Etiket: manşet

  • Bursa’nın nüfusu belli oldu

    Bursa’nın nüfusu belli oldu

    Türkiye’nin nüfusu, 2020’de bir önceki yıla göre 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı.

    3 milyon 56 bin 120 olan Bursa’nın nüfusu 45 bin 713 kişi artarak 3 milyon 101 bin 833’e yükseldi.

    Bursa’nın en kalabalık ilçesi 881 bin 459 nüfusla Osmangazi oldu. Osmangazi’yi 657 bin 176 kişilik nüfusuyla Yıldırım, 484 bin 832 kişilik nüfusuyla Nilüfer takip etti. Bursa’da nüfusu en az olan ilçe ise Harmancık oldu. Harmancık’ın nüfusu 6 bin 145 olarak kayıtlara geçti.

    Türkiye nüfusu 83 milyon 614 bin 362 kişi oldu. Türkiye’de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla bir önceki yıla göre 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı.

    Erkek nüfus 41 milyon 915 bin 985 kişi olurken, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377 kişi oldu. Diğer bir ifadeyle toplam nüfusun yüzde 50,1’ini erkekler, yüzde 49,9’unu ise kadınlar oluşturdu.

    Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre ülkemizde ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre 197 bin 770 kişi azalarak 1 milyon 333 bin 410 kişi oldu. Bu nüfusun yüzde 49,7’sini erkekler, %50,3’ünü kadınlar oluşturdu.

    İşte Bursa’nın ilçe nüfusları (En azdan en çoka)

    1. Harmancık 6 bin 145
    2. Büyükorhan 9 bin 485
    3. Keles 11 bin 499
    4. Orhaneli 19 bin 55
    5. İznik 44 bin 102
    6. Yenişehir 54 bin 315
    7. Kestel 70 bin 865
    8. Orhangazi 80 bin  118
    9. Karacabey 84 bin 666
    10. Gürsu 96 bin 985
    11. Mustafakemalpaşa 101 bin 820
    12. Mudanya 102 bin 523
    13. Gemlik 115 bin 404
    14. İnegöl 281 bin 384
    15. Nilüfer 484 bin 83
    16. Yıldırım 657 bin 176
    17. Osmangazi 881 bin 45

    Nüfus artış hızı, binde 5,5 oldu

    Yıllık nüfus artış hızı 2019 yılında binde 13,9 iken, 2020 yılında binde 5,5 oldu.

    İl ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı %93 oldu

    Türkiye’de 2019 yılında %92,8 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2020 yılında %93 oldu. Diğer yandan belde ve köylerde yaşayanların oranı %7,2’den %7’ye düştü.

    İstanbul’un nüfusu 15 milyon 462 bin 452 kişi oldu

    İstanbul’un nüfusu, bir önceki yıla göre 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 kişiye düştü. Türkiye nüfusunun %18,49’unun ikamet ettiği İstanbul’u, 5 milyon 663 bin 322 kişi ile Ankara, 4 milyon 394 bin 694 kişi ile İzmir, 3 milyon 101 bin 833 kişi ile Bursa ve 2 milyon 548 bin 308 kişi ile Antalya izledi.

    Nüfusu en az olan il 81 bin 910 kişi ile Bayburt oldu

    Bayburt, 81 bin 910 kişi ile en az nüfusa sahip olan il oldu. Bayburt’u, 83 bin 443 kişi ile Tunceli, 96 bin 161 kişi ile Ardahan, 141 bin 702 kişi ile Gümüşhane ve 142 bin 792 kişi ile Kilis takip etti.

    Nüfus piramidindeki yapısal değişim devam etti

    Nüfus piramitleri, nüfusun yaş ve cinsiyet yapısında meydana gelen değişimi gösteren grafikler olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’nin 2007 ve 2020 yılı nüfus piramitleri karşılaştırıldığında, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmaya bağlı olarak, yaşlı nüfusun arttığı ve ortanca yaşın yükseldiği görülmektedir.

    Türkiye nüfusunun ortanca yaşı 32,7’ye yükseldi

    Ortanca yaş, yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Ortanca yaş aynı zamanda nüfusun yaş yapısının yorumlanmasında kullanılan önemli göstergelerden biridir.

    Türkiye’de 2019 yılında 32,4 olan ortanca yaş, 2020 yılında 32,7’ye yükseldi. Cinsiyete göre incelendiğinde, ortanca yaşın erkeklerde 31,7’den 32,1’e, kadınlarda ise 33,1’den 33,4’e yükseldiği görüldü.

    Ortanca yaşı en yüksek olan il Sinop, en düşük olan il Şanlıurfa oldu

    Ortanca yaşın illere göre dağılımına bakıldığında, Sinop’un 41,4 ile en yüksek ortanca yaş değerine sahip olduğu görüldü. Sinop’u, 40,6 ile Balıkesir ve Kastamonu izledi. Diğer yandan 20,4 ile Şanlıurfa en düşük ortanca yaşa sahip il oldu. Şanlıurfa’yı, 21,2 ile Şırnak ve 22,3 ile Ağrı takip etti.

    Kadınlarda ve erkeklerde en yüksek ortanca yaşa sahip il Sinop oldu

    Ortanca yaşın illere ve cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde, erkeklerde 40,2 ile Sinop en yüksek ortanca yaşa sahip olan il olurken, 20 ile Şanlıurfa en düşük ortanca yaşa sahip olan il oldu. Kadınlarda 42,7 ile Sinop yine en yüksek ortanca yaş değerine sahip olan il olurken, Şanlıurfa ve Şırnak 20,9 ile en düşük ortanca yaş değerine sahip olan iller oldu.

    Çalışma çağındaki nüfusun oranı %67,7 oldu

    Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007 yılında %66,5 iken 2020 yılında %67,7 oldu. Diğer yandan çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı %26,4’ten %22,8’e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise %7,1’den %9,5’e yükseldi.

    Toplam yaş bağımlılık oranı arttı

    Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk ve yaşlı birey sayısını gösteren toplam yaş bağımlılık oranı, 2019 yılında %47,5 iken 2020 yılında %47,7’ye yükseldi.

