Etiket: manşet

  • İYİ Parti’den Kirazlıyayla’ya çıkarma

    İYİ Parti’den Kirazlıyayla’ya çıkarma

    İYİ Parti TBMM Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, GİK Üyesi Müberra Çakır ve Yenişehir İlçe Başkanı Ercan Özel, Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı’na karşı direnen Kirazlıyayla halkına destek vermek için bölgeye çıkarma yaptı.

    Tüm itirazlara ve olumsuz bilirkişi raporuna rağmen yapımı devam eden Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı’na şiddetle karşı çıkan Kirazlıyayla’nın, şimdi de yüksek gerilim hattının tehdidi altında olduğunu vurgulayan İYİ Parti Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, “Bu zulüm tek kelimeyle vicdansızlıktır” dedi.

    “VATANDAŞ ABDEST ALACAK SU BULAMAZ HALE GELDİ!”

    “Ramazan’ın bu son günlerinde Kirazlıyayla’da vatandaşa reva görülen haksızlık kabul edilemez” diyen İYİ Parti Bursa Milletvekili Prof. Dr. Tatlıoğlu, Ramazanın son günlerinde mahalle sakinlerinin şiddetli itirazlarına rağmen yapılan uygulamaları İYİ Parti Heyeti ile birlikte yerinde inceleyen Tatlıoğlu, “Covid-19 kapsamında uygulanan tam kapanma kararını da fırsata dönüştürerek mahallenin ortasından geçirilen yüksek enerji hattı nakli çalışmaları düpedüz insafsızlıktır.

    Çalışmaları bizzat yakından izleyerek, hem şirket yetkilileri ile hem de kolluk kuvvetleri ile görüştük. Bu çalışmaların koordineli ve çevre sakinleri ile istişare halinde yürütülmesi gerekliliğini bir kez daha ifade ediyoruz“ şeklinde konuştu.

    Prof. Dr. Tatlıoğlu şunları söyledi:

    “Burada plansız ve programsız bir çalışma uygulanıyor. Aslında tüm kurumlar bu işlerin öncesinde bir araya gelerek, burada yaşayan insanlarımızla oturulup ortak karar verilmeliydi. İnsanlarımız evlerine girip çıkmakta dahi zorlanıyor, hayvanlarını otlatmak için dışarı çıkaramıyor, traktörleriyle tarla işine gidemiyorlar. Üzülerek şahit olduk ki kanalizasyon boruları patlamış. Evleri pis sular basmış. İki gündür içme suyu sıkıntısı yaşayan evler var. İnsanlarımız abdest almak için bile su bulamadıklarını söylüyor. Yazık günah değil mi?”

    TÜRKOĞLU: YOL YAKINKEN BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!..

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu da, “Kirazlıyayla’nın içinden geçen yüksek gerilim hattı büyük tehlike barındırıyor. Halbuki vatandaşın öncekini gibi güvenlik ve sağlıktır” dedi.

    Başkan Türkoğlu; “Yüksek gerilim hattının ara malzeme dahi dökülmeden kanalizasyon ve içmesuyu giderlerinin hemen üstüne yapıldığını gördük. Yüksek enerji hattının insanların yaşam yerlerinin altından geçmesi önümüzdeki günlerde Kirazlıyayla’da hem güvenlik hem sağlık açısından çok önemli bir tehlikeye sebebiyet verecektir. Yol yakınken şimdiden bir kez daha uyarıyoruz”diye konuştu.

    ÖZEL: HALKIMIZIN SONUNA KADAR YANINDA OLACAĞIZ!..

    İYİ Parti Yenişehir İlçe Başkanı Ercan Özel ise Kirazlıyaylalılara seslenerek, “İyi gününüzde olduğunuz gibi zor gününüzde de sizlerin yanındayız” dedi.

    Kirazlıyayla halkına karşı uygulanan insafsızca muamelelerin artık bir son bulmasını isteyen İlçe Başkanı Özel; “Kirazlıyayla halkı özveri ile yıllardır büyük bir mücadele örneği sergiliyor. Kah yerlerde sürüklenen, kah itilen ve horlanan bu insanlarımız Yenişehir’deki yöneticilerin ve devletimizin karar vericilerinin kendilerine sahip çıkılmasını istiyor. Bizler bugüne kadar seslerini duyurabilmek için hep yanlarında olduk. Bundan sonra da iyi günlerinde olduğu gibi en zor günlerinde de Kirazlıyayla’da yaşayan vatandaşlarımızın yanında olacağız” ifadelerine yer verdi. Zarar gören evleri ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ileten İYİ Parti Heyeti, ardından mahalle sakinleri ile bir araya gelerek yapılması gerekenler hakkında istişarelerde bulundu.

