Etiket: manşet

  • İçişleri Bakanı’ndan İstanbul Sözleşmesi açıklaması

    İçişleri Bakanı’ndan İstanbul Sözleşmesi açıklaması

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’nin çekildiği İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili bir açıklama yayımladı.

    İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklaması şu şekilde:

    “Ülkemizde huzurun, asayişin ve güvenliğin sağlanmasında, terörle mücadelede, hırsızlıkla, organize suçlarla, siber suçlarla, uyuşturucu ile ve şiddetin, suçun her türü ile mücadelede güvenlik güçleri olarak gücümüzü anayasadan, kanunlardan ve her türlü suça karşı insanımızın masumiyetini koruma ilkesinden almaktayız.

    Uluslararası sözleşmelerin varlığı veya yokluğu, vatandaşımızın karşı karşıya kalacağı herhangi bir suç şeklini önlemeye ilişkin sorumluluklarımızı ve bu sorumluluğun gereği olan çalışmalarımızı eksiltmez veya arttırmaz.
    Ayrıca belirtmek gerekir ki milletler arası andlaşmalara, sözleşmelere taraf olmak kadar taraflıktan ayrılmak da her egemen devletin hakkıdır.

    Aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele, kadın cinayetlerini önleme konusunda bizi toplumumuza karşı sorumlu kılan, İstanbul Sözleşmesi’nin varlığı değildir. Anayasa’nın 10. Maddesi ve 41. Maddesi, TCK’nın ilgili maddeleri, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”’un ilgili maddeleri, bu konuda ilgili bakanlıklarla yürüttüğümüz eylem planı, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen Kades, Elektronik Kelepçe İzleme Merkezi gibi uygulamalar, sayılarını 81’den 1086’ya çıkararak tüm ülkemize ve ilçe düzeyine yaydığımız “Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirlikleri” ve tüm bakanlıklarla uyumlu olarak yürüttüğümüz süreç, inanıyoruz ki bu mücadelede bizi vatandaşımıza karşı mahçup etmeyecektir.

    Anayasamızın, kanunlarımızın, medeniyetimizin ve tüm değerlerimizin bize yüklediği görev ve sorumlulukları tamamen bir uluslararası sözleşmeyle cıro etmek ve eşitlemek, hem kendi büyük devlet geleneğimize, hem bin yıllık medeniyet birikimimize, hem de ortaya koyduğu gelişmeyle bölgesinde ve dünyada önemli bir güç haline gelen Türkiye’ye, özgüvenine, kendi yapabildiklerine ve kapasitesine haksızlık olacaktır.

    Bir kadının şiddete uğraması ve bir kadının cinayete kurban gitmesi, insanoğlu tarafından kabul edilemez. Bununla birlikte, Türkiye’de kadın cinayetlerinin arttığı söylemi, tamamen yalandır ve eldeki veriler tarafından desteklenmemektedir.

    Tüm suçlarla mücadele ettiğimiz gibi devletimiz, güvenlik güçlerimiz, elbette ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadeleyi de insan hakları çerçevesinde, “huzur, güven ve asayiş” anlayışıyla, vatandaşımızın herşeyin en iyisine layık olduğu bilinciyle, dün olduğu gibi bugün ve yarın da devam ettirecektir.

    Yakın zamanda herkes görecektir ki aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadelede atılan tüm adımların olumlu sonuçlarını alacağız ve dünyada bu mücadelenin örnek temsilcisi olacağız.

    Kamuoyuna saygı ve inançla duyurulur.”

  • Kabinede değişiklik iddiası: Kongre öncesi değişebilir

    Kabinede değişiklik iddiası: Kongre öncesi değişebilir

    AK Parti’nin 7. Olağan Kongresi için geri sayım devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine değişikliğine gidebileceği konuşuluyor.

    AK Parti’nin 24 Mart’ta gerçekleştireceği 7. Olağan Kongre için geri sayım devam ederken partiyi 2023 seçimlerine taşıyacak yöneticilerin yanı sıra, kabinede de kısmi değişikliğe gidileceği beklentisi nedeniyle kulisler hareketli.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonu mesaisinin önemli bölümünü kabine ve parti yönetimini şekillendirmek için ayırdığı kulislerde yansıyan bilgilerden.

