Etiket: lütfi elvan

  • Fahrettin Altun’dan Lütfi Elvan açıklaması

    Fahrettin Altun’dan Lütfi Elvan açıklaması

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifa ettiği iddialarını yalanladı.

    İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifa ettiği iddialarına ilişkin açıklama yaptı.

    Twitter hesabından bir paylaşım yapan Altun, “Hazine ve Maliye Bakanımız @lutfielvan görevinin başındadır” dedi.

    Paylaşımında söz konusu haberin linkine de yer veren Altun, şu ifadeleri kullandı:

    “Aşağıdaki sözde haber yalandır. Hangi gerekçeyle olursa olsun böylesi mesnetsiz haberlerle sahte gündemler oluşturmaya çalışmak kötülüktür.
    Bu sözde habere konu ettiğiniz insanlara ve kamuoyuna özür borçlusunuz!”

  • Elvan’dan enflasyon ve büyüme mesajı

    Elvan’dan enflasyon ve büyüme mesajı

    Kocaeli’de ‘İş Dünyası Buluşması’ toplantısında iş insanları ile bir araya gelen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor. Bu çerçevede, salgınla ilgili dışsal bir şok olmaması durumunda, 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bir takım temaslarda bulunmak üzere Kocaeli’ye geldi. İlk olarak Kocaeli İş Dünyası Buluşması’na katılan Bakan Elvan, iş insanları ile bir araya geldi. Toplantıya Bakan Elvan ile birlikte Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut, milletvekilleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.

    ‘SAHA ZİYARETLERİMİZE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ’

    Programda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Kocaeli güçlü üretim altyapısı, lojistik avantajları ve nitelikli insan kaynağıyla ülkemizin en dikkat çekici rol modellerinden birisi. Burada üretim çeşitliliği var. İnovasyon ve yüksek katma değer var. Gözü pek ve cesaretli girişimciler var. İşte tüm bu faktörlerin birleşmesi sayesinde Kocaeli, son 15 senede, Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme performansına imza attı. Bu büyümenin sürükleyici gücü ise yaklaşık 4 kata yakın artan ihracat hacmi oldu. Oluşturduğunuz ekosistem, neredeyse mükemmele yakın işliyor. Sürdürülebilir büyüme ve kalkınma noktasında Kocaeli’nin başarısı pek çok ilimize ilham verecek nitelikte. Bugün sizlerle gerçekleştireceğimiz istişarelerin, önümüzdeki dönem politikaları açısından son derece müspet sonuçlar doğuracağına inanıyorum” dedi.

    ‘2021 YILI İÇİN YÜZDE 8’İN ÜZERİNDE BİR BÜYÜME BEKLİYORUZ’

    Türkiye’nin başarılı pandemi yönetiminin ekonomiyi de etkilediğini belirten Bakan Lütfi Elvan, “Öncelikle, Türkiye pandeminin gerek sağlık ve gerekse sosyo-ekonomik olumsuz etkileriyle mücadelede son derece başarılı oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok hızlı, kararlı ve etkin adımlar attık. 2021’in ikinci çeyreğinde üretim, ihracat, hizmetler sektöründeki güçlü toparlanma ve baz etkisinin de katkısıyla yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Aşılanma oranının daha da artmasıyla, başta turizm olmak üzere hizmetler sektöründe kademeli canlanma eğilimi devam ediyor. Öncü göstergeler ekonomide büyüme ve yatırım eğiliminin üçüncü çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor. Bu çerçevede, salgınla ilgili dışsal bir şok olmaması durumunda, 2021 yılı için yüzde 8’in üzerinde bir büyüme bekliyoruz. Büyümenin temel sürükleyicilerinin ise yatırımlar ve dış talep olması, sağlıklı ve dengeli bir büyüme patikasında ilerlediğimizi gösteriyor” dedi.

    ‘İHRACATTA İLK DEFA YILLIK 200 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNE ÇIKARAK REKOR KIRDIK’

    2021 yılında büyüme oranlarının yükselmeye devam ettiğini söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu yılın büyüme performansı açısından dikkat çekici bir diğer özelliği de, yüksek büyüme oranını düşük bir cari açıkla gerçekleştirecek olmamızdır. İhracatta temmuz ayı itibarıyla, ilk defa yıllık 200 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırdık. Dünya ihracatından aldığımız pay da artıyor. 2021’de güçlü ihracat performansımız, düşen altın ithalatı ve turizm gelirlerindeki artış sayesinde milli gelirin yüzde 3’ü civarında bir cari açık vermeyi bekliyoruz. Cari açıktaki düşüş, dış finansman ve ülke risk primi baskısını azaltmada da kritik bir rol oynayacak. Bu başarının temelinde Türk sanayisi bulunuyor. ”

    ‘HEDEFLERİMİZDEN ÖDÜN VERMEDEN YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ’

    2002’den bu yana sanayi üretim kapasitesi, üretim çeşitliliği ve yenilik yapma kabiliyeti açısından ciddi mesafeler kaydettiklerini söyleyen Bakan Elvan, “Üretimde başlayan bu yapısal dönüşümün hızlanarak devam etmesini son derece elzem görüyorum. Bu noktada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sistemli bir biçimde uygulanan Hamle Programının en büyük destekçisi olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Büyüme konusunda altını özellikle çizmek istediğim birkaç husus bulunuyor. Büyüme dediğimiz olgu sadece rakamlardan ibaret değil. Yüksek büyümeyi gerçekleştirdiğimizde, görevimizi tamamlamış hissetmiyoruz. Biz istikrarlı, kapsayıcı ve istihdam oluşturan, çevreyi koruyan, yüksek verimliliği ve rekabetçiliği sağlayan, ve hepsinden önemlisi de gelir dağılımı adaletini en iyi şekilde tesis eden bir büyümeyi sürekli kılmanın peşindeyiz. Bahsettiğim bu çerçeve, makroekonomik istikrarın daha da güçlendirilmesiyle mümkün. Dolayısıyla fiyat istikrarı, mali disiplin ve güçlü finansal sektör hedeflerimizden ödün vermeden yolumuza devam edeceğiz” dedi.

