Etiket: maden faciası

  • İliç’teki maden faciasında yeni gelişme: 2 mühendis tutuklandı

    İliç’teki maden faciasında yeni gelişme: 2 mühendis tutuklandı

    İliç’teki maden ocağında yaşanan toprak kaymasına ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma devam ediyor.

    Bu kapsamda maden ocağını işleten şirkette idareci pozisyonunda çalışan mühendis İ.T. ve K.M.A. ifade işlemleri için adliyeye sevk edildi.

    Savcılık sorgusu sonrası nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen İ.T. ve K.M.A. tutuklandı.

    Soruşturma kapsamında daha önce altın madeni ocağını işleten şirketin Kanadalı yöneticisi J.R.G.’nin de aralarında bulunduğu 6 kişi tutuklanmış, 3 zanlı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

    Anagold Madencilik’in 2010 yılı Aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Çöpler Madeni’nde 13 Şubat Salı günü saat 14.30 sıralarında toprak kayması meydana gelmişti.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hacmi 10 milyon metreküp olarak hesaplanan bir kütlenin kaydığını söylemişti.

    Maden ocağındaki 9 işçi bu kütlenin altında kalmıştı.

    İşçileri arama çalışmaları devam ediyor.

  • Maden faciasında iddianame tamamlandı

    Maden faciasında iddianame tamamlandı

    Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne ait maden ocağında geçen yıl 14 Ekim günü saat 18.16 sıralarında meydana gelen patlamada 42 işçi hayatını kaybetti 10 işçi de yaralandı. Patlamanın ardından başlatılan adli soruşturmada 8 şüphelisi tutuklu 23 şüpheli hakkında Cumhuriyet Savcılığınca iddianame hazırlandı. 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede tutuklu şüpheliler Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural hakkında her bir işçi adına 42’şer kez “muhtemel kastla öldürme”, 4 kez “muhtemel kastla yaralama” suçundan hakkında toplam bin 62’şer yıla kadar hapis cezası talep edildi.

    Diğer 4’ü tutuklu 19 şüphelinin hakkında da “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talebinde bulunuldu. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporun yer aldığı iddianamede maden işçilerinin kullandığı kıyafetlerin ısı ve aleve karşı koruma, alev yayılma, alevli döküntü ve alevli yanma kriterlerine uygun olmadığına dikkat çekildi.

    Yine oksijenli ferdi kurtarıcı maskelerin tek vardiyalı kullanıma göre raf ömürlerinin uygun olduğu ancak iki vardiyalı kullanılması durumunda son kullanma tarihini doldurduğuna yer verilen raporda, şöyle denildi:
    “OFK cihaz numunelerinin Almanya menşeili Drager marka Oxy 3000 model oldukları, internette bulunan teknik doküman ve kullanım kılavuzunda cihazların EN 13794 standardına uygun oldukları ve etkinlik süresinin 35 litre/dakika nefes hacminde 30 dakika; 10 litre/dakika sakin nefes hacminde ise 90 dakika olduğunun belirtildiği, üretici firmanın, kurtarıcıların taşıma ömrünü tek vardiyalı işletimde günde 8 saat, haftada 5 gün kullanımda 10 yıl; iki vardiyalı işletimde günde 8 saat haftada 5 gün kullanımda ise 5 yıl olarak belirtildiği, gönderilen 5 adet numunenin yapılan kontrollerinde omuz kemeri ve opsiyonel olduğu belirtilen abrasyon koruması hariç her bileşenin yer aldığının görüldüğü, cihazların üzerinde üretim tarihi olarak Kasım 2015 tarihinin yer alması nedeniyle cihazların tek vardiyalı kullanımda raf ömürlerinin uygun olduğu ancak iki vardiyalı kullanılmaları halinde raf ömrünü doldurdukları, yapılan incelemelerde numunelerin dış muhafaza kutusunda herhangi bir haca kaçağının olmadığı ve cihazların kullanılabilir durumda oldukları, numunelerin ağırlıklarının uygun olduğu, dış görünümlerine ait yapısal bütünlük incelendiğinde içerilerindeki bileşenleri olumsuz yönde etkileyecek bir darbe görüntüsüne rastlanılmadığı, içerideki bileşenlerin, cihazın teknik dokümanında tarif edilen bileşenlerle aynı olduğu, eksik bileşen bulunmadığı ve cihazların bu halleriyle kullanıma hazır oldukları, içerik analizleri değerlendirildiğinde kullanılan kimyasalların oksijen üretimi için uygun nitelikte olduğu, 494 numaralı numunenin başlatıcısının çalıştırılmasıyla ortaya çıkan gaz karışımı üzerinde gerçekleştirilen kromatografik ve spektroskopik analizler sonucunda bu gaz karışımının uygun ve solunabilir nitelikte olduğu, analiz sonuçları dikkate alındığında rastgele seçilen numunenin bir OFK cihazında olması gereken özelliklerde olduğu, üretici firma tarafından yayınlanan dokümanda verilen bilgilere göre, nem göstergesine göre OFK kutusunun sızdırmazlığı sağladığı yönünde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.”

