Etiket: manşet

  • ABD’nin 3 önemli bakanlığında 3 Türk kadın

    ABD’nin 3 önemli bakanlığında 3 Türk kadın

    ABD’de Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı’na üst düzey pozisyonlara Türk kadınlar getirildi. Didem Nişancı ve Özge Güzelsu’nun ardından Naz Durakoğlu ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Yasama-Kongre İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı oldu.

    Didem Nişancı, Özge Güzelsu, Naz Durakoğlu

    Amerika Birleşik Devletleri’nde Joe Biden geçen hafta yemin ederek görevine başladı. Biden’ın göreve gelmesiyle birlikte ABD’de üst düzey pozisyonlara yeni atamalar yapılıyor.

    ABD’de üç Türk kadına önemli görevler verildi. Dışişleri, Savunma ve Hazine bakanlıklarında Türk kadınlar yönetici pozisyonlarına getirildi.

    Yeni görevi en son açıklanan isim ise Naz Durakoğlu oldu.

    DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: NAZ DURAKOĞLU

    Naz Durakoğlu ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Yasama-Kongre İlişkilerinden Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevine getirildi. Barack Obama döneminde de Avrupa ve Avrasya’dan sorumlu müsteşarın Başdanışmanı olan Durakoğlu, Rutgers Üniversitesi’nde lisans ve Deniz Savaşı okulunda master yaptı.

    SAVUNMA BAKANLIĞI: ÖZGE GÜZELSU

    Joe Biden yönetimine seçilen 2’nci Türk, Savunma Bakanlığı Baş Hukuk Müşavir Yardımcılığı’na atanan Özge Güzelsu oldu. California’da avukatlık yapan, önceden Senato Askeri Komitesi’nde çalışan Özge Güzelsu, Türkiye’ye karşı Kürt gruplara destek veren görüşleriyle bilinen ülkenin ilk siyahi Amerikalı Bakanı emekli general Lloyd Austin’in yönetimi altında Savunma Bakanlığı Baş Hukuk Müşaviri olarak görev yapacak. Güzelsu, Stanford ve Harvard üniversitelerinde eğitim gördü.

    HAZİNE BAKANLIĞI: DİDEM NİŞANCI

    ABD’nin Hazine Bakanı Janet Yellen oldu. Yellen’a Hazine Bakanlığı görevinde özel kalem müdürü olarak Türk asıllı Didem Nişancı eşlik edecek. Didem Nişancı 9 Mart 1973 tarihinde dünyaya geldi. 1991-1995 yılları arasında ABD’de Ekonomi alanında eğitim aldı.

    Didem Nişancı daha önce eski ABD başkanı Barack Obama döneminde ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonunda (SEC) özel kalem müdürlüğü yapmış ve 2018’de Bloomberg’e geçmeden önce Promontory Finansal Grup şirketinde çalışmıştı.

    ABD Senatosunun bankacılık komitesinde de görev alan Nişancı, 1998-2001 yılları arasında ise Hazine Bakanlığında çalışmıştı.

  • Türkiye’de günlük vaka sayısı 7 bini aştı

    Türkiye’de günlük vaka sayısı 7 bini aştı

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin 26 Ocak 2021 tarihli günlük koronavirüs tablosunu açıkladı.

    Türkiye’de son 24 saatte 180 bin 303 Kovid-19 testi yapıldı, 7 bin 103 kişinin testi pozitif çıktı, 134 kişi hayatını kaybetti.Ağır hasta sayısı 1791 oldu, 8 bin 108 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 322 bin 511’e yükseldi.

    “VAKA SAYILARI HALA TEDİRGİN EDİCİ SEVİYEDE”

    Bakan Koca; ” Tedbir ve kısıtlamalara uyumla vaka sayılarını önemli ölçüde düşürdük. Ancak son günlerde 5.000-7.000 arasında seyreden vaka sayıları hâlâ tedirgin edici seviyede. Kapalı ortamlarda kalabalıktan uzak durmalı, maske ve mesafe kurallarına özen göstermeliyiz.”

  • Kemal Sunal’ın filmi gerçek oldu! Şifacı önünde kuyruk

    Kemal Sunal’ın filmi gerçek oldu! Şifacı önünde kuyruk

    Mersin’de 52 yaşındaki Hasan Demir; KOAH, bel fıtığı ve enfeksiyon gibi rahatsızlıklar için hazırladığı bitki karışımlarını ücretsiz dağıtmaya başladı. Kürlerden almak isteyen vatandaşlar Demir’in evinin önünde kuyruk oluyor. Uzmanlar ise karışımların sağlığı tehdit edebileceği uyarısını yapıyor.

    Mersin’in Erdemli ilçesinde Hasan Demir (52), anneannesinden öğrendiği yöntemlerle doğadan topladığı bitkilerden elde ettiği kürlerin birçok hastalığa iyi geldiğini iddia etti.

