Etiket: manşet

  • Öz babasının istismarına uğradı! Verilen karar isyan ettirdi

    Öz babasının istismarına uğradı! Verilen karar isyan ettirdi

    İstanbul’da, öz babası Y.K.’nin (47) uzun yıllar cinsel istismarına maruz kaldığı ileri sürülen T.K.’nin (17), 2 yıl önce şikayetçi olması üzerine dava açıldı. Adli Tıp Kurumu, genç kızın beyanlarının doğru olduğu ve ruh sağlığının bu olay nedeniyle bozulduğuna ilişkin oy birliğiyle karar vermesine rağmen Y.K. delil yetersizliğinden beraat etti., T.K. ise kararı üst mahkemeye taşıdı.

    İstanbul’da yaşayan T.K., iddiaya göre 8-9 yaşlarından bu yana öz babası Y.K.’nın cinsel istismarına maruz kaldı. Küçük yaşlarda babasının davranışlarının ‘sevgi’den kaynaklandığını düşünen T.K., okuldaki seminerlerle bu yakın davranışın ‘cinsel istismar’ olduğunu anladı. Kendisine yaptıklarının istismar olduğunu söylediği babası Y.K., olayları bir başkasına anlatması halinde annesini öldüreceği yönünde tehdit etti. T.K. bir süre sonra bu durumu anneannesine anlattı. Anneannenin aktarmasıyla olayı öğrenen genç kızın annesi A.K., eşine tepki gösterdi. Y.K. ise iddiayı reddetti ve eşi ile çocuklarını evde bir süre hapsetti.

    2019 yılının nisan ayında evden annesiyle birlikte kaçan T.K. babası hakkında şikayetçi oldu. T.K.’nin annesi ise boşanma davası açtı. İstanbul 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde de cinsel istismar iddiasıyla dava açıldı.

    DELİL YETERSİZLİĞİNDEN BERAAT

    Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan istenen raporda, genç kızın beyanlarının doğru olduğu, olay nedeniyle T.K.’nin ruh sağlığının bozulduğuna oy birliğiyle karar verildiği belirtildi. Davanın salı günü yapılan karar duruşmasında mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle Y.K.’nin beraatine karar verdi. T.K. ise kararı üst mahkemeye taşıdı.

    BAKANLIK İSTİNAFA TAŞIYACAK

    Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da kararı istinafa taşıyacaklarını duyurdu. Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Çocuğun birden fazla nitelikli cinsel istismarı davasında yargılanan sanık Y.K.’nin beraat etmesi yönündeki karara istinaf mahkemesi nezdinde itiraz edeceğiz. Bakanlık olarak hukuki süreci takip ediyoruz ve davaya müdahiliz” denildi.

    ”O YAŞTA SEVGİ OLARAK GÖRMÜŞÜM”

    Karara tepki gösteren T.K., 8- 9 yaşlarındayken öz babasının kendisini taciz ettiğini anlattı. Ortaokul sıralarında seminer derslerinde cinsellik konularını öğrendiğini aktaran T.K., “Bu durumu idrak ettim. Öz babam bana bunu yapmış. Ben bunu anlamamışım. Sevgi olarak görmüşüm. Daha sonra ‘baba’ bile demek istemediğim şahsa bunu söylediğimde o da bana ‘Anneni öldürürüm. Ben cezaevine girerim. Siz de çocuk esirgeme yurduna gidersiniz’ diyerek beni defalarca tehdit etti” diye konuştu.

    ”SUSTURULMAK ZORUNDA KALDIM”

    Babasının tehditleri karşısında korktuğunu belirten T.K., “Susturuldum. Susturulmak zorunda kaldım. Liseye geçtiğimde daha da büyüdüğümü fark ettim. Annem bu durumu bilmiyordu. Beni tehdit ettiği için onlara zarar gelmesini istemiyordum” ifadelerini kullandı.

