Etiket: manşet

  • Yetkililerden yardım istedi: Artık önüne geçemiyorum

    Yetkililerden yardım istedi: Artık önüne geçemiyorum

    Bursa’da evinin önündeki doğal gaz borusunu keserek mahalleyi havaya uçurmak isteyen, son zamanlarda da komşularına tırpanla, çaydanlıkla saldıran kadının oğlu yetkililerden yardım istedi. Mahalle sakinleri ile kavga eden ve olay yerine gelen polis ekiplerine elindeki çaydanlık ile direnen Akgül Y.’nin oğlu Serdar Ertuğral, “Ne olur Sağlık Bakanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, vali, kaymakam ve belediye başkanımız annemin tedavisi için devreye girsin. Onun tedavi görmesini mahalle sakinleri kadar ben de istiyorum” dedi.

    Mahalleli evinden taşındı

    Bursa’da geçen sene mahalleyi havaya uçurmakla tehdit edip doğal gaz borusunu patlatan, çaydanlıkla komşulara saldıran kadın, bu sefer de tırpanla komşularının üzerine yürüdü. Akgül Y. (41), olay yerine gelen polis ekiplerine elindeki çaydanlık ile direnerek ölümle tehdit etmişti. Mahallelinin isyan ettiği, birçok kişinin taşınmak zorunda kaldığı kadının oğlu Serdar Ertuğral (24), annesinin tedavisi için yetkililerden yardım istedi.

    “Artık önüne geçemiyorum”

    Mahallelinin şikayetleri üzerine defalarca annesinin gözaltına alındığını, hatta cezaevine bile girdiğini belirten Ertuğral, “Annemi bildim bileli bu şekilde rahatsız. Artık önüne geçemiyorum. Annem 15 senedir böyle. Annem şizofreni hastası olduğu için kendi kendine hayaller kuruyor. Birçok kez televizyonlara çıktı. Üzülerek söylüyorum, doğal gazı patlatmak isteyen, polislere saldıran kadın benim annemdir. Annemi kaç kez karşıma aldım, konuştum. Ama kabul etmiyor. Bana “sen hastasın” diyerek, hastane kapısının önünden bile geçmiyor. Annemde hata olduğunu biliyorum. Ama komşularımızın da biraz anlayışlı olup onun üzerine gitmemesini rica ediyorum. Onlar hatalı demiyorum. Annemin hastaneye yatırılması için dilekçe verdik. Ancak olumlu veya olumsuz bir cevap alamadık” diye konuştu.

    “Yetkililerden yardım istiyor”

    Annesinin hasta olduğunu ifade eden Ertuğrul, “Bir gün biri çıkıp, benim canım yanacağına senin canın yansın der, olaylar büyür. Benim elimden gelen bir şey yok. Evi taşıyalım diyorum, gitmiyor. Hiçbir şey yapamıyorum. Çaresiz kaldım. “Millete sataşmasın” diye annemin peşinden koşturuyorum. “Bir gün birine bir şey olacak” diye uyarıyorum. Anneme, ‘Sen bir şey yapacaksın. Gireceksin cezaevine, ben burada ne yapacağım? Kimsenin suçu yok. Ben vicdan azabından ölürüm’ diyorum. Gece gündüz herkese küfrediyor. Saldırıyor. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız’dan, Sağlık Bakanlığı’mızdan, Bursa Valisi Yakup Canbolat’tan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’tan yardım istiyorum. Ancak maddî yardım değil, sadece annemin tedavi olmasını istiyorum. Hastaneye mi yatacak, ilaç tedavisi mi görecek, nasıl olur bilmiyorum” dedi.

    “Annem köpekleri getiriyor, ben belediyeye teslim ediyorum”

    Vatandaşların şikâyetçi olduğu başka bir meselenin de köpekler olduğunu belirten Serdar Ertuğrul, “Her insan hayvan sever, köpek besler. Ama annem sokaktan topladığı köpekleri eve getiriyordu. Ben de o evde yokken veya uyurken köpekleri belediyeye teslim ediyordum. Hatta Rottveiler cinsi köpek bile beslediği oldu. Bana bile saldırıyordu” şeklinde konuştu.