    ‘UYGULANAN POLİTİKALARIN OLUMSUZ YAN ETKİLERİ DE ORTAYA ÇIKTI’

    2020 son çeyreğinde başlayarak kararlı para ve maliye politikası adımları attıklarını ifade eden Elvan, “Büyüme performansımızla küresel ölçekte belirgin şekilde olumlu yönde ayrışırken, tüm Dünya’da olduğu gibi, uygulanan politikaların olumsuz yan etkileri de ortaya çıktı. Maalesef kurlardaki oynaklık, enflasyon ve ülke risk primimiz artış gösterdi. Bu olumsuz yan etkileri azaltmak amacıyla, 2020 son çeyreğinden başlayarak kararlı para ve maliye politikası adımları attık. Verimli ve nitelikli yatırım ortamı için düşük enflasyon, kur istikrarı, risk algısının azaltılması ve bekleyişlerin iyi yönetilmesi kritik önemdedir. Bu nedenle önümüzdeki en temel önceliğimiz enflasyon eğiliminin bir an önce terse çevrilmesidir.Bu çerçevede ihtiyatlı ve kararlı para ve maliye politikaları uygulamaya devam etmemiz gerekiyor. Kur istikrarını sağladığımız ve bekleyişleri iyi yönettiğimiz ölçüde enflasyonu düşürme başarımız artacaktır. Para politikasının etkinliğini güçlendirmek adına, maliye politikalarımızla da enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz. Örneğin akaryakıtta eşel-mobil sistemi uygulaması kapsamında KDV ve ÖTV gelirimizden feragat ediyoruz. KDV, ÖTV ve stopaj indirimleri ile bir yandan salgından en fazla etkilenen sektörleri desteklerken, diğer yandan da enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz. Bu çerçevede, kamu maliyesi tarafında yapılan indirim ve fiyat ayarlamaları sonucunda 103 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik. Ayrıca son dönemde, iç talebin dengeli artışını destekleme amacıyla makro-ihtiyati tedbirleri de uygulamaya aldık ve bu tedbirlerin olumlu etkisini kısmen görmeye başladık” diye konuştu.

    ‘BORÇLANMA KONUSUNDA SON DERECE DİKKATLİ BİR YAKLAŞIM İZLİYORUZ’

    Yılın son çeyreğinde enflasyon eğiliminin belirgin bir düşüş sürecine girmesini öngördüklerini ifade eden Elvan, ” Kamu maliyesi alanına da özel bir parantez açmak istiyorum. Bütçe gelişmeleri yıl sonu hedefimizle uyumlu gidiyor. Temmuz ayında bütçe giderlerinde emekli ikramiyeleri ile planlanmış faiz, yatırım ve cari nitelikli ödemelerden kaynaklı nisbi yükseliş gerçekleşti. Ancak bu durum merkezi yönetim bütçe harcamalarında ve açığında toplam genişlemeyi değil dönemsel artışı gösteriyor. Nitekim yılın ilk 7 ayında bütçe açığı, geçen yıla kıyasla yüzde 43,7 oranında azalıp 78 milyar lira olarak gerçekleşti. Mali disiplinden asla taviz vermeyeceğiz. Merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3,5 olarak tutma hedefimize sadığız, bu konuda en ufak bir tereddüt bile yok. Borçlanma konusunda da son derece dikkatli bir yaklaşım izliyoruz. Uyguladığımız borçlanma politikaları sayesinde, yurtiçinden döviz cinsi borçlanmayı kademeli olarak düşürmeye başladık. 2021 yılında yurt içinden yaptığımız döviz cinsi borçlanma, döviz cinsi ödemelerin yaklaşık yarısı kadar. Borç yönetiminde bir diğer amacımız, maliyetleri de dikkate alarak borçlanmanın vadesini mümkün olduğu kadar uzatmak. İzlediğimiz yaklaşım sayesinde yurt içinde borçlanmanın vadesini 34 aydan 52 aya yükselttik. Bu stratejiler sayesinde faiz yükünü azaltarak bütçede alan oluşturmak ve bu alanı da ihtiyaç duyulan yerlerde kullanmak istiyoruz” dedi.

    ‘BU PAKETLER ÜRETKEN KESİMLERİ TEŞVİK AMACINI TAŞIYOR’

    Uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamanın önem taşıdığının farkında olduklarını söyleyen Bakan Elvan, “Mart ayında açıkladığımız Ekonomi Reform Programı’nda üretim, istihdam, yatırım ve ihracatı ekonomi politikalarımızın odağına aldık. Bu alanları desteklemek ve üreticilerimiz üzerindeki yükü azaltmak üzere önemli adımlarımız olacak. Ben bu noktada finansman ve beşeri sermaye gibi alanlardaki politikalara kısaca değinmek istiyorum. Uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamanın sizler için taşıdığı önemin farkındayız. Buradan hareketle KGF destekli üç yeni mekanizmayı başlatıyoruz. İlk olarak Likidite sıkıntısı çeken küçük ölçekli firmalara, ilave istihdam ettikleri her bir kişi için KGF kefaletiyle krediye erişim imkânını, ikincisi imalata dayalı ve ihracatı önceleyen yatırımlara KGF teminatı ile 5’inci ve 6’ncı bölgelerde uzun vadeli kredi desteğini, üçüncüsü ihracat potansiyeli yüksek olan KOBİ’lerin dış pazarlara açılmalarını teşvik etmek üzere Eximbank Kredi Destek Paketini devreye alıyoruz. Bahsettiğim tüm bu paketler, reel ekonomiyi, üretken kesimleri teşvik amacını taşıyor” dedi.

