Etiket: madenci

  • Madende çalışırken fenalaşan madenci kalp krizinden öldü

    Madende çalışırken fenalaşan madenci kalp krizinden öldü

    Türkiye Taşkömürü Kurumu Gelik İşletme Müdürlüğü’nde yer altındaki maden ocağında dün akşam 21.00 sıralarında çalışırken fenalaşan 27 yaşındaki maden işçisi Bedirhan Karaş; mesai arkadaşları tarafından yer üstüne çıkartıldı. Maden ocağı önünde sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan Karaş, Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Karaş; burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kalp krizinden öldü.

    Maden işçisinin cenazesi bugün Karabük’ün Yenice ilçesine bağlı Yortanpazarı Beldesi Kirazlar Mahallesi Camii’nde kılınacak ikindi namazının ardından toprağa verilecek.

  • Madenci kadınlardan anlamlı hediye

    Madenci kadınlardan anlamlı hediye

    Bilecik’te bir maden firmasında çalışan kadınlar, Başkan Subaşı için, el emeği ile Atatürk’ün portresini hazırladı. Emekçi kadınların anlamlı hediyesini firma yetkilisi Başkan Subaşı’na makamında takdim etti. Gelen anlamlı hediye karşısında mutluluğunu belirten Başkan Subaşı, “Çalışan kadınlarımız bu özel hediyeyi benim için elleriyle hazırlamışlar. Bu anlamlı hediyeyi düşünüp benim için hazırlayan emekçi kadınlar başta olmak üzere tüm firmaya ve hediyeyi nazik ziyaretiyle bana ulaştıran firma yetkilisine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Bin 500 madenci kura ile belirlendi

    Bin 500 madenci kura ile belirlendi

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 20 Nisan günü Karadeniz gazının devreye alındığı törende verdiği 2 bin maden işçisi alınacağı müjdesinin ardından bin 500 işçi alımı için kura çekim töreni gerçekleştirildi. Zonguldak’ta Site Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kura çekimine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

    Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu törende konuşan Bakan Işıkhan, “Türkiye Taşkömürü Kurumu bünyesinde istihdam edilecek kişilerin belirleneceği bu özel günde sizlerle bir arada bulunmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Bugün inşallah kurumumuz İş-Kur aracılığıyla başvurularını aldığımız Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız himayelerinde noter huzurunda yapılacak elektronik kura çekilişiyle Zonguldak’ta bin 500 vatandaşımızı daha iş ve aş sahibi yapacağız. Bartın’da 400, Karabük’te yüz kardeşimizi Türkiye Taşkömürü Kurumu bünyesinde istihdam edeceğiz inşallah. Özellikle Zonguldak şehrimizde ve kömürün hikayesi çok eski tarihlere dayanmakla birlikte ülkemizin ekonomik, kültürel ve toplumsal gelişiminde her zaman önemli bir yere sahip olmuştu. Taşkömürü aynı zamanda çeşitlendirilmiş enerji kaynaklarının bağımlılığımızı azaltma konusunda oldukça önemli. Sizler çok daha iyi biliyorsunuz ki madencilik bir özveri ve çaba gerektiren nadir mesleklerden bir tanesi. Maden selametle girilen, geçmiş olsun diyerek çıkılan bir ekmek kapısıdır. Madencilerimiz ellerindeki kömür karasıyla ülkemizin, milletimizin, evlatlarının ve evlatlarımızın geleceğini aydınlatan fedakar emekçilerimizdir. Bu anlamda bizim için hem kutsal hem değerli bir alanı temsil etmektedir” dedi.

    “TTK 9 bin personeliyle enerji sektöründe kritik bir rol oynamaktadır”

    1848 yılından bu yana TTK’da kömür üretimi yapıldığına dikkat çeken Bakan Işıkhan, “1848 yılından beri ülkemizin kömür madenciliği sektöründe öncülük eden Türkiye Taşkömürü Kurumu da 9 bin personeliyle bu alın terine ev sahipliği yaparak, enerji sektöründe kritik bir rol oynamaktadır. Kurumun ülkemizin enerji ihtiyaçlarını karşılama ve istihdam noktasındaki değerli katkılarını takdirle izliyor, her geçen gün daha da büyüyerek Türkiye’nin yüz akı kurumlarımız arasında yer almaya devam edeceğine de yürekten inanıyorum. Tabii tüm bunların ötesinde iş sağlığı ve güvenliği konusu madencilik mesleği söz konusu olduğunda bizim için ayrı bir önem taşımaktadır. Bizim de öncelikli insani olarak, sonra da çalışma alanının olması nedeniyle iş sağlığı güvenliği için ayrı bir yere sahiptir. Maden işçilerimizin güvenliği ve refahı bizim için her şeyden daha önemlidir. Bu konuda bugüne kadar çok önemli konuları hayata geçirdik” ifadelerine yer verdi.

