Etiket: Libya

  • Libya’da alıkonunan Türk gemisi serbest bırakıldı

    Libya’da alıkonunan Türk gemisi serbest bırakıldı

    Libya’ya ilaç taşıyan ve talimatlara uymadığı iddiasıyla Halife Hafter güçleri tarafından 5 Aralık’ta alıkonulan Jamaika bandıralı Türk gemisi serbest bırakıldı.

    Yerel yetkililerden alınan bilgiyi göre, Libya’nın Misrata kentine ulaştırmak üzere ilaç taşıyan ve talimatlara uymadığı iddiasıyla 9’u Türk, 17 mürettebatıyla Hafter güçlerince alıkonulan Jamaika bandıralı “Mabrooka” adlı Türk ticari kargo gemisi serbest bırakıldı.

    Kaynaklar, mürettebatıyla birlikte bırakılan geminin, nihai rotası olan Misrata’ya gitmek üzere yola çıktığını aktardı.

    Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in Sözcüsü Ahmed el-Mismari, 8 Aralık’ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ticari geminin, “yasak ilan edilen bölgeye girdiği ve yapılan çağrıya cevap vermediği” iddiasında bulunmuş, “denizcilik kural ve kanunlarına aykırı hareket ettiği için soruşturulmak üzere” ülkenin doğusundaki Ras el-Hilal limanına çekildiğini belirtmişti.

  • Dışişleri’nden Libya’da el koyulan Türk gemisiyle ilgili açıklama

    Dışişleri’nden Libya’da el koyulan Türk gemisiyle ilgili açıklama

    Dışişleri Bakanlığı, Halife Hafter’e bağlı sözde Libya Ulusal Ordusu tarafından, Libya açıklarında durdurulan ve keyfi para cezası uygulanan Türk ticaret gemisi hakkında açıklama yayımladı.

    Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bir Türk şirketinin işletmeciliğini yaptığı, Türk mürettebatı da bulunan Jamaika bayraklı Mabrooka adlı geminin Libya’nın Marsa Susa kenti açıklarında darbeci Hafter’e bağlı sözde Libya Ulusal Ordusu tarafından durdurulduğu, gemiye para cezası uygulandığı ve geminin mürettebatıyla birlikte alıkonduğunun öğrenildiği bildirildi.

    Açıklamada, “Bu uygulamayı kuvvetle kınıyoruz. Geminin planlı seferine yeniden başlamasını sağlayacak adımlar derhal atılmalıdır.” ifadesi kullanıldı.

    Libya’da Birleşmiş Milletler’in (BM) öncülüğünde Libya halkı arasında siyasi sürecin ilerletildiği bir dönemde, Hafter ve milislerinin mütecaviz tutumlarını devam ettirdiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Libya’da Türk çıkarlarının hedef alınması halinde bunun ağır sonuçları olacağını ve bu unsurları meşru hedef telakki edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.”

  • Libya’daki gizli pazarlığı ortaya çıkaran mektup

    Libya’daki gizli pazarlığı ortaya çıkaran mektup

    Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin elebaşı Hafter’in Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) destek talebi üzerine Sudanlı 1200 milisin bölgeye gönderilmesine ilişkin yazılan mektup, gizli pazarlıkları ortaya çıkardı.

    Birlik, bütünlük sağlamaya yönelik çalışmaların devam ettiği Libya’da, Hafter’in BAE’nden milis takviyesi istediği belirlendi. Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, BAE’li yetkililer Hartum’da Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo ile görüştü. Görüşmede BAE heyetinin, güçlerini Libya’ya göndermesi karşılığında Dagalo’ya mali ve askeri destek sözü verdiği, bunun üzerine Dagalo’nun da Libya’ya 2 tugay asker göndermeyi kabul ettiği öğrenildi. Dagalo’nun söz konusu talebi karşılamak için Güney Darfur Bölge Başkanlığına 23 Ekim’de talimat vererek 1200 asker hazırlanmasını istediği belirlenirken, Güney Darfur Bölgesi Askeri İşler Dairesi Başkanı Hamid Cuma Adam’ın Niyala kampından Cufra üssüne gönderilmek üzere milislerin hazırlandığı kaydedildi.