    ‘GENÇLERİN KALFALIK DÖNEMİNDE ALDIKLARI ÜCRETLERİ ARTIRACAĞIZ’

    “Mevcut kaynaklarımızı seçici ve odaklı bir yaklaşımla, ekonomik potansiyelimizi daha da geliştirmek için kullanacağız” diyen Bakan Elvan, “Sanayicilerimizin ara eleman bulma konusunda yaşadıkları sorunların farkındayız. Bu sorunun çözümüne yönelik hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Mesleki Eğitim Merkezlerine olan ilgiyi artırmak için gençlerin kalfalık döneminde aldıkları ücretleri artıracağız. Sanayicinin yükünü hafifletmek için de, bu merkezlerden eğitim alan öğrencilerin ücretlerini biz ödeyeceğiz. Milli Eğitim Bakanımızla bu konuya ilişkin geçen hafta çok verimli bir toplantı yaptık. Bu alanda atacağımız adımların, istihdam piyasalarında ciddi bir dönüşümü teşvik etmesini bekliyoruz” dedi.

  • Bakan Elvan’dan Merkez Bankası açıklaması

    Bakan Elvan’dan Merkez Bankası açıklaması

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, fiyat istikrarını sağlama görevinin Merkez Bankası’nın olduğunu, hiçbir şekilde bankaya müdahalenin söz konusu olmadığını açıkladı.

    Bakan Elvan, Twitter’daki hesabından yaptığı açıklamada, “Fiyat istikrarını sağlama görevi Merkez Bankası’nındır. Fiyat İstikrarı Komitesi’nin ana amacı, enflasyonda risk oluşturan arz şoklarına karşı çözüm önerilerinin geliştirilmesidir. Hiçbir şekilde Merkez Bankası’na müdahale söz konusu değildir” dedi.

  • Bakan Elvan’dan Bursa’da önemli açıklamalar

    Bakan Elvan’dan Bursa’da önemli açıklamalar

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Tabi burada döviz kuru istikrarı da oldukça önemli. Son dönemde, döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından düzenlenen ‘İş Dünyası Buluşması’ toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, pandemi döneminde yapılan desteklemelerin devam etmesi gerektiğini ifade ederek, “Pandeminin ortaya çıktığı ilk günden bu yana tüm gücümüz ve imkanımızı pandeminin üyelerimiz üzerindeki etkilerini azaltmaya yoğunlaştırdık. Tüm sektörlerimizle sürekli iletişim halinde olduk. Düzenlediğimiz istişare toplantılarıyla üyelerimizin yaşadığı sıkıntıları yakından takip ettik. Komitelerimizin belirlediği sorunları ve bu sorunlara yönelik çözüm beklentilerini çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ve ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlara aktararak sektörlerimizin sorunlarının çözümünde önemli bir rol oynadık. Dünya ekonomilerinin zorlu sınavlardan geçtiği bir dönemdeyiz. Geçen yıl bir sağlık sorunu olarak başlayan korona virüs salgını, ekonomik sorunları ve belirsizlikleri de ortaya çıkardı. Salgınla birlikte küresel ekonomi hem arz hem de talep yönüyle büyük sınavlar verdi. İşletmelerimizin bir bölümü faaliyetlerine ara vermek zorunda kalırken, tedarik zincirlerinde de aksamalar meydana geldi. Diğer taraftan da büyümenin en önemli etkenlerinden birisi olan iç tüketim, salgından negatif etkilendi” dedi.

    Bursa’da ve Türkiye’de çok ciddi bir yatırım iştahının bulunduğunu belirten Burkay, “Hükümetimiz tarafından sağlanan çok önemli destek mekanizmaları var. Ancak iş dünyamızın sahip olduğu bu potansiyeli ortaya çıkarabilmek için faiz ve enflasyon koşullar ile birlikte yatırım ortamını güçlendirici adımlar atılması önem arz etmektedir. Firmalarımız geçen yıl bu aylarda kredi destek paketleri kapsamında yüzde 7,5’a kadar düşen faizleri kullanmışken bugün kredi faiz oranları ise yüzde 22-24 aralığında bulunmaktadır. Yüksek enflasyonla mücadelede kararlı ve hızlı bir şekilde atılacak adımlar, işletmelerimizin maliyet ve sermaye yapısı açısından yaşadığı olumsuzlukların da önüne geçecektir” diye konuştu.

    “Yerli otomobilinin Gemlik’ten yola çıkacak olması tesadüf değil”

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, salgının etkilerinin nispeten azalmasıyla, artık sahaya daha sık inecekleri, yerelin sesini yerinde duymak istedikleri için Anadolu turuna Bursa’dan başladıklarını ifade ederek, “Otomotivin ve tekstilin kalbi burada atıyor. Türkiye’nin otomobilinin Gemlik’ten yola çıkacak olması elbette tesadüf değil. Sahip olduğunuz kabiliyetler, güçlü tedarik zincirleri ve firma etkileşimini kolaylaştıran ekosistem, Bursa’nın taşıdığı avantajlardan sadece birkaçı. Çekim merkezi konumunda olan Bursa, bölgesel gelişme açısından da çevre illerin kalkınmasında bir kaldıraç görevi üstleniyor. Dolayısıyla taşıdığınız bu potansiyel, ülkemize de yüksek katma değer, üretim çeşitliliği ve istihdam olarak geri dönüyor. Bu etkileyici performans, sizleri bir rol model olarak da öne çıkartıyor” ifadelerini kullandı.