    “Yer altında çalışan madencilerin emeklilik yaşını 50’ye düşürdük”

    Yer altı maden ocaklarındaki çalışma şartlarının iyileştirildiğini ifade eden Bakan Işıkhan, şöyle dedi:

    “Madende çalışanlara asgari ücretin en az iki kat olarak uygulanmasını sağladık. Yer altında çalışan maden işçilerinin emeklilik yaşını 50’ye düşürdük. Maden kazalarında hayatını kaybedenlerin SGK borçlarının silinmesini, hak sahiplerine koşulsuz ölüm aylığı bağlanmasını ve yakınlarına kamuda istihdam hakkı sağladık. Yer altı madenlerinde personel takip sistemi, sığınma odaları ve oksijenli kurtarıcıların kullanılmasını zorunlu kıldık. Böyle hayati konularda tüm düzenlemeleri tereddütsüz hayata geçirerek madencilerimizin yanında olduğumuzu hep gösterdik. Enerji Bakanlığımıza da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na da aynı şekilde iş sağlığı ve güvenliği noktasında sürekli kendilerini yenilemesi noktasında da teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Gerekli İŞKUR vasıtasıyla gerekse doğrudan gerçekleştirdiğimiz işbirliği ve koordinasyon ile Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun çalışmalarına olan desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

    Bakandan Filistin çağrısı

    Bakan Vedat Işıkhan, Filistin’de yaşananlara dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı:

    “Özellikle hepimizi derinden sarsan önemli bir gündem. Kanayan yaramız Filistin’de şehit edilen kardeşlerimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Gazze’deki kardeşlerimize yönelik maalesef katliam derecesine varan saldırılar söz konusu. Savaşın bile bir hukuku var. Savaşın yanında küçük bir kara parçasına sıkıştırılan Gazzelilerin elektriğini, suyunu, yemeğini kesmenin ne hukukta ne de vicdanda yeri bulunmamaktadır. Bu yüzden de tüm dünyayı insanlığa ve vicdana davet etmek istiyorum. Bu çatışmaların da bir an evvel son bulmasını Cenab-ı Allah’tan diliyorum.”

    “Elektrikte her yıl ortalama yüzde 4,7’lik talep artışı yaşanıyor”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise, “Bugün burada Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 2 bin yeni işçi alımı kura merasimi vesilesi ile sizlerle bir arada olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Nüfusu artan, ekonomisi büyüyen, üretimi ve ihracatı yıldan yıla artan Türkiye, aynı zamanda enerji talebi sürekli yükselen bir ülke. Son 20 yılda ülkemizde elektrik ve doğalgaz ihtiyacı üç kat arttı. Yalnızca elektrikte her yıl ortalama yüzde 4,7’lik bir talep artışı yaşanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak temel görevimiz, büyük ve güçlü Türkiye’nin artan bu enerji talebini karşılamak ve bu enerjiyi kesintisiz, kaliteli ve ucuz bir şekilde vatandaşlarımıza sunmaktır. Elbette bu hedefi gerçekleştirirken enerji ithalatını azaltmayı da hedefliyoruz. Bunun için en öncelikli konumuz, yerli kaynakların tüketimi karşılama oranını yükseltmek. Bu anlamda Zonguldak, ülkemizin enerjisine enerji katan çok müstesna bir şehir. Taşkömürü başta olmak üzere zengin maden yataklarına sahip olan bu kadim şehrimiz, Türkiye Yüzyılı’nın dev keşfi Karadeniz gazının karaya çıktığı Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi’ne de ev sahipliği yapmaktadır. Bu özellikleri ile adeta ülkemizin enerji ve tabi kaynaklar alanındaki üssü konumuna gelmiştir. Zonguldak, bu konumu ile milli enerji ve maden politikası kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmamıza her zaman olduğu gibi katkı yapmaya devam edecektir. Hepinizin malumu olduğu üzere Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda keşfettiğimiz yerli gazımızı üretmeye başladık. Geçtiğimiz nisan ayında karaya çıkardığımız gazı, BOTAŞ hattına bağladık. Şu an için sisteme verdiğimiz günlük 4 milyon metreküplük gazla yaklaşık 1,5 milyon hanenin günlük ihtiyacını karşılayabiliyoruz. İlk aşamada bu üretim günlük 10 milyon metreküpe, birkaç yılda ise 40 milyon metreküpe çıkacak. Böylece doğalgazda dışa bağımlılığımızı yaklaşık yüzde 30 oranında azaltmış olacağız. Bunun cari açığın azaltılması noktasında da büyük katkısı olacak. Elbette hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’de, ayrıca kara alanlarımızda yeni keşifler ve inşallah yeni müjdeler için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