    GİZLİ İTTİFAKIN KANITI

    Milislerin en kısa sürede yola çıkacağına dair ortaya çıkan mektup da söz konusu gizli pazarlığı gün yüzüne çıkardı. Kolordu Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo’ya hitaben 6 Kasım’da yazılan mektupta Hafter’e bağlı güçler ve BAE’nin askeri tertibat, güvenlik ve mali konularda sağlamış olduğu anlaşma temel alınarak hazırlanan 1200 kişilik milis grubun Niyala kampından Cufra üssüne gönderilmek için hazır olduğu bilgisi yer aldı. “Paralı asker değiliz. Libya’da Sudanlı paralı askerler ve Cancavid milislerinin varlığının iddia edilmesi yanlış ve temelsizdir” diyen Dagalo’nun sözleri de bu mektup dolayısıyla yalanlanmış oldu.

    DAHA ÖNCE YEMEN’DE

    Güvenlik kaynakları Dagalo’nun özellikle Mısır, Suudi Arabistan ve BAE ile olan yakın ilişkileriyle tanındığına dikkat çekerek, Dagalo’ya bağlı birliklerin daha önce de Yemen’de gerçekleştirilen Kararlılık Fırtınası operasyonuna katılarak Husilere karşı savaştığını belirtti. Libya’nın güneyindeki aşiretlerin Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin yanında yer alacağını açıklamasından sonra Ubari kentinde ordu karargahına saldırı düzenlendiğini hatırlatan kaynaklar, bu saldırının Hafter’e katılmak üzere gönderilen Sudanlı milislerce yapılmış olabileceği değerlendirmesinde de bulundu.

  • Erdoğan: Biz size büyük geliriz

    Erdoğan: Biz size büyük geliriz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa lideri Macron’un kendisini hedef alan açıklamasının ardından sosyal medyadan “Kurt sofrasında bizleri yemek istiyorsunuz ama kusura bakmayın, biz size büyük geliriz” paylaşımı yaptı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesaplarında, yıllar önce yaptığı bir açıklamaya ait görüntülere yer verdi. Paylaştığı videoda Erdoğan’ın “Hazırladığınız bir kurt sofrası var. O kurt sofrasında bizleri yemek istiyorsunuz ama kusura bakmayın, biz size büyük geliriz, bizi yiyemezsiniz.” ifadeleri yer alıyor.

    FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON NE DEMİŞTİ?

    Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron öğle saatlerinde yaptığı açıklamada “Biz, Avrupalılar olarak, Erdoğan’a karşı katı ve güçlü olmalıyız. Tansiyonu yükseltmekten kaçınmak istiyoruz ancak Türkiye bazı alanlardaki niyetlerini netleştirmeli. Avrupa bir bütün olarak Türkiye ile ilgili olarak daha net ve daha birleşik bir pozisyonda olmalı. Türk halkı büyük bir halk. Ancak biz Avrupalılar artık Erdoğan hükümetine karşı daha açık olmalıyız. Bizim sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” ifadelerini kullanmıştı

  • “Erdoğan hükümetine karşı sert olmalıyız”

    “Erdoğan hükümetine karşı sert olmalıyız”

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Biz Avrupalılar, Türk halkına değil (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız.” dedi.

    “Türkiye konusunda ortak bir tavır belirlenmeli. Avrupa’nın enerji ve stratejik konularında ortak bir politikası olmalı. Bu konuları sadece NATO’ya bırakmamalı. Bu konularda Avrupa ülkelerinin güçlü tavrı olmalı. Türkiye (Doğu Akdeniz) bölgesinde artık bir ortak değil.” ifadelerini kullanan Macron, NATO müttefiki Türkiye’nin Libya açıklarında Fransız gemisine kabul edilemez uygulamalarda bulunduğunu iddia etti.

    Macron, Türkiye’nin Yunanistan’ın “haklı” haklarını inkar ederek Libya hükümeti ile imzaladığı anlaşmaların kabul edilemez olduğunu savunarak şunları söyledi:

    “Türkiye provokasyonları artırıyor ve bu büyük ülkeye yakışmıyor. Türk halkı büyük bir halk ve başka şeyler hak ediyor. Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız. Erdoğan hükümetinin kabul edilemez davranışları bulunuyor. Sadece bir kısımını söyledim. Yunanistan’a karşı yapılan provokasyonları ve alınan tek taraflı kararları söylemedim bile.