    Ekonomik olarak aktif olan birey başına düşen çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı, %34,1’den, %33,7’ye gerilerken, çalışan birey başına düşen yaşlı birey sayısını ölçen yaşlı bağımlılık oranı ise %13,4’ten %14,1’e yükseldi. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de 2020 yılında, çalışma çağındaki her 100 kişi, 33,7 çocuğa ve 14,1 yaşlıya bakmaktadır.

    Türkiye’de kilometrekareye 109 kişi düşerken İstanbul’da 2 bin 976 kişi düştü

    Nüfus yoğunluğu olarak tanımlanan “bir kilometrekareye düşen kişi sayısı”, Türkiye genelinde 2019 yılına göre 1 kişi artarak 109 kişiye yükseldi. İstanbul, kilometrekareye düşen 2 bin 976 kişi ile nüfus yoğunluğu en yüksek olan ilimiz oldu. İstanbul’dan sonra 553 kişi ile Kocaeli ve 366 kişi ile İzmir nüfus yoğunluğu en yüksek olan iller oldu.

    Diğer yandan nüfus yoğunluğu en az olan il ise bir önceki yılda olduğu gibi, kilometrekareye düşen 11 kişi ile Tunceli oldu. Tunceli’yi 20 kişi ile Ardahan ve Erzincan illeri izledi.

    Yüz ölçümü büyüklüğünde ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 58, en küçük yüz ölçümüne sahip Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 326 olarak gerçekleşti.

  • Bursa’da yaşlı kadını sahte banka müdürü dolandırdı

    Bursa’da yaşlı kadını sahte banka müdürü dolandırdı

    Bursa’da bankada işlem yapan yaşlı kadını takip ederek dolandıran sahte banka müdürü kayıplara karıştı

    Vatandaşı kurdukları akıl almaz tuzaklarla dolandıranların hedefinde bu sefer 75 yaşındaki Gönül Kul vardı.

    Bursa’da girdiği bir bankanın şubesinde işlem yaptırdıktan sonra evinin yolunu tutan Gönül Kul’un peşine takılan dolandırıcı, kendisini başka bir bankanın müdürü olarak tanıtıp, oğlunun arkadaşı olduğu bahanesiyle yaşlı kadından 300 lira ve çeyrek altınını alarak kayıplara karıştı.

    “Senin oğlun Bekir Kul’u tanıyorum” diyerek yaşlı kadının yanında oğlunu telefonla arama numarası yapan dolandırıcı, para ve altını aldıktan sonra ortadan kayboldu.

    Bir müddet sonra dolandırıldığının farkına varıp oğlunu arayan Gönül Kul, ardından oğlu ile birlikte polis merkezine giderek durumu anlattı. Yaşlı kadının eşkalini verdiği dolandırıcı her yerde aranıyor.

  • Uludağ’da pistler günübirlikçilerle doldu

    Uludağ’da pistler günübirlikçilerle doldu

    Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden biri olan Uludağ’a günübirlikçiler akın etti. Otellerde yer kalmayınca şehir merkezinde konaklayan tatilciler her gün zirveye inip çıkmak zorunda kalıyor.

    Kış turizminin gözde mekanları arasında ilk sıralarda yer alan Uludağ’da otellerde konaklayanların yanı sıra günübirlikçilerin de gelmesiyle adım atacak yer kalmadı. Farklı şehirlerden gelen ziyaretçiler zirvede kalacak yer bulamayınca şehir merkezindeki otellerde konaklamak zorunda kaldı. Havanın güzel olması fırsat bilen vatandaşlar Uludağ’a akın ediyor.

    Kar yağışının muhteşem olduğunu belirten çocuklar, “Kar topu oynayıp kendi imkanlarımızla kayıyoruz. Bir dahaki seneye 15 tatilde yine Uludağ’a gelmeye çalışacağız” dediler.

    Uludağ’daki otellerde yer olmadığı için şehir merkezinde kaldıklarını belirten vatandaşlar ise, “Her gün buraya çıkıyoruz. 3-5 gün daha buradayız. Bir dahaki seneye yine gelmeyi düşünüyoruz. Çok güzel bir yer. Keşke korona olmasa” diye konuştular.

  • Bursa’da jandarmayı gören kaçak avcılar balıkları suya bıraktı

    Bursa’da jandarmayı gören kaçak avcılar balıkları suya bıraktı

    Bursa’da kayıkla göle açılan iki kişi, kaçak avlanırken jandarmaya yakalanacağını anlayınca kaçmaya başladı. Yakalanması yasak olan çok sayıda turna balığını kaçarken suya bırakan avcılar jandarmanın kameralarına yakalandı.

    Nilüfer Jandarma Asayiş. Bot Tim Komutanlığına bağlı ekipler, Uluabat Gölü üzerinden, Yenikaraağaç Jandarma Karakol Komutanlığı ekipleri ise karadan olmak üzere ortaklaşa düzenlenen kıyı seyir devriyesi sırasında göl içerisinde şüpheli iki kişi gördü. Göle kayıkla açılan ve avlanan iki kaçak avcıyı fark eden ekipler avcıların peşine düştü.

    Jandarmaya yakalanacağını anlayan 49 yaşındaki H.D ve 41 yaşındaki N.D., ise hemen kaçmaya başladı. Göl üzerinde yaşanan kovalamaca sırasında avlanması yasak olan turna balıklarını tek tek göle bırakan avcılar ekiplerin o sırada kayıtta olan kameralarına yakalandı.

    Gölkıyı Mahallesi sazlık alandan karaya çıkmaya çalışan iki kişi devriye tarafından yakalandı. Teknenin sahibi olan H.D.’ye 5 bin 454 TL para cezası uygulandı.

  • Bursa’da kayıp Sümeyye her yerde aranıyor

    Bursa’da kayıp Sümeyye her yerde aranıyor

    Bursa’da kaybolan 15 yaşındaki  Sümeyye Tuana Çiçek, en son Çekirge taraflarında 29 Ocak’ta görüldükten sonra kendisinden haber alınamadı.

    Genç kızın hayatından şüphe eden ailesi polisi arayarak ihbarda bulundu.

    Harekete geçen polis ekipleri genç kızın üzerinde siyah eşofman, siyah mont ve siyah bot olduğunu tespit etti.