    ”ANNEME, BENİM ONA İFTİRA ATTIĞIMI SÖYLEDİ”

    2018 yılında annesi A.K. ile birlikte tatile gittiklerini, orada anneannesi ve dedesiyle bir araya geldiklerini aktaran T.K., tacize uğradığını anneannesine söylediğini anlattı. T.K., “Anneannem bana ‘Güçlü kal emin ol ki annen senin arkanda olacak’ dedi. Anneme durumu anlattım. Annem Y.K.’ye olayı söyledi. Y.K. de ‘Bana iftira atıyor. Ben onun açık giyinmesini istemiyorum. Onun dışarı çıkmasına izin vermiyorum’ diyerek benim ona iftira attığımı söyledi. Annem bana inandı, ona inanmadı. Annem hep arkamda durdu” diye konuştu.

    ”ANNEMİN SURATINA KAYNAR SU DÖKMEYE KALKIŞTI”

    Bu olay sonrası babası tarafından eve kapatıldıklarını anlatan T.K., “Kapımıza polisler geldi. Onu evden uzaklaştırdı ama o yine de eve girmeyi başardı. Annemin boğazına bıçak dayadı. Annemi defalarca aldatıp suratına kaynar su dökmeye kalkıştı. Sonrasında kapımıza yeniden polisler geldi, onu tekrar uzaklaştırdılar. 2019 Nisan ayında evden kaçarak uzaklaştık. Anneannemlerle birlikte yaşadık” dedi.

    Babasından şikayetçi olduğunu, annesinin de boşanma davası açtığını anlatan T.K., “Bu süreçte onun ailesinden de kendisinden de çok tehdit aldık. Dün mahkememiz vardı. Mahkeme, delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verdi. Benim adli tıp raporlarım ve 6 doktor tarafından onaylanmış raporlarım var. Olaylar sonrası psikolojimin bozuk olduğu, psikolojik destek almam gerektiğini söylediler. Dün Y.K. beraat etti. Benim sesimi duyun, bana yardım edin. Bu sapık, pislik elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Başka kızların canı yanmasın” ifadelerini kullandı.

    ”SUSTUKÇA BU PİSLİKLER ÇOĞALIYOR”

    Kendisi gibi cinsel istismara uğrayan ve susan kadınlara çağrıda bulunan T.K., “Siz de susmayın. Sustukça bu pislikler daha çok çoğalıyor. Ülkemizde bunlar olmasın. Adalet istiyorum. 2 yıldan beri benim yaşadığım süreci kimse anlayamaz. 17 yaşındayım ve artık kaldıramıyorum. Şu an bu yaptığımdan dolayı utanmıyorum. Rezil de olmuyorum. Rezil olan karşı taraf. Artık kaldıramıyorum, toprağın altına girmek istemiyorum” diye konuştu.

    ”KIZIMIN ARKASINDAYIM”

    Anne A.K. ise 23 yıllık eşi Y.K.’ye boşanma davası açtığını ve kızının arkasında olduğunu vurguladı. A.K., “Ben o evin içinde defalarca aldatıldım, sustum, evlatlarım için köpek gibi çalıştım. Erkek işi yaptım. Öz babaları sözle bile ifade etmek istemedim bir kötülük yaptı ve yine çocuklarım için o evden çıktım ölüm korkusuyla 1 yıl geçirdim. Dövdü, yüzümü yakmaya çalıştı, ‘Sakat bırakırım’ dedi. Kızımın çocuklarımın her konuda arkasındayım. Kanımın son damlasına kadar bu mücadeleyi bırakmayacağım. Biz güçlü kadınlarız çocuklarımızı da o şekilde yetiştirdim” dedi.

  • Turkovac’ı geliştiren doktor ilk kez konuştu

    Turkovac’ı geliştiren doktor ilk kez konuştu

    Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kayseri Erciyes Üniversitesi’nin geliştirdiği aşı adayının adını ‘Turkovac’ olarak duyurdu. Turkovac’ın faz 3 çalışmaları da başladı. Bugüne kadarki 2 aşamayı büyük bir başarıyla geçen Turkovac’ı geliştiren Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, ABD’de üç yıl corona virüs üzerinde çalıştığını belirtirken, “En azından tanıdık bir virüs, bunu yenebiliriz diye düşündüm” dedi.

    Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan Covid-19, Türkiye’de ilk olarak 11 Mart 2020’de tespit edildi.

    Salgınının yıkıcı etkilerini ortadan kaldırılabilmek için Türkiye, en etkin yollardan biri olan yerli aşının üretilmesi için çalışmalarına hızla başladı.

