Etiket: manşet

  • “Toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz”

    “Toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’ndeki temaslarını tamamlamasının ardından Türkiye’ye döndü. Dönüş yolunda uçakta gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtlayan Erdoğan, Brezilya temasları, Biden’ın Ukrayna’ya ABD füzelerini kullanma izni vermesi, Trump’ın kabinesinde yer alan isimler, sınır ötesi harekat ihtimali, Bahçeli’nin ‘Öcalan’ açıklamaları sonrası gerçekleştirilen ikili görüşme, CHP’li belediyelerin fahiş konser ödemeleri ve asgari ücret gibi pek çok konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

    “Zirvede Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığına dikkat çektim”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyarete ilişkin yaptığı genel değerlendirmede, “Brezilya’nın ev sahipliğinde düzenlenen G-20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere geldiğimiz Rio de Janeiro ziyaretimizi biraz önce tamamladık. Zirve sonrası yaptığımız basın toplantısında hem zirveyle hem de diğer konularla ilgili kanaatlerimizi paylaştık. G-20, dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, nüfusunun üçte ikisini temsil eden istişari bir platformdur. Hatırlayacaksınız, 2015 yılındaki G-20 dönem başkanlığımız sırasında çok önemli hususları gündeme getirmiştik. Terörle mücadele, gıda güvenliği, göç krizi, enerji güvenliği gibi konular bugün de insanlığın ana gündem maddeleri arasında yer alıyor. Brezilya’nın “Adil Bir Dünya ve Sürdürülebilir Bir Gezegen İnşa Etme” temasıyla yürüttüğü dönem başkanlığındaki çalışmalara aktif şekilde iştirak ettik. Zirvenin ana konularını “Açlık ve Yoksullukla Mücadele” ile “Uluslararası Kuruluşların Reformu” oluşturuyordu. Ayrıca, iklim değişikliği ve enerji dönüşümü konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Katıldığımız oturumlarda bu konularla ilgili girişimlerimizi ve geleceğe yönelik değerlendirmelerimizi dile getirdim. Dış politikamızın vicdani ve girişimci yönünü vurguladım. Zirvede Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığına dikkat çektim. Girişimlerimiz neticesinde G-20 Liderler Bildirgesi’nde Gazze’ye dair güçlü cümleler kabul edildi. Lübnan’daki tehlikeli tırmanışın yanı sıra Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasının önündeki engellerin kaldırılması çağrısı da liderler düzeyinde kayda geçirildi. Malumunuz, milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz. Brezilya Dönem Başkanlığı’nın “Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak” girişimine kurucu üye olarak destek verdik. G-20 üyelerini, İttifak’ın çalışmalarında gıda israfının azaltılması ile sıfır atık girişimlerini öncelik haline getirmeye davet ettik. Son 22 yılda hayata geçirdiğimiz politika ve projelerle ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın daima yanında olduk. Dünyanın en kapsayıcı sosyal güvenlik sistemlerinden birini kurarak, sosyal devlet vasfımızın gereğini yerine getirdik. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ne olursa olsun, mazluma, fakire, garip gurebaya kucak açan sosyal politikamızdan asla taviz vermiyoruz. Zirvenin ikinci oturumunun konusu, uluslararası kuruluşların reformuydu. “Dünya beşten büyüktür” yaklaşımımızın günden güne daha fazla makes bulduğunu görüyoruz. Güce ve güçlüye hizmet eden mevcut sistem, maalesef, kendinden bekleneni artık veremiyor. Bunun için daha demokratik, daha geniş temsile dayanan, şeffaf ve hesap verebilir bir yapıya ihtiyaç var. Türkiye olarak her platformda bunun önemini ifade ediyoruz. IMF ve Dünya Bankası dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin uluslararası finansal kuruluşlarda daha güçlü bir temsile ihtiyacı olduğunu vurguladık. G-20 platformu, küresel ekonomik krizden bugüne kadar pek çok meselede etkinliğini kanıtladı. Küresel ölçekte yaşadığımız sorunların üstesinden de yine G20’nin kararlı, etkili ve çözüm odaklı anlayışıyla geleceğimiz inancındayım. Toplantılarımızın ve görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını diliyor; sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyor, şimdi sözü size veriyorum” ifadelerini kullandı.

    “G-20 ‘Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifakı Küresel Yönetişim Kurumlarının Reformu’nu tartışıyor. Türkiye, milli gelirine göre dünyada en fazla bağış ve yardım yapan ülke konumunda. Zaten yıllardır ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ diyorsunuz. Dünya yavaş yavaş dediğiniz noktaya mı geliyor? Gelişmeler kaotik küresel düzene işaret ediyor. Karamsar olmak için çok neden var.  Siz daha adil bir dünya umudunuzu koruyor musunuz? Bunun ayak seslerini duyuyor musunuz”

    “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” biliyorsunuz bizim tezimizdir. Bunu dünyaya kitap haline getirerek de duyurduk. Bu, adaletsizliklerle mücadele noktasında attığımız bir adımdır. Türkiye’nin milli gelirine göre en fazla yardım yapan ülkelerden biri olması bu konudaki hassasiyetini ve uluslararası dayanışma konusunda üstlendiği sorumluluğu da gösteriyor. Türkiye bugüne kadar dünyada insani yardım konusunda kendini ispatlamıştır. Bugün küresel yönetişimdeki sorunlar, uluslararası iş birliklerindeki zayıflıklar ve iktidar ilişkileri “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” vizyonunun gerçekleşmesini zorlaştırıyor. Küresel sistemdeki sorunlar, artık telafisi mümkün olmayan hasarları ortaya çıkartıyor. Biz bu zirvedeki konuşmalarımızda da bunu çok açık ve net ortaya koyduk. “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” tezimizin kabul gördüğü ülkeler tarafından açık ve net ifade edildi. Bu bozuk sistem dünyamızı büyük felaketlere sürüklemeden kolları sıvayıp işe koyulmak şarttır. Dünyamızı açık denizde yol alan dev bir gemiye benzetirsek biz güverteden çıplak gözlerimizle görebildiğimiz buz dağını işaret ediyoruz. Bir an önce iyiye, doğruya, adalete, hakkaniyete dümen kırılmazsa o buz dağına çarpacağımızı anlatıyoruz. Yönetişim reformu konusu bu nedenle hayatidir. Bu reformu gerçekleştirmek ve daha adil bir dünyayı inşa etmek devletler olarak hepimizin önceliği olmalıdır. “İmtiyazlarım kaybolur mu? Konforumdan ödün verir miyim?” diye düşünen ve bu konuda bu tip kaygılarla ayak direten ülkeler sadece kendilerinin değil gezegenimizin geleceğini de karartıyor. Biz dünyanın beşten büyük olduğunu, daha adil bir dünyanın mümkünlüğünü anlatmaya devam edeceğiz.