    Alternatif tıpla ilgilenen çiftçi Hasan Demir, 30 yıl önce anneannesinden bitkilerle kürler hazırlamayı öğrendi. Demir, birçok hastalığa şifa olduğunu iddia ettiği kürleri hazırlamak için Toros Dağları’nda yaklaşık 2 bin rakımın üstüne çıkarak ağaç tohumu ve bitkiler topluyor.

    2015 yılında rahatsızlandıktan sonra kendi yaptığı bitki kürünü içen Demir, bunun sayesinde iyileştiğini iddia ederek çevrede benzer hastalıkları olanlara da bu kürlerden ücretsiz dağıtmaya başladı.

    Bitki kürlerinin romatizma, KOAH, bel fıtığı, kas ve boğaz ağrıları, enfeksiyon gibi rahatsızlıklara iyi geldiğini savunan Demir’in evinin önünde kürlerden almak için birçok kişi sıraya girerken, bu durum Kemal Sunal’ın ‘Doktor Civanım’ filmindeki sahneleri hatırlattı.

    Genç, yaşlı birçok kişinin gün içinde evinin önünde sıraya girerek kürlerinden aldığını kaydeden Demir, hazırladığı karışımın en yaygın hastalıklara iyi geldiğini savundu. Hazırladığı karışımların Sağlık Bakanlığı tarafından bilimsel açıdan incelenmesini isteyen Demir, “Eğer araştırmalar sonucu uygun bulunursa ben bitki kürlerimin tüm insanlığa fayda sağlamasını istiyorum. İnsanlar hastalıklarına çare bulmak için buraya geliyorlar. Ben bu işi yıllar önce öğrendim. Elimden geleni yapıyorum. Şifalı otları toplayarak kürlerimi hazırlıyorum” dedi.

    Vatandaşlardan Kemal Özer Damar tıkanıklığı ve vücut ağrıları olduğunu, Demir’in kürlerinden aldığını dile getirdi.

    Geçen yıl beyin kanaması geçirdiğini ve durumunun kötü olduğu ifade eden Aliya Gül ise, “Ayağa kalkamazsın diyorlardı. Hasan Demir’in yaptığı bir şurubu aldım. Bir yıldır kullanıyorum. Ayağa kalktım ve kendimi iyi hissediyorum. Hasan Demir, kürlerin karşılığında para da almıyor. Allah, kendisinden razı olsun” diye konuştu.

    Erdemli Çevreyolu Aile Sağlığı Hekimi Dr. Mustafa Ajlan Uçar, uzman olmayan kişiler tarafından üretilen bu tür bitkisel karışımların mutlaka bilimsel incelemeye tabi tutulması gerektiğini belirtti. Dr. Uçar, bu kişilerin ellerindeki karışımı çevredeki insanlara dağıtmadan önce Sağlık Bakanlığı’na bildirmesinin şart olduğunu ifade etti. Modern tıp tekniklerinin kanıta dayalı olduğunu dile getiren Uçar, “Alternatif tıpta ise bu durum yok. Bir şey sağlığa iyi geliyor diyorsanız bilimsel kanıtınız olmalıdır. Diğer türlü herhangi bir karışım sağlığınızı tehdit eder” dedi.

  • “İlk etapta 50 milyon doz aşı gelecek”

    “İlk etapta 50 milyon doz aşı gelecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı sıkıntısı var, aşı bulamıyorlar. Biz ise şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödemeyle süratle aşılarımızı aldırmaya başladık ve ilk etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen ‘Sosyal Atama Töreni’ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, “Bugün devlet korumasında yetişmiş gençlerimizden 193’ünün, engellilerimizden 2 bin 140’nın, şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarımızdan da 370’inin atamasını yapmak üzere bir aradayız. Çeşitli kamu kuruluşlarına atamasını yapacağımız bu 3 bin 603 kardeşimize atamalarının hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

    ‘KARABEKİR PAŞA MODELİ MAALESEF DEVAM ETTİRİLEMEMİŞTİR’

    Ülke geleneğinde devletin diğer pek çok vasfının yanı sıra ‘kimsesizlerin de kimsesi’ olduğuna dikkat çeken Erdoğan, vefat veya çeşitli sebeplerle ailelerini kaybeden çocuklara sahip çıkmanın, onlara analık babalık yapmanın devletin boynunun borcu olduğunu ifade etti. Osmanlı Dönemi’ndeki Eytam Nizamnamesinden bugün hala faaliyet gösteren Darüşşafaka’nın kuruluşuna kadar, bu amaçla oluşturulmuş pek çok yapının bulunduğunu belirten Erdoğan, “Ayrıca tarihimizin en önemli kurumları olan ve tüm dünyaya da ülkemizden yayılan vakıfların hemen tamamının senedinde, öksüzlere ve yetimlere sahip çıkma maddesi yer almaktadır. Rahmetli Kazım Karabekir Paşa’nın Doğu Anadolu’da 1’inci Dünya Savaşı yıllarında yetim ve öksüz kalmış çocuklara sahip çıkarak gösterdiği alicenaplık bugün hafızalarımızda hala canlıdır. Himayesine aldığı 4 bin erkek ve 2 bin kız çocuğunun her türlü ihtiyaçlarını ve temel eğitimlerini karşılamanın yanında meslek sahibi de yapan Kazım Karabekir Paşa’nın modeli maalesef devam ettirilememiştir” diye konuştu.