    Kırmızı çizgimiz belli, AB üyesi her ülkenin egemenliğine saygı göstermek, uluslararası hukuka riayet etmek ve tek taraflı her kararı kınamak. İstediğimiz tansiyonun yükselmemesi ama bu pasif olacağız anlamına gelmemeli. Türkiye hedeflerini açıklığa kavuşturması gerekiyor.”

    Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu zirveye katılacak ülkelerle Türkiye ile yeniden diyalog oluşturmak için neler istenildiğinin belirlenmesi gerektiğini dile getirerek, “Türkiye konusunda yapmaya hazır olduğumuz ve yapmasını istediğimiz şeyleri belirlemeliyiz. Ancak pazarlıksız ön şartlarımız olacak. Avrupa’da bu açık tavır ortaya konmalı. Avrupa’nın birlik içinde ve açık olmalı.” dedi.

    Macron, Fransa’nın pozisyonunun son aylarda sabit olduğu ve bu pozisyonun tansiyonu yükseltmeye yönelik olmadığını savundu.

    Bazılarının Fransa ile Türkiye’yi karşı karşıya getirmek istediğini anlatan Macron, ülkesinin herhangi ülkenin münhasır ekonomik bölgesi hakkında tek taraflı karar almadığını iddia etti.

    Macron, “Türkiye provokasyon içeren tek taraflı kararlar aldığında Fransa, AB üyesi ülkelerle dayanışma gösterdi. İstediğim Türkiye ile verimli diyalog oluşturmak başka seçenek yok. Barış içinde yaşamaya ihtiyacımız var.” ifadelerini kullandı.

    Göçle ilgili de çalışmaların yapılması gerektiğini aktaran Macron, göç konusunda Yunanistan ile dayanışma içerisinde olduğunu söyledi.

  • Yunanistan’dan gerilimi tırmandıracak hareket

    Yunanistan’dan gerilimi tırmandıracak hareket

    Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, gerginliğin dinmesine katkıda bulunmayan açıklamalar yaptı. Bakan, Rum yönetimi ile de deniz yetki sınırlarını belirleyeceklerini belirtti.

    Yunan Dışişleri Bakanı Dendias haftalık “Real News” gazetesindeki demecinde “Yunanistan’ın zaman içinde ve elverişli şartlar oluştuğunda, Kıbrıs Rum yönetimi ile de deniz yetki sınırlarını belirleyeceğini” söyledi. Ayrıca, “Libya parlamentosu hazır olduğunu bildirdi. Libya ile de görüşmeler yapacağız” dedi.

    MUHALEFET ELEŞTİRDİ

    Bura karşın ana muhalefetteki Radikal Sol Koalisyon (SYRİZA) milletvekili ve Dışişleri eski Bakanı Yorgo Katrugalos aynı gazetedeki demecinde, Yunan hükümetinin, Mısır ile imzaladığı deniz yetki sınırlarına ilişkin anlaşmaya Türkiye’nin bu kadar tepki göstereceğini hesaplamadığını vurguladı. Katrugalos, “SYRİZA iktidarı döneminde hem egemenlik haklarımızı korumuş, hem de Türkiye ile diyaloğu canlı tutmuştuk. Dönemin Başbakanı Aleksis Çipras dört defa Türkiye’ye gitmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Atina’yı ziyaret etmişti” şeklinde konuştu. Öte yandan, Yunanistan’ın İyon Denizi’nde karasularını 6 milden 12 mile genişletmesi ile ilgili Yunan medyasında birbirinden farklı şu yorumlar dikkat çekti:

    Kathimerini: “Miçotakis, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı anlaşma çerçevesinde, Ege adaları ve Girit’e çok yakın mesafelerde yeni arama çalışmaları ilan etmesi halinde Atina’nın nasıl tepki göstereceğinin sinyalini verdi.”

    Proto Thmea: “Miçotakis, İyon Denizi’nde 12 mil ilan ederken, Türkiye’nin tepki göstermesine itina ederek dikkatli davrandı. Türkiye’ye ‘İşi uç noktalara götürmemek niyetinde olduğu’ mesajını verdi.”