    “Brezilya’da düzenlenen G20 Zirvesinde açlık ve yoksulluk, zat-ı alinizin belirttiği gibi ana tema olarak işlendi. İngiltere merkezli saygın bir araştırma kuruluşunun raporuna göre son 3 yılda Türkiye, Gayrı Safi Milli Hasılasına oranla dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi seçildi. Bu rapordaki insani yardım yapan ülke sıralamasında Türkiye birinci sırada. Dünya kaynaklarının yüzde 70’ini tüketen Batılı ülkeler ise açlıkla ve yoksullukla mücadelede Türkiye’nin gerisinde yer alıyorlar. Bu durumu nasıl değerlendirmek lazım, nasıl okuyorsunuz”? 

    Biz öncelikle üzerimize düşeni yapmakla görevliyiz ve bunu da yaptık, yapıyoruz. Bundan sonra da tereddütsüz buna devam edeceğiz. Gücümüz nispetinde insani yardım hep önceliklerimiz arasında olmuştur ve bu değişmeyecektir. Türkiye’nin milli gelire oranla en çok insani yardım yapan ülke olarak zirvede bulunması, uluslararası alanda dikkat çekici bir başarıdır. Bundan dolayı da mutluyuz. Bu durum Türkiye’nin insani değerlere ve küresel dayanışmaya verdiği önemi göstermektedir. Ülkemizin insani yardımları çoğunlukla coğrafi yakınlık ve tarihsel bağlarla şekillenen bir stratejiye değil, insan odaklı bir yaklaşıma dayanmaktadır. Buna özellikle dikkat ediyoruz. Aynı zamanda insanların yardıma muhtaç hale gelmesine sebep olan çarpıklıkların, adaletsizliklerin ortadan kaldırılması için de bir mücadele veriyoruz. Çatışmalar, savaşlar, terör, iklim krizleri ve göçleri doğuran çeşitli nedenler ortadan kalkmadan nihai çözüm mümkün değildir. “Açlık ve yoksullukla küresel çapta mücadele edelim. Ancak bununla yetinmeyip, bunları oluşturan zeminleri de ortadan kaldıralım.” diyoruz. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin imkanları nispetinde insani yardım yapmamaları bir sorundur. Batılı ülkelerin yoksulluk ve açlıkla mücadelesi Türkiye’nin gerisinde kalıyor. Dünya kaynaklarının büyük bir kısmını elinde bulunduran Batılı ülkelerin, yoksulluk ve açlıkla mücadelede daha aktif olmamaları, küresel eşitsizliğin ve adaletsizliğin bir yansımasıdır. Onlar böyle yapıyor diye biz de bunları seyredemeyiz. Biz yine yardımlarımızı yapmaya gayret edeceğiz.

    “Sayın Cumhurbaşkanım, Pazar günü Rio’ya indikten hemen sonra Brezilya Cumhurbaşkanı Sayın Lula da Silva ile bir görüşme yaptınız. Bu görüşmeye önem verdiğinize dair öncesinde de açıklamalarınız olmuştu. Pek çok uluslararası konuda Türkiye ve Brezilya ortak hareket ediyor. Gazze’deki mezalim konusunda örneğin iki ülke benzer bir yaklaşım içerisinde. Hem bu konuda hem de ikili ilişkiler anlamında bu görüşme nasıl geçti, içeriğine dair bazı bilgiler vermeniz mümkün mü”?

    Sayın Lula ile bildiğiniz gibi bizim bir samimi dostluğumuz bulunuyor. Birçok konuda özellikle Gazze’deki İsrail mezalimi ile ilgili benzer düşüncelere sahibiz. Brezilya ile ilişkilerimiz, bu tesis ettiğimiz dostluğun etkisiyle her alanda gelişiyor. Bu zirvede toplantı öncesi bir görüşme yapalım dediler. Heyetler arası toplantımızı gerçekleştirdik. Coğrafi olarak ülkelerimiz arasında uzak mesafe bulunsa da dostluğumuz ve ilişkilerimiz tam tersine son derece yakındır. Ülkelerimiz arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili konuları değerlendirme fırsatı bulduk. Enerji, tarım ve teknoloji alanlarında iş birliği yaparak her iki taraf içinde kazan-kazan ilişkisi oluşturma imkanını aramızda konuştuk. Brezilya’nın “Küresel Yönetişim Reformu”nu G20’nin öncelikleri arasına dahil etmesinin önemini değerlendirdik ve bundan duyduğumuz memnuniyeti ifade ettik. Birleşmiş Milletler’in asli görevini yerine getiremez hale gelmiş olması Brezilya’yı da bizim gibi endişelendiriyor. Dünyadaki krizleri ve çatışmaları önlemede yetersiz kalan Birleşmiş Milletler’in bu durumu, birçok riski de kuvvetlendiriyor. Özellikle İsrail saldırganlığının durdurulması için yapılması gerekenleri bizim Birleşmiş Milletler zemininde İsrail’e yönelik silah ambargosu girişimimizi de bu görüşmede ele aldık.

    “ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’nın Amerikan yapımı “Ordu Taktik Füze Sistemi”nin Rusya topraklarında kullanılmasına izin verdiğini açıkladı. Bu karara Ocak ayında göreve başlaması beklenen Donald Trump yönetimine, Ukrayna’ya yapılan Amerikan yardımlarını azaltacağı beklenirken bu iddialara karşı yanıt mı? Bu kararın hemen ardından Fransa ve İngiltere de bu füze işini desteklediklerini açıkladılar. Hatta Ukrayna füze ile vurdu. Dolayısıyla Biden giderayak sizce dünyayı bir felakete mi sürüklüyor”?

    “ ‘Benden sonrası tufan’ anlayışıyla hiçbir yere varılmaz”. Her şeyden önce bu kararı doğru bulmadığımız gibi tasvip de etmiyoruz. Ukrayna-Rusya savaşının başından bu yana daha fazla silah, daha fazla kan, daha fazla gözyaşı ile değil, daha fazla barış çabası, daha fazla iyi niyet ve diplomasiyle sona erebileceğini düşünüyoruz. Şimdi savaşı körüklemek, hiç bitmemesini hatta yayılmasını sağlamak için yapılmış bir hamle olarak yorumlanacak bir adım Sayın Biden’dan geldi. Biden’ın bu adımı, çatışmayı tırmandırmasının ötesinde Rusya’nın daha büyük bir tepki vermesine yol açacaktır. Sayın Putin de ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla cevap verilmesine imkan tanıyan doktrini onayladı. Tüm bunlar bölgeyi ve dünyayı yeni ve büyük bir savaşın eşiğine getirebilir. “Benden sonrası tufan” anlayışıyla hiçbir yere varılmaz. Ukrayna ve Rusya tarafının kışkırtmalara kapılmadan, sükuneti muhafaza ederek barışa odaklanmaları beklentimiz ve temennimizdir. Bu büyük hatanın oluşturduğu zeminde yapılacak en ufak yanlış, provokasyonlara kapılmak, barut fıçısına ateş atmaktan farksız olacaktır. Dolayısıyla herkese dikkatli davranmayı tavsiye ediyorum.

