Etiket: lezzet

  • Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti ‘oricik’

    Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti ‘oricik’

    Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde bugünlerde kurutulmuş dut, üzüm ve cevizden asırlardır yapılan ‘oricik’ kış aylarında oldukça rağbet görüyor.
    Kemaliye ilçe merkezi ve köylerinde geleneksel yöntemlerle yapılan ve kış mevsiminde çerez olarak tüketilen oricik (cevizli sucuk), yoğun talep görüyor.

    Erzincan’da ceviz hasadının ardından bugünlerde oricik üretiliyor. İlk olarak oricik için kurutulmuş dutlar ayrılarak cevizler toplanıp kırılıyor. Ardından dutlar sıkıldıktan sonra bölgeye has olan toprakla mayalandırılıyor ve daha sonra şıra haline getirilip kazanda kaynatılıyor. Cevizler tek tek ipe dizilerek, kazanda kaynatılan dut şırasına 3-4 defa batırılarak hazır hale getiriliyor.

    Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti haline gelen ve asırlardır geleneksel yöntemlerle yapılan oricik, Türkiye’nin hemen her tarafından ve yurt dışından yoğun talep görüyor. Kemaliye halkından Faruk Sağçolak, ilçede oricikin asırlardır yapıldığını belirterek, “Kesinlikle oriciğimiz tamamıyla doğaldır. Şeker, ayran ve süt gibi hiçbir katkı malzemesi yoktur. Sadece dut, üzüm şırası ve un ile yapıyoruz” dedi.

  • Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor

    Balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor

    İstanbul’daki balık tezgahlarında son 3-4 senenin en bol palamut sezonu yaşanıyor. Balıkçı esnafı tutulan palamutların 1 kilonun üzerinde olduğunu söyledi. Yaklaşık 1 kilogram olan palamutlar 150 liradan satılıyor.

    Balık tezgahlarında palamut bolluğu yaşanıyor. Son 3-4 yılın en bol ve en iri palamut sezonu olduğu belirtiliyor. Palamudun tanesi 1 kiloyu geçiyor. Balıkçılar, tanesi 150 liradan satılan palamutların 20 gün daha bol olacağını belirtiyor. 20 gün sonra palamudun azalmasıyla, çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığının bollaşacağı belirtiliyor. Balık tezgahlarında mezgit balığının kilosu 250 lira, deniz levreği 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekop 700 lira, lüfer balığının tanesi ise 400 liradan satılıyor.

    “Bu senenin favorisi palamut”
    Bu sene palamudun bol olduğunu belirten balıkçı Şafak Gün, “Bu sene tezgahın ve vatandaşın sofrasının favori balığı palamut. 3-4 senede bir palamut bolluğu oluyor. Bu sene de o senelerden birisi. Palamut şu anda bolca var. Vatandaşa tek diyeceğim şey palamut bolluğu varken çokça alıp dolaplarına koysunlar. Bu bolluk 10-15 gün sonra azalacak. Şu anda palamudun 1 tanesi 150 liradan satılıyor. Ayrıca bu sene tutulan palamutlar 1 kilonun üzerinde. Öyle küçük palamut yok. Palamut bu sene ayrı bir lezzetli” dedi.

    “Palamut için son 20 gün”
    Gün, “Palamut 10-20 güne azaldığı zaman diğer balıkların dönemi başlayacak. Deniz bu sene baya verimli. Tezgahlarda palamuttan sonra çinekop, hamsi, mezgit ve lüfer balığı bolca görülecek. Mezgit balığının şu anda kilosu 250 lira. Deniz levreğinin tanesi 500 lira, deniz çuprası 500 lira, çinekopun kilosu 700 lira, lüfer balığının tanesi 400 lira, barbun balığı ise 700 lira.

    Diğer balıklarda şu anda fiyat biraz yüksek fakat 10 ile 20 gün sonra bu balıkların da fiyatları yarı yarıya düşecek. Şu an deniz biraz sıcak. İlerleyen günlerde hava soğuduğunda balıklar yüzeye çıkacaktır ve tutulacaktır. O zaman fiyatlar yarıya düşecek. Bu sene denizde her tür balık bol” ifadelerini kullandı.

