Etiket: manşet

  • Bursa’da çaldıkları otomobille hırsızlık yaptılar

    Bursa’da çaldıkları otomobille hırsızlık yaptılar

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde polis ekipleri ana yolda dur ihtarına uymayan bir otomobili takibe aldı. Yalova’dan gece bilinmeyen bir saatte çalındığı tespit edilen otomobille Orhangazi şehir merkezine giren 3 zanlı, polisin kovalamacı sonrasında eski hastane altında elektrik direğine çarparak durabildi. Polis ekipleri araç içinde bulunan 3 şahıstan birisini gözaltına alırken diğer iki zanlı ise kayıplara karıştı.

    Olay saat 12.30 sıralarında meydana geldi. Alınan bilgilere göre Yalova’dan gece bilinmeyen bir saatte çalınan 77 DE 412 plakalı otomobil Orhangazi’de ana yol üzerinde Orhangazi Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından fark edildi.

    Polisin dur ihtarına uymayan otomobil ilçe şehir merkezine girdi. Polis ekipleri ile yaklaşık 10 dakikalık bir kovalamacanın ardından çalıntı otomobil Arapzade Mahallesi Orkide sokak üzerine kardan dolayı buz tutmuş yolda kontrolden çıkarak elektrik direğine çarparak durdu.

    Araç içinde bulunan 3 kişi otomobilden inerek kaçmak isterken polis ekipleri zanlılardan E. A.(35) isimli şahsı yakaladı. Diğer zanlılar ise yaya olarak olay yerinden kaçtılar.

    Polis ekipleri daha önce yine hırsızlık suçundan dolayı cezaevine girmiş olan ve bir süre önce cezaevinden tahliye olduğu belirlenen E. A.’yı gözaltına alarak sorgulamak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.

    Kaza yapan araçta inceleme yapan polis ekipleri otomobilin arka koltuğunda bir LCD televizyon, bakır kablolar ile iki adet piknik tüpü buldu. Otomobil incelenmek üzere otoparka çekilirken, polis ekipleri kaçan iki şahsın yakalanması için çalışma başlattı.

    Öte yandan çalıntı aracın kaza yaptığı cadde üzerinde buzları ise polis ekipleri ellerinde küreklerle kırarak temizlediler. Buzları kırılıp temizlenmesinden sonra otomobil çekici yardımı ile bulunduğu yerden kaldırıldı.

  • Bakan Selçuk’tan yüz yüze eğitim için net mesaj

    Bakan Selçuk’tan yüz yüze eğitim için net mesaj

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “15 Şubat’tan itibaren toplumun, ailelerin, annelerin, babaların, çocukların durumuna baktığımızda, okulların artık mümkün olduğu kadar daha yüksek bir kapasiteyle açılması gerektiği noktasında bir kararlılığımız var” dedi.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Yönetim Kurulu ile bir araya geldi. Okullarda yüz yüze eğitime kademeli geçişin 15 Şubat’ta nasıl başlayacağına ilişkin soru üzerine Selçuk, Bakanlığın salgın döneminde sahada yüzlerce araştırma yaptığını söyledi. Selçuk, “Bu araştırmalar bize gösteriyor ki bizim okulları bugün kapatmamız bugünün problemi değil, gelecek yılların da problemi hâline geliyor. Türkiye, OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde okullarını en fazla süre kapalı tutan ülkeler arasında başlarda geliyor. Biz bunu daha kontrollü olabilmek, riski daha iyi yönetebilmek için yaptık ve bugün de bunun doğru bir karar olduğunu görüyoruz. Ancak 15 Şubat’tan itibaren toplumun, ailelerin, annelerin, babaların, çocukların durumuna baktığımızda okulların artık mümkün olduğu kadar daha yüksek bir kapasiteyle açılması gerektiği noktasında bir kararlılığımız var. Bunu da ilgili tüm kuruluşlarla ve ortamlarda paylaşıyoruz, paylaşacağız. Bu anlamda literatüre ve uygulamalara baktığımızda, elbette küçük yaşların riski daha az” diye konuştu.