    “ABD’nin Seçilmiş Başkanı Donald Trump tarafından şu anda isimleri açıklanan kabineye baktığımızda Türkiye’nin politikalarıyla ters düşen isimler olarak öne çıkıyor. Sayın Trump örneğin Türkiye karşıtı bir Dışişleri Bakanı tavsiye etti. O ismin Filistinliler için, Hamas için söylemleri dehşet verici. NATO için, Türkiye için ya da dünya için endişelenmeli miyiz”?

    “İlişkilerimizi ön yargılar üzerine inşa edemeyiz. İlişkilerimizi ön yargılar üzerine inşa edemeyiz. Burada çok dikkatli, çok hassas olmamız lazım. Seçilmiş Başkan Donald Trump her ne kadar savaşları bitireceğini söylese de yeni döneme ilişkin şimdiden yorum yapmak için çok erken. Trump döneminde Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’ya ilişkin tavrı ve tutumunun nasıl olacağını yeni başkan göreve başladığında göreceğiz. Biz yeni dönemde de Türkiye-ABD ilişkilerini ülkemizin menfaatleri çerçevesinde ilerletmek için gayret göstereceğiz. Sayın Trump’ın kabinesinde kimlerin olduğu, yaklaşım tarzlarını tabii ki analiz ediyor, hazırlıklarımızı ona göre yapıyoruz. Bizim için iktidara gelmeden insanların neleri söylediği, neleri düşündüğü önemsiz değil. Ancak esas olan iktidar sorumluluğunu üstlendikten sonra yaptıklarıdır. Somut adımlara göre adımlarımızı atar, tüm ihtimallere göre tasarruflarımızı yaparız. Biz Sayın Trump’ın savaşları bitirme söylemine inanmak istiyor, bu yönde adımlar atmasını bekliyoruz. Savaşları bitirme yaklaşımıyla hareket eden Amerika, bölgemizdeki çatışmaların barışçıl şekilde sona ermesi için yeni bir iklim oluşturabilir. Bu da bizim en tabii hakkımızdır. Umarız pozitif beklentilerimiz doğrultusunda gelişmelere şahitlik eder ve sorunlarımızı bir bir ortadan kaldırırız. Bizim Gazze’de yaşanan insanlık krizi, İsrail sorunu ve genel olarak Orta Doğu’ya ilişkin tavrımız ortada. Bölgede savaşın sona erdirilmesine dair fikrimizi ve kararlılığımızı kendileriyle telefon diplomasisinde paylaştık, bundan sonraki süreçte de paylaşırız.”

    “Terör meselesini tarihe karıştırma konusunda kararlıyız”

    “Siz, Trump’ın başkanlığının Orta Doğu’daki siyasi ve askeri dengeleri ciddi biçimde etkileyeceğini söylediniz. Suriye’den Amerikan askerinin çekilmesi konusunu da değerlendireceğinizi ifade ettiniz. Bu anlamda, Reuters’da yayımlanan bir haberde Ankara’nın, Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK’lılara desteğini kesmesi noktasında baskı yaptığı ifade ediliyor. “Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir harekat düzenleme olasılığı var mı?” soruları yöneltiliyor. Bu konuda değerlendirmeniz nedir”?

    “Milli güvenliğimiz her şeyden önde gelir ve her konunun üzerindedir. Biz terör meselesini tarihe karıştırma konusunda kararlıyız. Sınırlarımızın ötesinde, sürekli ülkemize yönelik milli güvenlik tehditleri oluşturan yapılanmalara kesinlikle tahammülümüz yoktur. Bu konuda ne kadar net ve kararlı olduğumuzu bugüne kadar tüm muhataplarımıza ilettik. Yeni muhataplarımıza da bu yaklaşım tarzımızı, hedefimizi net bir biçimde anlatırız. Suriye’nin kuzeyi, Amerika’nın desteklediği PKK/PYD/YPG tarafından işgal edildi. Bu bölge yalnızca bizim için değil aynı zamanda Suriye için de son derece önemli. PKK/PYD/YPG’nin bu bölgeden temizlenmesi Suriye Yönetimi için de oldukça kritik. Suriye’deki iç savaş, komşumuzun topraklarında derin bir istikrarsızlığı beraberinde getirdi. İstikrarsızlık, bir bataklığın sinekleri topladığı gibi sınırlarımızın ötesine terör örgütlerini çekti. Bu bataklığı kurutmak için biz nasıl çaba gösteriyorsak aynı şekilde Suriye Yönetimi’nin de bu çabayı göstermesi lazım. Biz şu anda o bataklıktaki sineklerle adeta bir mücadele halindeyiz. “Nasıl olsa bataklık kuruyacak, sinekler başıboş dolaşsın” diyemeyiz. Biz terörle mücadelemize devam edeceğiz. Amerika’nın Suriye’den çekilmesinin oluşturacağı yeni duruma da, mevcut gerçekliğe de Türkiye olarak biz hazırız. Milli güvenliğimiz her şeyden önde gelir ve her konunun üzerindedir. Bu konuda Rusya ile gerekli görüşmelerimizi yapmak suretiyle Suriye’deki bu havayı bölgenin lehine çevirme gayretindeyiz.”

    “Hem siz hem MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli aslında her fırsatta Cumhur İttifakı’ndaki uyuma ve birlikteliğe dikkat çekiyor, vurgu yapıyor. Geçen hafta da Sayın Devlet Bahçeli ile bir görüşmeniz oldu. Bu görüşme diğerlerinden biraz daha önemliydi. Çünkü bu Sayın Devlet Bahçeli’nin terörist başı çıkışının ardından yaptığınız ilk görüşme oldu. Öncelikle bu konuyu nasıl ele aldınız ve bununla birlikte umut hakkıyla ilgili bir değerlendirme yaptınız mı”? 