    10 YILDA TAM 300 BİN TON POSA ÇIKARILACAK!..

    Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı Projesi kapsamında 1.000 ton rezervin zenginleştirilmesi ve yılda 30 bin ton, 10 yıllık alınan ÇED izni boyunca da 300 bin ton posa çıkarılması planlanıyor. Tesisten, günlük 13 ton kurşun, 42 ton çinko, toplamda 55 ton konsantre alınması hedeflenirken, köylüler bu projeye, yaratacağı çevre kirliliğini göz önüne alarak karşı çıkıyor. Projeyle ilgili geçen yaz bilirkişi raporunda şirketin ÇED raporunun teknik olarak yeterli olmadığı, raporda düzeltmeler yapılsa bile maden zenginleştirme projesinin yol açacağı felaketlerin önlenemeyeceği belirtilmişti. Mahkeme ise kendi atadığı bilirkişi heyetinin raporunu yok sayarak, tesisle ilgili ÇED raporuna karşı açılan davayı reddetmişti.

  • Bursa’da tonlarca meyve soğuk hava depolarında kaldı

    Bursa’da tonlarca meyve soğuk hava depolarında kaldı

    Bursa’daki 100’e yakın soğuk hava deposunda kalan tonlarca elma, armut ve ayva pazarlar kapalı olunca elde kaldı. Tezgah açamayan esnaf ve üretici, marketlerde 5 liraya satılan elmayı 1 liradan meyve suyu yapılmak üzere sıkılmaya gönderdi.

    Koronavirüs tedbirleri hem esnafı hem de depolarda meyveleri kalan üreticilerle soğuk hava deposu işletmecilerini zor durumda bıraktı. Vatandaşlar, sadece marketlerde yapılan meyve ve sebze satışlarından faydalanabildi. Hafta içi kurulan pazarlarda satış yapmaya çalışan esnaf, 17 Mayıs tarihine kadar tam kapanma ile eli kolu bağlandı. Tonlarca elma, armut ve ayva soğuk hava depolarında kaldı.

    Bursa’da yaklaşık 100’e yakın soğuk hava deposunun bulunduğunu belirten Bursa Pazarcılar Odası Başkanı Refik Aksu, “Depoların sadece birinin yüzde 70 doluluk oranı var. 850 tona yakın elma var. Bu rakamı Bursa ve Türkiye geneline vurursanız inanılmaz bir rakam ortaya çıkıyor. Bayramdan sonraya kalırsa bu elmaların hiç birine el sürülmez. Önümüzde 15 günlük bir süreç var” dedi.

    “Halk üzerinde psikolojik bir baskı var”

    Bir yılı aşkın süredir koronavirüs mücadelesi verildiğini hatırlatan Aksu, “Bu sürecin en büyük mağduru pazarcılar ve çiftçilerdir. Çünkü çiftçinin ürettiği ürünün bir çoğunu pazarcılar tezgahlarında satmaktadır. Ancak, kısıtlamalardan dolayı, pazarlara biz çıkamıyoruz. 4 bin metrekareden 8 bin metrekareye kadar pazarlarımız mevcuttur. Koronavirüs sebebiyle pazar yerlerinde müşteri yoğunluğu da bulunmamaktadır. Halk üzerinde psikolojik bir baskı var. Yoğunluğu olmayan veya açık havada olan bir pazar yeri kapanıyor da, kapalı marketler veya dükkanlar niye açık onu anlamış değiliz. İnsanları neden kapalı alanlara mecbur bırakıyorlar.’ diye konuştu.

    “Pazar yerlerinin kapanmasıyla haller de kapanma noktasına geldi”

    Hava sıcaklığının her geçen gün arttığını ifade eden Başkan Aksu, “Seralarda olan ürünler günlük hasat ediliyor. Toprak beklemez. Bu ürünleri sadece marketlerde satma imkanı yok. Bu ürünler ya çöpe gider ya da farklı bir şekilde kullanılmaya çalışılır. Üretici kimliğimle neyin ne olacağını iyi çözebiliriz. Onun için bilim kurulunda bunlarında dile getirilmesi, mecliste bunların de ele alınması gerekmektedir. Pazar yerlerinin kapanmasıyla haller de kapanma noktasına geldi. Ancak Türkiye Haller Federasyonu hiçbir önlem almıyor veya açıklamada bulunmuyor” dedi.