  • Çanakkale Savaşı’nın Bursalı kahramanı: Müstecip Onbaşı

    Çanakkale Savaşı’nın Bursalı kahramanı: Müstecip Onbaşı

    Çanakkale Savaşı’nda attığı topçu atışıyla Fransızlara ait ‘Turkuaz’ adlı denizaltıyı vurarak, teslim alınmasını sağlayan Müstecip Onbaşı’nın kızı Ulviye Balkan (75), “Denizaltıyı fark ettiğinde komutanlarından emir beklemeden topçu atışına başlamış. Gemiyi üçüncü atışta vurmuş. Gemi battıktan sonra askerlerin şapkaları, yüzeye çıkmış. Sağ kalanlar teslim olmuş” dedi.

    Bursa’nın Yenişehir ilçesinde 1891 yılında dünyaya gelen Müstecip Kılıçaslan, Balıkesir’de silah altına alındıktan sonra Çanakkale’ye deniz topçu eri olarak gönderilir. Müstecip Onbaşı, 30 Ekim 1915 tarihinde Kilitbahir’de nöbeti esnasında Çanakkale Boğazı’nı geçmekte olan ve su üzerinde kulesi görünen Fransız denizaltısı Turkuaz’ı 3’üncü top atışında vurur. Karaya oturan Turkuaz tekrar dalışa geçemez. Mürettebatı, silah ve techizatıyla birlikte teslim olur. Çanakkale Savaşı’nın seyrinde önemli rol oynayan Müstecip Onbaşı, savaşın sona ermesinin ardından doğduğu Yenişehir ilçesine geri döner. 1959 yılında da hayata gözlerini yumar.

    KIZI BABASININ YAŞADIKLARINI ANTTI

    Müstecip Onbaşı’nın kızı Ulviye Balkan, konuştu. Balkan, “Babamın söyledikleri aklımda kaldı. O zamanlar daha küçüktüm. ‘Babam yine askerliğe başladı’ derdim. Çanakkale Savaşı sırasında Fransızların denizaltısını, emir almadan ateş ederek vurmuş. Gemi battıktan sonra gemideki askerlerin şapkaları yüzeye çıkmış. Sağ kalanlar teslim olmuş. Bizi, Çanakkale’ye de götürdüler. O zamanları bilen yaşlı bir adam o günleri anlattı” dedi.

    Babasının 8 yıl askerlik yaptığını söyleyen Ulviye Balkan, “Babama madalya verdiler. Öldükten sonra maaş bağlamak istemişler. Ağabeylerim maaşı kabul etmedi. ‘Tüyü bitmemiş yetim hakkı var’ dediler. Bir yemeği beğenmediğim zaman, ‘Cephede ayakkabımın altını kesip yedim’ diyerek, kızardı” diye konuştu.

    Dedesinin hikayesini annesinden dinleyerek büyüyen Celal Balkan da şöyle konuştu:

    “Teleskopu çıkarıp etrafa bakındığında denizaltının teleskopunu görüyor. Komutanından izin almadan ateş ediyor ama vuramıyor. İkinci ateşte de vuramıyor. Üçüncüsünde teleskopun olduğu yeri vuruyor. Sonra denizaltı yüzeye çıkıyor ve teslim alınıyor. İçindeki evraklardan bize yönlenmiş bir denizaltı daha olduğunu tespit ediyorlar. O zamanki müttefikler de diğer denizaltına yönlendiriliyor. O da başka bir yerde vuruluyor.”

  • Annesini cezalandırmak için kız kardeşini öldürdü

    Annesini cezalandırmak için kız kardeşini öldürdü

    Konya’da şizofreni hastası ağabeyi Soner B.’nin (25), boğazını kesip, vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldürdüğü Yağmur B.’nin (15) cinayeti ile ilgili ayrıntılar ortaya çıktı. Yağmur’u ders çalıştığı sırada öldürdüğü belirlenen Soner B.’nin ilk ifadesinde ”Annem, sürekli kaymakamlığa müracaat edip benim hastaneye yatırılmamı istiyordu. Ömrü boyunca evlat acısı çeksin diye kardeşimi öldürdüm” dediği ortaya çıktı. Soner B.’nin dün getirilidiği hastaneden “Beni zorla getirdiler. Ayrılmak istiyorum” diyerek tedaviyi kabul etmediği ve kaçtığı belirlendi. Soner B.’nin 7 Mart’ta ‘#Kadınaşiddetehayır’ mesajı paylaştığı da ortaya çıktı.