    “Palamutlar bu sene çok iri ve etli”
    Palamutların bu sene oldukça iri olduğunu belirten balıkçı Erkan Sarıyaprak, “Şu anda çok yoğun bir palamut bolluğu var. Şu an tam Palamut mevsimi. 15 gün sonrada çinekop, sarı kanat ve lüfer başlayacak. Son 4 – 5 yılın en yoğun palamut bolluğunu yaşıyoruz. Palamudun tanesi 150 liradan satılıyor, 1 tanesi 1 kilonun üstünde geliyor.

    1 Palamut 3 kişiyi rahat doyurur. Bu bolluk yaşanmadan önce 500 gramı 150 liraydı, şu anda balık büyüdü 1 kiloyu geçti fakat bollaştı fiyat da ucuzladı. Hamsi biraz kendini gösteriyor ama şu anda tam bolluk var diyemeyiz. 15 gün sonra palamut azalınca diğer balıkları görmeye başlayacağız. Hamsiyi de bu sene yoğun bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Vali Aksoy’dan lezzet mekanlarına ziyaret

    Vali Aksoy’dan lezzet mekanlarına ziyaret

    Vali Hüseyin Aksoy ve eşi Hülya Aksoy Türk Mutfağı Haftası’nda Eskişehir’in en eski ve köklü lezzet mekanlarından bazılarını ziyaret etti. Esnafla bir araya gelip sohbet eden Aksoy, bu işletmelerde aralarında kentin simgelerinden olan çiböreğin de bulunduğu çeşiti lezzetlerin tadımını yaptı.

    Vali Aksoy'dan lezzet mekanlarına ziyaret

    Bu lezzetlerin yapım aşamasını yerinde izleyen Vali Aksoy, esnaf vatandaşlar ile toplu fotoğraflar çekinmeyi de ihmal etmedi.

  • Denizli’ye özgü lezzetler damakları çatlattı

    Denizli’ye özgü lezzetler damakları çatlattı

    Servergazi Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde gerçekleştirilen Türk Mutfağı Haftası etkinliklerinde Denizli’nin coğrafi işaretli ürünleri ve meşhur lezzetleri tanıtıldı, ikram edildi. Etkinliğe; Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi Başkanvekili Ali Marım, Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Ataman, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, belediye başkanları, kaymakamlar, STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Etkinlik, Servergazi Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Halk Oyunları ekibinin gösterisiyle başladı.

    “Denizli bir lezzet durağı”
    Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürü Turhan Veli Akyol, Denizli’nin ürünleriyle, köklü kültüründen gelen yemekleriyle bir lezzet durağı olduğunu belirterek; “Denizli’mizin köklü tarihinden gelen ülkemizde olduğu dünyada tanınan birçok ürünümüz, damak lezzetimiz var. Coğrafi işaretlerle tescillenmiş bu ürünlerimiz, lezzeti kıtaları aşmış tadına doyum olmaz yemeklerimiz var. Ülkemizin yüzde 80 ihtiyacını karşıladığımız Denizli kekiği, Babadağ Kekik Balı, Kale Biberi, Çameli Fasulyesi, Denizli leblebisi gibi birçok ürünümüzü burada görecek, özelliklerini dinleyecek ve tadına bakacağız. Denizli Keşkeğimiz, Kızılcabölük Kaşık Helvamızı, Tavas baklavamızın lezzetine ortak olacağız. Meşhur Denizli Tandır Kebabımız hazır. Ustalarımız bu özel lezzeti misafirlerimize sunacak. Denizli’mizin her yerinde eşsiz güzellikleri ve eşsiz özellikleri var. Coğrafi işarete sahip olmadığımız ürünlerimiz içinde önemli bir çalışma başlattık. Kısa zamanda coğrafi işaret başvurularını yapıp, Denizli’mizin bu güzelliklerini tanıtmaya devam edeceğiz. Ayrıca Denizli Tandır Kebabı için festival hazırlığını da duyurmak istiyorum. Denizli Tandır Kebabı ve Kültürel Lezzetleri Yaşatma Derneği de, bu konuda da önemli bir aşama kaydetti. Bir hafta sürecek ve dolu dolu geçecek etkinliğimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    Denizli’ye özgü lezzetler damakları çatlattı

