Etiket: magazin

  • Selda Bağcan: Ben sol muhafazakârım, açık giyinmeyi ayıp buluyorum

    Selda Bağcan: Ben sol muhafazakârım, açık giyinmeyi ayıp buluyorum

    Şarkıcı Selda Bağcan, “Hayatımda hiç açık giyinmedim. Öyle omuzlarımı bile göstermek falan hiç bana göre değil. ‘Sol muhafazakâr’ diyorlar ya hani, işte ben tam oyum. Sevmiyorum açık giyinmeyi, bana ayıp geliyor. Hatta açık giyinen bazı insanları görünce şok oluyorum” dedi.

    Ünlü şarkıcı, Posta’dan Oya Çınar’a konuştu.

    “Sizi sahnede hiç abartılı kostümlerle ya da dekolte kıyafetlerle göremiyoruz. Özellikle görselliğin bu kadar önemli olduğu bir çağda. Hiç mi gerek duymuyorsunuz?” sorusuna Bağcan şu yanıtı verdi:

    “Aslında benim çok özel sahne kostümlerimin olduğu bir dönem var; terzim Yıldırım Mayruk idi. Ama senin tevellüt yetmez ona. Ben Zeki Müren’le gazinolara çıktım. Onunki gibi değildi ama bana yakışan şeyler yapılıyordu. Müzeyyen Senar’ın solist altı olarak çıktım. Ama yine bakınca, hanım hanımcıktı hep. Dekolte zaten mümkün değil. Hayatımda hiç açık giymedim. Öyle omuzlarımı göstermek falan…”

    Bağcan, şöyle devam etti:

    “‘Sol muhafazakâr’ diyorlar ya hani, işte ben tam oyum. Sevmiyorum açık giyinmeyi, ayıp geliyor. Hatta bazı politikacıların eşlerini görüyorum, şok oluyorum. Benim tarzımın esprili bir anlatımı vardır. ‘Devrimci bacı’ kıyafeti derler. Ben böyle iyi ve rahat hissediyorum. Günlük hayatımda da zaten çok sade giyinirim. Sahnede sadece bir tık daha özenliyim.”

  • Berk Oktay’ın uygunsuz görüntülerinin yayınlanmasında eski eşine hapis cezası

    Berk Oktay’ın uygunsuz görüntülerinin yayınlanmasında eski eşine hapis cezası

    Oyuncu Berk Oktay’ın sosyal medyada uygunsuz görüntülerini yayınladığı iddiasıyla yargılanan eski eşi Merve Şarapçıoğlu hakkındaki dava karara bağlandı. Merve Şarapçıoğlu, “Özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek” suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz sanık Merve Şarapçıoğlu ile şikayetçi Berk Oktay ve taraf avukatları katıldı. Şikayetçi Berk Oktay, “Şikayetim devam etmektedir. Sanığın cezalandırılmasını talep ederim” dedi. Oktay’ın avukatı Serdar Öktem de sanığın üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

    “MASUMİYETİM ORTADADIR”

    Sanık Merve Şarapçıoğlu ise “Ben böyle bir suçu işlemedim. Suçlamayı kabul etmiyorum. Kendim de mağdurum. Dosyadaki delil durumuna göre masum olduğum ortadadır” dedi. Şarapçıoğlu son sözünde ise “Takdir mahkemenindir. Dosyadaki delillerle masumiyetim ortadadır” dedi. Şarapçıoğlu’nun avukatları da müvekillerinin bu suçu işlemesinin gerekçesi olmadığını belirterek “Müvekkilimin o saatlerde internet girişi yoktur. Hiçbir kadın ve hiçbir avukat bile bile isnada konu eylemi gerçekleştiremez. Bu isnat hayatın olağan akışına aykırıdır. Müvekkilimizin beraatine karar verilmesini talep ederiz” dediler.