    “2022’de yaklaşık 39 milyon ton kömür ithal ettik”

    Yerli ve milli kaynakların üretimiyle cari açığı gidermenin önemine dikkat çeken Bakan Bayraktar, şöyle devam etti:

    “Doğal gaz gibi cari açığımızı artıran diğer bir enerji kalemi de maalesef kömür ithalatı. 2022’de yaklaşık 39 milyon ton kömür ithal ettik. Bunun ekonomik karşılığı ise yaklaşık 10 milyar dolar. Bu açığı gidermenin yolu da yerli üretimden geçiyor. 2022 yılında kömür üretimimiz 105 milyon tonu aştı. Ancak bu yeterli değil. Toplam kömür rezervimizin yaklaşık 21 milyar ton olduğunu hesap ediyoruz. Dolayısıyla bu kaynağın ekonomiye kazandırılması için daha fazla çaba göstermemiz, daha fazla üretim yapmamız gerekiyor. Ülkemizde madenciliğin GSYH’deki payı 2002 yılında binde 6 iken, 2022 yılında bu oran yüzde 1,4’e yükseldi. Yani yaklaşık 2,5 kat artış oldu. Ancak hedefimiz bu oranı yüzde 5’e çıkarabilmek ve inşallah orta-uzun vadede Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda ülkemizi madende net ihracatçı yapmaktır. İnşallah sizlerin desteği ve gayretleri ile yer altındaki bu kaynaklarımızı yer üstüne çıkararak ekonomimize hep birlikte kazandıracağız.”

    “Kendi kaynağımızı ‘Çıkarmayın, üretmeyin’ demek ülkemizin enerjide dışa bağımlı olmasını istemekle eşdeğerdir”

    Dünyadaki çeşitli ülkelerin kömür üretimine değinen Bakan Alparslan Bayraktar şöyle devam etti:

