Etiket: manşet

  • Tekerleği kopan araçta sıkıştı kurtarılmayı bekledi

    Tekerleği kopan araçta sıkıştı kurtarılmayı bekledi

    Bursa’da seyir halindeyken tekerliği fırlayan araç, taklalar atarak yan durdu. Takla atarak aracın içerisinde sıkışan sürücü, itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı.

    Kaza, Bursa-Yenişehir Yolu’nda sabah saatlerinde meydana geldi. Yenişehir yönünden Bursa istikametine seyir halinde olan T.G.(39) idaresindeki 33 VHY 86 plakalı aracın, sol ön tekerliği koparak, yola fırladı.

    Tekerleğin kopması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü T.G., orta refüje çarparak taklalar atmaya başladı. Yaklaşık 20 metre sürüklenen araç, yan yattı.

    Trafikteki sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve polis ekipleri gönderildi. Yan yatan aracın içerisinde sıkışan yaralı sürücü T.G., olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından araçtan çıkartıldı.

    İlk müdahalesi kaza yerinde yapılan T.G., daha sonra Yenişehir Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

  • Polisten 15 kilometre kaçtılar! Lastiklerine ateş açıp durduruldu

    Polisten 15 kilometre kaçtılar! Lastiklerine ateş açıp durduruldu

    Bursa’da sokağa çıkma kısıtlamasında ‘dur’ ihtarına uymayan sürücü Bekir Ç. (29) ve iki arkadaşı, 15 kilometrelik kovalamacanın ardından polis ekiplerinin otomobilin lastiklerine ateş açması sonucu durduruldu. Araçtan inerek yaya olarak kaçmak isteyen 3 şüpheli kıskıvrak yakalandı. Sürücü Bekir Ç., basın mensuplarının “Polisten neden kaçtın?” sorusunu “Ehliyetim olmadığı için kaçtım, pişmanım” diyerek cevapladı. Şüphelilerin, kovalamaca sırasında otomobilden yola uyuşturucu savurduğu öğrenildi.

    Sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle görev yapan İl Emniyet Müdürlüğü Nilüfer Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, üniversite öğrencilerinin yoğun olarak yaşadığı Nilüfer ilçesi Görükle Mahallesi’nde uyuşturucu ticareti yapan şüphelilere yönelik denetim yaptı. Polis ekipleri, saat 22.30 sıralarında Anafartalar Caddesi üzerinde 16 R 2944 plakalı otomobili durdurmak istedi.

    Polisin ‘dur’ ihtarına uymayan sürücü, hızlanarak kaçtı. Polis ekipleri bir yandan kaçan sürücüyü takip ederken bir yandan da bölgeye takviye ekip istedi. Takviye isteği üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edilirken, sürücü İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu’nda kaçışını sürdürdü. Sürücü, Özlüce Mahallesi’ne girerek ara sokaklarda izini kaybettirmeye çalışsa da, polis bölgeyi ablukaya alarak giriş-çıkışları kapattı.

    Ana güzergahlardan kaçamayacağını anlayan sürücü, bu sefer de otomobille tarlaların bulunduğu bölgeye girerek kaçmayı denedi. Yaklaşık 15 kilometre süren kovalamaca sonucu ekipler, otomobili lastiklerine ateş açarak durdurdu. Otomobilden inerek yaya olarak kaçmaya çalışan sürücü Bekir Ç., Serdar E. (23) ve Melih S. (27) kıskıvrak yakalandı.