    5 gündür kayıp olan Sümeyye Tuana Çiçek’in bulunması için Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından 81 ile genç kızın fotoğrafı ve kimlik bilgileri gönderildi.

  • Sürdüğü traktörün altında kalarak can verdi

    Sürdüğü traktörün altında kalarak can verdi

    Bursa’da inşaat malzemesi taşıdığı traktörün devrilmesi sonucu altında kalan sürücü, hayatını kaybetti.

    Bursa’nın Gemlik ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde sahil bölgesine yakın olan inşaata demir ve çimento taşıdığı traktörün kontrolünü kaybeden Mustafa Gündoğdu (45), kullandığı traktörün altında kaldı.

    Çevredekilerin ihbarı üzerine, olay yerine gelen 112 ekipleri, Gündoğdu’nun hayatını kaybettiğini belirledi.

    Olay yerine gelen Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri çevrede güvenlik önlemi alırken, Gemlik Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan incelemenin ardından, itfaiye ekiplerinin de yardımı ile çıkarılan Gündoğdu’nun cesedi Gemlik Morguna kaldırıldı.

  • 6 partiden Yunuseli Havaalanı için ortak bildiri

    6 partiden Yunuseli Havaalanı için ortak bildiri

    Bursa’da Yunuseli Havaalanı’nın akıbeti ile ilgili tartışmalar kentin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Bursa’da muhalefet 750 dönümü Büyükşehir Belediyesi tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilen Yunuseli Havalimanı arazisine çıkarma yaptı. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’nin başını çektiği Yunuseli Platformu, bölgede çevre sakinlerinin de katılımı ile ‘Yeşile evet, betona hayır’ dedi.

    PARTİLERDEN ORTAK BİLDİRİ

    Yunuseli Platformu adı altında Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet Atmaca, Demokrat Parti İl Başkanı Çağrı Kaplan, Gelecek Partisi İl Başkanı Alpaslan Yıldız, Deva Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz’ün ortak imzasıyla yayınlanan ortak bildiride, 1.400 dönümlük havaalanı arazisiyle ilgili kamuoyuna sızan vahim yapılaşma iddialarına tepki gösterildi.

    CHP Parti Meclisi Üyesi Umut Akdoğan, İYİ Parti Grup Başkanı Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, Millet İttifakı Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, ilçe başkanları, partilerin belediye meclis üyelerinin yanı sıra 6 partinin örgütünden yönetici ve üyelerin de katılımıyla Yunuseli Havaalanı’nda gerçekleşen basın açıklamasında, il başkanlarının ortak imzasını taşıyan bildiri kamuoyu ile paylaşıldı.

    “HAVAALANI ARAZİSİ, BURSA HALKININ ORTAK MALIDIR”

    Platformun açıklamasında şöyle denildi:

    Bursa’nın korunması gereken en önemli değerlerinden biri olan Yunuseli Havaalanı için yaşanan son gelişmeler, şehrimizin yarınları için hepimizi endişelendirmiştir.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Alinur Aktaş’ın, geçtiğimiz günlerde, bin 400 dönümlük alanın 750 dönümünü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devrettiğini açıklamış olması, yapılaşma ve trafik başta olmak üzere yoğunluk artışına zaten yeterince kurban edilen Bursa’nın geleceği için haklı kuşkuların artmasına yol açmıştır.

    Bilinmesini isteriz ki;

    Yunuseli Havaalanı’nın arazisi, Bursa halkının maddi manevi katkılarıyla edinilmiştir ve bu yönüyle gerçek sahibi de tüm Bursalılardır.

    Dolayısıyla bu arazi üzerinde, Bursalıların görüşleri alınmadan, vatandaşa sorup danışmadan tasarrufta bulunulması doğru değildir.

    Aynı şekilde;

    Kamuya ait devasa bir alanın, milletin sesi ve temsilcisi olan siyasi partilerin, akademik odaların, meslek kuruluşlarının, STK’ların, hemşehri derneklerinin ve kanaat önderlerinin görüşlerinin alınmadan ne olacağı henüz açıklanmayan bir proje için tahsis edilmesi de aynı ölçüde yanlıştır.

    Hele hele Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kullanımına bırakılan 750 dönümde, yoğun yapılaşma projesinin gerçekleştirileceği iddiası son derece vahimdir. Bursa’nın akciğeri konumunda nadir bölgelerinden biri olan Yunuseli Havaalanı arazisi, zaten plansız programsız yoğunluktan ötürü boğulmakta olan bu şehrin nefes alan değeri olarak korunmalı; tamamı yeşil alan olarak Bursa halkının ortak kullanımına açılmalıdır.

    “BU ŞEHRİ YÖNETENLERİ, TESTİ KIRILMADAN UYARIYORUZ”

    Biz aşağıda imzası bulunan siyasi partiler olarak oluşturduğumuz geniş katılımlı ‘Yunuseli Platformu’ nezdinde; hükümet yetkililerini ve bu şehrin yönetenlerini, testi kırılmadan uyarmayı görev addediyoruz.

    Yanlışta ısrar edilmesi halinde, yasal haklarımız doğrultusunda her türlü tepkisel etkinlikleri de içeren bir dizi protesto faaliyetini yürütmeyi de toplumsal sorumluluğumuz gereği gerçekleştirmeye kararlıyız.

    Bursa’nın yarınları açısından, gelecek nesillere karşı sorumluluklarımızı da düşünerek, bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı özellikle vurguluyoruz.

    Kamuoyuna saygılarımızla duyuruyoruz.

    KONUŞMALARIN ÖZNESİNDE BURSA VARDI

    Öte yandan, buluşmada yapılan konuşmalarda da, Yunuseli Havaalanı’nın Bursa açısından taşıdığı öneme vurgu yapıldı ve bu alanda betonlaşmaya karşı irade sergilendi.

