarını ilk kez açıklayan arkeologlar, bölgenin Nekropark alanına dönüştürüleceğini söyledi.

    2019 yılından bu yana Hisardere Nekrepolü’ndeki kazı çalışmalarının Bilimsel Koordinatörlüğünü üstlenen Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Üyesi Doç. Dr. Aygün Ekin Meriç; M.Ö. 2. yüzyılda inşa edildikleri tahmin edilen lahitlerin içerisinden çıkan mumyalanmış 2’si bayan biri erkek cesedinin müzeye kaldırıldığını söyledi.

    Meriç; lahitlerden birinin bu güne kadar zarar görmeden korunduğunu; bir diğerinin ise içerisinden 2008 yılına ait bir şu şişesi kapağının çıktığını, muhtemelen bu yıllarda defineciler tarafından patlatılıp içerisinin açıldığını söyledi. 2016 yılından bu yana Hisardere Nekrepolü’nden 6 adet lahit çıkarıldığını ifade eden Meriç, bölgede yaklaşık 1,5 dönümlük alanda 2. bir bazilika keşfettiklerini söyledi.

    UNESCO’nun Dünya Mirası geçici listesine dahil ettiği Bursa’nın İznik ilçesinde toprağın altından tarih fışkırmaya devam ediyor. İlk kez 1989 yılında defineciler tarafından yapılan kaçak kazılarla birlikte ortaya çıkan Hisardere Nekrapolü’nde 2016 yılında yine defineciler tarafından yapılan bir kaçak kazı sırasında 45 yaşlarında Romalı bir askere ait lahit ortaya çıktı. İçerisi su kaplı lahit restüte edilip korunmaya alındı. Kaçak kazılar devam edince Alan Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1992 yılında I. Derecede Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edildi. Kaçak kazıların önüne geçmek için 2018 yılında harekete geçen Kültür ve Turizm Bakanlığı zeytin ağaçları ile kaplı alanı 1 milyon 50 bin liraya kamulaştırdı.

    2019 yılında bölgede başlatılan bilimsel kazılarda Nigrenieve ve Astyrist isminde anne ve kızına ait bir lahit daha bulundu. Bu lahitide çıkaran ekipler İznik Müzesi’ne kaldırdı. O yıl devam eden kazılarda ise lahitin üst kısmında bulunan 4’üncü ve 5’inci yüzyıllara ait mozaik bulundu. 2021 yılında çalışmalara hız veren ekipler mozaiğin devamına ulaşıp zeytinlik bölgede oldukça geniş bir alana yayıldığını belirledi.

    Yapılan kazı çalışmalarında duvar ve kapı girişlerini de ortaya çıkaran arkeologlar, yapının 100 yılın keşfi olarak bilinen İznik gölü tabanındaki bazilikanın ardından 2. bir bazilika olduğunu belirledi. Son bir aydır bazilikanın duvar kısımlarında kazı yapan ekipler bir birine çok yakın konumlanan Roma dönemine ait M.S. 2’inci yüzyılda yapılmış 2 ayrı lahde daha ulaştı. Etrafları Eros kabartmaları ile süslenmiş gösterişli lahitler vinç yardımıyla bulundukları yerlerden alınıp konteynerlere yüklenerek İznik Müzesi’ne götürüldü.

    Gölün altındaki bazilikanın ardından 2. bir bazilika bulduklarını ilk kez açıklayan Doç. Dr. Aygün Ekin Meriç, “4’üncü ve 5’inci yüzyıla ait bir bazilika, Geç bizans dönemine ait bu bazilikaların avlularında bu şekilde mozaikler olduğunu biz biliyoruz. 30×50 boyutlarında olduğu tahmin edilen bazilika çok geniş bir alana yayılıyor. Bu bazilikalar genelde mezarlıkların bulunduğu alanlara kurulan kutsal mekanlar oluyor. Bu bazilikada küçük bir yazıt tespit ettik. Mozaiğin üzerinde bayan epiteti var. Yani bazilika bir bayana hitafen yaptırılmış. Bazilikanın planını önümüzdeki dönem yapacağımız kazılarla ortaya çıkaracağız. Bu dönemdeki bazilikaların aşağı yukarı hepsi aynı. 2021 yılında yaptığımız çalışmalarda ortaya çıkardığımız bu iki lahit bizi çok mutlu etti” dedi.