    UYUŞTURUCUYU YOLA SAÇMIŞLAR

    Şüphelilerin üzerinde ve otomobilde yapılan aramalarda bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildi. Polis, 3 şüpheliye sokağa çıkma kısıtlamasını ihlalden toplam 9 bin 450 TL ceza kesti. Ayrıca sürücü Bekir Ç.’ye ehliyetsiz araç kullanmaktan 2 bin 698 TL ceza kesildi. Çok sayıda suçtan kaydı bulunduğu öğrenilen Bekir Ç., basın mensuplarının “Polisten neden kaçtın?” sorusunu “Ehliyetim olmadığı için kaçtım, pişmanım” diyerek cevapladı. Gözaltına alınarak sorgulanmak üzere emniyete götürülen şüphelilerin, kovalamaca sırasında bir miktar uyuşturucu maddeyi yola saçtıklarını itiraf ettikleri öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • Bursa’da kırmızı ışık ihlali: 9 yaralı

    Bursa’da kırmızı ışık ihlali: 9 yaralı

    Bursa’da kırmızı ışık ihlali sonucu çarpışan iki otomobilde bulunan 9 kişi yaralandı.

    Kırmızı ışık ihlali sonucunda meydana gelen kaza, Osmangazi ilçesi Millet Mahallesi Yunusemre Kavşağı’nda meydana geldi.

    İddiaya göre, kırmızı ışık ihlali yapan Raif A.’nın idaresindeki otomobil ile Murat C.’nin idaresindeki otomobil kafa kafaya çarpıştı.

    Kazada iki araçta da bulunan 9 kişi yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralılara müdahaleyi olay yerinde yaparken bazıları ise ambulansla Çekirge ve Yüksek İhtisas Devlet Hastanesine kaldırıldı.

  • Bursa, günlük vaka sayısıyla kırmızı renge doğru koşuyor

    Bursa, günlük vaka sayısıyla kırmızı renge doğru koşuyor

    Kademeli normalleşmenin başlamasıyla birlikte risk haritasında ‘sarı’ renk ile gösterilen ve yasakların hafiflediği orta riskli Bursa’da vaka sayılarının yeniden artışa geçmesiyle birlikte turuncu renk ile gösterilen yüksek riskli kategoriye geçti. Günlük vaka sayının 450’ye yaklaştığı Bursa’da risk haritası sarıdan turuncuya dönerken, kırmızı alarm ise kapıda.

    Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz, gelişmeleri bugünkü köşesinde ele aldı. Yılmaz’ın yazısı şu şekilde:

    “Geçen yıl, Mart-Nisan döneminde koronavirüsle tanışıp pandemi dönemi başladığında tüm dünya gibi, doğal olarak korkmuştuk. O süreçte, günlük vaka sayıları 300-400’lerdeydi, ama herkes daha dikkatliydi.

    Sonra araya yaz dönemi girdi, Ekim-Kasım döneminde ayında Bursa’da 4 bin 800’lere kadar çıkınca yine ciddi bir mücadele dönemi başladı.

    Başta, Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın koordinatörlüğünde kurumların denetimi yoğunlaştı, özel önlemler alındı, vatandaş da bireysel önlemlerini arttırdı.  Öyle olunca,  Şubat’ın son haftasına günlük 150 civarı vakayla girdik. Bir anda umutlandık, ama Mart ayına günlük 250-300 vakayla başladık.

    Sonrasında, kontrollü normalleşmeyle birlikte bireysel tüm önlemleri bırakıp hafta sonu sokakları, alışveriş merkezlerini, restoranları, kafeleri doldurduk.  Bir yılda elbette kısıtlı yaşam hepimizi yordu, evden çıkamamak psikolojimizi etkiledi. Restoranlar, kafeler, berberler, kahvehaneler çok ciddi sıkıntılar yaşadılar. Esnafın önemli bir bölümü battığı için kapandı.

    Fakat, kontrollü normalleşmenin ölçüsünün daha ilk haftada kaçtığını gördük.  Çünkü pazartesi akşamı itibariyle Bursa’da uzun bir aranın ardından günlük vaka sayısını 450’ye yaklaştı ve yeniden karamsar bir tablo ortaya çıktı.

    Nitekim Bursa Valisi Yakup Canbolat vakaların artmaya başlaması üzerine İl Pandemi Kurulu’nu biraz daha genişletilmiş olarak topladı.

