Etiket: manşet

  • Sahte polis rozetiyle gerçek polislere yakalandı

    Sahte polis rozetiyle gerçek polislere yakalandı

    Bursa’da polis ekiplerinin üst araması yaptığı şahsın üzerinden ruhsatsız tabanca ve sahte polis rozeti çıktı.

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Mahmudiye Mahallesi’nde polis ekipleri cadde üzerinde devriye gezerken, yaya olarak gezen bir şahıstan şüphelendiler. Polis ekipleri şüpheli şahsa yaptığı üst aramasında ruhsatsız tabanca ve polis rozeti ele geçirdi.

    Kendini polis olarak tanıttığı öğrenilen yabancı uyruklu Amir S. (19) gözaltına alındı. Gözaltına alındığı sırada ise basın mensuplarının kendisini  “Polis kimliği değil o abi” diyerek savundu.

  • Dikkat! Trafikte sizin de başınıza gelebilir

    Dikkat! Trafikte sizin de başınıza gelebilir

    Bursa’da bir vatandaş, fahri trafik müfettişinin yazdığı cezayı dava edip iptal ettirdi.

    Bursa’da şehrin en kalabalık caddesinde makas attığı gerekçesiyle bin 228 lira ceza kesilen ve gelen cezayı inceleyen Mehmet Tunç, cezanın açıklamasını okuduğunda büyük şaşkınlık yaşadı. Cezanın, Bursa’nın en işlek caddesinde ve trafiğin en yoğun olduğu saatte trafiği tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmekten geldiğini gördü.

    O saatte cezanın yazıldığı caddede trafiğin yoğun olduğunu ve makas atma imkanın olmadığını belirten vatandaş, soluğu avukatın yanında aldı. Cezanın ise fahri trafik müfettişi tarafından yazıldığı belirlendi.

    Avukatın incelemesi sonucu cezanın iptali için mahkemeye başvuru yapıldı. Cezayı yazan fahri trafik müfettişinin fotoğraflı ve görüntülü delil sunamaması üzerine ceza Sulh Ceza Hakimliği’nce iptal edildi.

    Müvekkiline yazılan haksız cezanın iptal edildiğini ifade eden Avukat Aylin Doğan, “Müvekkilimiz bize başvuru yaptı. Cezanın tanzim edildiği yer, Bursa’da trafiğin en yoğun olduğu yer. Müvekkilim, bu saatte burada trafiği tehlikeye düşürecek bir hareket yapmasının imkansız olduğunu belirtti. Biz de sulh ceza hakimliğine cezanın iptali için müracaatta bulunduk ve bu kararın hukuka aykırı olduğunu söyledik. Fahri trafik müfettişi tarafından düzenlenen cezada herhangi bir video ve fotoğrafın delil olarak sunulmadığını belirttik. Konuyu değerlendiren sulh ceza hakimi iddialarımızı haklı buldu ve bin 228 liralık cezayı iptal etti” dedi.

  • Bursa Hayvanat Bahçesi’nde doğum heyecanı

    Bursa Hayvanat Bahçesi’nde doğum heyecanı

    Bursa Hayvanat Bahçesi’nde yavru sevinci yaşanıyor. Maraların üç, alpakaların ise bir yavrusu sağlıklı şekilde dünyaya geldi.

    Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi’ne sene başında getirilen 3 adet alpakanın 15 gün önce bir yavrusu dünyaya geldi. Toplam 6 adet olan maraların ise 3 yavrusu dünyaya gözlerini açtı.

    Alpakalar, Güney Amerika’ya has devegiller ailesinden ve ağırlıklı olarak yünleri için yetiştirilen bir tür. Mara da, Arjantin’in Patagonya bozkırlarında yaygın olmakla beraber, Güney Amerika’nın diğer bölgelerinde de görülüyor.

    23 yıl önce kurulun Bursa Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi, yaklaşık 218 bin metrekare alanda 136 türden 1100 hayvan barındırıyor. Yılda ortalama 1 milyon misafir ağırlıyor.

    Hayvan başına düşen doğal alanları ile Avrupa’daki en büyük hayvanat bahçelerinden biri olan Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumları Birliği’nin tam üyesi olan Bursa Hayvanat Bahçesi, bünyesindeki hayvanlarla her geçen gün genişlemeye devam ediyor.

