Etiket: mağdur

  • Çataltepe Sanayi Sitesi mağdurlarına Bozbey’den destek sözü

    Çataltepe Sanayi Sitesi mağdurlarına Bozbey’den destek sözü

    Bursa’da Kestel ilçesi Çataltepe Mahallesi’nde yer alan Çataltepe Sanayi Sitesi’nin yapımı yarıda kaldı. 15 yıldır çivi dahi çakılmayan projeye yatırım yapan esnaf mağdur oldu. Bir dizi program için Kestel ilçesine gelen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Çataltepe mağdurlarını unutmayarak seslerine kulak verdi.

    Mağdur esnafa tam destek sözü veren Bozbey, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Kestel’de yapımı yarım bırakılan Çataltepe Sanayi Sitesi’nde, mağdurlarla bir araya geldim. 15 yıldır inşa edilmeyen sanayi sitesi, konumu ve projesi itibarıyla küçük esnafımıza büyük zararlar vermiştir. Küçük esnafımıza verilen zararların farkındayız. Yanlarında olmak adına, Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak elimizden gelen desteği vererek mağdur esnafımızın desteklemeye, adaletin oluşmasına kadar yanlarında olmaya ve sonrasında da emeklerinin karşılığını almaları için desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • 28 Şubat mağdurları için öneri

    28 Şubat mağdurları için öneri

    Memur-Sen ve birçok sivil toplum kuruluşu tarafından 28 Şubat mağdurlarının yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri düzenlenen çalıştaylarda ele alınmıştı. Çalıştayın sonucunda ortaya çıkan rapor ise Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın tarafından yapılan basın toplantısında kamuoyuna sunuldu. Basın toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ‘Kapanmayan Yara, 27. Yılında 28 Şubat Mağdurların Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’nda önemli tespitlerin yapıldığını ve çözüm önerilerinin ortaya çıktığını ifade etti.

    Yalçın, 28 Şubat mağdurlarının yaşadıkları hak ihlalleri karşısında devletin, mağdurların maruz kaldıkları ihlalleri ve failleri tespit etmesi, mağduriyetleri tazmin etmek veya zararı telafi etmesi ve hak ihlallerinin tekrarlanmaması için kurumsal reform niteliğinde gerekli adımları atması gerektiğini vurgulayarak, mağduriyetin giderilmesi adına yapılması gerekenleri şu şekilde sıraladı:
    “Eğitim hayatına ara vermek durumunda kalmış ancak daha sonra eğitim hayatına devam edenlerin, ara verilen dönemden kaynaklı olarak ortaya çıkan dezavantajlı durumları giderilmelidir. Kamu hizmetlerine giriş sınavlarını kazandıktan sonra iptal edilen sınavlar nedeniyle halen hak ettiği kadro ve pozisyonlarına girememiş olanlara ilişkin atanma hakkı tanınmalıdır. Kamu görevine atanma veya yeniden atanma yönünde verilen kararlarda ilgilinin hak ihlali tespiti yapılmış tarihte geçerli kamu görevine giriş şartları haricinde başkaca bir şart aranmamalıdır. Geç atanma veya yeniden atanma nedeniyle emsallerine göre hizmet süresi eksik kalan kamu görevlilerinin açıkta geçen sürelerinin kurumda geçmiş sayılarak aylık ve çalışma/hizmet sürelerinin buna göre belirlenmeli, bu süreler meslekî ilerlemelerine yansıtılmalı, sigorta primi ve emekli kesenekleri kurumlarınca karşılanmalıdır.”

    Yalçın, benzer mağduriyetlerin giderilmesi için geçmişten bugüne kadar devletin hak ve hukuk ihlalleri karşısında sorumluluğundan hareketle çıkarılan belli başlı kanunların, “Kapanmayan Yara, 27. Yılında 28 Şubat, Mağdurların Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlıklı raporda değerlendirildiğini aktardı.