    2 YIL 1 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI

    Mahkeme, sanık Merve Şarapçıoğlu’nun “Özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek” suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle alt sınırdan önce 2 yıl hapis cezası verdi. Suçun zincirleme şekilde işlendiğini dikkate alan mahkeme cezayı 2 yıl 6 ay hapis cezasına çıkardı. Duruşmalardaki iyi halini göz önüne alan mahkeme, indirim uygulayarak sanık Şarapçıoğlu’na 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığın cezasını ertelemeyen mahkeme, daha önce hakkında hükmün açıklanması geri bırakılması uygulandığı gerekçesiyle İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’ne ihbarda bulunulmasına hükmetti.

    BERK OKTAY: BU BENİM NAMUS DAVAMDIR

    Kararın ardından duruşma salonu önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Berk Oktay, davayı geri çekmesi için tehdit edildiğini söyleyerek “Bu benim namus davamdır diye başından beri söyledim ve namus davamdan asla geri adım atmadım. Allah’a çok şükür bugün soyadımın bütün namusu temizlenmiştir. Türk adaletine her zaman güvendim sonucunda da adalet yerini buldu. Bu dava emsal bir davadır. Herkese örnek olmasını dilerim. Kimse de peşini bırakmasın böyle şeylerin ve kimse de böyle bir şey kalkmasınlar. Adalet yerini bulmuştur” dedi.

    DAVANIN GEÇMİŞİ

    Boşanma davası sürerken Berk Oktay ve Merve Şarapçıoğlu’nun sosyal medya hesapları hacklenmiş ve çiftin mahrem fotoğrafları sosyal medyada yayılmıştı. İlk duruşmada ifade veren sanık Merve Şarapçıoğlu, “Şahsıma ait gmail hesabıma ve bu hesaba kayıtlı icloud ve instagram hesaplarım hacklendi. Telefonumda yer alan Berk Oktay ve şahsıma ait bir takım fotoğraflar ele geçirildi. Bu fotoğrafları ele geçirenler, şahsıma ait Instagram hesabımdan 5 dakika arayla paylaştılar. Söz konusu fotoğraflar 4-5 saat hesabımda herkese açık şekilde durdu. Söz konusu fotoğrafların paylaşıldığı hesaplarda benim de mahrem fotoğraflarım paylaşılmıştır. Bu davada mağdur sıfatıyla yer almam gerekirken sanık sıfatıyla yer almam aklıma, vicdanıma sığmamaktadır. ” diyerek suçlamayı reddetmişti.

  • İddiaya girdiler… Kaybederse otomobil alacak

    İddiaya girdiler… Kaybederse otomobil alacak

    Acun Ilıcalı, yeni açılacak dijital platformunda fenomen Berkcan Güven ve Reynmen’in projelerinin en çok izlenen olması halinde iki ismne istedikleri otomobili alacağını açıkladı.

    Acun Ilıcalı, proje için anlaşma sağladığı fenomen Reynmen ve Berkcan Güven ile iddiaya girdi.

    Sosyal medya üzerinden gerçekleşen canlı yayında bir araya gelen Ilıcalı, Güven ve Reynmen sohbet sırasında otomobil için sözleşti.

    Reynmen ve Berkcan’ın yapacağı program dijital platformda en çok izlenen yayın olursa Ilıcalı, iki isme istedikleri lüks otomobili alacak.

    Fakat tam tersi olursa Reynmen ve Güven, Ilıcalı’ya istediği otomobili alacak.

    Ilıcalı, iddiayı kazanırsa çok pahalı bir otomobil istemediğini ancak kaybederse de fenomenleri istediği otomobili kesin alacağınının sözünü verdi.

  • İddialara yanıt verdi: Sevdiklerim üzülmesin, gayet iyiyim

    İddialara yanıt verdi: Sevdiklerim üzülmesin, gayet iyiyim

    Sanatçı Nuri Sesigüzel’in hayatını kaybettiğine dair haberlere yanıt verdi:

    Sanatçı Nuri Sesigüzel’in koronavirüse yakalandığı ve hayatını kaybettiğine dair iddialar sosyal medyada gündem oldu.

    Hayranları usta sanatçı için üzüntülerini dile getirip, taziye mesajları yayınlamaya başladı. 77 yaşındaki Sesigüzel, hakkında çıkan ‘öldü’ iddialarına yanıt verdi.

