Etiket: manşet

  • Uludağ’da kar kalınlığı 50 santimetreye ulaştı

    Uludağ’da kar kalınlığı 50 santimetreye ulaştı

    Bursa’da etkisini gösteren kar yağışı kent merkezinde kendini fazla hissettirmezken rakımı yüksek olan ilçelerde etkisini gösterdi. Uludağ’da da aralıksız yağan kar yağışıyla birlikte kar kalınlığı, 50 santimetreye ulaştı. Oteller Bölgesi’nde pistler beyaza bürünürken, Uludağ yolunda ise sürücüler zor anlar yaşadı. Uludağ’da, hava sıcaklığı ise en yüksek 8, en düşük sıfırın altında 3 derece olarak ölçülürken, jandarma ekipleri ise zinciri olmayan araçların zirveye çıkışına izin vermedi.

    Kış lastiği ve zincirsiz Uludağ’a çıkan vatandaşlar kara saplanarak kurtarılmayı bekledi. Yolda kalanlara çevredeki vatandaşlar yardım etti.

    Yolda kalanlara yardım etmek için Uludağ’a geldiğini söyleyen Samet Kurtuluş, “Uludağ’da kar yağışının başladığını gördüm ve arkadaşımla beraber hemen çıktık. Yolda kalan 3-4 arabayı kurtardık. Herkes hazırlıksız yakalandı. Bir vatandaş yaz lastiği ile yolda kaldı. Kış lastiğimiz ve zincirimiz olduğu için sorunsuz bir şekilde geldik. Vatandaşların bu havalarda zincirsiz dışarı çıkmamaları gerekiyor. Kar lastiği bu havada bir süre sonra buz tuttuğu için hiçbir işe yaramıyor. Uludağ’a gelmeyi düşünenler kesinlikle zincirsiz çıkmasın. Belki bir şekilde çıkarlar ama inmesi çok zor olur. Direksiyon hakimiyetinizi kaybettiğiniz zaman araba kayıyor ve bir yere vurabilirsiniz. Birkaç tane araba Uludağ’dan inerken vurdu” şeklinde konuştu.

  • Bursasporlu taraftarlara kar engeli, Bursa’ya dönüyorlar

    Bursasporlu taraftarlara kar engeli, Bursa’ya dönüyorlar

    Ersel Peker, Elazığ’dan Bildiriyor

    23 Elazığ FK – Bursaspor maçını izlemek üzere dün gece Bursa’dan yola çıkan bazı Bursaspor taraftarları, yoğun kar yağışı nedeniyle zorlu bir yolculuk yaşadı. Bursaspor taraftarlarını taşıyan üç otobüs, Sivas yakınlarında etkili olan kar yağışı nedeniyle yolda mahsur kaldı.

    Yoğun karın şiddetini artırmasıyla birlikte yola devam edemeyen taraftarlar, sabah saatlerinde Bursa’ya dönüş yolculuğuna başladılar.

    Öte yandan, maça Malatya üzerinden gelmek isteyen bazı Bursaspor taraftarları ise kar engeline takılmadan Elazığ’a ulaşmayı başardılar.

    Bursaspor amigosu Selim Kurtulan, yaptığı açıklamada, “İşte çile, işte keder, işte sevda, işte gurur! İşte taraftar!” diyerek durumu özetledi. Elazığ’a doğru yola çıkan taraftarların ailelerinden uzak, karla kaplı yolda mahsur kaldığını belirten Selim, “Bursaspor maçına gitmek için yola çıkan arkadaşlarım şimdi yolda kaldı. Karayollarından bir tane araç görmedik. Aldığınız parayı hak edin!” ifadelerini kullandı.