    CHP PM ÜYESİ UMUT AKDOĞAN: “BURAYA BETON BLOKLAR DİKMELERİNE İZİN VERİLEMEZ”

    “Ben buraya daha önce görmemiştim. Ankara’dan gelirken buraya yaklaştığımda arsanın ne kadar kıymetli olduğunu anladım. Arkama baktığımda altın gibi yer olduğunu kavradım. Bursalıların arazisine Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı bir Ankaralı olarak beni neden ortak ediyor? Arazi bakanlığa devredildiğinde ben size tabiri yerindeyse ortakçı olmuş oluyorum. Burası ne yapılacak? Bakanlığın bir açıklaması var mı? Bu konuda Bursalıların rızası var mı? Cevap kocaman bir hayır. Burada rant, beton, talan var. Doğanın dengesi bozuluyor. Mevsimler şaşıyor. Geleceğimiz kararıyor. Önümüzdeki Cumartesi-Pazar Bursa’da hava sıcaklığı 19-20 derecelerde olacak. Geçtiğimiz yıl bugün Bursa’da hava sıcaklığı 7 dereceymiş. Bu yalancı bahar değil talancı anlayışın sonucudur. Biz kapımızı doğaya, yeşile açacağız. Buraya beton bloklar dikmenize izin vermeyeceğiz. Bir hançer daha saplamanıza izin vermeyeceğiz. Bursa’yı acıtmanıza izin vermeyeceğiz. Önümüzdeki yerel seçime 1146 gün var. 1146 gün boyunca talan projelerine izin vermeyeceğiz.”

    CHP İL BAŞKANI İSMET KARACA: “HAVAALANI RANT VE BETONA TESLİM EDİLEMEZ”

    “Burası Tayyare Cemiyeti’nin Cumhuriyetin ilk yıllarında, savaştan yeni çıkmış bir halkın bağışlarıyla alınmış. Bunun altını özellikle çiziyorum yargı yolunu da arayacağız. Burası havaalanı yapılmak kaydıyla gönüllü bağışlarla alınmış. Burası birçok organizasyona sahiplik yaptı ta ki büyükşehir belediyesine devredilene kadar. O günden beri rant çevrelerinin uykusu kaçıyor. Özellikle son seçimden sonra İstanbul’da, Ankara’da, Antalya’da rantı kesilen çıkar çevreleri gözünü buraya diktiler. Zaten batmış durumda olan Bursa Büyükşehir Belediyesi de kaynak yaratmak için bu bölgeyi gözüne kestirdi. Şampiyonluk mabedimiz Atatürk Stadyumu’nu yıktılar. Yenisini yapabiliyor muyuz? Yenisi içimize sindi mi? Bursa biz öngörüsüzlükle, iş bilmezlikle yönetiliyor. Bedelini hep biz ödüyoruz. Birçok özelliği olan bir kent böyle yönetilmeyi hak ediyor mu? Büyükşehir Belediye Başkanı “Yunuseli Doğanbey gibi olmayacak” diyor. Sanki Doğanbey’i biz yaptık. Bursa’nın akciğeri olacak bir alan burası. Bu kentin dinamikleri var. Birçok duyarlı kesim var. Ortak akılla buranın ne olacağına hep birlikte karar vermeliyiz. İnandırıcılıkları hiç yok. Diğer başkan görevden alındıktan sonra 1000 gün oldu seçileli başlayıp bitirdiği bir proje yok. Şunu Alinur Aktaş yaptı diyebileceğiniz dişe dokunur bir projesi yok. Bu yüzden güvenmiyoruz. Devlet erkanını topluyor. Yaptığı açılışlardan ben utanıyorum. Ben katılmaya da utanırım. BUSKİ’nin önünde 200 metrelik yol açıyor orada tören düzenliyor. Köprüyü hala bitiremediler. Bursa proje çöplüğüne döndü. Kaynaklarımız heba oluyor. Gözlerini buraya diktiler. Buranın betona ve rant teslim olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız.”

    İYİ PARTİ MECLİS GRUP BAŞKANI İSMAİL TATLIOĞLU: “BU ÇİRKİNLİĞİ BURSA’YA YAPMAYIN”

    “İstanbul’da butik arazilerin peşinde koşan zihniyet şimdi burada. Bunlar talimatlı projeler. Dolayısıyla buradan bu projelerin tamamının sahiplerine sesleniyoruz. Bursa burada. Anlamadığınız bir şey varsa gelin burada anlatacak 2 bin kişi var. 3 milyon kişi de arkada var. Burası Osmangazi’nin, Bursa’nın, Türkiye’nin bir arazisi. Gelin referandum yapalım. Burada oturanlar karar versin size saraylardan, köşklerden talimat geçenler değil. Eğer burası imara açılacaksa ve buna Bursalılar karar verirse tuğlalarını da biz taşıyalım. Osmangazi karar verirse biz yollarını açalım. Gelin bunu sorun. Bu milletin tersine işler yapmayın. Bursa’nın Türkiye’nin bu siyasal iklimle vedalaşması başlamıştır. Çok kısa süre içinde bu siyasal iklimle milletimiz vedalaşacak. Yapılacak işi milete soranlar, söylediklerini yapanlar, yapacaklarını söyleyenler gelecek. Giderken bu çirkinlikleri Bursa’ya yaparsınız Bursa’nın laneti arkanızda olacaktır.”

    İYİ PARTİ İL BAŞKANI SELÇUK TÜRKOĞLU: “”BURASI İÇİN ENDİŞELİYİZ”

    “Bursa’ya, Bursa’nın doğasına sahip çıkmak için buradayız. Bursa’nın akademik odaları, dernekleri, vakıfları, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşlarıyla betona, ranta karşı çıkmak için Yunuseli Platformunda mücadele edeceğiz. Bütün Bursalıları mücadeleye davet edeceğiz. Memlekette sivil siyasetin, sivil toplum kuruluşlarının, basının sesi istediğimiz düzeyde çok da fazla çıkamıyor. Doğal olarak biz muhalefet partilerine sorumluluk düşüyor. Biz de bu sorumluluktan kaçmıyoruz. Burada bir endişemiz var. Bu farazi bir endişe değil. Geçmişinizi bildiğimiz için geleceğimizden endişe ediyoruz. Doğanbey TOKİ’yi gördüğümüz için Yunuseli’nden endişe ediyoruz. Stadı gördüğümüz için buradan endişe ediyoruz. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı bugün “Gelsinler ben onlara izah edeyim” demiş. Böyle bir usül yok. Basından davet gelmez. Bir araya gelmeye her zaman açığız, dinleriz. 750 bin dönümü verirken bize mi sordu? Verdikten sonra mı bize, Bursalılara soracaksın? Bugün Diyanet İşleri Başkanımız Bursa’da. Hoş gelmişler, şeref vermişler. Yüce dinimizin ağaca, yeşile, doğaya, insana verdiği önem meydanda. Bu konuyla alakalı eğer kendisine bilgi verirlerse Yunuseli ile ilgili bir destek mesajı da ondan beklediğimi ifade ediyorum.”