    Soğuk hava depolarında bekleyen ürünlerin kısa sürede tüketilmemesi halinde çöp olacağını belirten Başkan Aksu, “Bütün üreticiler veya pazarcı esnafı tezgah kuramayacağı için artık ürünlerini meyve suyu için vermeye başladı. Dün 1 liradan verilen elma bugün 85 kuruş olarak fiyatlandırılıyor. Bir elmanın maliyeti 3,5 liradır. Üretici bu sene büyük zarara uğradı” diye konuştu.

    Markette seçme şansının olmasının kimseyi aldatmaması gerektiğini belirten Aksu, “Markette domates 5 liradır. Gidersiniz o domatesi 5 liraya almak zorunda kalırsınız. Seçtiğinizi düşünürsünüz. Ama sizden öncekinin bırakıp almadığını seçer alırsınız. Ama pazarlarda öyle değildir. İstediğiniz kaliteyi istediğiniz fiyata alabilirsiniz” dedi.

    “Bayramdan sonra elmayı bedava verseniz kimse almaz”

    “Bayramdan sonra elmayı bedava verseniz kimse almaz” diyen Başkan Aksu, “Çünkü kiraz, erik, çilek veya benzeri yaz meyveleri çıkınca kimse elmanın yüzüne bile bakmaz. Bu hafta sonu 8 Mayıs tarihinde bizim Bursa’daki bütün pazarları açmamız gerekiyor. Sadece Cumartesi günkü pazarlar değil diğer günlerinin pazarları da cumartesi günü açılmalıdır. İnsanlar evlerinin yanındaki pazarlara rahatlıkla gitmelidir. Farklı mahallelerde olursa, bu sefer insanlar oralara gitmek isteyecektir. Ayrıca Perşembe günü 13 Mayıs tarihine kadar en azından 2 kez daha yani pazartesi Salı günü de pazar tezgahlarımızı açmalıyız ki, insanlar evlerinin ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılasınlar” dedi.

    Satılmayan ürünler ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı

    Satamadıkları meyveleri bir araya toplamaya başladıklarını ifade eden Aksu, “İlk önce mahallelerde vatandaşlarımıza ücretsiz olarak dağıtmayı hedefledik. Ancak daha sonra “kabalıklar oluştururuz” diye vazgeçtik. Ramazan mübarek günlerde, satamadığımız zarar ettiğimiz ürünleri, Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım ve diğer ilçelerimizin belediyeleri vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine dağıtmaya başladık. Güzel bir çalışma olduğunu düşünüyorum. 15 gün içerisinde bu elmaların tüketilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Sebze ve meyvenin yanı sıra, giyim sektöründe tezgah açan esnafın da sıkıntılı günler geçirdiğini belirten Aksu, “Sürekli piyango onlara vuruyor. Büyük markalar veya AVM’ler açıkken giyimci esnafı Pazar açamıyor. Bayram öncesinde onlarında tezgah açmalarında fayda vardır” dedi.

    Babasultan Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Buzhane Müdürü İrfan Sevinç, “Pazarlar kapalı olduğundan dolayı, meyvelerin hepsi elimizde kaldı. Çiftçiye maliyeti 3,5 lirayı buluyor. Birde buna bizim açımızdan bakacak olursak, depolar ağzına kadar dolu. Elektrik masrafları, kiralar da yeterli gelmeyecektir. Fazladan kimseden parada isteyemeyiz” diye konuştu.

    Üretici ise, pazarların kapalı olmasından dolayı kaliteli ürünlerini 1 liradan meyve suyuna döktüklerini söylediler.

  • Bursa’da lüks rezidanstan bilgisayarı böyle çaldılar

    Bursa’da lüks rezidanstan bilgisayarı böyle çaldılar

    Bursa’da gece saatlerinde 15 katlı lüks rezidansı gözüne kestiren 2 hırsız bisikletle geldikleri binada site yöneticisinin bulunduğu odaya girerek içeride bulunan dizüstü bilgisayar ve bozuk paraları alarak kayıplara karıştı.