    Dokumento: “Miçotakis, İyon Denizi’nde 12 mil ilan etmekle, Türkiye’nin ‘Ege’nin özellik arz eden bir denizdir’ tezini de kabul etmiş oldu. Böyle bir şeyin iç politikada yaratabileceği tepkileri düşünerek ‘kara sularını genişletme hakkını, gelecekte diğer deniz alanları için kullanabileceğini’ söyledi.”

    SİLAHLANMAYA YÖNELDİLER

    Yunan kurmaylar, biri 2020-2021, diğeri de 2020-2025 için iki ayrı silahlanma programı üzerinde çalışıyor. Yunan medyasına göre hükümet, “Oruç Reis” krizi üzerine, 10 yıl süren ekonomik kriz nedeniyle silahlı kuvvetlerde uygulanan “kemer sıkma” politikalarına son verilmesini kararlaştırdı. Bu çerçevede ilk aşamada, 1-1.5 milyar Euro harcanarak önemli bölümü uçamaz durumda olan 44 adet Fransız Mirage savaş uçağının yanı sıra, kara ve deniz kuvvetlerindeki arızalı helikopterler için derhal gerekli yedek parça siparişi verilecek. Ayrıca, Almanya’dan satın alınan 214 tipi ve 209 tipi denizaltılar için 33 yeni torpil ile 4 adet Sikorsky helikopteri de satın alınacak. 5 yıllık silahlanma programında da aslan payını Fransa’nın alacağı öngörülüyor.

    FRANSA İLE ANLAŞMA

    Yunan Hava Kuvvetleri’ne 12 ila 18 adet Rafale tipi savaş uçağının satın alımı için müzakereler sürüyor. Rafale savaş uçakları geçen hafta Doğu Akdeniz’de Fransa, Yunanistan, İtalya ve Kıbrıs Rum yönetiminin katılımı ile gerçekleştirilen ortak tatbikatta yer almıştı. Deniz kuvvetleri için ise 4 fırkateynin modernizasyonunun yanı sıra Fransa’dan yeni fırkateynler (2 ila 2.5 milyar Euro değerinde) satın alınması planlanıyor. Silahlanma programında, Yunanistan’ın destekçileri İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden de bazı silah satın alımlarının bulunduğu belirtildi. Yunanistan’ın, silahlanma programlarının yanı sıra Fransa ile yeni bir savunma işbirliği anlaşması imzalaması da bekleniyor. Yunan medyasına göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis söz konusu anlaşmayı muhtemelen 10 Eylül’de imzalayacak.

  • TBMM Başkanı Şentop Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı’yla bir araya geldi

    TBMM Başkanı Şentop Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı’yla bir araya geldi

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Yıldız’daki Başkanlık Ofisinde Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Khalid EL-Meshri ile görüşme gerçekleştiriyor.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop ve Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Khalid EL-Meshri ile İstanbul’da bir araya geldi. Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Khalid EL-Meshri ve heyeti görüşmeler için Yıldız’daki TBMM Başkanlık Ofisine geldi. Şentop ve Khalid EL-Meshri’nin ikili görüşmesinin ardından heyetlerarası görüşme yapılacağı öğrenilirken, toplantıların ardından basın mensuplarına açıklama yapılması bekleniyor.

  • Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan kritik mesajlar

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan kritik mesajlar

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Libya’da üs kurulacağı iddiasına ilişkin, “Orada eğitim merkezleri kurmak suretiyle Libyalı kardeşlerimize Silahlı Kuvvetler mensuplarımız eğitim veriyor. Mesele bundan ibaret. Bunun herhangi bir şekilde abartılması doğru değil.” dedi.

    Bakan Akar, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

    Türkiye’nin Libya ile 500 yıllık bir tarihi geçmişi, ortak kültürü, kardeşliği olduğuna işaret eden Akar, 1974 Kıbrıs Harekatı sırasında Türkiye’ye en yakın davranan ve en ciddi desteği sağlayan ülkelerin başında Libya’nın geldiğini hatırlattı.