    Denizli Kebabı ve lezzetlerinin tadına baktılar
    Protokol üyeleri ve davetliler, Denizli’nin coğrafi işaretli ürünlerinin özelliklerini, faydalarını dinledi, tadına baktı. Denizli’nin tadına doyum olmaz keşkeği, Tavas Baklavası gibi birçok lezzet misafirlere ikram edildi. Denizli Tandır Kebabı ve Kültürel Lezzetleri Yaşatma Derneği’nin girişimleriyle hazırlatılan portatif fırında usta ellerin hazırladığı şehrin meşhur lezzeti Denizli Tandır Kebabı da hem davetlilere hem de okul öğrencilerine sunuldu.

    “Festivale hazırlanıyoruz”
    İlgiden duydukları memnuniyeti dile getiren Denizli Tandır Kebabı ve Kültürel Lezzetleri Yaşatma Derneği Başkanı Güzide Metinöz, Denizli Kebabı Festivali için hazırlıkların sürdüğünü, 8 asırlık gelenek Denizli tandır kebabını ulusla arası arenaya açmak için de ayrıca çalışma yaptıklarını duyurdu.

  • Vazgeçilmez lezzet: Kilis katmeri

    Vazgeçilmez lezzet: Kilis katmeri

    Kilis katmeri Ramazan ayının en çok tüketilen tatlılar arasında yer alıyor. Tescilli Kilis katmeri, ince hamur, tereyağı, pudra şekeri, tarçın, bol kaymak ve Antep fıstığı ile buluşturuyor. Hafif tatlı çeşidinin arasında yer alan Kilis katmerinin porsiyon fiyatı 80 TL’den satışa sunuluyor.

    ‘‘Bu lezzeti hiçbir yerde göremiyorum’’

    50 yıldır Gaziantep’te yaşadığını ve Kilis yöresel lezzetlerini çok özlediğini söyleyen Yusuf Kartoğlan, ‘‘Memleketim Kilis ama ticaretle uğraştığım için 50 yıldır Gaziantep’te yaşıyorum. Sadece katmer yemek için her ay en az üç defa Kilis’e geliyorum. Bu lezzeti Gaziantep dahil hiçbir yerde bulamadım’’ dedi.

    ‘‘Damak çatlatan lezzet yaklaşık 150 yıldır tüketiliyor’’

    Tatlıların imparatoru olarak bilinen tescilli Kilis katmerinin en az bir asırdır tatlı geleneğini devam ettirdiklerini ve talebinde çok olduğunu söyleyen Baklava Ustası İlhan Kilimci, ‘‘Kilis’in en az bir asırdır damak çatlatan lezzeti olan Kilis katmerinde ince hamur içerisinde kaymak, koyularak sade yağda kızartma işleminden sonra üstüne pudra şekeri ve fıstık süslemelerinden sonra sunuma hazır şekilde sofraları tatlandırır. Damak çatlatan lezzet yaklaşık 150 yıldır tüketiliyor. Bu lezzeti bizlere ulaştıran ustalarımız ise çekirdekten yetişme ve çocukluk döneminden itibaren bu sektörle ilgilenen kişilerle evde hamur açmasını öğrenerek lezzeti bizlerle buluşturuyor’’ şeklinde konuştu.
    ifadelerine yer verdi.

    ‘‘Çalışacak çırak yok biz de kendi çocuklarımıza öğretiyoruz’’

    Tatlı sektöründe çalışacak çırak olmadığını ve ilerleyen zamanda yetişmiş eleman konusunda sıkıntı çekeceklerini dile getiren Kilimci, ‘‘Ustaların katmer için açtığı hamur kesinlikle marifet isteyen bir iştir. Bu işleri kimseye öğretemiyoruz çünkü çırak bulamıyoruz. Günümüzdeki ustalar çocukken öğrendi ve çırak olmadığı için kendi çocuklarımıza öğretiyoruz. En büyük mirasımız ise doğruluk ve dürüstlüktür. Hem ustalık hem de doğrulukla beraber Ahilik ortamında yetişen evlatlarımız memleketimizin bu eşsiz lezzetlerini vatandaşlarımıza sunmaya devam edecektir’’ ifadelerini kullandı.