    Erdoğan’ın, AK Parti’nin en üst karar organı olan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nun (MKYK) en az yarısını değiştireceği, kabinede kapsamlı değişime gidebileceği, bazı bakanların parti yönetime kaydırılabileceği, buna karşın kabinede ise siyasetçi kökenli isimlere daha fazla yer verileceği konuşuluyor.

    AK Parti’nin 24 Mart Çarşamba günü Ankara Spor Salonu’nda gerçekleştirilecek 7. Olağan Büyük Kongresi için hazırlıklar tamamlanma aşamasına geldi.

    Kongrenin ana sloganı ise “Türkiye için güven ve istikrar” olarak belirlendi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, genel başkanlık için tek aday olacağı kongrede, partinin en üst karar organı olan 50 üyeli MKYK üyeliği seçimi ile 11 üyeli Merkez Disiplin Kurulu üyeliği için seçim yapılacak.

    DAR KAPSAMLI TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ OLABİLİR

    Kongrede ayrıca tüzük değişikliği yapılması da planlanıyor. Bu kapsamda internet parti içinde iki yeni başkanlık kurulması yönünde olduğu ifade ediliyor.

    AK Parti içinde tüzük değişikliği ile genel başkanvekilliğinin kaldırılıp, “siyasi ve hukuk işleri başkanının” aynı zamanda genel başkanvekili olması önerisi de gündeme gelmişti.

    Ancak bu konudaki tüzük değişikliğinin kongrede yapılıp yapılmayacağı netleşmiş değil.

    KONGRE ÖNCESİ KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ BEKLENTİSİ

    Ancak asıl merak edilen 2018’de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesinden bu yana, Berat Albayrak’ın istifası ve Cahit Turan’ın Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınması dışında kabinesini koruyan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kongre öncesi veya sonrasında bir kabine değişikliğine gidip gitmeyeceği.

    Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok büyükşehir belediyesinin kaybedildiği 2019 yerel seçimlerinden sonra seçmenin verdiği mesajı aldığını ve “değişime gidecekleri” mesajını vermişti.

    Ancak seçimden hemen sonra böyle bir değişime gitmenin kırgınlıkları artıracağı hesap edilerek değişim, kongre sürecine ertelenmişti.

    AK Parti kulislerinde bu nedenle değişimin parti yönetimiyle sınırlı kalmayacağı belirtilerek kabinede de kısmi değişikliğe gidilmesine kesin gözüyle bakılıyor.

    Erdoğan’ın hafta sonu mesaisinin önemli bölümünü kabine ve parti yönetimini şekillendirmek için ayırdığı ve randevularını da büyük ölçüde bu nedenle iptal ettiği belirtiliyor.

    Erdoğan’ın değiştireceği bazı bakanları MKYK’ya alma yoluna gidebileceği, bu nedenle de kabine değişikliğinin çarşamba günü yapılacak kongreden hemen önce yapabileceği belirtiliyor.

    KABİNEDE SİYASET KÖKENLİLER ARTABİLİR

    İlk cumhurbaşkanlığı kabinesini alanında uzman isimlerden seçen Erdoğan’ın, yeni kabinede siyasetçi kökenli isim ağırlığının artacağı beklentisi yüksek.

    Ancak cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde kabineye giren milletvekilinin TBMM üyeliği sona eriyor.

    Erdoğan daha önce 5 milletvekili istifa ettirip kabinede görevlendirildiği için, yeni kabineye parlamentodan alacağı isimlerin son derece sınırlı olacağı, bazı eski milletvekillerinden ya da halen parti yöneticisi olan bazı isimlerin kabineye girebileceği belirtiliyor.

    Yeni kabineye girebilecek isimler arasında halen parti sözcüsü olan Ömer Çelik’in de adı geçiyor. Eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın adı ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı ya da Meclis grup başkanlığı için konuşuluyor.

    Yıldırım’ın grup başkanı olması durumunda ise Naci Bostancı’nın kabineye kaydırılabileceği yorumu yapılıyor.

    BERAT ALBAYRAK DÖNEBİLİR Mİ?