    “Yıl sonuna kadar bu tutarın 191 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,4’üne ulaşmasını bekliyoruz”

    Zorlu 2020 yılının geride kaldığını, yaşanan küresel salgının sosyolojik, ekonomik ve toplumsal pek çok sorunu da beraberinde getirdiğinin altını çizen Elvan, “Bakın biz bu dönemde, sorunsuz işleyen bir düzenin aniden durabileceğini, deyim yerindeyse tüm şalterlerin bir anda kapanabileceğini gördük. Küresel ekonomi, belki de son 100 yılın en şiddetli daralmasını yaşadı. Dünya ticareti ve uluslararası sermaye hareketleri derin yaralar aldı. Küresel çapta işsizlik, bütçe açıkları, borçluluk oranları ve enflasyon artış eğilimine girdi. Oluşan bu hasarın giderilmesi maalesef zaman alacak. Türkiye, işte böylesine zorlu bir mücadeleyi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin sağladığı hızlı koordine olabilme yeteneği sayesinde başarıyla yürüttü. Emekçiler, işverenler ve vatandaşlarımız için tüm imkânlarımızı seferber ettik. Salgından etkilenen işletmelerimize; Çeşitli hibe destekleri sunduk, vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerinde ertelemeler getirdik, KDV ve kira stopajlarında indirimler yaptık. Üretimde sürdürebilirliği sağlamak için benzersiz adımlar attık. Kısa çalışma ödeneği, işsizlik ödeneği, nakdi ücret desteği ve normalleşme desteği gibi mekanizmalar, Türk sanayisini bu zorlu dönemde ayakta tuttu. Bahsettiğim bu dört uygulamayla, 9 buçuk milyon vatandaşımıza 55 milyar liralık bir destek sunduk. Bütçeden ve çeşitli fonlardan sunduğumuz desteklerin tutarı 141 milyar lirayı aştı. Yıl sonuna kadar bu tutarın 191 milyar liraya, yani milli gelirin yüzde 3,4’üne ulaşmasını bekliyoruz” dedi.

    “Tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum”

    Şunu da çok net ifade edeyim; bundan sonraki süreçte de ihtiyaç duyan her kesimin yanında olmaya devam edeceklerini işaret eden Bakan Elvan, “Biliyorsunuz aşılamada da önemli bir ivme artışı söz konusu. Günde 1 milyon dozun üzerinde aşı yapılıyor, bakınız bu muazzam bir başarıdır. İnşallah bu durumun olumlu etkisini de önümüzdeki dönemde, hem ekonomide hem de sosyal hayatın normalleşmesinde göreceğiz. Atılan adımların katkısıyla, 2020 yılını büyümeyle kapattık. Ekonomik aktivite 2021’in ilk çeyreğinde canlı bir performans gösterdi. İlk çeyrekteki yüzde 7’lik büyümenin yüzde 30’unu imalat sanayimiz tek başına sırtladı. Yine bu dönemde; dış talebin ve yatırım harcamalarının da büyümeye önemli bir katkı sağladığını görüyoruz. İhracat tarafı çok güçlü gidiyor, bu sene tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerine bir ihracat performansı gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bursa’nın ihracat rakamları da, yılın ilk 5 ayında, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 38’in üzerinde arttı. Sizlerin de desteği ile yıl sonu hedefimize ulaşacağımızdan hiç kuşkum yok. Makroekonomik politikalarımızda 3 temel önceliğimiz var. Birincisi; ekonomide dengesizlik ve kırılganlık oluşturmayacak, kaliteli ve istikrarlı bir büyümeyi temin etmek. Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığıdır. İstihdam oluşturan, gelir dağılımını iyileştiren, verimliliği artıran ve rekabeti teşvik eden politikalarla büyüme patikamızı şekillendirmek istiyoruz. Bu büyümeden de, tüm vatandaşlarımızın en iyi şekilde faydalanmasını arzuluyoruz. İkinci politika önceliğimiz; Cari açığın kontrol altına alınması, hatta orta vadede cari fazla veren bir ekonomik yapının hakim kılınmasıdır. Cari açıkla mücadelenin hem dönemsel hem de yapısal unsurlarının olduğunun farkındayız. İhracat pazarlarımızın toparlanıyor oluşu, dönemsel açıdan işimizi kolaylaştırıyor. Benzer şekilde, altın ithalatını azaltmak için uyguladığımız tedbirlerin de müspet etkilerini görmeye başladık. Yılın ilk 5 ayında altın ithalatı, geçen seneye göre yüzde 47 azaldı. Yapısal tarafta da bir dizi tedbir hayata geçecek. Örneğin; imalat sanayimizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunu daha da artırmak için özel programlar uygulayacağız. İhracatı öncelikleyen yatırımlara ağırlık vereceğiz. Yurtdışı lojistik merkezleri açarak ihracatçıların potansiyel pazarlara erişimini hızlandıracağız. Üçüncü ve en önemli politika önceliğimiz ise; fiyat istikrarının sağlanmasıdır” şeklinde konuştu.

    “Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor”

    “Enflasyon nitelikli ve sürdürülebilir büyümenin önündeki en temel engeldir. Yüksek enflasyonun olduğu bir ortamda, sanayici de önünü göremez, sağlıklı karar alamaz, uzun vadeli yatırım yapmaya da cesaret edemez” diyerek sözlerini sürdüren Bakan Elvan, “İşte bu yüzden, enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor. Biz bu sorunu bir bütün olarak ele alıyoruz. Para, maliye, finansal sektör ve yapısal politikalarımız uyum içinde hareket ediyor. Kısa vadeli kazanımlar uğruna, asla enflasyon hedefimizden kopmayacağız. Enflasyonla mücadelede, beklentiler kanalının ne denli kritik bir rol oynadığını biliyoruz. Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Tabi burada döviz kuru istikrarı da oldukça önemli. Son dönemde, döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin daha da arttığını görüyoruz. Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonun düşmeye başlamasıyla birlikte; ülkemizin risk primi de düşecek, sermaye girişi hızlanacak, Türk Lirası varlıklara talep artacak, ve oluşan güven ortamı istikrarlı büyümeyi de beraberinde getirecek. Biliyorsunuz geçmişte de yüksek enflasyon sorununu yaşadık ve attığımız adımlar sayesinde enflasyonu gayet başarılı bir biçimde tek hanelere indirdik. Yine benzer bir başarı hikayesi yazacağız, ancak bunun için sizlerin de sabrınıza ve desteğinize ihtiyacımız var. Biz Hükümet olarak sizlerin yükünü alacak ve işlerinizi hızlandıracak düzenlemeleri yapmakta kararlıyız. Reform paketinde de yer verdiğimiz üzere; sanayimiz için finansman, beşeri sermaye, vergilendirme ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi alanlarda somut politikaları hayata geçireceğiz” dedi.