    DEVA PARTİSİ İL BAŞKANI SERKAN ÖZGÖZ: DOĞANBEY ÖRNEĞİ NE OLACAK?

    “Ben bir Bursa çocuğuyum. Bursa’nın sokaklarında doğdum büyüdüm. Bursa’yı seviyorum. Çok uzun yıllardır Bursa’yı çok sevmeyenlerin yönettiğini düşünüyorum. Önümüzde 400 dönüme yayılmış botanik park örneği varken Soğanlı kentsel dönüşümü adı altında sadece 2400 ailenin yararlanacağı ve orayı yapan müteahhitlerin yararlanacağı örnek varken ve TOKİ Bursa’ya en son geldiğinde Doğanbey’e,bu şehrin siluetinden hiçbir şekilde şekilde silinmeyecek bir şeye imza attığında konunun buralara geleceğini biliyorduk. 400 dönümlük botanik parktan her yıl 400000 dar gelirli vatandaşımız yararlanırken hangi akla dayanarak kimden izin alarak Bursa’nın kendi cebinden ödediği paralarla Bursa halkına mal olmuş araziyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devrettiniz? Eğer niyetiniz burada katlı yapılaşma yapmak değilse buraya botanik park yapmak çok mu zor? Bursa’yı yöneten kişiler Bursa’nın farkında değil.”

    GELECEK PARTİSİ İL BAŞKANI ALPASLAN YILDIZ: “HAVAALANI STATÜSÜ KORUNMALI”

    “Buranın Bursa’ya çok önemli hizmetleri oldu. Buranın mevcut statüsünün korunmasını arzu ediyoruz. Her şeyin rant olduğu bir dönemde bırakın burası yeşil kalsın. Bursa beton kent olmaya doğru hızla ilerliyor. Burası Bursalılarındır. Bursalıların izni olmadan böyle bir katliama izin veremeyiz. Yunuseli, havaalanı statüsünde kalmalıdır. Deprem, afet, sel gibi durumlarda burası nefes alma yeridir. Siyasilerin herkesin düşündüğünün tersini düşünüyorlar. Burada havacılık müzesi olabilir, eğitimler verilebilir, Teknofest düzenlenebilir. Burası yeşil kalabilir. TOKİ Bursa’ya geldiğinde Doğanbey ortaya çıktı. Bunu unutmayalım.”

    DP İL BAŞKANI ÇAĞRI KAPLAN: “MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”

    “Millete rağmen siyaset olmaz. Nasıl olsa oylarını aldık, seçildik 5 sene boyunca kimse bize müdahale edemez anlayışıyla siyaset yapmanız mümkün değildir. Gün gelecek görevlerimiz bitecek. Kimse bizi kara kaşımızla kara gözümüzle hatırlamayacak. Bugün burada yaptıklarımızla veya yapmamız gerekirken yapmadıklarımızla anılacağız. Başta belediye başkanımız olmak üzere tüm yetkililer için bu ayrım söz konusudur. İsterlerse gelecekte millet nezdinde hürmetle anılacaklardır. Ama aksi taktirde burada yanlış bir işe girişirlerse milletin nezdinde her zaman Bursa’ya zarar vermiş, bu alana zarar vermiş kişiler olarak anılacaklardır. Ben bu iradeyi çok önemsiyorum. Biz gerekli demokratik ve hukuki mücadeleyi göstereceğiz.”

    NİLÜFER BELEDİYE BAŞKANI TURGAY ERDEM: “TARİHİ BİR FIRSATI KULLANMAK GEREK”

    “Merhum Reşat Oyal bize Kültürpark’ı hediye etmiş. Hala kullanıyoruz. Kullandığımız zaman da hayır dualarıyla anıyoruz. Erdem Saker Botanik Park’ı ve hayvanat bahçesini bize hediye etmiş. Biz de kullanıyoruz. Hikmet Şahin Mihraplı Park’ıyla ilgili çalışmalar yapmış. Bursalılardan her gün hayır duaları alıyor. Buradan değerli Alinur Aktaş’a sesleniyorum. İşte sana tarihe geçmek için bir fırsat. 1400 dönümlük bu alanı rekreasyon alanı olarak yaratalım ve Bursalıların kullanımına sunalım. Bu emaneti yapın ve tarihe geçme fırsatını yakalayın.”

    MİLLET İTTİFAKI BBB BAŞKAN ADAYI MUSTAFA BOZBEY: “BETONA HAYIR, YEŞİLE EVET”

    “Bu alan ve bu alanın etrafındaki kamu alanları mutlaka korunmalı. Uludağ’ın yamaçlarından baktığınızda ne görüyorsunuz? Beton görüyorsunuz? Gördüğünüz yeşil alanların tamamına yakını Merinos ve Kültürpark haricinde mezarlıklar. Geleceğimiz için, Bursa’nın geleceği için, kirli havayı teneffüs eden ve temiz havaya ihtiyaç duyan Bursalılar ne olur bu alanlara sahip çıkın. Yunuseli sadece bir göstergedir. Buradaki betonlaşma sürecinin ardından Nilüfer’deki cephanelik, hastane alanı gündeme gelecek. Yıldırım’daki DSİ alanı, karayolları alanları gelecek. Kent yöneticileri bu alanları Bursalılara doğal alanlar olarak kazandırmak zorundadır. Yeşil alan olarak kazandırmak zorundadır. Bunun da tahattününü Bursalılara vermek zorundadır. Bu alanları korumak çok önemlidir. Kent merkezinde yaşayan yaklaşık 2 buçuk milyon insanın hakkıdır bu. Doğacak çocuklarından hakkıdır bu. Burada mücadele eden, edecek olan tüm Bursalıları sevgiyle selamlıyorum. İnanıyorum ki bu yapılan hatadan vazgeçilecek, yeni Doğanbeyler oluşmayacak. Betona hayır yeşile evet.”