    “N” harfi şehre ismini veren imparator karısı “Nike” mi

    Bazilikanın avlu kısmında üzerinde tamamen geometrik yapılar ve 5’inci yüzyıla ait bezemelerden ve motiflerden oluşan mozaik olduğunu belirten Meriç, “bazilikanın ismi “N” harfi ile başlayan bir kadın için yapıldığını söyledi. Sıradan bir kadın için bazilika yapılmayacağının da altını çizen Dr. Meriç, “Bu dönemde kadınlar için yapılmış bazilikaların var olduğunu biliyoruz. Antik kaynaklarda bilgisi var. Bu kadın belki soylu bir kadın, çok varlıklı bir kadın olabilir. Bu yapının sponsoru olmuş olabilir. Şuan elimizdeki bilgiler ilk verilere göre derlenen bilgiler ele geçirilen kalıntılar üzerinde çalışıldıktan sonra daha sağlıklı bilgiler vermeyi umut ediyoruz diye konuştu. İznik Müze Müdürü Arkeolog Ahmet Türkmenoğlu ise Hisardere Nekrapol alanında 2021 yılı içerisinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 2 adet lahit ve bazilika yapısına rastladıklarını söyledi. Daha önce çıkarılan lahitlerin müzede teşhir edildiğini belirten Türkemoğlu, “1999-2018 yılları arasında kaçak kazılar yoluyla dört lahit (Gregorios Lahdi, Tanrılar Lahdi, Antigonos Lahdi ve Nigrenie ve Kızı Astyrist ‘in Lahdi) çıkarılmaya teşebbüs edilmiştir. 2018 yılında Hisardere alanı Bakanlığımız tarafından kamulaştırılmış ve bilimsel kazılara başlanmıştır. 2019 yılında başlayan sistemli kazılarda lahitler dışında İznik’e özgü aile mezarları olan “Terrakota Plaka Çatılı Oda Mezarlara” rastlanmıştır. 2021 yılı çalışmalarında orta nefi mozaik döşemeye sahip bir bazilika ve iki adet Eros bezemeli lahit ortaya çıkarılmıştır. İznik Arkeoloji Müzesi inşaatı tamamlandığında bütün lahitler oluşturulacak bir lahitler salonunda sergilenecektir. İlerleyen dönemlerde hazırlanacak bir proje ile alanının bir “Nekropark” olarak düzenlenmesi düşünülmektedir. Nekropol alanı 24 saat güvenlik kameralarıyla izlenmekte ve İznik Jandarma Komutanlığı tarafından denetlenmektedir” diye konuştu.

    Şehre ismini veren “Nike”

    M.Ö 4. Yüzyılda İskender’in komutanlarından Antigones’in bölgede hakimiyet kurup bölgeyi ele geçirmesiyle, kendi isminden de yola çıkarak “ Antigonia” adını kente vermiştir. Büyük İskender’in valilerinden biri olan Lysimakhos, Antigones ile girdiği savaş sonunda zaferle ayrılmış ve kente hakim olmuştur. Kenti himayesine alan Lysimakhos, eşinin isminden (Nike) esinlenerek kentin adını “Nikaia” olarak değiştirmiştir. Helenistik kültürün etkisi azalınca Bithinya krallığının hakimiyetine girmiştir. Bithinya kralı Nicomedes’in vasiyeti üzerine Roma idaresine geçen şehir, 123 yılında şiddetli depreme maruz kalmış ve harabeye dönmüştür. Roma imparatoru Hadrianus tarafından yeniden inşa edilmiştir. Bundan dolayı da Hadrianus şehrin iki kurucusundan biri olarak bilinmektedir.