    Yırtıcılardan evcillere, kuşlardan suda yaşayan türlere kadar birçok hayvanı bünyesinde barından hayvanat bahçesi, pandemi sürecinde de haftanın 6 günü saat 9.30 ile 19.30 arasında ziyarete açık. Bilet satışları ise 18.30’da sona eriyor.

  • Uludağ’da karınca yuvalarının boyu 1 metreyi buluyor

    Uludağ’da karınca yuvalarının boyu 1 metreyi buluyor

    Bursa Uludağ’da karıncaların yaptığı ve boyu 1 metreyi bulan dev yuvalar görenleri hayretler içinde bırakıyor.

    Afrika’da belgesellerden görmeye alıştığımız devasa büyüklükteki dev karınca yuvaları Uludağ’da görüldü. Özellikle kene düşmanı olan kırmızı orman karıncalarının yaptıkları yuvalar, çam ağaçlarının diplerinde ilginç görüntüler oluşturuyor.

    Toprak altına yuva yapmayan bu karıncalar toprak üzerindeki araç kovuklarına yuva yapıyor. Bulunduğu ağacın kovuğunun üzerine de ağaç artıklarını ve dallarını koyarak  yuvalarını yapan karıncaların doğaya ise bir zararı dokunmuyor.

    Bu karıncalar yuvasının olduğu 30-40 dekarlık alanda kene dahil zararlı böcekleri temizliyor. İsmini salgıladığı formik asitten alan kırmızı karınca, Anadolu’da yetişen diğer karıncalara göre daha iri ve büyük yapıya sahip.

    Kırmızı orman karıncalarının ormanın gönüllü koruyucuları olduğunu ifade eden Uludağ Milli Parklar Alan Kılavuzu Hasan Ören, “Bu karıncalar orman zararlılarının baş düşmanıdırlar. her türlü tırtılı, böceği, yaprak arılarını ve bitki bitlerini yiyerek ormana fayda sağlarlar. Bir karınca kolonisinde yaklaşık 300 bir işçi karınca bulunmaktadır. Bir koloni yılda 24 kilo zararlı böceği yemektedir. Karıncalar yuvalarını kurumuş ağaç kütükleri yanında kurarlar bu karıncalar et obur canlılardır. Bunların ağızlarında formik asit vardır. Bir canlıyı yok edecekleri zaman tükürerek formik asidini salgılayarak etkisiz hale getirip yok ederler. 1 hektar alanda 15 tane yuva bulunur. Biz bu karıncaları Uludağ Çobankaya ve Sarıalan arasında çokça görmekteyiz. Toprak altında galeriler açarak kışı 1 ve 2 metre derinlikte geçirmektedirler. Bir kolonisi yılda 100 bin zararlı böceği yok ediyor. Bu karıncaların muhakkak korunması lazım” dedi.

  • El işi seramik ürünlerini yurt dışına gönderiyor

    El işi seramik ürünlerini yurt dışına gönderiyor

    Bursa’nın İznik ilçesinde çömlekçilik yapan Hasan Yaman, Avrupa’ya başta yağdanlık olmak üzere el işi seramikler gönderiyor. Yaman, pandeminin işlerini olumlu yönde etkilendiğinin altını çizdi.

    İznik’in Çakırca Mahallesi’nde baba mesleği olan çömlekçiliği uzun yıllardır sürdüren Hasan Yaman, el işi seramik ürünlerini yurt dışına da gönderiyor. Ürettiği özel işlere salgın döneminde insanların ilgisinin daha da arttığını söyleyen Yaman, önümüzdeki günlerde Amerika ile iş bağlantısı kuracaklarının altını çiziyor. Almanya’ya el işi seramik yağdanlık yolladıklarını ifade eden Yaman, çalışma arkadaşlarının kadrosunun da genişlediğini belirtti.

    “Arada ufak tefek boşluklar versem de doğma büyüme bu mesleğin içindeyim. Baba mesleği olan çömlekçiliği yıllardır sürdürmekteyim” diyen Hasan Yaman, “Son birkaç yıla kadar ilgi gören bir meslek değildi ve ölmek üzereydi. O yüzden yeni yetişen ustalar, sanatkarlar yok. Fakat son yıllarda doğala dönüş, toprak tencere, desti, su kapları, yemek kaplarına ilgi arttı. Yaptığımız iş değer kazanmaya başladı. Talepler de arttı. Talep artışları da bizdeki yatırımı heveslendirdi. Bununla beraber yurt içinden olduğu kadar, yurt dışından da taleplerimiz oluyor” diye konuştu.