    Vantilatörler ve vantüpler toz patlamasından kaynaklı erimiş

    İddianamede “Maden ocağında aktif kullanılabilir yeterli sayıda vantilatör var mı?” şeklindeki soruya ocakta yeterli havalandırma olmadığı, vantilatörlerin özelliğini yitirmiş olduğunu, işçilerin izne çıkartıldığında bu vantilatörlerin değiştirileceğini, bazı tanıklar arkadaşlarını kurtarmak için maden ocağına indiklerinde vantilatör ve vantüplerin toz patlamasından kaynaklı eridiğini ifade ettiği de yer aldı. İddianamede tanıklara ilave olarak söylemek istedikleri sorulduğunda; ayak arkasına beton enjeksiyon yapıldığı, ayak altlarına taş tozu serpildiğini ve kömür tozunun patlamasının bu şekilde engellendiğini, ancak kimi işçilere göre 2-3 ay kimilerine göre yaklaşık 1 yıldır bunun yapıldığını görmedikleri, -350 kotta çalışan arkadaşlarının, o bölgenin ekstra sıcak olduğunu söylediklerini, bazen de orada bulunan hava sensörlerine hava tutulmak yoluyla değerlerin düşük gösterildiği konusunda duyumları olduğunu, sensörle arın arasında mesafe olduğunu ve bu nedenle düşük değer verdiğini, arındaki gaz oranı yükselince sensöre ulaşmasının biraz zaman aldığını, bunun için de el dedektörleri kullanılması gerektiği, gaz oranını izleme merkezinin göremediği için patlamanın gerçekleştiğini ifade ettiler.

    Patlama anına kadar 85 kez ikaz seviyesini geçmiş

    Öte yandan Merkezi Gaz İzleme Defteri’nde patlamadan bir gün önce -300/350 nefeslik çıkışı bölümünün sensör arızası verdiği, veri alınamadığı ibarelerine dikkat çekildi. Arızanın giderildiğine dair herhangi bir açıklamanın olmadığı defterde patlama anına kadar metan gazı değerlerinin yüzde 1 ikaz seviyesini toplam 85 kez geçtiği belirtilerek şöyle denildi:

    “Merkezi Gaz İzleme Defteri” isimli defterde 14/10/2022 tarihli P1 B.1014 ibareleri ile başlayan sayfasında; “-300 2. rekup ve -350 1. rekup pervaneleri vardiya içinde stop olup tekrar yol verildi. ayrıca -300 2. rekup güney tavan damar ayak girişinde elektrik kesintisi olup yol verildi. Durum ocak elektriğe bildirildi. US-21 numaralı pervane şuan stop durumda. P3 vardiyasında yol verileceği emniyet tarafından bildirildi.” şeklinde açıklamaların bulunduğu ancak patlamanın gerçekleşmesi sebebi ile P3 vardiyasında bu eksiklilerin giderildiğine dair herhangi bir bilginin deftere kayıt edilmediği, yine aynı defterde 13/10/2022 tarihinde P1 (00:00 – 08:00) vardiyası görevlilerince ‘CH4-20 -300/350 Nefeslik çıkışı sensör arızası verdi, veri alınamıyor’ şeklinde açıklamaların bulunduğu ve ilerleyen vardiyalarda bu arızanın giderildiğine dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, 14 Ekim 2022 günü metan gazı değerlerinin patlama anına kadar yüzde 1 ikaz seviyesini toplamda 85 kez geçtiği, \%1,5 alarm seviyesini 5 kez geçtiği, karbonmonoksit değerlerinin 25ppm ikaz seviyesini 47 kez geçtiği, 50ppm alarm seviyesini 13 kez geçtiği, Havalandırma vantilatörü değerlerinin 13.10.2022 günü saat 23:43 ile 14 Ekim 2022 günü saat:18:49 zaman aralığının tamamında; 53 kez ikaz (1mm/s-2mm/s) seviyesinde değerleri gösterdiği, 355 kez Alarm (0mm/s-1mm/s) seviyesinde değerleri gösterdiği göz önünde bulundurulduğunda gerekli tedbirlerin alınmadığı, Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin Ek-3 Yer Altı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Hükümler başlıklı 10. Kısmında Grizulu Maden Ocakları ile ilgili ‘metan gaz seviyesi sürekli olarak izlenir.’ ‘çalışmalar metan gazı çıkışı dikkate alınarak yürütülür, metan gazından kaynaklanacak riskleri mümkün olduğunca ortadan kaldıracak tedbirler alınır’, ‘bütün grizulu ocaklar her biri tek başına ocağın havalandırılmasını sağlayacak güçte birinin herhangi bir nedenle durması halinde diğeri derhal çalışacak durumda iki havalandırma grubu bulunur.’ hükümlerine rağmen patlamanın gerçekleştiği kısımda bulunan fanın çalışmadığı, bir gün öncesinden itibaren sürekli uyarı ve alarm kayıtları olmasına rağmen gerekli tedbir ve tamir işleminin yapılmadan patlatma yapıldığı ortaya çıkmıştır.”