    Bakan Selçuk, okulun tümüyle kontrollü bir ortam olduğuna dikkat çekerek, “Hem öğretmenler hem öğrenciler çok kontrollü bir biçimde belli kurallara dikkat ederek orada bulunuyorlar. Yani okulda bir çarşıdaki, pazardaki ya da sokaktaki gibi karmakarışık ya da kontrolsüz bir ortam yok. Okullardan kaynaklanan durumu da günlük olarak izledik, çocuklarımızı da izliyoruz” ifadelerini kullandı.

    ‘MESLEKİ EĞİTİMİN GERÇEK KABİLİYETİNİ GÖRDÜK’

    Selçuk, salgın sürecinin Türkiye’de mesleki eğitimin gerçek kabiliyetini çok net bir şekilde görmeye imkan sağladığını kaydederek, meslek liselerinin Ar-Ge merkezleriyle ilişkilendirilmesini sağladıklarını, salgının ilk döneminde dünyanın tedarik sorunlarıyla âdeta kilitlendiği günlerde bir meslek lisesinin dijital solunum cihazı tasarlayıp ürettiğini söyledi. Selçuk, “Bunlar derhal hastanelere, ilgili kuruluşlara sevk edildi ve bunlar hâlâ tıkır tıkır çalışıyor. Biz bunun binlercesini, hatta yüz binlercesini yapabilecek kapasitedeyiz. Bu üretimler sadece solunum cihazıyla da sınırlı değil. Mesela meslek liselerimiz, N95 standardında maske üreten makinenin tasarımı ve üretimini de yaptı. Bunu da hayata geçirdik, üretimi zaten yapıyoruz. Bu dönemde meslek liselerimizin Ar-Ge çalışmalarıyla video laringoskop cihazı, ozon hava dezenfekte cihazı, yoğun bakım yatağı, hava filtrasyon cihazı, temassız kızılötesi termometre, video laringoskop cihazı, numune alma ünitesi, UV-C konveyör sistem ile maske üretiminde sterilizasyon cihazı, kumandalı ve zaman ayarlı UV-C ışınlamalı sterilizasyon cihazı, mobil UV-C robot sterilizasyon cihazı, taşınabilir mekanik solunum cihazı gibi çok sayıda ürün tasarlandı ve bu ürünlerin üretimi gerçekleştirildi” dedi.

    ‘294 MİLYON MASKE ÜRETİLDİ’

    Meslek liselerinin maske üretimindeki başarısına da işaret eden Selçuk, “Yine salgının ilk başladığı süreçte meslek liselerinde 130 milyon, halk eğitimi merkezlerinde ise 164 milyon tek kullanımlık maske üretildi. Daha öncesinde elle ve tek makinede dikişler yapılırken, meslek liselerinde üretilen bu makineler sayesinde artık milyonlarcasını çok rahatlıkla üretebiliyoruz. Ama asıl o kritik dönemde ihtiyaç duyan ülkelere gönderilen maskelerin önemli bir kısmını meslek liselerimiz üretti. Tek kullanımlık tulum, önlük, siperlik, dezenfektan, kolonya ve daha pek çok hijyen ürününün üretimi gerçekleştirildi. Bunların milyonlarca litresi yani sadece yüzey dezenfektanı 8,5 milyon litre üretildi. 1,3 milyon adet siperlik üretildi. Bunların hepsi dağıtıldı” dedi.