    Sesigüzel, “Evdeyim, beni öldürmüşler galiba ama öyle bir şey yok. Gayet sağlıklıyım. Bu haberler nereden çıktı anlamış değilim. Sevdiklerim üzülmesin gayet iyiyim” ifadelerini kullandı.

  • Kaz Dağları’nda arsa satın aldı

    Kaz Dağları’nda arsa satın aldı

    Cem Yılmaz’la ayrıldıktan sonra soluğu Kaz Dağları’nda alan Serenay Sarıkaya, buradan ev sahibi olmak için 1.5 dönümlük arsa satın aldı.

    Serenay Sarıkaya, ileride Kaz Dağları’na yerleşmek için ilk adımı attı ve Ayvacık’ın bir köyünden 1.5 dönümlük arsa satın aldı.

    Hürriyet’ten Mehmet Üstündağ’ın haberine göre; Alpler’den sonra oksijen oranı en yüksek bölge olan Kaz Dağları’nda her fırsatta tatil yapan Sarıkaya, burada ev sahibi olmaya hazırlanıyor.

    Sarıkaya’nın arsa satın aldığı bölge başta Halit Ergenç olmak üzere birçok oyuncunun uğrak yeri oldu.

    Aldığı arsaya yaptıracağı ev için hazırlıklara başlayan 29 yaşındaki oyuncu, önümüzdeki yaza evini yetiştirmeyi planlıyor.

    Sarıkaya, salgın öncesinde Alice Müzikali ile seyirci karşısına çıkıyordu.

  • Berk Oktay’ın eski eşinin 6 yıla kadar hapsi istendi

    Berk Oktay’ın eski eşinin 6 yıla kadar hapsi istendi

    Oyuncu Berk Oktay’ın sosyal medyada uygunsuz görüntülerini yayınladığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan eski eşi Merve Şarapçıoğlu’nun “Zincirleme şekilde özel hayata ilişkin görüntüleri ve sesleri ifşa etmek” suçundan 6 yıl 3 aya kadar hapsi istendi. Sanık Şarapçıoğlu ise “Bu suçu kesinlikle işlemedim. Bu olayda mağdurken şu an da sanık olarak yargılanmanın üzüntüsü içerisindeyim” dedi.

    SORUŞTURMAYI YÜRÜTEN POLİS TANIK OLARAK DİNLENDİ

    İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya şikayetçi Berk Oktay katılmazken, tutuksuz sanık Merve Şarapçıoğlu hazır bulundu. Duruşmada tanık olarak dinlenen polis memuru A.A., bu dosyanın soruşturmasını yürüttüğünü belirterek “Açılan sahte hesaplarla ilgili Merve Hanım ve Berk Bey yardım istedi. O süreçte Merve Hanım’la daha çok irtibattaydım. Kendisi bana sürekli olarak IP adresi tespit edilip edilemeyeceğini, yurt dışı kaynaklı hesapların tespit edilip edilemeyeceğini soruyordu. O dönemde birden fazla hesap açılmıştı. Akabinde Merve Hanım’ın kendi hesabı da çalındı” dedi.

    “YARDIMCI OLMAM İÇİN ISRAR ETTİ”

    Sanık Şarapçıoğlu’nun çalınan hesabından da paylaşım yapıldığını, müstehcen paylaşımların Instagram tarafından kapatıldığını ifade eden tanık A.A., “Çalınan hesabın kendi hesabınız olduğunu ispat ederseniz Instagram hesabı kapatıyordu, bunun için Merve Hanım’ın bilgilerinin ve fotoğrafının Instagram’a gönderilmesi gerekiyordu. Merve Hanım’ın fotoğrafını istedim, o gün yalnız olduğu için fotoğrafını çekemeyeceğini söyledi. Fotoğraf o gün gelmedi, Merve’ye anlattığımı Berk Oktay’a da anlattım, yardımcı olmak için ısrar etti. Ben de bunun üzerine evlerine gittim” dedi.