    ‘DEVLET KORUMASINDAKİ YETİŞTİRME MODELİNİ DEĞİŞTİRDİK’

    Hükümete geldiklerinde devlet korumasındaki çocukların, yüzlerce kişinin kaldığı büyük yurtlarda adeta balık istifi şeklinde barındırıldığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Maalesef topluma uyum sağlayabilecekleri iklimden yoksun çocuklarımız bu ortamda ne doğru dürüst eğitim alabiliyor ne de meslek sahibi olabiliyordu. Sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği yaparak devlet korumasındaki çocuklarımızın yetiştirilme modelini baştan sona değiştirdik. Çocuklarımızı çok büyük yurtlarda koğuş sisteminde barındırmak yerine ev düzenine geçtik. Bu evleri de daha ziyade mahalle içlerinde açarak çocuklarımızın diğer ailelerin çocuklarıyla aynı okula gitmesini, aynı sokakta oynamasını, aynı atmosferi teneffüs etmesini sağlamaya çalıştık. Bugüne kadar 111 çocuk evi sitesi, 1193 çocuk evi ve 65 çocuk destek merkezi oluşturduk. Buralarda görev yapacak personelimizi özel eğitime tabi tuttuk. Hali hazırda 13 bin 524 çocuğumuzun bakımını, aile ortamına en yakın şekilde hazırladığımız bu evlerde sürdürüyoruz. Daha önemlisi ailelere destek vermek suretiyle, çocuklarımızı mümkün olduğu kadar kendi anneleri, babaları veya yakınlarıyla yaşamasını sağlıyoruz. Geçtiğimiz 18 yılda bu çerçevede verdiğimiz desteklerle 652 bine yakın çocuğumuzun ailelerinin yanında hayatını sürdürmesini temin ettik. Sadece son 8 yılda yüzde 86’sı doğrudan annelere olmak üzere, bu amaçla verdiğimiz destek miktarı 6.9 milyar liradır”

    ‘7 BİN 864 ÇOCUĞUMUZ KORUYUCU AİLELERİN YANINDA’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde ihtimam gösterip geliştirmeye çalıştıkları bir diğer uygulamanın da koruyucu aile sistemi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

    “Şu anda 7 bin 864 çocuğumuz çok hassas bir şekilde tespit edilen ve sıkı şekilde denetlenen koruyucu ailelerin yanında hayatlarına devam ediyor. Üstelik bunların 795’i de özel gereksinimi olan çocuklardır. Kimsesiz çocukları evlat edinen ailelere de ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Devlet korumasındaki çocukların kamuda istihdamı 1988 yılından beri sürüyor. Biz 2014 yılında bu çocuklarımızın kamudaki istihdamını merkezi yerleştirmeye dönüştürerek işlerini kolaylaştırdık. Ayrıca istihdamın eğitim düzeylerine göre kendi branşlarında olmasını da temin ettik. Hükümete geldiğimizde kamuda işe yerleştirilen devlet korumasındaki çocuk sayımız 21 bin 300’dü. Bugün bu sayı 55 bini aşmıştır. Sadece son 2.5 yılda 7 bine yakın evladımızı kamuya yerleştirdik. Hayata geçirdiğimiz teşvik uygulamasıyla 4 bin 600’e yakın gencimizin de özel sektörde istihdamını sağladık. Kimsesiz çocuklarımız için kamudan yaptığımız her kuruş harcamayı bu devletin başının gözünün sadakası olarak görüyoruz. İnşallah aile yanında destek ve koruyucu aile gibi uygulamaları daha da yaygınlaştırarak hem hiçbir evladımızın sahipsiz kalmamasını hem de toplumdan kopmamasını temin etmek de kararlıyız.”

