Etiket: mahkeme

  • 3 kişiyi öldürdü, cezası kaldırıldı

    3 kişiyi öldürdü, cezası kaldırıldı

    Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 18 yıl dini nikahla yaşadığı Asiye Aydoğmuş (37) ve babası Orhan Aydoğmuş (56) ile Muhtar Ayşe Adıgüzel’i (58) tüfekle vurarak öldürdüğü iddiasıyla 3 kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Ramazan Duyan’a (54), aynı olayda Adıgüzel’in eşi Ömer Adıgüzel’in de aralarında bulunduğu 3 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle verilen 27 yıl hapis cezası, Antalya İstinaf Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Ölü taklidi yaparak hayatta kalmayı başaran Ömer Adıgüzel, karara tepki göstererek, itiraz edeceklerini söyledi.

    Antalya’da çiftçilik yapan Ramazan Duyan, başkasıyla evli olmasına rağmen 18 yıl önce dini nikah kıydırıp, Asiye Aydoğmuş ile yaşamaya başladı. Ancak çift arasında zamanla anlaşmazlık çıktı. Asiye Aydoğmuş da Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Çetince Köyü’ndeki baba evine döndü. Ramazan Duyan, tüm ısrarlarına rağmen geri dönmeyen Asiye Aydoğmuş ile görüşmek için geçen yıl 15 Ağustos günü köye geldi. Aydoğmuş ailesinin evine gitti.

    İddiaya göre çift arasında, ‘eve dönme’ meselesinde çıkan tartışmanın büyümesi üzerine araya baba Orhan Aydoğmuş girdi. Yaşanan arbedenin ardından Duyan, evden ayrıldı. Asiye Aydoğmuş ise telefonla Muhtar Ayşe Adıgüzel’i arayarak, durumu haber verdi.

    3 KİŞİYİ ÖLDÜRÜP KAÇTI, JANDARMA YAKALADI

    Muhtar Ayşe Adıgüzel de eşi Ömer Adıgüzel ile baba- kızın evine geldi. Bir süre sonra elinde pompalı tüfekle geri dönen Ramazan Duyan, evin önünde oturan Orhan Aydoğmuş’a ateş etti. Baba Aydoğmuş yere yığılırken, Ramazan Duyan, kendisine engel olmaya çalışan Muhtar Ayşe Adıgüzel’i de vurdu. Ramazan Duyan, evin mutfak bölümünden gelen ve babasının üzerine kapanan Asiye Aydoğmuş’a da 2 el ateş etti. 3 kişi olay yerinde hayatını kaybederken, Ramazan Duyan, geldiği kamyonetle kaçtı. Ömer Adıgüzel’in haber vermesi üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Jandarma, Duyan’ı Gelendost ilçesi Bağıllı köyü yakınlarında yakaladı.

    Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan sanığa, 3 kişiyi öldürmekten 3 kez ömür boyu, 3 kişiyi öldürmeye teşebbüsten de 9’ar yıldan toplam 27 yıl hapis cezası verildi.

    Halen Yalvaç T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ramazan Duyan verilen cezaya Antalya İstinaf Mahkemesi’nde itiraz etti. İtirazı görüşen 4. Ceza Dairesi, 6 Ekim günü verdiği kararında, sanığa 3 kişiye yönelik ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan verilen cezayı, yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kaldırdı ve beraata hükmetti. 3 kez ömür boyu hapis cezasını ise onadı.

    Kararla ilgili önümüzdeki günlerde Yargıtay süreci başlayacak.

    ‘KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ’

    Olaydan ölü taklidi yaparak kurtulan Ömer Adıgüzel, cezasının kaldırılmasına isyan etti.

    Ömer Adıgüzel, “Zanlının gözü dönmüştü ve rastgele ateş ediyordu. Benimle beraber orada Osman ve Emine Aydoğmuş da vardı. Silahı bize doğrulttu ama tüfek ateş etmedi. Bunun üzerine olay yerinden uzaklaşan sanık az ötede havaya ateş ederek, kaçtı. O tüfek tutukluluk yapmasa biz de şimdi belki ölmüş olacaktık. Eşim kollarımda can verdi. Ben bir yandan eşimin şah damarındaki kanı durdurmak için elimle bastırırken bir yandan da ölü taklidi yapıp kurtuldum. Bu karara avukatım aracılığı ile itiraz edeceğim” dedi.