  • Anadolu dikenli fareleri Bursa’da

    Anadolu dikenli fareleri Bursa’da

    Dünyada sadece Mersin Silifke’de görülen ve nesli tükenmekte olan Anadolu dikenli faresi, Bursa Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi’nde özenle bakılıyor. Özel camekanlı alanda ziyaretçilerini ağırlayan Anadolu dikenli fareleri, dünyada korumaya alınan hayvanlar arasında bulunuyor. Bursa’ya 2012 yılında getirilen farelerin şuan sayısının 100’e yakın olduğu ifade edildi.

    Camekanlı alanda yapılan koridorlarda dip dibe keyifleri yerinde olan Anadolu dikenli farelerinin burada çoğaltılarak belirli sayıya ulaşılınca tekrar doğaya salınacağı belirtildi.

    İnsanların normal farelere benzettiği farelerin farkı, göğüs taraflarının altları beyaz olması olduğunu belirten yetkililer, dünyada sadece hayvanat bahçelerinde bulunan bir faredir türü olduğunu dile getirdi.

    Kemirgen olduğu için özel palet yemle beslenen fareler, ayrıca badem ve fıstık gibi yemişleri de afiyetle tüketiyorlar.

  • Bursa’da anteni temizlemek için çatıya çıktı, hayatını kaybetti

    Bursa’da anteni temizlemek için çatıya çıktı, hayatını kaybetti

    Olay, saat 19.30 sıralarında Akhisar Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Caddesi’nde bulunan 2 katlı binada meydana geldi. Kar yağışı nedeniyle televizyon kanalları bozulan Veysel Korulu (72), anteni temizlemek için çatıya çıktı. Talihsiz adam, çatıdaki anteni temizlemeye çalışırken dengesini kaybederek yaklaşık 7 metre yükseklikten toprak üzerine düştü. Ağır yaralı adam, ailesinin haber vermesi üzerine olay yerine sevk edilen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı.

    Talihsiz adam yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Yenidoğan Çetesi davası | Fırat Sarı: “Her şeyi anlatmak istiyorum”

    Yenidoğan Çetesi davası | Fırat Sarı: “Her şeyi anlatmak istiyorum”

    İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava altıncı gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, Medisense şirketinin sahibi olan, anlaşma yaptığı hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını işleten, bebeklerin ihmalen ölmesine neden olan örgüt lideri Doktor Fırat Sarı’ya hakim ve Cumhuriyet savcısı soru yöneltiyor.

    “Tıp merkezlerinden hastaların alınması gerekiyor, size gelmezse başka bir hastaneye gidiyor”

    Duruşmada üye hakim tarafından, “Sizin hastaneler ile anlaşmanız tam olarak neydi?’ sorusu soruldu. Fırat Sarı soruya “Bize başvuran hastane yöneticileri oluyor. Bir aksaklık, sorun vardır bana bunun için ulaşırlar. Hemşire eksikliği vardır, doktor eksikliği vardır. Bunun için beni ararlar” dedi. Savcının “Bir konuşmanda ‘bu sistemden herkes nasipleniyor’ diyorsun, bu sistem nedir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Ticari bir ilişkiden bahsediyorum” diye cevap verdi. Cumhuriyet savcısı sanık Sarı’ya “Bir süre epikrizleri aynı yazacağız, ciddi zararımız var diyorsun, bu konuşman dahilinde cevap verir misin?” şeklinde soru sordu. Sanık, “Ben konuşmayı hatırlamıyorum. Ama epikrizler aynı yazılır zaten” cevabını verdi. Savcının, “Hasta diye bahsettiğimiz kişiler yeni doğan yoğun bakım hastaları, benim mantığımda bu artırılacak bir şey değil ki. Estetik gibi bir alan değil. Nasıl bir artırım olabilir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Tıp merkezlerinden hastaların alınması gerekiyor. Size gelmezse başka bir hastaneye gidiyor” yanıtını verdi.