    ‘536 BİNE YAKIN ENGELLİMİZE BAKIM DESTEĞİ SAĞLIYORUZ’

    Bir toplumun vicdanını ölçmenin en kestirme yolunun engellilere olan davranışına bakmak olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

    “Engellilerine sahip çıkan bir toplum yıkılmaz bir bünyeye sahip demektir. Ülkemizde yıllarca bu konuda doğru politikalar geliştirilemediği için vicdanları sızlatan görüntüler yaşanmıştır. Engelli kardeşlerimiz toplumdan izole bir şekilde evlerinin dört duvarı arasında yaşamaya mahkum edilmiştir. Hükümete geldikten sonra üzerinde en çok durduğumuz ve yakın takibini yaptığımız hususlardan biri de engellilerimizin topluma kazandırılması faaliyetleridir. Bugün 536 bine yakın engellimize aileleri yanında bakım desteği sağlıyoruz. Ayrıca resmi ve özel 541 merkezde 29 bine yakın engelliye yatılı bakım hizmeti veriyoruz. Engellilerimizin ihtiyaç duydukları tüm sağlık hizmetleri, genel sağlık sigortası kapsamında karşılanıyor. Geçmişte her kurum için ayrı ayrı alınması sebebiyle ciddi sıkıntı kaynağı olan engelli raporlarının elektronik ortamda tüm kurumlar tarafından görülebilmesini de bu arada temin ettik. Engelli ve yaşlı vatandaşlarımızın sosyal hayata katılmaları bakımından önemli olan erişilebilirlik konusunda çok ciddi düzenlemeler yaptık.”

    ‘ŞEHİT YAKINLARIMIZ VE GAZİLERİMİZ DAİMA BAŞIMIZIN TACI’

    Engellilerin istihdamı konusunda devrim niteliğinde adımlar attıklarını anlatan Erdoğan, “Kamu kurumlarındaki memur kadrolarının engellilere tahsisli olan yüzde 3’ünün etkin şekilde kullanılabilmesi için merkezi yerleştirmeye dayalı bir sistem kurduk. Aynı şekilde kamu işçi kadroları için de merkezi yerleştirme yöntemine geçtik. Böylece 2002 yılında yalnızca 5 bin 777 olan engelli memur sayımızı, 58 bin 319’a yükselttik. Böylece kamudaki engelli kontenjanlarının doluluk oranını yüzde 82 seviyesine kadar çıkardık. Ayrıca tayinden yer değiştirmeye iş yerindeki görev dağılımından mesai düzenine kadar her konuda engellilerimize pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Tüm bu gayretlerimiz sayesinde engellilerimizin her alanda aktif şekilde hayatın içinde yer aldıklarına şahit oluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde de engellilerimize hizmet vermeye, daima yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.

    Şehitlerin emaneti olan yakınlarıyla gazilerin kalbinde ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bir insanın hiçbir mecburiyeti olmadığı halde, bilerek ve isteyerek inancı ve vazifesi uğrunda ölümün üzerine yürümesi kadar büyük bir fedakarlık yoktur. Bunun için şehit yakınlarımız ve gazilerimiz daima başımızın tacı olmuştur. Rabbimizin müjdesi olan bu payelerin vakarına, onuruna, hassasiyetine uygun davranan her kardeşimizle son nefesimize kadar yoldaşlık yapmak bizim için şereflerin en büyüğüdür” mesajını verdi.

    ‘KAMUDA İSTİHDAM EDİLENLERİN SAYISI 45 BİNE YAKLAŞTI’

    Milletin tarihi boyunca şehit yakınlarına ve gazilere sahip çıktığını, devletin de geçmişten bugüne çeşitli düzenlemelerle bu insanlara çeşitli imkanlar sağladığını kaydeden Erdoğan, “Biz de hükümete geldikten sonra şehit yakınları ve gazilerimizin hep üzerine titredik, İstiklal Harbinden Kore’ye ve Kıbrıs’a kadar geçmişten miras aldığımız gazilerimizin hak ve imkanlarını genişlettik. Terörle mücadelede sınır ötesi harekatlarımızda 15 Temmuz’da şehit olan ve gazilikle şereflenen her kardeşimize pek çok farklı kalemde ciddi destekler verdik. Tazminattan bağışa, sağlık ve eğitim desteğinden istihdama kadar her konuda, bu kardeşlerimizin kalbini mutmain edecek uygulamalara imza attık. Hükümete geldiğimizde bu kapsamda kamuda istihdam edilen kişi sayısı 6 bin 315’di, bugün ise aynı kapsamda istihdam edilenlerin sayısı 45 bine yaklaştı. Elbette ne yaparsak yapalım, şehitlerimizin ve gazilerimizin haklarını ödeyemeyeceğimizi, en büyük şerefin bizatihi Rabbimizin ve milletimizin nezdinde bu ünvanlara sahip olmak olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte devlet olarak elimizdeki tüm imkanları şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin emrine sunmak suretiyle kendilerine şükranlarımızı ifade etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘İLK ETAPTA 50 MİLYON DOZ AŞI GELECEK’

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının son bölümünde salgın döneminde yapılan çalışmalara değinirek, şunları söyledi:

