Etiket: manşet

  • Bursa’da fabrika küle döndü! 2 milyon liralık hasar

    Bursa’da fabrika küle döndü! 2 milyon liralık hasar

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde mobilya fabrikası, çıkan yangında alevlere teslim oldu. İtfaiye ekiplerinin 2 saatlik çalışması sonucu söndürülen yangının ardından küle dönen fabrikada yaklaşık 2 milyon TL’lik maddi hasar meydana geldiği belirtildi.

    Kırsal Çeltikçi Mahallesi’nde bulunan mobilya fabrikasında, gece yarısı yangın çıktı. Fabrikanın depo kısmında henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangın, ahşap ve yanıcı maddelerin alev almasıyla kısa sürede büyüdü.

    Alevlerin fabrikayı sardığını gören vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına kısa sürede müdahale ederken alevleri kontrol altına almak için yoğun çaba sarf etti.

    Alevlerin kilometrelerce uzaklıktan görüldüğü mobilya fabrikasındaki yangın, itfaiye ekiplerinin 2 saatlik çalışmasının ardından kontrol altına alınarak söndürüldü.

    Olayda can kaybı yaşanmazken ilk belirlemelere göre yaklaşık 2 milyon TL maddi hasar meydana geldiği öğrenildi. İtfaiye ekipleri yangının çıkış nedenini araştırıyor.

  • Bursa’da yaya geçidinde bisikletli gence minibüs çarptı

    Bursa’da yaya geçidinde bisikletli gence minibüs çarptı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde, bisikletiyle yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çalışan 16 yaşındaki Sercan İnci, minibüsün çarpması sonucu ağır yaralandı.

    Kaza, akşam saat 20.30 sıralarında İnegöl ilçesi, Ahmet Türkel Çevreyolu üzerinde meydana geldi. Yolun karşısına geçmek isteyen bisikletli Sercan İnci, yaya yolunu kullandı. Bu sırada cadde üzerinde seyreden sürücü Murat Sarıkaya (39) yönetimindeki 16 ABZ 15 plakalı minibüs, İnci’ye çarptı.

    Sercan İnci bisikletinden düşerek yaklaşık 30 metre sürüklendi. Çevredekileri İnci’nin yardımına koşarken durum sağlık ekiplerine bildirildi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri tarafından olay yerinde ilk müdahalesi yapılan Sercan, İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedaviye alındı.

    Talihsiz çocuğun hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.  Sürücü Murat Sarıkaya gözaltına polis ekiplerince alındı, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Abdullah Öcalan açıklaması

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Abdullah Öcalan açıklaması

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, terörist başı Abdullah Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu belirterek öldüğü yönündeki asılsız iddialara itibar edilememesi gerektiğini duyurdu.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü konumunda bulunan terörist başı Abdullah Öcalan hakkında açıklama yapıldı.

    Savcılık tarafından yapılan açılamada, “İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Abdullah Öcalan’ın bazı sosyal medya hesaplarında öldüğü yönünde asılsız iddiaların yer aldığı anlaşılmış olup, Hükümlü hayatta olup, sağlık durumu iyidir. Bu tür haberlere itibar edilmemesi gerektiği hususu, Kamuoyuna saygıyla duyurulur. “ ifadelerine yer verildi.

  • Erdoğan açıkladı: Üretim merkezi Türkiye olacak

    Erdoğan açıkladı: Üretim merkezi Türkiye olacak

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Otomobili Projesinin tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, “İnşallah ilk seri üretim araçları 2022 yılı sonunda banttan indirmeyi arzu ediyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Otosan’ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ‘Gelecek Vizyon’ toplantısına katıldı. Erdoğan, Ford Otosan ile Ford Avrupa arasında yapılacak satın alma sözleşmesinin imza töreniyle Türkiye’yi küresel rekabette ileriye taşıma, teknoloji ve üretim üssüne dönüştürme yolunda önemli bir adım daha atacaklarını kaydetti.