    Son 100 yılın en büyük keşfi

    Tarihi M.Ö. 4. yüzyıla uzanan, Bithynia, Selçuklu, Roma ve Osmanlı gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapan İznik`te, 2014 yılında havadan çekilen fotoğraflar sayesinde, İznik gölü içerisinde 2 bin yıllık bazilika olduğu ortaya çıkmıştı. 740 yılında yaşanan depremde göl sularına gömülen bazilika, 2014 yılının en önemli keşifleri arasında gösterildi. Aziz Neophytos’un adına inşa edildiği belirlenen bazilika göl sularının çekilmesiyle zaman zaman yüzeye çıkıyor. Gölün ardından Zeytinlik alanda ortaya çıkarılan 1,5 dönümlük alana kurulu yeni bazilika İznik’in yeni Göbeklitepe olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemesine sebep olacak gibi duruyor.

    Alanda bulunan lahitler

    Gregorios Lahdi: 1999 yılında bulunan lahdin klinesinde Gregorius ve karısı betimlenmiş. Sanduka bölümünde aile üyelerinin günlük yaşamından hikâyeler bulunuyor.

    Tanrılar Lahdi: 2015 yılında kaçak kazılar sonucu bulunmuş lahit Dokimeiontipinde bir sütunlu lahittir. Üzerinde yüksek kabartma olarak Troia Savaşı temalı sahne işlenmiş. Figürlerde Akhileus, Patraklos, Briseis, Eroslar, Narkissos, Satirler bulunuyor. Antigones Lahdi: Lahit, çerçeveli lahit tipindedir ve 45-50 yaşlarında ölen Antigonos’a ait. Antigones üç kat yün bir kefene sarılmış. Özellikle el ve ayakların kefen içindeki formu bozulmamış. Baş altındaki ahşap yastığı ve gövde altındaki ahşap yatağının bir kısmı da korunmuş. Yazıtında eşi Arete’nin ağzından bir ağıt bulunuyor. “Ben üzgün Arete, Bütün benliğimle Antigones’in mezarı başından sesleniyor, Üzüntüden saçlarımı yoluyor ve duygularımı ağlayarak gösteriyorum.”

    Nigrenieve Kızı Astyrist ‘in Lahdi: Lahtin üzerinde daha geç dönemde yapılmış mezarı açmak için kaldırılan M.S. 4’üncü – 5’inci yüzyıllara tarihlenen bir mozaik zemin bulundu. Bu mozaik İznik Müze’sinde korunuyor.

    Sandık tipindeki lahitin içinde yazıtından bir anne ve kızına ait olduğu anlaşılan 30-45 yaşlarında ve 25-30 yaşlarında iki kadın birey bulunuyor. Bireyler keten, yerel yün ve ipekten oluşan kefene sımsıkı sarılmış bir şekilde formları hiç deforme olmadan bulundu. Lahitteki yazıtta ise Ben, Astyris (bu) lahdi çok sevgili annem Nigreine ve kendim için satın aldım” ifadeleri yer alıyor.

    Terrakota plaka çatılı oda mezarlar

    2019 yılındaki kazı çalışmalarında sadece İznik’e özgü olan ve hiçbir yerde benzerine rastlanmayan terrakota plaka çatılı oda mezarlara rastlandı. Aile mezarları olarak kullanılmış mezarların bazılarının içerisinde 14’e kadar çıkan birey sayısı bulundu. Pişmiş toprak plakalarla örtülü mezarların içleri ve kapaklar renkli boyalarla süslendi. 2021 yılı kazı çalışmalarında bir Bazilika yapısı ve Eroslu iki lahit bulundu.