    Kasım ayında Instagram üzerinden Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden ayrıldığını duyuran Berat Albayrak’ın parti veya kabinede yer alıp almayacağı da merak konusu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde muhalefetin özellikle Merkez Bankası döviz rezervindeki erime üzerinden hedef aldığı Albayrak’a sahip çıkmış ve muhalefete de “Damat kadar taş düşsün başınıza” sözleriyle tepki göstermişti.

    Erdoğan’ın özellikle Enerji Bakanlığı döneminden övgüyle söz etmesi nedeniyle Albayrak’ın yeniden kabineye dönebileceği yorumlarına neden olmuştu.

    Parti içinde bir grup “Bitti o iş” diyerek bu olasılığa şans tanımazken parti yönetimine, cumhurbaşkanı yardımcılığı veya Enerji Bakanlığı’na getirilebileceği iddiasını seslendirenler de var.

    Şimdi merak edilen, istifasında etkisi olduğu iddia edilen Naci Ağbal’ın Merkez Bankası Başkanlığı’ndan alınmasıyla Albayrak’a dönüş vizesi çıkıp çıkmayacağı.

    BAKANLIKLAR BÖLÜNEBİLİR

    Yeni hükümet sisteminde Çalışma ile Aile Bakanlığı, Hazine ile de Maliye Bakanlığı birleştirilmişti. Ancak ilerleyen süreçte başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere birleştirilen bazı bakanlıkların iş yükünün fazlalığı veya faaliyet alanlarının farklı olması nedeniyle sorunlar yaşandığı, bu nedenle bazı bakanlıkların yeniden ayrılabileceği konuşuluyor. Bu kapsamda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bölünebileceği beklentisi dile getiriliyor.

    Bölünme halinde, eski Bakan Faruk Çelik’in yeniden Çalışma Bakanı olabileceği konuşuluyor.

    MKYK’NIN EN AZ YARISI DEĞİŞEBİLİR

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti yönetiminde de kapsamlı değişikliğe gideceği belirtiliyor. İl ve ilçe teşkilatlarının yaklaşık yüzde 70 oranında yenilendiğine dikkat çekilerek, MKYK’nın da en az yarısının değişebileceği yorumu yapılıyor.

    Kulislerde MKYK’daki milletvekili sayısının azaltılacağı, buna karşın eski milletvekili veya deneyimli siyasetçilerin MKYK’de daha fazla yer bulacağı ifade ediliyor.

    Ancak MKYK içinde seçilecek Merkez Yönetim Kurulu’nda ise milletvekili ağırlığının korunacağı ifade ediliyor.

  • Bursa’da fırından sadaka kutusunu çaldılar

    Bursa’da fırından sadaka kutusunu çaldılar

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde kimliği belirsiz kişinin fırından sadaka kutusunu çaldığı anlar, güvenlik kamerasına yansıdı.

    Olay, saat 09.00 sıralarında İnegöl ilçesi, Turgutalp Mahallesi, Kemalettin Sami Paşa Caddesi’nde meydana geldi.

    Fırına gelen iki kişiden biri kasiyeri oyalarken  diğeri ise sadaka kutusunu aldı.

    Şüphelilerin fırından ayrılmasının ardından, sadaka kutusunun yerinde olmadığını gören fırın çalışanları, güvenlik kamerasını inceledi. Şüphelilerden birinin, sadaka kutusunu aldığı anlar güvenlik kamerasına yansıdı.

    Fırın çalışanları polis ekiplerine haber vererek şikayetçi oldu.

  • Bursa’da 1 çocuk annesi diş hekimi kansere yenildi

    Bursa’da 1 çocuk annesi diş hekimi kansere yenildi

    Bursa’da görev yapan Diş hekimi Nazife Özkan Dinçer, bir süredir mücadele ettiği kansere yenik düştü. Bursa diş kliniğinde görev yapan 1 çocuk annesi 42 yaşındaki Diş Hekimi Nazife Özkan Dinçer. özel bir hastanede kanser tedavisi görüyordu. Durumu ağırlaşan Dinçer, doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Dinçer’in vefatı ailesi başta olmak üzere tüm sevenlerini yasa boğdu. Dinçer’in cenazesi Fatih Sultan Mehmet Camiinde kılınan ikindi namazına müteakip Nilüfer ilçesinde bulunan Balat Mezarlığına defnedildi.