  • Can Dündar’ın itirazı üst mahkemece reddedildi

    Can Dündar’ın itirazı üst mahkemece reddedildi

    MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara Cumhuriyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde yer verdiği gerekçesiyle çarptırıldığı 5 yıl 10 ay hapis cezası Yargıtay’ca bozulan Can Dündar’ın kaçak sayılmasına ve mal varlıklarına el konulması kararına avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz üst mahkemece reddedildi.

    Can Dündar’ın avukatı Abbas Yalçın, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 7 Ekim 2020 tarihli duruşmada müvekkilinin kaçak sayılmasına ve menkul ve gayrimenkullerine el konulmasına ilişkin karara itirazda bulunmuştu. İtirazı değerlendiren üst mahkeme olan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi dün verdiği kararla bu itirazı reddetti. Mahkeme, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “kararının usul ve yasaya uygun olduğuna” oybirliğiyle karar verdi.

    7 EKİM TARİHLİ KARARLA KAÇAK SAYILMIŞTI

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, usulüne uygun yapılan ilana rağmen mahkemeye veya Türkiye sınırlarındaki herhangi bir adliye veya kolluk kuvvetine gelip teslim olmadığı için 7 Ekim 2020’de CMK’nin 247/2. maddesi uyarınca Can Dündar’ın “kaçak sayılmasına, Dündar’a ait menkul ve gayrimenkullere el konulmasına ve bankalardaki vadeli-vadesiz hesaplarına el koyma kararı” vermişti. Ayrıca sanığa ait el konulmasına karar verilen taşınmazların sayısı, hak ve alacaklarının miktarı dikkate alınarak malların yönetilmesi amacıyla CMK 128. ve 6758 sayılı kanunun 19. maddesi uyarınca TMSF’nin kayyum olarak atanmasına da karar verilmişti. Öte yandan, 14 Ekim tarihli duruşmada Can Dündar’ın savcı esas hakkında mütalaasını açıklamıştı. Savcı, Can Dündar’ın “Siyasal ve askeri casusluk” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım” suçlarından toplam 22,5 yıldan 35 yıla kadar hapsini talep etmişti.

  • Bursa’da iş insanına baskı davasında tahliye

    Bursa’da iş insanına baskı davasında tahliye

    Bursa merkezli birçok kentte restoran zinciri bulunan iş insanına, Afyonkarahisar’daki bir et entegre tesisini alması için baskı yaptığı iddia edilen 9’u tutuklu, 18 sanığın yargılanmasına başlandı. Sanıklar, savunmalarında suçlamaları reddetti. Mahkeme heyeti, 3 sanığın tutukluluk halinin devamına, 6 sanığın da tahliyesine karar verdi.

    Afyonkarahisar’da 2017 yılında iş insanı Mehmet S., 5 milyon dolara mal olan et entegre tesisini satışa çıkardı. Tesisin, o dönem aracılar vasıtasıyla Bursa merkezli restoran zincirinin sahibi bir başka iş insanına, 20 milyon liraya satılması için görüşmeler yapıldı. Ancak satış gerçekleşmeyince Bursalı iş insanına tesisi alması yönünde baskı yapılmaya başlandı. İş insanının şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında aralarında tesis sahibi, emlakçı ve aracılardan oluşan 18 kişi, temmuz ayında gözaltına alındı.

    9 KİŞİ TUTUKLANDI

    Emniyetteki işlemlerinin ardından 6 Temmuz’da adliyeye sevk edilen şüpheliler, suçlamaları kabul etmedi. Bursa 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan şüphelilerden Ahmet A, (46), Ahmet Ö. (34) , Cengiz V. (66), Cüneyt G. (47), Erhan K. (42), İbrahim A. (55), Mehmet A. (38), Mehmet S. (33) ve Reşat Ç. (56), ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘Var olan veya sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak birden fazla kişi tarafından yağma’, ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’ suçlarından tutuklandı.

    53 SAYFALIK İDDİANAME HAZIRLANDI

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, Cumhuriyet savcısı tarafından 15 Ağustos’ta 53 sayfalık iddianame hazırlandı. İddianamede, örgüt üyelerinin, restoran zinciri sahibi iş insanını zarara uğratmak amacıyla yaptıkları baskılar ve aralarındaki telefon görüşmeleri yer aldı.