    “Türkiye 2022 yılında elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 35’ini kömür santrallerinden karşıladı. Aynı yıl küresel elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 36,, Avrupa Birliği’nde ise yüzde 17 oldu. Bu oran, Almanya’da yüzde 33, Polonya’da yüzde 72, Çin’de ise yüzde 63 düzeyinde. Yani öyle söylendiği gibi dünya kömürden vazgeçmiyor. Hatta kapalı olan kömür santrallerini de tekrar kullanıma açıyor. Hal böyleyken bizim kendi kaynağımızı toprak altında bırakmamızı istemek,, “çıkarmayın, üretmeyin” demek ülkemizin enerjide dışa bağımlı olmasını istemekle eşdeğerdir. Biz, kim ne derse desin bu zenginliğimizi ekonomiye kazandırmaya, bu yolla ülkemizin büyümesine ve cari açığın azaltılmasına katkı sunmaya devam edeceğiz. Madenlerimiz, yerli kaynak olmalarının yanında istihdam açısından da ülkemizin vazgeçilmez zenginliğidir. Madenlerimizde yaklaşık 150 bin insanımız çalışıyor. Yeni maden sahalarını üretime açarak 10 binlerce yeni istihdam sağlamayı hedeflediğimizi de belirtmek isterim. Bu vesile ile devlet olarak ilgili tüm kurumlarımızla, bu yatırımların ve yatırım için gerekli istihdamın artmasına yönelik, tüm teşvik ve destek mekanizmalarını hayata geçirmeye devam edeceğiz. Bugün de burada madencilik sektörümüzdeki istihdamın artırılmasına yönelik önemli bir törende birlikteyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz nisan ayında Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 2 bin maden işçisi alınacağı müjdesini kamuoyu ile paylaşmıştı. Bizler de bu kapsamda çalışmalarımıza başladık ve nihayet bugün hem Sayın Cumhurbaşkanımızın sizlere verdiği sözü yerine getirecek olmamızın hem de bölgemize böylesine büyük bir istihdam sağlamanın verdiği mutluluk ile karşınızdayız. Birazdan toplamda 2.000 maden işçimizin alımına ilişkin ilk kura çekimini gerçekleştireceğiz. İlk etapta Zonguldak’tan bin 500 madencimizi daha TTK ailesine katmış olacağız. Önümüzdeki hafta ise Bartın için 400, Karabük Yenice ilçesi için ise 100 madencimizin daha kura çekimini bu iki şehrimizde sonuçlandıracağız. Ekmeğini taştan çıkarmak ifadesinin en somut, en müşahhas örneği olan meslek belki de madenciliktir. Alın teri ile rızkını helal yoldan kazanan madencilerimizin haklarını korumak, onların en güvenli şartlarda çalışmalarını sağlamak da bizim en büyük görevlerimizden bir tanesidir. Son yıllarda bu kapsamda yaptığımız çalışmalar da madenci kardeşlerimizin emeğine duyduğumuz saygının bir göstergesidir. Bu anlamda yaptığımız bazı düzenlemeleri de bu vesile ile hatırlatmak isterim; Madenci kardeşlerimizin maaşlarını asgari ücretin en az iki katı olacak şekilde düzenledik. Haftada 45 saat olan çalışma süresini 37,5 saat ile sınırladık. İşletmelere istihdam ettikleri personel için sigorta poliçesi yaptırma zorunluğu getirdik. Madenlerdeki iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini katı kurallara bağladık. Ani ve habersiz denetimlerimizi artırdık. Bu kapsamda bu yıl şu ana kadar 7 bin 24 denetim gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar bu sayıyı 8 bine çıkarmış olacağız. Bizim enerji güvenliğimizi riske atmak gibi bir lüksümüz olamaz. Yerli kaynaklarımızı en verimli şekilde değerlendirmek zorundayız. Amacımız, yarının Türkiye’sinin bugünden çok daha güçlü, çok daha müreffeh bir ülke olmasıdır. Bu amaca ulaşmak için de var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Elbette ülkemizin kalkınması ve hepimizin geleceği için bunları yaparken, insanı ve çevreyi hiçbir zaman göz ardı etmeyeceğiz. Önce insan, sonra çevre ve sonra maden anlayışı ile insanı önceleyen, çevreyle uyumlu ve güvenli madencilik, bizim için olmazsa olmaz hususlardan biri olmaya da devam edecek. 6 şubat depremleri bizlere gösterdi ki madencilik sektörü özel bir teşekkürü hak ediyor. Deprem felaketleri sonrası canını ortaya koyarak, kahramanca insanımızın yardımına koşan madencilerimize de bu vesile ile huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Bir can daha kurtarabilmek için gece gündüz enkaz başında çalışan madencilerimizin başarısını ülkemiz ve tüm dünya takip etti. Biz de bakanlık olarak, madencilerimizin bu tecrübesini afet koordinasyonu kapsamında kurumsal bir yapı haline getirmek için çalışmalara başladık. Allah bizlere bir daha böyle acılar ve felaketler yaşatmasın. Bir araya geldiğimiz bu önemli kura çekimi vesilesi ile bundan bir yıl önce, 14 Ekim 2022’de Amasra’da elim bir maden kazasında hayatını kaybeden 42 madencimiz başta olmak üzere tüm maden şehitlerimizi de rahmetle anmak istiyorum. Sözlerime son verirken başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Yüzyılı’nı madenin de yüzyılı kılacak hedef ve vizyonu için şükranlarımı sunuyorum. Yine burada bizlerle birlikte olan sayın bakanımıza, süreçte emeği geçen kıymetli vekillerimize, belediye başkanımıza teşekkür ediyorum. Kura sonuçlarının herkese hayırlı olmasını diliyorum.”

    Konuşmaların ardından elektronik kura çekimi gerçekleştirildi.

  • Karbonmonoksit gazından zehirlenen madenci toprağa verildi

    Karbonmonoksit gazından zehirlenen madenci toprağa verildi

    Manisa’nın Soma ilçesinde özel bir maden ocağında dün çalışma alanı açma çalışmaları sırasında karbonmonoksit gazından zehirlenen 30 yaşındaki Tevfik Pazarcık olay yerinde hayatını kaybetti.

    Pazarcık ile birlikte gazdan etkilenen 5 madenci mesai arkadaşı da hastaneye kaldırıldı. Otopsi işlemlerinin ardından cenazesi memleketi Zonguldak’a getirilen madenci için Gökçebey ilçesine bağlı Pazarlıoğlu köyünde cenaze töreni düzenlendi.

    Öğlen namazını müteakip gerçekleştirilen cenaze törenine Gökçebey Kaymakamı Emrah Aslan, Gökçebey Belediye Başkanı Vedat Öztürk, maden işçisinin mesai arkadaşları ve köy sakinleri katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Tevfik Pazarcık’ın cenazesi köyünde toprağa verildi.

  • Şehit madencinin cenazesi toprağa verildi

    Şehit madencinin cenazesi toprağa verildi

    Türkiye Taş Kömürleri Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğünce işletilen maden ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde -300 kotunda meydana gelen grizu kaynaklı patlama sonucu 42 işçi hayatını kaybetti. Patlamadan ağır yaralı olarak kurtulan, ambulans uçakla İstanbul Çam ve Sakura Şehir Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınan 38 yaşındaki Ayhan Akgül 173 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti.
    Evli ve 2 çocuk babası şehit madenci Akgül’ün cenazesi İstanbul’dan Bartın’ın Amasra İlçesine bağlı Çanakçılar köyündeki baba ocağına getirildi.