    “Ben genel olarak bir ihmal, eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Biz elimizden geleni yaptık”

    Savcının “Neden çalışanlarının üzerine şirket kuruyorsun ve kurmaya çalışıyorsun? Her şeyim legal diyorsun neden başkasının üzerine şirket kuruyorsun?” sorusuna sanık Sarı, “Çalışan doktorlarımızı ortak edecektim o şirkete. Medisense benimdi, oraya ortak almak istemedim. Diğer şirkete arkadaşları alıp ortak yapmak istedim” dedi. “Sanık Hasan Basri ‘biz hocanın illegal kısmıyız’ diyor, illegal kısım nedir?” sorusuna ise Fırat Sarı, “Hasan Basri’nin değişik konuşmaları oluyordu. Bence bir anlamı yok” cevabını verdi. Cumhuriyet savcısının, “Sanık Hakan Doğukan ‘ben çocuk öldürmem Fırat Hocanın dediği gibi ilacını kesmem’ diyor açıklar mısın?” sorusuna ise örgüt lideri Sarı, “Ben çocuğun ilacını neden keseyim, kabul etmiyorum” yanıtını verdi. Fırat Sarı savunmasının devamında, “Ben genel olarak bir ihmal, eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Biz elimizden geleni yaptık. Genel olarak bir eksiklik yaşandığını söyleyemem” dedi.

  • “İnsanlığın tüm kurumlarıyla kan kaybettiği dönemdeyiz”

    “İnsanlığın tüm kurumlarıyla kan kaybettiği dönemdeyiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen 4. Uluslararası STK Fuarı’na katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” açıklamasında bulundu.

    Fuarda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın hayırlara vesile olmasını, başarılı geçmesini, birliğe, dirliğe kapı aralamasını Rabb’imden niyaz ediyorum. Afrika’dan, Asya’dan, Orta Doğu’dan, batı ülkelerinden ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden hepsi birbirinden kıymetli çalışmalar ifa eden 150 sivil toplum kuruluşumuzu fuara katılımları ve katkıları için tebrik ediyorum. Bu güzel etkinliğin aramızdaki kardeşliği, beraberliği, dayanışmayı, ittifak ve ittihadı güçlendirmesini temenni ediyorum. Vahdet ve uhuvvet ruhunun zirve yaptığı sivil toplum camiasında atan vicdanlı yüreklerin birbirine daha da ısındığı bu organizasyonu tertipleyen kuruluşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Fuara iştirak eden ve yeryüzünün farklı köşelerinde birçok alanda kritik faaliyetler yürüten sivil toplum kuruluşlarımıza Mevla’dan üstün başarılar diliyorum. Burada icra edilen panellerin, atölyelerin, sergilerin ve diğer birçok faaliyetin aramızdaki dostluk ve iş birliğini tahkim etmesini, dayanışma ruhumuzu perçinlemesini ümit ediyor, bu niyazımızın adım adım gerçekleştiğini görmekten memnuniyet duyduğumu burada şükranla ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliğinin eğitim, gençlik, insani yardım, aile ve insan hakları gibi alanlarda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizin, İslam coğrafyasının dört bir yanındaki 354 üye kuruluşuyla beraber 20 yıldır sürdürdüğü faaliyetlerin çıtasını her geçen yıl daha yükseğe çıkardığını görüyorum. Aynı şekilde bünyesindeki 160’tan fazla kuruluşla ülkemizin sivil toplum kapasitesine önemli katkılar yapan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı da başarılarına her gün bir yenisini ilave ediyor. Samimi, gayretli ve bereketli hizmetleriyle tüm dünyaya örnek olma yolunda emin adımlarla ilerleyen her iki kuruluşumuzun yöneticilerini tebrik ediyor, Mevla’m yollarını açık etsin, işlerini kolaylaştırsın diyorum” dedi.