    Gece saatlerinde meydana gelen olayda Osmangazi ilçesi Güneştepe Mahallesi’ndeki 15 katlı lüks rezidansı gözlerine kestiren hırsızlar, binanın giriş katında site yönetimi için kullanılan odanın önüne gelerek pencere camını açıp içeri girdi.

    İçeride bulunan dizüstü bilgisayar ve bozuk paraları alarak bisikletleriyle kaçan hırsızlar gözden kayboldu. Polis hırsızları yakalamak için çalışma başlatırken site yöneticisi Bayram Özçelik bilgisayarda önemli bilgiler olduğunu belirterek, hırsızların bir an önce bulunmasını istedi.

  • Bursa’da tepki çeken hıdırıllez eğlencesi

    Bursa’da tepki çeken hıdırıllez eğlencesi

    Bursa’nın Yıldırım ilçesi Selimzade Mahallesi’nde koronavirüse ve sokağa çıkma yasağına aldırış etmeyen mahalle sakinleri sokak ortasında müzikli hıdırıllez eğlencesi düzenledi. Onlarca kişiden oluşan sokak eğlencesinde yasaklar bir yana sosyal mesafe ve maske kuralları da ihlal edildi. Vatandaşlar kendi canlarının yanı sıra son zamanlarda artan koronavirüs kaynaklı can kayıplarını hiçe sayarak dans edip şarkı söyledi. Olay yerine polis ekiplerinin gelmesi ve kalabalığı dağıtmasıyla sona eren sokak eğlencesi görüntüleri sosyal medyada çok sayıda tepki çekti.

     

  • Bursa’da kavga ihbarına giden polislere silahlı saldırı

    Bursa’da kavga ihbarına giden polislere silahlı saldırı

    Bursa’da kavga ihbarına müdahale etmek için olay yerine giden bir polis memuru, kimliği belirsiz şüphelinin tabancasından çıkan mermi ile yaralandı. Olayın ardından geniş çaplı soruşturma başlatan polis ekiplerinin şüpheliyi yakalama çalışmaları sürüyor.

    Yıldırım ilçesi Yavuzselim Mahallesi Dutlu Sokak’ta gece saatlerinde kimliği belirsiz 2 kişinin sokak ortasında kavga ettiği ihbarını alan polis ekipleri, bölgeye doğru hareket etti.

    Kısa sürede kavga yerine gelen polis memuru Ramazan Akyar ile ekip arkadaşı, kavgaya müdahale etmeye çalıştığı sırada, şüphelilerden biri belindeki tabancayı çekip, ekiplerin üzerine ateş açarak kaçmaya başladı. Şüphelinin tabancasından çıkan mermilerden biri polis memuru Ramazan Akyar’ın bacağına ve kavgaya tutuştuğu diğer gencin ise ayağına isabet etti.

    Eli silahlı şüpheli, olay yerinden kaçarak kayıplara karıştı. Ramazan Akyar’ın ekip arkadaşının anonsu üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Ekipler, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlatırken, yaralı polis memuru Razaman Akyar ve kimliği henüz belirlenemeyen genç, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Bursa Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde görev yaptığı öğrenilen Ramazan Akyar’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Ekiplerin, şüpheliyi yakalama çalışmaları sürüyor.

  • Balıklardan sonra şimdi de su samuru ölü bulundu

    Balıklardan sonra şimdi de su samuru ölü bulundu

    Bursa sahillerini kaplayan deniz salyaları denizdeki diğer canlıların sonunu getiriyor. Gemlik ilçesinde yüzlerce balığın ardından bugün de Mudanya sahiline nesli tükenmekte olan su samurunun cansız bedeni vurdu.

    Mudanya ilçesinde bulunan yat limanı ve çevresi deniz salyaları  sebebiyle kahverengi tabakaya bürünürken, kirlilikten boğularak ölen su samuru kıyıya vurdu. Limanda bulunan tekne sahipleri ise daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadığını belirtti.

    Marmara Denizi üzerinde beyaz tabaka olarak kendini gösteren, balık ölümlerine ve kötü kokuya neden olan deniz salyası bu sefer de Bursa’nın sahil ilçesi Mudanya’da etkili oldu. Sabah saatlerinde hareket edemeyen ve boğularak ölen su samuru yat limanın kıyısında ölü olarak bulundu. Aynı şekilde diğer canlılarında denizdeki pislik yüzünden hayatını kaybettiğini belirtildi.