    Akgül’ün Türk Bayrağına sarılı tabutu Cuma namazı sonrasında cami avlusundan omuzlara alınarak köy meydanına getirilirken 13 yaşındaki oğlu Ömer Faruk Akgül de babasının resmini taşıdı.
    Köy meydanındaki cenaze törenine Bartın Vali Vekili Uğur Karakaya, AK Parti Bartın Grup Başkanvekili ve Milletvekili Yılmaz Tunç, Garnizon Komutanı Dz. Kd. Albay Erkan Şahin, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın, İl Emniyet Müdürü Şakir Engin Korkmaz, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Ersin Aslan, madenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
    Akgül’ün naaşı cenaze töreninin ardından dualar eşliğinde köy mezarlığındaki aile kabristanına defnedildi.

  • Madencileri elleriyle kazarak kurtardı

    Madencileri elleriyle kazarak kurtardı

    Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin Güney Kivu eyaletinde etkili olan sağanak yağışların ardından bir altın madeninde göçük meydana geldi. Amatör kameralar tarafından kaydedilen o anlarda, göçük altında kalan 9 madenci, bir diğer madencinin önce kürekle daha sonra ise elleriyle toprağı kazması sonucu kurtarıldı.

    Madencilerin kurtarıldığı anlarda toprak kayması da yaşandı.

  • “Madencileri gördüğümde içime umut doğuyordu”

    “Madencileri gördüğümde içime umut doğuyordu”

    TFF 2. Lig Kırmızı Grup’ta mücadele veren Zonguldak Kömürspor’da forma giyen 23 yaşındaki futbolcu Oğuzhan Matur, Hatay’daki deprem faciasında 31 yakınını kaybetti. Deprem haberini alır almaz ailesine ulaşmaya çalıştığını anlatan Matur, yeğenleri Ada ve Duru’yu kaybetmenin acısını yaşıyor. Oğuzhan Matur, günlerce enkaz başında bir umut yakınlarından gelecek sevinçli haberi beklediğini anlattı. Zonguldak’tan Hatay’a ulaştığında madencileri gördüğünü bunun üzerine umutlandığını söyleyen Matur, yaşadığı zor günleri şöyle anlattı:
    “İlk başta tabi ki bir korku bastı. Ailemize ulaşmaya çalıştık. Arayamadık. Ulaşamadık. Ondan sonra biraz korku hissi geldi. Oraya en hızlı şekilde ulaşmaya çalıştık. İlk gittiğimizde tabi madenciler çalışıyordu. Onları gördüğümde insana bir umut doğuyor. İnsanlar birilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Kuzenim 30 saat sonra çıktı. Onun ardından eşi ve çocuğu da sağ kurtuldu. Oraya gittiğimizde umutlanıyor. Ama gün geçtikçe iki kızımızı bekliyorduk. Ada ve Duru’ya küçük yaştalardı maalesef ulaşamadık. 6 gün geçmişti hala haber yoktu. En son cansız bedenlerine ulaşmıştık. Toplam 31 yakınımı kaybettim.

    Enkaz başında bekledik. Zaten biz günde üç saat uyuyorduk. Orada saatlerce bekliyorduk. Soğukta ateş yakıyorduk. Hem madenciler hem biz ateş başında sabırla bekliyorduk. Zor günler geçirdik. Hem elektrik konusunda da sıkıntı vardı. Telefonlar çekmiyordu. Yemek yardımları çok iyi bir şekilde geliyordu. İnanılmaz bir yardım geldi. Hem kıyafet hem gıda yardımı geldi. Hem psikolojik hem fiziksel zor günler geçirdik. Madencilere yardımcı oldum. Enkaza girip insan kurtarmak benim elimden gelen bir şey değildi. Ama onlara en iyi şekilde yardım etmeye çalıştık. Çay olsun, ateş yakıyordum. Çorba getiriyordum. Madencilere güç vermek için uğraşıyordum. Onlar da umutlanıyordu, kişisel meselesi olmuştu. Onlar için de elimizden geleni yapmaya çalıştık.”

    Hatay’da yaşadığı günlerin ardından şehre geri dönen Matur, eksikliklerini tamamlayarak Zonguldak Kömürspor’daki çalışmalarını sürdürecek.