    “28 Şubat mağdurlarının geçmişe dönük hakların iadesi kararı alacak bir kurulun tesis edilmesi zorunluluktur”

    Rapor çerçevesinde belirli önerilerin sunulduğunu açıklayan Yalçın, “Raporumuzda 28 Şubat mağdurlarının ve mağduriyetlerinin niceliksel ve niteliksel çeşitliliği dikkate alınarak, takdir hakkı ekseninde, somut mağduriyetler özelinde tasarrufta bulunacak, daha hakkaniyetli ve adil bir sonuç üretecek, etkin giderime imkân tanıyacak bir komisyonun kurulması önerilmiştir. Komisyonun teşekkülünü sağlayacak kanunda bir yetki çerçevesi önerisi getirilmiştir. Bu bağlamda, 28 Şubat mağdurları ve hak sahipleri yönünden, geçmişe dönük hakların iadesi ve mali hakların tazminine yönelik tespit ve tazmin, telafi, hak iadesi kararı alacak bir kurulun tesis edilmesi gerektiği bir zorunluluktur” değerlendirmesinde bulundu.
    Yalçın, oluşturulacak komisyonun doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı olması gerektiğini ve objektif, adil, hakkaniyete uygun, hukukî denetime elverişli kararlar alabilmesine imkân tanıyacak şekilde tarafsız ve bağımsız bir kuruluş olarak teşekkül edilmesi gerektiğini vurguladı.
    Yalçın, Memur-Sen ve çalıştay bileşenleri olarak, ortaya koydukları raporun 28 Şubat’ın mağduriyetlerinin çözümü noktasında önemli bir adım olacağına inandıklarını sözlerine ekleyerek, mağduriyetlerin giderilmesi ve bu tartışmaların tamamen bitirilmesi adına önemli bir çaba sarf ettiklerini dikkati çekti.

  • Fuhuş operasyonunda 9 mağdur kadın kurtarıldı

    Fuhuş operasyonunda 9 mağdur kadın kurtarıldı

    İstanbul genelinde fuhuşla mücadele çerçevesinde yürütülen soruşturmada Ahlak Büro Amirliği görevlileri yaklaşık 3 ay süre ile yapılan teknik takip sonucunda, suça karışan 11 erkek ve 1 kadın olmak üzere 12 şüphelinin yakalanması, mağdur kadınların kurtarılması, suç delillerine el konulması, şüphelilerin soruşturma konusu faaliyetlerinin sona erdirilmesi amacı ile Pendik, Tuzla ilçeleri ve Kocaeli ili İzmit, Kartepe, Darıca ilçeleri olmak üzere 12 farklı adreste 10 Ekim günü saat 06.30 sıralarında eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda 12 şüpheli şahıs yakalandı, 8’i yabancı uyruklu olmak üzere 9 mağdur kadın kurtarıldı.

    Adreslerde yapılan aramalarda ele geçirilen 13 adet cep telefonu, 13 adet sim kart ve 1 adet hafıza kartına el konuldu.
    Yakalanan 12 kişi, 13 Ekim günü mevcutlu olarak Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edildi. Adliyeye sevk edilen şahıslardan 9’u tutuklandı, 3’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Mağdur olan 8 yabancı kadın, işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi’ne sevk edildi.

  • Kontrollü yıkım kontrolden çıktı

    Kontrollü yıkım kontrolden çıktı

    Onikişubat ilçesi Karamanlı Mahallesi’nde bulunan site iki bloktan oluşuyordu. Depremde B bloğu ağır hasar alırken, A blok ise az hasarla depremi atlattı. Yapılan incelemeler sonucu ağır hasar alan bloğun yıkımına karar verildi. Apartman sakinlerinin iddiasına göre, tedbirsizce yapılan yıkım sonucu ağır hasar alan blok, 14 ailenin yaşadığı ve depremi az hasarla atlatan yan bloğun üzerine düştü.

    “Kimseye haber verilmeden, herhangi bildiri yapılmadan yıkıma başlanmış”

    Meydana gelen yıkım olayı sonrası az hasarlı binalarının ağır hasar aldığını ifade eden Cennet Gürsoy, “İki bloktan oluşan Asilhan Sitesi’nde yaşıyorduk. B Blok ağır hasarlı, A blok hafif hasarlıydı. 11 Haziran 2023’den önce yıkım kararı çıkmadan önce b blok hakkında ‘içine girilemez’ denmişti. Daha sonra buraya 3 defa keşfe gelindi. B blok yıkım kararı 11 Haziran’da çıktı. Daha kimseye haber verilmeden, herhangi bildiri yapılmadan yıkıma başlanmış. Yıkım esnasında binanın bizim taraftaki kısmı zayıftı zaten. 3 tane taşıyıcı kolon depremde gitmişti. Bizim bloktan taraftaki yerden yıkıma başladılar. Taşıyıcı kolona vurulduktan sonra bina direkt bizim binanın üzerine devrildi. Güvenlik şeridi oluşturulmadan, doğru dürüst bir işlem yapılmadan tedbirsiz bir şekilde evimizin üzerine yıktılar” ifadelerini kullandı.