    Şu an en çok Avrupa’ya zeytin yağı şişesi gönderdiklerini vurgulayan Yaman, “Bunların tamamı el işi seramik, desenli zeytin yağı şişeleridir. Yemek grubunda kırmızı veya beyaz toprak alt yapılı, bardak, tabak, çanak gönderiyoruz. Tamamı ile elde yapılan mutfak malzemeleri yurt dışı ve içine gidiyor. Avrupa dışında şu an Amerika’ya açılma ihtimalimiz var. Beklentilerimiz ve görüşmelerimiz Amerika ile devam ediyor” dedi.

    Birkaç yıl öncesine kadar eşi ile çalıştıklarını ve ancak karınlarını doyurabildiklerini söyleyen Yaman, “Fakat son birkaç yıldır talepler doğrultusunda 5-6 kişilik bir kadroya ulaştık. İnşallah daha da büyümeyi hedefliyoruz. Pandemi süreci bizleri iyi doğrultuda etkiledi. Pandemide insanların işleri kötüye giderken, biz ummadığımız şekilde taleple karşılaştık. İnternet satışlarında olsun, gelip almalar ve toptancıya verdiğimiz mallarda artış oldu. İnsanlar sıkılıp evden alışveriş de yapmak istedi. Bunun da etkilerini gördük. Tabii bizim temennimiz bu salgının olmamasıydı” ifadelerini kullandı.

  • Bursa Gürsu’ya katlı otopark ve pazar yeri

    Bursa Gürsu’ya katlı otopark ve pazar yeri

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Gürsu ilçesine kazandırılan Yenidoğan Katlı Otoparkı ve Pazar Yeri törenle hizmete açıldı. Törende konuşan Başkan Aktaş, Yenidoğan sakinlerine yıllardır bekledikleri doğal gaz çalışmalarının da önümüzdeki ay başlayacağını müjdeledi.

    Ulaşımdan alt yapıya, kentsel dönüşümden spora kadar her alanda Bursa’yı sağlıklı bir geleceğe hazırlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, diğer taraftan 17 ilçede de refah seviyesini yükseltecek yatırımları hız kesmeden sürdürüyor. Gürsu ilçesi Yenidoğan Mahallesi’nde yapılan anket çalışmalarında en önemli 3 mesele arasında gösterilen kapalı otopark ve pazar yeri sorunu da Büyükşehir Belediyesi tarafından çözüme kavuşturuldu.

    Yenidoğan Mahallesi’nde 2745 metrekare taban alanı ve 8235 metrekare inşaat alınana sahip katlı otopark ve pazar yeri kazandırıldı. Bordum katı otopark zemin ve çatı katı hem pazar alanı hem de otopark olarak kullanılacak Yenidoğan Katlı Otoparkı ve Pazar Yeri törenle hizmete açıldı. Yaklaşık 11 milyon 600 bin TL’ye mal olan eserin açılışına Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın yanı sıra Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın ile çok sayıda davetli katıldı.

    Bursa Büyükşehir Belediye Bakanı Alinur Aktaş törende yaptığı konuşmada, Mustafakemalpaşa’dan İnegöl’e, Orhaneli’den İznik’e kadar Bursa’nın 17 ilçesinde de yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi. Pandemi sürecine rağmen Gürsu ilçesine 11 milyon TL’lik bir hizmeti kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Başkan Aktaş, “Bizim bir taş üstüne bir taş daha koymaktan başka bir derdimiz yok. Başımızda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Bakanlarımız ve milletvekillerimizin de destekleriyle hizmetten başka bir gayemiz yok. Bakın 4 ilçe belediye başkanımız da burada. Çünkü halkımıza bir hizçmet kazandırmanın heyecanı hepimizin ortak heyecanı. Evet pandemi sebebiyle gelirlerimiz düştü ama hamdolsun yatırımlarımız durmadı” dedi.

    Doğal gaz müjdesi

    Başkan Aktaş, “Doğal gaz konusunda Gürsu ve Yıldırım belediye başkanlarımızla toplantı yaptık. Sadece Yenidoğan’ı değil Yıldırım ve Osmangazi’yi de ilgilendiren bir mesele. İnşallah önümüzdeki ay doğal gazla ilgili çalışmalar da başlıyor. Belki bir miktar ağustosa da kalabilir, ancak bizim nihai hedefimiz önümüzdeki kışı doğal gazla geçirmeniz. Ancak bunun için sizlerin de şimdiden ev tesisatlarıyla ilgili çalışmaları yapmanız gerekiyor” diye konuştu. Başkan Aktaş, katlı otopark ve pazar yerinin hayırlı olmasını diledi.

    Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık da seçim öncesi verdikleri sözlerin yüzde 60’ını tamamladıklarını, bu yıl sonuna kadar da yüzde 75’ini tamamlamış olacaklarını vurguladı. Seçim öncesi yaptırdıkları anketlerde Yenidoğan’ın en önemli meselelerinden birinin otopark ve pazar yeri olduğunu hatırlatan Başkan Işık, Yenidoğan’a böyle bir hizmeti kazandırdıkları için Başkan Aktaş ve ekibine teşekkür etti.

    Gürsu Kaymakamı Naif Yavuz da yaklaşık 1 yıl önce Gürsu’da göreve başladığını hatırlatarak, bölgenin en önemli meselelerinden birini halleden Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

    Konuşmaların ardından kurdele keserek açılışı yapan Başkan Aktaş ve protokol mensupları daha sonra katlı otopark ve pazar yerini gezdi.

  • Bursa’da deniz atıklarından ahtapot heykeli yaptılar

    Bursa’da deniz atıklarından ahtapot heykeli yaptılar

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Çevre Haftası münasebetiyle Uludağ Üniversitesi iş birliğiyle Mudanya’da düzenlediği organizasyonda dalgıçlar denizi, çevreciler ise sahili temizledi. Gemlik sahilinde ise atık maddelerden ahtapot heykeli yapıldı.

    Dünya Çevre Haftası, Bursa’da birbirinden farklı faaliyetlerle kutlanıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Çevre Haftası dolayısıyla düzenlediği ilk faaliyet Mudanya sahilinde gerçekleştirildi.

    Uludağ Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen etkinlikte Çevre Mühendisliği Öğrenci Topluluğu (UÇET) öğrencileri ve vatandaşlar sahildeki atıkları toplayıp, çöp torbalarına doldururken, Uludağ Üniversitesi Sualtı Topluluğu’nun (USAT) balıkadamları da deniz yüzeyindeki atıkları gün yüzüne çıkardı. Denizden çıkarılan şişeler, maske, eldiven gibi atıklar, çevre konusunda farkındalık oluşturulması için sahilde sergilendi.

    Uludağ Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Arzu Teksoy, Deniz Çöpleri İl Eylem Planı kapsamında dalış etkinliğinin yapıldığını belirterek, “Son zamanda deniz yüzeyince gördüğümüz müsilâjın etkisini su altında da görmüş olduk. Öğrencilerimiz müsilâj sebebiyle su altında görüş mesafenin çok kısıtlı olduğunu söyledi. Yaptığımız çalışmada su altından şişe, cam parçaları, eldiven ve maske gibi atıkları topladık” dedi.

    Mudanya’daki çevre seferberliğine katılan Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, çevreye karşı sorumluluğunun şuurunda olan herkese teşekkür etti. Bursa’nın her konuda olduğu gibi çevre temizliği konusunda da örnek olması gerektiğini belirten Kılıç, “Çevreye karşı bilinçli ve sorumlu davranmalıyız. Vatandaşlarımızdan aldığımız destekle bu tür etkinliklerin yayılmasını arzu ediyoruz. Çevreyi ve doğayız korumaz hepimizin görevidir. Bu etkinliği düzenleyen Büyükşehir Belediyesi’ne ve Uludağ Üniversitesi’ne, katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi.

    Atıklardan ahtapot heykeli yaptılar

    Dünya Çevre Haftası’nın ikinci etkinliği de Gemlik’te gerçekleştirildi. USAT tarafından gerçekleştirilen dalış sonucunda deniz dibinden çıkarılan atıklar, Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Şube Müdürlüğü tarafından tasarlanan ahtapot heykeliyle sergilendi. Teneke kutular, plastik ve cam şişeler, ağlar, bilgisayar ekranı, cep telefonları ve araba lastikleri gibi atıklarla doldurulan ahtapot heykeli, çevrenin insan eliyle nasıl kirletildiği bir kez daha gözler önüne serdi. Park ve Bahçeler Daire Başkanı Muhammet Ali Akaç, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin her sene olduğu gibi de Çevre Haftası’nı bu sene de farklı faaliyetlerle değerlendirdiğini söyledi. Toplum nezdinde çevre duyarlılığını arttırmak maksadıyla hazırlanan ahtapot heykelinin de dalgıçlar tarafından denizden toplanan malzemelerle doldurularak sergilendiğini anlatan Akaç, bütün halkı çevre kirliliğine karşı duyarlı olmaya davet etti.