    İki ülke arasındaki tarih ve kardeşliğin unutulmadığını, Libya’nın içinde bulunduğu sıkıntılı durumda Türkiye’nin yardım etmesinin hem milli hasletler hem de insani değerler gereği olduğunu, aynı zamanda hukuki bir metne bağlandığını dile getiren Akar, şöyle konuştu:

    “Geçtiğimiz dönemde Konsey Başkanı olarak Serrac tarafından Sayın Cumhurbaşkanımıza, Cumhurbaşkanımız ile İngiltere, İtalya, ABD, Cezayir ve NATO’ya birer mektup yazıldı. Buna olumlu cevap veren tek lider Cumhurbaşkanımız oldu. Şimdi diğer ülkeler davete icabet etmiyorlar. Herhangi bir yardım, orada onlara, barışı, huzuru, güvenliği sağlayacak katkıda bulunmak istemiyorlar. Ondan sonra davete icabet eden, risk ve sorumluluk alan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, TSK’yi suçlamaya kalkıyorlar çeşitli şekillerde.”

    Türkiye’nin Libya’daki muhatabının BM tarafından tanınan, ülkenin tek otoritesi olduğunu ifade eden Akar, “Bu kadar aleni, açık veriler, dayanaklar varken siz bu olayları bir şekilde çarpıtmaya kalkarsanız toslarsınız. Bundan bir şey çıkmaz. Biz gayet açık ve net, şeffaf bir şekilde, uluslararası kurallara, tarihe, ortak değerlerimize uygun bir şekilde orada bulunuyoruz. Bizim orada yapmaya çalıştığımız şey, Libyalı kardeşlerimizle askeri eğitim iş birliği, danışmanlık konusunda onlara yardımcı olmak. Bunu yapmaya çalışıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

    Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile geçen haftalarda Libya’ya yaptığı ziyaretin ardından TSK’nin ülkede üs kuracağına yönelik bazı haberlerin çıktığı hatırlatılan Akar, “Onlar eğitim merkezleri. Orada eğitim merkezleri kurmak suretiyle Libyalı kardeşlerimize Silahlı Kuvvetler mensuplarımız eğitim veriyor. Mesele bundan ibaret. Bunun herhangi bir şekilde abartılması doğru değil.” dedi.

    “Askeri çözüm yerine siyasi çözüm”

    Libya’da el yapımı patlayıcılar ve mayınlar nedeniyle arasında çocukların da bulunduğu çok sayıda insanın hayatını kaybettiğini belirten Akar, Türkiye’nin gönderdiği timlerle el yapımı patlayıcı ve mayınları etkisiz hale getirmek için çalıştığını vurguladı.

    Türkiye’nin çalıştırdığı hastaneyle Libyalılara destek verdiğini, insani yardım konusunda her şeyin yapıldığını söyleyen Akar, şöyle devam etti:

    “Biz Berlin Süreci’ni destekliyoruz, Sayın Serrac bunu destekliyor. Burada yine kaçan Hafter oldu. Bu kadar aleni konuları görmeyip Türkiye’yi suçlayıcı bir bakışla olaya yaklaşmak insanları gerçeğe götürmez. Bunu herkesin görmesi lazım. Biz orada hem insani hem uluslararası hukuka uygun anlamda faaliyetler yapıyoruz, elimizden geldiğince de bu faaliyetleri sürdüreceğiz. Oradaki Libyalı kardeşlerimizle beraberiz. Bizim oraya varmamızla birlikte dengelerin değiştiğini herkes gördü. Oradaki varlığımızı sürdürmek suretiyle bize düşen ne varsa, bunları yaptık, yapacağız. Biz ‘askeri çözüm olmaz’ diyoruz. Askeri çözüm dursun. O ayrı bir şey. Askeri çözüm yerine siyasi çözüm.”

    Libya’nın bütünlüğünü savunduklarını, ateşkesin kalıcı hale gelmesi, istikrarın sağlanması ve Libyalıların rahat, huzur, güven ve refah içinde yaşamalarını istediklerini aktaran Akar, “Bizim amacımız bu. Her zaman söylediğimiz gibi, Libya, Libyalılarındır diyoruz.” ifadesini kullandı.