    Erdoğan, “Bugünkü imza töreni devletimizin yatırımlarla ilgili kuşatıcı ve destekleyici tavrının en güzel örneğidir” dedi. Ford Otosan’ın yüzde 70’e varan yerlilik oranı, yüzde 90’ı bulan ihracat oranı ile ülkenin kalkınmasında çok kritik bir yer oynağını belirten Erdoğan, “Türkiye otomotiv sanayinin elektrikli ve bağlantılı araçlarla dönüşmesini sağlayacak bu yatırımla Ford Otosan araştırma geliştirme, ihracat ve katma değer etkisi 10 yıla yayılacak büyük bir vizyon ortaya koymaktadır. Proje tamamlandığında Ford Otosan’ın 440 bin olan üretim kapasitesi, 650 bine yükselecek, Kocaeli’nde üretilip Avrupa’ya ihraç edilen araçlarla Türkiye’nin liderliği daha da perçinlenecektir” ifadelerini kullandı.

    ‘ÜRETİM MERKEZİ TÜRKİYE OLACAK’

    Erdoğan, kurulacak tesiste sadece dizel ve benzinli araçlar değil kullanımı giderek yaygınlaşan elektrikli araçlar ile batarya üretiminin de yapılacağını vurgulayarak, “Bu şekilde 130 bin adetlik bir batarya kapasitesi ülkemize kazandırılacak. Yatırım sayesinde geleceğin otomotiv sanayisinde elektrikli ve bağlantılı ticari araçların da en büyük üretim merkezi Türkiye olacaktır. Yatırımla bölgede doğrudan 3 bin kişilik ilave istihdam oluşacak, Ford Otosan’ın toplam istihdam sayısı böylece 15 bini aşacaktır. Bu yatırımın yan sanayiye ciddi katkılar yapmasını, burada ilave 15 bin kişilik dolaylı istihdam gerçekleştirmesini bekliyoruz” diye konuştu.

    ‘CAZİP BİR YATIRIM İKLİMİ OLUŞTURDUK’

    Yatırımın aynı zamanda Türk mühendislere elektrikli araçlar ve batarya konusunda, tasarım geliştirme ve yazılım gibi alanlarda ciddi kabiliyetler de kazandıracağına inandığını belirten Erdoğan, “Türkiye’de yatırım yapan yerli ve uluslararası şirketlere her gün yenilerinin eklenmesinin gerisinde son 18 yıldır uyguladığımız girişimci dostu politikalar bulunuyor. Hayata geçirdiğimiz reformlarla yatırımcılar arasındaki yerli-yabancı ayrımını ortadan kaldırarak herkes için cazip bir yatırım iklimi oluşturduk. Özel sektörü kalkınma çabalarımızın lokomotifi haline getirmek için firmalarımıza gereken her türlü teşviki sağladık” ifadelerini kullandı.

    ‘2021 SALGINLA MÜCADELEYİ ZAFERE TAŞIDIĞIMIZ BİR YIL OLACAK’

    Erdoğan, imalat sanayisinin geçen yılın 4’üncü çeyreğinde 10.5’lik büyüme ile GSYH’ya en çok katkı sağlayan sektör olduğunu belirterek, “G-20’de sanayi üretimi en çok artan devletler arasında yer aldık. Sanayi sektörü salgın şartlarında 337 bin ilave istihdam oluşturarak başarısını daha da perçinledi. Bu süreçte otomotiv sektörümüz de 25 milyar dolar üzerine ihracat yaparak dış ticaretimizdeki lider konumunu sürdürdü. Geçen yıl, 5 kıtada 180 ülkeye 900 binin üzerinde taşıtın ihracını yaptık. Salgın sıkıntılarına rağmen 2020’de yakaladığımız bu ivme 2021’e güçlü başlangıç yapmamızı sağladı. Ocak 2021’de sanayi üretim endeksimiz yıllık bazda yüzde 11,9 aylık bazda ise yüzde 1 arttı. İhracatımız da aynı dönemde yıllık yüzde 2,3 aylık bazda yüzde 1,6 yükseldi. 2021 senesini salgınla mücadeleyi zafere taşıdığımız orta vadede nitelikli büyümeye girdiğimiz bir yıl olarak değerlendiriyoruz. 2021’i salgınla mücadeleyi zafere taşıdığımız ve orta vadede nitelikli büyüme dönemine girdiğimiz bir yıl olarak değerlendiriyoruz. Coğrafi konumu, güçlü alt yapısı, şoklara karşı kazandığı dirençle Türkiye’nin Kovit-19 sonrası yeniden şekillenecek küresel sistemde hak ettiği yeri muhakkak alacağına inanıyoruz” diye konuştu.