    “Türkiye’nin sahip olduğu hizmet altyapısının gücü ve sosyal devlet vasfının genişliği kriz dönemlerinde çok daha iyi ortaya çıkıyor. Salgın döneminde sadece sağlık altyapımızın ve genel sağlık sigortamızın gücünü görmekle kalmadık, aynı zamanda sosyal destek sistemimizin kapsayıcılığını da test ettik. Neredeyse bir yıla yaklaşan salgın döneminde yüreklerimizi yakacak ne sağlık krizi ne de sosyal çöküntü görüntülerine şahit olduk. Tam tersine 46 milyar lirayı geçen sosyal koruma kalkanı ödemelerimiz ve geniş bir alanda verdiğimiz desteklerle ülkemizin ayakta kalmasını sağladık. Bakın dünyanın en gelişmiş ülkelerinde şu anda aşı sıkıntısı var. Aşı bulamıyorlar. Biz ise şu anda aşı konusunda attığımız adımlarla, yaptığımız ödemeyle süratle aşılarımızı aldırmaya başladık. Ve ilk etapta inşallah 50 milyon doz aşı ülkemize gelecek. Ve süratle de aşılamayı başlattık, şu anda devam ediyor. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden dahi yürek burkan sahnelerin görüldüğü bir süreci ülke olarak biz en az sıkıntıyla geride bırakmayı başardık. Bu yılın bütçesinde sosyal destek harcamaları için ayırdığımız rakam 81 milyar lirayı geçiyor. İnşallah her kesimden vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu her an yanında olmayı sürdüreceğiz”

    ERDOĞAN, ATAMA BUTONUNA ÇOCUKLARLA BİRLİKTE BASTI

    Konuşmaların ardından Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, devlet korumasındaki çocukların yaptığı portresini takdim etti. Atama törenini başlatan butona ise Erdoğan, Selçuk ve devlet korumasındaki 3 çocuk birlikte bastı. Bilgisayar ataması sonuçları salondaki dev ekrana yansıtılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, salonda olan ve ataması yapılan gençlere ‘hayırlı olsun’ temennisinde bulundu.

    Ayrıca törende, Saray Çocuk Evleri sitesinden Müzik Öğretmeni Dilan Kayacı yönetiminde koruma altındaki Perihan Çetin, Hasret Çarboğa ve İstanbul Yakacık Hatice Abbas Çocuk Evleri sitesinden Hakkı Çakıcı ile görme engelli Canan Yılmaz ve eşi görme engelli Onur Yılmaz müzik dinletisi sundu.

  • Bursa’da lodos ortalığı savaş alanına çevirdi

    Bursa’da lodos ortalığı savaş alanına çevirdi

    Bursa’da etkili olan kuvvetli lodos sırasında sanayi sitesindeki bazı iş yerlerinin çatılarının uçması sonucu bir kişi yaralandı.

    BURSA’DA ÇATININ UÇMA ANI KAMERADA

    Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesi Otosanti 32. Cadde’deki bir iş yerinin çatısı şiddetli lodos nedeniyle uçtu. Çatı, 5 aracın üzerine düştü. Uçan çatı parçaları ise yoldan geçen bir vatandaşa isabet etti.

    Yaralanan vatandaş, gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılarak, tedavi altına alındı. Çatısı uçan iş yerinin duvarında da çökme meydana geldi.

    https://twitter.com/linetv/status/1354056647140929539

    Yıldırım ilçesi Yiğitler Mahallesi’ndeki Otosansit Sanayi Sitesi’nde bazı iş yerlerinin çatıları uçtu.

    Çevreye yayılan parçalar, çok sayıda iş yeri ve araçta hasara, bir kişinin de yaralanmasına yol açtı.

    Bunun üzerine bölgeye itfaiye, zabıta, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    Yaralanan kişi, çevredeki bir hastaneye kaldırıldı.

    Sanayi sitesinde güvenlik önlemi alan ekipler, hasar tespit çalışması başlattı.

  • Bursa’da HES kodu kuyruğu! Son gün 31 Ocak

    Bursa’da HES kodu kuyruğu! Son gün 31 Ocak

    Bursa’nın ulaşım kartı ‘Bursakart’a HES kodu tanıtmak isteyen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.

    Bursa’nın ulaşımda kullanım ‘Bursakart’ için BURULAŞ geçtiğimiz günlerde vatandaşları uyararak, Bursalıların kartlarına HES kodunu tanıtmasını istemişti.

    Kişisel kartlarda HES kodunun tanıtılması için son tarihin 31 Ocak olarak belirlenmesinin ardından vatandaşlar Seyahat Kartlar Şehreküstü Ofisi’nde uzun kuyruklar oluşturdu.

    Yetkililer HES kodlarını burulas.com.tr veya bursakart.com.tr’den tanıtabilecekken, kartını güncellemeyenler ise seyahat kartları ofislerinden bu işlemi gerçekleştirecek.