    ‘MESLEK LİSESİ RUHU OLUŞTU’

    Selçuk, otellerin, fabrikaların, organize sanayi bölgelerinin içindeki iş garantili ve iş öncelikli okulların yüzlercesini açmaları sonucunda meslek liselerine tercihte bir sene içerisinde öğrenci sayısında yüzde 63-64 oranında artış olduğunu hatırlatarak, “‘Kendi tercihiyle gelen çocuk’ diye bir şeyden söz ediyoruz artık, yani mecburi olarak meslek lisesine gidiyorsun değil de yüzde 64 bir artıştan söz ediyoruz. Buradaki artış; toplumda usta öğreticilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin, okul yöneticilerinin salgın döneminde âdeta bir millî seferberlik gibi bu sürece destek vermeleri bir psikolojik atmosfer yani bir ruh oluşturması sonucunda gerçekleşti. Eğitim; iş hayatını, ekonomiyi, sektörleri takip ediyor; sektörün nabzını tutuyor, ekonomik göstergelerin analizini yapıyor ve nerede neye ihtiyaç var bunları kontrol edip yatırımlarını buraya yöneltiyor. Böyle bir yapıya doğru yöneliş söz konusu” diye konuştu.

    ‘YÜZDE 1 KDV DEVAM EDECEK’

    Selçuk, pandemi döneminde özel okullarda yüzde 8’den yüzde 1’e indirilen KDV oranının aynı şekilde devam edip etmeyeceğine yönelik bir soruya da “Özel öğretim kurumlarımız da Millî Eğitim Bakanlığı’nın asli unsurudur. Bu kurumlarımızda yaşanan sorunlar bizim sorunumuzdur. Başta özel öğretim kurumlarımızdaki evlatlarımızın eğitim süreçlerinin devamlılığı, öğretmenlerimizin ve çalışanlarımızın istihdam koşulları açısından buradaki finansal durum da kritik önem taşımaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığımıza geçtiğimiz dönem sağlanan bu vergi kolaylığının bu dönem de sağlanması yönünde tavsiye görüşümüzü bildirdik” yanıtını verdi.

  • İYİ Parti Bursa’dan “Mutfak Yanıyor” protestosu

    İYİ Parti Bursa’dan “Mutfak Yanıyor” protestosu

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkoğlu, “Bu ülkenin muktedirleri, her gün masal anlatadursunlar, bizler vatandaşın gerçek gündeminin ‘mutfak yangını’ olduğunu biliyoruz. Para pul derdi olmayan, zenginlik içinde yüzen gösteriş meraklılarının, saraylardaki debdebeli hayatları kazasız belasız devam etsin diye, adeta akla karayı seçip kırk takla attıklarını da biliyoruz” dedi.

    İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, yaptığı açıklamada, “Vatandaş elektrik, su, doğalgaz faturasını nasıl ödeyeceğini kara kara düşünürken; Pek çoğu kısa çalışma ödeneğine mahkum edildiği için asgari ücret dahi alamayan işçi, memur, dar gelirli insanımız evine ekmek götürebilme derdine düşmüşken; Maaşları asgari ücretin dahi altına düşerek adeta kuşa dönen emekli vatandaşımız, ay sonunu bırakın ayın daha ortasında çaresiz kalırken; Bu memleketin başına ‘bir yüzükle’ gelenlerin, yedi uçakla Kıbrıs’a gittiklerini, her biri lüks segmentte yüzlerce araç konvoyuyla seyahat ettiklerini; Saraylarda kurulan mükellef sofralarda, sazlı sözlü ziyafetler çektiklerini; Yoksulluk edebiyatıyla gelip, yolsuzluklarla, yasaklarla anıldıklarını; Ve gözlerinin içine baka baka aldatıp kandırdıkları vatandaşa, artık kibirle tepeden baktıklarını da biliyoruz. Unutmayacağız, unutturmayacağız. Milletimizin derdiyle dertlenmeyi dert edinenler olarak, bizler bütün bunların farkındayız ve asla da unutmayacağız. Onlar bir elleri yağda, bir elleri balda hayatlarının devam etmesi için çırpınadursunlar… Onlar içi boş tartışmalarla, yarattıkları suni gündemle, suya tirit tv programları ve hayali senaryolara dayalı, duygu sömürüsünden ibaret salya/sümük dizilerle milletin aklıyla alay etmeye devam ededursunlar…” ifadelerini kullandı.