  • “Marmara Denizi foseptik çukuru haline döndü”

    “Marmara Denizi foseptik çukuru haline döndü”

    Bursa Uludağ’dan doğup Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle siyaha boyandı. Doğayı ve Çevreyi Koruma Başkanı Sedat Güler, Nilüfer Çayı’nda hiçbir canlının yaşamadığını belirterek, “Bursa’daki derelerin çoğunluğu denize dökülürken kirletiliyor. Marmara Denizi, Marmara Bölgesi’nin foseptik çukuru haline döndü” dedi.

    Uludağ’dan doğup, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey’den Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı, evsel, sanayi ve tarım atıkları nedeniyle siyaha boyandı. Havzasında birçok sanayi bölgesinin bulunduğu çayda, kirlilik nedeniyle canlı yaşamı ve bölgedeki tarım ve hayvancılık olumsuz etkilendi. Bölgede yaşayan vatandaşlar ve doğaseverler, yarın kutlanacak olan Dünya Çevre Günü öncesi nehrin kirletilmesine tepki gösterdi.

    DOĞADER Başkanı Sedat Güler, Uludağ’dan çıkıp, 200 kilometreden fazla yol kat ederek Marmara Denizi’ne dökülen Nilüfer Çayı’ndaki tehlikeyi yıllar önce gördüklerini söyledi. Bursa’da, doğa savunucularıyla birçok kitlesel eylem yaptıklarını belirten Güler, hazırladıkları raporları o dönemin yöneticilerin verdiklerine ifade etti. Güler, şöyle konuştu:

    “Nilüfer Çayı’ndan şu anda akan su Uludağ’dan gelen su değil. Bu su, yol boyunca sanayi atıklarının kimyasalları ile kirletilen gider haline dönüştü. Nilüfer Çayı bunun en başlıca örneği. İçerisinde hiçbir canlı yaşamıyor. Köylüler, kullanmak için ellerini suya sokunca yara oluyor. Bu kimyasal su denize gitmeden müsilajı artıran etken haline geldi. Nilüfer Çayı bunun bariz bir örneği. Bursa’daki derelerin çoğunluğu denize dökülürken kirletiliyor. Marmara Denizi, Marmara Bölgesi’nin foseptik çukuru haline döndü. Sorunun çözümü, yerinde bertaraf etmek. Eski arıtma tesislerini modernize etmek. Bu yapılamıyorsa eskiyen tesisleri kapatmak gerekiyor. Bunlar gerçekleşirse, Marmara Denizi, ekolojik sistem içerisinde yıllar sonra eski haline gelebilir.”

    ‘BU SUDA HİÇBİR CANLI YAŞAMIYOR’

    Karacabey Boğazı’nda bulunan kırsal Hayırlı Mahallesi’nde yaşayan Orhan Durmaz ise, “Bursa’nın bütün evsel, sanayi ve kimyasal atıkları bu suyun içinde. Bu suda yaşam sıfır, hiçbir canlı yaşamıyor. Nilüfer Çayı, Çapraz Çayı’yla birleşerek Karacabey Longoz Ormanları’na oradan da Marmara Denizi’ne dökülüyor. Bu pislik Marmara Denizi’ne gidiyor ve deniz salyası olarak dönüyor” dedi.

    ‘KATRAN GİBİ MARMARA DENİZİ’NE AKIYOR’

    Bölge mahallelerde tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğunu söyleyen Hayırlar Mahallesi muhtar azası İsmail Aydemir ise, “Biz bu dereyle arazimizi suluyorduk ancak şu an arazi sulama işi bitti. Bu suyun bu kadar kirli olmasının nedeni, çiftliklerdeki pisliklerin arıtılmadan buraya salınmasıdır. Bu da direkt Marmara Denizi’ne giden kirli bir su. Bunun 30 metre ilerisinde bir içme suyu kuyumuz var, suyu 80 metre aşağıdan alıyoruz. Bu akarsuyun kirliliğinden dolayı bizim içme suyumuzun kokusu ve tadı da değişti. Bu kirlilik insanlara da zarar veriyor artık” diye konuştu.