    Sabah Valilik’teki toplantıya, 17 ilçenin kaymakamları da katıldı ve vaka artışını engelleyip mavi bölgeye giden yolu açmak için yapılabilecekler ayrıntılı şekilde ele alındı. Buna karşın normalleşme başlarken üçüncü dalga gibi bir sürece girdiğimiz görüntüsü var.

    Bursa yer aldığı sarı bölgeden maviye geçmeyi beklerken turuncu oldu, ama kırmızıya da hızla yaklaşıyor. Unutmayalım ki kurumların denetimi yanında, bu gidişi engellemek hepimizin elinde.”

  • SMA hastası Eda için açık artırmayla güvercin sattılar

    SMA hastası Eda için açık artırmayla güvercin sattılar

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde SMA Tip 1 hastası 3 yaşındaki Eda Öz için başlatılan yardım kampanyasına destek olmak isteyen güvercin yetiştiricisi 2 genç, sosyal medyadan canlı yayınla güvercin satışı yapıp, 60 bin TL topladı.

    28 yaşındaki Hatice Öz, 4 yıl önce dünyaya getirdiği kızı Eda’nın hareketlerindeki yavaşlama ve ayaklarını hareket ettiremeyip  emekleyememesi üzerine hastaneye götürüldü. Eda’ya, ‘gevşek bebek sendromu’ olarak bilinen ‘Spinal Musküler Atrofi (SMA) Tip 1’ hastalığı teşhisi koyuldu.

    Öz ailesi, Eda’nın, Macaristan’da uygulanan ve yüzde 95 başarı oranı sağlayan tedaviyle iyileşebileceğini öğrendi. 2 milyon 132 bin dolarlık tedavi masrafları için, kaymakamlık izniyle yardım kampanyası başlattı. Kampanyada şu ana kadar yaklaşık 1 milyon TL toplandı.

    İnegöl ilçesinde hobi olarak güvercin yetiştiren 2 genç de kampanyaya destek olmak için sosyal medyada canlı yayınla güvercin satışı yaptı. 2 gün süren ve açık artırma usulü gerçekleştirilen satışta 60 bin TL elde edildi. Para, kampanyaya bağışlandı.

    Gençlerden Emre Şayla, “İnegöl’ün evladı minik Eda’nın tedavi olması için bir kampanya başlatıldı. Bizler de destek olmak için kuş mezadı düzenlemeye karar verdik. Sosyal medya hesaplarımızda yaptığımız kuş mezadı büyük ilgi gördü ve 60 TL toplandı. Biz Eda için elimizden geleni yaptık” dedi.

  • Bursa’da kontrolden çıkan araç takla atarak durabildi

    Bursa’da kontrolden çıkan araç takla atarak durabildi

    Bursa-Ankara yolu Mezitler bölgesinde meydana gelen kazada kontrolden çıkan araç takla atması sonucu 2 kişi yaralandı.

    Kaza, Bursa-Ankara yolu Eskikaracakaya girişinde meydana geldi. Eskişehir istikametinden Bursa’ya doğru seyir halinde olan Kamuran A. idaresindeki 07 GGA 54 plakalı aracın sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybetti.

    Kontrolden çıkan araç bariyerlere çarparak takla atıp ters döndü. Kazayı gören vatandaşlar yaralıların yardımına koşarken,  sürücü ve yanında bulunan eşi araç içerisinden güçlükle çıkarıldı.

    İhbar üzerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından 2 yaralı İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

  • Dikkat çeken açıklama! Vaka sayısı 20 bini bulabilir

    Dikkat çeken açıklama! Vaka sayısı 20 bini bulabilir

    Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, “Mart ayının 15’inden sonra günlük vaka sayılarımız 15 bine, Mart ayı sonu Nisan ayı başında 20 binleri bulabilir. Mart ayının 15’i bizim bu süreçteki rakamlarımız için aslında çok belirleyici olacak” dedi.