    Türkiye’nin bu çerçevede çalışmalarını sürdürdüğüne, Libya’nın siyasi bütünlüğünü sağlaması için de her türlü katkıyı sağladığına, Libyalıların da bunun farkında olduğuna dikkati çeken Akar, “Bir de şunu söylüyoruz; 2011’de bazı ülkeler tarafından Suriye’de yapılan hataların Libya’da da tekrarlandığını endişeyle takip ediyoruz.” diye konuştu.

    “Hiçbir şekilde bölünmenin uygun olmadığını görüyoruz”

    Almanların Sirte ve Cufra’nın silahsızlandırılmış bölge olması teklifine ilişkin değerlendirmesi sorulan Bakan Akar, şunları kaydetti:

    “2015’te varılan bir anlaşmada Sirte ve Cufra alınmıştı ordan. En azından bu ateşkes çalışmalarına başlamak için, oradan başlamak lazım. ‘Oradan geriye gidiş olmaz’ diyoruz. Sirte ve Cufra’yı da silahsızlandırıp, bir şekilde görüşme oradan başlarsa görüşmelerin sağlıklı ilerleyebileceğini ve çözüme çok daha kolay ulaşabileceğimizi değerlendiriyoruz, görüyoruz.”

    Akar, “Ateşkesi de silahsızlandırılmış bölgeleri de destekliyor musunuz?” sorusuna ise “Bu ateşkes herhangi bir şekilde Libya’nın ikiye bölünmesi anlamında değil, bu siyasi görüşmelerin başlaması, siyasi görüşmelerin yapılması ve tek Libya, tek Libya nüfusu. Hiçbir şekilde bölünmenin uygun olmadığını görüyoruz, söylüyoruz.” cevabını verdi.

    “Tovuz’da yapılan saldırıyı da şiddetle kınıyoruz”

    Azerbaycan Türkü’nün, Türkiye’nin öz kardeşi olduğunu vurgulayan Akar, şöyle konuştu:

    “Dolayısıyla biz ‘iki devlet tek milletiz’. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Tabii ki biz burada tarafız. Haktan, hukuktan, kardeşten ve kardeşlikten tarafız. Bu Tovuz’da yapılan saldırıyı da şiddetle kınıyoruz. Durup dururken, hiç ortada bir sebep yokken böyle bir saldırgan tutumu gerçekten kınıyoruz. Yapılan saldırının hiçbir savunulur tarafı olmadığını da herkesin görmesini bekliyoruz.”

    Tatbikatlarla, eğitim iş birliği konularındaki çalışmalarla Azerbaycan Türkü’nün yanında olduklarını herkesin bilmesi gerektiğini dile getiren Bakan Akar, “Olacağız. Bunun pazarlığı söz konusu değil. Elimizden geldiğince eğitim iş birliği konusunda, çeşitli tatbikatlarla iş birliğimizi sürüdürüyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ermenistan, akılla, mantıkla düşünerek işler yapmıyor. Ermenistan, arkasındaki birtakım güçlerden güç almak suretiyle kendi gücünün, kendi boyunun çok üstünde işlere girişiyor. Bunun da bir çıkar yolu olmadığını görmeleri lazım. Geçen sene ve yıllar içinde bunu görmeleri lazım. Tarihe baktığımızda 1915 olaylarıyla alakalı, oradaki ne kadar yanlış olduğunu değerlendirmeleri, ortaya atılan iddiaların ne kadar yanlış olduğunu ben söylemiyorum, Amerikan milli arşivindeki İngiliz istihbarat subaylarının, Amerikan istihbarat subaylarının raporları söylüyor. Gerçekten maalesef bir şekilde medyayı kullanmak suretiyle, çeşitli dünyadaki mevcut birtakım networkleri kullanmak suretiyle Türkiye’ye karşı, Türk’e karşı maalesef böyle birtakım medya katliamları, akademik katliamlar gerçekleşmiştir. Bu da onlardan biri. Gerçekte bizimle alakası olmayan bir İngiliz, bir Amerikalı raporunu yazıyor.