    “Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor”

    İnsanlığın neredeyse tüm kurumlarıyla, tüm organlarıyla, tüm hücreleriyle kan kaybettiği bir dönemden geçtiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası sistemin imtiyazlı aktörleri kendi çıkarları uğruna İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerini savaş, çatışma ve istikrarsızlık girdabına sürüklüyor. Dünya bilhassa İslam alemi zorlu bir sınavdan, kapsamlı bir kuşatmadan, sinsice hazırlanmış planların ateş çemberinden geçiriyor. Bakınız, hemen yanı başımızdaki Filistin’de 14 aydır mazlumlar, masumlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve siviller acımasızca katlediliyor. Küresel yönetişim mekanizmaları, uluslararası örgütler ve uluslararası medya Filistin’de, Lübnan’da ve daha pek çok bölgede işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Vahşetin gündeme gelmemesi için İsrail lehine tam anlamıyla bir karartma uygulanıyor. Demokrasi ve insan hakları nutukları çeken kimi ülkeler bu alçak katliamları ve soykırımı durdurmaya çalışmak yerine İsrail’e verdikleri destekle adeta zulmü körüklüyorlar. Bu durumdan cesaret alan Siyonist katiller ise vahşet ve barbarlıklarına her geçen gün bir yenisini ekliyor. Pervasızlıkta çıtayı sürekli yükseltiyor” şeklinde konuştu.

    “Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabb’im bizlere nasip eylesin”

    İsrail’in Gazze’ye saldırıları başladığı günden bu yana 400 gün geçtiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada kalbim parçalanarak bazı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. İsrail’in Gazze’ye saldırıları başlayalı 400 günden fazla zaman geçti. Yüzde 70’i kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit düştü. 700 binden fazla kardeşimiz yaralandı. 1,9 milyon insan evini, doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kaldı. Filistin’de şehit olanların ve yaralananların kanı sadece katillerinin değil, onlara engel olmayanların da üzerlerine sıçramıştır. Gazze’de 160 bin binayı yıkıp 436 bin yapıya ağır hasar veren saldırıların gerisindeki sinsi amaç her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Daracık bir alana hapsedilen 2 milyondan fazla Filistinli bir yandan zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışırken diğer yandan açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa karşı verdiği çetin mücadeleyi sebatla sürdürüyor. Mevla Filistin’de, Lübnan’da, dünyanın dört bir yanında zulme ve zalime göğüs geren tüm kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum. Rabb’imden başta kardeşim İsmail Heniyye olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Filistin’in cesur evlatlarını, vatan sevdalısı kahraman çocuklarını burada tekrar saygıyla selamlıyor, Rabb’im cümlesini muzaffer eylesin diyorum. 1967 sınırları temelinde bağımsız, egemen ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kuruluşunu görmeyi, Filistin’i yeniden inşa ve ihya etmeyi, Filistin’i yeniden özgürleştirmeyi Rabb’im bizlere nasip eylesin diyorum. Diğer yandan Kudüs’ün mahremiyetine uygun şekilde uluslararası bir güvenlik şemsiyesi altına alınması yolundaki çabalarımızı sürdüreceğimizi de bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu.

    “Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz”

    Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz Ali İmran suresinde hep birlikte ‘Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, parçalanıp, bölünmeyin’ buyuruyor. Bizler Müslümanlar olarak yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da mesulüz. Böylesine zorlu bir ortamda İslam alemi olarak fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp ortak bir tavır almamız, yekvücut hareket etmemiz gerekiyor. Şurası bir gerçek; vahdet olmadan rahmet olmaz. Yürekler toplu vurmadıkça müstevliler ve müstekbirler karşısında başarılı olunmaz, olunamaz. Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize, Sudan’da, Yemen’de ve daha pek çok ülkede masumlara ve mazlumlara ancak bu şekilde yardımcı olabiliriz. Resul-i Kibriya Efendimiz aleyhissalatu vesselam bakınız bize neyi emrediyor. ‘Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltin. Dilinizle de düzeltemezseniz kalbinizle buğzedin ki bu imanın en zayıf derecesidir’. Evet, bu hadis-i şerife uygun şekilde imkanlarımız, araçlarımız ve kabiliyetlerimiz ölçüsünde zulmün, zalimin, kötünün ve kötülüğün karşısında durmamız icap ediyor” dedi.