    “Gönül birlikteliğiyle inşa edilmiş bir ittifakımız var. Devlet Bey ile bizim yaptığımız görüşme özellikle Cumhur İttifakı’nın uyumu, insicamı, birlikteliği ile Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve sosyal konjektürde kritik önemdedir. Bizim aramızda bir anlaşmazlık, bir uyuşmazlık, bir fikir ayrılığı asla yoktur. Ama birileri “Cumhur İttifakı bölündü, çatladı” gibi iddiaları ileri sürüyor. Ana muhalefet, eski-yeni yönetim ile belediye başkanları arasındaki kavgayı perdelemek için bu tür söylemlerden medet umuyor. Kimse bizim ittifakımızı kendi naylon ittifaklarıyla, “al gülüm, ver gülüm” düzenine dayalı çıkar ilişkileriyle karıştırmasın. Böyle bir şey söz konusu değil. Bizim ittifakımız karanlık koridorlarda, kirli masalarda kurulmadı. Bizimki sağlam. Gönül birlikteliğiyle inşa edilmiş bir ittifakımız var. Bu ittifakın hamuru aziz şehitlerimizin kanlarıyla yoğruldu. Sayın Devlet Bahçeli’yle yaptığımız her görüşme, Cumhur İttifakı’ndaki mefkure birlikteliğinin pekiştirilmesi açısından bir fırsattır. Özellikle ülkemizin 40 yıllık terör kamburundan kurtarma konusundaki hassasiyetlerimiz aynı. Şunun bilinmesini isterim: Sayın Bahçeli ile görüşmemizde siyasetin ve ülkenin gündemindeki tüm konuları detaylıca ele aldık. “Terörsüz Türkiye” hedefimize giden yolda atılabilecek ilave adımları aramızda değerlendirdik. Çünkü bugüne kadar teröre karşı verdiğimiz mücadelenin bir anlamı var. Eğer Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresinde biz terörle bir mücadele verdiysek bunun bir anlamı var. Şu anda oralarda görüyorsunuz artık terörün bir esamesi okunmuyor. Bizim şu anda derdimiz, Suriye içerisinde 30 kilometrelik o derinliği hiçbir zaman boşa geçmeyeceğiz ve orada da bu mücadelemizi kahraman Mehmetçiklerimizle beraber sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.”

    “Terörsüz Türkiye hedefi koydunuz bununla ilgili yol haritası nedir? Terörsüz Türkiye ile ilgili öncelikle atılacak adımlar nelerdir? Terörsüz Türkiye hedefi koydunuz. Bununla ilgili bir yol haritası var mı? Öncelikli adımlar nelerdir”? 

    “Mali imkanlarımız savunma sanayiimizi ayakta tutacak güç ve kabiliyete sahip. Ülkemizdeki terör sorununu sonlandırmak için bugüne kadar attığımız adımlar ortadadır. Bu adımların nihai hedefi Terörsüz Türkiye’dir. Bunu gerçekleştirirken kimsenin terörle mücadeleyi bırakmayı düşünebileceğimiz aklından dahi geçmemelidir. Bizim muhatabımız milletimizdir ve terör örgütlerinin istismar ettiği tüm zeminleri ortadan kaldırmak temel amacımızdır. Bunu milletimizle yapacak ve iç cephemizi sapasağlam hale getireceğiz. Son zamanlardaki tartışmalar bile terör örgütünün Kürt vatandaşlarımızı nasıl istismar ettiğini, yıllarca onlara anlattıkları hikayelerin nasıl boşa düştüğünü göstermiştir. Terör örgütünün efendilerine sadakatle hizmet dışında ideolojisi de, davası da yoktur. Onlar sadece emir alır ve onları yerine getirmeye çalışırlar. Bölgemizdeki gelişmelere göre terörle mücadele stratejimizi yeniliyoruz. Terör örgütünün istismar zeminini ortadan kaldırmaya yönelik sosyal ve ekonomik politikalar geliştirdik ve özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanlarımızın mağduriyetlerini gidermek için tarihi nitelikle adımlar attık. Eğitim, iş imkanları ve sosyal hizmetlerin güçlendirilmesini bu bağlamda özellikle ele aldık. “Terörsüz Türkiye” hedefimize ulaşmamıza az kaldı, soruna tüm yönleriyle odaklandık ve çözmeye azmettik. Bunun yanında muhalefetin diline doladığı bir konuya da açıklık getirmek isterim. Biz savunma sanayii ile ilgili halktan para toplama gayretinde olan bir iktidar değiliz. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Muhalefet, bizim iktidarımızın “halktan para toplamak suretiyle sıkıntıları gidermenin gayreti içinde olduğumuzu” söyleyecek kadar sefil durumda. Bizim böyle bir derdimiz yok. Hamdolsun bizim mali imkanlarımız şu anda savunma sanayiimizi ayakta tutacak güç ve kabiliyete sahiptir.”

    “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konser vurgunları kamuoyuna yansıdı. Bununla ilgili Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Ankara ve İstanbul’daki konser olayıyla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Ayrıca daha önce de başta AK Partili belediyeler soruşturma geçirdi ve aklandı da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş kamuoyunda bu soruşturmaların gelecekte kendilerine engel oluşturacağı gibi algı oluşturmaya çalışıyor. Bu konu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyim”? 

    “Eğer bir yanlış yapmışlarsa bunun bedelini ödeyecekler”

    Biz konserlere karşı değiliz. Milletimiz belediyelerimize büyük bütçeler, kaynaklar sunuyor. Bu kaynakların çarçur edilmesi, yolsuzluklar yapılması ise konuyu adli boyuta taşır. Yargının yaptığı da bu boyutu araştırmaktır. Biz idari açıdan meseleyi araştırıyoruz, adli bir soruşturmaya ihtiyaç olması halinde de konuyu yargıya intikal ettiriyoruz. Bu bizim görevimiz, bunu yapmak zorundayız. Siyasi açıdan da milletimize verilen sözlerin tutulup tutulmadığını elbette takip ediyoruz. Ankara ve İstanbul’un trafikten toplu taşımaya, çöp toplama ve temizlikten diğer konulara temel belediyecilik hizmetlerinde ciddi sorunları var. Tabii diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak bu isimlerle ilgili konulara girmem. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı bu tür şeylerle uğraşmaz. Burada bizim yargımız gereğini yapar. Burada yolsuzluklar varsa bunları yapanlardan hukuk önünde hesabını ben inanıyorum ki savcılarımız, hakimlerimiz soracaktır. Eğer bir yanlış yapmışlarsa bunun bedelini ödeyecekler, bundan kimse rahatsız olmamalıdır.”

    “Siz yola çıkarken “3Y ile mücadele” dediniz; yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar Bu konuda büyük oranda yol alındığını görüyoruz. Yerel yönetimlerde ise muhalefet partileri önemi ölçüde belediyeleri yönetiyor. Özellikle 3Y ile mücadelede muhalefet belediyeciliğini yeterli görüyor musunuz”?