    “Mesleki Eğitim Merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız”

    Finansa erişimin sizler için ne denli kritik bir önem taşıdığını dile getiren Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Buradan hareketle; bankacılık sektörünün yanı sıra, faizsiz finans sistemi ve sermaye piyasalarını daha da derinleştirecek politikalara hız vereceğiz. Katma değer üreten firmaların hayatta kalmasını da çok önemsiyoruz. Bunun için bankacılık sektörümüzde; firma rehabilitasyonları için yeniden yapılandırma birimleri kurulmasını teşvik ediyoruz. Sanayicilerimizin ara eleman bulma noktasında karşılaştıkları zorlukların da farkındayız. Bu sorunu çözmek üzere, çok önemli bir adım atıyoruz, hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Mesleki Eğitim Merkezlerini gençlerimiz için çok daha cazip kılacağız. Kalfalık döneminde alınan ücretlerde iyileşme sağlayacak, bu merkezlerde eğitim gören öğrencilerin ücretlerini kamu tarafı olarak biz karşılayacağız. Böylece sizlerin üzerindeki yükleri kaldırmayı hedefliyoruz. Ülkemizin potansiyeline ve sizlerin yapabileceklerine çok büyük bir güven duyuyoruz. Türkiye, küresel ekonominin sayılı üretim ve inovasyon merkezlerinden biri olabilir. İnanın bunun önünde hiçbir engel yok. Pandemide Türk sanayisi kendini ispatladı, en zor durumlarda bile müdahale kapasitesiyle gücünü gösterdi” diye konuştu.

    Sanayicilerinden 4 temel beklenti

    Sanayiyi daha ileri taşımak adına, 4 temel beklentilerinin olduğunu söyleyen Elvan, “Birincisi; yüksek katma değer üreten, dijitalleşmeyi teşvik eden ve rekabet gücünüzü artıracak yatırımlara öncelik vermenizi arzu ediyoruz. Bursa, sahip olduğu avantajlarla yerli yabancı pek çok yatırımcının hedef noktası da olabilir. Dolayısıyla sizlerin pro-aktif olmanızda, uluslararası işbirliği imkânlarını zorlamanızda büyük faydalar bulunuyor. İkincisi; borç-özkaynak dengenizin daha dikkatli ayarlanması hususu. Ben katıldığım tüm toplantılarda, bu hususun özellikle altını çiziyorum. Ödeyebileceğiniz kadar borç alın, büyük yüklerin altına lütfen girmeyin. Şirketleriniz sermaye piyasalarına açmak gibi, farklı finansman imkanlarını da gündeminize alın. Hammadde ve emtia fiyatlarının dünya genelinde arttığı, gelişmiş ülkelerde enflasyon beklentilerinin yükseldiği bir döneme giriyoruz. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının para politikalarında değişikliğe gidebileceği bir ortamda, yurtdışı piyasalarda oynaklığın artabileceğini öngörmek gerekiyor. Bu nedenle, bilanço yapımızı bu yeni döneme göre ayarlamamız önem arz ediyor. Üçüncüsü; istihdam ve teknoloji dengesini çok iyi kurmaya özen göstermeliyiz. İşgücümüze yeni iş imkanları oluşturmak kadar, mevcut işgücü kabiliyetlerinin geliştirilmesi de kritik öneme sahip. Bu noktada Bursa, diğer illerimize göre avantajlı bir konumda. İlimizdeki Model fabrikanın gerek yalın üretim, gerekse dijitalleşme konusunda dönüştürücü bir fonksiyon üstleneceğini düşünüyorum. Sizlerin burada alacağı eğitimler, verimlilik ve rekabet artışı olarak işinize geri dönecek, bundan emin olabilirsiniz. Dördüncü ve son olarak; Sanayinin yeşil dönüşümü konusunu da odaklı bir şekilde ele almamız şart. Yeşil teknolojiler, küresel çapta yeni ürünler ve piyasalar oluşturmak için ciddi bir büyüme potansiyeli sunuyor. Küresel iklim değişikliği, tarım başta olmak üzere hayatımızın pek çok alanını etkilemeye başladı. Ülkelerin ve uluslararası kuruluşların da bu konudaki hassasiyeti günden güne artıyor. Önümüzdeki dönemde, dış kaynaklara ve dış finansmana erişim şartlarından birisi de yeşil dönüşüm olacak. Dolayısıyla, bu konuyu asla ıskalamamız gerekiyor. Türkiye, yeşil devrimin öncülerinden biri olabilir. Ben bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Türkiye’nin Otomobili Projesi, aslında tam da bu bağlamda değerlendirilmesi gereken bir iş. Biliyorsunuz otomobiller artık ulaşım aracı olmanın da ötesinde; yüksek teknolojili, elektrikli, otonom ve ağa bağlı akıllı bir cihaza dönüşüyor. Tabi buna ek olarak; çevre ve emisyon alanında getirilen yeni düzenlemeler de sektörde reformu zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, sektörde hem ana sanayinin hem de tedarik sanayinin hızla uyum sağlamasını gerektirecek bir bakış açısına ihtiyaç var. Bu bakış açısına sahip olup harekete geçenler, otomotiv endüstrisinin yarınlarını da şekillendirecekler. İşte TOGG, bu sektörün yarınlarını bugünden şekillendirme iddiasını ortaya koyuyor. Burada geliştirilecek teknolojiler; çevreyi kirletmeyen, elektrikli ve bağlantılı bir mobilite ekosistemini de hayata geçirecek. Daha da önemlisi, ülkemiz tedarik sanayisi de bu dönüşüme ayak uyduracak. Bir sonraki adımda da, geliştirdiğimiz teknolojileri yurtdışına ihraç edeceğiz. Bir ülke sanayisi için, bundan daha ilham verici bir örnek olabilir mi? Bursa’nın bu benzersiz dönüşüme öncülük edecek olması da hakikaten heyecan verici” diyerek sözlerini noktaladı.