    ‘‘Ramazan ayında tatlı satışları iki katına çıktı’’

    On bir ayın sultanı ola Ramazan ayında tatlı satışlarının iki katına çıktığını söyleyen Kilimci, ‘‘Ramazan ayında çok fazla tüketilen katmer civar illerden Kilis’e gelerek vatandaşların bu lezzetlerden tatmasından dolayı çok fazla tüketiliyor. Kilis katmeri ile Gaziantep katmeri arasında çok fazla fark var. Biz arasında kaymak ve tereyağında kızartırken diğer katmer ise fırında pişiyor. Bu lezzeti sadece 80 TL ile tadabilirsiniz’’ diye konuştu.

  • Başkan Okumuş, Türkoğlu’nun lezzetlerini paylaştı

    Başkan Okumuş, Türkoğlu’nun lezzetlerini paylaştı

    Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesindeki çiftçiler, içerisinde bulunduğu ovanın verimli topraklarını kullanıyor. Dört mevsim farklı ürünlerin yetiştirildiği bölgede başta çilek, salatalık ve domates gibi ürünler yetiştiriliyor.
    Bereketli topraklarda yetiştirilen ürünlerin kalitesinin de farklı olduğunu vurgulayan Başkan Okumuş, ilçenin lezzetlerini sosyal medya hesaplarından paylaştı.

    Başkan Okumuş, “Bu bereket Türkoğlu ovasının verimli topraklarında yetişen ürünlerin ana besin kaynağı sudur. Özellikle çilek, domates, salatalık, mısır, Trabzon hurması, Gaziantep fıstığı gibi değerli tarım ürünlerinin yetiştiği bu topraklar, suyla buluştuğunda çiftçi ve halkın yüzünü güldürüyor. Biz tarımı jeopolitik bir bakış açısı ile yönetiyoruz. Pandemi döneminde dünya genelinde yaşanan gıda arzındaki dengesizliklere karşı Türkoğlu Tarımı üstüne düşen sorumluluk bilinci ile üretmeye ve tedarik zincirine önemli destek olmaya devam etmişti. Bu destek, çilek, salatalık ve domatesin ekim alanlarında yaşanan artışlarla kendini gösteriyor” dedi.

    İlçe tarımına kadın elinin de değdiğini ifade ede Başkan Okumuş, “Ayrıca tarıma kadın eli değmesi ve üretimin çeşitlenmesi adına yine desteklediğimiz. Mutlu Besin Kooperatifi”nde Türkoğlu’nda yetişen ürünler özenle kurutuluyor ve bu kurutulmuş ürünler yurt içi ve yurt dışına ihraç edilerek bölgenin tanıtımına önemli katkı sağlıyor. Türkoğlu, 2014-2024 yılları arasında tarım, sanayi, eğitim ve genel gelişim alanlarında önemli adımlar atarak ilerlemesini sürdürüyor.

  • Gelin ve görümceden lezzetli işbirliği

    Gelin ve görümceden lezzetli işbirliği

    Hayalini kurdukları işi kurmak için oluşturdukları sermaye ile yola çıkan gelin ve görümcesi, işi kurduktan sonra günlük olarak farklı ürünler sunmaya başladı. Kadın girişimciler, her gün müşterilerine kaliteli ve günlük ürünlerini sunmanın keyfini yaşıyor.

    Görümce Esra Toker Gürleyen ve gelin Nuray Toker, iş yerlerinde günlük olarak kurabiye, ekmek tatlısı, mantı, köy ekmeği, erişte, ev nişastası, manda yoğurdu, manda kaymağı, manda sütü gibi çeşitli ürünler hazırlıyorlar. Bu çeşitlilik, müşterilerin her gün farklı bir lezzet deneyimi yaşamalarına olanak tanıyor. Tavşanlı’ya gelen Göbel Termal misafirleri, yol üzerinde bu eşsiz işletmeye uğrayarak günlük taze ürünlerini almayı tercih ediyor.

