Etiket: Lozan

  • Lozan’ın 100. Yılı Mudanya’da kutlandı

    Lozan’ın 100. Yılı Mudanya’da kutlandı

    İsmet İnönü Parkı’nda düzenlenen etkinliklerde Prof. Dr. Serhat Güvenç ile Lozan Mübadilleri Vakfı Başkanı Ümit İşler, Lozan ve Türkiye’yi Lozan’a taşıyan Mudanya Mütarekesi’nin önemini anlattı. Söyleşi sonunda Etnomüzikoloji Dernek Kurucuları Bursa Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Özlem Doğuş Varlı ile Prof. Dr. Ersen Varlı“Mübadil Sandığından Ezgiler” konseri gerçekleştirdi.

    Prof. Dr. Serhat Güvenç Lozan Barış Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti için önemine değinirken,“Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece tapusu değil, aynı zamanda nüfus cüzdanıdır. Çünkü uluslararası devletler ailesinin meşru, eşit ve egemen bir üyesi olarak kabulünün de tescilidir” ifadelerini kullandı.


    Etkinlikte konuşan Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ise, “Cephede verdiğimiz mücadelenin diplomatik başarısı Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yılı kutlu olsun. Sevr’in tarihe gömüldüğü bu önemli günün yıl dönümünde, Atatürk ve Lozan’ın mimarı İsmet İnönü ile tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum” dedi.

  • Göç yollarında yaşamını yitirenler anıldı

    Göç yollarında yaşamını yitirenler anıldı

    Zorunlu Nüfus Mübadelesi Sözleşmesi ile vatanlarını terk etmek zorunda kalan ve tüm geçmişlerini bir valize sığdırıp yola çıkan mübadiller, mübadelenin 100. yılında unutulmadı.
    Mudanya Belediyesi, Lozan Mübadilleri Vakfı Mudanya Temsilciliği ile birlikte düzenlediği etkinliklerde mübadil torunlarını Mudanya’da buluşturdu. Anma etkinlikleri çerçevesinde göç yollarında yaşamını yitirenler anısına denize karanfil bırakıldı.


    Mudanyalılar daha sonra Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde Prof. Dr. Barış Özdal ve Prof. Dr. Kemal Arı’nın katılımıyla Bilinmeyen Yönleriyle Türk- Yunan Nüfus Mübadelesi ve Mübadilleri konulu söyleşide buluşuldu. Mudanya Konseyi Tiyatro Topluluğu’nun Bursa Lozan Mübadilleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Lozan Mübadilleri Vakfı Mudanya Temsilciliği, Mudanya Lozan Mübadilleri Derneği ve Mudanya Giritliler ve Yanyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği’nin destekleriyle hazırladığı Mübadil Öyküleri adlı tiyatro gösterisi de izleyicileri duygulandırdı. Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, 100 yıl önce, 30 Ocak 1923 tarihinde gerçekleşen mübadele, doğdukları topraklardan ayrılmak zorunda kalan her iki ülkeden yaklaşık iki milyon insanda acı, gözyaşı ve yüreklerde sızı bıraktı. Böylece Anadolu’nun ve Yunanistan’ın her köşesinden insan, evlerini, bağlarını, bahçelerini, mabetlerini, atalarının mezarlarını bırakıp, yükte hafif pahada ağır eşyalarını ellerine alarak yollara döküldü. Çok zor şartlar altında kendilerine tayin edilen mıntıkaya göçtüler. Hiç bilmedikleri bir yerde yepyeni bir hayat kurmaya çalıştılar. Bu büyük millet, kendi soydaşlarına, kardeşlerine gönül açtı, ekmeğini paylaştı. Biz bu ülkeyi beraber inşa ettik, beraberce, kardeşlikle yaşıyoruz. Mübadil kültürünün ilçemizde yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasıyla ilgili çalışmalarımız sürecek ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Lozan mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Lozan mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 99’uncu yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

    Erdoğan, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu belgelerinden olan Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 99’uncu yıl dönümünün idrak edildiğini belirterek, “Lozan Barış Antlaşmasıyla kara sınırlarımız çizilmiş, kapitülasyonlar kaldırılmış, Yunanistan’da kalan Türk azınlığının hakları güvenceye alınmış, kıyılarımıza yakın Yunan adalarının gayri askeri statüsü teyit edilmiştir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin, imzalanmasından bu yana geçen 99 yıllık zaman zarfında Lozan Barış Antlaşması’nın uygulanmasını titizlikle takip ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Ancak son dönemde özellikle Yunanistan tarafından Türk azınlığın hakları başta olmak üzere antlaşmada kayıtlı şartlar yok sayılmakta veya bilinçli bir şekilde aşındırılmaktadır. İyi komşuluk ilişkileri ve antlaşmaya sadakat ilkesiyle bağdaşmayan bu durumu, ülkemizin kabul etmesi mümkün değildir. Ülkemiz, bölgesinde kalıcı barış ve huzurun tesisi yolunda her türlü çabayı göstermekte, aziz milletimizin haklarını korumakta kararlıdır.