  • Eşini 21 yerinden bıçaklayıp öldürdü! Çocukları anlattı

    Eşini 21 yerinden bıçaklayıp öldürdü! Çocukları anlattı

    Bursa’da ayrılma aşamasında olduğu eşi Serpil Karataş’ı (42) 21 yerinden bıçaklayarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Osman Cenk Karataş’ın (44) yargılandığı duruşmada, annesinin cesedini bulan 11 yaşındaki Elanaz, tanık olarak dinlendi. Küçük kız, “Mutfağa gidecekken aynanın kenarından annemi kırmızı bir şeylerle gördüm. İçimden ‘Annem kırmızı tişört mü almış, hiç böyle bir tişörtü yoktu’ diye düşündüm” şeklinde konuştu.

    Olay, 2020 yılının Haziran ayında, Nilüfer ilçesine bağlı Ertuğrul Mahallesi 112’nci Sokak’taki bir apartman dairesinde meydana geldi. Uzun süredir psikolojik tedavi gördüğü öne sürülen Osman Cenk Karataş ile eşi Serpil Karataş arasında tartışma çıktı.

    Tartışma sırasında Karataş, mutfaktan aldığı bıçağı Serpil Karataş’a art arda sapladı. Bıçağın yamulması üzerine başka bir bıçak alan Karataş, eşini bıçaklamaya devam etti. Serpil Karataş hayatını kaybederken, olayın ardından 16 ACA 914 plakalı otomobiliyle kaçan Osman Cenk Karataş, Kütahya-Eskişehir yolu Sera Köprülü Kavşağı’nda yakalandı.

    İfadesinde, “Eşimi öldürdükten sonra evde bulunan altın ve paraları alarak, Uşak’ta oturan babamın yanına gitmek için yola çıktım. Bıçağı evde bıraktım” dedi. Karataş, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    2 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEMİ

    Hakkında ‘Eşe karşı canavarca hisle adam öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Osman Cenk Karataş’ın yargılanmasına başlandı. Bursa 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya, tutuklu sanık akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda bulunması nedeniyle katılmadı.

    Öldürülen Serpil Karataş’ın babası Hulki Şentürk ve annesi Nesibe Şentürk’ün şikayetçi olduklarını söyledikleri duruşmada tanık olarak dinlenen Erdal Şentürk, ablasının bir üst katta oturduğunu anlatarak, şunları ifade etti:

    “10 Haziran tarihinde ablam eşi ile tartışmış, bu nedenden dolayı 2 gün bende kaldı. Olayın olduğu sabah eşim işte olduğu için ben çocuğuma bakıyordum. Ablamı arayarak ‘Kahvaltı yapalım’ dedim. Elanaz ile ablam bize geldi ve kahvaltı yapmaya başladık. Kahvaltı bitmeden eniştem ablamı telefonla aradı. Gayet sakin bir şekilde konuştular. Birbirlerine zaman tanımaları gerektiğini söylemişler. Daha sonra Elanaz ve ablam evlerine gitti. Ahmet benim yanımda kaldı. Yaklaşık yarım saat sonra ablam yanıma geldi. Ne konuştuklarını sorduğumda arabanın ruhsatını sorup, valizini hazırlamasını istemiş. Daha sonra eniştem tekrar aradı. Ablam ve Elanaz tekrar yukarı çıktı. Bir süre sonra endişelenmeye başladım. Bir süre sonra Elanaz geldi ve ‘Dayı anahtarı verir misin yukarıdan bir şey alacağım’ dedi. Ben de verdim. Çok geçmeden çığlık duydum. Elanaz’ın çığlıklarına koştum. Elanaz, ‘Babam yaptı, babam yaptı’ diye bağırıyordu. Kapı açıktı, komşumuz Elanaz’ı aldı, Ben çocuğumla birlikte içeri girdim. Çocuğum da ben de ablamı o şekilde gördük. Daha sonrasını hatırlamıyorum.”