    Öte yandan dün Gemlik ilçesi Narlı sahilinde de binlerce balık oksijen yetersizliği sebebiyle ölünce su yüzüne çıkmıştı.

  • Bursa’da 6 aylık hamile hakim koronadan öldü

    Bursa’da 6 aylık hamile hakim koronadan öldü

    Bursa Adliyesi’nde görevli hakim Ebru Us Aykaş (42), koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 6 aylık hamile olan Aykaş’ın karnındaki bebeği, ölümünden 6 gün önce operasyonla alındı. Bebeğin yoğun bakımda tedavisi devam ediyor.

    Bursa 14’üncü İş Mahkemesi hakimi Ebru Us Aykaş, 23 Nisan’da rahatsızlanınca hastaneye başvurdu. Aykaş’ın yapılan koronavirüs testi pozitif çıktı. 6 aylık hamile olan Aykaş, durumu ağırlaşınca Bursa Şehir Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Aykaş’ın karnındaki bebeği 29 Nisan’da operasyonla alındı. 6 aylıkken dünyaya gelen bebek, yoğun bakımda tedaviye alındı. Hakim Aykaş ise bugün doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

    Hakim Ebru Us Aykaş’ın ölümü, Bursa Adliyesi’nde görev yapan memur ve çalışanları yasa boğdu.

    ADLİYEDEN TAZİYE MESAJI

    Bursa Adliyesi, Ebru Us Aykaş için taziye mesajı yayınladı. Mesajda, “Bursa 14’üncü İş Mahkemesi Hakimi Ebru Us Aykaş tedavi gördüğü Bursa Şehir Hastanesinde 05.05.2021 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi bugün Ordu ili Ünye ilçesinde defnedilecek olup, merhumeye Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve teşkilatımıza başsağlığı dileriz” ifadeleri kullanıldı.

    HSK BAŞKANVEKİLİNDEN BAŞSAĞLI MESAJI

    Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili ve İkinci Daire Başkanı Mehmet Yılmaz ise sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, “Değerli meslektaşımız, Bursa Hakimi Ebru Us Aykas’ın vefat haberini üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet, ailesinin, yakınlarının ve yargı camiasının başı sağ olsun” dedi.

    Hakim Aykaş’ın cenazesi, memleketi Ordu’nun Ünye ilçesine gönderildi.

  • Karantina yurdundan çarşaflı kaçış planı ölümle bitti

    Karantina yurdundan çarşaflı kaçış planı ölümle bitti

    İstanbul’da cezaevinden çıktıktan sonra corona virüs şüphesiyle yurda yerleştirilen kişi, 6. kattan çarşafla kaçmaya çalışırken düşerek öldü.

    Olay, 2 Mayıs Pazar günü saat 06.00 sıralarında Maltepe Mimar Sinan Erkek Öğrenci Yurdu’nda meydana geldi. Corona virüs şüphesi bulunan Pakistan uyruklu Ali Muhtar (36) Maltepe Cezaevi’nden çıkarıldıktan sonra İl Göç İdaresi’ndeki işlemleri bitene kadar pandemi yurduna yerleştirildi.

    Muhtar, yurtta 2 gün kaldıktan sonra kaçmak için odalardan topladığı perde ve çarşafları birbirlerine bağladı. Perde ve çarşaflara tutunarak 12’inci kattaki odasının penceresinden aşağı sarkan Muhtar, 6’ıncı kata kadar indi.

    Muhtar, çarşafların kopması sonucu 6’ıncı kattan, yaklaşık 25 metre yükseklikten aşağı düştü. Kanlar içinde yerde yatan Muhtar’ı gören görevliler, durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi.

    Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, Ali Muhtar’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ve savcı incelemesinin ardından Muhtar’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.

  • Bursa’da patlayan güneş paneli 2 evi küle çevirdi

    Bursa’da patlayan güneş paneli 2 evi küle çevirdi

    Bursa’nın Mudanya ilçesinde yan yana bulunan 2 katlı 2 bağ evi çatıya monteli güneş panelinin aküsünün patlaması sonucu küle döndü.

    Tirilye Mahallesi Kaymakoba yolu üzeri Talatbey mevkiinde 2 katlı bağ evlerinin bulunduğu alanda güneş panelinin aküsünün patlaması sonucu yangın çıktı.