  • Bursa’da 15 engelli öğrenci ölümden döndü

    Bursa’da 15 engelli öğrenci ölümden döndü

    Bursa’nın İznik ilçesinde engelli öğrencileri taşıyan servis aracı kamyonet ile çarpıştı. Kazada minibüste bulunan 7’si özel gereksinimi olan öğrenci 15 kişi ölümden döndü.

    Kaza, İznik-Adapazarı karayolunda 13.30’da meydana geldi. Çerkeşli ve Beşevler’den aldığı 7 özel gereksinimli öğrenci ve 5 veliyi İznik’te bulunan özel bir rehabilitasyon merkezine götürmek üzere yola çıkan 16 RBR 15 plakalı servis sürücüsü Ö.T., tali yoldan karayoluna kontrolsüz bir şekilde çıkan M.B.’nin kullandığı 16 PAD 60 plakalı kamyonet ile çarpıştı. Kazada servis minibüsünde bulunan 7 öğrenci yara almadan kurtulurken, kadın hostes hafif yaralandı. Yaralı hostes ambulansla İznik Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

  • Erdoğan’dan Boğaziçi tepkisi: Öğrenci misiniz terörist mi?

    Erdoğan’dan Boğaziçi tepkisi: Öğrenci misiniz terörist mi?

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Artvin-Bilecik-Çankırı-Gaziantep-Iğdır 7’nci olağan il kongrelerine AK Parti Genel Merkezi’nden canlı bağlantıyla katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki protestolarla ilgili olarak ”Siz öğrenci misiniz, yoksa rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz? Buna fırsat vermeyeceğiz, gereği neyse yapmaya devam edeceğiz” dedi. Yeni anayasa çalışması hakkında da açıklamada bulunan Erdoğan, ”Süreci sabote etmek yerine olumlu katkı sunmak tüm grupları anayasa çalışmasının içinde görmek istiyorum. Bunu da samimiyetle söylüyorum” diye konuştu.

    Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Artvin, Bilecik, Çankırı, Gaziantep, Iğdır il kongrelerine parti genel merkezinden canlı bağlantıyla katıldı.

    AK Parti’nin tüm kademelerinde vazifelerine devam eden ve yeni görev üstlenenlerden bu anlayışla çok daha azimli ve verimli çalışmalar beklediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Unutmayın ‘davası hak olanın yardımcısı Hak’tır. Hak olan davada zafer de muhakkaktır’ şiarıyla yönümüzü 2023’e dönerek gece gündüz milletimizin gönlüne girmenin yollarına bakacağız. Kendini AK Parti ailesinin bir ferdi olarak hisseden herkese, gönlümüzün de kapımızın da partimizin de tüm kademelerin de sonuna kadar açık olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Teşkilatlarda görev alacak kardeşlerimden bu büyük potansiyeli harekete geçirecek, dirayeti, vefayı ve engin gönüllülüğü göstermelerini bekliyorum. Milletin kurduğu, milletin yaşattığı, milletimizin hizmetkarı olan partimize yakışan, sahada ülkemizdeki her bir bireyin desteğini alma hedefiyle çalışmaktır. İnşallah hep birlikte bunu başaracağız.”

    Erdoğan, Türkiye’nin bir yandan salgınla mücadele ederken diğer yandan da siyasi ve ekonomik hedefleri hayata geçirdiğini dile getirerek uluslararası alanda Türkiye’nin haklarını ve menfaatlerini korumak için kararlı bir mücadele yürüttüklerini belirtti.

    “Ülkemize husumeti, politikalarının merkezine yerleştiren güçlere ve onlardan cesaret alan terör örgütlerine karşı kararlı bir duruş sergiliyoruz.” diyen Erdoğan, bugüne kadar yaptıkları fedakarlıkların boşa gitmemesi ve elde edilen kazanımlardan geriye gidiş olmaması için çalıştıklarını, bununla kalmayıp yeni kazanımlar için yeni adımlar atmanın hazırlıklarını yürüttüklerini anlattı.

    “BU MÜCADELENİN LOKOMOTİFİ ELBETTE CUMHUR İTTİFAKI’DIR”

    Küresel, siyasi ve ekonomik dengeler sarsılırken, Türkiye’nin gelecek dönemde kendine güçlü bir yer edinmesini sağlamayı hedeflediklerini aktaran Erdoğan, “Bu mücadelenin lokomotifi elbette Cumhur İttifakı’dır.” dedi.

    Böyle tarihi bir mücadeleye ülkedeki tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve her kesimin destek vermesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Ama maalesef ülkemizde siyasi hırsları ve ideolojik saplantıları kendi vatanlarına ve halklarına olan sorumluluklarının önüne geçmiş bir kesim vardır. Bunların öncüsü ve sözcüsü de CHP’dir. Büyük bir üzüntüyle ifade etmek isterim ki CHP, 7/24 açık bir yalan partisine, başındaki zat da 7/24 yalan söyleyen bir adamcağıza dönüşmüştür. Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili yapmış olduğu açıklamalara baktığınız zaman, hala terör örgütlerinin birer temsilcisi olanları ‘bu ülkenin evlatları’ veya ‘kendisinin de arkadaşları’ olarak tanımlıyor. Terör örgütlerinin üyesi olan bu gençleri biz, ülkemizin gerçek manada milli ve manevi değerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz. Zira siz öğrenci misiniz, siz talebe misiniz, yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz? Bu ülke, teröristlerin hakim olduğu bir ülke olmayacak buna da asla fırsat vermeyeceğiz, bunun böyle bilinmesini istiyorum. Onun için de gereği neyse bunu yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Artık bu ülke Taksim’deki bir Gezi olayını yaşamayacak ve yaşatmayacaktır. Bay Kemal, sen eğer bu yolda devam edeceksen buyur devam et, terörist arkadaşlarınla yola devam edeceksen buyur o yola devam et ama biz, teröristlerle beraber olmadık olmayacağız.”