    Eroslar; ayakta, ellerinde çeşitli nesneler taşırken, birbirlerine sarılır ve güreşir biçimde betimlenmiş. Tekne üzerinde, köşe noktalara denk gelen bölümlerde Tanrıça Nike tasvirleri işlenmiş. Nike’ler sağ ellerinde hurma dalı tutarken, sol elleriyle de kıyafetlerini tutar vaziyette betimlenmiş. Zarar görmeden bu güne kadar korunan lahitlerden birinin içerisinde 1.70 m. boylarında bir yün bir kefene sımsıkı sarılmış bir birey bulunmuş. Kaçakçılar tarafında kapağı patlatılarak açılmış lahdin içi ise dağıtılmış. Yapılan ilk incelemelerde lahdin içerisinde kadın ve erkek olmak üzere iki birey olduğu anlaşıldı.

    2018 yılında Nigrenie ve Kızı AstyristLahdi’nin üzerindeki mozaiğin doğuya doğru devam ettiği görüldü. Geometrik motiflerden oluşan çok renkli bu mozaiğin MS 5. yüzyıla tarihlendirilen yaklaşık 25×50 m. ölçülerindeki olası bir bazilikanın orta nefine ait olduğu anlaşıldı. Yapılan çalışmalarda bazilikanın duvarları da kısmen ortaya çıkarıldı.

  • Bursa’da zeytinlikte 2 lahit daha bulundu

    Bursa’da zeytinlikte 2 lahit daha bulundu

    UNESCO’nun geçici miras listesinde bulunan ve her bölgesinden adeta tarih fışkıran Bursa’nın tarihi ilçesi İznik’te bir zeytinlikte Roma dönemine ait 2 lahit bulundu. Üzerinde işlemeleri bulunan lahitler sır gibi saklanıp özel olarak getirilen konteynerlere yüklenerek yeni müzeye taşındı.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın SİT alanı olarak ilan ettiği İznik Hisardere mevkisinde bulunan zeytinlikte tarih fışkırmaya devam ediyor. Öncesinde 2 lahitin çıktığı alanda 2 lahit ve bir mozaik daha çıktı.

    Kültür ve Turizim Bakanlığı’ndan gelen özel yetkili arkeologlar bölgede inceleme yaptıktan sonra vinçlerle konteynerler alana sokuldu. İnsan motifleri bulunan iki lahit üzerleri örtü ile kapatılıp vinçle bulundukları yerden kaldırılıp konteynerlere yerleştirildi.

    İddiaya göre lahitlerin Roma döneminden önemli bir komutanın ve eşinin mezarının olduğu öğrenildi. Lahitlerin içerisinde 2 ayrı iskeletin olduğu önemli eserlerin çıkıp çıkmadığı ise bakanlık tarafından açıklanacağı bildirildi.

  • Bursa’daki bu mezarlar sanat eserlerini aratmıyor

    Bursa’daki bu mezarlar sanat eserlerini aratmıyor

    Bursa’nin İznik ilçesinde müzede teşhir edilen lahitler sanat eserini aratmıyor. Dönemin soyluları için yapılan lahitlerin üzerindeki figürler binlerce yıldır önemini koruyor.

    Türkiye’nin çeşitli yerinden dönem dönem bulunan tarihi lahitlerin üzerindeki figürler dikkat çekmeye devam ediyor. Antik çağda ölen kişilerin statülerine göre lahitlerinin üzerine hayatı, savaşları ve mitolojik figürler işleniyor. Bursa İznik Müzesi’nde geçmişe ışık tutan lahitler sergileniyor. Lahitlerin üzerindeki işlemeler ise görenleri hayran bırakıyor.

    Sanat tarihçisi Doğan Özgün Kolaç, defin geleneklerinin her dönemde insanların dikkatini çektiğini ifade ederek, “Antik dünyaya baktığımızda ölü gömme işlemlerinin bazı çerçevesinde yapıldığını görüyoruz. Antik Roma döneminde üç tür defin geleneği vardır. Bunlardan biri ölünün yakılması, diğeri bütün halinde gömülmesi ve diğeri de antik Mısır’dan bildiğimiz mumyalama yöntemidir” dedi.

