Etiket: manşet

  • Bursa’da para çekerken üzerine caraskal düştü

    Bursa’da para çekerken üzerine caraskal düştü

    Bursa’da para çekmek için gittiği bankamatikte işlem yaptığı sırada bir kadının üzerine tavanda sabit ya da hareketli bulunan elektrikli vinç olan caraskal düştü.

    Bursa’nın Osmangazi ilçesi Alemdar Mahallesi’nde bankamatikten para çekmek için ATM’ye gelen 50 yaşındaki Azime K. işlem yaptığı sırada üst katında bulunan bir dükkana ait elektrikli vinç olan caraskal düştü.

    Omzundan ve boynundan yaralanan yaşlı kadına ilk yardımı iş yeri sahibi ve karşısında bulunan polis karakolundaki ekipler yaptı. İhbar üzerine olay yeri sağlık ekipleri sevk edildi.

    Yaralı kadın ambulansla Çekirge Devlet Hastanesine kaldırılırken, polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı. Kadının hayati tehlikesi bulunmazken, iç kanama riski olduğu öğrenildi.

  • Ağustos ayını işaret etti: Yüzde 70’e ulaşırsak hastalığı yeneriz

    Ağustos ayını işaret etti: Yüzde 70’e ulaşırsak hastalığı yeneriz

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, “Aşı vücudumuza yararlı ve bizim çocukluk çağından itibaren kullandığımız koruma stratejisidir. Türkiye, ağustos ortasına kadar aşıda yüzde 70’e ulaşırsa biz bu hastalığı yeneceğiz” dedi.

    Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, aşı hakkı olan herkese aşılanmasını önerdiklerini belirtirken, özellikle 16 ile 30 yaş arası gençlerde aşılama oranının düşük olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Özkan, aşının çocukluk çağından itibaren kullanılan koruma stratejisi olduğunu vurgulayarak, “Şu anda 16 yaşa kadar aşılamamız indi. Bu yaş üzerinden itibaren herkesin aşılanmasını öneriyoruz. 16-30 yaş arasında belirgin bir aşılama hızında düşüklüğümüz var. Mutlaka bunu artırmak için farkındalığımızı, çabamızı artırmamız gerekiyor. İki doz aşı olan Türkiye’de şu anda yüzde 25 civarında. Bizim beklentimiz bu sayının yüzde 70’lere ulaşması. Gençlerimizin aşılanacağını düşünüyorum. Gençlerle konuştuğumuzda; gençler dinamikler, kendilerinin bu hastalığa yakalanmayacağını ya da hafif geçireceklerini düşünüyorlar ama aşı her zaman en iyi koruyucudur. Onun için gençlerimize iki doz aşılarını olmayı öneriyorum. Benim 21 ve 27 yaşındaki oğullarım da aşılandılar. Aşılansak da maske ve mesafe ve el hijyeni kurallarına uymamız gerekiyor” diye konuştu.

    ‘GENÇLER SADECE KENDİLERİNİ DÜŞÜNMESİN’

    Prof. Dr. Seçil Özkan, konser ve benzeri toplu alanlarda beraber olmanın arttığına dikkat çekerek, “Şu anda tamamen yasaksızız. Aşının koruyuculuğu da belli bir düzeyde. Hele hele bulaşı engellemesi daha düşük. Hastalığı hafif geçirmemizi sağlıyor, ölümleri azaltıyor, engelliyor; ama bulaşı çok iyi engellemiyor. Yine de bunun olamaması için maske ve mesafeye uymalıyız. Gençler aşılanmadıkları zaman sadece kendilerini düşünmesinler. ‘Ben gencim hastalığı hafif geçiririm’ diye düşünmesinler. Aşı vücudumuza yararlı ve bizim çocukluk çağından itibaren kullandığımız bir koruma stratejisidir. Bu yüzden aşılamayı öneriyorum ve ‘ha gayret’ diyorum. Eğer Türkiye, Ağustos ortasına kadar yüzde 70’e ulaşırsa biz bu hastalığı yeneceğiz. Çok kalabalık yerlere girdiğimizde yine maske ve mesafeye dikkat etmemiz gerekecek” dedi.