  • Bakan Elvan’dan döviz kuru mesajı

    Bakan Elvan’dan döviz kuru mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, döviz kuruna yönelik “Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonda düşüşle sermaye girişi hızlanacak, TL varlıklara giriş artacak” mesajı verdi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Bursa İş Dünyası ile Buluşma programında konuştu.

    Elvan’ın mesajlarından öne çıkanlar şöyle:

    Pandemide 9.5 milyon vatandaşa 55 milyar TL destek verdik. Toplam destekler 141 milyar TL’yi aştı, yıl sonuna kadar 191 milyar ile milli gelirin yüzde 3.14’üne ulaşacak.

    Enflasyonla mücadele tüm politikalarımızın önünde, kısa vadeli kazanımlar uğruna asla enflasyon hedefimizden kopmayacağız.

    Kararlı duruşumuz ve uygulanan politikalar, enflasyonda yukarı yönlü beklentilerin de kırılmasında rol oynayacak. Enflasyonla mücadele, tüm politikalarımızın merkezinde yer alıyor.

    Bizim için önemli olan büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığıdır.

    Kur istikrarının sağlanması ve enflasyonda düşüşle sermaye girişi hızlanacak, TL varlıklara giriş artacak. Bu da sürdürülebilir büyümeye katkı sağlayacak.

  • Bakan Elvan’dan finansal istikrar vurgusu

    Bakan Elvan’dan finansal istikrar vurgusu

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Piyasaların etkin ve sağlıklı işleyişini son derece önemsiyoruz. Bu kapsamda serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir taviz kesinlikle söz konusu olmayacak, liberal kambiyo rejiminin uygulanmasına kararlılıkla devam edilecektir” dedi.
    Hazine ve Maliye Bakanı Elvan, yaptığı yazılı açıklamada, Makroekonomik istikrarın ön koşulları fiyat istikrarı ve finansal istikrar olduğunu vurgulayarak, bu alanlarda istikrar olmaksızın; güçlü, kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeye ulaşmanın mümkün olmadığını kaydetti.

    Bakan Elvan şöyle devam etti:

    “Uygulamakta olduğumuz ‘enflasyonda düşüşü önceliklendiren’ makro politika çerçevesi, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir. Maliye politikalarını, para politikasını tamamlayıcı yönde fiyat istikrarını desteklemek amacıyla uygulamaya devam edeceğiz.”
    Piyasaların etkin ve sağlıklı işleyişini son derece önemsediklerini vurgulayan Bakan Elvan,” Bu kapsamda serbest piyasa mekanizmasından herhangi bir taviz kesinlikle söz konusu olmayacak, liberal kambiyo rejiminin uygulanmasına kararlılıkla devam edilecektir. Reform paketimizde yer alan eylemler de, yapısal temellerimizi daha da güçlendirecek, olası şoklara karsı direncimizi artıracaktır” ifadesini kullandı.

  • Memur-Sen seyyanen zam talebini Bakan Elvan’a iletti

    Memur-Sen seyyanen zam talebini Bakan Elvan’a iletti

    Memur-Sen yönetimi, kamu görevlilerine seyyanen zam verilmesi talebini Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’a iletti.

    Memur-Sen’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Genel Başkan Ali Yalçın ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyeleri Hazine ve Maliye Bakanı Elvan tarafından kabul edildi.

    Kabulde, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğüne dikkati çekerek seyyanen zam beklentilerini Bakan Elvan’a ileten Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

    “Açıklanan 14,6’lık enflasyon söz konusu. Ancak sahada gerçek enflasyonun bu olmadığını biliyoruz. Gıda enflasyonu yüzde 19’u gördü. Vergilere bakıyoruz 9,21 arttı. Asgari ücret ise 21,56 oranında artırıldı. Bu rakamlar ışığında görüyoruz ki gerçek enflasyonun hesaplanması zor değil. Kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü herkesin malumu, seyyanen zam istiyoruz.”

    Sözleşmelilerin kadro talebi de aktarıldı

    Kabulde, kamuda sözleşmeli istihdam konusu da gündeme geldi.

    Yalçın, kamuda sözleşmeli statüsünün son bulması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

    “Kamuda sözleşmeli sayısı 400 bini aştı. Kamudaki sözleşmeliler arasındaki özlük hakları farklılığı da 20’yi buldu. Bu konunun da gündeme alınması gerekiyor. Kamuda sözleşmeli memurluk son bulmalı, kamuda istihdam modeli ‘kadrolu’ olmalıdır.”

    Bakan Elvan’a sağlık çalışanlarının taleplerini de ileten Yalçın, “Sağlık çalışanlarına yapılan ek ödemelerde sorunlar var. Bu sorunların başında ise hala yapılmamış ek ödemeler var. Bu sorunlar giderilmeli. Sorunların giderildiği gibi belirsizlik de bitirilmeli.” ifadelerini kullandı.