    Ölü gömme geleneklerinin ve lahitlerin üzerindeki şekillerin kişinin sosyal statüsünü de belirlediğine dikkat çeken Kolaç, “Fakir halkla ile zenginlerin defin gelenekleri başka oluyor. Fakirler genelde külleri yakılarak bir kutunun içine koyuluyor ve işlem tamamlanıyor. Zenginlerde ise ölü yakılsa bile bir lahdin içine koyulduğunu biliyoruz” diye konuştu.

    Lahitlerin üzerindeki figürlerden de bahseden Doğan Özgün Kolaç, “Lahdin içinde yatan kişinin katıldığı savaşlar, sosyal ve ekonomik durumu mermere işleniyor. Bazen mitolojik sahneleri de lahitlerde görebiliyoruz. İznik Müzesi’ndeki lahitlere baktığımızda tasarımının genel olarak benzer olduğunu görüyoruz. Kimisi kırma, kimisi düz, kimisi ise girlantlarla bezenmiş, kimisi alçak kabartma, kimisi yüksek kabartma olduğunu görüyoruz. Bunlar sürekli görülen lahit türleri. İznik lahitleri ile ilgili şunu söyleyebiliriz; İznik geçmişte çok önemli bir yer olduğu için lahitlerinde kıymetli olduğunu biliyoruz. Çünkü devlet adamların, komutanların, asil insanların olduğunu biliyoruz. Sosyal statülerine göre bir ölü gömme geleneği içinde bulundukları için hal-i hazırda lahitlerin çok kaliteli olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Kolaç, sosyal statüsü yüksek birinin ölmesi durumunda lahitlerinin hazırlanması ve işçiliğinin de detaylı ve uzun sürdüğünü dile getirdi.

  • İznik’in gözbebeği oldular

    İznik’in gözbebeği oldular

    Bursa’nın İznik ilçesinde Hisardere kazı alanından çıkartılan devasa lahitler İznik Müzesi’nde sergileniyor.

    UNESCO’ya aday tarihi kent İznik’te 1.derecede sit alanından çıkarılan kabartmalı ve mükemmel bir ince işçiliğe sahip lahitler İznik Türk İslam Eserleri Müzesi’nin bahçesinde sergileniyor.

    Roma dönemine ait 2 bin yıllık lahitleri görmek isteyen yerli yabancı turistler Demir parmaklıklardan bakarak muhteşem lahitleri görebiliyor.

  • Bursa’da 1500 yıllık mezar odası keşfedildi

    Bursa’da 1500 yıllık mezar odası keşfedildi

    UNESCO’nun geçici miras listesinde bulunan Bursa’nın İznik ilçesinde, 8 insana ait kemiklerin bulunduğu 5’inci yüzyıla ait mezar odası keşfedildi. O dönemde yaşayan bir kadının, 48 yaşındaki eşi ve 14 yıl yaşındaki oğlu için yaptırdığı kayda geçirilen mezar taşında, “Kimsenin tabutu yok etmesine izin verilmemelidir. Kim onu yok ederse kıyamet günü Tanrı’ya hesap verecektir” ifadeleri yer aldı.

    Tarihte birçok medeniyete başkentlik yapan Bursa’nın tarihi ilçelerinden İznik’te, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırılan erken Roma dönemine ait lahit mezarların bulunduğu 10 dönümlük zeytinlikte, arkeologların çalışmaları devam ediyor. Hisardere yolu üzerinde bulunan alanda yaklaşık bir yıldır süren çalışmalarda terakotadan yapılan ve 1500 yıllık olduğu tahmin edilen özel mezar odası ortaya çıkarıldı. Arkeologlar, birinde 6, diğerinde ise 2 insana ait kemiklere rastladı. Bir mezar taşında keşfedilen ve Türkçeye çevrilen yazı ise tarihçiler tarafından büyük ilgi ile karşılandı.