  • “Bayramdan sonra baksın hale gelecek” diyerek uyardı

    “Bayramdan sonra baksın hale gelecek” diyerek uyardı

    Türkiye’nin en büyük faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yürüten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Akova, Delta varyantına karşı uyardı.

    “BAYRAMDAN SONRA DELTA VARYANTI BASKIN HALE GELECEK”

    Akova, “AB ülkelerinde Ağustos başından itibaren Delta varyantın artık baskın hale geleceği bildiriliyor. Türkiye için de durum farklı değil, kaç vaka Delta varyantı çıktı vs. bunun artık önemi yok, bayramdan sonra Delta varyantın ülkemizde de baskın hale geleceğini tahmin ediyoruz. Herkes sanki salgın öncesi dönemdeymişiz gibi maske, korunma önlemlerini bıraktı. Aşıdan da öte esas bilimsel kanıt, maske ve mesafenin halen en büyük korunma önlemi olduğudur. Üç doz aşı da olsanız şu anki aşıların tamamı yüzde 100 korumuyor. O nedenle önlemlere devam etmek zorundayız” dedi.

    “DAVUL ZURNA İLE ESKİ HALİMİZE DÖNDÜK”

    Türkiye’de 1 Temmuz’dan itibaren kısıtlamaların tamamen kalkmasıyla beraber vatandaşların sanki salgın bitmişçesine kişisel korunma önlemlerini de bırakmasının çok tehlikeli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Akova, önemli açıklamalarda bulundu.  Türkiye’nin en büyük aşı faz çalışması olan Sinovac Faz 3 çalışmasının koordinatörlüğünü de yapan Akova, aşılanmanın tam olarak istenen düzeyde olmadığı bu günlerde maske kullanmayı bırakmanın ciddi bir hata olduğuna değindi. Akova sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Türkiye’de şu anda yapılan büyük bir yanlış var. 1 Temmuz’dan itibaren davul zurna ile tekrar eski halimize döndük. 2019’daki gibi, sanki pandemi öncesi dönemdeymişiz gibi, maske kullanımı minimumda, kalabalıklar korkunç düzeyde, yurtdışından özellikle Delta virüs salgını olduğu bilinen ülkelerden (Rusya olmak üzere) çok sayıda turist geliyor. O turistlerin olduğu turizm bölgelerinde de maske kullanımı neredeyse yok, kapalı ortamlarda önlemlere dikkat edilmiyor. Bence şu anda esas bilimsel kanıt, ister varyant olsun, ister orijinal virüs olsun, hastalığa karşı en etkili yöntem halen maske ve diğer korunma önlemleri. Kalabalık ortamlarda, havalandırması olmayan ortamlarda maskesiz ve uzun süreli bulunmak en büyük risk faktörü”

    ÜÇ DOZ DA OLSANIZ VARYANTLARDA KORUMA YÜZDE YÜZ DEĞİL

    Eğer bu şekilde önlemlere uyulmamaya devam edilirse Delta varyantın Türkiye’de de baskın hale gelmesinin kaçınılmaz olduğuna işaret eden Prof. Dr. Akova, “Şu anda vaka sayısı 1’dir 3’tür çok da önemi yok artık. Bayramdan sonra, Temmuz ayının sonuna kadar muhtemelen Türkiye’deki yaygın virüs Delta virüsü olacak. Bu konuda hiçbir şüphe yok. Aynı öngörü AB ülkeleri için de geçerli, Amerika da bu projeksiyonu yapıyor şu anda. Amerika’da ortaya çıkan yeni vakaların yüzde 50’si Delta varyantı. AB ülkelerinde de Delta vakalarının Ağustos başına kadar yüzde 90’a erişeceği düşünülüyor. Türkiye’de daha erken olur ama daha geç olmaz, Delta varyantı baskın olacak. Siz bütün korunma önlemlerini bırakıp 3. doz aşımızı da olalım, Delta’ya karşı da korunuruz diye düşünürseniz çok yanlış olur. Bütün aşılar 3 doz da olsanız 5 doz da olsanız Delta varyanta karşı kısmi koruma sağlıyor. Siz kendinizi korumaya devam etmediğiniz sürece, şu andaki aşılarla ne kadar aşılanırsanız aşılanın yüzde 100 koruma söz konusu değil” dedi.