    İddianamede; Afyonkarahisar’da yaptırılan et entegre tesisinin, iş insanına o dönemki fiyatıyla 20 milyon liraya satılmak istenmesiyle görüşmeler başladı. İş insanının, tesisi almaktan vazgeçince örgüt üyeleri baskı uygulamak için harekete geçti. Bursa’nın Yenişehir ilçesinde iş yeri bulunan restoran zinciri sahibi iş insanının, geliş-gidiş saatlerini öğrenme adına, iş yerine yakın mezarlıkta bekçilik yapan İ.G. ile yakınlık kuran şüpheliler, tesisin genel müdürünü bir günlüğüne alıkoyarak, iş insanı ile görüşmek istediklerini söyledi. Sonrasında iş insanı ile görüşen örgüt üyelerinin, bir suç örgütü liderinin adını kullanarak, birlikte hareket ettikleri izlenimi vermeye çalıştıkları ve onun adına tespih hediye ettikleri belirtildi.

    AFYON’DAKİ KAVGA İSTANBUL’DAN İHBAR EDİLDİ

    Bir süre sonra iş insanının Afyonkarahisar ve Eskişehir’de bulunan restoran şubelerine giden örgüt üyeleri, ‘Kadına neden bakıyorsun’ bahanesiyle kavga çıkartıp, restoranlardaki masa ve sandalyeleri dağıtarak camları kırdı. O anlar aynı zamanda videoya da kaydedildi. Afyonkarahisar ve Eskişehir’deki kavga olayları, sinyalleri İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinden geldiği tespit edilen bir cep telefonu aracılığıyla ihbar edildi. İhbar üzerine her iki şehirde de olay yerine giden polis ekipleri, kavgaya karışan kişileri gözaltına aldı. Taraflar şikayetçi olmayınca, şüpheliler serbest bırakıldı.

    KARALAMAK İÇİN VİDEO YAYINLANDI

    İş insanına yönelik ticari faaliyetlerine zarar verme amacıyla, yine örgüt üyeleri tarafından 26 Aralık 2019 tarihinde, video paylaşım platformu üzerinden ‘Köftecide domuz eti skandalı’ başlıklı 39 saniyelik görüntü yayınlandı. İddianamede, söz konusu bilgiler ışığında, örgüt elemanlarının gücünü göstermek istedikleri, iş insanına gönderilen tespihin, tesisi satın almaması sonucunda geri alındığı belirtildi.

    YARGILANMALARINA BAŞLANDI

    Sanıkların her biri hakkında ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ‘Var olan veya sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanarak birden fazla kişi tarafından yağma’ ve ‘Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’ suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Bursa H. Tipi Cezaevi’nden katılırken, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.

    ‘GENEL MÜDÜR SATIŞTAN KOMİSYON İSTEDİ’

    Restoran zinciri sahibi iş insanı ile kendisini Ahmet A.’nın tanıştırdığını söyleyen emlakçı Erhan K., “Emlakçı olduğumdan Türkiye’nin dört bir yanından emlak alıp satımında aracılık ederim. Afyonkarahisar’da Mehmet S.’ye ait olan et entegre tesisini de Bursa’da bulunan restoran zinciri sahibi iş insanına, genel müdürü Alper Ç. aracılığıyla satışı ile ilgili bir dosya sunumu yaptım. Görüşmelerimiz normal şekilde geçti. Hiç kimseye rahatsızlık vermediğim gibi tehdit etmedim. Herkes, satıştan komisyon alacaktı. Alper Bey, 350 bin lira komisyon istedi. Talebini kabul etmedim. Satış ile ilgili ‘Olumsuz cevap veririm yoksa’ dedi. Bir defa restoran zinciri sahibi iş insanıyla yüz yüze görüştüm. Müdür ile 6 defa görüştüm. İş yerlerinde çıkan kavgalarla ilgim yok. Zaten köftecide domuz eti değil, zeytin ile ilgili bir haber internet sitelerinde vardı. Yeni yapılan bir haber değildi. Et entegre tesisi ile ilgili başka iş adamları ile görüşmelerimiz oldu. Zaten mal sahibi Mehmet Bey de satıştan vazgeçmişti. Ahmet Bey’i de uyuşturucu ile mücadele dernek başkanı olmasından dolayı tanırım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi istiyorum” dedi.