    Patlama sırasında şans eseri kimsenin olmaması facianın önüne geçerken, kısa sürede alev topuna dönen iki bağ evinde çıkan yangın ekiplerin yoğun çalışması neticesinde ormanlık alana sıçramadan söndürüldü.

    Yangında hafif yanarak zarar gören bir cip itfaiye ekipleri tarafından çekilerek olay yerinden uzaklaştırıldı. Olayla ilgili jandarma ve itfaiye ekipleri tahkikat başlattı.

  • Suriyeli 1 yaşındaki Tamer Bursa’da hayata tutundu

    Suriyeli 1 yaşındaki Tamer Bursa’da hayata tutundu

    Bursa’da, Suriye uyruklu ailenin bebeği, 1 yaşındaki Tamer Al Jadou’ya, akut karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Karaciğer nakli olması gereken Tamer’in Suriye’de yaşayan üvey annesi Hmameh Elhalef’in nakile uygun olduğu anlaşıldı. Uludağ Üniversitesi Organ Nakli Merkezi görevlileri, Kilis Valiliği ile iletişime geçerek Elhalef’i, sınır ötesindeki Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ekiplerin de yardımıyla Türkiye’ye getirdi. Üvey anne, Tamer’e karaciğerinin parçasını verdi. 1’inci yaş gününde karaciğer nakli olan Taner, sağlığına kavuştu.

    6 AYLIKKEN HASTALIK TANISI KONDU

    Suriye uyruklu baba Saleh El Ceddu ile anne Nadima Al Jadou çifti, geçen yıl 28 Nisan’da dünyaya gelen çocuklarına Tamer ismini verdi. 6 aylıkken hastaneye kaldırılan Tamer bebeğe, akut karaciğer yetmezliği tanısı konuldu. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde (BUÜ) yatılı tedavisine başlanan Tamer bebeğe yapılan test ve tedavilerin sonucunda karaciğer nakli olmasına karar verildi. Tamer’in annesiyle kan grubu uyuşmazken, babası ise obez olduğu için oğluna karaciğerinin bir parçasını veremedi. Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre kadavradan Türk vatandaşı olmayan kişiye organ nakli yapılamadığı için Tamer’in ailesi, nakil için yakın akrabalarını araştırmaya başladı. Ailenin aklına son olarak Tamer’in Suriye’de yaşayan üvey annesi Hmameh Elhalef (30) geldi. Elhalef’in, ülkesinden Bursa’ya gelmesinin zaman alacağı dikkate alınarak kadının testlerinin Suriye’de yapılmasına karar verildi. Yapılan tahliller sonunda Elhalef’in karaciğerinin uygun olduğu belirlendi.

    6 ÇOCUĞU İLE TÜRKİYE’YE GELDİ

    Bunun üzerine BUÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi görevlileri, üvey annenin Suriye’den Türkiye’ye getirilmesi için İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Yabancılar Şube Müdürlüğü ile iletişime geçti. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Kilis Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün de girişimleriyle üvey annenin 3 çocuğuyla Türkiye’ye gelmesinin izni alındı. Sınır ötesinde görevli Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı ekip, Halep’teki Hmameh Elhalef ve çocuklarını Türkiye sınırına getirdi. 3 çocuğuyla Türkiye’ye geliş izni olan Hmameh Elhalef, sınır kapısına 3’ü üvey 6 çocuğuyla geldi. 3 çocuğu ile Türkiye’ye giriş yapan Hmameh Elhalef, diğer 3 çocuğu Türkiye’ye giremezse Bursa’ya gelip, organ naklini gerçekleştirmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine seferber olan yetkililer, uzun bir uğraştan sonra diğer 3 çocuk için de Türkiye’ye giriş iznini aldı. Türkiye’ye gelen Hmameh Elhalef ve 6 çocuğu, Gaziantep’e getirildi. Maddi durumu kötü olan ailenin Bursa’ya geleceği otobüsün biletleri, Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru tarafından alındı.