    MRNA AŞILARI DAHA ETKİN AMA DÜNYANIN HER AŞIYA İHTİYACI VAR

    mRNA aşılarının varyantlara karşı daha etkili olabileceği yönündeki tartışmalara da değinen Prof. Dr. Akova, bu konuda küçük çaplı da olsa bilimsel çalışmaların yapıldığını ancak henüz yeterli düzeyde kesinlik olmadığını, daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akova, Batı ülkeleri başta olmak üzere dünyada aşıya ulaşabilen bir kesiminin mRNA ile aşılanıp diğer kesimin aşılanamamasının, salgını bitirmenin önündeki en büyük engel olduğuna dikkat çekerek inaktif, mRNA ya da diğer aşılar olsun, DSÖ’nün kriterlerini sağlayan her türlü aşıya ihtiyaç olduğunu söyledi.

    “HANGİ AŞI OLURSA OLSUN TOPLUMSAL BARİYER İÇİN FAYDALI”

    Prof. Dr. Akova sözlerini şöyle sürdürdü: “Aslında asemptomatik enfeksiyonla ilgili düzenli kontrollü bir çalışma yapılmış değil. Ama küçük çaplı çalışmalar var. O çalışmaların sonuçlarına göre asemptomatik enfeksiyonlara karşı bu aşıların (mRNA) etkinliği var deniliyor. İnaktif aşılar da ki sadece Sinovac değil diğer inaktif aşı olan Sinopharm’ın da sonuçları da 10-15 gün önce JAMA’da yayınlandı. Orada da aynı şey söz konusu. Bunlar asemptomatik yani hafif belirtili vakaları engellemiyor. Muhtemelen taşıyıcılığı da yani hastalanmadan virüsü etrafa yaymayı da engellemiyor. Ama şöyle bir şey var, Batı ülkeleri şu anda aşıya çok rahat erişiyor. Türkiye de öyle. Ancak dünyada hala aşılanmamış milyarlarca insan var. Afrika Kıtası’nın 1,5 milyar nüfusu olan kıtanın, sadece yüzde 2,5’i aşılandı. Bunun da yüzde sekseni Kuzey Afrika’da, yani Tunus, Cezayir Mısır, oralarda. Sahra altı Afrikası’nda, Güney Afrika’yı bir tarafa koyarsak, aşılanma oranları yüzde 1’in altında. Buralardaki toplumsal bağışıklık dediğimiz, toplumun büyük kesimlerini aşılamak için çok sayıda aşıya ihtiyacınız var. Bu gruplar içerisinde aşılamayı ne ile yaparsanız yapın, toplum içerisinde hastalığa bir bariyer koymuş oluyorsunuz. Ciddi hastalığı ölümü engellemiş oluyorsunuz. O aşamadan sonra da artık asemptomatik, semptomatik enfeksiyonların çok önemi kalmıyor. Yani toplumun yüzde 70’den fazlası aşılanacak olursa bunun çok fazla bir önemi kalmıyor. Ama küçük gruplarda toplumun yüzde 10’unu aşıladınız, onların içinde asemptomatik olup aşılıyım diye ortalığa saçanlar olduğu sürece enfeksiyon bitmez.”

    “TÜRKİYE’DEN DE ŞİLİ’DEKİ GİBİ GERÇEK YAŞAM VERİSİ ÇALIŞMASI ÇIKMALI”