    Teftiş raporundaki eksiklikler giderilmemiş, 2 milyon liralık ödenek harcanmamış

    İddianamede, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişlerinin yürüttüğü denetlemede mevzuata aykırılıklar ve eksiklerden halen giderilmediği; ocak havalandırılması, ekipmanın acil hallerde ve ihtiyaç halinde kullanılabilmesi için hava yönü ters çevrilebilecek özellikte değildir ve yer altında kullanılan bazı ekipmanların ATEX belgeli olmadığının altı çizilerek tutuklu müessese müdürü Cihat Özdemir’in, bu tutanağa söz konusu eksikliklerin ALFER isimli firma tarafından yapılarak giderileceği şeklinde beyan ettiğine yer verildi. Ana nefeslik aspiratörü modernizasyonu için ayrılan 2 milyon liralık ödeneğin de harcanmadığı, gerekli modernizasyonun yapılmadığı için kurum yetkililerinin ihmalde bulunduğu iddianamede yer aldı.

    İddianamede ayrıca personelin yeterli eğitim almadan 30 dakika olması gereken patlatma süresinin daha az olduğu da yer aldı. Tutuklu müessese müdürü Cihaz Özdemir facianın meydana geldiği gün izin veya istirahat dolayısıyla gaz izleme merkezinde tek kişi olduğunu söyledi. İddianamede gaz izleme merkezinde her vardiya iki görevlinin olması gerektiğine dikkat çekildi.

    Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca yeterli bilgi ve tecrübesi bulunmayanların işçi güvenliği ve idari yönden önemli mevkilerde görev yaptığını; tüm yetkilerinin elinden alındığını 2020 yılından bu yana yeraltındaki hiçbir işyerine girmediğini sözlerine ekledi.

    “Patlama riskine rağmen işçilerin kararına bırakılmış”

