Etiket: mağara

  • İlginç mağara gizemini koruyor

    İlginç mağara gizemini koruyor

    Sivas’ın Gürün ilçesi Mağara köyünde bulunan kaya resimleri gizemini koruyor. Köy sakinleri mağarada bilimsel çalıma yapılarak mağaranın tarih ve kültür turizmine kazandırılmasını istiyor. Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Mağara köyü binlerce yıllık olduğu düşünülen kaya resimleriyle dikkat çekiyor. Hangi zamanda kimler tarafından çizildiği bilinmeyen resimler görenlerin ilgisini çekiyor.

    Hangi zamana ait olduğu bilinmeyen kaya mağaraların girişinde bulunan at, geyik ve sıralı insan figürlü resimler gizemini korumaya devam ediyor. Köy sakinleri resimlerin incelenip alanın turizme kazandırılması gerektiğini söyledi. Mağara Köyü Muhtarı Ali Karadeniz, mağarada bulunan figürlerin tam olarak ne zamana ait olduğunu bilmediklerini fakat geçmişinin çok önceye dayandığını belirterek, “Burada bir yaşanmışlık olmuş. Sıralı insan ve hayvan geçişleri var. Geyik var, at motifi var. Mağaranın üst tarafında odalar var” dedi.

    “Resimler gündelik yaşantılarından kesitler olabilir”
    Bu alanın gizli bir mabet olarak kullanıldığını düşündüren motiflerin bulunduğunu vurgulayan köy sakinlerinden Hasan Koç ise, “Hangi döneme ait olduğunu tam bilmiyoruz ama Hristiyanlığın ilk dönemlerine ait işaretler var. Hristiyanlığın Roma baskısı altında olduğu döneme dair söylentiler var. O dönemlerde gizlice kullanılan bir mabet olduğuna dair motifler bulunuyor. Muhtemelen yazının da bulunduğu bir dönem fakat simgelerle hayvan motifleriyle bir anlatı yapılmaya çalışmış.

    Tam olarak ne zamana ait olduğu bilinmediği için bizler de emin değiliz. Hitit güneşine benzer simgeler var. At, geyik motifi var. Tekerlekle hareket eden insanlar var. Çoğunluğu tahrip olmuş eğer olmasa büyük bir tablo olurdu. Bunun bir hikâye anlatısı olduğunu düşünüyorum. Yukarılarda kayalar oyularak odalar yapılmış. Yaşam alanları inşa edilmiş. Buradaki motifler de o insanların gündelik yaşantılarından kesitler olabilir. Define arayanlar oluyor gelen gidenleri engellemeye çalışıyoruz ama burada bir çalışma yapılsa açık alan arkeoloji müzesi haline gelebilir” şeklinde konuştu.

  • Mağara ve sığınakta mühimmat ele geçildi

    Mağara ve sığınakta mühimmat ele geçildi

    Hakkari İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, terörle mücadele harekatı kapsamında Şemdinli ilçesi kırsalında Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sacit Olcay Kabaklıoğlu (2024-250) Operasyonu icra edildiği belirtilerek, “Operasyonda arama tarama faaliyetinde mağara ve sığınağa gizlenmiş şekilde; 35 adet büyük tüp, 1 adet uçaksavar namlusu, bin 303 adet uçaksavar mühimmatı, 12 adet EYP düzeneği, 1 adet uçaksavar silahı, 5 adet AK-47 piyade tüfeği, 1 adet av tüfeği, 17 adet el bombası, 30 adet AK-47 şarjörü, 1 adet kürek, 1 adet el dürbünü, 1 adet silah üstü dürbün ve 1 adet akü ele geçirilmiştir” denildi.