    Geçtiğimiz günlerde Şili’nin Sinovac aşısına dair yayınladığı yaklaşık 10,5 milyon aşılı kişiye dayanan gerçek yaşam verilerine benzer sonuçların, Türkiye’de de kolaylıkla yayın olarak yapılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Akova, Sağlık Bakanlığı’nın dünyanın en iyi elektronik takip sistemlerinden birine, e-Nabız’a sahip olmasının bu anlamda büyük bir avantaj olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de kesin rakamı bilmiyorum ama sanırım 15 milyon kişi iki doz Sinovac ile aşılandı ve belli bir süre takip edildi. Bu veriler elektronik ortamda takip ediliyor. Dünyada çok az ülkede böyle bir sistem var. Ama bu verileri değerlendirmek, açıklamak lazım. Hatta şu anda Türkiye’nin varyant haritası ile beraber bu değerlendirmeyi yapabiliriz. Şili’ye benzer bir çalışmanın bizden çıkmaması için aslında hiçbir neden yok. Bu konuda bir takım çabalar sarf ediliyor, bizim üniversitemizden, benim bölümünden de bazı arkadaşlar bu çalışma grubunun içerisindeler. Biz, Şili’den daha yüksek rakamlardaki verileri saygın tıp dergileri NEJM’de ya da Lancet’te yayınlamış olabilirdik. Aslında hiçbir engel yok ama yapılmadı. Bunu büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyorum, bunu bir an önce yapmamız gerekiyor.”

  • Kontrolden çıkan servis midibüsü dereye uçtu

    Kontrolden çıkan servis midibüsü dereye uçtu

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde meydana gelen kazada kontrolden çıkan servis midibüsü Bedre Deresi’ne uçtu, 1 kişi yaralandı.

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Mesudiye Mahallesi ile Alanyurt Bölgesi’ni birbirine bağlayan yolda Alanyurt’tan Mesudiye Mahallesi’ne seyir halinde olan sürücü Sebahattin Öztürk yönetimindeki servis midibüsü, virajda sürücüsünün kontrolünden çıkarak Bedre Deresi’ne uçtu.

    Kaza sonucu sürücü yaralanırken olay yerine 112 Acil Servis ambulansı, İtfaiye Arama Kurtarma ve polis ekibi sevk edildi. Dereden çıkarılan yaralı olay yerine sevk edilen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken midibüste yolcu bulunmaması büyük bir faciayı önledi. Hurdaya dönen araç, çekici yardımıyla dereden çıkarıldı.

  • Bursa’da tarlada feci şekilde can verdi

    Bursa’da tarlada feci şekilde can verdi

    Bursa’nın Kestel ilçesinde tarlada çalışan bir kişi kullandığı çapa motoru ile ağacın arasına sıkışarak hayatını kaybetti.

    Bursa’nın Kestel ilçesi Karanlık Dere mevkisinde tarlada çapa yaparken kullandığı çapa motorunu yanlışlıkla geri vitese takan 62 yaşındaki Hüseyin Turan kullandığı araç ile ağaç arasına sıkışarak feci şekilde can verdi.

    Bahçede bulunanların haber vermesiyle olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri geldi.

    Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Turan’ın hayatını kaybettiği belirlendi.

    Hüseyin Turan’ın cansız bedeni yapılan olay yeri incelemesinin ardından Kestel Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

  • Bursa’da kazada otomobil ikiye bölündü

    Bursa’da kazada otomobil ikiye bölündü

    Bursa’da meydana gelen trafik kazasında kontrolden çıkan otomobil direğe çarparak parçalara ayrıldı.

    Bursa’nın Kestel ilçesinde 3 kişinin yaralandığı kazada seyir halindeyken kontrolden çıkan araç, orta refüjdeki aydınlatma direğine çarparak ikiye bölündü.

    Kaza nedeniyle yol kısa süreliğine trafiğe kapandı. Can kaybının yaşanmadığı kazada  yaralılar olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından çevredeki hastanelere sevk edildi.

  • Bursa’da otomotiv işçilerine destek ziyareti

    Bursa’da otomotiv işçilerine destek ziyareti

    TMMOB, KESK, TÜMTİS, Bursa Barosu, Bursa Tabip Odası, Bursa bileşenlerinden Destek Otomotiv işçilerine destek ziyareti gerçekleştirildi.

    TMMOB, KESK, TÜMTİS, Bursa Barosu, Bursa Tabip Odası Bursa Bileşenleri, sendikalaştıkları için işten atılan ve başladıkları eylemin 12. gününde olan Destek Otomotiv Fabrikası işçilerine destek ziyareti gerçekleştirdi.

    Destek Otomotiv fabrikasında sendikalaştıkları için işten atılan ve direnişe başlayan işçilere polis müdahale etmiş ve 7 işçi yaralanmıştı.