    Türkoğlu, “Bizler vatandaşımızı isyan noktasına getiren ekonomik sıkıntıları haykırmaya, acımasız zamlarla patlayan ‘mutfaktaki büyük yangını’ yüksek sesle dile getirmeye bıkmadan usanmadan sürdüreceğiz.İşte alev alev yanan mutfağın hali burada. Tencelerde artık yemek yerine dert kaynıyor! İçi boş tavalarda artık çile kızartılıyor! İktidar ve şürekası ne yapıyor? Tabi ki gündem saptırıyor. Sofraların tadı tuzu kalmadı; cep delik cepken delik vatandaş artık yokluğa soğan doğruyormuş… Koltuk derdine düşmüş muktedirin umurunda mı? Her gün, ‘Mutfakta yangın var yangın!’ diye bağıran milletin feryadı, sırça köşklerin, sarayların duvarlarından yankılanıp vatandaşa geri dönüyor. Bakın…Geçen yıl bir önceki yıla göre tam 120 temel gıda ürününün fiyatı adeta uçarak zirve yaptı. Bunların içinde ise maalesef en temel gıda ürünleri başı çekiyor.İşte mutfaklarımızın olmazsa olmazı ve güya en hesaplısı olan ayçiçek yağına artık neredeyse dokunamaz olduk. Adeta altın fiyatlarıyla yarışan ayçiçek yağında artış oranı rekor üstüne rekor kırıyor. Geçen yıl(2019 Aralık ayında) 5 litrelik ayçiçeği yağı 27-30 TL arasında raflarda yer bulurken, bu yıl aynı ayçiçek yağı markasına göre 57-69 TL arasında fiyatlara satılıyor. Yüzde yüzün üzerinde bir zam oranıyla rekor kıran ayçiçek yağını, ev kadınlarımız artık tabiri caizse dirhem dirhem kullanıyor. En ekonomik yağ olarak bilinen ayçiçek yağının hali böyleyse; mısırözü, soya, zeytinyağı ve türevlerinin fiyatlarını varın siz düşünün artık. Peki, bir diğer temel gıda ürünü olan yumurtanın geldiği noktaya bakar mısınız?” dedi.

    Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yine geçen yıl( Aralık 2019’da) 12-14 TL’ye alınan 30’luk folyo yumurtanın etiket fiyatı, bu yıl tam 27-32 TL arasındaki fiyatlara yükseldi. Ev kadınlarımız, halkın en pratik yemeği olan sahanda yumurtayı pişirirken bile artık tane hesabı yapıp, haklı olarak kara kara düşünmeye başladılar. Tavalara artık dört yerine iki yumurta zor kırılıyor. Geçen yıl 1 litre süt 3.95 TL’ydi, bu yıl 6.75-7.50 TL arasında değişiyor. Üreticiden alış fiyatı 2.80 TL. En ucuz ekmek 1.25’ti, 1.75 oldu. Bir kg un 3 TL’ydi, yüzde yüz artarak tam 6 TL’ye çıktı. Filiz makarna 2 TL’den 3.25’e tırmandı. 25-30 TL arasında olan ezine peyniri 44-45 TL ile el yakıyor. Hangi birini yazalım. Temel gıdalarda durum böyle de sebze meyvedeki vaziyet farklı mı sanki? Geçen yıla göre yüzde 100.9’luk zam oranı ile karnabahar yeni bir rekora imza atarken, karnabaharı yüzde 83.9 ile ıspanak, yüzde 70.8 ile portakal, yüzde 63.5 ile pırasa ve yüzde 60.4 ile mercimek izledi. Devam edelim: Kıvırcık marul yüzde 59.9 zamlanırken, kırmızı lahana yüzde 57.6 arttı, patlıcan yüzde 52.07 oranında yükseldi. Aynı şekilde kabak yüzde 49.3 zamlandı, çarliston biberde de yüzde 49.1 oranında fiyat artışı oldu, sofraların vazgeçilmezi domates fiyatları da yüzde 42.2 ile zirveyi zorladı. Hepsinden kötüsü; Fiyatlar üç gün bile sabit kalmadan değişiyor. Vatandaş marketlerdeki, pazarlardaki etiket fiyatlarının nerdeyse her gün değiştiğini gözleriyle görmeye başladı. Nasıl görmesin ki? Türk tarımını yok ederek; Nohutu Meksika, Arjantin, ABD’den alırsan… Soğan Hollanda, İran ve Rusya’dan gelirse… Ayçiçeği için Bulgaristan, Romanya, Moldova’ya muhtaç olursan… Kuru fasulyeyi Kırgızistan, ABD, Kanada, Peru’dan… Buğdayı Kırgızistan, Meksika’dan… Bezelyeyi Rusya, Kanada, ABD’den… Elmayı Şili’den, İtalya ve Fransa’dan… Patatesi bile Hollanda, Almanya, Fransa’dan ithal esersen… Zam bombardımanına işte böyle seyirci kalır, mutfaktaki yangını da ancak işte böyle çaresiz biçimde izlersin. Şimdi biz de soruyoruz; Bu mudur serbest piyasa ekonomisi? Milletin, ithal ürünlere muhtaç edilip serbestçe soyulması, pervasızca kazıklanması mıdır? Yoksa siz tarımın kökünü bilinçli olarak kurutup, yandaş aracı şirketlerin vurgun yapması için piyasalarda denetimsiz serbestlik mi ilan ettiniz? Piyasanın adı serbest olsa da, tarımı teşvik edip, fiyatlarda fahiş sayılabilecek üst limitlere müdahale ederek, tüketicinin korunması gibi bir görevinizin olduğundan da mı habersizsiniz? Hadi diyelim ki; bütün bunlardan gerçekten bihabersiniz. Peki… Mutfakta her geçen gün artan yangındaki büyüyen alevlerin, sizi de çok yakında yakıp kavuracağını görmüyor musunuz? Ee o zaman, görünen gerçeği bir kez daha yüzünüze tane tane, hece hece haykıralım: Yö-ne-te-mi-yor-su-nuz!…”

  • 62 yılını bu mesleğe verdi! İznik’in yaşayan hazinesi

    62 yılını bu mesleğe verdi! İznik’in yaşayan hazinesi

    Bursa’da İznik Belediyesi tarafından projelendirilen ‘Yaşayan İznik Hazineleri’ belgesellerinden dördüncüsü küfe ustası Hakkı Ateş (76) ile çekildi.

    Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları, İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birim’nce ‘Yaşayan İznik Hazineleri’ projesi kapsamında belgeselleştiriliyor. Proje kapsamında İznik’e bağlı Sansarak Mahallesi’nde yaşayan ve bölgenin tek küfe ustası olan Hakkı Ateş’in hayatı da belgesel olarak çekildi.

    1945 yılında İznik’e bağlı Sansarak Mahallesi’nde dünyaya gelen Hakkı Ateş, belgeselde, “14 yaşında başladım bu mesleğe tam 62 yıldır küfe yapıyorum. Bizler bu meslekle büyüdük, büyüttük. Üç oğlumu üç kızımı bu meslek ile everdim, baş göz ettim” dedi.

    ‘GENÇLERE TAVSİYEM BİR SANATINIZ OLSUN’

    Küfe yapımının inceliklerini de anlatan Hakkı Ateş, “Eskiden küfeler ile zeytin toplanır, bu küfelerin içinde sofralık zeytinler yapılırdı. Hayvanlara yemler bu küfeler ile verilir, fırından ekmekler yine bu küfelere çıkarılırdı. Günümüzde ise artık bunlar bitti. Çoğunlukla aksesuar ve dekor olarak kullanılıyor. Ben bu mesleği severek yapıyorum. Sanatın kötüsü olmaz. Gün gelir işsiz kalırsınız, elinizde bir sanatınız olduğu takdirde işsiz kalsanız da üreterek kazanç sağlayabilirsiniz. Gençlere tavsiyem elinizde bir sanatınız olsun” ifadelerini kullandı.

    İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Birimi’nin hayata geçirdiği ‘Yaşayan İznik Hazineleri’ belgesellerinin ilkinde 75 yıllık fıçı ustası İsmail Alkış anlatıldı.

    İkinci belgesel İznik’e bağlı İnikli Mahallesi’nde ikamet eden 20 yıldır bastonculuk ile uğraşan Şükrü Kaya için çekildi. Üçüncü belgeselin konusu ise dünyaca ünlü Müşküle İğne Oyaları oldu.

  • Bursa’da kar gitti çilesi bitmedi

    Bursa’da kar gitti çilesi bitmedi

    Bursa’da kar yağışının ardından cadde ve sokaklarda oluşan buzlanma nedeniyle araçlar, özellikle yokuş aşağı yollarda zorlu anlar yaşadı. Vatandaşlar ise kayarak düştü. Çekilen görüntüler, sosyal medyada paylaşıldı.

    Bursa’da yağan kar ile birlikte düşen hava sıcaklığı cadde ve sokaklarda buzlanmaya neden oldu. Buzlu yollarda yol almak isteyen sürücüler de zor anlar yaşadı.

    Nilüfer ilçesi Barış Mahallesi’nde bulunan yokuşta, araçların yolda kalması ile vatandaşların kayıp düşmesi, cep telefonlarıyla görüntülenip, sosyal medyada paylaşıldı.

    Dilara Ünsal’ın çekip sosyal medya hesabından paylaştığı görüntülerde, bazı araç sürücülerinin oldukça yavaş ve dikkatli olduğu görülürken bazı sürücüler direksiyon hakimiyetini kaybettikleri için kaza yapmaktan kurtulamıyor.

  • Oylat Kaplıcaları yarıyıl tatiline hazır

    Oylat Kaplıcaları yarıyıl tatiline hazır

    Bursa’nın İnegöl ilçesindeki Oylat Kaplıcalarında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleriyle hizmet verilecek tesislerde yarıyıl tatili öncesi rezervasyon yoğunluğu yaşanıyor.

    İlçe merkezine 27 kilometre uzaklıkta bulunan Oylat’taki tesisler, Kovid-19 salgını nedeniyle kapalı olan kapılarını 22 Ocak’ta başlayacak okulların yarıyıl tatiliyle ziyaretçilerine açacak.

    Bugünlerde kar yağışından dolayı beyaz örtüyle kaplı ormanın içinde kalan, yaz ve kış aylarında doğal güzelliğiyle yerli ve yabancı turistlerin beğenisini kazanan Oylat’taki tesislerin bu hafta sonu için rezervasyonları tamamen doldu.

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban,  yaptığı açıklamada, Oylat Kaplıcalarının “Güvenli Turizm Sertifikası” alan ilk tesislerden olduğunu söyledi.

    Oylat’ın şifalı sularıyla İnegöl’ün bir değeri olduğunu dile getiren Taban şöyle devam etti:

    “Burada her yıl 300 bin civarında misafirimizi konaklatıyoruz. Yaklaşık bin yatak kapasiteli tesisler hafta sonu tamamen dolu. Hafta içi de her gün artan randevularla Oylat’ı kullanmaya başlıyoruz. Burada bölgenin yüksek rakımlı bir yerde ve ormanın içinde olması önemli. Havasının temizliği, konforu, beraberinde doğal güzellikleri ve bitki örtüsü açısından çok özel bir yere sahip. Şifalı suları yönüyle de değerlendirdiğimizde başta mineral zenginliği ve romatizmal hastalıklara iyi gelmesi yönüyle de yıllardır tercih edilen bir bölge.”