  • Selin tahrip ettiği,şelale ve mağara ilgi bekliyor

    Selin tahrip ettiği,şelale ve mağara ilgi bekliyor

    Kastamonu’nun Devrekani ilçesine bağlı Akdoğan köyü ile Pınarözü köyü arasında yer alan Akdoğan Şelalesi, ilçeye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Devrekani-Çatalzeytin karayolu üzerinde bulunan Akdoğan Şelalesi ve 300 metre uzaklıktaki mağara, yola yakın olması sayesinde kolaylıkla ziyaret edilebiliyor. 5 takım sıra çağlayandan oluşan Akdoğan Şelalesi, doğal güzelliği ile ziyaretçilerini mest ediyor. Mağara içerisinde yaklaşık 3 gölet bulunuyor. Doğa harikası mağara ve şelale yaşanan seller sebebiyle uğradığı tahribata rağmen güzelliğini koruyor. Sel sularının sürüklediği ağaç köklerinden ve suyun yönünün değişmesi riski sebebiyle şelale yok olma tehlikesi yaşıyor.
    Bölgede yaşayan vatandaşlar, bölgedeki tahribatın giderilerek şelale ve mağaranın turizme kazandırılmasının bölge ekonomisine büyük katkı sağlayabileceğini söyledi.

    “Şelalenin etrafı bakımdan geçirilse çok daha iyi olacak”

    Herkesin şelaleyi görmesi gerektiğini belirten Hasan Engin, “Doğa harikası bir şelaledir. Devrekani’ye takriben 30 kilometre uzaklıktadır. Şu anda şelaleyi gösteren bir yön tabelası yoktur. Aslında şelalenin yakınına kadar gelinip görülebiliyor. Tüm tabiat severleri şelaleyi görmeye bekliyoruz” dedi.

    “Etkililerden de şelalenin en kısa sürede bakımı yapmalarını istiyoruz”

    Bölgede yaşayan insanların birçoğunun şelaleyi bilmediğini belirten Engin, “Akdoğan Şelalesi’nin ne yazık ki bir yön tabelası bulunmuyor. İnsanlar şelaleyi bulamıyorlar. Şelalenin kolaylıkla bulunabilmesi için acilen yön tabelası konulması gerekiyor, birde acilen şelalenin bakıma ihtiyacı var. Şelalenin etrafı bakımdan geçirilse çok daha iyi olacaktır. İnsanlar hem daha rahat ziyaret edebilir hem de burada pikniklerini yapabilirler. Çünkü burada mesire alanı da bulunuyor. Bu yüzden Akdoğan Şelalesi’nin turizme kazandırılmasını bekliyoruz, yetkililerden de şelalenin en kısa sürede bakımı yapmalarını istiyoruz” diye konuştu.

    “Şelalenin etrafı, ne yazık ki yaşanan seller sebebiyle mahvolmuş”

    Akdoğan Şelalesi’nin ve Mağarasının Devrekani ilçesine bağlı olduğunu ifade eden Mehmet Özçelik ise, “Yaklaşık 50 metre yükseklikten akan şelale, tabiat harikası bir yerdir. Buraları gelip görmenizi tavsiye ediyorum. Bakir kalmış çok güzel bir yerdir. Buraya gelmek çokta zor değil, gelip görülmesi gereken tabiat harikası yerlerden bir tanesidir” şeklinde konuştu.

    “Bölgenin daha düzenli hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum”

    Şelalenin ve mağaranın yaşanan seller sebebiyle tahribata uğradığını belirten Özçelik, “Fakat şu anda şelalenin etrafını ne yazık ki yaşanan seller sebebiyle mahvetmiş vaziyette. Buralara yetkililerin gelip şelalenin etrafının düzeltilmesini talep ediyoruz. İnsanların gelip buraları görmesi için bölgenin daha düzenli hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabiat harikası yerlere insanların gelip görmelerini tavsiye ediyorum. Fakat sel sebebiyle buralar harap hale gelmiş” ifadelerini kullandı.

  • Gökgöl Mağarası bayramda ziyaretçi akınına uğradı

    Gökgöl Mağarası bayramda ziyaretçi akınına uğradı

    Türkiye’nin en gözde mağaralarından biri olarak kabul edilen Gökgöl Mağarası, 9 günlük bayram tatilinin ilk 5 gününde 8 bin 431 ziyaretçiyi ağırladı. Ziyaretler ise Zonguldak’a turizm açısından büyük katkı sağladı.

    Yurt içi ve yurt dışından gelen turistlerin gözde duraklarından biri olan Gökgöl Mağarası, binlerce kişi tarafından keşfedildi. Mağaranın Fosil Giriş, Astım Salonu ve Harikalar Salonu bölümleri, ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti.