    Geriye dönük gaz sensörü verileri incelendiği bu verilerde 6 kez ikaz, 5 kez alarm seviyesinde değerler görülmesine rağmen tehlikeli bölgede patlatma işleminin adeta normal bir taş kırma işlemi gibi işçilerin kararına bırakıldığına yer verilen iddianamede şöyle denildi:
    “14/10/2022 tarihinde saat 18.09’da gerçekleşen ve ölümlere sebebiyet veren patlamaya ait gaz sensörleri kayıtları incelendiğinde; 6 kez ikaz (yüzde 1 metan yüksekliği) 5 kez alarm (yüzde 1,5 metan yüksekliği) değerlerinin görüldüğü, ayrıca el dedektörlerinin geriye dönük metan gazı ve karbonmonoksit değerlerine bakıldığında maden içerisinde süregelen tehlikeli gaz birikiminin/yükselmelerinin olduğu, çok riskli iş kategorisinde bulunan ve iş güvenliğinin en üst seviyede tutulmasını gerektiren maden sektöründe her türlü metan yükselmesinin takibe, değerlendirmeye ve analize tabi tutulması gerekirken sıradan bir olay gibi karşılandığı, yetersiz gaz izleme personel sayısı ve müdahalesinin olduğu, mühendislerin ve ustabaşlarının maden içerisinde olmadıkları ve bu uyarıları değerlendirmeye almadıkları, keza her patlama sonrası duvar arkası gizli metan sıkışması (degaj) olabileceğinin madenciler tarafından bilindiği, sadece yüzde 1 (ikaz) yüzde 1,5 (alarm) ile sınırlarına bakılarak dinamit patlatılması ve bu işlerin mühendislik bilgisi ve kararı dışında yapılması, her olayın maden kültürü ve tekniği içinde değerlendirilmesi ve analiz edilmesi gerekirken normal bir taş kırma işlemi veya inşaat işlemi gibi işçilerin karar ve ihtiyaçlarına bırakıldığı, Geriye dönük ani karbonmonoksit ve metan değerlerindeki yükselme değerleri incelendiğinde, çeperleri/artıkları temizleme için küçük patlatmaların (patara) yapıldığı, bahse konu bu 1-2 dinamit lokumu ile yapılan çeperleri temizleme patlatmalarının dinamit patlatma güvenliği açısından risk içerdiği, bu işlemin kararının teknik verilere göre değil barutçu ve işçilerin değerlendirmesine bırakıldığı ve rutin bir işlem haline dönüştürüldüğü, Maden içerisinde kömür çıkarırken dinamit kullanımının yoğun olduğu, arın bölgesinden dinamit kullanılarak 1-2 metre derinliğinde kömürün patlatma ile damarından sökülerek alındığı, kömürün, içeriğinde metan gazı barındırdığı, metan gazının oksijen ve ateşleyici ile tetiklendiğinde grizu patlamalarına yol açtığı, sondaj ile metan birikimine denk gelmeden veya metan püskürmesine yol açmadan patlatma yapmak ve ilerlemek için kömür içerisine sondaj işlemi uygulandığı ve ölçümlerinin yapıldığı, ne kadar mesafede bir sondaj yapılması mevzuatta belirli iken güvenli mesafenin hiçe sayılarak dinamit patlatması gerçekleştirildiği, her adımı ölçülere dayalı mevzuat düzenlemelerine rağmen bu konuda tedbirsizlik zinciri ve koordinasyonsuzluk olduğu anlaşılmıştır.” İddianamede kural ihlallerinin yaygınlaşması, denetimsizliğin işletmede disiplinsizliğe neden olduğu ve “Bilimsel anlayıştan uzak usta çırak tecrübesiyle yönetildiği” değerlendirilmesine dikkat çekildi.

  • Maden şehitlerinin isimleri fidanlarda yaşayacak

    Maden şehitlerinin isimleri fidanlarda yaşayacak

    Kırıkkale’de “Milli Ağaçlandırma Günü” dolayısıyla “Türkiye Yüzyılı’na Nefes” temasıyla Millet Ormanı’nda etkinlik düzenlendi.

    7’den 70’e yüzlerce vatandaş, fidan dikmek için bir araya geldi. Kurum müdürleri, öğrenciler, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de katıldığı etkinlikte, 8 bin fidan toprakla buluşturuldu. Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 42 işçi adına da fidan dikildi.

    Vali Bülent Tekbıyıkoğlu, ormanlaşmada Türkiye’nin dünyada 4’üncü, Avrupa’da da 1’inci sırada olduğunu ifade ederek, Kırıkkale’de de orman alanının yüzde 7’den yüzde 16 oranında büyüdüğünü söyledi.

    Maden faciasında hayatını kaybeden 42 işçiyi de unutmadıklarını belirten Tekbıyıkoğlu, “Geçtiğimiz günlerde yine bir felaketle beraber Bartın ilinde 42 madencimizi kaybettik. Bugün 8 bin fidanımızın içerisinde bu 42 fidanı da o gün kırılan genç fidanlara ithaf ediyoruz. Bu memleketin enerji ihtiyacı için yüzlerce metre alta girip bize kömür çıkartan, enerji sağlayan, canlarını feda eden o 42 madencimizi unutmadık. Onların adına hep beraber 42 fidanı toprakla buluşturacağız. Yapılan etkinliğin tıpkı slogandaki gibi geleceğe nefes olmasını temenni ediyorum” dedi.