  • Bakanlıktan kayak otelleri ile ilgili genelge

    Bakanlıktan kayak otelleri ile ilgili genelge

    İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine kayak merkezlerindeki otellerde uygulanacak Covid-19 tedbirleriyle ilgili genelge gönderdi. Genelgeye göre, konaklama tesisleri için saat 22.00’den sonra getirilen müzik yayını yasağı kayak otellerinde kısıtlamanın olduğu süre ve günlerin tamamını kapsayacak. Yiyecek-içecek servisi başta olmak üzere müşterilerin topluca bir araya gelmelerini engelleyecek tedbirler alınacak, etkinliklere müsaade edilmeyecek.

    İçişleri Bakanlığı, 81 İl valiliğine kayak otelleri/ tesisleri ile ilgili genelge gönderdi.

    Genelgede, konaklama tesislerine yönelik daha önce illere gönderilen genelge ile uygulanacak standartlar ve tedbirler belirlendiği hatırlatıldı. Bu genelge ile Güvenli Turizm Sertifikası ve otel ile konaklama tesislerine girişte HES kodu sorgulama zorunluluğu getirildiği, bu tesislerde sadece konaklama yapan müşterilerine yönelik hizmet verebildiği, otel konaklama tesislerinde bulunan restoran, lokanta ve diğer otel salonlarında saat 22.00’den sonra müzik yayınına (canlı müzik, kayıt dinletilmesi vb. her türlü yayın dahil) izin verilmemesi hususları düzenlendiği hatırlatıldı.

    Genelgeye göre;

    • İçişleri Bakanlığı’nın ilgili genelgeleri ve Sağlık Bakanlığı Salgın Yönetimi Çalışma Rehberinde konaklama tesisleri için belirlenen tüm kural ve esasların kayak otellerinde de eksiksiz uygulanması sağlanacak.
    • Yiyecek-içecek servisi başta olmak üzere konaklama tesisinin herhangi bir yerinde ya da belirli zaman aralıklarında müşterilerin topluca bir araya gelmelerini engelleyecek her türlü tedbir alınacak. Bu doğrultuda parti, eğlence vb. etkinliklerin düzenlenmesine kesinlikle müsaade edilmeyecek.
    • Konaklama tesisleri için getirilen “açık alanlar dahil restoran, lokanta ve diğer otel salonlarında saat 22.00’den sonra müzik yayınına (canlı müzik, kayıt dinletilmesi vb. her türlü yayın dahil) hiçbir şartta izin verilmemesi” kuralının kayak otelleri için sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerin tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak.
    • Telesiyej, teleski gibi mekanik hatların iniş ve biniş noktalarında olası yığılmaları engellemek için fiziki mesafe kurallarına uygun bekleme alanı düzenlenecek.
    • Kayak odalarında fiziki mesafe planına uygun kapasite belirlenecek, çakışmaları önlemek amacıyla kayak odası kullanım periyodları düzenlenecek.
    • Emanet dolaplarının sosyal mesafe kuralına uygun kullanımının sağlanacak. Konakladığı sürece aynı dolabın aynı misafir tarafından kullanımı sağlanacak. Her misafirin kiralama süresi sona erdikten sonra yeni misafirin kullanımı için emanet dolapları, kayak takımları, baton, kayak ayakkabıları, board ve ayakkabıların temizlik, bakım ve hijyeni sağlanarak kullanıma hazır hale getirilecek.
    • Kayak otelleri ve tesislerinde Covid-19 tedbirlerine uyulması hususunun valilik ve kaymakamlıklarca il/ilçe salgın denetim ekipleri ve kolluk görevlileri marifetiyle düzenli olarak denetlenecek.
    • Vali ve kaymakamlarca yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kararlarının ivedilikle alınacak. Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek.
    • Belirlenen esaslara aykırı uygulama yaptığı veya eğlence yeri şeklinde faaliyette bulunduğu tespit edilen otel ve konaklama tesislerine Umumi Hıfzıssıhha Kanununun ve Turizmi Teşvik Kanununun ilgili maddeleri gereğince idari işlem tesis edilecek.
    • Konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.
  • Valilikten Uludağ’daki görüntülere açıklama

    Valilikten Uludağ’daki görüntülere açıklama

    Bursa Valiliği, Uludağ Oteller Bölgesi’nde bazı otellerde pandemi kurallarına uyulmadığına ilişkin yayınlanan görüntülere ilişkin açıklama yaptı.