  • Madenciler Hatay’daki mücadeleyi anlattı

    Madenciler Hatay’daki mücadeleyi anlattı

    67 madenci gönüllü olarak depremin 2. günü gittikleri Hatay’ın Antakya ilçesinde 115 kişiyi enkazdan çıkarırken, 11 kişiyi sağ olarak kurtardı. Depremin 6. günü 5 aylık hamile bir kadını ve depremin 153. saatinde Rabia öğretmeni kurdukları tünel ile kurtaran madenciler, yaşadıklarını hüzün ve sevinçleri unutamazken madenci olmanın ve enkazdan 11 insanı çıkarmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Bir hafta boyunca enkaz altında kalan vatandaşları kurtarmak için yaşadıklarını aktaran madenciler, yerin altında yıllarca cevher ararken şimdi bir insanı enkazdan canlı çıkarmak için verdikleri mücadelede yorulmadan çalıştıklarını ifade etti.

    “Bir can bir candır, iyi ki madenciyiz”

    Madenci Hamza Karaca, Rabia öğretmene ilk ulaştıklarında zorlu bir süreç başladığını kaydederek, “Bize bir asker enkazdan ses aldığını söyledi. Yaklaşık 2 saat süren çalışma ile dar bir alan açtık ve ulaştık. Rabia öğretmen bir başörtüsü ve çorap istedi verdik. Çok dar bir alandı. Enkaz çok birbirine girmişti yanında annesi vefat etmişti. Bir yudum su içirdik ve kendisini yormamasını söyledik. Kalorifer peteğini keserek çıkardık. Dünyaya bedel bir can. Çok soğukkanlıydı. Sırt üstü çekerek çıkardık. Maalesef annesi vefat etmişti onu da çıkardık. Daha sonra bir başka enkazda 4-5 aylık hamile bir bayan vardı, onun bulunduğu zemin çok kötüydü. Onu da dar bir alan çıkararak madencilik teknikleri ile kendisini çıkardık. İyi ki madenci olmuşuz. Şimdi umarım tüm kurtardığımız canlar iyidir. Kozan’dan gelip kendilerini kurtardığımızı ifade etmiştik. İyi haberlerini almak bizi daha da mutlu eder. Beni Rabia öğretmeni kurtarırken en çok etkileyen elinde bir kağıt vardı ve karanlıktı onu okuyabiliyordu. Bu beni çok etkilemişti” dedi.

    “Aklımız hala orada”

    Madencilerden Mustafa Kara ise 30 yıllık madenci olduğunu, ilk kez böyle bir afet ile karşılaştıklarını ama can kurtardıkça orada büyük bir mutluluk duyduğunu kaydetti. Kara, “Şimdi geldik ama hala aklımız orada. Her anımızda oradaki yaşadıklarımız gözümüzün önünden gitmiyor” diyerek duygularını paylaştı.

    “Anlatırken boğazımız düğümleniyor her birinin ayrı hikayesi var”

    Maden mühendisi Habip Karaduman ise “Anlatması çok zor, ülkemiz adına büyük bir felaketti. 8 günde cansız bedenler çıkardık ama 11 can kurtardık. İtfaiyeciler, madenciler, gönüllüler hep birlikte büyük bir mücadele verdik. Hep bir umut vardı enkazlarda. Enkazdan vatandaşları çıkarırken açtığımız tünellerde artçı depremler vardı. Büyük bir fedakarlıktı ve onlarca kişiyi kurtardık. Çok büyük bir mutluluktu. Unutmadığım 5 aylık hamile bayan yanında vefat eden eşi ile 6 gün boyunca yan yana kalması çok zorluydu ama biz su verdik, maske vermek istedik, ben iyiyim demesi çok zorlu şartlarda ben iyiyim demesi beni çok etkiledi. Allah yardım etmiş. Bizi en çok zorlayan bina yapısını, depremde farklı yerlerde bulmak zorlu bir süreçti. Merdiven boşluğu dediğimiz alanlarda cansız bedenlere ulaşmak bizleri çok üzdü. Keşke yaşam üçgeni olabilseydi. Benim baba mesleğim, çok gururluyum. Oradaki madencilerle ve mücadele eden herkesle gurur duyduk. Keşke olmasaydı ve daha güzel yerlerde tanışsaydık. Uyumadık yemek yemedik ama yorulmadık. Tüm kurtardıklarımızı merak ediyoruz ama umarım iyilerdir” dedi.