    Olay, dün saat 18.00 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Selahattin Eyyübi Mahallesi Gençtürk Sokak’ta meydana geldi. Akşam saatlerinde eve gelen aile fertleri, Yağmur B.’nin kapıyı açmaması ve kilitli olması nedeniyle endişelenerek polise haber verdi. İhbar üzerine gelen ve çilingirle eve giren polis, Buhari İmam Hatip Lisesi 1’inci sınıf öğrencisi Yağmur B.’yi boğazı kesilmiş ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanmış halde buldu. Kanlar için yatan Yağmur B.’nin yapılan kontrolde yaşamını yitirdiği belirlendi. Olay yerinde yapılan incelemede Yağmur’un ders çalıştığı sırada öldürüldüğü anlaşıldı.

    YAĞMUR’U ŞİZOFRENİ HASTASI AĞABEYİ ÖLDÜRMÜŞ

    Polis ekiplerince Yağmur’un ölümünü hakkında çalışma başlatıldı. Yapılan araştırmada Yağmur’un ağabeyi Soner B.’nin şizofreni hastası olduğu, tedavisi için dün Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırıldığı ancak buradan kaçtığı belirlendi. Araştırmalarını bu yönde yoğunlaştıran polis, Yamur’u ağabeyi Soner B.’nin öldürdüğünü tespit etti. Olaydan sonra kaçan ve bir süre sonra eve gelen Soner B., polis ekiplerince gözaltına alındı.

    ‘ANNEM BENİ HASTANEYE YATIRMAK İSTİYORDU, CEZALANDIRMAK İSTEDİM’

    Soner B.’nin poisteki ilk ifadesinde, “Annem, sürekli kaymakamlığa müracaat edip benim hastaneye yatırılmamı istiyordu. Cezalandırmak için kız kardeşimi öldürdüm. Ömrü boyunca evlat acısı çeksin diye kardeşimi öldürdüm” dediği öğrenildi.

    HASTANEDE TEDAVİ OLMAK İSTEMEMİŞ

    Soner B.’nin ağustos ayında Beyhekim Devlet Hastanesi’nde ‘şizofren’ tanısıyla tedavi gördüğü belirlendi. Dün de ailesinin istediği üzerine polis eşliğinde ambulansla Konya Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan Soner B.’nin, sevk edileceği Beyhekim Devlet Hastanesi’ne yatırılıp tedavi görülmesi kararını “Beni zorla getirdiler. Hastaneden ayrılmak istiyorum. Tedavi olmayacağım. Ben yatmak istemiyorum” diyerek kabul etmediği ortaya çıktı. Tedaviyi kabul etmediği için de acil servis görevlilerince tutanak imzalatılan Soner B.’nin bu işlemleri devam ettiği sırada görevlileri haber vermeden hastaneden kaçtığı belirlendi.

    İl Sağlık Müdürlüğü de Soner B.’nin hastaneden kaçmasıyla ilgili inceleme başlattı.

    YAĞMUR’DAN GERİYE KAPI ÖNÜNDEKİ AYAKKABISI KALDI

    Ders çalışırken ağabeyi tarafından öldürülen Yağmur’dan geriye kapı önündeki ayakkabıları kaldı. Öte yandan, Soner B.’nin 7 Mart’ta ‘#Kadınaşiddetehayır’ mesajı paylaştığı ortaya çıktı.

     

  • Bursa’da PTT hırsızları 3 ay sonra yakalandı

    Bursa’da PTT hırsızları 3 ay sonra yakalandı

    Bursa’da geçen yıl aralık ayında PTT şubesine silahla gelerek 10 bin 400 lira çalan soyguncuların giydikleri kıyafetlerin çalıntı olduğu ve daha sonra elbiseleri boş arazide yakarak İstanbul’a kaçtıkları öğrenildi. Sosyal medyada haber videolarını göstererek övünen soyguncular, yüzlerce güvenlik kamerası incelenerek, saklandıkları evde yakalandı. Soygunculardan biri, gazetecilere, ”Çekme lan! Canım çekti yaptım” diye bağırdı.