    Raporda özetle diyor ki ‘gittik her tarafı gezdik, oradaki köylerin karakterinden anlaşıldı ki Türk köyleri yakılmış, Ermeni köyleri ayakta. Camiler yakılmış, yıkılmış, kiliseler duruyor. Raporlar Amerikan arşivinde. Öncelikle bizim akademisyenlerimize şiddetle tavsiye ediyoruz, bunları görmelerini ve kullanmalarını. Bizim dostumuz ve müttefikimiz dediğimiz Amerikalılar da Avrupalılar da buna bakmaları lazım. Bütün mesele önyargıda toparlanıyor. Önyargılı olarak baktığınızda, başlangıçta ‘Türkler haksız, Ermeniler haklı’ diye meseleye girdiğinizde hiçbir gerçeği göremiyorsunuz, hiçbir gerçeği duyamıyorsunuz. Biz insanları aklıselime ve entelektüel namusa davet ediyoruz. Entelektüel namusu olan ne olursa olsun ‘doğru budur’ diyebilir. Maalesef muhataplarımızda pek bunu göremiyoruz.”

    Fransa’yı da entelektüel namustan uzaklaşmış olarak gördüklerini ifade eden Akar, “Manş Adaları’ndaki sizin savunduğunuz görüşler, fikirler, ilkeler bunlarken, buraya geldiğinizde niye bunu değiştiriyorsunuz. Niye aynı şeyleri söylemiyorsunuz. Orada iki kere iki dört, buraya gelince iki kere iki beş… Yok olmaz.” dedi.

    Fransa’nın Yunanistan’a destek vermesine ilişkin Akar, “Bu taksimi kurt yapmaz’ diye biliyorsunuz noktayı koyduk. Dolayısıyla bunun geçerliliği yoktur, bunun sürdürebilirliği yoktur. Bu yanlış hesap mutlaka bir yerden dönecektir.” ifadelerini kullandı.

  • Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti ateşkes ilan etti

    Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti ateşkes ilan etti

    Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac, ülkedeki tüm askeri güçlere derhal ateşkes ve askeri operasyonların durdurulması talimatı verdi.

    Libya Hükümeti’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Başbakan Serrac, “milli ve siyasi sorumluluğunun, ülke ve bölgenin içinde bulunduğu durumun ve salgın şartlarının gereği olarak, ülkedeki tüm askeri güçlere derhal ateşkes ve askeri operasyonların durdurulması talimatı” verdi.

    Serrac, fiili bir ateşkes için Sirte ve Cufra’nın silahtan arındırılmış bölge olması gerektiğini açıkladı.

    Libya Başbakanı, nihai amaçlarının, tüm Libya topraklarının egemenliğini sağlamak, yabancı ve paralı askerlerin ülkeden çıkması olduğuna dikkati çekti.

    Petrol saha ve limanlarında üretimin yeniden başlaması gerektiğini vurgulayan Serrac, petrol gelirlerinin “Ulusal Petrol Kurumu’nun (NOC) Merkez Bankası’ndaki özel hesabına yatırılmasını, Berlin Konferansı’ndan çıkan kararlar doğrultusunda kapsayıcı siyasi düzene ulaşana ve Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Libya Destek Misyonu’nun yardımlarıyla şeffaf ve iyi bir yönetimin sağlanana kadar bu gelirlerde hiçbir tasarrufta bulunulmamasını” istedi.

    Son olarak Serrac, tüm Libyalıların üzerinde anlaşacağı anayasa hükümlerine uygun olarak, başkanlık konseyi ve genel seçimlerin gelecek mart ayında yapılması çağrısında bulundu.

  • Bakan duyurdu: Türkiye ve Libya arasında yeni anlaşma

    Bakan duyurdu: Türkiye ve Libya arasında yeni anlaşma

    Bakan Pekcan, “Türkiye ile Libya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerimiz açısından çok önemli bir belgeye imza atmış bulunuyoruz” dedi.

    Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Planlama Bakanı Taher Jehaimi ile ortak basın toplantısı düzenleyen Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “Türkiye ile Libya arasında ekonomik ve ticari ilişkilerimiz açısından çok önemli bir belgeye imza atmış bulunuyoruz” dedi.

    Pekcan, “İmzalanan belge, firmalarımız ve Libyalı işveren idareleri arasındaki görüşmelerin çözüm üretecek biçimde sonuçlanmasında kılavuz olacak” açıklamasında bulundu.