    Hayata geçene 18 yerli aşı çalışması içinde en hızlı ilerleyeni, Erciyes Üniversitesince geliştirilen aşı oldu.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerli Covid-19 aşısıyla Türkiye’de yeni bir dönemin kapılarının aralandığını belirterek aşının adının “TURKOVAC” olduğunu açıkladı.

    Aşıyı, Prof. Dr. Aykut Özdarendeli’nin başında olduğu Erciyes Üniversitesi bünyesindeki Aşı Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile İyi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görevli ekip geliştiriyor.

    Hürriyet gazetesinden Musa Kesler’in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, “Doktora sonrası ABD’de üç yıl corona virüs üzerinde çalışmıştım. Pandemi çıkınca en azından tanıdık bir virüs, bunu yenebiliriz diye düşündüm” dedi.

    Özdarendeli’ye sorulan sorular ve cevaplarından öne çıkanlar şöyle;

    İlk aşı çalışmalarınız nasıl başlamıştı?

    -Aşıya çalışmaya ilk doğrulanan corona vakası Türkiye’de çıktıktan hemen sonra başladık. Vaka 11 Mart’ta çıktı. Biz hemen Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Çalış ile bir araya geldik. Aşı konusunu konuştuk. Ben hemen projemi hazırlayıp mart ayı sonunda çalışmalara başladım. Zaten burası 2013 yılında kurulmuş Türkiye’nin ilk aşı merkezidir. Uluslararası standartlarda bir merkez, burada Kırım Kongo çalışmaları da yapıldı.

    Birikmiş bir tecrübe var mıydı?

    -Zaten o çalışmaların oluşturduğu birikimin üzerine inşa ettik çalışmalarımızı. Bir de ilginç bir tesadüf olabilir. Ben doktora sonrası Amerika’da 3 yıl ‘koronavirüs’ üzerine çalıştım. Aşı üzerine değil ama. Ülkeye 2001’de döndüm. 2003’te Kırım Kongo vakaları çıktı. Bu vakalara yönelik çalışmaları başlattık. TÜBİTAK, Sağlık Bakanlığı ve üniversitenin işbirliğinde bir projemiz vardı. 2010’da o konuda aşı çalışmalarına başladık. 2010’dan itibaren bu aşı çalışmalarımız devam ediyordu. Bu çalışmalardaki tecrübenin çok büyük bir olumlu katkısı oldu.

    Pandemi çıkınca neler hissettiniz?

    -Ben 2001’de döndüm Türkiye’ye. Sonrasında SARS ve MERS gördük. Koronavirüsün bu tür salgınlara yol açabileceğini görmüştük. Ama böyle büyük bir pandemi beklemiyorduk. Pandemi çıkınca biraz avantajlı olduğumuzu da düşündük. Kafamdan ‘En azından tanıdık bir virüs, bunu yenebiliriz’ diye geçirdim.

    Aşı çalışmasında ilk başarınız neydi?

    -İlk vaka Türkiye’de çıktığında Rektörümüz Prof.Dr. Mustafa Çalış başkanlığında toplandık ve hemen çalışmalara başladık. İlk olarak virüsü izole ederek aşı çalışmalarımıza başladık. Çok da hızlı yaptık bunu. Mart’ın 25’inde biz virüsü konfirme etmiştik. Nisan ayında genetiğini, DNA dizilimi çıkarttık. Mayıs ayında da fareler üzerinde çalışmaya başladık. Çok hızlı bir şekilde işledi bu süreç. Farelerde bu inaktif aşı adayının koruyucu olduğunu 2020’nin Ağustos ayında gösterdik. Klinik öncesi çalışmaları ekimde raporladık.

    FAZ 2 sonuçlarını aldığınızda ne hissettiniz?