    “Muhalefet belediyelerinin yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadelesi var mı ki sorgulayalım. Yeterli olsalar bugün bu meseleleri konuşmuyor olacaktık. Birçok muhalefet belediyesi bu konularda adım dahi atmadı. Adım atanlar ise sorunlara kalıcı ve etkili çözümler üretmekte yetersiz. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar gibi köklü sorunlarla başa çıkmak, daha fazla kararlılık ve cesaret ister. Bu belediyelerin ciddi bir vizyona sahip olup olmadıkları da tartışmalıdır. Gerçekçi ve somut projeler üretemeyenlerin bu sorunlarla başa çıkması düşünülemez. Bunlarda zaten böyle niyet de ufuk da istek de yok. Onların nelerin peşinde koştuğunu milletimiz görüyor. Şunu anlamaları lazım. Belediyeler milletindir ve onlara layıkıyla hizmete mükelleftir. Bizim bugüne kadar yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla ilgili bir prensibimiz var. Bu dün vardı, bugün var, yarın da olacak. Ama şimdi öyle şeyler anlatıyor ki, mesela bir Genel Başkan pazara gitmiş. Cumhurbaşkanı benimle pazara gelebilir mi? diyor. Sayın Genel Başkan, benim seninle gezmeye vaktim yok. Biz oraları kendimiz ve ilgili arkadaşlarımızla zaten geziyoruz. Hiç endişe etme biz oralardayız. Marketleri, pazarları boş bırakmayız.

    “Geçtiğimiz hafta İstanbul’da yakalanan bir FETÖ’cü mahrem imam, 15 Temmuz’dan sora askeri ve polis okullarına öğrenci yetiştirdiği tespit edilmiş. Geçtiğimiz yıl Tuzla Piyade Okulunda bu yıl da Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde askeri disiplinle bağdaşmayan davranışlar yaşandı. FETÖ’nün hala sızma girişimleri var. Harp Okulları, Polis Akademisi ve diğer kritik okullarla ilgili öğrenci alımında daha hassas tedbirler söz konusu mudur”?

     “FETÖ’ye karşı asla rehavete kapılamayız”

    Biz FETÖ’ye karşı asla rehavete kapılamayız. Terör örgütü “su uyur, düşman uyumaz” yaklaşımıyla pusuda beklemektedir. Onlara imkan veremeyiz, vermiyoruz. Tüm kurumlarımızda FETÖ’nün sızma girişimlerine karşı teyakkuz halindeyiz. FETÖ ile mücadelenin zorlu olduğunu, ülkenin kılcal damarlarına kadar girmiş sinsi örgütü temizlemenin meşakkatli olduğunu biliyorduk ve tüm adımları buna göre attık. Eğitim kurumlarımıza, özellikle de askeri ve polis okullarımıza öğrenci temini konusunda bu zamana kadar görülmemiş bir tedbirler silsilesi uyguluyoruz. Kritik kurumlarımızın yıpratılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bunun için başta insan kaynakları olmak üzere her alanda üst düzey bir tedbir uyguluyoruz. Bunlar her şekle girdikleri için mücadelemizi de bu nedenle daha hassas yürütmek zorundayız. Özellikle güvenlik güçlerimizde ve kritik hizmetlerde görev alacak personel ile ilgili denetimleri artırmış durumdayız. Yargı da bu konuda hassas davranıyor ve FETÖ’cü hainlere geçit vermemek için canla başla çalışıyor. Biz tüm kamuda bu hainlerin izini sürüyor, somut tespitler yaptığımızda da hemen gereğini yapıyoruz. FETÖ’nün sızma girişimlerine karşı daha etkili ve kapsamlı tedbirler geliştiriyor ve uyguluyoruz. Alacağımız her önlem sadece mevcut durumu değil, gelecekteki olası tehditleri de kapsıyor ve çok yönlü bir stratejiyle bu konuya eğiliyoruz.

    “Malum yine yılsonu ve herkesin gözü kulağı hem çalışanların hem emeklilerin maaşlarındaki artışlarda ama biz biliyoruz ki esas mesele alım gücü efendim. Enflasyonda bir düşüş var ve bu düşüş önümüzdeki dönem hem çalışanın hem emeklinin hayatına nasıl yansıyacak acaba”?

    “Toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz.

    Bizim amacımız vatandaşımızın toplumun bütün kesimlerini alım gücünü kalıcı olarak artırmaktır. Bunun da yolu enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye düşürmekten geçer. İlk yılımızı dezenflasyona geçiş olarak öngörmüştük. Mayıs ayından bu yana enflasyonda düşüş var ve bu düşüş devam edecek. 2025 yılında özellikle hem para politikasının gecikmeli etkisi hem maliye politikasında bütçe açığının azalması hem de fiyatları bir şekilde bütçe imkanları çerçevesinde enflasyon hedefi paralelinde oluşturmamız enflasyonu düşürmeye devam edecek.

    Bakın geçen sene asgari ücretli kardeşlerimize biz yüzde 107 buçuk zam verdik. Geçen sene enflasyon yüzde 65’ti. Bu sene biz yüzde 49 zam verdik. Ekim ayı itibarıyla enflasyon yüzde 49’un altında. Yani yılı da Merkez Bankamızın tahminlerine göre yüzde 44 civarında bir rakamla tamamlayacağız.

    Özetle biz ne emeklimizi ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz. Son 22 yılda da resim buydu, son 1 yılda da aynı şekildeydi, bu sene içerisinde değişmedi. Muhalefet bu konuyu istismar ediyor ama biz önümüzdeki dönemde de aynı prensipler çerçevesinde hareket edeceğiz ve enflasyonun üzerinde, çalışanlarımıza alım gücünü koruyacak çerçevede muamele edeceğiz. Ama aslolan enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülmesidir. Vatandaşlarımızın aldığı temel mallarda enflasyon yüzde 28,5. Sebze meyve gıda dahil mallarda ise yüzde 40 civarında. Enflasyonu şu anda biraz yüksek tutan kira ve özel eğitim gibi hizmetlerdeki enflasyondur.

    Enflasyon kalıcı bir düşüş trendine girdi, inşallah bu şekilde de yoluna devam edecek. Burada şunu da söylemek isterim: Yeni bir adım daha atmayı planlıyoruz. Bu da büyükbaş hayvan ithalini yaparak kırmızı ete çok daha iyi imkanlarla erişimini sağlamaktır. Bunu Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ile de değerlendirdik. Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye gerekirse süratle Uruguay’dan Brezilya’dan bu büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatını verdim. Bunu değerlendireceğiz ve bu adımları da atacağız.