    TMMOB, KESK, TÜMTİS, Bursa Barosu, Bursa Tabip Odası, Bursa Bileşenleri, Türk Metal sendikasında örgütlenen ve yetkiyi alan işçilerin mücadelesinin yanında olduklarını belirterek, mücadelelerini selamladıklarını ve bütün Bursa kamuoyunu Destek Otomotiv işçileriyle dayanışmaya çağırdı.

  • Hakkari Emniyet Müdür Yardımcı şehit oldu

    Hakkari Emniyet Müdür Yardımcı şehit oldu

    Hakkari Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli İkinci Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Cevher, polis evinde yemek yediği esnada polis memuru Nasuh Çulcu tarafından silahlı saldırıya uğrayarak şehit düştü.

    Hakkari İl Emniyet Müdür Yardımcısı Hasan Cevher, bir polis memurunun silahlı saldırısına uğradı. Saldırı sonucu Cevher olay yerinde şehit oldu. Saldırıyı gerçekleştiren polis memuru ise kaçmaya çalıştığı esnada ayağından vurularak etkisiz hale getirilip gözaltına alındı.

    VALİLİKTEN AÇIKLAMA

    Olaya ilişkin Hakkari Valiliği’nden yapılan açıklama ise şöyle:

    ”13.07.2021 günü saat 13.50 sıralarında Hakkari Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli, İkinci Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Cevher polisevinde yemek yediği esnada Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kadrosunda görevli polis memuru Nasuh Çulcu tarafından 3 (üç) el silahla ateş edilerek vurulmuş, polis memuru Nasuh Çulcu olay yerinden kaçtığı esnada görevli polisler tarafından ayağından vurularak etkisiz hale getirilerek yakalanmıştır.”

    HASAN CEVHER 2017’DE HAKKARİ’YE ATANMIŞTI

    Hakkari Çevik Kuvvetten de sorumlu olan Cevher, daha önce İstanbul Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yapıyordu. 12 Ağustos 2017’de Hakkari’ye atandı.

    ÖZEL HAREKATTAN ÇEVİK KUVVETE ALINMIŞ

    Daha önce Hakkari Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde görevliyken, karıştığı bir olay nedeniyle Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevlendirilen polis memuru Nasuh Çulcu, iddiaya göre, başka bir ile tayini çıkınca durdurmak istedi. Çulcu, bu konuyla ilgili Emniyet Müdür Yardımcısı Hasan Cevher ile konuşmak için polisevine geldi. Çulcu, tayini durdurma konusunda Cevher’den olumlu yanıt alamayınca tartışma çıktı. Tartışma sırasında Çulcu, silahını ateşleyerek, Cevher’i şehit etti. Çulcu’nun Cevher’den önce bir kadın komiser yardımcısı ile aynı konuda tartıştığı öğrenilirken, Özel Harekat Şube Müdürüğündeki görevinden bir kadını taciz olayı nedeniyle uzaklaştırıldığı öne sürüldü.

  • Meteoroloji paylaştı! Son 3 aylık veriler korkutucu

    Meteoroloji paylaştı! Son 3 aylık veriler korkutucu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü, sıcaklık ve yağış raporlarının ardından meteorolojik kuraklık ölçümlerinin yapıldığı haritaları da yayımladı. Son üç aylık haritalarda, ülkenin doğusu, güney Ege ve Aksaray, ‘olağanüstü kurak’ gösterildi. En son geçen mayısta yayımlanan haritalara göre, ülke genelindeki ‘olağanüstü kurak’ bölgelerin ciddi düzeyde arttığı gözlendi.

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü, haziran ayı sıcaklık ve yağış değerlendirmesi raporlarının ardından, bu kez haziran ayı ve son bir yıllık döneme ait kuraklık durumunu gösteren haritaları yayımladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Standart Yağış İndeksi (SPI – Standardized Precipitation Index) ve Normalin Yüzdesi Metoduna (PNI – Percent of Normal Index) şeklinde iki farklı metotla meteorolojik kuraklık haritalarını hazırlıyor.