    -Biz burada süreci başından itibaren analitik olarak takip ettiğimiz için böyle iyi sonuçlar bekliyorduk. Faz 3’e geçebilmek için çok ciddi bir prosedür var. Güvenlik, kalite kontrol, üretim gibi konularda… Bunlar ciddi zaman alan süreçler. Bu süreçte sadece Erciyes Üniversitesi değil hem üretici firma hem TÜSEB tarafı çok ciddi emek verdi. Tabii biraz süreç bu anlamda uzadı. Bu insanı geriyor tabi. Fakat benim faz 2’nin iyi sonuçlanacağına dair bir şüphem yoktu. İKUM koordinesinde yürütülen faz 2’ye katılan bütün gönüllülerde antikor oluştu. Antikor miktarı kişiden kişiye fark ediyor. Tam rakam vermeyeyim ama çok iyi bir ortalama yakaladığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Genel ortalama çok iyi.

    Aşı çalışmasında son durum nedir?

    -Çok güçlü bir aşı adayımız var. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi son dönemeçteyiz. Bu zamana kadar aşının güvenli olduğu ortaya konuldu. Artık faz 3’te bu aşının sahadaki etkinliğini, gücünü göreceğiz. Faz 3’ün koordinasyonunu ve sponsorluğunu TÜSEB yapıyor. Yanılmıyorsam 20 bin gönüllü olacak. Yurtdışı ayağı da olabilir. O zaman sayı artabilir.

    Basında veya sosyal medyada ‘yorgun’ fotoğraflarınızı niye görmedik hiç, yorulmadınız mı?

    -Yorulduk tabii. Çalışmaktan değil de stresli bir süreç tabi. Bir baskı var, bir sorumluluk var. Bilim yaparken işin farklı boyutlarını da götürmek zorundasınız. Bizim işimiz projenin sonuçlarını resmi muhataplarıyla paylaşmak. Gerekli açıklamaları Rektörlüğümüz ve Bakanlık zaten yapıyordu. Ayrıca ekibimi de hem basından hem de sosyal medyadan korumak gerekiyordu. Yani motivasyonları bozulmasın diye.

    En çok ne konuda zorlandınız?

    -Zamanla yarışıyoruz. En çok zorlandığımız konu o oldu. Türkiye 1998’den beri aşı üretmiyor. Yığılmış bir tecrübe ve üretim altyapısı yok. İnsanlar ölüyor. Bir an önce bir çözüm bulmak gayretindeyiz. Üzerimizde vicdani bir baskı var. Kendi kendimize büyük bir sorumluluk hissediyoruz. Bu bizi zorladı. Bunu itiraf etmem lazım. Onun dışında zaten bizim laboratuvarımız yoğun çalışan bir ünite…

    Planladığınız takvime uygun olarak ilerleyebildiniz mi?

    -Bu tür konularda net bir tarih vermek doğru değil. Birçok değişken var. Farklı konularla uğraşıyorsunuz. Sapmalar olabiliyor. Ama 7 ay içinde faz 3’e geçildi. Bunu gerçekten önemsemek lazım. Türkiye tarihinde önemli bir çalışma. Pandemiden dolayı esnetilen bazı kurallar var ama normal şartlarda 5-6 yılda gelinebilecek bir aşamayı yaklaşık 1 yılda tamamladık. Bu önemli.

    Mutasyon ve varyantlara karşı etkili olacak mı?

    -İngiliz varyantına karşı bir çalışmamız var. Çalışmalarımızın sonuçlarına göre İngiliz varyantına karşı tamamen etkili.

    Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin çalışmalarını takip ediyor musunuz?

    -Kendileriyle gurur duyuyoruz. Hiç görüşmedim ama çalışmalarını takip ediyorum. Kanser tedavisine yönelik tecrübelerini aşıya aktardılar ve çok hızlı bir başarı yakaladılar.

    Sizce aşı ne kadar önemli?

    -Türkiye’de şu an çok hızlı bir aşılama devam ediyor. Hastalıkla mücadele için çok önemli başarı… Ayrıca bugün Türkiye’de birçok ekip aşı için çalışıyor. Hepsine çok teşekkürler. Çok büyük emek veriyorlar. Aşının stratejik bir ürün olduğunu, Türkiye olarak bazı aşıları mutlaka kendimizin üretmesi gerektiği mesajını aldık diye düşünüyorum. Hiç maliyet hesabı yapmadan kendi aşımızı üretmeliyiz. Ayrıca aşı üzerine çalışan çok genç ekipler var. Bu da bizim için çok büyük bir kazanç.