    ‘TEHDİT VE HAKARET OLMAMIŞTIR’

    Satışla ilgili Yenişehir’e, genel müdür Alper Ç. aracılığıyla Erhan K. ile birlikte restoran zinciri sahibi iş insanının yanına gittiklerini belirten Ahmet A., tehdit etmediklerini belirterek, “Alper Bey görüşmelerimizde gayrimenkulün satışıyla ilgili ümit verdi. Bu bir ticaret işiydi. O bizi suçlamıştır. Ben Uyuşturucu ile Mücadele Derneğinin Genel Başkanlığı’nı yapıyorum. Arkadaşım aracılığı ile tanıştığım restoran zinciri sahibi iş insanının iş yerlerine domates, biber, soğan patates ihtiyaçlarını karşılıyordum. Bir sefer kendisiyle yemek yedik. Alper Bey ile de 4 defa görüştük. Kesinlikle tehdit, hakaret olmamıştır. Erhan Bey’den, internette haber çıktığını duydum. Satılacak tesisin sahibi ile Hakan K. aracılığı ile tanıştım. Sonra Erhan Bey ile onları tanıştırdım. Ben satıştan komisyon alacaktım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Rahatsızım, tahliyemi istiyorum” diye konuştu.

    Et entegre tesisinin sahibi Mehmet S. ise Erhan K.,’nin tesisin satışı ile ilgili dosya verdiğini, bu satışta komisyonun kendisinden alınacağını, alıcıdan ayrıca bir komisyon alınmayacağını, bu yeri herkese pazarlayabileceğini söyledim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.

    ‘750 BİN DOLAR İSTEDİLER’

    Duruşmada tanık olarak dinlenen Genel Müdür Alper Ç., “Tutuklu sanıklardan Erhan K. ile Ahmet A., tesisin satışına yönelik aracılık yapmamı istediler. Onlar tekliflerini bana söylüyordu, ben de patronuma iletiyordum. Patronum kabul etmeyince, birtakım tehditlerde bulundular. Sonra 750 bin dolar istediler. Ancak, patronum vermedi. Polise durumu bildirdi” dedi.

    DURUŞMA ERTELENDİ

    Mahkeme heyeti, 3 aydır tutuklu bulunan Ahmet Ö., Cengiz V., Cüneyt G., İbrahim A., Mehmet A. ile Reşat Ç.’nin tahliyesine, Ahmet A., Erhan K., Mehmet S.‘nin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, tahliye olan sanıklar hakkında yurt dışı yasağı koyarken, restoran sahibi iş insanının bir sonraki duruşmada ifadesinin alınmasına da karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Savcılıktan Kadir Şeker’in cezasına itiraz

    Savcılıktan Kadir Şeker’in cezasına itiraz

    Sevgilisini darbettiğini düşündüğü kişiyi engellemek isterken öldüren Kadir Şeker’in, yargılandığı davada 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin karara, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildi.

    Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesinde 14 Ekim’de görülen karar duruşmasında savcı tekrarladığı mütalaasında, Şeker’in “haksız tahrik altında kasten adam öldürme” suçundan cezalandırılmasını ve haksız tahrik indiriminin en üst seviyeden uygulanmasını talep etmişti.

    Mahkeme ise Şeker’in “kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasına, cezanın haksız tahrik indirimiyle 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12 yıl 6 aya düşürülmesine karar vermişti.

    Başsavcılık itirazda bulundu

    Konya Cumhuriyet Başsavcılığı, dosya kapsamı, deliller ve olayın oluş şekli değerlendirildiğinde Şeker’e verilen haksız tahrik indiriminin en üst sınırdan uygulanması gerektiği talebiyle Konya Bölge Adliye Mahkemesine itirazda bulundu.

    İtiraz, üst mahkeme tarafından değerlendirilecek.

  • Mahkemeden Halil Sezai için karar

    Mahkemeden Halil Sezai için karar

    Tuzla’da komşusunu darbettiği gerekçesiyle tutuklanan şarkıcı Halil Sezai Paracıkoğlu hakkında, 5 ayrı suçtan toplamda 3 yıl 7 aydan, 13 yıl 10 aya kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, gönderildiği mahkemece kabul edildi.

    Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesi, şarkıcı Halil Sezai Paracıkoğlu hakkında, 66 yaşındaki komşusu Hüseyin Meriç’i darbettiği gerekçesiyle yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianameyi değerlendirdi.