    SICAKLIK ARTIYOR, YAĞIŞ AZALIYOR

    Meteoroloji’nin temmuz ayının ilk haftasında yayımlanan sıcaklık ve yağış değerlendirmesine ilişkin raporlarda ise Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yağışların yüzde 98’e varan düşüşler gösterdiği ortaya konuldu. Sıcaklıkların giderek arttığı, yağışların da azaldığı bu süreçte meteorolojik kuraklık boyutları da hızla yükseliyor.

    ÜLKENİN NEREDEYSE YARISI OLAĞANÜSTÜ KURAK

    İki farklı metoda göre ölçümler yapılarak hazırlanan 2021 Haziran Ayı Meteorolojik Kuraklık Durumu haritalarında SPI metodu sonuçlarına göre Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olmak üzere ülkenin doğusu, güney Ege ve Aksaray ‘olağanüstü kurak’ gösterildi. En son geçen Mayıs’ta yayımlanan haritalara göre, ülke genelindeki ‘olağanüstü kurak’ bölgelerin ciddi düzeyde arttığı gözlendi.

    Iğdır ve güneyi, Trabzon çevresi, İç Anadolu’nun doğu kısımları, İzmir’in güneyinden itibaren Muğla, Antalya, Karaman, Konya, Adana, Hatay civarları ise ‘çok şiddetli kurak’, ‘şiddetli kurak’ ve ‘orta kurak’, bu bölgelere yakın bazı bölgeler de ‘hafif’ kurak’ olarak haritada yer alıyor.

    Isparta, Burdur, Manisa, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Karadeniz’in batı iç kesimleri normal, Samsun’dan Marmara Bölgesi’ne doğru olan bölge illeri ise hafif, orta, çok ve aşırı nemli gösterildi.

    SON ÜÇ AYLIK VERİLER KORKUTUCU

    PNI metoduna göre hazırlanan haritada da meteorolojik kuraklığın boyutları göz önüne seriliyor. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, Akdeniz’in büyük bölümü, Kuzey Ege ve Denizli’nin bir bölümü Haziran ayında ‘şiddetli kurak’ olarak yer alıyor. Son üç aylık haritada ise ‘şiddetli kurak’ bölgeler, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri, Akdeniz, Kuzey Ege ve İç Anadolu’nun güney kesimleri ‘şiddetli kurak’ tehlikesi yaşıyor.

    ‘SON YÜZYILDA GÖRÜLMEDİ’

    Haritalara göre olağanüstü şiddetli kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olunduğunu belirten Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Doktor Erol Kesici, “Birçok bilim insanı değerlendirmesinde, son yüzyıl içerisinde, özellikle geçen yıldan itibaren hava sıcaklıklarının giderek artması, yağışların çok kararsızlığının, bugüne kadar görülmediği belirtiyor. Bu artık acil durum ve mutlak suretle önlemler alınması gerekiyor” dedi.

    DOĞAL GÖLLER YÜKSELEMİYOR

    Ocak ayındaki değerlendirmelerde, bugünkü tehlikeye işaret ettiğini hatırlatan Doktor Kesici, “Önümüzdeki bahar ve yaz aylarında ülkemizin çok şiddetli kuraklıkla karşı karşıya kalabileceğini söylemiştik. Bugünkü sonuçlara baktığımızda, ülkemizin ciddi bölümünde meteorolojik açıdan olağanüstü kuraklık yaşandığını görüyoruz. Bu sonucun en önemli göstergelerinden biri de doğal göller, su kaynaklarının seviyelerinin bir türlü yükselmemesi” diye konuştu.

    SU KAYNAKLARINDAKİ KİRLİLİK ÇOK ÖNEMLİ ETKEN

    Kararsız yağışlarla göller ve yer altında suyun depo edilememesi nedenleriyle su birikmediğini ve ülkeyi hidrolojik kuraklığa sürüklediğini kaydeden Kesici, hidrolojik kuraklığın da meteorolojik kuraklığı artırdığını söyledi. Su ve nem olmazsa yağışın da olmayacağını kaydeden Kesici, “Bilhassa tatlı su kaynaklarımızın aşırı kirlenmesi de çok önemli bir etken” dedi.