    25 YILLIK BİRİKİM

    Prof. Dr. Özdarendeli Veterinerlik Fakültesi mezunu. Doktorasını viroloji üzerine yaptı. ABD’de 3 yıl ‘koronavirüs’ çalıştı. Türkiye’de Kırım Kongo vakaları üzerine yoğunlaştı. 2009-2010’da ABD’de çalışmalarını yürüttü. 25 yıldır viroloji üzerine araştırmalar yapıyor.

  • Bursa’ya 160 milyon liralık spor yatırımı müjdesi

    Bursa’ya 160 milyon liralık spor yatırımı müjdesi

    Gençlik ve Spor Bakanlığı Bursa’ya 160 milyon liralık yeni spor yatırımı yapacak. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Ankara’da görüştüğü Bakan Mehmet Kasapoğlu’nu 2019 yılında başlayan 85 milyon liralık spor yatırımlarının açılışı ve 26 kalemde 160 milyon liralık yeni spor yatırımları için şehre davet etti. Bakan Mehmet Kasapoğlu Temmuz ayının ikinci yarısında Bursa’da olacak.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Gençlik ve Spor Bakanı’mız Sayın Mehmet Kasapoğlu ile Ankara’da önemli bir görüşme gerçekleştirdik. İnşallah Temmuz ayı içersinde kendisini Bursa’mızda misafir edeceğiz. Bu arada Sayın Bakanımızın geldiğinde bize yeni güzel haberleri de olacak inşallah” dedi.

    Atatürk Yüzme Havuzu, Havuzlupark, Orhaneli Gençlik Kampı, 10 futbol sahası yatırımının aralarında bulunduğu 26 kalemde 160 milyon liralık yeni yatırım müjdesini İHA muhabirine açıklayan Başkan Alinur Aktaş, “Bursa’ya 2019-2020 yıllarında 85 milyon liralık spor yatırımı kazandırdık. Atıcılar Sahası, Merinos Sahası, Yenişehir’de spor tesisleri, Vakıfköy içindeki spor kompleksi gibi. Bunların açılışlarını Temmuz ayında gerçekleştireceğiz. Ayrıca aralarında Atatürk Yüzme Havuzu, Havuzlupark, Orhaneli Gençlik Kampı, 10 tane futbol sahasının yenilenmesi gibi projelerin olduğu 160 milyon liralık yeni hizmet Bursa’ya kazandırılacak. Atatürk Yüzme Havuzu ve Havuzlupark konusunda verdiğimiz sözleri tutuyoruz” dedi.

    Bursa’nın en önemli değerlerinden olan, yıllarca yüzme sporuna önemli sporcular kazandıran Çekirge’deki Havuzlupark’ın yeniden ihya edilmesi için Büyükşehir Belediyesi devreye girmişti. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü mülkiyetindeki Havuzlupark için Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan proje, Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı’nın destekleriyle yapılacak.

    Öte yandan Büyükşehir Belediyesi’nin ‘ortak aklı devreye alarak’ TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi ile birlikte ‘Altıparmak’taki Atatürk Kapalı Spor Salonu’nun yeni projesinin belirlenmesi amacıyla’ açtığı yarışma sonuçlanmıştı. Atatürk Kapalı Spor Salonu’nun yeni binası da Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yapılacak.

  • Bakanlık Oylat için yeşil ışık yaktı

    Bakanlık Oylat için yeşil ışık yaktı

    İnegöl’ün oksijen deposu ve şifa kaynağı kaplıcalarının bulunduğu Oylat bölgesinde yer alan Oylat mağaraları için Kültür ve Turizm Bakanlığı düğmeye bastı.

    Oylat A.Ş. temsilcileri Murat Gültekin ve Mehmet Öz’ün de hazır bulunduğu ziyarette AK Parti Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, pandemi sürecinde turizm sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Bakanlığın pandemi sürecinde önemli adımlar attığına vurgu yapan Vekil Gürel, Galata Kulesi restorasyon çalışmaları, Ayasofya Camii, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası gibi çalışmaların yanı sıra sanal müzeler, sanal tiyatrolar, online konser ve etkinlikler sayesinde verimli bir süreç yaşandığına dikkat çekerek Bakan Ersoy’a teşekkür etti.