    Taban doğa içinde yaklaşık 2 kilometrelik yürüyüş parkurunun yapımına başladıklarını aktardı.

    Bölgeye gelecek ziyaretçilerin, meşhur İnegöl köftesinden de tadabileceğini dile getiren Taban, “Türkiye’nin en önemli mağaralarından biri, Oylat Mağarası var. Özellikle astım ve bronşit gibi hastalarımızın burada sağlık yönünden faydalandığını ifade edebiliriz.” dedi.

    “Tüm tedbir ve kurallara uygun bir şekilde hazırlıklarımızı yaptık”

    Oylat Kaplıcaları Satış ve Pazarlama Müdürü Özgür Yıldız ise Türkiye’nin birçok yerinden tesislere rezervasyon yapıldığını anlattı.

    Hazırlıklarını tamamladıklarını bildiren Yıldız, “Oylat, salgın dolayısıyla evlerinde sıkılan insanların uygun bulduğu yerlerden biri. Su kalitesi ve doğasıyla ön plana çıkan bir durumdayız. Misafirlerimizi memnun etmek için de çalışmalarımıza devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.

    Kovid-19 salgınına karşı tesislerde tüm tedbirlerin alındığını belirten Yıldız şunları kaydetti:

    “Tesislerimizde doktorlarımız bekliyor. Misafirlerimizin kontrolleri, ateş ölçümleri yapılıyor, HES kodlarıyla otellere alınmaları sağlanıyor. Hamam, restoran kısmında kurallarımız var. Sağlık Bakanlığının belirlediği standartlara uyuluyor. Tüm tedbir ve kurallara uygun bir şekilde hazırlıklarımızı yaptık, misafirlerimizi bekliyoruz.”

     

  • Bursa’da bir anda düştü! Acılar içinde yerde kaldı

    Bursa’da bir anda düştü! Acılar içinde yerde kaldı

    Bursa’da buzda kayıp düşünce ayağı 3 yerinden kırılan adamın o anları bir iş yerinin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.

    Bursa’nın Osmangazi ilçesinde meydana gelen olayda İnönü Caddesi’nden Cumhuriyet Caddesi’ne doğru yürüyen kimliği belirsiz genç bir adam, bir iş hanının önüne geldiğinde buz tutmuş yolda yürürken dengesini kaybedip bir anda ayağının üzerine düştü.

    Sağ ayağı önce doğru kayınca arkada kalan sol ayağının üzerine ters bir şekilde oturmak zorunda kalan gencin ayağı 3 farklı yerinden kırıldı.

    Acılar içerisinde yerde kıvranan gencin yardımına çevredeki esnaf yetişti. Kimliği belirsiz genç 112 ambulansıyla hastaneye kaldırıldı.

     

     

  • Bursa’da buzlu suda yürürüm iddiası hüsranla bitti

    Bursa’da buzlu suda yürürüm iddiası hüsranla bitti

    Bursa’da donmuş havuzun üzerinde yürüyebileceğini iddia eden genç, buz kırılınca havuzun içine düştü.

    Ulucami’nin yanındaki Orhan Parkı’nda bulunan ve tüm Bursalılarca bilinen büyük süs havuzu şiddetli kar ve dondurucu soğun ardından buz tuttu.

    Buzun üzerinde yürüyebileceğini iddia eden bir genç, arkadaşlarının tüm vazgeçirme çabasına rağmen havuzun üzerine çıktı.

    4-5 adım atarak havuzun ortasına kadar gelen genç, karşıya geçmesine 3 adım varken buz birden kırılınca ne yapacağını şaşırdı.

    Önce bir ayağı suya giren genç, buz iyice kırılınca beline kadar suya gömüldü.