    Gelin ve görümce olarak çalışan Esra Toker Gürleyen ve ailesi, bu işi severek yaptıklarını ifade ediyor.

    Esra Toker Gürleyen, “Biz gelin görümce çalışıyoruz. 100 TL sermaye ile bu işe başladık. Sonuçta böyle bir işletmemiz oldu. Her gün farklı ürünler yapıyoruz. Bugün kurabiye günü. Gün gün ürünleri paylaştırıyoruz. Çok güzel alışverişlerimiz oluyor. Müşterilerimiz memnun, biz de memnunuz. Biz bu işi severek yapıyoruz. Göbel Termal’e giderken yol üzerinde olduğumuz için buraya gelenler günlük taze olarak bu ürünlerimize rağbet gösteriyorlar” dedi.

     

  • Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti

    Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti

    Elazığ’da ceviz ve üzüm hasadının ardından köylerde coğrafi işaret tescilli orcik yapımı sürüyor. Köy sakinlerinin önemli bir geçim kaynağı haline gelen orcik için önce cevizler toplanıp kırılıyor. Ardından bağlardaki üzümler toplanarak sıkıldıktan sonra bölgeye has olan beyaz toprakla mayalandırılıyor ve daha sonra şıra haline getirilip kazanda kaynatılıyor. Cevizler tek tek ipe dizilerek, kazanda kaynatılan üzüm şırasına 3-4 defa batırılarak hazır hale getiriliyor.

    Değirmenönü (Zenteriç) köyünde yaşayan Servet ve Gönül Çakmak çifti de yaklaşık 10 yıldır orcik üreterek satıyor. Kış aylarının vazgeçilmez lezzeti haline gelen ve geleneksel yöntemlerle yapılan orcik, Türkiye’nin hemen her tarafından ve yurt dışından yoğun talep görüyor. Orcik yapımını anlatan Servet Çakmak, ”Zenteriç orciğine şilfoni üzümünden başka üzüm katılmaz. En önemli özelliği ince batımdır. Kalın orcik olmaz ve üç batım yaparız, bulamacımız ince olur. Toprağı da özeldir. Kesinlikle orciğimiz tamamıyla doğaldır. Şeker, ayran ve süt gibi hiçbir katkı malzemesi yoktur.

    Sadece üzüm şırası ve un ile yapıyoruz. Bu sene orciği 300 lira civarında satıyoruz. Gün öncesinden saat 12.00 gibi orcik yapımına başlıyoruz. Üzümlerimizi sıkıp kaynattıktan sonra dinlenmeye alıyoruz. Akşam 22.00 gibi dinlenen şırayı kazanlara koyup bir sonraki sabah saat 05.00 gibi kaynatıp yapımına devam ediyoruz. Bu süreç 2 ay boyunca böyle devam ediyor” dedi.

  • Bursa’nın siyah incisi bu yıl da ihracata açıldı

    Bursa’nın siyah incisi bu yıl da ihracata açıldı

    Bursa’dan başta Rusya ve İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç edilen siyah incir hasadı başladı. Türkiye’nin önemli döviz kaynaklarından olan incir bu yıl tarladan 80 liraya alıcı buldu. İncirin fiyatı geçen yıla göre artsa da yükselen maliyetler nedeniyle alım fiyatı üreticiyi tatmin etmedi. Ayrıca diğer illere göre Bursa’da erken olgunlaşan incirler, bu yıl mevsim normalleri üzerinde seyreden yağışlardan etkilendi. Her yıl düzenli olarak Ağustos ayının 15’inde hasada başlayan çiftçiler, bu yıl yaşanan hava şartları nedeniyle geç olgunlaşan incirin hasadına 1 hafta geç başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalarına giden üreticiler olgunlaşmaya başlayan incirleri tek tek dalından topluyor. Daha sonra toplama merkezlerinde bir araya gelen incirler buradan boylarına göre ayrılarak Avrupa ülkelerinin yolunu tutuyor.