    “SANIK BERK SORARSA ÇEKTİK DERSİN DEDİ”

    Evlerine gittiğinde sanık Şarapçıoğlu’nun fotoğraf çekilmediğini söyleyen tanık A.A. ifadelerini şu şekilde tamamladı: “Bu işten çok sıkılmıştım, kendi hesabımdan bu hesabı şikayet edince hesap kapatıldı. Bu esnada Berk Bey beni telefonundan aradı. Merve Hanım bana ‘sus’ işareti yaparak benim telefonumu alıp Berk Bey’le konuştu. Benim lavaboda olduğumu o nedenle telefonu kendisinin açtığını söyledi ama ben o sırada Merve Hanım’ın yanındaydım. Merve Hanım bana ‘Berk sorarsa fotoğraf çektik dersin’ dedi. Söz konusu fotoğraf günümüzde kullanılan telefonlarda zaman ayarı yapılarak kişinin tek başına da çekebileceği bir fotoğraftı.”

    TANIĞIN BEYANINI KABUL ETMEDİ

    Tanık polis memurunun ardından söz alan sanık Şarapçıoğlu, “Katiyen, Berk Bey’e çektik deriz, gibi bir şey demedim.” dedi.

    “NET OLARAK SÖYLEMEK MÜMKÜN OLMUYOR”

    Bilirkişi Tuncay Beşikçi ise duruşmada tanık olarak verdiği ifadesinde “Rapor kapsamında sanığın telefonunu, IP adres bilgilerini ve internet kayıtlarını inceledim. Bana göre sanık en az 5 kişi olduğunu düşündüğüm hackerlar tarafından hacklenmiş. Bu paylaşımlar sanığın hesabı da dahil olmak üzere 12 hesap kullanılarak ve Türkiye’nin çeşitli illerinden IP adreslerine göre yapılmış. Sanıyorum burada dava konusu, paylaşımların sanığın bulunduğu ofisten yapılmış olmasıydı. Birincisi, bu durum sanığın aynı şifreyi kullanan hackerlarla aynı zamanda hesaba giriş yaptığı için olmuş olabilir. Şifre bilindiği sürece farklı yerlerden giriş yapılabilir. İkinci bir olasılık da zararlı yazılımlar yüklenerek aynı IP’den giriş yapılabilir. Üçüncü olasılık ise kendisinin yapmış olması ama bunların hepsi olasılık. Dava kapsamındaki verilerden bunu kesin ve net olarak söylemek mümkün olamıyor” ifadelerini kullandı.

    “BEN KESİNLİKLE SUÇ İŞLEMEDİM”

    Sanık Merve Şarapçıoğlu, “Bu suçu kesinlikle işlemedim. Bu olayda mağdurken şuan da sanık olarak yargılanmanın üzüntüsü içerisindeyim” diye konuştu.

    MÜTALAA AÇIKLANDI

    Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında, IP bilgilerine ilişkin gönderilen yazıda söz konusu telefon numarasına erişim yapan kullanıcının sanık Şarapçıoğlu’nun annesi Sibel Asım olduğunu söyledi. Diğer gelen yazıda da söz konusu numaranın Orhan Aydın Hamdi’ye ait olduğu, Hamdi’nin de sanığın yanında staj yapan avukat olduğunu ifade etti. Sibel Asım’ın ifadesinde kendisine ait GSM hattının kızı Merve Şarapçıoğlu tarafından kullanıldığını mütalaasında kaydeden savcı, Orhan Aydın Hamdi’nin ise sanığın ofisinde WİFİ üzerinden iletişim kurduklarını söylediğini aktardı. IP sorgulama içeriklerinde 4 farklı isimdeki kullanıcının tek numara üzerinden bağlantı kurulduğunu belirten savcı, hesapların aynı kişi tarafından kullanıldığının öne sürüldüğünü ifade etti. Savcı bu sebeplerle sanık Şarapçıoğlu’nun, Berk Oktay’ın özel hayatına ilişkin fotoğrafları bilgisi ve rızası dışında değişik zamanlarda birden fazla kez ifşa ettiğini belirtti. Mütalaada sanık Merve Şarapçıoğlu’nun “Zincirleme şekilde özel hayata ilişkin görüntüleri ve sesleri ifşa etmek” suçundan 2 yıl 6 aydan 6 yıl 3 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istendi. Mahkeme, sanığın mütalaaya karşı savunma hazırlaması için süre vererek duruşmayı erteledi.