    “Sivil toplum kuruluşlarımıza çok önemli işler düşüyor”

    İslam coğrafyasında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımızın da bu çerçevede çok önemli işler düştüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı alanlarda, farklı araçlarla çalışmalar yürüten STK’larımızın her şeyden evvel kapasitelerini artırmaları, icra mekanizmalarını güçlendirmeleri, birbirleri arasındaki uyumu artırmaları şarttır. STK’larımızın, gençlerimiz başta olmak üzere toplumun muhtelif kesimlerini kuşatacak, onları sivil toplum faaliyetlerine dahil edecek uygulamalarına geçmişte hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuyoruz. Etki alanı geniş, birlik ve beraberlik içinde hareket eden, sürdürülebilir kalkınmaya katkı veren sivil toplum kuruluşları küresel barış ve adaletin tesisinde hayati katkılar yapacaktır. Her platformda dile getirdiğimiz, altını ısrarla çizdiğimiz daha adil bir dünya tasavvurumuzun hayata geçirilmesinde dünyanın dört bir yanında çalışan STK’larımızın gayretleri mühim bir yer tutacak. Şu gerçeği inanıyorum ki sizler de farkındasınız; insanlık büyük bir değişim ve dönüşümün sancılarıyla kıvranırken pek çok konuda yeni risklerle, yozlaşma ve yaratılışa aykırı dayatmalarla da baş etmek zorundadır” ifadelerini kullandı.

    “Aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir”

    Hiç şüphesiz bu çerçevede en büyük çürüme ve yok oluş aile kurumunu hedef almış durumda olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin de takip ettiği gibi aile mefhumumuz, toplumsal yapımız, örfümüz, değerlerimiz ve kutsallarımız küresel düzeyde bilinçli ve çok yönlü bir saldırı altındadır. Sapkın akımları, özendirici yayınlar, reklamlar, moda adı altında yürütülen dayatmalar topluma rol model olması gereken aktörler aracılığıyla zihinlere nakşedilen aşağılık fikirler her tarafımızı kuşatmış durumdadır. Cinsel sapkınlıkların bir insan hakkı ve tercihi olarak sunulmasının gerisindeki sinsi amacı gayet iyi biliyoruz. Aileyi gereksiz bir yük, taşıması zor bir sorumluluk ve insanın hayatını kısıtlayan bir fotoğraf olarak göstermeye çalışanların amacı bireyi ifsat ederek tüm toplumu çökertmektir. Tarihen ve itikaden sabittir ki aile yapısı hırpalanmış, örselenmiş, çürütülmüş bir toplumun ayakta kalması mümkün değildir. STK’ların da bindikleri dal, kendilerini ayakta tutan sütun toplum olduğuna göre toplumun temeli olan ailenin korunması öncelikli hedefleri olmalıdır. İç cephemizi tahkim ve takviye etmek, çocuklarımız ve gençlerimize daha güvenli, daha vicdanlı, daha adil bir dünyayı miras bırakmak istiyorsak hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız. Bunu da çok geç olmadan hemen yapmalıyız” diye konuştu.
    Günümüz dünyasında, bilhassa da bölgemizde çatışmalar, savaşlar, kıtlık ve terör başta olmak üzere çeşitli sebeplerle yoğun bir göç dalgası yaşandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aileleri ve kendileri için daha güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat kurma hayalini gerçeğe dönüştürmek isteyenler yollara düşüyor. Bu insani dram karşısında gelişmiş ülkelerin sergilediği vurdumduymaz tavır insanlık adına utanç vericidir. Biz tarih boyunca Asya’dan, Afrika’dan, hatta Avrupa’dan insanlara kapısını da yüreğini de açmış bir ülkeyiz. Bugün de Türkiye olarak yıllardır milyonlarca çaresiz insana ev sahipliği yapıyor, kendi imkanlarımızı paylaşıyoruz. Hatta bugünün zalimlerinin geçmişte canlarını kurtarma derdine düştükleri her dönemde onlara yardım eli uzatan ilk ülkenin burası olduğu gerçeğini de hatırlatmak isterim. Şimdi rahat ve müreffeh bir ortamda yaşayanların, çaresiz mazlumlara karşı sergilediği iğrenç tavır maalesef gelecekte kendileri de aynı duruma düştüklerinde karışılacakları akıbetin örneği olacaktır. Bu tablonun daha da kötüleşmesini engellemede STK’lara önemli görev düşüyor. Dünyada adalete, merhamete, vicdana yönelik uyanışın mimarları ve öncüleri sizler olacaksınız. Sizlerden dünyaya güçlü bir duruş, güçlü bir sesleniş, zalime güçlü bir tepki bekliyorum. Duruşunuz öyle güçlü olmalı ki; insanlığın tamamı sizi takip etmeli. Seslenişiniz öyle güçlü olmalı ki; sağırlar bile duyabilmeli. Tepkiniz öyle güçlü olmalı ki; zalimlerin elindeki silahlar yerlere düşmeli. Bu konu da en büyük destekçiniz Türkiye olacaktır” dedi.