    ‘2022 SONUNDA BANTTAN İNECEK’

    Bir yandan Ford’un Kocaeli’nde yaptığı gibi yaratımları teşvik ederken bir yandan da yerli marka geliştirerek rekabetçi bir iklim oluşturmak istediklerini söyleyen Erdoğan, “Türkiye önüne serilen tarihi fırsat penceresini kaçırmamak amacıyla başlattığımız Türkiye’nin Otomobili Projesi tüm hızıyla devam ediyor. İnşallah ilk seri üretim araçları 2022 yılı sonunda banttan indirmeyi arzu ediyoruz. Elektrikli, bağlantılı otonom araç üretiminde önümüzdeki 10 yılda Avrupa’da lider, dünyada ise ilk beşte olmayı hedefliyoruz. Bunun yanında ağırlık verdiğimiz bir diğer alan da batarya modül, paket ve hücre yatırımlarıdır. Türkiye’nin dünyanın önemli batarya üretim merkezlerinden biri yapmakta kararlıyız” diye konuştu.

    Yerli veya yabancı bilim insanlarına çağrıda bulunan Erdoğan, “Araştırmalarına Türkiye’de devam etmeye açtığımız çağrılara başvurmaya, ülkemizin sunduğu fırsatlardan istifade etmeye davet diyorum” dedi.

     

  • İçişleri Bakanlığı’ndan 81 ile denetim genelgesi

    İçişleri Bakanlığı’ndan 81 ile denetim genelgesi

    İçişleri Bakanlığı, koronavirüs tedbirleri kapsamında yarın 81 ilde 300 bin denetim personelinin katılımıyla gün boyu sürecek yoğunlaştırılmış dinamik denetim yapılması için genelge gönderdi.

    İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine ‘Dinamik Denetim Modeli Faaliyetleri’ konulu genelge gönderdi. Genelgede, salgınla mücadelede alınan tedbirler ile salgının iller ve ülke genelindeki seyrinin 15 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan kabine toplantısında değerlendirildiği ifade edildi. Genelgede, salgınla mücadelede kalıcı başarının sağlanması açısından denetim faaliyetlerinin ciddiyetle takip edilmesi ve uygulamada sorun yaşanan alanlarda gerekli tedbirlerin alınmasına karar verildiği ifade edildi.

    300 BİN PERSONELLE DENETİM

    Bu kapsamda; tüm il ve ilçelerde vali ve kaymakamların koordinesinde 17 Mart 2021 Çarşamba günü il bazlı toplam 300 bin denetim personelinin (tüm kamu kurum ve kuruluşlarından görevlendirilen denetim personeli ile belediye/il özel idaresi denetim ekipleri ve oda denetim ekipleriyle birlikte) katılımıyla gün boyu sürecek yoğunlaştırılmış dinamik denetim faaliyeti uygulanacak. Haftalık tematik denetim uygulamasına 20 Mart 2021 Cuma gününden itibaren yeni bir haftalık program dahilinde devam edilecek. Tematik haftalık denetim faaliyetlerinde kolluk kuvvetlerinin yanı sıra tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, yerel yönetimlerin ve meslek odalarından azami seviyede destek (personel, araç, malzeme vb.) alınacak. Denetimlerde belediyeler, il özel idareleri, kamuda görev yapan iş güvenliği uzmanları ve gıda denetmenlerinden teşekkül ettirilen ekiplerin de aktif olarak görev yapmaları sağlanacak. Valiler, vali yardımcıları, kaymakamlar, il/ilçe müdürlerin tarafından denetim faaliyetlerine sahada bizzat nezaret edilecek. Denetim faaliyetlerinin görünürlüğüne önem verilecek.