    İTAFİYE ERLERİ VE POLİSLERDEN KAN ALINDI

    Bursa’ya gelen Hmameh Elhalef’in organ verebilmesi için İl Sağlık Müdürlüğü Başkanlığında Etik Kurulu acıl olarak toplandı. Etik Kurulu’nun onayının ardından üvey anne, Bursa Uludağ Üniversitesi’ne yatırıldı. Yapılan testler sonucunda Hmameh Elhalef, üvey oğluna karaciğerinin bir parçasını vermek için ameliyata alındı. Bu sırada ameliyat için gerekli olan 20 ünite kana ihtiyaç duyuldu. Kan ise, haber verilmesi sonucu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri, polisler ve hastane personeli tarafından karşılandı. 28 Nisan’da üvey anneden alınan karaciğer, 1’inci yaş gününde Tamer bebeğe nakil edildi. Ameliyattan sonra 5 gün yoğun bakımda kalan Tamer bebek, sağlık durumun iyi seyretmesi sayesinde dün sabah servise alındı.

    Yaşanan bu gelişme ailesi kadar Tamer bebeğin yaşaması için sıra dışı uğraş veren doktorları ve kendisiyle yakından ilgilenen çalışanları sevindirdi.

    ‘ÇOCUĞUMUZ ULUSLARARASI BİR HASTAYDI’

    Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ekrem Kaya, “Hasta Türk vatandaşı olmadığı için kadavra nakil olması mümkün değildi. Çok zorlu bir süreç. Karaciğer nakline kadar hocalarımızın başarılı tedavileri sayesinde çocuk yaşayabildi. Üvey anneden sağlanan karaciğer parçasıyla başarılı nakil gerçekleştirdik. Profesyonel ekibe sahip olduğumuz için nakil ameliyatımız kolay oldu. Çocuğumuzun 10 gün içinde taburcu olma duruma gelmesini bekliyoruz. Sonuçtan çok mutluyuz. Burada önemli olan noktalardan biri çocuğun uluslararası hasta olması, bir noktası da üvey anneden karaciğerin alınması oldu. Vücudun karaciğeri reddetmeyeceğini düşünüyoruz. Bu çocuk yaşamak istiyor ve direniyor. Kendisine uzun ömürler diliyorum” dedi.

    ‘NAKİLE KADAR PLAZMAFEREZ TEDAVİSİ UYGULANDI’

    Bursa Uludağ Üniversitesi Çocuk Gastroenteroloji Bölümü’nde görevli Prof. Dr. Tanju Özkan, “Hasta bize Gaziantep’den ağır karaciğer hastalığı ön tanısıyla geldi. Aralık 2020 itibarıyla 8 aylıktı. Hastaya akut karaciğer yetmezliği tanısını o zaman koyduk. Ancak, bu süreçte çocuk cerrahı, transplant cerrahı arkadaşlarımızı durumdan haberdar ederek, çocuğun hastalığının ne aşamada olduğunu ve nedenini anlamaya yönelik tetkiklere, diğer yandan da akut karaciğer yetmezliği tanısıyla tedavimize başladık. Ülkemizde ‘köprü tedavisi’ olarak nitelendirilen, bizim de 10 yıl önce Uludağ Üniversitesi’nde pediatrik gastroenterolojide başlattığımız, diyalizin bir ileri versiyonu olan plazmaferez denilen bir yöntem de vardı. Karaciğerin fonksiyonunun yerini tutan bir tedaviye başladık. Diyaliz cihazlarındaki benzeri şekilde, plazmaferez yöntemiyle çocuğun bütün kanı, karaciğer hücrelerinin temizlemesi gereken maddelerden özel bir filtre vasıtasıyla temizlenerek, yine çocuğa naklediliyor” dedi.

    ‘ÜVEY ANNNEYLE İLGİLİ YASAL SINIRLAMALAR BULUNUYORDU’

    Donör arama sürecini anlatan Prof. Dr. Özkan, “Biz bu arada, nakil için donör aramaya başladık. Çocuk Suriyeli olduğu için, yasalarımıza göre kadavradan nakil yapılma şansı yoktu. Yakınlarını araştırdık. Öz annesiyle kan grubu tutmadı. Babasıyla kan grubu uygundu fakat, baba ileri derece obez olduğu için verici olarak uygun değildi. Aile dil bilmediği için tercüman vasıtasıyla, Arapça bilen öğrenciler aracılığıyla ya da cep telefonundaki çeviri programlarından kısa cümleler yazarak anlaşma yoluna gittik. Biz onlara bunun, ne kadar ölümcül bir şey olduğunu defalarca söylememize rağmen, aile tedavinin çocuğun hastalığını tamamen geçireceğini düşünüyordu. Sonrasında baba, itirafta bulundu. Babanın, Suriye’deki asıl nikahlı eşi, çocuğun üvey annnesi, çocukla aynı kan grubundaydı, yani donör olabilirdi. Ancak bununla ilgili de yasal sınırlamalar bulunuyordu” diye konuştu.