    Bursa Valiliği’nden yapılan açıklama şöyle:

    Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada (2) gündür Uludağ Oteller Bölgesinde bazı otellerde pandemi kurallarına uyulmadığına ilişkin yayınlanan görüntülere ilişkin aşağıdaki açıklamaya ihtiyaç duyulmuştur. Yapılan inceleme neticesinde bu görüntülerin K. isimli otele ait olduğu,

    1. İlgili otelin çalışma ruhsatının bulunmadığı, Osmangazi Belediye Başkanlığı tarafından çalışma ruhsatı bulunmaması nedeniyle kapatma işlemi kararı alındığı ancak ilgili şirketin idare mahkemesine başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldığı, kapatma işlemi ile ilgili yargı sürecinin beklenildiği,

    2. Mevcut otel inşaatının son (2) katının kaçak olarak inşa edildiği,

    3. Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğünün bilgisi ve izni haricinde bir alt taşeron şirkete usulsüz bir şekilde kiralama işlemini yapıldığı, bu nedenle Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğünce izninin iptal edildiği,

    4. 15.01.2021 tarihinde yine aynı otelde yüksek ses müzik yayını yapıldığı ve pandemi kurallarına uyulmadığı tespit edildiğinden işletmeye ve (10) kişiye 1593 sayılı Hıfzıssıhha Kanununun 282. md. gereğince (76.380 TL.) idari para cezası uygulandığı,

    5. 25.01.2021 tarihinde sosyal medya çıkan görüntüler ile ilgili yapılan çalışma sonucunda çıkan görüntülerin bu otele ait olduğu yüksek sesle müzik yayını yapıldığı ve pandemi kurallarına uyulmadığı, yapılan teknik incelemede tespit yapılmasın diye delil karartma (kamera görüntülerinin silinmesi) girişiminin bulunduğu tespit edilmiştir.

    Bunun üzerine 26.01.2021 tarih ve (03) sayılı Osmangazi Kaymakamlığı İlçe Hıfzıssıhha Kurulu Kararı ile adı geçen otelin (10) gün faaliyetinin durdurulmasına karar verilmiştir.

    Ayrıca ilgili şirket ve tespit edilen kişiler hakkında idari para cezası uygulanmaktadır.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

  • Anne ve ağabeyini koli bandıyla boğarak öldürdü

    Anne ve ağabeyini koli bandıyla boğarak öldürdü

    İstanbul Eyüpsultan’da madde bağımlısı olduğu iddia edilen bir kişi, annesini ve ağabeyini koli bandıyla boğarak öldürdü. Zanlı, daha sonra polisi arayıp teslim oldu.

    İstanbul’un Eyüpsultan ilçesi Esentepe Mahallesi’nde saat 06.30 sıralarında iddiaya göre, madde bağımlısı olduğu ileri sürülen U.B, kardeşi ile annesi uyuduğu sırada odalarına gitti.

    U.B., daha sonra henüz bilinmeyen bir nedenle önce ağabeyi Mesut Biroğlu’nu (50) ardından annesi Şükran Biroğlu’nu (70) boğarak öldürdü.

    KENDİNİ İHBAR ETTİ

    U.B, bir süre bekledikten sonra kendini ihbar etti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken, polisler U.B’yi gözaltına alarak karakola götürdü. Sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde, anne ve oğlunun hayatını kaybettiğini belirledi.

    AĞIZLARINI BANTLAYARAK ÖLDÜRDÜĞÜ ORTAYA ÇIKTI

    Bunun üzerine olay yerine inceleme ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede U.B’nin, annesinin ve ağabeyinin ağızlarını bantlayarak öldürdüğü belirlendi.

    Olay yerine gelen annenin kızı ise gözyaşları içinde feryat etti. Yapılan incelemenin ardından anne ve oğlunun cesetleri otopsi yapılmak üzere tıp morguna kaldırıldı. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

    ANNE ŞÜKRAN BİROĞLU YEMEK YARIŞMASINDA BİRİNCİ OLMUŞTU

    Öte yandan Şükran Biroğlu’nun yaklaşık iki yıl önce bir yemek programına katılarak birinci olduğu belirtildi.

  • Bilim Kurulu üyesinden Uludağ tepkisi

    Bilim Kurulu üyesinden Uludağ tepkisi

    Hafta sonu Uludağ’da ortaya çıkan görüntülerle ilgili konuşan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, tedbirsiz hareketlerin üçüncü zirve tehlikesi oluşturduğunu söyledi. Kayıpmaz, “Ne yazık ki hafta sonu ortaya çıkan görüntüler, hem kayak pistlerinde hem de otellerin kapalı alanlarında ciddi bir yoğunluğu gözler önüne serdi. Bu durum tabii ki bir tehlike oluşturuyor” dedi.

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, hafta sonu Uludağ Kayak Merkezi’nde adeta koronavirüse davetiye çıkaran görüntüler hakkında konuştu. Bilim Kurulu Üyesi Kayıpmaz, virüs ile mücadele kapsamında bir çok işletmenin kapalı durumda olduğunu hatırlatarak, kayak merkezinde oluşan görüntülerin kabul edilemez olduğunu söyledi. Kış aylarının gelmesi ile birlikte kapalı alanlarda toplanmaların da arttığını hatırlatan Kayıpmaz, bu ayların yaza geçiş açısından çok önemli olduğunu kaydetti.