  • 10 Ayda 722 terörist etkisiz hale getirildi

    10 Ayda 722 terörist etkisiz hale getirildi

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı. Komisyona sundukları toplam ödenek teklifinin 1 trilyon 93 milyar 985 milyon 969 bin lira olduğunu ifade eden Bakan Yerlikaya, şöyle konuştu:
    “Bakanlığımız bütçesinin, genel bütçe içerisindeki payı yüzde 8’dir. Değerli Komisyonumuza sunduğumuz toplam ödenek teklifimiz: 1 trilyon 93 milyar 985 milyon 969 bin liradır. Toplam bütçenin, yüzde 8,81’ini, bakanlık merkez birimleri bütçesi, yüzde 91,19’unu bakanlığımıza bağlı kuruluşların bütçeleri oluşturmaktadır. Ödeneğimizin: 779 milyar 747 milyon 196 bin lirası cari ödenekler, 314 milyar 238 milyon 773 bin lirası da yatırım ödeneğidir. Yatırım ödeneğimizin yüzde 85’lik kısmı, deprem ödeneğidir.”

    “Bu yıl 722 terörist etkisiz hale getirildi”
    Terörle mücadeleye ilişkin 2024 yılı verilerini açıklayan Bakan Yerlikaya, “Bu yılın ilk 10 ayında; kırsalda ve şehirde düzenlediğimiz 40 bin 521 operasyonda 722 terörist etkisiz hale getirildi. Bu yılın ilk 10 ayında, FETÖ’ye yönelik düzenlediğimiz 4 bin 177 operasyonda 935 şahıs adli makamlarca tutuklandı. DEAŞ’a karşı düzenlediğimiz bin 205 operasyonda 655 şahıs tutuklandı. Sol Terör örgütlerine yönelik olarak 545 operasyonda da 129 şahıs tutuklandı” dedi.

    “Terörün finansmanına yönelik 192 operasyon düzenledik”
    Terörün maddi kaynaklarına yönelik 192 operasyon gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Yerlikaya, “Ülkemiz; temiz, güvenli ve bağımsız bir geleceğe yürürken, terörizme sağlanan her türlü maddi desteği sıfıra indirmek için; azimle mücadele ediyoruz. Teröre giden her kuruşu kesmek, milletimizin huzurunu garanti altına almaktır. Bu motivasyonla terörün finansmanına yönelik; 192 operasyon düzenledik. Kabine dönemi 324 operasyonda 268 tutuklu terörün finansmanıyla ilgili 67 milyon lira da ele geçirildi” diye konuştu.

    “72’si bombalı olmak üzere 92 terör eylemi engellendi”
    2024’te 92 terör eyleminin engellendiğini belirten Bakan Yerlikaya, “Bu yılın ilk 10 ayında 72’si bombalı olmak üzere 92 terör eylemi engellendi. Kabine döneminde ise 156’sı bombalı olmak üzere 203 eylemi engelledik. Bu yıl içinde sözde 35 üst düzey terörist, kahramanlarımızca etkisiz hale getirildi. Kabine dönemimizde ise 81” ifadelerine yer verdi.

    “Her 100 olaydan 98’i aydınlatıldı ve adalete teslim edildi”
    Kişilere karşı işlenen suçlarla ilgili de açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, “2023 yılının ilk 10 ayında: ‘Kişilere Karşı İşlenen Suçlarda’ toplam olay sayısı 654 bin 385’di. Verilen bu büyük mücadeleyle bu sayı, 2024 yılının ilk 10 ayında, 23 bin 430 azaldı. Aydınlatma oranımız ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 artarak yüzde 978’e ulaştı. Yani her 100 olaydan 98’i aydınlatıldı ve adalete teslim edildi. Bu yıl içinde, hapis araması olan 168 bin 998 şahıs, güvenlik güçlerimizce yakalandı. Bunların 27 bin 697’si hırsızlık, 14 bin 123’ü dolandırıcılık, 2 bin 277’si terör, 2 bin 721’i kasten öldürmeden aranıyordu” dedi.

    “2024’te organize suç örgütlerine yönelik bin 223 operasyon düzenledik”
    2024 yılı itibarıyla organize suç örgütlerine yönelik bin 223 operasyonda 505 suç örgütünün çökertildiğini dile getiren Bakan Yerlikaya, “Her suç örgütü için planlı ve projeli dosyalar hazırladık. Örgütleri detaylıca analiz ettik, hukuk kuralları çerçevesinde teknik takiplerini yaptık. Çeteleri suçun türüne göre tanımladık: KOM, Narkotik, Siber Suçlar olarak. Daha sonra faaliyet düzeyine göre; yerel, bölgesel, ulusal, uluslararası olarak sınıflandırdık. Bu anlayışla, 2024 yılı içinde; organize suç örgütlerine yönelik bin 223 operasyon düzenledik. 3 bin 770 organize suç örgütü üyesi tutuklandı. 505 organize suç örgütünü çökerttik. Sadece bu yılın ilk 10 ayında, bu çetelere ait 36 milyar lira değerindeki mal varlığına el koyduk. Kabine döneminde bu rakam 106 milyar lirayı geçti. Bu suç örgütleriyle mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.

    “Kırmızı bültenle aranan 124 şahsın Türkiye’ye iadesini sağladık”
    Yurt dışındaki 124 suçlunun Türkiye’ye iade edildiğini aktaran Bakan Yerlikaya, “352’si ‘Kırmızı Bülten’le ve 161’i ‘Kırmızı Difüzyon’la aranan olmak üzere, toplam 513 şahsı yakaladık. Uluslararası alanda ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz etkin operasyonlar sayesinde, kırmızı bültenle aranan 124 şahsın Türkiye’ye iadesini sağladık. Aynı zamanda yurt dışında olduğunu değerlendirdiğimiz 538 şahışla ilgili de kırmızı bülten çıkarttık” dedi.

    “Uyuşturucuyu imal eden ve ticaretini yapanlara 41 bin 296 operasyon yaptık”
    Narkotik ve kaçakçılık suçlarına yönelik operasyonlar hakkında konuşan Bakan Yerlikaya, “Bu yıl içinde, kaçakçılık suçlarına ilişkin gerçekleştirilen 27 bin 614 operasyon sonucu 641 şahıs tutuklandı. 4 milyar 209 milyon lira vergi kaybını önlendik, bu rakam kabine döneminde 6 milyar liradır. Uyuşturucuyu imal eden ve ticaretini yapanlara yönelik, 41 bin 296 operasyon yaptık. Operasyonlar sonucu tutuklanan şahıs sayısı 29 bin 738. Kabine dönemimizde 48 bin 163’dür. Bu yılın ilk 10 ayında; 31 tonu esrar, 25 tonu metamfetamin olmak üzere: toplam 81 ton uyuşturucu madde yakaladık. Kabine dönemimizde ise 176 tondur” ifadelerine yer verdi.

    “52 bin 593 sosyal medya hesabı engellendi”
    Siber suçla mücadele konusuna da değinen Bakan Yerlikaya, “2024’ün ilk 10 ayında siber devriyelerimiz, tüm suç kategorilerinde, siber mecralar üzerinden, 91 bin 512 suç unsuru şahıs veya hesap tespit etti. Bu yıl siber devriyelerimizin tespit ettikleri suç unsurlarına yönelik operasyonlarda, 5 bin 832 URL Hesabı /web sayfası, 52 bin 593 sosyal medya hesabı engellendi” diye konuştu.