    Gürel görüşmede ayrıca Oylat bölgesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 12’si tescilli 50’den fazla mağara bulunduğunu ve bunların turizm açısından ön plana çıkarılması konusunda destek talep etti. İnegöl’ün 20 kilometre güneydoğusunda bulunan Hilmiye köyü ile Oylat Kaplıcalarının arasında ve Oylat kanyonunun sona erdiği noktada yer alan ve iki kattan oluşan, 750 metrelik uzunluğu ile Türkiye’deki en büyük mağaralar arasında sayılan Oylat Mağaralarının ilerleyen süreçte İnegöl turizmi için büyük katkı sunacağına inandığını söyledi.

    Turizmde tanıtma çalışmalarını Turkish Museums ve Go Türkiye platformlarında başarıyla gerçekleştirdiklerini ve göreve geldikleri günden bu yana tek sesli çok etkili bir tanıtım kampanyası yürüttüklerini dile getiren Bakan Ersoy, İnegöl Oylat Mağarası için de gereken desteği sunacaklarını söyledi. Bakan Ersoy ilk etapta Oylat Mağarası ile alakalı “Go Türkiye” turizm platformunda bir tanıtım çalışması yapılacağını daha sonraki süreçte bu bölge ile alakalı çalışmalara ağırlık vererek turizme kazandırılacağını söyledi.

    Ziyaret sonrası bir açıklama yapan Vekil Gürel, “Oylat Mağarası, 750 metre uzunluğunda olup, 95 metre genişliğe sahip, sıcaklık ise hiç değişmiyor. Yaz ve kış 18 derece, nem oranı ise yüzde 90. İçeride bulunan sarkıt ve dikitlerin 1 santimi 16 yılda oluşmakta. 3 milyon yıllık mağaranın bir diğer özelliği ise astım ve bronşit hastası olanlara iyi gelmesi. Oylat bölgesi malumunuz ayrıca çok şifalı bir kaplıca bölgesi bu yüzden turizm potansiyeli yüksek bir değerden bahsediyoruz. İnşallah bakanımız ve çalışma ekibinin destekleri ile turizm noktasında da ilerleyen süreçte güzel haberleri sizlerle paylaşacağız” diye konuştu.

  • Kanal İstanbul’un temeli burada atılacak

    Kanal İstanbul’un temeli burada atılacak

    Kanal İstanbul projesi için Cumartesi günü yapılacak temel atma töreni öncesinde hazırlıklar aralıksız devam ediyor. İlk temelini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atacağı projede son durum havadan görüntülendi.

    Kanal İstanbul projesindeki 6 köprüden ilki olan Sazlıdere geçişini sağlayacak gergin eğik askılı köprünün 26 Haziran’daki temel atma töreni için geri sayım devam ediyor.

    İnşa edilecek 6 köprüden ilkinin temel atma törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılacak.

    Törene 2 gün kala hazırlıklar aralıksız devam ediyor.

    Bir taraftan köprü için kazı çalışmaları devam ederken diğer taraftan da şantiyeye tören alanı kuruldu.

    Çalışmalardaki son durum havadan görüntülendi.

  • Bir ilde Delta varyantı alarmı! 18 kişi karantinada

    Bir ilde Delta varyantı alarmı! 18 kişi karantinada

    Düzce İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz, Düzce’de ‘Delta’ varyantı görülen 18 kişinin karantinada olduğunu, korkulacak bir durum bulunmadığını söyledi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Düzce’de 18 kişide ‘Delta’ varyantı vakanın görüldüğünü bildirdi. Düzce İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz da konuya ilişkin açıklama yaparak ‘Delta’ varyantı görülen kişilerin kontrol altında olduğunu söyledi. Yılmaz vakaların karantina altında olduğunu açıklayarak, “Bilim kurulu toplantısı neticesinde Bakanımız Delta varyantı sayısını 18 olarak açıkladı. Şu anda bu vakalar aktif olarak takip ediliyor. Delta varyantı olan vakaları yakın takibe aldık. Hem kendilerinin takip ve tedavileri hem de etraflarındaki aile bireyleri olsun tamamı karantina altındalar. Kolluk kuvvetlerimiz ve sağlık ekiplerimiz vakaları yakından takip ediyorlar” dedi.