    ‘BABAM ANNEME BARIŞMAK İÇİN BASKI YAPIYORDU’

    Çiftin oğlu Ahmet Karataş da babasından şikayetçi olduğunu bildirerek, “Olaydan bir hafta önce annem boşanmak istediğini belirtti. Boşanma kararından sonra dayımlarda kalmaya başladık. Babam anneme sürekli barışmak için baskı yapıyordu. Annem korktuğu için o gün Elanaz ile evimizde kaldı, ben dayımda kaldım. Olay günü dayımlarda kahvaltı yapıyorduk. Kahvaltı sırasında babam, annem ve Elanaz’ı yanına çağırdı. Annemler çıktıktan 15 dakika boyunca ses çıkmayınca bir şey oldu sandım ve bakmaya karar verdim. Ben kapıdan içeri girdiğimde babam çıktı, annem de ağlıyordu. Annem babamın Uşak’a gideceğini söyledi. Ben de annem ve kardeşim mutlu bir şekilde yaşayacağız diye rahatladım. Daha sonra annem dayımın evine gitti. Ben de arkadaşlarımla buluşmaya gittim. Bu sırada babam annemi valizini toplaması için tekrar çağırmış. Olay o sıra olmuş.” dedi.

    ‘ANNEMİN CANINI YAKIYORDU’

    Oyun oynadığı parktan döndüğünde annesinin cesedini bulan Elanaz ise, “Annemin canını yakıyordu. Annem pazara gittiğinde babam bana kimle gittiğini soruyordu. Biz dayımlarda yaşamaya başlayınca kıskanmaya devam etti. Arkadaşlarımı parkta görmüştüm. Anneme parka gideceğimi söyledim. Babam da aşırı mutlu şekilde ‘Sen çık, çık git, sen çıkabilirsin kızım’ diyerek, kapıyı arkamdan kapattı. Parkta arkadaşlarımla oynamaya başladım. Oyun oynadığım sırada babamı evden çıkarken gördüm. Fazla cepli olan bir pantolon giyiyordu ve cepleri şişkindi. El sallayarak, ‘Baba nereye gidiyorsun?’ dedim. El sallamadan arabaya bindi ve aceleyle gitti. Annemin yanına gitmek için kapıya geldim. Arkadaşımla zile bastık, açan olmadı. Arkadaşıma ‘Çok basma belki annem uyuyordur, rahatsız etmeyelim’ dedim. Tekrar parka indim. Yağmur yağmaya başladıktan sonra dayımlardan anahtarı aldım. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Yatak odasına, banyoya ve odama baktım, annemi göremedim. Tam mutfağa gidecekken aynanın kenarından annemi kırmızı bir şeylerle gördüm. İçimden ‘Annem kırmızı tişört mü almış, hiç böyle bir tişörtü yoktu’ diye düşündüm. Daha sonra gördüm ve bağırdım, dayım geldi” diye konuştu.

    Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, Osman Cenk Karataş’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

    ‘ABLAM BİR CANİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ’

    Duruşmanın ardından açıklama yapan Serpil Karataş’ın kardeşi Erdal Şentürk, “Ablam bir cani tarafından kasten öldürüldü. Çok zorlu bir süreçten geçtik. Hala geçiyoruz. Ablamın iki çocuğu var. Bu iki çocuğu hayata bağlamak adına psikolojik destek aldık. Normal hayatlarına ve eğitimlerine döndürebilmek için çaba sarf ediyoruz. Benim bir çocuğum vardı, üçe çıktı. Ben ömrümün sonuna kadar onların eğitimleri, her türlü problemleriyle ilgileneceğim. Ablamdan bize kalan yadigar onlar. İnşallah mesleklerini edindireceğim. Onları topluma faydalı birey olarak yetiştirmek en büyük gayem. Ben ablamı kaybettim. Ablamın artık geri gelmeyeceğini biliyorum ama hala kalbimizde yaşıyor. Biz Türk adaletine sonuna kadar güveniyoruz. Adalet yerini bulsun. Bir daha böyle bir cinayetle kimse karşılaşmasın. Adalete sonuna kadar güveniyoruz. Adalet yerini bulacak” diye konuştu.