    Türkiye 2023’e, Lozan Barış Antlaşması’nın ve Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına doğru emin adımlarla ilerlerken bölgesel ve küresel meselelerdeki etkin konumunu da pekiştirmektedir. Lozan Barış Antlaşması’nın 99’uncu yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimizi saygı ve minnetle yad ediyorum.”

  • Lozan Antlaşması 98. yılı: Lozan Antlaşması’nın önemi ne?

    Lozan Antlaşması 98. yılı: Lozan Antlaşması’nın önemi ne?

    Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan zafer sonrası Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından imzalandı. Lozan Antlaşması ile Osmanlı’nın Sevr anlaşmasında kaybettiği Anadolu toprakları yeniden kazanıldı.

    Ülkemiz tarihinde büyük önem taşıyan Lozan Antlaşması 98 yaşında. 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan antlaşması ülkemizin Kurtuluş Savaşı’ndaki zaferinin devamı niteliğini taşıyor. Lozan, Atatürk’ün deyimiyle “Türk tarihinde dönüm noktası” oldu.

    LOZAN ANTLAŞMASININ ŞARTLARI

    Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması’nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.

    Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.

    Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri’nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verildi.

    Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye’de, diğer Ege Adaları İtalya’ya kaldı. İtalya’nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya’ya diğer adalar Yunanistan’a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947’de resmen Yunanistan’a teslim edildi.

    Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre belirlenmiştir.
    Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.

    Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması’nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: “Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır.”[6] Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

    Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.

    Osmanlı’nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye’ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45,46,47…55, 56).

    Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.
    Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye’nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.

    Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul’da kalmasına izin verildi.

    ZAFER SONRASI BARIŞ İÇİN GÖRÜŞMELER BAŞLADI

    TBMM Hükümeti’nin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin akabinde Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır. Bunun üzerine Sevr’in tarafı olan İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922’de TBMM Hükümeti’ni Lozan’da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler. Lozan’da barış şartlarının görüşülmesi için Mustafa Kemal Atatürk İsmet Paşa’yı görevlendirmiştir. Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa’nın Lozan’a baş temsilci olarak gitmişti. Bu süreçte İsmet Paşa Dışişleri Bakanı oldu ve çalışmalar hızlandırıldı. İtilaf Devletleri Lozan’a TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak için İstanbul Hükûmeti’ni çağırsalar da bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır.

    TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı’na Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye’de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.
    Lozan’da 20 Kasım 1922’de başlayan ilk görüşmelerde Osmanlı borçları, Türk – Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde durulmuş ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır.

    Temel konularda tarafların taviz vermeye yanaşmaması üzerine 4 Şubat 1923’te görüşmeler kesildi. Tabii bu savaş ihtimalini gündeme getirdi. Başkomutan Mareşal Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu’na savaş hazırlıklarının başlamasını emretti ki Sovyetler Birliği de yeniden savaş çıkarsa bu sefer Türkiye’nin yanında savaşa gireceğini ilan etti. Haim Nahum Efendi öncülüğündeki azınlık temsilcileri de Türkiye’yi destekleyerek arabulucu oldular. Yeni bir savaşı ve kendi kamuoyunun tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri barış görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye’yi tekrar Lozan’a çağırdı.

    Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923’te tekrar başladı. 24 Temmuz 1923’e kadar devam eden görüşmeler ile bu süreç Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923’te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923’te, İtalya tarafından 12 Mart 1924’te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924’te imzalanmıştır. İngiltere’nin anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde olmuştur. Anlaşma, tüm tarafların onaylarında dair belgeler resmi olarak Paris’e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

    ‘EŞSİZ BİR ZAFERDİR’

    “Türkiye’nin tapu senedi” olarak gösterilen Lozan için Ulu Önder Atatürk, Nutuk’ta şöyle dedi: “Bu antlaşma, Türk Milleti’ne karşı, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın sonuçsuz kaldığını bildirir bir belgedir. Benzeri görülmemiş bir siyasi zafer eseridir!”

    “Lozan Türk tarihinde bir dönüm noktasıdır” diyen Atatürk, 26 Temmuz 1927’de Lozan’ın “milli bayram” olarak kutlanmasını istedi. Lozan, 1924-1950 arasında, tam 27 yıl, resmen olmasa da fiilen milli bayram olarak kutlandı. 1950 sonrası ise kutlamalar sonra erdi.