    Hasat 2 ay sürecek

    Siyah incir üreticisi İbrahim Sevinç, “İncir işi ile uğraşıyoruz, ihracat yapıyoruz. Bu sene incirlerde kalite güzel, inşallah piyasalarda güzel olacak. Tek temennimiz bu. Rusya ağırlıklı olmak üzere Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Ürünlerimizi aracı ihracat firmalarına veriyoruz. Aracı firmalar yurt dışına temin ediyorlar. Dışarıdan görüldüğü gibi değil, bakımı ve hasadı zor. Aylıklı çalışan işçilerimiz var. Hasat 50 ila 60 gün arası devam ediyor. Biz Çağlayan köyü olarak bir haftadır incir topluyoruz. Yaklaşık 2 ay sürecek. Temennimiz fiyatların güzel olması, çiftçinin yüzünün gülmesi. Geçtiğimiz yıla oranla biraz verimimiz düşse de yine de bu yıl kaliteli ürün elde ettik” şeklinde konuştu.

    Bursa’da üretilen 30 bin ton incir yurt dışına ihraç ediliyor

    Bursa geneli 30 bin ton, Çağlayan Köyü’nde ise yaklaşık 6 bin ton incir üretildiğini söyleyen Çağlayan Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Müdürü Mehmetcan Karakaya, “Bu yılki incir ihracatı başlamış durumda. Bursa genelinde yaklaşık 30 bin ton incir ihracatı yapılıyor. Çağlayan Köyü’nde yılda yaklaşık 6 bin ton incir üretiliyor. Bizim incirimizi diğer ürünlerden ayıran en büyük özelliği bizim incirimizin daha erken olgunlaşması, meyve kalitemiz ve işçiliğimizin daha iyi olması. İncirlerimiz Rusya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Normalde Ağustos ayının 15’i gibi olgunlaşıyor fakat bu yıl biraz gecikmemiz oldu, 20 Ağustos’ta başlayabildik. Zaten bu yıl İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ihracat takvimini 25 – 30 Ağustos arası başlayacağını belirtti. Fiyatlarımız 80 liradan başladı. Fiyatın artması çiftçinin kazandığı anlamına gelmiyor çünkü aynı zamanda maliyetler de arttı. Ayrıca bu yıl fazla yağışlardan dolayı genel anlamda tarlalarda hastalık ve zararlar daha fazlaydı. İncir rekoltesi geçen seneye kıyasla biraz daha aşağıda kalacak gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

    Sulama problemi çözülürse ihracat artacak

    Sulama problemi nedeniyle yeterli verim elde edemediklerini söyleyen Karakaya “Bizim incirimiz Bursa’nın siyah incisi olarak adlandırılıyor. Türkiye’de incir denilince akla Bursa, Bursa’da incir denilince akla Çağlayan Köyü geliyor. Çağlayan Köyü Türkiye’ye önemli bir miktarda döviz getiriyor. Ürünlerimiz ihracat, iç piyasa ve reçellik olmak üzere 3’e ayrılıyor. Küçük incirler reçel yapımı için ayrılıyor. Reçellik ürünü azaltıp ihracatı arttırmayı hedefliyoruz. Sulama sıkıntımız var. Sulama problemi çözülürse daha fazla ihracatlık ürün üretebiliriz” dedi.

    Kraliyet ailesi teşekkür etti

    Lezzetiyle kraliyet ailesinden teşekkür aldıklarını söyleyen Karakaya, “Geçtiğimiz yıllarda Bursa’da üretilen siyah incirimiz İngiliz kraliyet ailelerin sofralarına kadar ulaşmış. İncirimizin lezzetini tadan İngiliz kraliyet ailesi bizlere teşekkürlerini iletmişti” diye konuştu.