  • Bursa Gölbaşı’nda sandallar su üzerine çıktı

    Bursa Gölbaşı’nda sandallar su üzerine çıktı

    Bursa Ovası’ndaki tarım arazilerinin büyük kısmını sulayan ancak kuraklık nedeniyle geçtiğimiz ay su seviyesi yüzde 90 çekilen Gölbaşı Barajı’nın doluluk oranı son yağışlarla birlikte yüzde 50 oldu. Çatlamış toprak üzerinde duran sandallar da su üzerine çıktı.

    1933 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından tarım arazilerinin sulanması için Bursa’nın Kestel ilçesine yaptırılan Gölbaşı Barajı’nın su seviyesi, kuraklık nedeniyle geçen aralık ayında yüzde 90 azaldı. Uludağ ve Katır dağlarından akan sularla beslenen, Gürsu, Kestel, Yıldırım ve Osmangazi ilçesindeki tarım arazilerini sulamak için kullanılan barajın su seviyesi, son bir haftadaki yağmur ve kar yağışıyla yeniden artışa geçti. Kuraklık nedeniyle geçtiğimiz ay çatlamış toprak üzerinde duran sandallar, yağışla tekrar su üzerine çıktı. Yüzde 50 dolan baraj, dronla havadan görüntülendi.

    ‘KARLA BİRLİKTE SU SEVİYESİ ARTMIŞ’

    Baraj yakınında evi olan Mustafa Demir, “Sık sık buralara geliyoruz. Yazın balık avlamak için geliyoruz. Bundan bir hafta önce yine gelmiştik. O zaman bu su daha da ilerideydi. Kurak göletin üzerinde yürüyorduk. Ama karın yağmasıyla su seviyesi artmış. İnşallah kar eriyince, bahar aylarına doğru su seviyesi eski seviyesine çıkacaktır” dedi.

    ‘KAR YAĞIŞIYLA BİRLİKTE ÜMİDİMİZ ARTTI’

    Doğa yürüyüşçüsü Erdal Akkaya, “Doğa yürüyüşünü çok seviyoruz. Birkaç hafta önce buraya yürüyüş için geldiğimizde suyun ileride olduğunu görmüştük. Önceki yıllarda da su çekilmişti ama bu yıl su komple çekildi. Gölün içerisinde olan kayıkların toprak üzerinde olduğunu gördük. Çok endişeliydik ama son yağan kar yağışıyla ümidimiz arttı. İnşallah birkaç defa daha yağar ve göl tamamen dolar, kuraklık da biter” diye konuştu.

  • Aktarda 100 lira, bahçede bedava

    Aktarda 100 lira, bahçede bedava

    Bursa’da zeytinleri budamaya başlayan üreticiler aktarlarda kilosu yüz liraya satılan zeytin yapraklarını bedava dağıtıyor.

    Zeytin yaprağı çayında bulunan oleuropein maddesinin korona virüse karşı antiviral tesir gösterdiğini duyan vatandaşlar zeytin yaprağına büyük rağbet gösteriyor.

    Zeytin yaprağının aktarlarda kilosu 100 liradan yok satıyor. Her yıl muntazaman budanan zeytin ağaçları bu sene de budanmaya başladı. Üreticilerin budadıkları dallar yere düşüyor.

    Üzerinde zeytin yapraklarının da bulunduğu bu dallar ya yakılıyor ya da kıyma makinesiyle yok ediliyor. Bu dallar ortadan kaldırılmazsa üreticilere ayak bağı oluyor. Üreticiler bu dalları yakmadan veya kıymadan evvel isteyenlerin yapraklarını toplayabileceğini söyledi.

    Zeytin ağaçlarını budamaya başlayan zeytin üreticileri, “Zeytin yaprağının 100 liraya satıldığını duyduk. Bizde yapraklar bedava. Budadığımız yapraklar yok olacağına vatandaş faydalansın. Budama zamanı kestiğimiz dallardan vatandaşlar gelsin istedikleri kadar yaprak alsın. Ama ağaçların üzerinden kesmesinler. Bu ağaca büyük zarar verir. Budanan dallardan isteyen istediği kadar alabilir” dedi.