    “CHP’DEN BİZİM BEKLENTİMİZ YOK”

    Erdoğan, Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te teröristlere nasıl oraları mezar edip, nasıl inlerine girdilerse bundan sonra da her yerde aynı şekilde buna devam edeceklerinin altını çizerek, “LGBT, yok böyle bir şey. Bu ülke millidir, manevidir ve bu değerlerle geleceğe yürümektedir. Kardeşlerim, bizim bu yapıdan beklentimiz, elbette her konuda yanımızda yer alması değildir. Hatta bizim yanımızda hiç yer almasa da olur. CHP’den bizim beklentimiz yok. Bizim bunlardan beklentimiz, ülkemizin ve milletimizin ortak menfaatleri, sıkıntıları, sevinçleri bu hususta asgari düzeyde de olsa bir anlayış birliği sergilemeleridir.” değerlendirmesini yaptı.

    “Gölge etmeseler yeter, ona bile razıyız.” ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Türkiye, terörle mücadele ederken, terör örgütlerinin ve teröristlerin yanında yer almasalar yeter. Önce kendi içlerinde tecavüz, taciz, bütün bu adiliklerden arındırılmış bir siyasi parti olsunlar yeter. Türkiye sınırlarını güvenli hale getirmenin kavgasını verirken emperyalistlerin tetikçiliğine soyunmasalar yeter. Türkiye, Doğu Akdeniz’de haklarını korurken karşımızdakilerin tezleri ile ortaya çıkmasalar yeter. Türkiye, Avrupa Birliği’nden Amerika’ya kadar, nice gücün haksız ithamlarına maruz kalırken onların değirmenlerine su taşımasalar yeter. Türkiye salgınla mücadele ederken milletimizin moralini bozmaya, yürütülen faaliyetleri sabote etmeye çalışmasalar yeter. Türkiye, küresel ekonomik krizin etkileriyle boğuşurken yalanlarla ortalığı bulandırmasalar yeter. Yine söylüyorum kendi partilerinde taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık ayyuka çıkmışken başkalarına çamur atmak yerine, önce kendilerini temizleseler yeter. Yalanı gür sesle ve kendinden emin bir edayla söyleyince herkesi inandırabileceğini sanan bu sıkıntılı zihniyeti milletimizin takdirine havale ediyoruz.”

    Önceki günkü Kabine Toplantısı’nın ardından diğer pek çok hususla birlikte ekonomiyle ilgili de kapsamlı değerlendirmeler yaptığını, rakamlar verdiğini anımsatan Erdoğan, hem bugüne kadar yaptıklarını hem de bundan sonra yapacaklarını milletle paylaştıklarını belirtti.

    “Dün CHP’nin başındaki zat çıktı, yine tamamı yalan, tamamı yanlış, saptırma olan ithamlarla bu hakikatleri gölgelemeye çalıştı.” ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Halbuki kendisinin bu hezeyanları ortaya saçtığı saatlerde, ocak ayı ihracatımızın 15 milyar doları aşarak tüm zamanların rekorunu kırdığının müjdesi milletimize paylaşılıyordu. Çiftçilerimize destek ödemesi yapılmadığını söyleyen bu zat, geçen yıl yapılan 22 milyar liralık destek ödemelerini, bu yıl yapılacak 24 milyar liralık destek ödemelerini yok sayıyor. Kulağı var ama duymuyor, gözü var ama görmüyor. Zira bu zatın, bu adamcağızın kalbi mühürlenmiş. Bu zat, Türkiye’nin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olarak yurt dışından aldığı buğdayı ve diğer ürünleri işleyip küresel düzeyde sattığını görmek istemiyor. Ülkemizin tarımsal üretiminin kendi ihtiyacını karşılamaya yettiğini kavramakta zorlanan bu zat, geçen yıl bitkisel üretimimizin 124 milyon tonla cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını bilmiyor.”

    Erdoğan, çiftçiye ekmesi, biçmesi, üretmesi için her türlü desteği verdiklerini, bundan sonra da daha fazlasıyla vereceklerini, görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, söylemeyen dillere diyecek sözlerinin olmadığını söyledi.

    “Arkadaşlarımız bu zatın iddialarının her birine tek tek cevaplarını vermişlerdir, vereceklerdir.” diyen Erdoğan, milletin sağlıktan sanayiye, tarımdan eğitime kadar her alanda neler yaptıklarını, hangi yatırımları gerçekleştirdiklerini, hangi hizmetleri verdiklerini bizzat yaşayarak gördüğünü vurguladı.

    “ATEŞİ SUYLA, YALANI DA HAKİKATLE SÖNDÜREBİLİRİZ”

    Kendilerini anlatmadıkları her yerde yalan ve iftira furyasının alıp başını gittiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
    “Sizlerden, son 18 yılda ülkemize kazandırdığımız her eseri, milletimize getirdiğimiz her hizmeti bıkmadan, usanmadan farklı yönleriyle sürekli anlatmanızı istiyorum. Ateşi suyla, yalanı da hakikatle söndürebiliriz. Seçim gününe kadar hep birlikte sahada adım atmadık tek karış yer, elini sıkmadık, hatırını sormadık, gönlünü kazanmadık tek bir vatandaşımızı bırakmayana kadar çalışacak, koşturacağız. Bu konuda il başkanlarımızdan mahalle ve köy temsilcilerimize, sandık müşahitlerimize kadar, teşkilatlarımızın tüm mensuplarına önemli görevler düşüyor. Sizlere güveniyor ve bizi mahcup etmeyeceğinize inanıyorum.”

    YENİ ANAYASA

    Önceki gün hukuk ekonomi reformlarıyla ilgili hazırlıklar konusunda milleti bilgilendirirken aynı zamanda yeni sivil bir anayasa ihtiyacını
    tartışmanın da vaktinin geldiğini söylediklerini anımsatan Erdoğan, “Bu anayasa, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere ülkemize kazandırdığımız tarihi atılımların üzerinde inşa edilecektir.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Değiştirile değiştirile iç bütünlüğünü ve tutarlılığını kaybeden mevcut anayasayı bir kenara bırakıp yeni sivil bir anayasa üzerinde çalışmak, Türkiye’nin önünde 2053’e kadar uzanacak engin ufuklar açacaktır. Yeni anayasa çalışmasına hiç şüphesiz Cumhur İttifakı’ndaki ortağımızla öncülük edeceğiz. Sayın Bahçeli’nin dün bu konuda yaptığı olumlu açıklamaları ve çizdiği çerçeveyi memnuniyetle karşıladık. Elbette böylesine kapsamlı bir çalışma, ülkedeki tüm kesimlerin içinde yer almasıyla anlamlı hale gelecektir. Süreci sabote etmek yerine, olumlu katkıda bulunmak isteyen tüm grupları, herkesi yeni anayasa çalışmalarının içinde görmek istiyoruz. Bunu da tüm samimiyetimle söylüyorum. Yeni anayasa sürecinin dünyanın ve bölgenin son yıllarda geçirdiği büyük değişimlerin ülkemizin önünde açtığı fırsatların değerlendirilmesini kolaylaştıracak bir yönü olacağına da inanıyorum.”