  • Misi’de yerel lezzetler yarıştı

    Misi’de yerel lezzetler yarıştı

    Nilüfer Belediyesi’nin kırsal mahallelerin ve yerel ürünlerinin tanıtımı amacıyla düzenlediği etkinliklerden biri olan Misi Yerel Lezzetler Şenliği bu yıl da yoğun katılımla gerçekleşti. 15’incisi gerçekleştirilen Misi Yerel Lezzetler Şenliği’ne Bursalılar büyük ilgi gösterdi. Şenlik, Nilüfer Belediyesi Roman Orkestrası ve Halk Dansları Topluluğu eşliğinde Nilüfer Belediye Başkan Vekili Murat Yıldırım, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, Gümüştepe Mahallesi Muhtarı Haluk Balta ile katılımcıların yer aldığı kortej yürüyüşüyle başladı. Şenliğin açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkan Vekili Murat Yıldırım, yerel lezzetlerin önemine değinerek “Bizler, yerel kültürümüzün oluşturduğu mutfağımıza, gıdamıza, ürünlerimize sahip çıkmak zorundayız. Yerel lezzetlerimiz de bizim kültürel mirasımızdır ve bu mirası geleceğe taşımak sorumluluğundayız” dedi.

    Konuşmaların ardından sokak oyunları, bambu supla yapma, bileklik yapma, tahta baskı ve bunu ben de yaparım başlıklı atölyeler, çocukların katılımıyla gerçekleşti. Nilüfer Belediyesi Halk Dansları Topluluğu da, dans gösterisiyle alanı dolduranları coşturdu. Çocuklar, İpekevi, Sanat Kahvesi, Edebiyat Müzesi’nde gerçekleştirilen atölyelerde keyifli vakit geçirirken, ebeveynleri de Misi Yerel Lezzetler Şenliği Kadın Dernekleri Yemek Yarışması heyecanına ortak oldu.


    Şenlik katılımcılarının merakla beklediği yemek yarışmasına Esentepe, Misi, Karaman, Işıktepe, Ürünlü, Barış ve Demirci mahalleleri kadın dernekleri katıldı. Jüri üyeliğini Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, şef Yağız İzgül, Bursa Aşçılar Derneği Başkan Yardımcısı Sezer Özdemir, Cumhuriyet Gazetesi Gastronomi Yazarı Burçak Şener, Gastroder Başkanı ve gastronomi yazarı Ramazan Başan, blogger Tuğçe Aksulu’nun yaptığı yarışmada kadın dernekleri, Türkiye’nin dört bir yöresine ait birbirinden özel lezzetlerle dereceye girebilmek için yarıştı. Yarışmaya katılanlar, yaptıkları yemeklerin tariflerini de katılımcılarla paylaştı.

    Yarışmanın ardından ünlü şef Yağız İzgül, “Kolay Mutfak” atölyesinde şenlik katılımcılarına imam bayıldı yemeği ve yalancı tramisu tatlısı yaptı. Anfi tiyatro alanına kurulan tezgahın başına geçen şef İzgül, izleyenleri de yemek yapım sürecine dahil etti. En lezzetli imam bayıldı yemeği için püf noktaları da paylaşan şef Yağız İzgül’ün, pratik tramisu tarifi de izleyenlerin beğenisini aldı.


    15. Misi Yerel Lezzetler Şenliği yemek yarışmasında, jürinin değerlendirmesi sonucu kazananlar belli oldu. Kahramanmaraş yöresine ait pirzolalı biberli yan yana isimli yemeğiyle yarışmaya katılan Ürünlü Mahallesi Kadın Derneği, yarışmada birinciliğe değer görüldü. Gaziantep yöresine ait yuvalama yemeğiyle Işıktepe Kadın Derneği ikinci olurken, mamalika yemeğiyle Misi Kadın Derneği de üçüncü sırada yer aldı. Yemek yarışmasında dereceye girenlere ödüllerini, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Dr. Sibel Özer ile Remzi Çınar, Gümüştepe Mahalle Muhtarı Haluk Balta, şef Yağız İzgül, Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Serkan Çalışkan ile jüri üyeleri verdi.

    15. Misi Yerel Lezzetler Şenliği’nin finalinde, Ceren Toksöz sahne aldı. Yerli ve yabancı şarkıları Misi meydanını dolduran şenlik katılımcıları için seslendiren Ceren Toksöz, performansıyla alkış aldı. Gecenin sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, Ceren Toksöz ve ekibini kutladı.