    İddianamenin kabulüne karar veren mahkeme, hazırladığı tensip zaptında duruşmanın 30 Ekim’de yapılmasını kararlaştırdı.

    Sanık Halil Sezai Paracıkoğlu’nun avukatınca yapılan tahliye talebinin ise reddine karar veren mahkeme, sanık Paracıkoğlu’nun üzerine atılı suçu işlediğine dair somut deliller bulunması, tutuklama nedenlerinin devam etmesi gibi gerekçelerle tutukluluk halinin devamına karar verdi.

    İddianameden

    Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, 66 yaşındaki komşusu Hüseyin Meriç’i 18 Eylül’de darbettiği gerekçesiyle tutuklanmasına karar verilen şarkıcı Halil Sezai Paracıkoğlu hakkında yürütülen soruşturmayı tamamlayarak 9 Ekim’de iddianame hazırladı.

    Olay günü taraflar arasında gürültü yapma meselesi yüzünden tartışma yaşandığı belirtilen iddianamede, bu tartışma esnasında şüpheli Halil Sezai Paracıkoğlu’nun elinde bulunan yaklaşık 30 santimetrelik odun parçası ile müşteki Hüseyin Meriç’i tehdit ettiği, küfür içerikli sözler sarf ederek alenen hakarette bulunduğu anlatıldı.

    İddianamede, Paracıkoğlu’nun yaşanan bu tartışma esnasında müşteki Hüseyin Meriç’i odun parçası ile ve daha sonra tekme ve yumruk atmak suretiyle yaraladığı, müşteki Meriç’in alınan adli doktor raporuna göre basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı bilgisi verildi.

    Sanık Halil Sezai Paracıkoğlu’nun bu şekilde üzerine atılı “kasten yaralama” suçunu silahtan sayılan odun parçası ile işlediği kaydedilen iddianamede, Paracıkoğlu’nun müşteki Meriç’e ait ikamete girmeye çalıştığı esnada ikametin kapısında kapalı konumda bulunan sinekliğe zarar vererek “mala zarar verme” suçunu da işlediği kaydedildiği aktarıldı.

    İddianamede, şüpheli Paracıkoğlu’nun, müşteki Meriç’e ait ikamete izinsiz bir şekilde ve meşru olmayan bir amaca yönelik olarak girdiği ve burada kaldığı, bu nedenle de üzerine atılı “konut dokunulmazlığını ihlal etme” suçunu işlediği kaydedildi.

    Bu kapsamda Halil Sezai Paracıkoğlu’nun “silahla tehdit”, “silahla kasten yaralama”, “alenen hakaret”, “konut dokunulmazlığını ihlal etme” ve “mala zarar verme” suçlarından toplamda 3 yıl 7 ay 15 günden, 13 yıl 10 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

    https://youtu.be/ijnWMMO_hSY

  • Enis Berberoğlu hakkındaki itiraz, üst mahkemeye gönderildi

    Enis Berberoğlu hakkındaki itiraz, üst mahkemeye gönderildi

    Gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası alan ve Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı verdiği Enis Berberoğlu’nun yeniden yargılanmasına yer olmadığı hükmüne yapılan itiraz, üst mahkemeye gönderildi.

    Enis Berberoğlu’nun avukatları tarafından İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere, Anayasa Mahkemesi’nin “yeniden yargılama” hükmünü yerinde görmeyen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan itiraz dilekçesi, incelendi.

    Mahkeme heyeti, usul ve yasaya uygun kararlarının yerinde olduğunu belirterek, dilekçe ve dava dosyasının, itirazı inceleyecek olan ve üst mahkeme sayılan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi.

    İtiraz dilekçesi İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yasal süresi içerisinde incelenip karara bağlanacak.