    Olay, geçen yıl 4 Aralık günü Emek Adnan Menderes Mahallesinde Menderes Çocuk Parkı içerisinde bulunan PTT şubesinde sabah 09.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, PTT’nin açıldığı ilk dakikaları fırsat bilen soyguncular ellerinde silahlarla içeri girerek, veznedarlardan kasada bulunan 10 bin 400 lirayı alıp hızla kaçmaya başladı. Yaşanan olayın ardından görevlilerin panik butonuna basması üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olayla ilgili güvenlik kameralarını inceleyen gasp masası dedektifleri ve parmak izi alan olay yeri inceleme ekipleri, şüphelilerin eşkâlini belirlemek için çalışmalara başladı.

    Yüzlerce güvenlik kamerası incelendi

    Olayın ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliğine bağlı ekipler, postane kameralarından başlayarak şüphelilerin kaçtıkları yere kadar yüzlerce güvenlik kamerasını incelemeye başladı. Şüphelilerin olayın ardından ilk olarak üzerindeki kıyafetlerin çalıntı olduğunu ve bunları yakarak yollarına devam ettiğini belirleyen ekipler, iki soyguncunun postahane yakınında bulunan bir yakınlarının evine sığındığını belirledi. Burada kıyafetlerini değiştiren şüphelilerin Geçit Mahallesinden bir taksiye binerek Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminaline, oradan da İstanbul’a kaçtıkları belirlendi.

    Silahları bir yakınının evine bırakmışlar

    Soygunculardan birinin İstanbul’da ikamet eden ve 15 farklı sabıkası olduğu öğrenilen 21 yaşındaki Barış K. ve onunla birlikte İstanbul’a kaçan ve Bursa’da ikamet eden 21 yaşındaki Fatih Y. olduğunu tespit eden ekipler, çalışmalarına burada devam etti. İki şüphelinin Bursa’da yaptıkları soygunun ardından sosyal medyada videoları izleyerek övündükleri öğrenildi.

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği ekipleri, 4 ay boyunca inceledikleri güvenlik kameraları sonucunda şüphelileri İstanbul’da bir yakınlarının evinde saklanırken yakalayıp Bursa’ya getirdi. Burada işlemleri tamamlanan şüpheliler, gazetecilere, ”Ne çekiyorsun lan!” ve ”Canım çekti yaptım” dedi.

  • Bursa’da hasta ziyaretine giderken kazada can verdi

    Bursa’da hasta ziyaretine giderken kazada can verdi

    Bursa’da Şehir Hastanesi’ne hasta ziyaretine giderken direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı yönden gelen servis minibüsüne çarpan otomobil sürücüsü olay yerinde hayatını kaybetti.

    Kaza dün akşam 19:00 sıralarında Nilüfer İlçesindeki Özlüce ve Doğanköy mahaleleri arasındaki Şehir Hastanesi bağlantı yolunda meydana geldi.
    Şehir Hastanesi’ne hasta ziyaretine gittiği öğrenilen 16 AEB 203 plakalı otomobil sürücüsü Mustafa Avcu (60) Doğanköy NOSAB yolu üzerinde Şehir Hastanesi istikametine ilerlediği sırada tonajlı kamyonların geçiş yaparken bozduğu asfalt yolda oluşan eğim sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetti. Karşı şeride geçen otomobil Şehir Hastanesi istikametinden gelen B.D. idaresindeki 16 S 4474 plakalı servis minibüsü ile kafa kafaya çarpıştı.

    Hurdaya dönen otomobilin sürücüsü Mustafa Avcu olay yerinde hayatını kaybederken, servis minibüsünde yolcu olarak bulunan E.D. yaralandı. 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından E.D. Bursa Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Araç içerisinden itfaiye ekipleri tarafından çıkarılan Mustafa Avcu’nun cansız bedeni de Şehir Hastanesi Morguna kaldırıldı.

  • İki yıldır sıra bekliyordu! Bursa’da 2 haftada nakil oldu

    İki yıldır sıra bekliyordu! Bursa’da 2 haftada nakil oldu

    Başka şehirde iki yıl kornea nakli bekleyen vatandaş, Bursa’da bulunan Göz Bankası sayesinde iki hafta içinde nakil oldu. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kornea nakli bekleyen hastalara hizmet vermek amacıyla 2013 yılında kurulan Göz Bankası, hastaların nakil bekleme sürelerini kısaltıyor. Göz Bankası, yalnızca Bursalılara değil, Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen hastalara, yıllar süren bekleme süreleri yerine haftalar içinde nakil olma imkanı sunuyor. Vatandaşlar ise şifa bulmak için kilometrelerce uzaklıktan gelip nakil olmak için başvuruda bulunuyor.