    DAVANIN GEÇMİŞİ

    Boşanma davası sürerken Berk Oktay ve Merve Şarapçıoğlu’nun sosyal medya hesapları hacklenmiş ve çiftin mahrem fotoğrafları sosyal medyada yayılmıştı. İlk duruşmada ifade veren sanık Merve Şarapçıoğlu, “Şahsıma ait gmail hesabıma ve bu hesaba kayıtlı icloud ve instagram hesaplarım hacklendi. Telefonumda yer alan Berk Oktay ve şahsıma ait birtakım fotoğraflar ele geçirildi. Bu fotoğrafları ele geçirenler, şahsıma ait instagram hesabımdan 5 dakika arayla paylaştılar. Söz konusu fotoğraflar 4-5 saat hesabımda herkese açık şekilde durdu. Söz konusu fotoğrafların paylaşıldığı hesaplarda benim de mahrem fotoğraflarım paylaşılmıştır. Bu davada mağdur sıfatıyla yer almam gerekirken sanık sıfatıyla yer almam aklıma, vicdanıma sığmamaktadır. ” diyerek suçlamayı reddetmişti.

  • 6 yıldır yoğun bakımdaydı! Haberi eşi verdi

    6 yıldır yoğun bakımdaydı! Haberi eşi verdi

    2014 yılında geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yıllardır yoğun bakımda ve bilinci kapalı şekilde yaşam savaşı veren sanatçı Kenan Işık’ın sağlık durumunda çok kritik bir gelişmenin olduğu öğrenildi. Işık’ın eşinin aktardığı bilgiye göre, ünlü sanatçı sandalyede oturuyor, vücudunu kontrol ediyor, gözleriyle iletişim kurabiliyor.

    HABERİ EŞİ VERDİ

    Altı yıldan fazladır yoğun bakımda olan ve bilinci kapalı olarak tedavisine devam edilen sanatçı Kenan Işık’ın tedavisinde başarı elde edildiği ve artık önceki safhanın çok ilerisinde olunduğunu duyuran eşi Beril Işık güzel haberi verdi. Günaydın’dan Yüksel Aytuğ’un haberine göre, Işık artık iletişim kurabiliyor. Uzun süre yardım almadan sandalyede oturabiliyor.

    Yüksel Aytuğ yazısında Kenan Işık’la ilgili verdiği haberde şunları aktardı:

    “Uzun süredir koma halinde tedavi gören usta oyuncu ve sunucu Kenan Işık’tan müjdeli haber var. Benim de Ergun Uyar’ın sosyal medya paylaşımıyla haberim oldu. Müjdeyi, Işık’ın vefalı eşi Beril Hanım vermiş.”

    “GÖZLERİYLE KONUŞUYOR”

    “Demiş ki: Kenan Bey söylenenleri duyuyor. Gözleri ile konuşuyor. Fakat tepki veremiyor henüz. Yoğun bir biçimde fizyoterapi ve ergoterapi tedavisi görüyor. Bakışlarıyla etrafındakileri takip edebiliyor. Artık gözleriyle iletişim kurabiliyor. Tekerlekli sandalyesinde bazen tüm gün oturuyor. Vücudunu artık bütünüyle kendisi tutabiliyor, dik durabiliyor. Daha önce bunların hiçbirini yapamıyordu.”

    KENAN IŞIK’A NE OLMUŞTU?

    Spor sonrasında saunaya giren Kenan Işık, sauna sonrasında fenalaşıp dengesini kaybederek, kafasını yere çarpmış ve beyin kanaması geçirmişti. Dört saat süren bir ameliyat geçiren Işık, yıllardır süren yoğun bakım tedavisine alınmıştı.

    Ameliyatın ardından sanatçının hayati tehlikesi bulunduğu belirtilmişti. Tehlikeyi atlatan ancak olayın olduğu tarihten sonra bir müddet komada olan sanatçının tedavisine evinde devam ediliyor, ancak bir süredir durumunda değişiklik gözlenmiyordu.

    Kenan Işık’ın hastalanmasının ardından, sunduğu Kim Milyoner Olmak İster yarışmasını önce Selçuk Yöntem, ardından Murat Yıldırım sunmuştu. Yarışması şu anda Kenan İmirzalıoğlu sunuyor.