    Doç. Dr. Ümit Savaşçı, koronavirüs salgınında son dönemde artan vaka sayılarını değerlendirdi. Savaşçı, halkın korku ve paniğe kapılmamasını, gerekli tedbirlerle uyuldukça Türkiye genelinde ciddi başarılara ulaşılacağını söyledi. Halkın korku ve paniğe sevk olmaması gerektiğini belirten Savaşçı, “Sahadaki verilerimize göre ve Türkiye geneline baktığımızda aslında aşılanma başarıya ulaşsa da rehavet daha baskın geldiği için Türkiye genelinde vaka sayıları biraz daha artacaktır. Ama halkımız korku ve paniğe sevk olmasın. Çünkü bu da rehaveti ekstra tetikliyor. İnsanlar bıkkınlığa düşüyor. Gerekli tedbirlere uyalım ve tedbirlere uydukça Türkiye genelinde gerçekten il bazında çok ciddi başarılara ulaşacağımızı düşünüyorum” diye konuştu.

    MUTASYONUN ETKİSİ

    Savaşçı, özellikle mutasyonun etkisine dikkat çekerek, “Bizim hastanemizde de Güney Afrika, Brezilya, İngiltere mutasyonu vakalarımız var, mutasyonlar da biraz tetikliyor. Dolayısıyla korkmadan, endişe etmeden, rehavete kapılmadan bu mücadelede 3-4 ay daha devam edersek, ülke olarak başarıya ulaşabileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    ‘TAM KAPAMA OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM’

    Türkiye’nin vaka artışlarında ve piklerde Avrupa’nın 2 ay gerisinden geldiğine dikkat çeken Savaşçı, şunları kaydetti:

    “Dolayısıyla Mart ayının 15’inden sonra günlük vaka sayılarımız 15 bine, Mart ayı sonu Nisan ayı başında 20 binleri bulabilir. Ama aşılanma hızını artırırsak ve iller bazında kurallar artarsa bu sayılara ulaşmayabiliriz. Mart ayının 15’i bizim bu süreçteki rakamlarımız için aslında çok belirleyici olacak. O zaman yatay bir seyir seyrederse, tabii ki vatandaşlarımızın kurallara uyması burada birinci kural. O zaman evet 3’üncü piki yaşamayabiliriz; ama Martın 15’inde eğer günlük vaka sayılarında bu şekilde bir artış olursa ne yazık ki biz Nisan ayında 3’üncü pike ulaşmış olacağız. O zaman tabii ki ülkede çok ciddi kısıtlamalar ve ne yazık ki can kayıplarımız, hastaneye yatış oranlarımızda da ciddi artışlar olabilir. Açıkçası ülkemizde tam kapama olacağını düşünmüyorum. Dünyada şu anda aşılama sıralamasında 5’inci ülkeyiz. Tam kapama olacağını düşünmüyorum. Ama tedbirlerin sıkılaştırılması, iller arası transportun azaltılması, okulların daha kontrollü hale gelmesi özellikle işletmelerin kurallara daha dikkat etmesi, hafta sonu kısıtlamaların belki eklenmesi şeklinde bazı kısıtlamalar olabilir.”

    ‘KİLİT NOKTA AŞILAMA’

    Savaşçı, kilit noktanın aşılama olduğunu kaydederek, “Aşılandıkça hastaneye yatış oranları ve yoğun bakım ihtiyaçları azaldıkça tam kapanma ihtiyacı da kalmayacaktır. Bu oran ölüm oranlarını da azaltacaktır. Buradaki tek sıkıntımız mutasyonların aşıdaki etkilerini, insanlar üzerindeki etkilerini dünya da bilmiyor şu anda biz de bilmiyoruz. Bunları hep birlikte önümüzdeki günlerde yaşayarak göreceğiz. Tabii ki sahadan veriler ve sayılar geldikçe bilim kurulumuz, bakanlıklar çeşitli çalışmalar yapacak ve bunları hep birlikte gün gün yaşayacağız” dedi.