    Göz Bankası sayesinde kısa sürede sağlığına kavuşan isimlerden biri de 27 yaşındaki Kaşif Akalan oldu. Başka bir şehirde 2 yıl sıra beklediğini ve sıra gelmediği için Bursa’ya geldiğini belirten Akalan, “Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muayene oldum ve beni 2 hafta sonra çağıracaklarını söylediler. Dedikleri gibi 2 hafta içinde beni çağırdılar ve ameliyat oldum. Ondan sonra gözüm görmeye başladı. Şimdi de sağ gözümden ameliyat olacağım. Onun için sıra bekliyorum. İnşallah daha güzel göreceğim” dedi.

    Görme kaybı nedeniyle başvuran hastada ileri derecede Keratokonus tespit ettiklerini ve yapılacak başka bir tedavi yöntemi kalmadığını dile getiren Op.Dr. Hafize Gökben Ulutaş ise, görme düzeyini artırmak adına kornea nakli yapılmasına karar verdiklerini ve iki hafta sonra da nakli gerçekleştirdiklerini söyledi. Hastanın kornea nakli gerçekleştirilen gözünün görme düzeyinin gayet tatmin edici değerlerde olduğu bilgisini veren Dr. Ulutaş, “Hastanın diğer gözünde de Keratokonus ileri evrelere geldiği için kornea nakli yapmak üzere sıraya aldık. Bu işlemi de kısa sürede gerçekleştirmeye çalışacağız” diye konuştu.

  • Bursa’da radyo programcısını öldüren zanlı tutuklandı

    Bursa’da radyo programcısını öldüren zanlı tutuklandı

    Bursa’da radyo programcısı Hazım Özsu’yu (55) öldürdüğü iddiasıyla Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alınan H.N. (45), nöbetçi mahkemece tutuklandı.

    9 Mart akşamı kapüşonlu ve siyah maskeli bir kişi, yerel radyoda program yapan Hazım Özsu’nun Altınova Mahallesi’ndeki evinin zilini çalmış, kapıyı açan Özsu’ya tabancayla ateş ederek kaçmıştı. 112 Acil Servis ekibince Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Özsu, müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.

    Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 322 güvenlik kamerasına ait binlerce saatlik görüntüleri inceledikten sonra katil zanlısı H.N’yi 6 gün sonra gözaltına aldı.

    Zanlının ilk ifadesinde, dinleyicisi olduğu Özsu’nun programda kullandığı bazı ifadeleri beğenmediği için saldırıyı gerçekleştirdiğini öne sürdüğü öğrenilmişti. Geniş güvenlik tedbirleri altında adliyeye sevk edilen zanlı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak Bursa Cezaevi’ne gönderildi.

     

  • “Hastaneye yatışlar 1 hafta sonra artabilir”

    “Hastaneye yatışlar 1 hafta sonra artabilir”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın, koronavirüs salgını ile mücadelede normalleşme sürecinin etkilerinin bu hafta görülmeye başlandığını söyledi. Akın, “Hastaneye başvurularda artış var; ama yatışlarda çok yüksek bir artış yok. Hastalık semptomatik belirtilerle başlıyor. Belirtileri takip eden 5 ile 7’nci günde bazı kişilerde tablo ağırlaşıyor. Demek ki bir dahaki hafta hastaneye yatışlarda bir artışla da karşılaşabiliriz” dedi.