    Avukat Can Aras da “En ağır şekilde cezalandırılması yönünde karar bekliyoruz” dedi.

     

  • Motosiklet hırsızı dayak yemekten bekçiler sayesinde kurtuldu

    Motosiklet hırsızı dayak yemekten bekçiler sayesinde kurtuldu

    Bursa İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı gece bekçileri, motosiklet hırsızını suçüstü yakaladı. Motosiklet sahibinin, şüpheliye saldırı girişimi de bekçiler tarafından engellendi.

    Hırsızlık girişimi, dün gece İnegöl ilçesi Cuma Mahallesi 1. Lale Sokak’ta yaşandı. Savaş B., motosikletini park edip evine girdi. Bir süre sonra ise, devriye gezen gece bekçileri, motosikletin bir şüpheli tarafından götürüldüğünü fark etti. Şüpheli, yaşanan kovalamaca sonunda yakalandı. Plakadan ulaşılan motosiklet sahibi Savaş B. de bekçilerin yanına geldi. Motosikleti teslim alan Savaş B., Muhammet A. olduğu belirlenen şüpheliye saldırmak istedi. Savaş B., bekçiler tarafından engellendi. Güvenlik kameralarına da yansıyan olayın ardında şüpheli gözaltına alındı.

  • Çıkan yangında çocuklarına evde sanan anne kriz geçirdi

    Çıkan yangında çocuklarına evde sanan anne kriz geçirdi

    Bursa’da evinde çıkan yangını görünce 3 çocuğunu içeride zanneden anne, sinir krizi geçirdi. Anne, çocuklarının komşular tarafından evden çıkarılıp, bölgeden uzaklaştırıldığını öğrenince sakinleşti.

    Mustafakemalpaşa ilçesi Atatürk Mahallesi Tuna Sokak üzerindeki Terzioğlu Apartmanı’nın giriş katında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.

    İhbar üzerine gelen itfaiye ekipleri alevlere müdahale ederken, alışverişte olan Sevgi A., komşularının telefonu üzerine koşarak evine geldi.

    9,10 ve 14 yaşlarındaki çocuklarını içeride zanneden anne, sinir krizi geçirerek eve girmeye çalıştı. Güçlükle engellenen anne, çocuklarının komşular tarafından dışarıya çıkarıldığını ve bölgeden uzaklaştırıldığını öğrenince derin nefes aldı.

    Yaklaşık 1 saatte söndürülen yangında ev kullanılamaz hale geldi. Yangının çıkış nedeninin belirlenmesi için çalışma başlatıldı.

     

     

  • Çalışmalar hız kazandı! Bursa yerli otomobile hazırlanıyor

    Çalışmalar hız kazandı! Bursa yerli otomobile hazırlanıyor

    Türkiye’nin ilk yerli, milli ve elektrikli otomobiline ev sahipliği yapacak olan Bursa’nın Gemlik ilçesindeki fabrika alanında inşaat hızla devam ederken, Bursa Büyükşehir Belediyesi de elektrikli araç şarj istasyonları ile ilgili altyapı çalışmalarına hız verdi.

    Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı İzleme ve Yönlendirme Kurulu tarafından yayınlanan genelge ile Türkiye’de kullanılan elektrikli araç sayısının arttırılması hedeflenirken, halen yaklaşık 3 bin adet olan elektrikli araç sayısının da 2023 yılına kadar 10 bini bulması öngörülüyor. Bursa’nın Gemlik ilçesindeki üretim tesislerinde inşaatı hızla devam eden Türkiye’nin ilk yerli otomobili TOGG’un da seni üretime geçmesiyle yılda 100 bin elektrikli aracın kullanıma katılması bekleniyor. Elektrikli araç kullanımının bu denli yaygınlaşacak olması elektrikli şarj istasyonlarına olan ihtiyacı da artıracak. Alt ve üst yapı yatırımlarıyla Bursa’yı geleceğe hazırlarken, teknolojik gelişmeleri de yakından takip eden Bursa Büyükşehir Belediyesi, elektrikli otomobil kullanımının yaygınlaşmasına yönelik altyapı yatırımlarına da hız verdi.