  • Metin Hara’nın ‘diplomasız hasta bakma’ davasında yeni gelişme!

    Metin Hara’nın ‘diplomasız hasta bakma’ davasında yeni gelişme!

    “Diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak” suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davada ilk kez savunma yapan Metin Hara, “Yaptığım şey teknik olarak ‘sufi nefesi’ dediğimiz aparatsız, yan etkileri olmayan, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tekniktir. Öğrettiğim tekniğin amacı hasta tedavi etmek değil, iyilik halini artırmaktır.” dedi.

    İstanbul 16. Asliye ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Metin Hara katıldı. Müdahil Beşiktaş Kaymakamlığını ise bir avukat temsil etti.

    Duruşmada kimlik tespiti yapılan sanık Hara, mesleğinin ne olduğu sorusunu “yazar, konuşmacı ve fizyoterapist” diye yanıtlarken, iaylık gelirinin 15-20 bin lira arasında olduğunu söyledi.

    Kendisine isnat edilen suçu kabul etmediğini belirten Hara, “lisanslı fizyoterapistlik” unvanına sahip olduğunu kaydetti.

    Fizyoterapistlerin yapabileceklerinin, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 13. maddesinde düzenlendiğini aktaran Hara, “Yaptığım şey teknik olarak ‘sufi nefesi’ dediğimiz aparatsız, yan etkileri olmayan, bilimsel olarak kanıtlanmış bir tekniktir. Öğrettiğim tekniğin amacı hasta tedavi etmek değil, iyilik halini artırmaktır.” diye konuştu.

    “Magazinsel haberler çıktığında kendimi burada buldum”

    Yaklaşık 14-15 yıldır süren etkinliklerinde her katılımcıdan tıbbi tedavi yerine geçmediğine dair ıslak imzalı onay belgesi alındığını ve bu etkinliklerin devlet kurumları dahil birçok üniversitede, firmada, eğitim kurumunda, tıbbi sempozyumlarda gerçekleştiğini anlatan Hara, şu savunmayı yaptı:

    “Tek bir meslek ihlali şikayeti olmamıştır. Yıllardır mesleğimi etik olarak yaptım. Hiçbir tıbbi malzeme, besin takviyesi satılmamış, pazarlanmamıştır. Böyle bir durumda nasıl tedavi, teşhis uygulayabileceğimi yıllarca Çapa’da çalışmış biri olarak bilmiyorum. Benzer konularda etkinlik yapan birçok insanın, birçok kanun ihlalini gözümle görürken bir fizyoterapist olarak bu tarz bir şeyin içinde olmam mesleki anlamda beni yaralamıştır. ‘Diploması yok’ diye yansıtılmak mesleki kariyerimi ciddi anlamda zedelemiştir. Kendimi yazar ve konuşmacı olarak tanıtırım, fizyoterapist olarak bile çoğu zaman tanıtmam. İyilik halini artırabilirim. Düşünce gücü bir şeyleri iyileştirmek değildir. Kişinin performansını ve motivasyonunu artırmaktır. Verdiğim seminerlerle tedavi yapabilmem mümkün değildir. Sadece magazinsel haberler çıktığında ilginç şekilde kendimi burada buldum. Benim için cezai kısmından çok etik kısmı önemli. Takdir sizindir.”

    Dava konusu olan, “İnsanagüven Eğitim ve Dayanışma” adlı iş yerinin kapandığını aktaran Hara, şu an başka bir iş yerinin olduğunu kaydetti.

    Hara, müdahil Beşiktaş Kaymakamlığı avukatının bir sorusu üzerine de herhangi bir alanda doktora yapmadığını, fizyoterapist olarak lisansını tamamladığını söyledi.

    Söz alan Metin Hara’nın avukatı Serdar Öktem ise müvekkilinin iş yerinin mühürlenmediğini ifade etti.

    Mahkeme, tanıkların dinlenilmesi için duruşmayı erteledi.

    Olayın geçmişi

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 13 Temmuz 2017’de Hara hakkında BİMER’e şikayette bulunularak, tıp eğitimi almamasına rağmen kurduğu sistemle danışmanlık adı altında yüksek paralar karşılığı umut tacirliği yaptığının bildirildiği anlatılıyor.