    HAFTANIN HER GÜNÜ DENETİM

    Yeme-içme yerleri ile şehir içi toplu ulaşım araçlarına yönelik denetimler, haftanın her gününü kapsayacak şekilde sürdürülecek. 20-26 Mart haftalık konu bazlı tematik genel denetim faaliyetine göre; 20 Mart Cuma günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, düğün ve/veya nikah salonları, lunapark/tematik parklar; 21 Mart Cumartesi günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, cadde, sokak, meydan, sahil bandı gibi yerlerde mesafe ve maske denetimi, alışveriş merkezleri, marketler, bakkallar, manavlar, kasaplar, kuruyemişçiler; 22 Mart Pazar günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, otel ve konaklama tesisleri, kayak otelleri ve tesisleri, şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapılan her türlü toplu ulaşım araçları ile havalimanı/gar/otogar gibi yerler; 23 Mart Pazartesi günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, okullar (yemekhane ve kantinler dahil), okul servisleri araçları, 24 Mart Salı günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, internet kafeler/salonları, ganyan, iddia ve milli piyango bayileri, berberler/kuaförler/güzellik merkezleri, hamamlar, saunalar, masaj salonları; 25 Mart Çarşamba günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, organize sanayi bölgeleri, fabrika ve üretim tesisleri, halı sahalar/spor tesisleri ile cami ve mescitler; 26 Mart Perşembe günü yeme-içme yerleri, şehir içi toplu ulaşım araçları, kahvehane, kıraathane, kır/çay bahçesi, dernek lokali gibi umuma açık yerler denetlenecek. Kurulma süresi yöreden yöreye farklılık gösteren pazar yeri/semt pazarı, sosyete pazarı gibi yerlerin de faaliyette olduğu günlerde denetlenmesi sağlanacak.

    DENETİM VERİLERİ ANALİZ EDİLECEK

    Denetimlerde rehberlik edici ve vatandaşlar ile iş yerlerini kurallara sorumlu davranmaya davet eden bir yaklaşımın sergilenecek. Denetimlerde, kurallara aykırılıklarda ısrar, tekerrür, kuralların esaslı ihlali gibi suistimal edici tutum ve davranışlarla karşılaşılması halinde ise gerekli idari işlem tesisinden imtina edilmeyecek. Denetim çalışmaları sonucunda yürütülen faaliyetlere dair veriler, İçişleri Bakanlığı Salgın Denetim Uygulamasına (İSDEM) anlık olarak girilecek ve sonuçlar İSDEM yazılımı üzerinden ilçe, il ve ülke geneli bakımından analiz edilecek.

    Kişilerin yeme, içme ve dinlenme ihtiyaçlarını gidermek amacıyla maskesiz şekilde bir süre bulundukları yeme içme yerlerinin denetimlerinde, oturma düzeni planının hazırlanıp hazırlanmadığı ve müşterilerin rahatlıkla görebileceği yerlere asılıp asılmadığı ile Hayat Eve Sığar (HES) kodu kontrolü yapılarak müşteri kabul edilmesi hususlarına uyulup uyulmadığı denetlenecek ve aykırı durumların bir an evvel giderilmesi sağlanacak.

    Sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek genel kurul dahil kişilerin bir araya gelmesine neden olan her türlü etkinlikler ile nikah veya nikah merasimi şeklindeki düğün organizasyonlarının kişi ve alan sınırlamalarına uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin kontrolü amacıyla getirilen en az üç gün öncesinden bildirilmesi ve bu organizasyonlara en az bir denetim elemanının görevlendirilmesi kuralına uyulması ile gerekli bildirimlerin e-devlet kapısı üzerinden İçişleri Bakanlığı e-başvuru alanına modülüne yapılması sağlanacak.

    ŞEHİR İÇİ ULAŞIMDA SEFER SAYILARININ ARTIRILMASI İÇİN TEDBİR ALINACAK

    Kontrollü normalleşme dönemi ile birlikte şehir içi toplu ulaşımda bir miktar yoğunluk artışı yaşandığı, özellikle mesai başlama ve bitiş saatlerinde yaşanan/ yaşanabilecek yoğunlukların halk sağlığı açısından oluşturduğu riski bertaraf etmek için belediyelerce sefer sayılarının artırılması da dahil her türlü tedbir alınacak. Ayrıca toplu ulaşım araçlarına HES kodu kontrolü yapılmaksızın ve maskesi bulunmayan kişilerin şehir içi toplu ulaşım araçlarını kullanmalarının önüne geçilmesi hususun denetimlerde bilhassa dikkat edilecek.