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Uzmanı, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın, DHA’ya yaptığı açıklamada, il il 100 bin kişide görülen koronavirüs vaka sayılarının yer aldığı güncel risk haritasını değerlendirdi. Akın, “Şubat ayında Türkiye’ye giren İngiliz varyantının yayılma, bulaşma özelliği çok yüksek olduğu için Mart ayında eski önlemler, kısıtlamalar sürdürülse bile yine bir şekilde vaka artışı bekleniyordu” dedi. Akın, normalleşme etkilerinin bu hafta görülmeye başlandığını kaydederek, “Şu anda vaka sayıları 15 bine gelmiş belki daha da fazla olabilir. Saptananlar bunlar çünkü. Başvurularda artışlar olduğunu duyuyorum. Hastaneye başvurularda artışlar var; ama yatışlarda öyle çok yüksek bir artış yok. Hastalık belirtileri takip eden 5 ile 7’nci günde bazı kişilerde tablo ağırlaşıyor. Buna bağlı olarak hastaneye yatırıyoruz. Demek ki bir dahaki hafta gerçekten Türkiye’deki tablo ağırlaşmaya gidiyorsa, bir dahaki hafta hastaneye yatışlarda bir artışla da karşılaşabiliriz. Hastaneye yatmak tabii kaybedeceğimiz insan sayısının artma olasılığını gösteriyor” diye konuştu.

    ‘SOSYAL YAŞAMIN CANLANMASI RİSKİ ARTIRIYOR’

    Vaka sayılarının arttığı illerde şehirlerarası seyahate dikkat çeken Akın, “Vakaların çok yoğun görüldüğü illerdeki insanların hafif olan daha az görülen illere gitmesi ya da hafif görülen illerdeki insanların yoğun görülen illere gidip, tekrar kendi illerine geri dönmesi, hastalığın farklı illere bulaşmasına sebep oluyor. Bu konuda önemli noktalardan birisi, eğer yoğun bir bölgedeyseniz ilin dışına çıkmamak lazım. Ya da sakin bir bölgedeyseniz, kendi bulunduğunuz ilde faaliyetlerinizi sürdürmek zorundasınız. Çok zorunlu haller olabilir. Sosyal nedenler, kayıplar, hastalıklar gibi. Bu nedenle tabii gidilebilir. Ama muhakkak ‘normalleşme’ adı altında verilen sosyalleşme, sosyal yaşamın biraz canlanması riski artırıyor. O yüzden herkesin riskin arttığını düşünerek, kendi önlemlerine daha dikkatli uyması ve takip etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    ‘GÜNEY AFRİKA MUTANTI, SİNSİ SİNSİ ARAYA GİRMEK İSTİYOR’

    Akın, mutasyonlu virüsün artan vaka artışlarına etkisini değerlendirerek, “Türkiye’de şu anda dolaşımdaki mutasyonu virüsün yüzde 50-60’ı İngiliz varyantıdır. Bu yüzden de bunun bulaşmasını çok yüksek olduğunu biliyoruz. Bir takip var. Muhtemelen Mart ayının sonlarına doğru buna ait verileri elde edebiliriz. Çünkü İngiltere’de bu veriler ancak Ocak ayında yayınlanmaya başladı. Bir takibe ihtiyacımız var. Şu anda Vuhan tipi virüsle, meşhur İngiliz tipi virüsün bir karışımını yaşıyoruz. Bu arada sinsi sinsi araya girmek isteyen Güney Afrika mutantı var. O biraz daha sıkıntılı. Şu anda Türkiye’de çok yaygın değil ama o da bir süre sonra yaygınlaşabilir” dedi.

  • Ailesini katletmişti! “Yeğenimi Bitcoin yaktı”

    Ailesini katletmişti! “Yeğenimi Bitcoin yaktı”

    Antalya’da oturdukları 3 katlı villada, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle öldürüp intihar eden Mustafa Gider’in (40) halası Nimet Güler, “Yeğenim Bitcoin yüzünden, önce 250 bin TL’sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son arkadaşından aldığı 35 bin TL’yi kaybedince bunalıma girdi. Yeğenimi Bitcoin yaktı” dedi.

    Olay, pazartesi günü saat 22.00 sıralarında, Muratpaşa İlçesi Güzeloba Mahallesi 2386 Sokak’taki Sefakent Yağmur Sitesi’nde bulunan 3 katlı villada meydana geldi. Villada oturan ailenin oğlu Mustafa Gider’den haber alamayan iki arkadaşı, endişelenip adrese gitti. Gider’in arkadaşları, villanın balkon kapısını aralayıp baktıklarında, iki kişinin yatak üzerinde hareketsiz yattığını görünce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine gelen polis ekibi, balkon kapısını kırıp villaya girdiğinde, Muzaffer Gider (73), eşi Işık Gülsen Gider (65) ile çocukları Mustafa ve Gamze Gider’i (45) silahla vurulmuş halde buldu. Çağrılan sağlık ekipleri, 4 kişinin yaşamını yitirdiğini belirledi.