  • Sevda Noyan hakkında takipsizlik kararı

    Sevda Noyan hakkında takipsizlik kararı

    Televizyon programındaki sözleri nedeniyle hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan ardından yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen soruşturmada Sevda Noyan hakkında, mükerrer olacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

    Bir televizyon programına katılan Sevda Noyan, “15 Temmuz kursağımızda kaldı. Vallahi yapamadık istediklerimizi. Boş bulunduk. Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın. Bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür, onu söyleyeyim yani. Biz çok donanımlıyız bu konuda, maddi manevi olarak. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim hala sitede var 3-5. Benim listem hazır açıkçası” açıklamalarında bulundu. Komşularına yönelik tehdit savuran ve ‘ölüm listesi’ hazırladığını söyleyen Noyan hakkında, birçok kişiyle birlikte avukat Çağrı Ayhan Şenel, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

    Sevda Noyan hakkında, ‘halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit’ suçundan başlatılan soruşturma, yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Soruşturmayı yürüten savcı da Noyan hakkında İstanbul 45’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde aynı soruşturma kapsamında 3 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığını belirtti. Savcı, suçta ve cezada teklik ilkesi gereği mükerrer kayda alınan soruşturma dosyası yönünden kamu adına kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verdi.

    Suç duyurusunda bulunan avukat Çağrı Ayhan Şenel ise “Birçok kişi ile birlikte suç duyurusunda bulunduk. Savcılığın mükerrer kararı doğru değil. Savcı suç gördüyse davayı açmalıydı. Dava açıldıktan sonra yargılama yapan mahkemenin dosyayı birleştirme kararı vermesi gerekirdi” dedi.

  • Adnan Oktar’dan mahkemede kan donduran açıklamalar

    Adnan Oktar’dan mahkemede kan donduran açıklamalar

    Adnan Oktar ve grubuna yönelik 76’sı tutuklu 226 sanık hakkında açılan davaya devam edildi. Yayınlarda taktığı 300 bin TL’lik saatin hangi arkadaşına ait olduğunu hatırlamayan Oktar, 1 milyon 50 bin euro ödeyerek mason olduğu iddiasını reddederek, “Masonluk belgesi aldım. Para ödemedim” dedi.

    Mahkeme başkanı, aylık gelirini 3 bin TL olarak açıklayan Oktar’a, yılan derisinden ayakkabıları ve altın iplikli takım elbiseleri nasıl aldığını, Land Rover, Porsche marka araçlara nasıl bindiğini, Dragos’taki villanın kirasını nasıl ödediğini sordu. Oktar, tüm bunların parasını arkadaşlarının ödediğini söyledi.

    Evde bulunan 69 bin TL’lik prezervatif ve çok sayıda doğum kontrol hapı sorulan Oktar, “Kadın doğum hapı cilt bozuklukları ve adet düzensizlikleri için de kullanılıyor. Prezervatif o kadar miktarda sanmıyorum. Genç çocuk, kadın arkadaşları vardır. Kullanıyordur” dedi.

    İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Ceza İnfaz Kurumları’nın karşısında bulunan duruşma salonunda görülen davaya Adnan Oktar, Oktar Babuna, Tarkan Yavaş, Ayşegül Hüma Babuna da aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

    Bugünkü duruşmada Adnan Oktar’ın ek iddianame ve şikayetçilerin beyanlarına karşı savunması alındı.

    Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, Adnan Oktar’a, “Aylık gelirinin 3 bin TL olduğunu söylüyorsun. İnce çizgili altın iplik kullanılmış elbiselerin, ahtapottan ayakkabılarının, yılan derisinden ayakkabılarının söylüyorsunuz. Şatafatlı lüks bir hayat sürdüğünüzü söylemişsiniz. Land Rover, Porsche arabalar. 3 bin TL aylık gelirle bunları nasıl yaptınız” diye sordu.

    Adnan Oktar, “Yılan derili ayakkabı, altın iplikli ceketlere ilişkin söylemim şaka. Benim oradaki üslubumdan belli şaka yaptığım. Altın iplik falan… zaten böyle söylenmez. Ne param var ne arabam. Malım mülküm yok. Dragos’taki evin kirasını ben ödemiyorum. Arkadaşım ödüyor. Pahalı ama. Normal bir yer değil. Taktığım 300 bin TL’lik saat bana ait değil, arkadaşıma ait” dedi.

    TAKTIĞI 300 BİN TL’LİK SAATİN KİME AİT OLDUĞUNU HATIRLAMADI

    Bunu üzerine Başkan Perk, “300 bin TL’lik saat hangi arkadaşına ait” diye sorduğu Adnan Oktar, “Hatırlamıyorum, bir kaç kere el değiştirdi” diye yanıtladı. Başkan Perk, “Yayınlarda taktığın 300 bin liralık saatin kime ait olduğunu bilmiyor musun?” diye sordu. Oktar, “Galiba Seçim Köse’ye ait. Arabalar da arkadaşlarıma ait” diye yanıtladı. Yatak odasındaki Fars-Osmanlı karışımı tablolar sorulan Oktar, tabloların da arkadaşlarına ait olduğunu söyledi. Başkan Perk, “Hep arkadaşlarıma ait diyorsun” dedi. Oktar da, “Elbiseler bana ait” yanıtını verdi.