    “Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız”

    Biz millet olarak her dönemde masumların, mazlumların ve yaşama mücadelesi verenlerin yanında olduk ve olmaya da devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin bu insani siyasetini hazmedemeyenler, aleyhimizde kara propaganda yapsa da Türkiye’nin insan odaklı, insan yaşatma odaklı politikasını engelleyemeyecekler. İsrail’in soykırımına maruz kalan Gazze’de yaşayanlar başta olmak üzere, Filistin halkı için sadece son dönemde yaptıklarımız bile bu hakikati açıkça göstermeye yeterlidir. Türkiye olarak İsrail saldırılarının başladığı ilk günden bu yana Gazze’ye 86 bin ton, Lübnan’a ise bin 300 ton insani yardım malzemesi ulaştırarak bölgedeki kardeşlerimize en fazla destek veren ülkelerden biri olduk. İsrail’le olan ticaretimizi hiç düşünmeden milyarlarca dolarlık bir ticaret hacminden sarfınazar ederek süratle kestik. Siyonist yönetimin Gazze’de işlediği insanlık suçlarını protesto etmek için milletimizle birlikte her fırsatta meydanları, sokakları, caddeleri hınca hınç doldurduk. Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan davaya müdahil olma kararı aldık. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası düzeyde karar alıcı ve uygulayıcı mekanizmaları harekete geçirdik. Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’ya en güçlü desteği veren ülkelerden biriyiz. İslam dünyasında ortak bir tavrın oluşması, Müslümanların Filistin davasında yekvücut olarak hareket etmesi için yoğun gayret gösteriyoruz. Filistin devletinin tanınması için uluslararası arenada tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Şahsımız aleyhinde yürütülen onca kampanyaya, Siyonist lobi ve İsrail destekçilerinden gelen onca baskıya rağmen duruşumuzu asla bozmadık. İsrail’in Filistin’deki soykırımını durdurmak için zorlayıcı tedbirlerin bir an önce alınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu vesileyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararını desteklediğimizi ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

    “Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık”