  • Bozkırın saklı cenneti hayran bırakıyor

    Bozkırın saklı cenneti hayran bırakıyor

    Sivas’ın Yıldız beldesinde bulunan Değirmenaltı Mağaraları ve Şelalesi görenleri kendine hayran bırakıyor. Yeşil renklerin tonu, su sesi ve mesire alanıyla birlikte dikkatleri üzerine çeken Değirmenaltı Şelalesi, çevre halkı tarafından da yoğun ilgi görüyor. Kent merkezine 52 kilometre uzaklıkta bulunan şelale, hafta içi ve hafta sonu ziyaretçilerini ağırlıyor.

    “Buranın insana huzur veren bir özelliği var”

    Değirmenaltı Şelalesi’ne ilk kez geldiğini söyleyen Özlem Küçükkaya, “Çok şahane bir yer, şelaleyi çok beğendim. Ağaçlıklar, yeşillikler şahane. Buranın insana huzur veren bir özelliği var. Bu şelaleye herkesin gelmesini ve görmesini tavsiye ederim” dedi.

    Lise 2’nci sınıf öğrencisi Hiranur Küçükkaya ise, “Buraya ikinci kez geliyorum. Özellikle sınav haftamdan sonra buraya gelince kendimi dinlenmiş hissediyorum. Çok güzel bir yer. Şehir hayatından sıkılmış insanların buraya gelmeleri iyi olur diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

  • İnşaat çalışması sırasında mağara ve kanal bulundu

    İnşaat çalışması sırasında mağara ve kanal bulundu

    Başakşehir Altınşehir Mahallesi’nde yapılan bir inşaat kazısı esnasında işçiler yer altında odacıklar ve kanallar olduğunu far etti. İşçilerin fark etmesi üzerine ekiplere haber verildi. Olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Polis, olay yeri ve çevresinde geniş güvenlik önlemi alırken inşaat çalışması durduruldu. Yer altında bulunan odacıkların ve kanalların sokak altından diğer evlerin altına doğru ilerlediği de mahalle sakinleri tarafından iddia edildi. İnşaat sahası ve çevresi dron ile havadanda görüntülendi.

    “Böyle bir şeye şahit olmadık ama büyüklerimiz duymuşlar. Bizde de merak uyandırıyor”

    Mahalle sakinlerinden olan Furkan Yıldız, “ Kazı çalışması esnasında bu tarz şeylerle karşılaşıldı. Burada tarihi bir kanal olduğu söyleniyor. Herhangi bir problem olmaması açısından inşaatı durdurdular. Biz daha önce böyle bir şeye şahit olmadık ama büyüklerimiz duymuşlar. Bizde de merak uyandırıyor belki benim dükkanımın altında da vardır. Herhangi birinin girişine izin verilmiyor burada 24 saat nöbet tutuluyor şuanda”İfadelerini kullandı.

    “Topkapı’ya kadar gittiği söyleniyor bize hatta “

    Başka bir mahalle sakini olan Şahin Aydın ise yaşananlarla alakalı, “Ben 72 yaşındayım 68 yılından beri aynı mahalleden oturuyorum. Biz zamanında duyuyorduk kanal olduğunu biliyorduk. Mahallenin altından geçen. Topkapı’ya kadar gittiği söyleniyor. Bize hatta içerisinden gidenlerde olmuş. Şimdi korumaya aldılar. Ekipler inceleyecek ve öğreneceğiz neler olduğunu. Göz göz odalar varmış sanırım içerisinde. Şu an koruma altında ne olduğuna bakacağız ilerleyen zamanda” şeklinde konuştu.