    “Geçici koruma altındaki Suriyeliler’in sayısı 2 milyon 935 bin 742’ye düştü”
    Bakan Yerlikaya, Türkiye’de geçici koruma altında bulunan Suriyeli sayısında azalma olduğunu söyledi. Yasadışı göçe karşı da kararlı mücadelelerine devam edeceklerini belirten Yerlikaya şöyle konuştu:
    “Adres Tahkikatlarından sonra; Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin sayısı 2 milyon 935 bin 742’ye düştü. Geçici koruma altında bulunan Suriyelilerden, 731 bin 146’sının adreslerinin, güncel olmadığı tespit edildi. Kendilerine adreslerini güncellemeleri için 90 günlük süre tanındı. Bu süre zarfında Türkçe ve Arapça SMS’li bilgilendirmeler yapıldı. Bu çalışmalar neticesinde 580 bin 819 Suriyeli, adreslerini güncelledi veya adres güncellemek için randevu aldı. Adreslerini güncellemeyen Suriyelilerin yabancı kimlik numaralarını pasife aldık. Aynı zamanda göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik operasyonlarımıza da, hız kesmeden devam ettik. 150 bin 327 Suriyelinin, en az bir yıldan beridir hiçbir kamu hizmetin faydalanmadığını, yani burada olmadığını tespit etti. Avrupa’ya geçtiğini değerlendirdik ve kayıtlarını sistemden düştük. Bu yılın ilk 10 ayında göçmen kaçakçılığı organizatörlerine yönelik, 6 bin 339 operasyon yaptık ve bu operasyonlar sonucu 3 bin 924 şahıs tutuklandı. Mobil Göç Noktası Araçlarımızda: 2 milyon 28 bin 462 yabancının kimlik kontrolü yapıldı. Bu sorgulamalarda 150 bin 935 düzensiz göçmen tespit edildi. Sadece bu yıl içerisinde, 114 Bin 83 Suriyeli ülkesine gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş yapmıştır.”

    “130 bin 565 deprem konutun kura çekimi tamamlandı”
    6 Şubat 2023’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen afetzedelere yönelik 130 binden konutun kura çekiminin tamamlandığını ifade eden Yerlikaya, “Deprem konutlarımızın ilk temellerini, depremden sadece 22 gün sonra, 28 Şubat 2023’te attık. Şimdiye kadar 350 bin 430 konut ve ticarethanenin ihalesi yapıldı ve yapım süreçleri başladı. Toplam 130 bin 565 konutun kura çekimi tamamlandı. Hak sahibi vatandaşlarımız sıcak yuvalarına kavuştular” dedi.

  • Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarına hapis cezası

    Tunceli ve Ovacık belediye başkanlarına hapis cezası

    DEM Parti’li Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ile CHP’li Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yargılandıkları davada karar açıklandı.

    İki isim, “terör örgütüne üye olma” suçundan 6 yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Belediye başkanlarına yurt dışı çıkış yasağı da uygulandı.

  • Zeliha nine 113 gündür oğlunun yolunu gözlüyor

    Zeliha nine 113 gündür oğlunun yolunu gözlüyor

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde yıllar önce eşinden boşanan Zeliha Dalgın, oğlu Bülent Dalgın (44) ile beraber yaşamaya başladı. Bülent Dalgın 3 Mayıs 2024’te annesi “uzun ekmek yerine, yuvarlak ekmek aldı” diye kapıyı vurarak evi terk etti ve bir daha geri dönmedi. “Sabahına eve gelir” diye bazen kapı önünde bazen de hiç uyumadan günlerce evinin balkonunda nöbet tutan yaşlı kadının ağlamaktan neredeyse göz pınarları kurudu. Üzerinden geçen zaman sürecinde oğlundan haber alamayan Zeliha Dalgın, televizyon programına çıkarak oğlunu aramaya başladı. Bu süreçte kendi başına hayatını idame ettirmeye çalışan Zeliha ninenin aldığı yaşlı aylığı ne evinin kirasına, ne pazarına, ne de marketine yetti. Yaşadığı evi terk etmesi söylendikten sonra kayıp oğlunu ararken perişan olan talihsiz kadına devlet sahip çıktı. Bakıma muhtaçlığı üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Zeliha teyzeyi İnegöl Fatma Göztepe Huzurevine yerleştirdi.

    Bülent Dalgın’ın evi terk etmesinin ardından 113 gün geçti. Halen bir izine rastlanmayan Dalgın hakkında çok sayıda kayıp ihbarı yapıldı. Bu süreçte TV programlarına bile çıkan yaşlı kadın oğlundan bir haber alamadı. Halen haber alamadığı psikolojik sorunları olduğu öğrenilen oğlunun konusu açıldığında gözleri dolan Zeliha Dalgın, “Elimden geleni yaptım. Ama hastalandım. Devlet bana sahip çıktı. Allah razı olsun. Daha öncesinde de İstanbul’da otururken böyle gitmişliği var, ara sıra esiyordu ama eve geri dönüyordu sonunda. Şimdi gelmedi. Oğlum bana sağ olduğunu söylesin, anne ben sağım desin bu bana yeter” dedi.

    Oğlu kaybolduktan sonra kendini çok yıprattığını belirten yaşlı kadın “Allah’tan devletim var. Beni çaresizliğimden çekip kurtardı. Bana burada çok işi bakıyorlar, sağ olsunlar. Bir de oğlumdan haber alabilirsem daha ne isterim” diye konuştu.

  • İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmesinde gerginlik

    İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmesinde gerginlik

    Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bugün İçişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi ele alınacak.

    Komisyondaki görüşme öncesinde Meclis koridorunda hareketli anlar yaşandı.

    CHP’li milletvekilleri, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın komisyon toplantısına gelişi öncesinde Meclis koridoruna çıktı.

    Milletvekilleri, Bakan Yerlikaya içeri doğru yöneldiğinde, “Sayın Bakan bir dakika.” diye seslendi.

    Ancak o sırada bakanın içeriye girişi engellenince itiş kakış yaşandı.

    Bakan Yerlikaya arbede sonrasında salona giriş yaparken, gerginlik burada da sürdü.

    Görüşmeye bir süre ara verildi.

    ARANIN ARDINDAN YENİDEN GERGİNLİK YAŞANDI

    Verilen aranın ardından yeniden başlayan bütçe görüşmelerinde, CHP’li Ali Mahir Başarır’ın konuşması sırasında bir kez daha gerginlik yaşandı.