    “Yer altıdan hep cevher çıkardık ama can çıkarmak farklı bir duygu”

    Rabia öğretmeni kurtarma çalışmasında yer alan İlyas Beydilli ise her enkazın bir burukluk ve kurtarma mücadelesinin başladığı alan olduğunu belirterek, “Ses dinleme yaptık, tüm arama kurtarma ekipleri ile birlikte büyük bir mücadele verildi. Ülkemiz adına çok üzgünüz. Beni en fazla etkileyen Rabia öğretmen. Küçük bir koridor oluşturduk. Bizi bir asker durdurdu ve yardım istedi. Bir ses duyunca mutlu oluyorsun ve kurtarma mücadelesi başlıyor. Rabia öğretmene yaklaşınca ilk eşarp ve çorap istedi. Biz de temin ettik. 10 metrelik bir koridordan çıkardık. Orada kendini düşünmeden ona maske uzattım, bana maskeyi sen tak dedi. Çıkartıldığında anlatılmaz bir mutluluk vardı. Umarım iyidir. Bir de enkaz altından kedimiz vardı ve onu çıkardık. Bir küçük kedi kadar yer vardı ve ufak bir sopa ile çıkardık. Bizim için tarifi zor duygu. Yer altıdan hep cevher çıkardık ama can çıkarmak farklı bir duygu” dedi.

    “Yerin atında biz olsak dışarda beklentin ne olurdu diye düşünüyor insan”

    67 kişilik gönüllü maden ekibinin de depremzede olduğunu ve insanlar için kendi ailelerini güvenli bölgelere bırakarak mücadeleye katıldıklarını aktaran Ömer Lütfü Doğan ise “Ekiplerimizin gönüllü mücadelesi çok büyüktü. 67 kişilik ekiple herkes elinden geleni yaptı. İnsan empati yapıyor ve yerin altında sen olsan dışardaki insanlardan beklentin ne olurdu diye düşünüyor” diye konuştu.

  • Mektubu “Onur Madalyası” yapıp madenin girişine astılar

    Mektubu “Onur Madalyası” yapıp madenin girişine astılar

    Türkiye, Kahramanmaraş merkezli yüzyılın felaketi iki büyük depremin acılarını yaşıyor. Kahramanmaraş Pazarcık’ta 6 Şubat saat 04.17’de 7.7 büyüklüğünde ve aynı gün Elbistan’da saat 13.24’te 7.6 büyüklüğünde meydana gelen iki büyük deprem Türkiye’yi yasa boğdu. Zonguldak’tan Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda çalışan 4 bine yakın maden işçisi de bölgeye giderek arama kurtarma çalışmalarına destek verdi. TTK işçilerinin yanı sıra rödevans (kiralama) yöntemiyle kiraladıkları sahalardan kömür çıkartan özel maden şirketlerinde çalışan maden işçileri de arama kurtarma çalışmalarına katıldı.

    Yakınlarını kurtaran madencilere teşekkür mektubu

    Depremde yakınları enkaz altında kalan vatandaşlar, bölgeye gelen ekipler ile birlikte kurtarma çalışmalarına katıldı. Zonguldak’ta Ofkar Madencilik şirketinden Kadir Hamzaçebi, Burak Hamzaçebi, İsmet Ofluoğlu ve Serkan Bahar da, Kahramanmaraş’ta bir enkazda açtıkları 3 metrelik tünelle Metehan Oğuz’un yakınlarına ulaşmaya çalıştı. Oğuz’un kuzenini sağ olarak enkazdan kurtaran genç madenciler, küçük yaştaki yakınının ise cansız bedenini çıkarttı. Enkazdan canlı çıkartmanın çok zor bir durum olduğunu Kahramanmaraş’ta yaşanan depremde gördüğünü anlatan Oğuz, genç madencilere yaptıkları katkılardan dolayı bir teşekkür mektubu yazdı.

    Mektubu “Onur Madalyası” yapıp madenin girişine astılar

    Kurtarma çalışmalarının ardından Zonguldak’a geri dönen dört arkadaş, yeniden maden ocağındaki görevlerinin başına döndü. Kahramanmaraş’ta enkazdan bir kişi dahi fazla çıkartmanın umuduyla adeta dinlenmeden çalışan genç madenciler, ortak oldukları acıları unutmamak için teşekkür mektubunu “onur madalyası” sayıp maden ocağının girişine astı. Kendilerine has çalışma yöntemleri kullanarak, ‘girilemez’ denilen yerlere korkusuzca girip hayat kurtaran madenciler, dev enkaz yığınlarının ortasındakileri kurtarmanın buruk sevinciyle maden ocağına giriyor.