    ‘ACİLEN VAHŞİ TARIMSAL SULAMADAN VAZGEÇİLMELİ’

    Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını vurgulayan Kesici, şu uyarılarda bulundu:

    “Su kıtlığı yaşamaktayız. Su havzaları yanlış kullanılmaktadır ve bu konuda maalesef gerekli önlemler hala alınmamıştır. Doğal dengesi bozulan su kaynakları sosyal, ekonomik birçok soruna neden olacaktır. Ülkemizde uygun olmayan yerlere bilim dışı çok sayıda gölet yapılması da bir nedendir. Bugün ülkemizde kullanılan suyun yüzde 75’in üstündeki kısmı tarımda ve vahşi teknikler kullanılmaktadır ve bunun sadece yüzde 1-2’si damla sulama yöntemlerinden oluşuyor. Acilen tüm tarım alanlarında damla sulama sistemlerinin hayata geçirilmesi ve vahşi tarımsal sulamadan vazgeçilmesi gerekiyor.”

    ‘SU KESİNTİLERİNİ DAHA SIK YAŞAYACAĞIZ’

    İnsanların son aylarda, bilhassa üreticiler tarafından uygun olmayan koşullarda giderek sondajla kuyu açımının hızlandığına dikkat çeken Kesici, “Ve bu durum panik yaratmaktadır. Kuraklık haberlerindeki yoğunluk ve insanlar artık susuzluk krizine girdikleri için çözümü burada aramaya başladılar ve bu çok tehlikeli bir durum. Yer altı sularımız da giderek azaldığı için plansız ve yasal olmayan kuyu açımlarına izin verilmemeli. Şu andan itibaren birçok yerde içme suyu bile kısıtlamalı verilmeye başlandı. Tarımda da uygulanmaya başlandı. Önümüzdeki süreçte su kesintisi olaylarını çok daha sık yaşacağız” dedi.

    TARIM ÜRÜNLERİ İÇİN TÜKETİLEN SU MİKTARI

    Hem tüketim hem de su kullanımında her alanda ciddi tasarruf önlemleri alınması ve insanların israftan kaçınması uyarısında bulunan Kesici, bazı tarım ürünlerinin üretimi için kullanılan su miktarlarını ise şöyle sıraladı:

    “1 kilogram domates için 184 litre su, 1 kilogram havuç için 133 litre su, 1 portakal (100 gram) için 50 litre su, 1 elma (100 gram) için 70 litre su, 1 kilogram kırmızı et için 15 bin 455 litre su (813 damacana), 1 hamburger (150 gram biftek) için 2 bin 325 litre su, 1 kilogram kahve için 21 bin litre su, 1 fincan kahve (7 gram) için 140 litre su.”

  • İş yerinde asılı olan Türk bayrağını çöpe attı

    İş yerinde asılı olan Türk bayrağını çöpe attı

    Adana’dabir  iş yerinde asılı Türk bayrağını olduğu yerden indirip, çöp kovasına atan 38 yaşındaki Merve D., adliyeye sevk edildi. Adli Tıp Birimi’nde sağlık kontrolüne getirilen Merve D., “Çok mutluydum, keyfimden yaptım. Şerefinize. Beni araştırırsanız, destan yazarsınız” dedi.

    Adana’nın merkez Seyhan ilçesi Sümer Mahallesi’ndeki bir av malzemeleri satan iş yerine asılı olan Türk bayrağını olduğu yerden indirip, çöp kovasına atan kadın güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı. Bunun üzerine harekete geçen polis, kimliği belirlenen şüpheli kadının yakalanması için çalışma başlattı. Merkez Çukurova ilçesinde oturduğu tespit edilen şüpheli Merve D., Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alındı.

    SAVCILIKTA İFADE VERMEK İSTEDİ

    Emniyete götürülen Merve D.’nin, ifadesini savcılıkta vermeyi talep ettiği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Adana Adli Tıp Birimi’ne götürülen Merve D., kendisini görüntüleyen gazetecilere, “Çok mutluydum, keyfimden yaptım. Şerefinize. Çok keyifliydi, size anlatamam. Beni araştırırsanız, destan yazarsınız” ifadelerini kullandı.

    Sağlık kontrolünün ardından Merve D., adliyeye sevk edildi.