    İddianamede, ihbar üzerine Hara’nın sahibi olduğu “İnsanagüven” isimli danışmanlık şirketini inceleyen Beşiktaş Kaymakamlığının, şirketin faaliyet izninin bulunmadığını, Hara’nın hekim diploması olmadığını, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında bulunan uygulamaları yapabileceğine dair herhangi bir sertifikası olmadığı halde “Tamamlayıcı Tıp Uzmanı” unvanını kullandığını tespit ettiği aktarılıyor.

    İş yerini mühürleyen kaymakamlığın Metin Hara hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ifade edilen iddianamede, İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksekokulu mezunu olan Hara’nın, “Tamamlayıcı Tıp Uzmanı” unvanını kullanabileceği bir belgesi ve diplomasının bulunmadığı kaydediliyor.

    İddianamede, Hara’nın, Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 25. maddesindeki “diploması olmadığı halde hasta tedavi etmek” suçundan 2 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

  • Şarkıcı Sıla ve Hazer Amani boşanıyor

    Şarkıcı Sıla ve Hazer Amani boşanıyor

    11 ay önce aile arasında düzenlenen nikâh töreniyle evlenen Sıla ve Hazer Amani çifti boşanma kararı aldı. Ortak bir açıklama yapan çift, “Dostluğumuzun kıymeti bakidir” dedi.

    Geçen ocak ayında ani bir kararla evlenen şarkıcı Sıla Gençoğlu ve şef Hazer Amani hakkında çıkan boşanma haberleri doğru çıktı. Basın açıklaması yapan çift, bir süredir haklarında çıkan ihanet ve psikolojik baskı haberlerini de yalanladı.

    “HABERİ BİRİNCİ AĞIZLARDAN DUYMANIZI ARZU ETTİK”

    Ünlü isimler açıklamasında “Evliliğimiz hakkında bir süredir çıkan haberlere istinaden bu açıklamayı yapma gereği duyduk. Boşanma kararı aldığımız doğrudur. Bu kararın, yansıtılan haberlerle ilintisi olmadığı gibi, dostluğumuzun kıymeti bakidir. Sağlığın, sıhhatin her şeyden önemli olduğunu bir kez daha epey kuvvetli anladığımız şu dönemde bu haberin bir detay olduğunu düşünüyoruz. Yine de bunu açık yüreklilik ve içtenlikle birinci ağızlardan duymanızı arzu ettik” dedi.

    EVLİLİKLERİ HAKKINDA İDDİALAR ORTAYA ATILMIŞTI

    Şarkıcı Sıla’nın eşi Hazer Amani’ye psikolojik baskı uyguladığı ve Amani’nin eski eşi Deniz Mumcuoğlu ile görüşmeye başladığı ileri sürülmüştü. Öte yandan çiftin pandemi döneminde maddi sıkıntı yaşamasının da krizin büyümesinde etkili olduğu iddia edilmişti.

  • Dün silahlı saldırıya uğramıştı! Hakkındaki iğrenç iddia ortaya çıktı

    Dün silahlı saldırıya uğramıştı! Hakkındaki iğrenç iddia ortaya çıktı

    Dün Kadıköy’de, iki kişinin silahlı saldırısına uğrayan Bulut Duman (30) ile ilgili çok çarpıcı bir son dakika soruşturmasının olduğu ortaya çıktı. Savcı, 13 Kasım’da gözaltına alınan Duman’ın, ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan tutuklanmasını istedi. Mahkeme, Duman’ı, haftada üç gün imza verme şartı ile serbest bıraktı. Soruşturmanın başlatılmasına neden olan bir kişinin ifadesi ise tüyler ürpertici.