    ‘KİM O’NU YOK EDERSE, KIYAMET GÜNÜ HESAP VERECEKTİR’

    İznik Müze Müdürü Ahmet Türkmenoğlu, mezar taşında, “Ben Herennia Vitalia. Bu tabutu 48 yıl yaşayan ve Phretens’in ilk lejyonu olan sevgili kocam Lulius Valentinus Christian ve 14 yıl yaşayan oğlum Lul için diktim. Kimsenin tabutu yok etmesine izin verilmemelidir, ama kim onu yok ederse kıyamet günü Tanrı’ya hesap verecektir” ifadelerinin yer aldığını söyledi.

    Keşfin ardından bu yazıtı Prof. Dr. Boris Dreyer’e çözdürdüklerini belirten Türkmenoğlu, “5’inci yüzyıla ait mezar taşı. Bunun üzerinde de bir kadının hem 48 yaşında ölen kocası hem de 14 yaşında olan oğlu için bir mezar yaptırdığını anlıyoruz” dedi.

    ÇALIŞMALAR HAKKINDA BİLGİ VERDİ

    İznik Müze Müdürü Türkmenoğlu, 1’inci derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilen bölgeden çıkan eserlere ilişkin ise, “Kazı çalışmalarımız Müze Müdürlüğü başkanlığında ve 9 Eylül Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aygün Ekin Meriç’in bilimsel danışmanlığında yürütülmektedir. Kazı çalışmalarında bugüne kadar 3 lahit ile birlikte çeşitli çapta mezarlar ve oda mezar örnekleri ortaya çıkarılmıştır” diye konuştu.

  • 5 lahit bulunan zeytinlikte mezar odası keşfedildi

    5 lahit bulunan zeytinlikte mezar odası keşfedildi

    Bursa’nın İznik ilçesinde, son 2 yılda yapılan kazılarda 5 lahide ulaşılan zeytinlik alanda, çatkı şeklinde pişmiş topraktan yapılmış, iç kısımları bezemeli mezar odası bulundu. Toplu mezarların olduğu alan anlamına gelen ‘Nekropol’deki kazı alanının üzeri ise yağmurda hasar görmemesi branda ile kapatıldı.

    İznik’in kırsal Hisardere Mahallesi mevkisindeki kişiye ait zeytinlikte son 2 yılda yapılan kazılarda, 5 lahit bulundu. İlk mezarın bulunmasının ardından 10 dönümlük zeytinlik alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1 milyon 94 bin lira karşılığında kamulaştırıldı. Kaçak kazıların önüne geçmek amacıyla kamulaştırılan alan, tel örgüyle çevrilirken, çevresine güvenlik kamerası sistemi kuruldu.

    Koronavirüs nedeniyle geçici süreliğine ara verilen çalışmalar, geçen haftalarda tekrar başladı. Yapılan kazırlarda, çatkı şeklinde pişmiş topraktan yapılmış, iç kısımları bezemeli mezar odası bulundu. Toplu mezarların olduğu alan anlamına gelen ‘Nekropol’de, yetkililerce yeni kazı alanlarının tespiti yapıldı. Belirlenen noktalarda da kazıların başlayacağı öğrenildi. Mezar odasının üzeri, yağmurda hasar görmemesi için özel branda ile kapatıldı.

    Makedonya Kralı Büyük İskender’in kumandanlarından General Lysimakhos’un, M.Ö. 301’de General Antigonius’u mağlup ederek ‘Antigonia’ olan şehrin adını, karısı Nikaia’nın ismiyle değiştirdiği biliniyor. Yetkililer, Nikaia olarak anılan İznik’teki kazıların yapıldığı alanda, kraliçenin mezarının da olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.