    ‘SALGINI HAYATIMIZDAN ÇIKARMAMIZ İÇİN AŞILANMAMIZ GEREKİYOR’

    Aşının önemine de değinen Yılmaz, “Aşılamada da büyük yol kat ediyoruz. Sayın Bakanımızın belirttiği gibi 18 yaş üstü vatandaşlarımızın aşılamaları Cuma günü başlıyor. Düzce’de şu ana kadar 220 binin üzerinde aşı yaptık. Salgını hayatımızdan çıkarmamız için aşılanmamız gerekiyor. Bağışıklık kazanmamız gerekiyor. Aşılarımız mutasyonlara karşı koruyuculuğunu devam ettiriyor. Yüksek düzeyde devam ettiriyor. O yüzden hep birlikte başarabilmemiz için kimlik numaralarına aşı tanımlanan vatandaşlarımızı sağlık tesislerimize bekliyoruz” diye konuştu.

    Yılmaz korkulacak bir durum olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

    “Delta varyantı bulunan hastalarımızın durumlarında herhangi korkulacak bir durum yok. Kontrol altındalar. Etraflarındaki karantina sürecinde olan vatandaşlarımız için de bir sorun yok. 14 gün boyunca karantina takibine devam edeceğiz. Karantina sonunda eğer negatif ya da pozitif olurlarsa duruma göre karantina süreleri uzayacak ya da tamamlanacak.”

  • Bursa’da feci kaza! Olay yerinde can verdi

    Bursa’da feci kaza! Olay yerinde can verdi

    Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun Gemlik kavşağında meydana gelen trafik kazasında, bir otomobil önünde seyir halinde olan tomruk yüklü TIR’a arkadan çarptı. Kazada otomobil sürücüsü feci şekilde can verdi.

    Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolunun Gemlik kavşağı üzerinde meydana gelen kazada İstanbul istikametine doğru gitmekte olan Mehmet Emin Hamsan (30) idaresindeki otomobil, Gemlik kavşağını geçtikten sonra, önünde seyir halinde olan Serdar Yalçın (48) idaresindeki tomruk yüklü TIR’a arkadan çarptı. TIR’ın altına giren otomobilin sürücüsü Mehmet Emin Hamsan olay yerinde can verdi.

    TIR sürücüsü Serdar Yalçın, normal şeridinde seyir halindeyken kazanın meydana geldiğini belirterek, “Lastik patladı sandım. Sonra durup baktığımda manzarayı gördüm” dedi.

    Kazada hayatını kaybeden otomobil sürücüsü Mehmet Emin Hamsan’in cesedi, Gemlik Cumhuriyet Savcısının incelemesinin ardından sıkıştığı araçtan itfaiye ekiplerince çıkarılarak Gemlik Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

  • Bursa’da villada patlama! Ortalık savaş alanına döndü

    Bursa’da villada patlama! Ortalık savaş alanına döndü

    Bursa’nın Mudanya ilçesinde bir villada meydana gelen patlamada bir kişi yaralandı.

    Bursa’nın Mudanya ilçesi Göynüklü Mahallesi’ndeki bir villada henüz belirlenemeyen bir nedenle patlama oldu.

    Savaş alanına dönen villada kiracı olarak yaşayan Levent Y. hafif şekilde yaralandı.

    Patlamanın sesi ve şiddetiyle büyük korku yaşayan komşular ise polis, itfaiye, sağlık ve doğal gaz ekiplerine haber verdi.

    Vücudunda yanıklar oluşan kiracı olay yerine sevk edilen 112 ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Bursa Şehir Hastanesine kaldırıldı.

    Polis ve itfaiye ekipleri olay yerinde geniş güvenlik önlemleri aldı.

    İtfaiye ekiplerinin söndürme çalışmasının ardından Bursagaz ekipleri patlamanın sebebini belirlemek için çalışma başlattı.