  • Bakan Soylu: “40 şehidimize ulaştık”

    Bakan Soylu: “40 şehidimize ulaştık”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Amasra’da meydana gelen maden ocağındaki kurtarma çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Bakan Soylu, yaptığı açıklamada, “Bu mesleği yapan tüm madencilerimizin hem gözleri kulakları hem tüm kalbi buradaydı. Ülkenin birçok yerinden bütün kurumlarımız hem bu konuya yetkin olan Enerji Bakanlığımız bütün kurumları, hem yardımcı ve destek için burada bulunan AFAD, UMKE, Kızılay’a kadar bütün kurumlarımız, ambulans uçaklarından tüm sağlık personeline kadar herkes seferber oldu. Arzu ederdik ki karşımızda hiçbir kaybımız olmadan, sizlere bu açıklamayı yapabilelim. Ancak bu saatten yapılan çalışmalarda hakikaten 350 metre yerin altında büyük bir seferberlik ve tüm arkadaşlar tarafından büyük bir çaba sarf edildi. Olay olduktan sonra kamuoyunu doğru bilgilendirmeye çalıştık” diye konuştu.

    “40 şehidimize ulaştık”

    “Sabah saat 07.30 itibariyle gece yaptığımız 26 şehidimizin açıklamasından sonra 14 şehidimize daha ulaştık. Yani 40 şehidimize ulaşmış olduk” diye devam eden Bakan Soylu, “Yine orada bir kısımda yangın olmasına rağmen madencilerimiz, arama kurtarmacalarımız arkadaşlarını orada bırakmamak için büyük bir fedakârlık ortaya koydu. Hepsine minnettarız. 40 madencimizi, şehidimizi çıkarıp buradan hastanelere ulaştırdık. 11 yaralımızda hastanelerimizde 6’sı İstanbul’da Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde, 5’inin 3’ü Bartın Devlet Hastanesinde, 2’si özel hastanede, 1’si taburcu oldu. 110 madencimizden 58 madencimizde kimisi kendi imkanlarıyla, büyük bir bölümü arama kurtarma sonucu kurtarılmış oldu. 1 madencimizle ilgili belirsizliğimiz var. Şu anda hem arama kurtarma çalışmalarımız devam ediyor, hem de o belirsizliğin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. 40 madencimizin kimliği belirlendi. 26 şehidimizin kimliğini ifade etmiştik. Biraz sonrada geri kalan 14 madencimizin kimliğini de kamuoyuyla paylaşacağız. Burada özellikle bu çalışmaların başından itibaren aillerle beraber buradaydık. Ateş düştüğü yeri yakar, büyük acılar oldu. burada sendika başkanlarımız, onların mesai arkadaşları onların büyük acıları oldu. Allah hem milletimize hem mesai arkadaşlarına, madencilerimize ve ülkemize sabır versin” ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni açıklama

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni açıklama

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciası sonrası yeni bir açıklamada bulundu.

    Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan Erdoğan şu ifadelere yer verdi:

    “Bartın’ımızda meydana gelen maden kazası sonrası derhâl başlatılan çalışmalar birçok kuruluşumuzun ve sahadaki bakanlarımızın katılımıyla, aralıksız şekilde sürmektedir. Kaybettiğimiz madenci kardeşlerimizin aileleri, evlatları emanetlerimizdir. Can kayıplarını telafi edemesek de, vefat eden kardeşlerimizi geri getiremesek de en küçük mağduriyete dahi izin vermeyecek, ailelerimize sahip çıkacağız. Adli makamlarımız canımızı, ciğerimizi yakan bu elim hadiseyi tüm boyutlarıyla soruşturacak, en ufak bir ihmali dahi karşılıksız bırakmayacaktır. Ben de birazdan Bartın’a doğru yola çıkacak ve tüm çalışmalara yerinde vaziyet edeceğim. Bir kez daha hayatını kaybeden maden işçisi kardeşlerime Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Bartın’ın yanı sıra bazıları İstanbul’a ulaştırılan yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkemizin, milletimizin başı sağ olsun”

  • Maden faciasından 2 dakikayla kurtuldu

    Maden faciasından 2 dakikayla kurtuldu

    Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında dün akşam saatlerinde meydana gelen patlamadan iki dakikayla kurtulan 14 yıllık maden işçisi Aydın Kalaycı, yaşadıklarını anlattı. 14 yıldır diğer işçilerle aile gibi olduklarını anlatan Kalaycı, eksi 300 kotunda 15 kişiden tek kendisinin sağ çıktığını anlattı.