  • Çalışmasını istemediği eşini satırla yaraladı

    Çalışmasını istemediği eşini satırla yaraladı

    Kocaeli’nin Darıca ilçesinde, Osman Taştan (65), çalışmasını istemediği eşi Naciye Taştan’ı (48) satırla yaraladı. Başına ve vücuduna 10 satır darbesi alan, bir parmağı kopan Taştan hastanede tedaviye alınırken, gözaltına alınan Osman Taştan tutuklandı. Naciye Taştan’ın kız kardeşi Hülya Altınbaş, eniştesinin 3 yıl önce ablasını evden kovduğunu, 6 ay önce de büyüklerin araya girmesiyle barıştıklarını ifade ederek, “Gece iş çıkışı ablamı alan eniştem, oturdukları sitenin dış kapısından içeri girmesiyle aniden ablama saldırarak, kulağını, kafasını ve parmağını kesmiş” dedi.

    Korkunç olay, Kocaeli’nin Darıca ilçesi Bayramoğlu Mahallesi Pırlanta Sokak’ta meydana geldi. Osman Taştan çalışmasını istemediği eşi Naciye Taştan’a evin önünde satır ile saldırdı. Başı, boynu, göğsü ve kolu olmak üzere 10 yerinden yaralanan, bir parmağı kopan Naciye Taştan ağır yaralandı. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Darıca Farabi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Naciye Taştan, buradaki müdahalesinin ardından da Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne sevk edildi. Vücudunun birçok yerinde dikişler olan Naciye Taştan’ın tedavisinin devam ettiği belirtildi.

    Olayın ardından gözaltına alınan Osman Taştan ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Naciye Taştan’ın kız kardeşi Hülya Altınbaş, eniştesinin memleketi Ağrı’da yaşadığı dönemde ablasına sürekli şiddet uyguladığını 3 yıl önce de kapının önüne koyup kovduğunu söyledi. Ablasının 4 çocuğuyla önce İstanbul’a, ardından da Darıca’ya gelerek yaşamına devam ettiğini belirten Hülya Altınbaş, devletin ve hayırseverlerin sayesinde ablasının ayakta kaldığını, daha sonra da tanıdıkları bir kişi sayesinde ablasının iş bulduğunu söyledi. Altınbaş, yaklaşık 6 ay önce de bazı kişilerin araya girmesiyle ablası ve eniştesinin barışarak tekrar bir araya geldiklerini anlattı. Hülya Altınbaş, bu süreçten sonra eniştesinin ablasına çalışmaması yönünde baskı yaptığını, öldürmekle tehdit ettiğini ifade etti.

    Ablasının 20 yıldır evli olduğunu, Osman Taştan’ın daha önceden de bir evlilik yaptığını ve bu evlilikten de 7 çocuk sahibi olduğunu söyleyen Hülya Altınbaş, “Ağrı’dayken ablama, çocuklarına, hatta bir önceki eşinden olan diğer çocuklarına da sürekli olarak zulmedip şiddet uyguluyormuş, en sonunda da kolundan tutup dışarı atmış. Üvey oğlu bunu alıp İstanbul Kaynarca’ya getirmiş ama Osman Taştan burada da ablama rahat vermemiş. Ev sahibine sürekli olarak baskı uygulayıp ablamın orada da barınmaması için tehdit etmiş, maddi sıkıntılar da eklenince mecburen Darıca’ya taşınmış. Darıca’da ev tutmasının ardından kendisinde kalan 4 çocuğuyla birlikte yardımlarla ayakta kalan ablam bir süre sonra tanıdık vasıtasıyla bir iş yerinin temizlik ve yemeklerini yaparak geçimini sağlamaya başlamıştı. Ancak eniştem sürekli olarak telefonla ablamı arayarak kendisini öldüreceği yönünde tehdit ediyor ve çocuklarını vermesini istiyordu” dedi.