    TEK CEVAP: BAĞIMSIZLIK

    Türkiye, Lozan’a Kurtuluş Savaşı’nın galibi olarak giderken, Müttefikler Türkiye’yi 1. Dünya Savaşı’nın mağlubu olarak görüyordu. Masadaki herkes Türkiye karşıtı cephede birleşmişti. İlk sunulan anlaşma metni ise Sevr’den farksızdı… İsmet Paşa, Ankara’nın da onayıyla teklifi reddetti. İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, bu durum için “İsmet söylediğimiz her şeye aynı cevabı verdi: Bağımsızlık” dedi.

    Bunun üzerine Lozan Konferansı 4 Şubat 1923’te kesildi. İsmet Paşa ve heyeti Türkiye’ye döndü. Konferans 23 Nisan 1923’te yeniden başladı. Üç ay sürdü. 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı. Türkiye’nin bugünkü sınırları Lozan Antlaşması ile çizildi. Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomik, siyasi, adli, hukuki bağımsızlığımız antlaşması Lozan sayesinde sağlandı. Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu anlaşması olarak kabul edildi.

  • “Lozan’ı okullarda bize başarı öyküsü diye anlattılar!”

    “Lozan’ı okullarda bize başarı öyküsü diye anlattılar!”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programına konuk oldu. Başta Doğu Akdeniz gerilimi olmak üzere gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Çavuşoğlu’nun Lozan’la ilgili sözleri büyük tepki topladı.

    Çavuşoğlu isim vermeden Lozan’ı hedef alarak, “Meis’i İtalyanlara vermişiz, onlar da Yunanistan’a vermiş. Yanı başımızda, vermişiz… Geçmişteki anlaşmaları büyük başarı öyküsü diye ders kitaplarında ilkokulda anlatmaya çalıştılar bizlere ama maalesef işte görüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu’nun sözleri Twitter’da gündem olurken bazı tepkiler şu şekilde:

    “İSTİFA EDİN”

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray:

    “Bakan Çavuşoğlu, “Yanı başımızda vermişiz adaları, geçmişteki anlaşmaları büyük başarı diye anlatmaya çalıştılar bizlere ama maalesef görüyoruz” demiş. Ayıp! Ayıp! Yunanistan’ın taleplerini meşrulaştırıyorsunuz. İstifa edin. Sayın Dışişleri Bakanı geçmişteki anlaşmalar size gelinceye kadar hep vardı. Neden o yıllarda kaybetmek yerine hep kazandık? O anlaşmalar sayesinde Kıbrıs’ın yarısını ve Hatay’ı aldık.

    “TARİH NANKÖR DEĞİL”

    Emekli Tuğgeneral ve Strateji Uzmanı Dr. Naim Babüroğlu:

    “Adalar Lozan’da verilmedi… 12 Adaları 1911’de İtalya; Ege Adaları’nı 1912’de Balkan Savaşı’nda Yunanistan, Osmanlı döneminde aldı. Misak-ı Milli ilan edildiğinde 12 Adalar’da İtalyan askeri, Ege Adaları’nda Yunan ordusu vardı. Bu bilgiler Dışişleri, Genelkurmay’ın belgelerinde yazılı. Lozan hezimet mi? ABD’li diplomat, James Gerard: ‘Lozan’da Hıristiyan medeniyeti çarmıha gerilmiştir’ der. İngiliz Başbakanı Lloyd George, 28 Temmuz 1924 tarihli Daily Telegraph’ta, ‘Türklerin başarısı, uygarlığın başarısızlığıdır’ diyerek hakkını teslim eder. Tarih nankör değil.

    “TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ LOZAN’A BORÇLUYUZ”

    Sözcü yazarı tarihçi Sinan Meydan:

    “İsmet Paşa Lozan’a giderken 12 Ada İtalyan, Ege adaları Yunan, İstanbul, Boğazlar İngiliz işgalindeydi. Lozan’da Türk heyeti Meis’i isteyince Fransızlar, Meriç sınırını tartışmaya açtı; İtalyanlar müttefik tazminatlarını masaya getirdi. Kanla kazanılan vatanı Meis için ateşe atmadık. 1683’te Viyana’dan 1921 Sakarya Zaferine 238 yıl içinde Avrupa toprakları, Balkanlar, Arap Yarımadası, tüm adalarıyla koca Akdeniz, Kıbrıs, Musul, İstanbul, İzmir, Bursa, Edirne… Kim düşmana teslim etti? Anadolu’yu, Trakya’yı? Osmanlı’nın üç başkentini kim yeniden vatan yaptı Sayın Bakan?