    Yer tespitleri yapılıyor

    Yerli, milli ve elektrikli otomobil üretiminin üssü olan Bursa’yı geleceğin teknolojisine hazırlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı marifetiyle elektrikli araç kullanımına yönelik altyapı çalışmalarına başladı. İlgili firmalarla yapılan görüşmeler ve saha çalışmaları neticesinde kent merkezinde yaklaşık 25 ayrı noktada kurulması planlanan elektrikli araç şarj istasyonlarıyla ilgili yer tespiti çalışmaları yapıldı. Elektrikli araç şarj istasyonlarının kurulması düşünülen noktalar seçilirken, ana arterlere ve merkez bölgelere yakınlık, vatandaşların şarj istasyonuna araçları ile kolay giriş-çıkış yapabilmesi, özellikle şehirlerarası seyahat eden vatandaşların araç bataryaları şarj edilirken dinlenebilecekleri ve yiyecek-içecek gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri mekânların bulunması gibi kriterler göz önünde bulunduruluyor. Halen kent merkezinde 1300 elektrikli araç ve 800 elektrik motorlu bisikletin bulunduğu Bursa’da, şarj istasyonu sayısının artmasıyla önemli bir sorun ortadan kalkmış olacak.

    Değişime ayak uyduruyoruz

    Bursa’nın otomotiv endüstrisindeki tecrübesini elektrikli otomobil üretiminde de en iyi şekilde göstereceğini dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, günümüzde kullanımı giderek artan elektrikli araçlara ilgili altyapı hazırlamaya başladıklarını söyledi. Geleceğin Bursa’sını inşa ederken, teknolojik değişim ve gelişeme de belediye olarak ayak uydurmaya çalıştıklarını dile getiren Başkan Aktaş, “Yerli ve milli otomobil sadece Bursa’mız için değil ülkemiz için bir gurur kaynağı olacak. Ancak Bursa olarak bu konuda da gerekli altyapıyı oluşturarak örnek olmak istiyoruz. Yakın gelecekte önemli bir ihtiyaç haline gelecek olan elektrik araç şarj istasyonları ile ilgili çalışmaları da bugünden başlatmış bulunuyoruz” dedi.

  • Prof Ceyhan açıkladı: Türkiye’de mutasyonlu hasta sayısı

    Prof Ceyhan açıkladı: Türkiye’de mutasyonlu hasta sayısı

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de mutant virüslü vakaların 10’da 1’inin tespit edildiğini belirterek, “Demek ki biz bu 41 binin 400 binler civarında olduğunu tahmin edebiliriz” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, mutasyonun yayıldığını, 76 ilde toplam 41 bin 488 İngiltere mutantı görüldüğünü açıklamıştı. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, mutasyonu hemen ‘kötüye gidecek, daha ağır seyredecek’ diye beklememek gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, virüsün daha iyiye ya da daha kötüye gitmesi için her iki durumda da iki farklı mutasyonun aynı virüste gelişmesi gerektiğini vurgulayarak, “Birinde daha ağır seyredecek hale gelecek, iyi senaryoda da daha iyi seyredecek hale gelecek; ama her ikisinde de mutlaka daha bulaşıcı hale gelmesi lazım. Daha bulaşıcı hale gelmezse, orijinal virüsün yerini alması mümkün olmaz. Bu ilk değişiklik olduktan sonra, burada bir mutasyona uğramaz bu şekilde devam ederse vaka sayılarının arttığını göreceğiz” dedi.

    ‘400 BİNLER CİVARINDA OLDUĞUNU TAHMİN EDEBİLİRİZ’