    Nilüfer Çayı’nda canlı yaşamın bittiğini öne süren Aydemir, kirli suyun Marmara Denizi’ndeki canlı yaşamı da olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi. Aydemir, “Bölgedeki akarsuların kirliliği Marmara Denizi’nde toplanıyor. Nilüfer Çayı, Uludağ’ın kar suyuydu, en temiz suyumuz oydu. Biz oradan içme suyu alırdık. Şimdi bırakın içme suyunu, elinizde yara varsa suya elinizi soktuktan sonra yara kapanmıyor, mikrop kapıyor. Bursa sanayisinin bütün atıklarının verildiği bir akarsu, katran gibi Marmara Denizi’ne akıyor, suda bir canlı bile yaşamıyor, suyun vasfı bitti” diye konuştu.

  • Bursa’da otomobil, TIR’a arkadan çarptı: 1 ölü

    Bursa’da otomobil, TIR’a arkadan çarptı: 1 ölü

    Bursa’da önce önündeki TIR’a, ardından da bariyere çarpan otomobildeki Enes Leman (27) öldü, sürücü Kerem D. ile Çağlar D. ise yaralandı.

    Gece saatlerinde Bursa-İzmir karayolu Karacabey ilçesi Yolağzı mevkisinde Kerem D. yönetimindeki otomobil, aynı yöne giden Mehmet D. yönetimindeki TIR’a arkadan çarptı. Savrulan otomobil, bariyerlere çarparak durabildi. Kazada Kerem D., Çağlar D. ve Enes Leman yaralandı.

    İhbar üzerine kaza yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, sağlık ekibinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Karacabey Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Enes Leman, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Kerem D. ile Çağlar D.’nin ise sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.

  • 8 yaşındaki kardeşini öldürmüştü hakime sorduğu soru şaşkına çevirdi

    8 yaşındaki kardeşini öldürmüştü hakime sorduğu soru şaşkına çevirdi

    Antalya’da Sinan Yüksel (19), kardeşi Seyit Taha Yüksel’i (8), 27 bıçak darbesiyle öldürdü. Kardeşini sevmediği için öldürdüğünü ve pişman olmadığını ifade eden Yüksel, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin kararı okumasının ardından Yüksel, “Ben şimdi ne kadar hapis cezası aldım? Kaç yıl oluyor hapis cezası?” diye sordu. Aile, cezai ehliyeti tam olan oğullarının normal olmadığını söyleyerek yeniden rapor alınmasını istedi.

    Antalya’nın Manavgat ilçesi’nde ailesiyle yaşayan Sinan Yüksel (19), geçen yıl 4 Ağustos’ta polis merkezine gidip, kardeşi Seyit Taha Yüksel’i (8), Türkbeleni mevkisindeki ormanlık alanda bıçaklayarak öldürdüğünü söyledi.

    Olay yerine giden polis, Seyit Taha’nın cansız bedenini buldu. Ceset üzerinde yapılan incelemede, çok sayıda bıçak yarası olduğu tespit edildi.

    27 KEZ BIÇAKLAMIŞ

    Antalya Adli Tıp Kurumu’na götürülen Seyit Taha Yüksel’in cansız bedeninde, 9’u öldürücü olmak üzere 27 bıçak yarası olduğu belirlendi. Antalya Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin raporunda ayrıca Seyit Taha Yüksel’in iki elinde de savunma yarası şeklinde bıçak yarası olduğu kaydedildi.

    Polis merkezinde işlemleri tamamlanan Sinan Yüksel, savcılık sorgusunun ardından sevk edildiği sulh ceza hakimi tarafından ‘yakın akrabayı kasten öldürmek’ suçundan tutuklandı. Sinan Yüksel’in poliste ve savcılıkta verdiği ifadede, uyuşturucu kullandığını, kardeşini de ailesinin onu çok sevmesi nedeniyle kıskançlık yüzünden öldürdüğünü söylediği öğrenildi.