    Alınan bu cesur kararın sözleşmeye taraf tüm ülkelerce uygulanmasını insanlığın uluslararası sisteme güvenini tazeleme adına önemli bulduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa yıllardır dünyaya hak, hukuk, adalet ve insan hakları dersi veren Batılı ülkelerin bu noktada sözlerini yerine getirmeleri mecburidir. Türkiye, Gazze katliamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarında ilk günden beri insani, vicdani ve kardeşlik görevini hakkıyla ifa etmiştir. Zalimlere şirin gözükme adına eğilip bükülenlerden olmadık. Üç kuruş siyasi rant sağlayacağım diye ülkesine ve devletine ‘İsrail ile ticaret yapıyorlar’ iftirası atanlar gibi de olmadık. Tatlı su siyasetçilerinden zor zamanlarda Filistinli kardeşlerinin yanında dimdik duranlardan olduk. Bundan sonra da sarsılmadan, yalpalamadan, sağa sola eğilmeden, bükülmeden inşallah sapa sağlam durmaya devam edeceğiz. Şairin ‘bir Filistin vardı, bir Filistin gene var’ dizelerinde olduğu gibi Filistin’den umudumuzu kesmeyecek, özgür ve bağımsız bir Filistin için çalışmayı hız kesmeden sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Biz ecdadımızdan aldığımız ilhamla insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz”

    Türkiye olarak sizlerin varlığını ve buradaki temsilinizi çok kıymetli bulduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tarihimizden, medeniyetimizden, ecdadımızdan aldığımız ilhamla insanı düşünüyor, insanı koruyor, insani değerleri yaşatmaya çalışıyoruz. Bu konuda çok sağlam, çok muhkem, çok emin rehberlerimiz var. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa, ‘Allah sizin ne dış görünüşünüze, ne de mallarınıza bakar ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar’ buyuruyor. Hoca Ahmet Yesevi de ‘kimsenin kalbini kırma, çünkü kalp kırmak Allah’ı kırmaktır, gönlü kırık, zavallı garip birini görürsen yarasına merhem koy, yoldaşı ve yardımcısı ol’ tavsiyesinde bulunuyor. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, ‘incinsen de incitme’ diyor. Hazreti Mevlana, ‘kötülük yaptığın zaman kork, çünkü o bir tohumdur, Allah yeşertir, karşına çıkartır’ diyerek ikazını yapıyor. Pir Sultan Abdal, ‘ne mutlu eğri zamanda doğru durabilene’ sözüyle bize istikamet gösteriyor. Aşık Veysel, ‘beni hor görme kardeşim, sen altınsın da ben tunç muyum’ serzenişiyle nefislerimize hitap ediyor” şeklinde konuştu.

    “İnsanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır bize yol gösteren bu gönül ve aşk erbabının izinden gitmeye, öğütlerini tutmaya, onların ahlakını ve insan sevgisini dünyaya yaymaya, insanlığın huzur bulması için mücadele etmeye devam edeceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte omuz omuza yan yana yapacağız. Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Sözlerime son verirken 4. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Fuarı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızın müştereken yayınladığı Gazze İstanbul Deklarasyonu’nun mazlum Filistin’in sesini dünyaya gür bir şekilde duyurmasını temenni ediyorum. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından fuara katılan sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm dostlarımıza, tüm kardeşlerimize tekrar teşekkür ediyorum” dedi.

  • Bursa’da kar yağışıyla hayat durdu…İlçe yolları kapandı

    Bursa’da kar yağışıyla hayat durdu…İlçe yolları kapandı

    Hava sıcaklıklarının düşmesiyle kar yağışı Bursa’da etkili oldu. Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Uludağ’da kar kalınlığı 25-30 santimetreyi buldu.

    Kar yağışına hazırlıksız yakalanan vatandaşlar da vardı. Kimi vatandaşlar, kar yağışıyla birlikte Uludağ’a çıkmak isterken, şiddetli kar yağışı sonrası yollar kapandı. Hazırlıksız sürücüler yollarda mahsur kalırken, Bursa Ankara karayolu Kestel Ümitalan ve Mezitler bölgesi, İznik-Yenişehir yolu, Orhaneli-Büyükorhan Yolu, Bursa Keles Yolu da etkili yağış sonrası kapandı. Çok sayıda sürücü yollarda mahsur kalırken, yolda kalan bazı araçlar ve tırlar da trafiği kilitledi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi ekipleri de kapanan köy yollarını açmaya çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, 585 araç, bin 165 personel ile çalışmaların kesintisiz sürdüğü ifade edildi

  • Bursa’da kaza peş peşe geldi

    Bursa’da kaza peş peşe geldi

    Bursa istikametinden Balıkesir istikametine saat 13.15 sıralarında seyir halinde olan S.G. kontrolündeki araç, yolda biriken su nedeniyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle bariyerlere çarpıp yolun ortasında durdu.