    “14 aileyi perişan ettiler”

    Mağdur olduklarını ve yardım istediklerini ifade eden Neslihan Gökkaya ise, “Düzensizce ve ihmalkârca bir yıkımla burada 14 aileyi perişan ettiler. İki aydır bu yıktıkları binayı dahi kaldırmadılar. Biz şu an çok mağdur durumdayız” dedi.
    Öte yandan, ağır hasarlı binanın yıkımı ise cep telefonu kamerası ile kaydedildi. Görüntülerde, binanın yıkımı sırasında bir anda çöktüğü ve yandaki hafif hasarlı binanın yanına devrildiği görüldü.

  • Camiler bir bir kapandı, cemaat mağdur oldu

    Camiler bir bir kapandı, cemaat mağdur oldu

    Bursa’nın Gemlik İlçesi’nde bulunan Balıkpazarı Camii’nde çalışmalar, 2021 yılı Mayıs ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan ihale neticesi törenle başlamıştı. Dönemin Ak Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Şamil Yiğit ve Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı Mehmet Emin Özcanbaz törene katılmıştı. Çalışmaların kısa süre içerisinde tamamlanacağı ve depremde zarar gördüğü için daha önce yıkılan minare dahil tüm projenin bitirilerek, caminin en geç 1 yıl içerisinde ibadete açılacağı sözü verilmişti. Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün kontrolörlüğünde başlatılan çalışmaların bir yılda tamamlanacağının duyurulmasına rağmen restorasyon çalışması bir türlü tamamlanmadı. Uzun süre çalışmaların durduğu camide, daha sonra Vakıf Katılım Bankası tarafından çalışmalar üstlenildi. Cami çevresinin reklam panoları ile kapatılmasına rağmen, uzun süre geçmesine rağmen herhangi bir çalışma yine gerçekleştirilmedi. Çalışmalar bir türlü tamamlanmayınca, cemaatin müracaatı neticesinde cami avlusuna konulan 20 metrekarelik bir konteynerde, cemaat uzun süredir vakit namazlarını zor şartlarda kılmak zorunda kaldı.


    İkinci Cami’de ibadete kapatıldı

    Balıkpazarı Mahallesi’nde açılmayan cami krizi yaşanırken cemaat, Kayıkhane Mahallesi’nde bulunan Hacı Kerim Camii’de ibadetlerini gerçekleştirmeye başladı. 6 Şubat depremleri sonrası yapılan test sonucu depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle Mart ayında Hacı Kerim Camii’de ibadete kapatıldı. Hacı Kerim Cami’nin de ibadete kapatılması sonucunda 4 aydır hırsızların uğrak mekânı hâline gelen camiden mikrofon, hoparlör, merkezi ezan sistemi ve birçok elektronik cihazın çalındığı iddia edildi.


    Cemaat mağduriyetin giderilmesini istiyor

    Her iki caminin ibadete kapalı olması sebebiyle Balıkpazarı, Orhaniye ve Kayhan mahallelerinde ikamet eden cemaatin ibadet edebileceği bir cami kalmamış oldu. Kurtuluş Savaşı sonrası kiliseden camiye çevrilerek, bir fetih nişanesi olarak minare de kazandırılan ve Gemlik’in Ayasofyası olarak nitelendirilen Balıkpazarı Camii ve Kayıkhane Mahallesi’nde bulunan Hacı Kerim Camii’nin ne zaman ibadete açılacağı, Gemlik cemaati ve kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.

  • Uçak kalkmadı, yüzlerce yolcu mağdur oldu

    Uçak kalkmadı, yüzlerce yolcu mağdur oldu

    Bursa’dan Muş’a gitmek üzere Yenişehir Havalimanı’na giden yolcular, hayatının şokunu yaşadı. Saat 14.00’te kalkması gereken Anadolu Jet firmasına ait Bursa-Muş uçağı, arıza sebebiyle hangara çekildi.