    “BİZE 1 ADIM GELENE 5 ADIM, 10 ADIM GİTMEKTE TEREDDÜT ETMEYİZ”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin tarihi boyunca hep değişimlerin gerisinden gitmek yerine değişimlerin önünü açan, değişime öncülük eden bir anlayışla hareket ettiğini dile getirdi.

    Bugün de aynı şekilde yollarına devam ettiklerini, siyaseti polemik tuzağı olmaktan çıkartıp hizmet yarışı haline dönüştürmekte, ahlaki ve ilkeli temelini güçlendirmekte kararlı olduklarını anlatan Erdoğan, bunun için iktidar kadar muhalefete de sorumluluk düştüğünün hatırdan çıkarılmaması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Şu ana kadar terör örgütlerinin vesayetindeki partilerin gölgesinde kalan bir ana muhalefetin bu sorumluluğu yerine getirebilmesinin zor olduğunu gördük. Hiç değilse bundan sonra karşımızda gerçekten Türkiye’nin partisi gibi davranan, yerli ve milli olabilmeyi başaran, sorunun değil, çözümün parçası olan bir ana muhalefet görebilmeyi umut ediyoruz. Demokrasilerde muhalefetin ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan bir parti olarak böyle bir gelişmeden ancak mutluluk duyarız. Bunun bizim değil, milletimizin talebi olduğunu da özellikle belirtmek isteriz. Yapılan reformların, demokratik ve ekonomik kalkınmamızın çarpan etkisi haline dönüşmesini, ülkemizin elde ettiği kazanımların sürekli ileriye taşınmasını da ancak bu şekilde sağlayabiliriz. AK Parti olarak bu doğrultuda bize 1 adım gelene 5 adım, 10 adım gitmekte, büyük ve güçlü Türkiye hedefi ne gerekiyorsa yapmakta asla tereddüt etmeyiz. Cumhur İttifakı ile ülkemizin yakaladığı büyük fırsatı tarihi bir zafere dönüştürme mücadelemizde yanımızda yer alacak herkese yüreğimiz de kollarımız da kapımız da açıktır.”

    KONGRELERDEN NOTLAR

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından “Rabia” işareti yaparak, “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” dedi. Erdoğan’ın sözlerini, canlı olarak bağlandığı kongredekiler de tekrarladı.

    Kongrelerde söz alan il yönetimlerinden isimler de Erdoğan’a “sevgi ve selamlarını” iletti. AK Parti kongrelerine, eski il yöneticileri ile MHP’den temsilciler de katıldı.

    Bilecik Kongresinde söz alan İl Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Karadayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı selamlayarak, “Bilecik gençliği Ayasofya gençliğidir, Bilecik gençliği Mescid-i Aksa gençliğidir, Bilecik gençliği olarak 2023 hedeflerinde sizin arkanızda alnı ak, başı dik yürümeye, koşmaya devam edeceğiz.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bizim gençlerimiz polisine saldıran değil, bizim gençlerimiz kendisine gelenlerin kendisinde hayat bulduğu bir gençliktir. Boğaziçi Üniversitesi’nde olduğu gibi LGBT’ci, şucu, bucu değil, polisine saldıran değil, tam aksine tüm polisiyle beraber el ele, dimdik yoluna devam eden bir gençlik. Hepinizi sevgiyle selamlıyorum.” karşılığını verdi.

  • İhlallerle gündeme gelen Uludağ’da denetimler sıklaştı

    İhlallerle gündeme gelen Uludağ’da denetimler sıklaştı

    Son günlerde koronavirüs tedbirlerini ihlallerle gündeme gelen Uludağ’da jandarma ekipleri denetimlerini artırdı. Narkotik ve bomba arama köpekleri ile araçlar titizlikle aranırken, sık sık maske ve sosyal mesafe ikazı yapıldı.

    Kış turizminin gözde mekanı Uludağ’da jandarma ekipleri denetimlerini artırdı. Son günlerde korona virüs tedbirlerinin ihlalleri ile gündeme gelen Uludağ’da jandarma narkotik köpeği Takip ve bomba arama köpeği Zeus ile araçlarda sıkı kontroller yapıyor. Uludağ’ın 6. kilometresinde başlayan uygulamada araçların lastiklerinin diş kalınlığı tek tek kontrol edildi. Araç sürücülerinin kimlikleri barkod cihazları ile okutulurken, emniyet kemeri, ehliyet, ruhsat, maske ve mesafe kontrolleri de gerçekleştirildi.

    Ayrıca Uludağ Milli Parklar Gişeleri’nde de narkotik arama köpeği Takip ile bomba arama köpeği Zeus da otobüslerin ve minibüslerin içini ve bagajlarını didik didik aradı. Oteller bölgesinde görev yapan jandarma da seyyar megafon ile kayakçıları sık sık maske ve sosyal mesafe konusunda uyardı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri gece gündüz pistlerde ve Uludağ’ın her noktasında nöbetlerini sürdürüyor.

    893 BİN TL CEZA

    Uludağ Jandarma Karakol Komutanlığı sezon içerisinde Uludağ bölgesinde çeşitli suçlardan aranan 15 şahıs ve 6 araç yakaladı. Pandemi kuralları çerçevesinde yapılan denetim ve kontroller sonucu 6 işletme ile maske, sosyal mesafe ve sokağa çıkma kısıtlamalarını ihlal eden 220 kişiye toplam 893 bin lira para cezası kesildi.