    Hakkında, ‘şantaj’ ve ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçlaması ile 40’a yakın soruşturma ve dava bulunan Bulut Duman’ın, dünkü saldırıdan 3 gün önce gözaltına alındığı ortaya çıktı. Anılan soruşturmanın gerisinde ise, Duman ile eşcinsel ilişki yaşamak için görüştüğünü belirten A. E. H.’nin (26) emniyet ifadesi oldu. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmaya göre Duman ile A. E. H., bir arkadaşlık uygulaması aracılığı ile 3 hafta kadar önce tanıştı. İkili bir süre uygulama üzerinden görüştükten sonra birbirlerine cep telefonlarını verdi. İkili arasında WhatsApp üzerinden de süren iletişim sonrası 7 Kasım akşamı, Duman ve A. E. H. buluştu. Duman, H.’yi, Ümraniye’de kararlaştıkları noktada otomobili ile aldı. Otomobilde, Duman’ın 15 aylık kızı da bulunuyordu.

    Her iki ismin ifadesine göre de, ikili Duman’ın Kadıköy Fikirtepe’deki evine gitmek üzere hareket etti. A.E.H., Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği’nde verdiği ifadesindeki detaylar kan dondurdu. Soruşturma savcısı, söz konusu ifadelerin ardından, 13 Kasım’da gözaltına alınan Duman’ın, ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan tutuklanmasını istedi.

    EVDE KAMERA VARDI

    A.E.H., ifadesinde Duman’ın evine ilişkin ayrıntılı bilgi vererek şunları kaydetti: “Evde kamera var. Yatağa bakan noktada kayıt yapan bir cep telefonu da vardı. Bebek bu esnada yatağın üzerinde yatıyordu. Bebek önümüzdeydi.”

    AVUKAT UYARINCA

    Duman ile anılan akşam ikinci kez cinsel iliş yaşadıktan sonra saat 22.45 gibi evinden ayrıldığını anlatan A.E.H., ertesi gün yaşananları, arkadaşı G. C.’ye anlattığını kaydetti. C.’nin kendisine, Duman’ın çocuk istismarı yapan veya yaptıran biri olabileceğini söylediğini anlatan H., danıştıkları bir avukatın kendilerine “Bunu derhal polise bildirmen gerekir. Bu ciddi bir suç” demesi üzerine polise bildirmeye karar verdiğini anlattı. H. ifadesinde “Eşcinsel ilişkimiz esnasında kendisinin çocuk istismarına yönelik bana tekliflerinden son derece rahatsız oldum. Bu durumu emniyete bildirmeye karar verdim” dedi. H., Duman ile aralarında geçen cinsel içerikli WhatsApp yazışmalarını da dosyaya sundu.

    SOMUT DELİLİ YOK

    A.E.H.’nin verdiği ifade ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün de devreye girmesi ile birlikte savcılık harekete geçti. Savcılık talimatı ile Duman’ın evinde arama yapıldı. İfadesi alınan Duman, A. E. H. ile anılan akşam görüştüklerini, ancak aralarında cinsel ilişki yaşanmadığını söyledi. Duman ifadesinde, H., ile C. K. isimli bir kişiden olan alacağı nedeni ile görüştüğünü öne sürdü. Duman, H.’nin, 15 aylık bebeği ile ilgili söylediklerinin ise doğru olmadığını belirterek “Kendisinin buna dair hiçbir somut delili” yoktur dedi.

    ÜÇ GÜN İMZA ŞARTI İLE SERBEST

    Emniyet ifadesi sonrası adliyeye sevk edilen Bulut, soruşturmayı yürüten savcı tarafından tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi. İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, Bulut’u, yurtdışı çıkış yasağı ve haftada üç gün karakola imza verme şartı ile serbest bıraktı.

    Konu ile ilgili telefonla görüştüğümüz Duman’ın avukatı ise şunları kaydetti. “Kendisine böyle bir şeyin yaşanıp yaşanmadığını sordum. Ancak, şikâyetçinin ifadesinde geçen iddiaların doğru olmadığını söyledi.” Avukat, dünkü saldırıyı kimlerin neden yaptıklarını ise henüz öğrenemediklerini kaydetti.

    AVUKATI DA TEHDİT ETTİ

    Öte yandan, soruşturma dosyasında yer alan bilgilere göre Duman, kendisi ile ilgili İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne bildirimde bulunan avukatı da tehdit etti. Polis olduğunu söyleyerek avukatı arayan Duman, bir süre sonra bu avukat adı ile sahte sosyal medya hesapları açarak bildirimlerde bulundu.