    Bir süre sonra araya giren büyüklerin sayesinde ablası ile eniştesinin barıştığını ifade eden Hülya Altınbaş, “Ablam ile eniştem yeniden aile olmuşlardı aradan geçen 5-6 ayın sonrasında, artık her akşam ablamın çalıştığı iş yerine giderek çalışmamasını istiyor ve diğer çalışanlara da rahatsızlık veriyormuş. Kadın kısmının çalışmaması gerektiğini, evde olması gerektiğini söyleyerek sürekli ablamın işten ayrılmasını istiyormuş. Gece iş çıkışı ablamı alan eniştem, oturdukları sitenin dış kapısından içeri girmesiyle aniden ablama saldırarak, kulağını, kafasını ve parmağını kesmiş. Daha önceden de defalarca ablamı darbetmesine rağmen biz mahkemelere düşmesin diye duyulmasını istemiyorduk. Komaya bile soksa evde susup oturmuş” diye konuştu.

    Hülya Altınbaş eniştesinin cezalandırılmasını isteyerek, “Eğer bir kadın bu şekilde kesiliyorsa, buna birilerinin artık dur demesi lazım. Biz başımızı korkarak yastığa koyuyorsak bu şekilde yaşamanın ne anlamı var? Buna halk karar versin, bizim gücümüz yok artık. Biz sustuk, kimse susmasın, biz sustuğumuz için bu hale geldik, artık kimse susmasın, sessiz kalanın durumu bu olur. Bu adamın cezası neyse verilsin, bizim yüreğimize acı düştü, kimse bizin durumumuza düşmesin” ifadelerini kullandı.

  • Bursalı gemi kaptanı, 62 gündür açlık grevinde

    Bursalı gemi kaptanı, 62 gündür açlık grevinde

    Kuveyt Limanı’na girişine, bağlı olduğu şirketin iflas etmesi sonucu yaşanan ticari anlaşmazlık nedeniyle izin verilmeyen Katar bandıralı kuru yük gemisinin Türk kaptanı Yusuf Sencer Sotan (41) 62 gündür açlık grevi yapıyor. Sotan, “Dayanacak gücüm kalmadı. Tek isteğim bir an önce sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde gemiden ayrılıp, vatanıma kavuşmak” dedi.

    Bursa’da yaşayan 23 yıllık gemi kaptanı Yusuf Sencer Sotan, 2019 yılının Ekim ayında, Katarlı bir şirkete ait gemide çalışmaya başladı. 2020 yılının Şubat ayında da Bangladeş’e yük taşıyacak olan şirkete ait gemiyle yola çıktı. Beraberinde biri Azerbaycan, biri Bangladeş, 16’sı Hindistan uyruklu 18 personel ile denize açılan Sotan’ın iddiasına göre, şirketin verdiği talimat doğrultusunda Basra Körfezi’nde demir attı. 3 aylık bekleme süresinin ardından da gemi, Kuveyt’in Shuaiba Limanı’na hareket etti.

    Yine iddiaa göre, şirket yetkilileri Kaptan Sotan’a, Shuaiba Limanı’ndaki kargo tahliyesinin iptal edildiğini, personel değişimi ve ikmal işlemi yapılacağını bildirdi. Bu işlemler için Shuaiba Limanı’na gelen geminin Kuveytli Limanı’na yanaşmasına izin verilmedi. İki hafta limana yakın bir yerde bekleyen gemi, Nisan ayında yapılan görüşmeler üzerine limana alındı. Bu kez de gemideki personelin limana girişine izin verilmedi.

    Uzun süre şirket yetkilerine ulaşamadığını iddia eden Sotan, 18 mürettabatıyla birlikte gemide mahsur kaldı. Ağustos ayında şirketin iflas ettiğini öğrenen kaptan Yusuf Sencer Sotan, tüm girişimlerine rağmen sonuç alamadı. Sotan, Türkiye’nin Kuveyt Büyükelçiliği’nden yardım istedi. Büyükelçilik devreye girdi ancak yapılan görüşmelere rağmen sorun çözülemedi.