    Kalaycı, “İlk çıkanlardanım, son iki dakikayla kurtuldum. Çok üzgünüm. Arkadaşlarımız şehit oldular. 4-12 vardiyasında çalışıyordum. Ocaktaydım. Olay mahallindeydim. Bir dakikayla da olabilir. Beş adımla da olabilir. Beş adım önünüzde metan da olabilir. Dünya karardı. Tekrar o madene girdim. Ondan sonra iki defa girdim. Sonra sabah 5 sıralarında girdik. Allah’a şükür kimse kalmadı. 14 yıldır bu madenlerde çalışıyoruz. İlk kez böyle bir şey yaşandı. Devam edeceğiz. Ekmek parası. Eksi 300 kotunda 14 kişi falandık. Oradan tek ben çıkabildim. 14 yıldan beri hep akrabayız. Acısıyla tatlısıyla beraber yaşıyoruz. Birbirimize canımızı emanet ediyoruz. İlk kez böyle bir şey yaşıyoruz. Ocaklarımız dışarıdan 7-24 yaşanıyor. Öyle bir toz duman hayatımda görmedim. Lambayla önümü göremiyordum. Biz elimizden geleni yaptık. Arkadaşlarımızı bırakmadık. 24 saattir buradayız. En son görevimizi yaptık. En son 13-14 kişi kalmıştı. Gece 2’de tekrar indik. Hepsini aldık. Ocakta kimse kalmadı” diye konuştu.

    “Yüzlerini hatırlayacağız, belki de rüyamıza girecek”

    14 yıllık maden işçisi Celal Kara da patlama sonrası galerilere girdiklerinde arkadaşlarıyla karşılaştıklarını anlattı. Arkadaşlarını görünce şok olduklarını ifade eden Kara, “Zaten biliyoruz biz yerin altında kelle koltukta. O yüzden yapacak bir şeyimiz yok. Bu olayın nasıl olduğunu kimse bilmiyor. 14 senedir burada çalışıyorum, böyle bir şeyle karşılaşmadım. Neyin ne olduğunu bilmiyoruz. Çalışma galerilerine gittiğimizde arkadaşlarımız oradaydı. İki kişi oradan dört kişi oradan alıyorduk. Çok kötü bir durumdu. Daha yeni çıktık. 13-14 kişi kalmıştı. Gece sıralarında tekrar indik. Onları kurtardık. Şu anda ocakta kimse kalmadı. Biz sadece aldığımızı çıkardık. Tam sayı tutmadık. Çıkardıklarımızda başta bir iki yaralı vardı. 6-7 kişi hastanede varmış şu anda. Her vardiyada sayı değişiyor. Kaç kişi gelip gelmeyeceği de belli olmuyor. Biz de sayıyı bilmiyoruz. Son görevlerimizi yerine getirdik. Bizim için bundan sonra zor olacak. Belki arkadaşlarımız rüyalarımıza girecek. Ama yapacak bir şeyimiz yok. Ekmeğimizi kömürden çıkartıyoruz. Bir iki zorluk çekeceğiz. Artık yapacak bir şeyimiz yok” dedi.

  • TTK’dan Sayıştay raporu açıklaması

    TTK’dan Sayıştay raporu açıklaması

    Türkiye Taşkömürü Kurumu Bartın Amasra’daki maden faciasına ilişkin “Sayıştay raporu” iddialarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Bazı basın yayın organlarında yer alan ‘Eksi kotlarda yüksek metan gazı’ ve ‘2019 yılında yayımlanan Sayıştay raporu’ içerikli haberlerdeki yanlış ifadeler nedeniyle açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur.

    2019 yılında yayımlanan Sayıştay raporuna atıfta bulunularak yapılan haberlerde, çalışan damarların tamamında gaz içeriğinin yüksek olduğu ifade edilmektedir. Söz konusu haberlerde kömürün içerisinde yer alan metan gazı ‘Çalışılan ortamdaki havada yüksek metan gazı tespit edildi’ şeklinde lanse edilmektedir. Söz konusu bu ifade tamamen yanlıştır. Ocak içerisindeki havalandırma ile kömürün bünyesindeki metan gazı birbirinden farklı konulardır. Dolayısıyla bu durum iş sağlığını ve güvenliğini etkileyen bir durum değildi. Öte yandan Kurumumuzdaki tüm müesseselerimizde maden iş sağlığı ve güvenliği kurallarına sıkı sıkıya riayet edilerek üretim yapılmaktadır.”