    Yetkililer tarafından uçağa bakılırken, yolcular havalimanında beklemeye başladı. Kısa bir süre sonra uçağın arızası sebebiyle uçamayacağını belirten yetkililer, vatandaşların uçuş saatini sabah saat 07.00’a aldı. Mağdur olduklarını belirten vatandaşlar, Bursa Büyükşehir Belediyesine ait otobüslerle evlerine geri gönderildi.


    Yaşadıkları sıkıntıyı dile getiren vatandaşlar, “Arıza olduğundan dolayı uçak kalkmadı. Yarın sabaha ertelendi. Çocuklar klimaların altında hasta oldu. 13’ten beri açıklama yoktu. 2 saat sonra bize bildirdiler. Bize başka uçak bulmamızı söylediler. Bursa dışından gelen vatandaşlar da var. İnsanlara bilgi veren sorumlu bulamıyoruz” diye konuştu.

  • “Zam düzenlemesinde kimse mağdur edilmeyecek”

    “Zam düzenlemesinde kimse mağdur edilmeyecek”

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, kabine toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Asgari ücrete yapılan yüzde 34’lük ara zamla çalışanları ve işverenleri mutlu etmeye çalıştıklarını söyledi.

    Memur maaşlarına yönelik düzenleme konusunda ise yoğun mesailerini sürdürdüklerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının takip edilmesi gerektiğini belirtti.

    “Önceliğimiz refah ve yaşam kalitesini artırmak”

    Kimsenin enflasyona ezdirilmeyeceğini vurgulayan Bakan Işıkhan, “Önceliğimiz refah ve yaşam kalitesini artırmak” dedi.

    Düzenlemenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tatile girmeden hayata geçirileceğinin altını çizdi.

  • Yenikent Sitesi mağdurları isyan etti

    Yenikent Sitesi mağdurları isyan etti

    Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesinin Eğitim Mahallesinde bulunan 9 bin 500 metrekare alan üzerine kurulan Yenikent sitesi mağdurları isyan etti. 107 daire 4 bloktan oluşan site, 2017 yılında 6306 sayılı afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi yasası çerçevesinde 2 firma ile dönüşüme girdi. Daire sakinleri kısa sürede evlerini boşaltıp 18 ay devlet destekli kira yardımı aldıktan sonra hayalini kurdukları evlere kavuşamadı.

    Mağdur edilen kat malikleri, yasa gereği fesih işlemi başlatarak yeni yol haritasını belirledi. 2021 yılında 20’ye yakın müteahhitle görüşen vatandaşlar, bir inşaat firmasıyla ön protokol yaptı. Ancak bu sefer de karşılarına komşuları çıktı.

    Sözleşme şartlarını yerine getirmeyen 2 firma ile sözleşmeyi fesih ettiklerini belirten Site Sakinlerinden Zeki Ölçer, “Barış Manço Kültür Merkezi’nde fesih işlemleri yaptık. Kentsel Dönüşüm çerçevesinde yeni bir süreç başladı. Ancak, sözleşmeye gelmeyen 4 kişi genel kurul iptali için dava açtı. Bizleri daha da mağdur etmenin yolunu seçti. Gerekçeleri ise, önceki firmalarla alacak verecek hesaplarıymış. Şehircilik Bölge Müdürlüğü de, bu 4 kişinin imzaya gelmedikleri için yeni anlaşmaya şerh koydurarak yeni bir hukuki süreç başlattı. 1,5 yıl süren mahkeme, mağdurlar lehine karar verse de, tebliği kaldırmayarak dosyayı istinaf mahkemesine gönderdi. Toplam 104 dairede 500 kişinin mağduriyeti gözlerden kaçmış oldu” diye konuştu.
    Zeki Ölçer, “İstinaf mahkemesinden talebimiz, 4 kişinin ‘haksız’ yere sürecin uzaması, şimdi de davanın esasına itiraz ederek istinafa göndermesi. Hem yargıyı, hem mağdur tarafları uğraştırmak için bir adım atılmış oldu. İstinaf Mahkemesi’nin bu haksızlığı görüp ve hakkımızı teslim edeceğinden şüphemiz yok. Sürecin uzaması bizlerde maddi, manevi sıkıntılar oluştursa da bizler adalete güveniyoruz. Hepimiz 40 yıllık komşularız, içimizde yaşlı, engelli, sağlık problemi olan insanlar olarak 6 yıldır kiralarda, 3 yıl yapım sürecini ilave edersek 9-10 yıl daha kiralarda sürüneceğiz” dedi.