    ÇOK EŞLİLİĞİ KALBİNDEKİ COŞKUN SEVGİYLE AÇIKLADI

    Başkan Perk’in, “Turnikeden geçirilip sonra sizinle evlendirilen bayanlar olduğuna ilişkin beyanlar var. Bir yayında da çok eşliliği savunan beyanlarınız var. Bununla ilgili ne diyeceksiniz” diye sorduğu Adnan Oktar, “Kalbimde coşkun bir sevgi var kadınlara ilişkin. Sevgi insanların bir vasfıdır, Müslüman’ın vasfıdır. Her şey sevgi içindir. Şu mahkeme de sevgi içindir” sözleri ile yanıtladı.

    ‘GAYET AKILLIYIM’

    Oktar, Başkan Perk’in, “Akıl sağlığınız yönünden mahkemeden bir talebiniz var mı” sorusu üzerine, “Hayır. Gayet akıllıyım. Aklımın, başımın yerinde olduğu belli zaten” dedi.

    Bel fıtığı olduğu için normal şekilde cinsel ilişki yaşayamadığına bu nedenle kadınları elle taciz ettiğine ilişkin iddianın sorulduğu Oktar, “Yalan söylüyorlar. Cinsel gücüm çok yerinde. Olağanüstü bir güce sahibim. Cinsel ilişkiye engel bir halim yok” şeklinde konuştu.

    FETÖ’yü övdüğü konuşmaları duruşma salonunda dinletilen Oktar, “Bu konuşmalarda gizli bir aşağılama var. Dünyada Mehdi olarak tanınan adama gariban diyorum, bu aşağılamadır. CIA diyorum, işaret ediyorum. Zekice bakan bunu anlar. Mehdi değil Kahtani diyorum. Çünkü Kathani kan dökendir. Deccal konumuna koyuyorum, bu müthiş bir aşağılamadır” dedi.

    GÜLEN’E MEKTUP YAZDIĞI İDDİASINI KABUL ETMEDİ

    Fetullah Gülen’e yazdığı 14 Şubat 2015 tarihli mektup sorulan Oktar, “İlk defa duyuyorum. Benim üslubum değil. Digital verilerden ele geçirilmiş, geçerli değil. Kimin niye gönderdiğini bilmiyorum. Gülen’i benim kadar eleştiren, benim kadar aşağılayan hiç kimse yoktur” diye konuştu.

    33. DERECEDEN MASON OLDUĞUNU SÖYLEDİ

    Mason olmak için 1 milyon 50 bin Euro ödeme yaparak Masonluk belgesi alıp almadığı sorulan Oktar, “Masonluk belgesi aldım. Beni direk 33. dereceden Mason ilan ettiler canlı yayında. Onların localarına girdik, darvinizmi anlattık localarında. Para ödemedim, paramda yok” dedi.

    İSRAİL’İN TAHRAN’I BOMBALAMASINI ENGELLEMİŞ

    Mahkeme Başkanı Perk, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya mektup yazdığını hatırlatarak, “İsrail Başbakanı’na bu güzellemeyi niye yaptınız” diye sorduğu Oktar, “Filistin’e zulümleri durdurmak için görüşmeler gerçekleştirdik. İsrail ile Türkiye’nin barışık olması, İsrail’in Türkiye’ye zarar vermemesi, radikallere ve terörizme karşı desteklerimizi ilettik. Marmara Gemisi’nde para ödemiyorlardı, ödettik. Özür dilemiyorlardı, dilettik. Tahran’ı bombalıyorlardı bunu engelledik. Yapılan zulmü durdurdum” iddiasında bulundu.