  • Cinsel istismardan yargılanan sözde şeyhin cezası belli oldu

    Cinsel istismardan yargılanan sözde şeyhin cezası belli oldu

    Sakarya’da 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan yargılanan sözde şeyh Şağban, 10 yıl 5 ay hapis cezası aldı. Üst sınırdan ceza isteyen mağdur yakınları cezayı yetersiz buldu.

    Sakarya’nın Akyazı ilçesinde kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan sözde şeyh Eyüp Fatih Şağban 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık Sağban tutuklu bulunduğu cezaevinden, mağdurun ailesi ise bulundukları ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

    Taraf avukatları salonda hazır bulunurken, sivil toplum kuruluşu temsilcileri de duruşmayı izledi.

    Celse arasında gelen belgelerin kayda geçirilmesinin ardından esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan cezalandırılmasını, “çocuğa karşı kişiyi cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma” suçundan ise beraatini istedi.

    ÜST SINIRDAN CEZA TALEBİ

    Söz alan mağdurun annesi ve babası, mütalaaya diyecek bir şeylerinin olmadığını belirterek, şikayetlerinin devam ettiğini kaydetti. Müşteki avukatları da ceza yönündeki mütalaaya kısmen katıldıklarını, beraate yönelik görüşe katılmadıklarını ifade ederek, sanığın üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

    SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ

    Söz verilen sanık Şağban, suçlamaları ve iddiaları kabul etmedi. Sanık avukatları da müvekkillerinin beraatini ve tahliyesini talep etti.

    ‘HÜRRİYETİ YOKSUN KILMA’DAN BERAAT

    Kararını açıklayan heyet, “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan 10 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırdığı sanık Şağban’ın, “çocuğa karşı kişiyi cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma” suçundan beraatine ve tutukluluk halinin devamına hükmetti.

    “CEZAYI YETERLİ BULMADIK”

    Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan, bir çocuğun cinsel istismarcıya karşı sesini çıkardığını söyledi.

    Sanığın 10 yıl 5 ay hapis cezası almasına değinen Özkan, “Çocuklar vatandır diye çıktığımız bu yolda bu cezayı yeterli bulmuyoruz. Bu davanın peşinde olacağız” dedi.

    Derneğin avukatı Mine Rana Kahramanoğlu da kararın hukukçuları memnun etmediğini, sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.

    NE OLMUŞTU?

    Sakarya’nın Akyazı ilçesinde jandarma ekipleri, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu ihbarı üzerine E.F.Ş’yi Kuzuluk Mahallesi’nde bir evde gözaltına almış, şüpheli sevk edildiği hakimlikçe 2 Eylül 2020’de tutuklanmıştı.

    Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanığın “zincirleme şekilde çocukların cinsel istismarı” ile “çocuğa karşı kişiyi cinsel amaçlı hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından cezalandırılması talep edilmişti.

  • DEAŞ’ın sözde emiri Bursa’da yakalandı

    DEAŞ’ın sözde emiri Bursa’da yakalandı

    Bursa’da emniyet ile MİT ekipleri tarafından yapılan operasyonda terör örgütü DEAŞ’ın Suriye ve Irak bölgelerinde tarım ve hayvancılık emiri olduğu belirtilen ‘Hacı İdris’ kod adlı Muvaffak Mustafa Muhammed Ali al-Kassab (52) yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    YASA DIŞI YOLLARLA TÜRKİYE’YE GİRDİ

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ekipleri, DEAŞ terör örgütü adına 2014-2017 yılları arasında Suriye ile Irak’ta tarım ve hayvancılık emiri olarak faaliyet yürüten ‘Hacı İdris’ kod adlı Muvaffak Mustafa Muhammed Ali al-Kassab ’ın 2018 yılında yasa dışı yollardan Türkiye’ye giriş yaptığını belirledi.

    BURSA’DA GİZLENDİĞİ ORTAYA ÇIKTI

    Sürdürülen incelemelerde Kassab’ın Bursa’da gizlendiği ortaya çıktı. DEAŞ’lı teröristin yakalanması için çalışma başlatan TEM ve MİT ekipleri, geçen perşembe günü Muvaffak Mustafa Muhammed Ali al-Kassab’ın Bursa’da saklandığı adrese operasyon düzenledi. Operasyonda şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Kassab, savcılık sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.