    BABASININ CESEDİNİ ALT KATA TAŞIMIŞ

    Yapılan incelemede, Mustafa Gider’in, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle başlarından vurup öldürdükten sonra intihar ettiği belirlendi. Mustafa Gider’in, babasını birinci katta öldürdükten sonra cesedini sürükleyerek zemin kata taşıdığı saptandı. Annesi ile ablasını zemin katta vurup öldüren Gider’in, pompalı tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek, yaşamına son verdiği tespit edildi. Polisin incelemesinin ardından 4 cenaze, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Yapılan araştırmada psikolojik sorunları olduğu belirtilen Mustafa Gider’in, bir otelde fotoğrafçılık yaptığı, çevresine de yaklaşık 150 bin lira dolayında borcu bulunduğu ortaya çıktı.

    YEĞENİMİ BİTCOİN YAKTI

    Adli Tıp Kurumu morgundaki 4 cenaze, bugün yakınları tarafından alındı. Cenazelerin alındığı sırada gözyaşı döken hala Nimet Güler, Mustafa Gider’in Bitcoin yüzünden çok para kaybettiğini, bu yüzden sorunlar yaşadığını söyledi. Güler, “Yeğenim otelde fotoğrafçılık yapıyordu. Bu çalıştığı süre içinde 250 bin lirası vardı. Bitcoin yüzünden önce 250 bin TL’sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son ise arkadaşından aldığı 35 bin TL’yi kaybedince bunalıma girdi. Sorunlar yaşamaya başladı. Arkadaşı alacağı olan 35 bin TL’yi istemiş. Parayı geri veremeyince bunalıma girmiş ve sonu böyle oldu. Yeğenimi Bitcoin yaktı. Artık bunu fakirler oynamasın. Bitcoin zenginlerin, parası olanların oynaması gereken bir şey. Değilse o bunları yapacak bir çocuk değildi” diye konuştu.

  • Bursa’da film gibi kovalamaca! Takviye ekip sevk edildi

    Bursa’da film gibi kovalamaca! Takviye ekip sevk edildi

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip, otomobiliyle polisin ‘dur’ ihtarına uymayan M.B. (37) yaklaşık 25 kilometrelik kovalamacanın ardından yakalandı. M.B. gözaltına alınırken, yanındaki oğlu R.B. (14) ise evine götürülerek annesine teslim edildi. Oğlu ve kendisine toplam 6 bin 300 TL ceza kesilen M.B., basın mensuplarının “Polisten neden kaçtın?” sorusuna “Çocuk var diye kaçtım” dedi. Kovalamaca anı ise saniye saniye görüntülendi.

    İl Emniyet Müdürlüğü Osmangazi Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, sokağa çıkma kısıtlaması kapsamında yaptıkları uygulama sırasında saat 23.00 sıralarında Soğanlı Mahallesi Kanalboyu Caddesi’nde 16 RU 465 plakalı otomobili durdurmak istedi. Polisin ‘dur’ ihtarına uymayan sürücü, hızını artırıp, yoluna devam etti, polis ekipleri de peşine düştü. Anons üzerine bölgeye takviye ekipler sevk edildi.

    İzini kaybettirmek için ara sokaklara giren sürücü, ardından Avrupa Konseyi Bulvarı’na çıkarak kaçışını sürdürdü. Yaklaşık 25 kilometrelik kovalamacanın ardından kaçamayacağını anlayan otomobilin sürücüsü, aracı durdurup teslim oldu. Sürücü M.B. gözaltına alınırken, yanındaki oğlu R.B. ise evlerine götürülerek annesine teslim edildi.

    ‘ÇOCUK VAR DİYE KAÇTIM’

    M.B. emniyete götürülürken basın mensuplarının “Neden kaçtın?” sorusunu “Çocuk var diye kaçtım” diye cevap verdi. M.B. ve oğlu R.B.’ye sokağa çıkma kısıtlamasını ihlalden toplam 6 bin 300 TL ceza kesildi. Muayenesinin eksik olduğu tespit edilen otomobil ise emniyet otoparkına çekildi.