    Mehdi olup olmadığı sorulan Oktar, “Alimlerden, hocalardan bir çoğu benim ‘Mehdi’ olduğumu söylüyor. Ama bu bir iltifat. Ben Allahın aciz bir kuluyum. Mehdiyi hepimiz bekliyoruz. Müslüman alemi için bir umut kaynağıdır. Ben seyidim, peygamber soyundan geliyorum. Genetik benzerlikler oluyor, benimde sırtımda ben var. Ben seçilmiş değilim. Hiçbir zaman, vallahi, billahi Mehdilik iddiam yok” sözleri ile yanıtladı. Evde bulunan 69 bin TL’lik prezervatif ve çok sayıda doğu kontrol hapı sorulan Oktar, “Kadın doğum hapı cilt bozuklukları ve adet düzensizlikleri için de kullanılıyor. Prezervatif o kadar miktarda sanmıyorum. Genç çocuk, kadın arkadaşları vardır. Kullanıyordur” dedi.

    İDDİANAMEDEN

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu’nca hazırlanan 3 bin 908 sayfalık iddianamede Adnan Oktar’ın da aralarında bulunduğu 226 sanık ile 125 mağdur-müşteki yer alıyor. İddianamede Adnan Oktar Suç Örgütü’nün kuruluşu, yapısı, kuralları, örgüt içi evlilikler, örgütün tarihsel gelişimi, ideolojisi, amacı, örgütün cinsel-mali sömürü düzeni, örgütün gelir kaynakları, silahlanma yapısı, örgütün hukuk grubu, propaganda faaliyetleri ve FETÖ ile ilişkisine ayrıntılı olarak yer veriliyor.

    ARAMALARDA 79 TABANCA, 23 TÜFEK VE 17 BİN 596 ADET FİŞEK ELE GEÇİRİLDİ

    İddianamede, örgüt üyelerinin ev aramalarında 79 tabanca, 23 tüfek ve 17 bin 596 adet fişek ele geçirildiği belirtiliyor.

    İddianamede, 11 Temmuz 2018 tarihinde örgüte yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda, “Dragos” olarak tabir edilen örgüt merkezinde arama işlemlerini gerçekleştiren kolluk personeline yönelik olarak, hâli hazırda tutuklu bulunan örgüt mensubu Mert Sucu tarafından Özel Harekat Şube Müdürlüğü görevlisine 2 adet ateş açıldığı ancak çelik yelekten dolayı herhangi bir ölüm olay yaşanmadığı ifade edildi.

    24 AYRI SUÇTAN CEZALANDIRILMALARI TALEP EDİLİYOR

    İddianamede toplam 226 şüphelinin “Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs”, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma-yönetme”, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme” ve “Cinsel istismar” gibi toplam 24 ayrı suçtan cezalandırılmaları talep ediliyor.

  • Halil Sezai’nin avukatlarının talebi reddedildi

    Halil Sezai’nin avukatlarının talebi reddedildi

    Tuzla’da komşusu Hüseyin Meriç’i darp ettiği gerekçesi ile “Silahla kasten yaralama” suçundan tutuklanan şarkıcı Halil Sezai’nin avukatlarının tutukluluğa yaptıkları itiraz reddedildi.

    Son Dakika gelişmesinin ayrıntıları https://test.linehaber.com.tr/‘de

  • Halil Sezai’nin avukatlarından tutuklama talebine itiraz

    Halil Sezai’nin avukatlarından tutuklama talebine itiraz

    Tuzla’da komşunu darp ettiği gerekçesiyle “silahla kasten yaralama” suçundan tutuklanan Halil Sezai’nin avukatı tutuklama kararına itiraz etti.

    Tuzla’da 15 Eylül’de 67 yaşındaki komşusu Hüseyin Meriç’i darp eden Halil Sezai, geçtiğimiz cuma günü çıkarıldığı mahkemece “silahla kasten yaralama” suçundan tutuklanmıştı.

    Sezai’nin avukatı Anadolu Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak tutuklama kararına itiraz etti. Müvekkili hakkındaki tutuklama kararının kaldırılarak tahliyesine karar verilmesini talep etti. Mahkemenin avukatın talebini değerlendirerek tahliyesine veya tutukluluğunun devamına yönelik karar vermesi bekleniyor.

    NE OLMUŞTU?

    Tuzla’da 15 Eylül’de Halil Sezai, çekim sırasında tartıştığı 67 yaşındaki komşusu Hüseyin Meriç’i darp etmişti. Olayın ardından gözaltına alınan Halil Sezai çıkarıldığı mahkemece “silahla kasten yaralama” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.