    “SEVMEDİĞİM İÇİN ÖLDÜRDÜM, PİŞMAN DEĞİLİM”

    Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın cinayetle ilgili hazırladığı iddianamede, sanık Sinan Yüksel’in, “Biz 3 kardeşiz, ben en büyüğüm. Seyit Taha 8 yaşındadır. Olay günü saat 15.00 sıralarında Seyit Taha’ya ‘Bir yere gidelim’ dedim. Evden çıkmadan kimliğimle, yeşil saplı bıçağı da yanıma aldım. Türkbeleni’ne doğru kardeşimle gittik. Kardeşime önce sırtından bıçağı sapladım, sonra ön tarafından bıçakladım. Kardeşimi sevmediğim için onu öldürdüm. Daha sonra emniyete gidip teslim oldum. Ben tek başıma hücrede kalmak istiyorum. Bu durumu kendim istedim. Söyleyeceğim başka husus yoktur, pişman değilim” dediği belirtildi.

    UYUŞTURUCU ALIP, KULLANMIŞ

    İddianamede ayrıca Sinan Yüksel’in olaydan 15 gün kadar önce parkta tanımadığı birinden 50 TL’lik uyuşturucu madde metamfetamin alıp kullandığını söylediği anlatıldı. İddianamede, Sinan Yüksel hakkında, Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından psikiyatrik bir hastalığının bulunmadığı ve cezai ehliyetinin tam olduğu yönünde rapor verildiği hatırlatılarak, ‘kardeşi kasten öldürme’ suçundan cezalandırılması istendi.

    KARAR DURUŞMASI GÖRÜLDÜ

    Davanın karar duruşması Manavgat 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanık Sinan Yüksel, SEGBİS aracılığıyla cezaevinden katılırken, salonda sanığın avukatı ile annesi Alime ve babası Osman Yüksel, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ve tarafların yakınları hazır bulundu.

    “SİNAN NORMAL DEĞİL, YENİDEN RAPOR ALINMASINI İSTİYORUZ”

    Duruşmada ifade veren anne Alime Yüksel, küçük oğlu i Seyit Taha’yı öldüren Sinan’ın normal bir insan olmadığını söyleyerek, “İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu kabul etmiyoruz. Sinan evde de hayal dünyasında yaşıyordu. Günlerce odasından çıkmıyordu. Kardeşiyle hiçbir problemi yoktu. Ben çalıştığım için küçük çocuğum Seyit Taha Yüksel’le o ilgileniyordu. Sinan normal değil, yeniden rapor alınmasını istiyoruz” dedi.

    “8 AYDIR EVDE DUVARLARLA KONUŞUYORMUŞ”

    Baba Osman Yüksel de, “İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu kabul etmiyoruz. Oğlum 8 aydır evde duvarlarla konuşuyormuş. Annesi öyle söyledi. Akli sağlığının yerinde olup olmadığı için yeniden rapor alınsın” diye konuştu.

    Duruşmaya katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da sanık Sinan Yüksel’in suçunun sabit olduğu ve savcının esas hakkındaki görüşüne katıldıklarını belirterek, cezalandırılmasını istedi.

    Duruşmada söz alan sanık avukatı, savcının esas hakkındaki görüşüne katılmadıklarını belirtti. Müvekkilinin normal olmadığını söyleyen avukat, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporu kabul etmediklerini ve yeniden rapor alınmasını istedi. Avukat, müvekkilinin beraatini ya da adli kontrol şartıyla tahliyesini talep etti.

    “HASTANEYE GİTMEMEK İÇİN İNTİHAR GİRİŞİMİNDE BULUNDUM”

    Mahkeme başkanı karar duruşması olduğunu hatırlattığı sanık Sinan Yüksel’e son sözlerini sordu. Sanık Sinan Yüksel bunun üzerine, “Ben olay günü polise kendim gittim. Olayı anlattım. Kaçmadım. Ben hastaneye gitmek istemiyorum. Orada benim psikolojim daha fazla bozuluyor. Hastaneye gitmemek için intihar girişiminde bulundum. Böyle bir olay olduğu için çok pişmanım” dedi.

    Verilen aranın ardından sanık Sinan Yüksel’e ‘öz kardeşini öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi.

    Sanığın mahkemede hal ve hareketleriyle saygılı davranışları nedeniyle indirim yapan heyet, Sinan Yüksel’in cezasını ömür boyu hapse çevirdi. Kararın okumasının ardından sanık Sinan Yüksel, “Ben şimdi ne kadar hapis cezası aldım? Kaç yıl oluyor hapis cezası?” diye sorunca mahkeme başkanı, “Sen cezanın kaç yıl olacağını infaz savcısına sor. Biz müebbet hapis cezası verdik” dedi.