    Aydın Özdemir ise, “Bizim mağdurlarımız sadece kat malikleri değil, hane sayısı olarak sayarsak yaklaşık bin kişiyi bulmaktadır. Sadece bizi de etkilemedi. Çünkü anlaştığımız 2 firma topraktan satarak 50-60 hane ilave satış yapmış. Onların da ayrı bir mağduriyeti var. Bizler mağduruz ancak onlar da mağdur. Bizler kendi malımızla rezil olmaktayız. Bu işe başladığımızda değeri 100 bin lirayken şu anda 4 milyon lira oldu. Bizler daha fazla kirada yaşamak istemiyoruz” dedi.

  • Maketten inşaat vurgunu

    Maketten inşaat vurgunu

    Ev sahibi olma hayaliyle yıllardır birikim yapan ve çevresinden borç alan 50’nin üzerinde vatandaş, 2017 yılında lansmanı yapılan ve Menemen ilçesi Ulukent Mahallesi’nde bulunan projeden daire satın aldı. Dört blok ve 288 daireden oluşan projenin 2019 yılının Haziran ayında teslim edileceği açıklanmasına rağmen bugüne kadar bir çok vatandaşa evler teslim edilmedi; konuyla ilgili bugüne kadar 52 vatandaş firmaya dava açtı. Mağdurlardan bazıları ise dairelerin birden fazla kişiye satıldığı iddiasıyla dolandırıcılık suçundan savcılığa suç duyurusunda bulundu. Şu ana kadar 52 hak sahibi de paralarını ödedikleri dairelerin tamamlanmaması nedeniyle soluğu mahkemede aldı.

    “Her geçen hafta mağdurlar artıyor”

    Mağdur vatandaşların avukatı Sevde Canik, konuyla ilgili 52 vatandaşın davası olduğunu söylerken, adaletin bir an önce yerini bulmasını istediklerini açıkladı. Her geçen hafta mağdur sayısının arttığını da vurgulayan Avukat Sevde Canik, “Bu konutlar 4 blok 288 daire olmak üzere projelendirilmiş. Ancak şu an 2 blok hiç yapılmamış durumda; 2 blok tamamlanmış ancak buradaki bazı konutlarda da mükerrer satış yapılmış durumda. Yani müvekkillerimiz arasında tamamlanan bloklardan daire alıp, dairesi teslim edilmeyen, dava açtığımızda da dairenin bir başkasına satılmış olduğunu tespit ettiğimiz kişiler var. Şu an bu konuda mağdur olan 52 müvekkilimiz var ancak bir o kadar kişinin daha mağdur olduğunu düşünüyoruz. İzmir’in en tanınan en güvenilir inşaat firması olduğunu düşündükleri için müvekkillerimiz buradan daire satın aldılar. Onlar ise ortaklıklarının feshedildiğini, bu sebepten dairelerin teslim edilemediğini bahane ederek kendilerini savundular. Fakat müvekkillerimizin hepsi bütün ödemelerini bitirmiş ve vaat edilen 2019 yılında teslim edileceğini düşünerek taşınmazlarını satın almışlar. 2019 Aralık ayında da bu binalar inşaatı yarım kalmış şekilde duruyordu. Birkaç sene daha oyaladılar insanları ve 2022 senesinde de davalarımızı açmaya başladık. Her geçen hafta mağdurlarımız artıyor ve davalarımızı açıyoruz. Şu ana kadar 52 davamız mevcut. Burada bizim haklılığımız ortada. Vatandaşlar bütün ödemelerini yapmış ve bütün üzerine düşenleri yapmıştır. Bir an önce adaletin tecelli etmesini diliyoruz” dedi.

    “Ortada herhangi bir muhatap bulamıyoruz”

    Mağduriyetleri ile ilgili karşılarında muhatap bulamadıklarından yakınan mağdur hak sahiplerinden Ceren Onur, bütün birikimlerini buraya yatırdıklarını ve hala borç ödediklerini söyledi. Onur, “Bizden peşinat istedikleri için ilk etapta ben arabamı sattım. Daha sonra inşaatın ilerlemesi için kalan parayı da istediler ve bankalardan kredi çekip, eşten dosttan borç alıp kalan parayı da ödedik ama inşaat devam etmedi. Şu an borcun büyük bir kısmını hala ödüyoruz ancak ortada bir evimiz yok. Biz de çok büyük bir firma oldukları için onlara güvenmiştik ve büyük bir borcun altına girdik. Ben evi aldığımda oğlum daha küçüktü ve buraya yerleşip onun burada okula başlayacağını hayal etmiştik. Oğlum şu an ilkokula gidiyor ancak bir evimiz yok. Bu mağduriyetimizle ilgili de ortada herhangi bir muhatap bulamıyoruz” açıklamasında bulundu.