    Olay sırasında kaza yerinden geçen bölge trafik ekiplerine ait polis cipi, kontrolsüz şekilde yolda kalan araca çarptı. Aracın fotoğraflarını çekmek için araçtan inen sürücüyü dikkatli olması yönünde uyaran çevredeki vatandaşlar, ikinci kazada sürücünün zarar görmesini engellemiş oldu.

     

    Her iki araçta da maddi hasar meydana gelirken, kazada herhangi bir yaralanma yaşanmadığı bildirildi.

    Kazanın ardından bölgeye intikal eden ekipler, yolu trafiğe açmak için çalışma başlattı. Sürücülere, yoğun yağış altında dikkatli olmaları ve hızlarını yol koşullarına uygun şekilde ayarlamaları konusunda uyarılarda bulunuldu. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

    Güvenlik kamerasına yansıdı

    Görüntülerde siyah aracın direksiyon hakimiyeti kaybedildikten sonra bariyere çarpma anı, hemen ardından ise polis aracının aynı şekilde bariyerlere çarpma anı görüntülendi.

  • İznik İlçe Stadyumu’nda şiddetli rüzgar tribünü yıktı

    İznik İlçe Stadyumu’nda şiddetli rüzgar tribünü yıktı

    Tribünün yıkılması sırasında çevrede bulunan sporcular ve seyirciler panik yaşadı. Müsabaka bir süre durdurulurken, güvenlik ekipleri olay yerine gelerek alanı güvenlik çemberine aldı. Herhangi bir can kaybı ya da yaralanmanın yaşanmadığı olay, alınacak önlemlerin önemini bir kez daha hatırlattı.

  • Uludağ beyaza büründü | Bursa’da kar yağışı başladı

    Uludağ beyaza büründü | Bursa’da kar yağışı başladı

    Yurt genelinde hava sıcaklığı düşerken, Bursa’da kent merkezine yılın ilk karı düştü.

    Kent merkezini beyaza bürüyen yağış sonrası bazı vatandaşlar o anları cep telefonu kamerasıyla kayda alırken, bazı vatandaşlar ise yağışa hazırlıksız yakalanınca trafikte zor anlar yaşadı.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün açıklamalarına göre, yağışların yarın da devam edeceği öngörülüyor.

    Öte yandan Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Bursa Uludağ’da sezonun ilk karı yağdı.

    Hava sıcaklığının -10 olduğu Uludağ’da turistik bölgeler beyaza büründü. Bazı vatandaşlar sezonun ilk kar yağışını izlemek için Uludağ’a çıkarken, ekiplerde yollarda çalışmalara başladı. Kasım ayının sonuna yaklaşırken, sabah saatlerinde başlayan kar yağışı nedeniyle kar kalınlığı, yaklaşık 5 santimetreye ulaştı.

    .

    İnegöl’de kar yağışı başladı, sürücüler zor anlar yaşadı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde kar etkisini göstermeye başladı. İnegöl-Bursa yolu Ümitalan mevkiinde etkisini artıran kar yağışı sürücülere zor anlar yaşatıyor.

    Kasım ayının sonlarına yaklaşırken, Bursa’da düşen hava sıcaklığı nedeniyle Uludağ, kent merkezi ve ilçelerde kar yağışı etkili oldu. İnegöl-Domaniç yolunda etkili olan kar yağışı sürücülere zor anlar yaşatıyor. Ekipler kar yağışıyla birlikte harekete geçti.