    Denetim ekiplerinin oluşumunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte yerel yönetimlerin ve meslek odalarının imkan ve kabiliyetlerinden azami seviyede istifade edilecek. Bu noktada yeterli sayıda belediye denetim ekibi, il özel idare denetim ekibi, oda denetim ekibi ve gıda denetim ekibinin bir an evvel oluşturularak İSDEM’de yetkilendirilecek ve sahada sürekli ve etkin denetim yapılması sağlanacak. Bu hususlar doğrultusunda vali ve kaymakamlarca, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, kolluk kuvvetleri, yerel yönetimler, meslek odaları ile birlikte dinamik denetim sürecine dair gerekli planlama ve koordinasyon sağlanacak.

     

  • “Bu hızla gidersek aşılama 1 buçuk yıl daha sürer”

    “Bu hızla gidersek aşılama 1 buçuk yıl daha sürer”

    Aşılama çalışmalarını değerlendiren Doç. Dr. Türkkan, “Bu hızla gidilmesi halinde 60 milyon kişiye toplam 120 milyon doz aşı yapılabilmesi için 18 ay daha geçmesi gerekecektir” ifadelerini kullandı.

    Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, gittikçe yavaşlayan COVID-19 aşılamasıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. 16 Mart itibarıyla aşılamada 60 günün geride kaldığını belirten Başkan Türkkan, 60 milyonluk hedef nüfusun yüzde 13,3’ü birinci doz (7 milyon 959 bin 556 kişi) yüzde 6,5’i ise ikinci doz (3 milyon 885 bin 575 kişi) ile aşılanabildiğini söyledi. “Ülkemizdeki deneyimli ve özverili sağlık emek gücü ve yurttaşlarımızın aşıya olan ilgisi nedeniyle günde bir milyona yakın aşı yapmak olanaklıyken, yeterince aşı olmaması yüzünden günlük ortalama aşı yapılan kişi sayısı 200 binin altında kalmıştır” ifadelerini kullanan Alpaslan Türkkan, bu hızla gidilmesi halinde 60 milyon kişiye toplam 120 milyon doz aşı yapılabilmesi için 18 ay daha geçmesi gerekeceğini vurguladı.

    AŞILAMA SON GÜNLERDE ÇOK AZALDI

    Söz konusu sürenin, COVID-19 pandemisine güçlü bir yanıt verilebilmesi için çok uzun olduğunun üzerinde duran Doç. Dr. Türkkan, “Aşılamayı süratle başlatıp iyi uygulayan ülkelerde, başta İsrail olmak üzere, hastalığın görülme hızında ve hastaneye yatışlardaki dramatik azalma, pandemiden çıkış yolunda en güçlü araçlardan birinin aşı olduğunu kanıtlamıştır” dedi. Türkkan, Türkiye’nin tek aşı ile bağlantı kurduğunu, aşılamaya geç başlanmış olmasına karşın başlangıçta günlük aşı yapabilme potansiyeli ile göz doldurduğunu ancak elde yeterince aşı olmaması nedeniyle aşılamanın son günlerde çok azaldığını belirtti.

    İKİNCİ DOZDAKİ DÜŞÜK ORAN DİKKAT ÇEKİYOR

    Bursa’da 2020 yılında 65 yaş üzerindeki nüfusun 298 bin 828 olduğunu hatırlatan BTO Başkanı, 23 bin 287 sağlık çalışanı ile beraber hedef nüfusun 322 bin 115 olduğu bilgisini verdi. “16 Mart 2021 saat 14.08 verilerine göre Bursa’da 1. doz uygulanan kişi sayısı 297 bin 492 ve 2. doz uygulanan kişi sayısı 140 bin 186’dır” diye konuşan Türkkan, şöyle devam etti: “Hedef nüfusun yüzde 92,4’ünün ilk dozu ve yüzde 43,5’inin ikinci dozu aldığı anlaşılmaktadır. İlk dozda yüksek bir oran yakalanmış olmasına karşın, ikinci dozdaki düşüklük dikkat çekicidir.”

    AŞILAMA 3 AY İÇERİSİNDE TAMAMLANMALI!

    Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan son olarak, Sağlık Bakanlığı’nın Sinovac şirketinin aşısının yanı sıra, etkililiği yüksek aşılardan yeter dozda sağlaması ve önümüzdeki üç ay içerisinde hedef nüfusun tamamının aşılanması gerektiğini belirtti ve ekledi: “Aksi halde 2021 yılı pandemi açısından hepimiz için zor geçmeye aday görünmektedir.”

  • Piyasa değeri 120 bin dolar! Bursa’da ele geçirildi

    Piyasa değeri 120 bin dolar! Bursa’da ele geçirildi

    Bursa’da jandarma ekipleri, ihbar üzerine bir apart daireye düzenledikleri baskında tarihi eser ticareti yaptıkları iddia edilen 3 şüpheliyi suçüstü yakaladı. Yapılan aramada ele geçirilen tarihi eserlerin piyasa değerinin 120 bin dolar olduğu öğrenildi.

    Bursa İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğü ekipleri, Yıldırım ilçesinde yaşayan Y.Y.’nin elinde bulundurduğu tarihi eserleri satmak için, müşteri aradığı bilgisine ulaştı. Şüphelinin Nilüfer ilçesi, Görükle Mahallesi’ndeki bir apartta bulunduğunu tespit eden ekipler, adrese baskın düzenledi. Şüpheli Y.Y. ile birlikte yanında bulunan E.E.A. ve M.E. adlı iki kişiyi gözaltına aldı.

    Şüphelilerin adresinde yapılan aramada 1 adet Bizans dönemine ait gümüş sikke, 1 adet Yunan dönemine ait gümüş sikke, 6 adet Doğu Roma dönemine ait bronz heykel, 4 adet Helenistik döneme ait bronz heykel, 3 adet Frigyalılar dönemine ait bronz heykel, 4 adet Bizans dönemine ait çeşitli ebatlarda mühür ve 1 adet Sümerler dönemine ait tablet ele geçirildi. Ele geçirilen tarihi eserlerin değerinin yaklaşık 120 bin dolar olduğu belirlendi.

    Gözaltına alınan 3 şüphelinin jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.

     

  • Antalya’da villadaki dehşetin ayrıntıları ortaya çıktı

    Antalya’da villadaki dehşetin ayrıntıları ortaya çıktı

    Antalya’da oturdukları 3 katlı villada, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle öldüren Mustafa Gider’in, tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek kendi yaşamına son verdiği ortaya çıktı. Gider’in, annesiyle ablasını zemin katta öldürdüğü, babasını ise birinci katta öldürüp diğer cesetlerin yanına taşıdığı belirlendi.

    Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde dün saat 22.00 sıralarında 3 katlı villada oturan ailenin oğlu Mustafa Gider’den (40) haber alamayan iki arkadaşı, endişelenip adrese gitti. Gider’in arkadaşları, villanın balkon kapısını aralayıp baktıklarında, iki kişinin yatak üzerinde hareketsiz yattığını görünce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine gelen polis ekibi, balkon kapısını kırıp villaya girdiğinde, Muzaffer Gider (73), eşi Işık Gülsen Gider (65) ile çocukları Mustafa ve Gamze Gider’i (45) silahla vurulmuş halde buldu. Çağrılan sağlık ekipleri, 4 kişinin yaşamını yitirdiğini belirledi.

    BABASININ CESEDİNİ ALT KATA TAŞIMIŞ

    Yapılan incelemede, Mustafa Gider’in, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle başlarından vurup öldürdükten sonra intihar ettiği belirlendi.

    Mustafa Gider’in, babasını birinci katta öldürdükten sonra cesedini sürükleyerek zemin kata taşıdığı saptandı. Annesi ile ablasını zemin katta vurup öldüren Gider’in, pompalı tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek, yaşamına son verdiği tespit edildi. Polisin incelemesinin ardından 4 cenaze, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

    150 BİN LİRA BORCU VARMIŞ

    Yapılan araştırmada psikolojik sorunları olduğu belirtilen Mustafa Gider’in, bir otelde fotoğrafçılık yaptığı, çevresine de yaklaşık 150 bin lira dolayında borcu bulunduğu ortaya çıktı.