  • Kar tünelleri buzdan mağaraları andırıyor

    Kar tünelleri buzdan mağaraları andırıyor

    Bitlis’in yükseklerinde halen kışın etkileri hissedilirken özellikle bahar aylarında bile kar manzaralarıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Yılın büyük bölümünü kar altında geçiren kentlerin başında gelen Bitlis’te mayıs ayında bile kar manzaraları görmek mümkün. Aldığı yoğun kar miktarı nedeniyle bölgede karın başkenti olarak tabir edilen Bitlis, bu yıl bahara hasret kaldı. Bitlis’e komşu illerden olan Batman, Diyarbakır, Mardin, Siirt gibi çevre illerde hava sıcaklığı 25 dereceleri geçerken Bitlis’te ise halen kar manzaraları görmek mümkün. Kentin yüksek rakımlı dağların arasında saklı kalan kar tünelleri ise adeta buz mağaralarını andırıyor. Özellikle Bitlis – Mutki arasındaki yüksek rakımlı dağlar, doğal güzellikleriyle görenleri kendine hayran bırakıyor. Dağlar arasındaki kar tüneli, doğal şelalenin üzerini bir köprü gibi örterek, altından berrak suların akmasına izin veriyor. Bu manzara, adeta bir doğa harikası olarak ziyaretçilerini büyülüyor. Kar ve suyun bu muhteşem buluşması, bölgenin benzersiz bir doğa mirası olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bitlis’in yüksek rakımlı dağlarında bulunan bu kar tünelleri, adeta doğanın bir sanat eserini andırıyor. Yüksek rakımlı dağlar arasındaki doğal güzellikleri keşfeden vatandaşlar ise doğal güzelliğin tadını çıkarıyor.

    Şifalı yabani bitki toplamak üzere geldikleri yüksek rakımlı dağlarda birçok doğal güzellikle karşılaştıklarını söyleyen Vehbi Damar, bu güzelliklerden birinin de buz mağarasını andıran doğal güzelliğin olduğunu söyledi. Üzeri kar kütlesiyle kaplı olan alanın altından şırıl şırıl şelale suyu geçtiğini anlatan Damar, doğal güzelliğin hem görüntüsüyle hem de altından akan su sesiyle insan ruhunu dinlendirdiğini ifade etti.

    Vatandaşlardan Cumali Ayaz ise bölgeden benzer birçok doğal güzelliğin yer aldığına vurgu yaptı.

  • TSK’den mağara ve sığınak eğitimi

    TSK’den mağara ve sığınak eğitimi

    Türk Silahlı Kuvvetleri “Dosta güven düşmana korku” parolasıyla, ülkenin güvenliğini tehdit eden terör unsurlarına karşı başarılı bir mücadele veriyor. Bu mücadelenin baş kahramanlarından komandolar, zorlu eğitimlerden geçtikten sonra operasyon bölgelerine gidiyor.
    Milli Savunma Bakanlığına ait sosyal medya sitesinde yapılan paylaşımda, “47’nci Komando Tugay Komutanlığımız tarafından; 6’ncı Dönem komando tazeleme eğitimi kapsamında, geçici üs bölgesine intikal, mağara ve sığınak eğitimi gerçekleştirildi” ifadelerine yer verildi.

  • Urartulardan kalma mezar tarihe ışık tutuyor

    Urartulardan kalma mezar tarihe ışık tutuyor

    Kültürel varlık yönünden zengin olan Iğdır, barındırdığı tarihi yapıları ile de tarihe ışık tutuyor. Şehrin birçok yerinde bulunan fakat İl Kültür Müdürlüğü tarafından korunmayan ve restorasyona alınmayan yapılar gün geçtikçe yok olmaya devam ediyor.
    Urartular döneminden kaldığı ve Demir Çağı’nın özelliğini barındırdığı söylenen Urartu Mezarlığı köylüler tarafından şans eseri bulundu. Köylüler tarafından tespit edilen boşlukta araştırmacıların çalışması sonucu alanın Urartulardan kalma bir mezar olduğu tespit edildi. Mezar odasının ön kısmının toprak kayması sonucu büyük ölçüde tahrip olduğu biliniyor. Bu alan daha sonra cami olarak kullanıldığı dönemde düzeltilerek genişletildi. Mezarlık içinde üç niş bulunurken, bu nişlerden biri mescit olarak kullanıldığı dönemde genişletilerek mihrap olarak kullanıldı. Mezarlığın içinde giriş kapıları bulunmayan iki oda yer alıyor. Bu iki odayı birbirinden ayıran bir genişlik yer alırken, ileriye doğru genişleyen bir bölme de bulunuyor. Ayrıca burası vatandaşlar tarafından dilek dileme alanı olarak da kabul gördü.