    Yalçın, Belediyeler Kanun’a tabi yerel yönetimlerde çalışan sözleşmeli personele kadrolarının bir an önce verilmesini istedi.

  • Bakan Elvan’dan enflasyon açıklaması

    Bakan Elvan’dan enflasyon açıklaması

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Para politikasına, yapısal boyutta atılan adımlarla destek vereceğiz. 2021, makroekonomik istikrara odaklanan bir reform yılı olacak. Enflasyonla mücadelede bütüncül bir yaklaşımla kararlı bir duruş sergileyeceğiz.” dedi

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Twitter hesabından TÜİK’in açıkladığı aralık ayı ve yıllık enflasyon rakamlarını değerlendirdi.

    Elvan, “Enflasyonla mücadelede bütüncül bir yaklaşımla kararlı bir duruş sergileyeceğiz. Para politikasına, yapısal boyutta atılan adımlarla destek vereceğiz. 2021 yılı, makroekonomik istikrara odaklanan bir reform yılı olacaktır. Para politikasının enflasyona odaklı şekillendiği bu dönemde pandemi koşullarının getirebileceği ilave destek ihtiyacı, seçici ve hedefli kamu maliyesi politikaları üzerinden sağlanacaktır.Mali disiplini kaliteli ve istikrarlı bir yapıya kavuşturacak tedbirleri de alacağız.” dedi.

  • Bakan Elvan’dan reform mesajı

    Bakan Elvan’dan reform mesajı

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, sürdürülebilir ve kaliteli büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşların refah seviyesini yükseltmeyi amaçladıklarını belirterek, “Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, TBMM Genel Kurulunda, bakanlık ve bağlı kuruluşların 2021 bütçesi üzerine konuştu. Elvan, ülkelerin istihdam, üretim, ticaret, turizm ve borçluluk gibi pek çok alanı etkileyen bir süreçte kapsamlı ve zorunlu bir mücadele içine girdiğini, yaşanan olağanüstü şartların, normal zamanlarda görülmeyen tedbirlerin gündeme gelmesine neden olduğunu söyledi. Elvan, ülkelerin toplam borçlarının milli gelirine oranlarının, Japonya’da yüzde 632, İngiltere’de yüzde 500, ABD’de yüzde 383, Çin’de yüzde 337, Almanya’da yüzde 268, Türkiye’de ise yüzde 167 olduğunu kaydetti.

    ‘DÜNYA ORTALAMASININ OLDUKÇA ALTINDA BİR BORÇLULUK ORANINA SAHİBİZ’

    Dünyada son 1 yılda küresel düzeyde borçluluk oranının yüzde 43 oranında arttığını dile getiren Elvan, gelişmiş ülkelerin borcunun yine son 1 yılda yüzde 52 oranında arttığını belirterek, “Türkiye’de ise son 1 yılda borçluluğumuzdaki artış oranı yüzde 30’dur. Dünya ortalamasının oldukça altında bir borçluluk oranına sahibiz” dedi.

    Elvan, aşı konusunda son dönemdeki gelişmelerin umut verici olduğunu belirterek, “Koronavirüse karşı yaygın kullanımı olan bir aşı ya da tedavinin hayata geçmesiyle küresel aktivitede hızlı bir toparlanma yaşanacağına inanıyoruz. Buradan hareketle 2021’in aşılamanın da başlamasıyla küresel gelirde, ticarette ve istihdamda 2020’nin telafi edildiği bir dönem olması bekleniyor. Bununla birlikte küresel arz zincirlerinin güvenliği, istihdam piyasalarının dezavantajlı gruplar aleyhine hızla bozulması, teknoloji altyapısının artan önemi, sektörel bağımlılıkların oluşturduğu kırılganlıklar gibi hususlar, salgın sonrası dönemin küresel ekonomi gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam edeceği görünüyor” açıklamasında bulundu.

    2021 bütçesini, koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkilediği ortamda hazırladıklarını belirten Bakan Elvan, “Ekonomimiz, hükümetlerimiz döneminde maruz kaldığı şokları elde edilen kazanımlar sayesinde her defasında başarılı şekilde atlattı. Ekonomimizi daha dayanıklı kılmaya ve sürdürülebilir büyümeyi temin etmeye yönelik makroekonomik politikaları hayata geçirmeye devam ediyoruz” dedi.

    ‘YENİ REFORMLARIMIZA HIZ KAZANDIRACAĞIZ’

    Türkiye ekonomisinin, rekabete dayalı piyasa ekonomisi geleneğine sahip olduğunu vurgulayan Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ekonomi politikalarımızı bu anlayışı merkeze alarak oluşturuyoruz. Önümüzdeki dönemde sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümeyle istihdamı artırmayı ve vatandaşlarımızın refah seviyesini yükseltmeyi amaçlıyoruz. Makroekonomik istikrarı korumak suretiyle enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürecek, salgının küresel çapta getirdiği belirsizliklere rağmen ekonomik aktivitenin sürekliliğini sağlayacak, yatırım ortamını güçlendirecek; şeffaf, öngörülebilir ve hesap verilebilir bir yapı içinde yeni reformlarımıza hız kazandıracağız. Geçmişte birçok kez gösterdiğimiz gibi ülkemizin dünyanın zor şartlarından en az etkilenerek çıkmasını sağlayacağız.”

    ‘GÜVENİN EN ÖNEMLİ TEMİNATI HİÇ KUŞKUSUZ HUKUKTUR’

    Hukuku ekonomiden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını, iyi işleyen bir ekonomik yapının olmazsa olmazının güven olduğunu ifade eden Elvan, “Bu güvenin en önemli teminatı hiç kuşkusuz hukuktur” ifadesini kullandı.