  • Bursa’da komşusu yollarını kesip saldırdı

    Bursa’da komşusu yollarını kesip saldırdı

    Bursa’da yaşayan Ayşen Yalçın (28), yaklaşık 2 hafta önce eşi Yasin Yalçın (37) ile park meselesi nedeniyle kavga eden komşusu İsmail Ş.(51) ve arkadaşlarının, 3 buçuk yaşındaki çocuğunun gözleri önünde kendilerine saldırdığını öne sürdü. İsmail Ş. ile eşinin daha önceki kavgasını cep telefonuyla görüntüleyen Yalçın, “Şiddeti anlamıyorum. Kadına, çocuğa, erkeğe karşı şiddetin nedeni ne? Kızım korktuğu için kulaklarını kapattı” diyerek, isyan etti.

    Olay, geçen pazar akşamı saat 21.00 sıralarında, Yıldırım ilçesine bağlı Mollaarap Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Ayşen-Yasin Yalçın çifti, 3,5 yaşındaki kızlarıyla birlikte evlerinin önünde otomobillerinden indi. Yine iddiaya göre, Yasin Yalçın’ın 2 hafta önce park meselesinden kavga ettiği komşuları İsmail Ş., arkadaşlarıyla birlikte ailenin yolunu kesti. Yasin Yalçın ve İsmail Ş. tartışmaya başladı. Çıkan arbede sırasında Ayşe Yılmaz, İsmail Ş.’nin arkadaşlarından birinin saldırısına uğradı. Ayşen Yalçın, polis merkezine giderek, şikayetçi oldu.

    ‘EVİME KORKMADAN GİTMEK İSTİYORUM’

    Kavga sırasında kızının korkudan kulaklarını kapattığını anlatan Ayşen Yalçın, “Daha önce eşim ve karşı komşumuz arasında park yüzünden kavga çıkmıştı. Karakolluk oldular. Şahıs bize, ‘Sizi burada barındırmayacağım’ dedi. Cumartesi akşamı işten döndük, aracımızı kapımızın önüne park ederken, o da yan tarafımıza aracını park ediyordu. Eşim arabadan indi, kucağımda çocuğum olduğu için kapımı açmak istedi. Bu şahıs eşime, ‘Sen gel bakalım bu tarafa’ diye seslendi. Eşim de ‘Çocuğum var, eşim var dalaşma’ diye yanıt verdi. Sonra beni araçtan indirdi. Tam eve gireceğimiz sırada arkadan bir araç daha yaklaştı. Alkollüydüler. Arkamızdan yaklaşıp eşimle itişmeye başladılar. Aklıma video çekmek geldi. Biri bana saldırdı kolumdan tutup, beni sarstı. Arkamda çocuğum vardı, titriyordu. Bir kadına, bir çocuğa, bir erkeğe bu şiddetin neden yapıldığını anlayamıyorum. Bana ve eşime fiziksel şiddet uygulandı ama çocuğuma uygulanan şey psikolojik şiddetti” dedi.

    Yaşananları İsmail Ş.’nin eşinin izlediğini de iddia eden Yalçın, “Sana yapılsa ben gelir, kocama karşı çıkarım. Ben senin hemcinsinim. Şimdi ben nasıl evime gideceğim? Korkuyorum. Kendim için ayrı, eşim için ayrı, çocuğum için ayrı korkuyorum. İnsanlar neden şiddete başvuruyor anlamıyorum. İyi ki orada görüntü çekmişim. Çünkü bir tane bile komşumuz çıkıp, müdahale etmedi. Herkes korkuyordu. Dokuz yıldır o mahallede oturuyoruz ve ilk defa böyle bir şey yaşıyoruz. Ben suçlunun en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Evime rahat rahat girip çıkmak istiyorum” diye konuştu.

  • Bursa’da 500 yıllık mezar molozların arasında kaldı

    Bursa’da 500 yıllık mezar molozların arasında kaldı

    Bursa’da mezar taşında 1585 yılında öldüğü yazan, dönemin alimlerinden Hoca Mehmet Sinan Efendi ile ailesinin mezarı atıl kaldı. Mezar taşlarının ‘Ebcet’ ilmiyle yazıldığını belirten tarihçi yazar Emrah Ateş, “Manzara çok kötü. İçler acısı bir durum. Ebcet değeriyle rakam düşülmüş olması hem mezar taşının sanat boyutunun önemini gösterir hem de ilmi ve edebi anlamda hazinedir. Kesinlikle koruma altına alınması lazım” dedi.