    Başarır, İçişleri Bakanı Yerlikaya’ya yönelik kayyum atanan Esenyurt Belediyesi önünde yaşananları anımsatarak, “Biz İstanbul’da ne hissettiysek siz de hissedin istedik.” dedi.

    “MECLİSTE EŞKİYALIK KABUL EDİLEMEZ”

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bazı CHP milletvekillerinin İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’ya Meclisteki saldırısı barbarlıktır. Bu saldırıyı lanetliyoruz. Mecliste eşkiyalık kabul edilemez. Hiç kimse Bakanlarımızı ve Milletvekillerimizi susturamaz. Barbarlıkla siyasi mücadele konusunda tecrübemiz yüksektir. Bu mücadeleyi en net şekilde vereceğiz. Barbarlık ve eşkiyalık hakettiği siyasi ve hukuki cevapları her zeminde alacaktır. CHP bu saldırı karşısında gereğini yapmalıdır. Barbarlığın gereğini yapmayanların demokrasiden bahsetmesi de normalleşmeden bahsetmesi de yalan muamelesi görecektir.” sözleriyle tepki gösterdi.

    TBMM’de kayyum gerginliği

  • Bursa’da iplik fabrikasında zehirli gaz sızıntısı

    Bursa’da iplik fabrikasında zehirli gaz sızıntısı

    Edinilen bilgilere göre, saat 10.00 sıralarında bir iplik fabrikasının boyahane bölümünde yaşanan kimyasal tepkime sebebiyle fabrikayı yoğun bir kimyasal duman sardı.

    İhbar üzerine olay yerine itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Fabrika yönetimi bin 150 işçiyi binadan tahliye ederken, 19 işçi zehirli gazdan etkilendi.

    Gazdan etkilenen 19 işçi Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırılırken, gaz zehirlenmesi olması nedeniyle acil servis kapatıldı.

    10 işçi hastanenin Kimyasal Biyolojik Radyolojik Nükleer Tehditler (KBRN) Servisi’nde kontrol altına alındı.

    Olayın hemen ardından boyahane bölgesinde gerekli güvenlik önlemleri alınırken, gaz sızıntısı kontrol altına alındı.

    Yaşanan olay sonrasında fabrika yönetimi tüm işçileri evlerine göndererek fabrikayı tatil etti. Zehirli gazdan etkilenen 19 kişinin hayati tehlikesi olmadığı öğrenildi. Olayla ilgili inceleme devam ediyor.

  • Bursa’da öfkeli koca eşini çekiçle ağır yaraladı

    Bursa’da öfkeli koca eşini çekiçle ağır yaraladı

    Olay, saat 08.00 sıralarında Sinanbey Mahallesi 1. Mesudiye Sokak’taki bir evde meydana geldi.

    Sabah uyanan Cüneyt İ. (40), giyinip işe gitmek üzere evden çıktı. Kısa süre sonra eve gelen adamı gören eşi Sümeyra İ. (38), neden eve geldiğini sordu.

    Bu duruma sinirlenen öfkeli koca Cüneyt İ., elindeki çekiçle eşi Sümeyra İ.’nin başına defalarca vurdu.

    Ağır yaralanan kadın, olay yerine sevk edilen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Şüpheli koca ise evden ayrıldı. Şüpheli, polis ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Yapılan tetkiklerde kafa tasında kırılmalar tespit edilen kadın, beyin cerrahisi servisine yatırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

     

  • Sakarya’da kadın cinayeti

    Sakarya’da kadın cinayeti

    Olay, sabah saat 09.00 sıralarında Cumhuriyet Mahallesi Bahçıvan Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokak üzerinde bulunan markette çalıştığı ve iş yerine gittiği öğrenilen Şelale Mırzalı isimli kadın silahlı saldırıya uğradı. Kurşunların hedefi olan Azerbaycan kökenli kadın ağır yaralandı, şüpheli ise olay yerinden kaçtı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Adrese ulaşan sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Şelale Mırzalı, ağır yaralı şekilde kaldırıldığı Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

    Polis ekipleri saldırganı yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.

  • Bursa’da kendisini uyaran şoföre silah çekti

    Bursa’da kendisini uyaran şoföre silah çekti

    Olay, merkez Osmangazi ilçesi Ankara Yolu Caddesi Sırameşeler mevkiinde meydana geldi.

    Edinilen bilgiye göre, Şuayip A. işletmesinin önünde bulunan otobüs durağına aracını park etti. Yolcu indirmek için gelen belediye otobüsü ise Şuayip A.’nı aracını çekmesi için uyarıda bulununca taraflar arasında sözlü tartışma çıktı. Tansiyonun artmasıyla silahına sarılan Şuayip A.’yı çevredekiler durdururken, o anlar kameraya yansıdı.

    Polis harekete geçti

    Görüntüler üzerine harekete geçen Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Motosikletli Polis Timleri kimliği tespit ettiği şüpheliyi silahla yakaladı. İfadesi alınmak üzere Merinos Polis Merkezine götürülen şüpheli işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, silaha ise el koyuldu.

  • Birlikte yaşadığı kadını eşarpla boğarak öldürdü

    Birlikte yaşadığı kadını eşarpla boğarak öldürdü

    Olay, Merkez Toroslar ilçesi Akbelen Mahallesi 84002 Sokakta meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Hasan F., birlikte yaşadığı resmi nikahı olmayan bir çocuk annesi Aybeniz Top ile para meselesi yüzünden tartıştı. Şüpheli tartışma sonrası kadını eşarpla boğarak öldürdü. Durumun fark edilmesi üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemenin ardından kadının cenazesi otopsi için Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi morguna gönderildi. Şüpheli Hasan F. ise kaçmak için gittiği otogarda yakalandı. Farklı suçlardan kaydı bulunan cinayet şüphelisinin kadının adına krediler çektiği ileri sürüldü.

    TV programında kayıp diye aramış
    İstanbul’da yaşayan Hasan F.’nin geçtiğimiz ay katıldığı bir televizyon programında, birlikte yaşadığı bir çocuk annesi Aybeniz Top’un kayıp olduğunu iddia ederek aradığı ortaya çıktı. Katıldığı programda birlikte yaşadığı kadınla ile ilgili ‘önce kayıp ardından da kaçırılmış zorla tutuluyor’ diyen cinayet zanlısı Hasan F.’nin yalanını ise televizyona çıkan Aybeniz Top ortaya çıkarmıştı. Aybeniz Top, katıldığı programda ilk eşinden ayrıldığını birlikte yaşadığı Hasan F.’den ise şiddet gördüğünü söylemişti.

    Daha sonra ikilinin barıştığı ve Mersin’de Aybeniz Top’un boş olan babasının evinde yaşamaya başladıkları, cinayetin de orada işlendiği öğrenildi.