  • Bakan Elvan’dan küresel markalara çağrı

    Bakan Elvan’dan küresel markalara çağrı

    Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye’nin yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkanlar sunduğunu belirterek, “Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık.” dedi.

    Elvan, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından düzenlenen Uluslararası Yatırımcılar Zirvesi’ne katılarak konuşma yaptı.

    Hiç kimsenin geçen yıl bu zamanlarda 2020 yılının böyle geçeceğini tahmin etmediğini ifade eden Elvan, daha önce bir benzeri yaşanmamış olağanüstü dönemlerden geçildiğini söyledi.

    Elvan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, tüm dünyada dengeleri sarstığına işaret ederek, bu yıl küresel ticaretin yüzde 9,2 ve uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 40 daralmasının beklendiğini bildirdi. Turizm ve hizmetler sektörünün çok ciddi darbeler aldığını vurgulayan Elvan, “Tüm bunların sonucu olarak 2020’de global küçülmenin yüzde 4,4 olması bekleniyor. Tabii bu görünüm, salgının seyri ve aşı-ilaç alanında katedilecek mesafeye göre hızlı bir iyileşme ve canlanma sürecine de girebilir. Dolayısıyla pandemi sonrası dönem, aslında pek çok fırsatı beraberinde getiriyor.” diye konuştu.

    Elvan, bu noktada iki hususun altını çizmek istediğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

    “Bunlardan ilki, küresel değer zincirlerinde başlayan dönüşüm. Pandemiyle birlikte çok uluslu şirketler, üretimde tek bir tedarikçiye bağlı kalmanın dezavantajlarını bizzat yaşayıp, acı bir şekilde tecrübe ettiler. Önümüzdeki dönemde küresel ekonomide, muhtemelen yeni üretim lokasyonları ortaya çıkacak ve üretimin ağırlık merkezi dünya geneline daha dengeli yayılacak. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilen ülkeler de yeni dönemin kazananları olacak. Değinmek istediğim ikinci husus ise şu an hem tüketim hem de yatırım cephesinde ertelenmiş bir talep olduğu gerçeği. Piyasalar normale döndüğü an bu talebi karşılayabilecek kapasite ve donanıma sahip ülkeler, rakiplerini geride bırakma şansına erişecekler ve ekonomilerini hızla büyütebilecekler. Böylesine bir konjonktürde Türkiye, kendilerine yeni ve güvenilir limanlar arayan yatırımcılar için çok cazip imkanlar sunuyor.”

    “Güçlü bir tedarik altyapımız var”

    Türkiye’nin avantajlarına dikkati çeken Elvan, “Son derece gelişmiş üretim ve Ar-Ge altyapılarımız var. Türk sanayisi, hemen hemen her ürünü geliştirip üretebiliyor. Emsallerimize göre, çok daha çeşitli bir ürün gamına, ürün uzayına sahibiz. Sahip olduğumuz kabiliyetler, sektörler arasında birlikte iş yapma kültürünü besliyor. İmalat sanayisinde, kusursuz işleyen ve değişen koşullara hızla adapte olabilen bir tedarikçi altyapımız var. Fintek, biyoteknoloji ve oyun sektörü başta olmak üzere her geçen gün güçlenen dinamik bir start-up atmosferi oluşuyor. Lojistik imkanların çeşitliliği, sunduğumuz teşvikler, hepsinden önemlisi dinamik ve nitelikli iş gücümüz, Türkiye’ye yatırım yapan müteşebbislerin karını ve verimliliğini artırıyor.” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin, sahip olduğu bu özelliklerle başta Avrupa pazarı olmak üzere, dünyanın her yerinden yatırımcılar için eşsiz bir potansiyel taşıdığını belirten Elvan, “İşte biz bu potansiyeli, çok daha ileri götürmek ve Türkiye’yi yatırımlarda cazibe merkezi yapmak adına ekonomi ve hukuk alanında yeni bir seferberlik başlattık. Yatırımcının gelecek dönem ufkunu öngörülebilir kılacak reformları kararlılıkla hayata geçireceğiz.” dedi.

    “Küresel markaları ülkemize davet ediyorum”

    Ekonomi yönetiminde tam bir koordinasyon ve ekip ruhuyla hareket ettiklerini vurgulayan Elvan, makroekonomik istikrar, finansal istikrar ve fiyat istikrarını sağlamak adına çok yoğun çalışma içinde olduklarını dile getirdi. Bakan Elvan, şunları kaydetti:

    “Karşımızdaki her problemi, piyasa ekonomisinin kuralları çerçevesinde şeffaf, hesap verebilir, rasyonel ve öngörülebilir bir şekilde çözeceğiz. İç ve dış yatırımcılar için kredibiliteyi en üst seviyelere çekecek politikalar uygulayacağız, kimsenin aklında soru işareti de kalmayacak. Enflasyonla mücadelede çok kararlıyız, altını özellikle çizeyim, Merkez Bankamız her türlü araç bağımsızlığına sahip. Para ve maliye politikalarımız eş güdüm içinde olacak. Yapısal politikalar ve mikro reformlarla da rekabet gücümüzü ve toplam faktör verimliliğimizi artıracak adımlar atacağız. Bu noktada doğrudan yabancı yatırımların taşıdığı önemin ve ekonomi üzerindeki dönüştürücü gücün fazlasıyla farkındayız. Ülkemizdeki mevcut doğrudan yatırımların kapasite artışına gitmesini arzuluyoruz. Firmalar, üretim tesislerini genişletebilecekleri gibi, pekala Ar-Ge faaliyetlerini de ülkemize taşıyabilir. Bununla birlikte, daha önce Türkiye’de yatırım fırsatlarını hiçbir şekilde değerlendirmemiş küresel markaları da ülkemize davet ediyorum. İnanıyorum ki bu markalar sunduğumuz ekosistemde güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olacak.”