    Prof. Dr. Ceyhan, Türkiye’de açıklanan 41 bin 488 İngiltere mutasyonu olduğunu anımsatarak, “Burada da yine orijinal virüste olduğu gibi biz kabaca 10’da 1’ini tespit ediyoruz. Demek ki biz bu 41 binin 400 binler civarında olduğunu tahmin edebiliriz. Ülke içinde mutant virüs bir yerlerde çok görülüyorsa, oraların diğer bölgeler ile ilişkisinin kısıtlanması lazım. Biz böyle bir tedbir almadık. Virüsü taşıyan ya da belirtisi olmayan insanlar seyahat ediyorlar. Neden ‘Karadeniz’den sonra ikinci çok vaka artacak il İstanbul’ dedik? Binlerce insan her gün o bölgeden İstanbul’a seyahat ediyor. Bu giden insanlar, mutant virüsü yaymaya başlıyor, siz o sırada fark ediyorsunuz. Siz, ‘orada lokal tedbirler alalım’ diye karar aldığınızda bir bakıyorsunuz mutant virüs yayılmış. Farkına vardıktan sonra tedbir almanın çok etkili olmamasının nedeni bu. Bütün Türkiye çapında bu tedbirleri uygulamadığınız sürece, vakanın arttığı yerde lokal tedbirler uygulayarak salgını kontrol altına alamayız” ifadesini kullandı.

    ‘SEYAHATLERİN KISITLANMASI LAZIM’

    Seyahat serbestliğine dikkat çeken Ceyhan, “Virüs taşıyan herkes istediği yere gidebiliyor. Siz bir yerden çok büyük gayretler sarf ederken, vakalar koltuğunuzun altından kaçıp başka yerlere gidiyor. Ülke çapında genel tedbir uygulanması gerekir, tabii ki bir yerde anormal bir artış varsa oraya ayrıca özel tedbirler uygularsınız. Türkiye’nin geneline uygulanan ve vakaların azaldığı dönemde de devam eden bir önlemler paketi olması lazım. Özellikle mutasyonun yoğun olduğu illere gidiş çıkışlar kontrollü olmalı. Bir işiniz varsa, onu belgeliyorsanız, zaten özel izinle test yaptırarak gidebilirsiniz; ama sadece seyahat, gezme, ziyaret amaçlı gidişlerin mutasyonun yoğun olduğu yerler için kısıtlanması lazım. ‘Mutant virüs, hangi illerde artıyor, hangi illerde artmıyor’ salgın kontrolü açısından hiçbir önemi yok. ‘Şu an her yerde artıyor’ diye düşünmek lazım. İl bazında önlemler alarak bu salgını kontrol etmiş bir ülke yok” dedi.

    ‘MUTANT VİRÜSLER ORİJİNAL VİRÜSÜN YERİNİ ALACAK’

    Prof. Dr. Ceyhan, mutant virüsün en çok görüldüğü yaş grubuna ilişkin, “Arka arkaya bazı ülkelerden, mutant virüs ortaya çıkan hastaların daha küçük çocuklar olduğu, özellikle 0-9 yaş grubundaki vaka sayısında artışa yol açtığı rapor edildi. Daha çok küçük çocukları etkilediği, orijinal virüs kadar yaşlı kişileri değil, daha genç kişileri etkilediği gösterilmiş. Daha mutant virüs ortada yokken aşı firmaları üretim kapasitelerini açıklıyordu; ama işin içine girince o kadar yüksek dozlu aşı üretemiyorlar. Bu arada mutasyon çıkıp yayılmaya başlayınca, bazı firmalar üretim kapasitelerini mutant virüse yönlendirmeye başladı. Benim de tahminim aylar içinde bulaşma hızındaki farklılık nedeniyle mutant virüsler orijinal virüsün yerini alacak. Mutant virüse daha etkili aşılar geliştirmek firmalar açısından da daha karlı görülüyor, ihtiyaç da daha yüksek gibi olacak” diye konuştu.

  • Bursa’da iki mevsim tek karede birleşti

    Bursa’da iki mevsim tek karede birleşti

    Bursa’da iki mevsimin geçiş güzelliği havadan görüntülendi. Kasım ayında ağaç yapraklarının sararıp dökülmesiyle oluşan renk cümbüşü, karın yağmasıyla yerini beyaz örtüye bıraktı. Mart ayıyla birlikte her ne kadar bahar aylarına girilmiş olsa da Uludağ’da kar kalınlığı 140 santimetre olarak ölçüldü. Doğa ve yaban hayat fotoğrafçısı Samet Asutay’ın drone ile çektiği İnegöl ilçesi ile Kütahya’nın Domaniç ilçesi arasındaki yolda iki mevsim arasındaki geçiş montajlanınca ortaya muhteşem görüntüler çıktı.