    Kaptan Sotan, mürettebat ile birlikte 7 Ocak 2021 günü, açlık grevine başladı. Dışişleri yetkilileri ise, geminin ticari bir anlaşmazlık nedeniyle limanda tutulduğunu bildirerek, Türk Büyükelçiliği’nin gemideki Türk personel ile irtibat halinde olduğunu, Türk vatandaşının ülkeye dönmesi için tüm girişimleri yaptıklarını bildirdi.

    ‘GİRİŞİMİZE İZİN VERİLMEMEKTEDİR’

    62 gündür açlık grevini sürdüren kaptan Yusuf Sencer Sotan, yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı. Gemideki tek Türk olduğunu ve 18 kişilik mürettabatıyla birlikte bir yılı aşkın süredir mahsur kaldıklarını belirten Sotan, “2020 yılı Şubat ayında personel değişimi için Shuabia Limanı’na geldik. Fakat Mart ayı başındaki pandemi dolayısıyla Kuveyt otoritelerinin karşı çıkmasıyla personel değişimi gerçekleşemedi. 1 Nisan günü limana yanaşmamıza izin verilip Mayıs ayı içerisinde gemimiz bağlanmıştır. Otoriteler Haziran ayında gidebileceğimizi söylemesine rağmen sözlerini yerine getirmemeleri üzerine ben, Hintli ve Azerbaycanlı tüm gemi personeli kendi ülkelerimizin büyükelçiliklerine yardım talebinde bulunduk. Gemiden kurtulmak için talepte bulunduğum ilk günden beri Türk Büyükelçiliğimiz bana her türlü yardım ve desteği sürdürdü. İlgili otoritelerle gerekli görüşmeler yapılıp gerekli desteği sağlamıştır. Lakin bu zamana kadar hiçbir sonuç alınamamıştır. Israrla istememize rağmen girişimize izin verilmemektedir” dedi.

    ‘DAYANACAK GÜCÜM KALMADI’

    Ülkesine kavuşmak için gösterdiği tüm çabasına rağmen sonuç alamayınca açlık grevine başladığını dile getiren Sotan, “Çalıştığımız şirket iflas etti. O zamandan beri kumanya, su ve diğer ihtiyaçlarımız yetkililerce karşılanmakta. Gemimiz bayraksız ilan edildikten sonra tamamen Kuveyt’e ait oldu. Tüm insan hakları kuruluşları durumumuz hakkında bilgi sahibi oldukları halde hala bir sonuç çıkartamamıştır. Mental ve psikolojik olarak dayanacak gücüm kalmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızdan vatanıma ve aileme kavuşabilmek için acilen yardım talep ediyorum. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Tek isteğim bir an önce sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde gemiden ayrılıp vatanıma kavuşmaktır” diye konuştu.

  • Bursa’da 15 günlük bebek beşiğinde ölü bulundu

    Bursa’da 15 günlük bebek beşiğinde ölü bulundu

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde Suriye uyruklu Muhammed (25) ve Sidra Hamido (21) çiftinin 15 gün önce dünyaya gelen Jnait ismini verdikleri kız bebekleri, beşiğinde ölü bulundu.

    İnegöl ilçesi Burhaniye Mahallesi Okul Sokak’ta oturan Suriye uyruklu Muhammed- Sidra Hamido çiftinin 15 gün önce Jnait ismini verdikleri kız bebekleri dünyaya geldi.

    Anne Sidra, bugün sabah saatlerinde emzirdiği bebeğini beşiğe koyarak, uyuttu. Genç kadın, bebeğinin uyumasının ardından kendisi de uykuya daldı. 3 saat sonra uyanan anne, bebeğini kucağına aldığında nefes almadığını fark etti.

    Özel bir araçla hemen hastaneye getirilen bebeğin yapılan kontrolde hayatını kaybettiği belirlendi. Bebeğinin öldüğünü öğrenen anne, baygınlık geçirdi. Bebeğin cenazesi ise savcılık incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.