    Söz konusu haberler gerçeği yansıtmadığı gibi dezenformasyon içermekte olduğu belirterek, “Sayıştay Başkanlığı Enerji Grup Başkanlığına atanan sayın İbrahim Özkarcı atanmasını müteakip kurumumuzu ziyaret etmiştir. Ziyaret esnasında Özkarcı, yeraltı ocağımızı da ziyaret etmiştir. Söz konusu ziyaret denetim amaçlı olmayıp, sadece kurumumuza yapılan bir nezaket ziyaretidir. Söz konusu haberler gerçeği yansıtmadığı gibi dezenformasyon içermektedir. TTK Amasra Müessesesinde üretim esnasında Kurum Degaj Yönergesi hükümleri titizlikle uygulanmaktadır” denildi.

  • Bursaspor, Soma maden faciasını unutmadı

    Bursaspor, Soma maden faciasını unutmadı

    Bursaspor Kulübü, Soma faciasını unutmadı. 8 yıl önce yaşanan kazanda birçok madenci hayatını kaybetmiş, Türkiye adeta yasa boğulmuştu. Bursaspor Kulübü, o günü unutmayarak şu mesajı yayımladı: “8 yıl önce Soma’da meydana gelen kazada hayatını kaybeden madencilerimizi rahmetle anıyoruz.”

  • Üzerinden 11 yıl geçti.. Maden faciasında insan kalıntılarına ulaşıldı!

    Üzerinden 11 yıl geçti.. Maden faciasında insan kalıntılarına ulaşıldı!

    Yeni Zelanda’da 29 kişinin hayatını kaybettiği Pike River maden faciasından 11 yıl sonra hayatını kaybeden kişilerden bazılarının kalıntıları tespit edilip görüntülendi. Polisten yapılan açıklamada, “Hayatını kaybedenlerin ailelerine olan saygıdan ve bunun devam eden bir polis soruşturması olması nedeniyle şu anda bu görüntüler yayınlanmayacaktır” denildi.

    Yeni Zelanda’da Kasım 2010’da ülkenin Güney Adası’nın Batı Kıyısı’ndaki Pike River madeninde meydana gelen patlamada 29 kişi hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili devam eden soruşturmayla ilgili Yeni Zelanda polisinden yapılan açıklamada, insan kalıntılarının görüntülerine ulaşıldığı ve polisin 29 kurbanın ailelerine konuyla ilgili bilgi verdiği belirtildi. Madenin girişinden itibaren en uzak noktalarından çekilen kalıntı görüntülerinin patologlar tarafından incelendiği ve kalıntıların konumu nedeniyle polisin onlara ulaşamayacağı ifade edildi.

    “AİLELERE OLAN SAYGIDAN GÖRÜNTÜLER YAYINLANMAYACAK”

    Açıklamada Başkomiser Peter Read’ın, “29 kişinin trajik bir şekilde hayatını kaybettiği Pike River Madeni felaketinin üzerinden yaklaşık 11 yıl geçti. Ailelere cevap sağlamaya çalışırken, bu görüntüler soruşturmaya katkıda bulunacak” ifadelerine yer verildi. Ayrıca, kalıntıların kimliğinin tespit edilemediği ancak adli tıp uzmanlarına danışılacağı da belirtilirken, “Araştırmamıza dayanarak, kalıntıların bulunduğu bölgede (facia sırasında) çalışan altı ila sekiz kişi olduğuna inanıyoruz. Hayatını kaybedenlerin ailelerine olan saygıdan ve bunun devam eden bir polis soruşturması olması nedeniyle polis şu anda bu görüntüleri yayınlamayacaktır” denildi.

    Öte yandan, ek sondaj programının Haziran ayında başladığı, bu çalışmanın sondaj kuyularının yakınında madendeki koşulların dijital olarak taranmasını ve fotoğraflanmasını sağladığı ve devam eden sondaj programının yıl sonundan önce tamamlanmasının beklendiği belirtildi. Polis, insan kalıntıların 2 kişiye ait olduğunu tespit ettiklerini ve muhtemelen bir üçüncü kişinin kalıntılarını da bulduklarını belirtti.