    ‘ÇOK ZOR BİR SÜREÇTİ’

    Ekip olarak geniş çaplı bir araştırma yaptıklarını belirten Prof. Dr. Özkan, “Göçmen bürosu ile bağlantılar sağlandı, hem valilik, hem Sağlık Bakanlığı ile çeşitli yazışmalar, sözlü bilgilendirmeler yapıldı. Çocuğun üvey annesi, çok zor koşullarda mevcut 6 çocuğa bakıyor. Çünkü babanın 2 eşten, 7 çocuğu var. 6 çocuğu Suriye’de. Hep beraber üvey anne, 6 çocuk ile birlikte geldi. Üvey annenin nakil için uygun olduğuna karar verildi. 140 günlük çok zor bir süreçti. Biz bu arada 40 küsür kez kan değişimi yaptık ve çocuğu yaşattık. Bütün enfeksiyonlara rağmen bu süreçte ekibimizin desteğiyle de, tedaviyi sürdürüyoruz. Üvey anne, geçen hafta donör oldu, karaciğer alındı, çocuğumuza nakil yapıldı. Şu anda çok daha iyi, son 2-3 gündür solunum cihazından alındı, artık kendisi solunuyor. Ağızdan beslenmeye başlandı. Bütün ekibimle gurur duyuyorum” diye konuştu.

    ‘HERKES ÇOCUĞUMUZ İÇİN ÇALIŞTI’

    Bursa Uludağ Üniversitesi Hasta Hakları ve Halkla İlişkiler Sorumlusu ile Organ Nakli Koordinatörü Sahriye Keskin, “Çocuğumuz hastaneye yatınca 140 gün tedavisi yapıldı ve bu süreçte nakil için uygun kişi arandı. Yapılan testler sonucuna göre üvey annenin kan grubu, çocukla uyumluydu. Sonra İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Yabancılar Şube Müdürlüğü’nü aradım. Oradaki çalışanlar bize çok yardımcı oldu. Daha sonra başhekim yardımcımızın onayıyla üvey anneyi Türkiye’ye getirmek için yazışmalara başladık. Kilis Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü ile iletişime geçtik. Herkes hasta çocuk için seferber oldu. Çünkü çocuk gün geçtikçe tükeniyordu. Yazışmalarımız olumlu geçti ve annenin gelmesine karar verildi. Anneyi 3 çocuklu olarak belirtmiştik. Ancak anne sınır kapısına 6 çocukla gitmiş. Üvey anne 3 çocukla sınırdan Türkiye’ye geldi, diğer 3 çocuğu ise Suriye tarafında kaldı. Anne 3 çocuğu Suriye’de kalınca sınırdan ayrılmadı. Çocuklarını bırakıp gelmeyi kabul etmedi. Sabaha kadar çitlerin yanında çocuklarının başında beklemiş. Gerekli yazışmalarla diğer çocuklar için de izni aldık. Üvey anne ve 6 çocuğu Gaziantep’e geldi. Paraları olmadığı için otobüs biletini emniyetteki bir polis arkadaşımız aldı ve Bursa’ya geldiler. Çocuğun öz annesi olmadığı için nakil kararı için etik kurulu toplandı. İl Sağlık Müdürlüğü’nün desteğiyle kurul kısa sürede toplandı. Herkes çocuğumuz için çalıştı. Sonucunda da doğum gününde nakli gerçekleştirdik” diye konuştu.

    ‘UZUN VE ZOR BİR SÜREÇTİ’

    Tamer’in öz annesi Nadima Al Jadou, “Çok zor bir süreç geçirdik. Doğumdan bir hafta sonra bu süreç başladı. Karaciğer yetmezliği olduğunu doğduğu zaman öğrendim.Nakil yapılması gerekti. Uzun ve zor bir süreçti. Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere doktorlara ve Sağlık Bakanı’na çok teşekkür ediyorum. Bu süreçte bize çok yardım ettiler. Çocuğun hastalığı geçmeye başladı. Bu kadar sakin durmuyordu. Sürekli ağlıyordu. Şu an bambaşka bir çocuk görüyorum. Herkese minnettarım” dedi.