    İnanışa göre; mağara içinde düşen taşları tekrar duvara yapıştırılıyor, bir dilek tutuluyor ve eğer taş duvara yapışırsa dilek kabul oluyor. Araştırmacılar tarafından yapılan çalışmada mezarlık ile ilgili mimari özellikler kayıt altına alınırken, arkeolojik bir veri elde edilemedi.
    Mezarlığın bir köylü tarafından hayvan otlatılırken bir hayvanın boşluktan düşmesi sonucu şans eseri bulunduğunu belirten köylülerden Çetin Şengül, “Zamanında köylüler buranın üzerinde hayvan otlatırken hayvanlardan biri aşağı düşüyor. Vatandaşlar hayvanı kurtarmaya çalışırken burayı keşfediyorlar. Köylüler buranın kapısını yapıp elektrik döşediler, daha sonra burayı ibadethane olarak kullandılar. Burasının bir özelliği yazın serin kışın ise sıcak oluyor. Vatandaşlarımızı buraya bekliyoruz. Buranın bir diğer özelliği ise vatandaşlar tarafından dilek dileme yeri olarak kabul görmesidir. Vatandaşlar burada bulunan taşları bir dilek tutarak tekrar duvara yapıştırıyorlar. Eğer taş duvarda asılı kalırsa dilenen dile kabul görür, taş düşerse dilenen dilek kabul olmuyor” dedi.

    Mağarayı merak ettiği için görmeye gittiğini söyleyen Erdal Karataş ise “Ben burayı önceden bilmiyordum. Gelip gördüm mutlu oldum. Herkesi burayı görmeye bekliyorum. Ben burayı normal bir ibadethane biliyordum, ama mağara şeklinde görünce çok şaşırdım. Çok güzel bir yer” dedi.

  • Gizemli mağara keşfedilmeyi bekliyor

    Gizemli mağara keşfedilmeyi bekliyor

    Karanlık olduğundan dolayı ulaşımı zor olan mağarada çok sayıda sarkıtlar, heykeller ve ilginç figürler oluştu. Gercüş kaymakamlığı özel idare ekiplerin yolunu açtığı Yeraltı Şaibat Mağarasının turizme kazandırılmasını beklediklerini söyleyen Alaattin Tekin; “Ben bu mahallede doğdum ve küçükken bu mağaranın önünde ufak bir delik vardı çocukluk arkadaşlarımızla bu delikten aşağı iner mağaranın içerisine girerdik. Eskiden bu mağaraya girdiğimizde çok zorlanıyorduk şu an ise Gercüş Kaymakamlığı özel idare ekiplerince yolu açılmış ve mağaranın kapısı genişletilmiş bundan dolayı Gercüş Kaymakamımız Muhammed Öztaş’a teşekkür ediyorum. Dedelerimiz bize söylerdi sürekli bu mağaranın uzantısı bir kolu Midyat bir kolu da Gercüş’e gittiğini söylüyordu. Antalya’daki mağaralara çok benziyor. Doğal bir mağaradır ve içi şekillerle kendiliğinden oluşan doğa güzeli bir mağaradır. Karanlık olduğu için ulaşmak zor. Çok miktarda sarkıtlar, heykeller ve ilginç figürler var. Oluşan heykel benzeri sarkıtlarda inceleme yapılması için arkeolog ve taş bilimcilerini de göreve davet ediyoruz. Bu mağaranın çevredeki eski yerleşim birimlere kadar bağlantısının olduğu tahmin ediliyor. Çok iyi araştırma yapılırsa, bu yer altı mağarasında tarihin yeniden keşfi olabilir” dedi.

    Ramazan Keskin isimli vatandaş mağaranın çok eski olduğunu söyledi. Keskin, “Ben 55 yaşındayım eskiden 8 yaşlarında iken bu mağaraya kafa üstü bir delikten giriyorduk ve odalar şeklindeydi. Üst kısmından sular geliyordu ve küçük bir havuz şeklinde bir yer vardı ve sürekli orada su içiyorduk. Suyun damlamasıyla kendiliğinden şekiller oluşuyordu mağarada küçükken ulaşımı çok zordu ve kimse buraları bilmezdi ve mağaraya girdiğimizde çok korkuyorduk, korktuğumuzdan dolayı fazla içinde kalmayıp hemen kaçıyorduk. Gercüş kaymakamlığı tarafından yolu yapıldı Allah razı olsun teşekkür ederiz. Ben hatırlıyorum Amerika’dan gelmişlerdi buraya benim bildiğime göre bu mağaranın içindeki taşlardan cam olduğunu söylüyorlardı. Çok eskiden mağaradan su içiyordu vatandaşlar ve bu suyun şifalı olduğunu söylerlerdi” ifadelerini kullandı.