    Osmanlı döneminde, 1500’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilen ve tarihi kaynaklarda, günümüzdeki Yıldırım ilçesindeki bir camide görev yaptığı belirtilen Hoca Mehmet Sinan Efendi, 1585 yılında öldü. Hoca Mehmet Sinan Efendi, ailesiyle birlikte, görev yaptığı caminin bahçe kısmına defnedildi. Yaklaşık 500 yıl önce yapılan cami, zamanla uğradığı tahribat sonucunda yıkıldı. Caminin ortadan kaldırılmasıyla birlikte, Hoca Mehmet Sinan Efendi’nin kabri boş arazi içerisinde kaldı. Günümüzde, Yıldırım ilçesi Yenimahalle Mahallesi’nde bulunan Hoca Mehmet Sinan Efendi ve ailesinin kabirleri atıl durumda kaldı. Mezarı çevreleyen taşlar devrilirken, mezar taşına ‘Ebcet’ ilmiyle yazılan yazıların çoğu okunmaz hale geldi.

    Tarihçi yazar Emrah Ateş, “Manzara çok kötü. İçler acısı bir durum. Burada görünen fon, mezarın ayak şahidesidir. Kitabesinden anladığımız kadarıyla Adanalı oğullarından Hoca Mehmet Sinan Efendi’nin kabri olduğu yazar. Hoca Mehmet Sinan Efendi, geçmiş yıllarda bu arsada bulunan Sinan Dede adındaki bir alimdi. Yine kitabeye baktığımızda, 1585 yılına ait olduğunu görüyoruz. Aile efradıyla birlikte buraya defnedilmiş. Caminin müştemilatındaki alan içerisine defnedilmiş bir zat” dedi.

    ‘KORUMA ALTINA ALINMASI GEREK’

    Eski inşaat kalıntıları ve molozların arasında kalan kabirlerin her bir taşının ebcet ilmiyle yazıldığını ve koruma altına alınması gerektiğini belirten Ateş, “Burada, tespit edebildiğim sekiz kabir var. Maalesef kabirler yok olmuşlar. Çok bakımsız kalmışlar. Sinan Efendi’nin mezar taşını incelediğimizde farklı bir detaya ulaştık. Kitabe üzerindeki yazılar, okunabilen yerleri okuduğumuzda, vefat tarihi düşülmemiş. Bu, Osmanlı Devleti’nde bir güzellikti. Hem sanat hem edebiyatın matematikle birleşmesiydi. Anadolu’da muhtelif eserlerde ve kitabelerde bunun örneklerini görmek mümkündür. Kitabenin üzerindeki yazının, harflerin ebced değerleri vardır. Her harfin rakamsal karşılığı vardır. Kitabedeki yazıların tek tek rakamsal değerlerini topladığınızda 1585 tarihi ortaya çıkıyor. Yani ölüm tarihi, üzerindeki yazıda şifrelenmiş gibi. Ebced değeriyle rakam düşülmüş olması da hem mezar taşının sanat boyutunun önemi, hem de ilmi ve edebi anlamda hazinedir. Kesinlikle koruma altına alınması lazım. Yetkililerden ilgi görülmesini, çalışma yapılmasını, kaybolan mezarların yeniden ortaya çıkarılmasını rica ediyorum” ifadelerini kullandı.

    ‘YETKİLİLERİN OLAYA EL ATMASINI İSTİYORUZ’

    Kabirlerin çevrelerinde kurtarma kazısı yapılması gerektiğini dile getiren Ateş, “Burası, muhtemelen vakıf arazisiydi. Vakıf malı alınmaz, satılmaz. Kaderine de terk ederseniz işte bu şekilde bir hal alır. Kayıtlarda da resmedilmiş. Arsanın olduğu yerde bir ev olduğu görülüyor. Muhtemelen, Sinan Dede Cami’nde görev yapan bu zat, bu evde kalıyordu. Etrafa baktığımızda şu anki tablo malum. Yetkililerin bu olaya el atmasını istiyoruz. Ufak bir kurtarma kazısı yapılmış olsa, yapının temelleri ve mezarlar ortaya çıkacaktır. Bu da çok basit bir şey” diye konuştu.