    “Daire değil dert satın almışız”

    Mağdurlardan Erol Güneş ise, Projenin maketinden bakarak buradan daire satın aldık. İzmir’in en tanınmış inşaat firmasının arsa sahibi olması ve ortaklığının bulunması nedeniyle kendilerine güvenerek 1028 yılında dairemizi aldık. Hala dairelerimize kavuşmuş değiliz. Sözleşmeye 2019 Haziran’da teslim edilmesi gerekiyordu. Ortalama 70-80 aile mağdur durumda burada ve o zamanın parasıyla 90 bin ila 100 bin dolar arasında bir ücret ödedik. Şu anda buradaki daire fiyatlarına baktığımızda mağduriyetimiz 2 milyon 500 bin lira civarında. Biz de mağdurlar olarak aramızda iletişimi sağlamak için bir iletişim grubu oluşturduk. Buraya geldikçe tanıştık, bir araya geldik ve hukuksal mücadelelere giriştik. Biz bu firmaya güvenerek bir daire satın aldık sanıyorduk ama paramızı verip daire değil dert satın almışız. Evlerimize bir an önce kavuşmak istiyoruz” diye konuştu.

  • En çok 40 personeli için üzülüyor

    En çok 40 personeli için üzülüyor

    Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem 11 kent içinde en çok kültürler mozaiği olarak bilinen Hatay’a zarar verdi. Kentin ticareti ve gastronomisinin kalbi konumundaki Uzun Çarşı da bu yıkımdan etkilendi. Antakya’nın en önemli esnaflarından ve kuruyemiş sektörünün öncülerinden İsmail Tekkalan da depremde birçok yakınını kaybetti. Afette iş yerleri de zarar gören Tekkalan, depremin ardından en büyük üzüntüsünü 40 personelinin işsiz kalması olarak anlattı.

    “Gönül çiçeklerimiz soldu”

    O gece büyük bir sallantının ardından uyandıklarını ifade eden Tekkalan, “Ayağa kalkıp yürümeye çalıştım ama arkamdaki eşimi sarsıntı geriye doğru attı. Eşimin bu düşme sonucunda ayağı kırıldı. Birinci derece yakınlarımın hepsi afeti hafif yaralarla atlattı. Ama birçok tanıdığım hayatını kaybetti. Gönül çiçeklerimiz şu an soldu. Zor bir zamandı. Arada sallanıyorduk ama böyle bir şey görmemiştik. Yaklaşık 1,5 dakika depremin gücü artarak devam etti. Sürekli dua ediyorduk. Evin duvarları döküldü, yıkıldık zannettik. Ama evim yıkılmadı, müteahhidin ellerine sağlık. Bizi bina sağlam çıkardı, şükürler olsun” diye konuştu.

    “40 personelime üzülüyorum”

    Hatay’ın ünlü kuruyemiş esnaflarından olduğunu dile getiren Tekkalan, birçok şubesinin de zarar gördüğünü ifade etti.
    Çarşıdaki imalathane ve satış yerinin zarar görmemesine rağmen çarşının kullanılamaz hale geldiğini anlatan Tekkalan, “En çok üzüldüğüm noktalardan birisi çalışanlarımdır. 40 personelim şu an işsiz, durumları kötü. Depolarımdaki ürünlerim gitti. Sözün bittiği yer, Allah’tan gelene şükrediyoruz. İnşallah iyi günler olacak, güneş yine doğacak. İşçilerimi elemanlarım gibi değil bir aile gibi görüyorum. Onlar benim çocuklarım, gelinlerim, evlatlarım. Her şeyin düzelmesiyle yine bir araya geleceğiz. Hiçbirinin çıkışını vermedim. Ama esnaf olarak destek bekliyoruz. Çarşımızın yeniden o güzel günlerine dönmesi için çalışacağız” dedi.

    Antakya’da her kültürün iç içe yaşadığının altını çizen Tekkalan, kentten ayrılan herkesin geriye dönmesi gerektiğini sözlerine ekledi.