    “Ülkemizin gerçekten bize ihtiyacı varmış”

    12 yıllık maden işçisi Kadir Hamzaçebi, deprem olduğu zaman kendi imkanlarıyla bölgeye gitmeye karar verdiklerini anlattı. Hamzaçebi, “Kahramanmaraş’a vardığımızda ilk enkazı gördüğümüzde bir canlı sesi geliyordu. Kurtarma çalışmalarına başladık. Gelense 6-7 metre ilerideydi. Kazmalarımızla kazarak önce 17 yaşında cansız bedenle karşılaştık. Üzülerek cenazeyi çıkarttık. Daha sonra 37 yaşlarında bir kadın vardı, ayağı kirişe sıkışmıştı. Yaklaşık 4-5 saat ayağı ile uğraşmıştık. Bir yandan da kendisini motive ediyorduk. 112 ekipleri geldi. 5-6 saatlik uğraşmamızın neticesini alarak kendisini çıkarttık. Biz enkazda diğer enkazın içerisinde başka yaralı, cansız beden var mı diye mücadele ettik. 12-13 cansız bedeni ailelerine teslim ettik. Deprem anında bir daha böyle bir şey olduğu zaman bütün ülke olarak beklemeden, madenci olarak beklemeden gitmemiz gerektiğini anladık. Ülkemiz, milletimizin bize gerçekten ihtiyacı varmış. Bu depremde bunu anlamış olduk. Bize geldikten sonra orada yardımcı olduğumuz insanlar teşekkür mektubu yolladı. Biz de bu mektubu madenin girişine astık. Her madene girişte dua ediyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz” dedi.

    “Ülkenin sana olan ihtiyacını iliklerinde hisset”

    1999 depreminde de kendilerinden büyük meslektaşlarının enkaz altından hayat kurtardığını anlatan maden işçileri, Kahramanmaraş felaketinde de canlarını hiç düşünmeden aynı kahramanlıkları gösterdi. Yaşadıklarını hiçbir zaman unutmayacaklarını ifade eden madenciler, kömür kazmak için girdikleri yer altında da canlarını birbirine emanet ediyor. Deprem bölgesinden unutamayacakları hatıralarla memleketlerine dönen işçiler, “Ülken için, sevdiklerin için iş güvenliğine dikkat et. Vurduğun her kazmada, attığın her kürekte ülkenin sana olan ihtiyacını iliklerinde hisset” yazılı notla maden ocağının yolunu tutuyor.

  • Amasyalı 110 madenci evine döndü

    Amasyalı 110 madenci evine döndü

    “Devletimiz, milletimiz çok büyük”

    Kendisini karşılayan çocuğuna sarılan madenci Hasan Kaplan, “Çok üzüldük. Çok ağladık. Ama az da olsa depremzedelerin yaralarına merhem olmaya çalıştık” dedi. Malatya ve Adıyaman’da bir kişiyi daha kurtarmak için uykusuz geceler geçirirken enkazda oyuncak bebeğine sarılmış şekilde cansız halde buldukları 4,5 yaşlarındaki çocuğu hiç unutmayacaklarını belirten maden mühendisi Kerim Kaya da, “O binada 20 kişiydik. Hepimiz de ağladık. Öyle bir acının tarifi yok. Allah bir daha göstermesin. Ayrıca orada şunu gördüm. Devletimiz çok büyük bir devlet. Milletimiz o kadar daha büyük millet. Allah bu millete, devlete zeval vermesin” diye konuştu. Arkadaşı Osman Çoban ise, “Anlatılmaz yaşanır derler ya. Orada gördüklerimizi anlatmaya kelimeler yetmez. Boğazımız düğümleniyor. Arkadaşlarımızla canla, başla çalışarak bir yurttaşımıza umut olduysak, faydamız dokunduysa ne mutlu bize” şeklinde konuştu.

    Başkan Üçok: “Her birinden Allah razı olsun”

    Fedakar çalışmalarını bizzat takip ettiği madencileri gururla karşılayan Suluova Belediye Başkanı Fatih Üçok, “Böyle bir durumda Türk milletinin gönüllüsüyle, resmi kurumlardaki çalışanıyla, madencisiyle, itfaiyecisiyle, AFAD’ı ve tüm Türkiye olarak neler yapabileceğini tüm dünyaya göstermiş oldular. Her birinden Allah razı olsun ifadelerini kullandı.

    “Madencilerin en zor mesleği yaptığı orada bir kez daha kanıtlanmış oldu”

    Madencilerin yaptığı iş gereği arama kurtarma faaliyetlerinde büyük tecrübe sahibi olduklarına değinen Türkiye Maden İşçileri Sendikası Merzifon Yeni Anadolu Madencilik Şube Başkanı Cemil Güven de, “Arama-kurtarma dediğimiz işi biz meslek olarak yapıyoruz. Madencilerin en zor mesleği yaptığı orada bir kez daha kanıtlanmış oldu. Keşke bu acı olmasaydı, yürekler yanmasaydı” değerlendirmesinde bulundu. Madenciler yapılan duanın ardından evlerinin yolunu tuttu.