    “Ne yazık ki hafta sonu ortaya çıkan görüntüler, ciddi bir yoğunluğu gözler önüne serdi”

    Hafta sonunda Uludağ Kayak Merkezi’nde adeta koronavirüse davetiye çıkaran görüntüler hakkında konuşan Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, “Bilindiği gibi şuan lokanta, kafeterya, pastane tarzında işletmeler oturarak müşteri alımına kapalı. Şuan da yalnızca paket servisi ve al-götür şeklinde hizmetlerine devam ediyorlar. Sömestir tatilinin devreye girmesi ile birlikte kış otellerinde ummadığımız bir kalabalık yaşandığını gördük. İnsanlar elbette nefes almak hava almak için oralara gidebilirlerdi. Ama ne yazık ki hafta sonu ortaya çıkan görüntüler, hem kayak pistlerinde hem de otellerin kapalı alanlarında ciddi bir yoğunluğu gözler önüne serdi. Bu durum tabi ki bir tehlike oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

    “Kalabalığın olduğu her yerde bu virüs kendine yayılmak için fırsatı buluyor”

    Kış aylarının gelmesi ile birlikte kapalı alanlarda toplanmaların daha da arttığına dikkat çeken Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Kayıpmaz, bu ortamların virüsün yayılması açısından çok müsait olduğunun altını çizdi. Kayıpmaz, “Nerede olursa olsun, ister Nişantaşı’ndaki kafelerde olsun, ister Ankara Çukurambar’daki kafelerde olsun, isterse kış otellerinde olsun. Kalabalığın olduğu her yerde bu virüs kendine yayılmak için fırsatı buluyor. Soğuk havada daha fazla fırsat buluyor. Özellikle kapalı ortamlarda uzun süre vakit geçirince yayılmak için fırsat buluyor. Kapalı ortamlar her zaman iyi havalandırılamayabiliyor. Kapalı ortamlarda kötü havalandırma da kalabalıkla birleştiğinde virüs de yayılmak için kendine fırsat buluyor” şeklinde konuştu.

    “Bizim kışın ortasında yapacağımız tedbirsiz hareketler, salgında üçüncü zirve tehlikesiyle bizi karşı karşıya bırakır”

    Şuan alınan tedbirler ile birlikte vak’a ve hasta sayılarında düşüşün devam ettiğini hatırlatan Kayıpmaz, eğer tedbirlere uyum noktasında bir gevşeme olursa, salgında üçüncü bir zirve görülebileceğini vurguladı. Kayıpmaz, şuan aşılama ile birlikte virüs ile mücadelede daha güçlü hale gelindiğini belirterek şunları kaydetti:

    “Şuan da bizim evet vak’a sayılarımız, ağır hasta sayılarımız kontrol altına alınmış olabilir. Beraberinde bizim sağlık sistemimizin buna yanıt verme kabiliyeti iyi bir durumda olabilir. Nitekim yoğun bakım doluluk kapasitesi ve servis yataklarındaki doluluk kapasitelerinde bunları görüyoruz. Ama bu ortada bir hastalığın olmadığı anlamına gelmemeli. Çünkü şuan da karşımızda dünyanın birçok ülkesinin boğuşmakta olduğu bir mutasyon tehlikesi var. Kış aylarının ortasındayız. Havalar hala soğuk seyrediyor. Bizim bu kış aylarında tedbirli davranışları en yüksek ölçüde tutmamız lazım ki biz bundan sonra bahar ve yaz aylarına daha konforlu biçimde gidebilelim. Ama bizim kışın ortasında yapacağımız tedbirsiz hareketler, salgında üçüncü zirve tehlikesiyle bizi karşı karşıya bırakır. Üçüncü zirve ile karşılaşırsak da bu salgının bitişi anlamında süreci uzatır. Aslında biraz daha sabırla birlikte biz güzel günlere daha kolay erişebileceğiz. Çünkü elimizde şuan da maske, mesafe, temizlik ve kalabalıklardan kaçınma gibi önlemlerin yanı sıra aşı var.”

    “Bizim bu kazanımları kaybetmememiz gerekiyor”

    Ayrıca aşılamanın şuan da elimizdeki önemli güçlerden biri olduğuna da değinen Kayıpmaz, “Biz şuan da tedbirlerle, kapatma ve kısıtlama kararlarıyla birlikte salgını bir noktaya kadar getirmiş durumdayız. Şimdi aşının da devreye girmesi ile beraber artık hastalığa karşı çok daha güçlüyüz. Bizim bu kazanımları kaybetmememiz gerekiyor. Bunun için de özellikle şu kış aylarında tedbirlere bireysel olarak daha sıkı biçimde uymamız gerekiyor” diye konuştu.