Etiket: manşet

  • Boğaziçi Üniversitesi’ne ilişkin ilk açıklama

    Boğaziçi Üniversitesi’ne ilişkin ilk açıklama

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı sonrasında açıklamalarda bulunuyor.

    Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:

    ABD’de kanlı kongre baskını

    Bu süreç tüm insanlığı şaşırtmıştır. Demokrasi için yüz karası olduğunu görüyoruz. Temennimiz 20 Ocak itibariyle Biden’ın devir teslim göreninde, sakin bir şekilde bu yapılacaktır. Bundan sonraki süreçte Sayın Biden ile ABD sükuna kavuşur. Böyle salgın döneminde hassasiyetle sürecin devam etmesi lazım. Uluslararası ilişkilerde ABD’nin de girmesi gerekir. Tabii 4 ölü var. Ölenlerin ailelerine sabırlar dilerken özellikle yaralılara da geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum.

    Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör ataması

    Arkadaşlar ben neden öğrencilerle görüşeyim. Öğrenciler bu işin içinde değil. Bu işin içinde teröristler var. Öğrencilerle alakası olmayan CHP’nin İstanbul İl Başkanı orada. Kendisi DHKP-C militanıdır. Bunlar öğrenci değil. Yaptıkları nedir? Yasalara uygun olarak buraya atanmış bir rektör vardır… Bu rektör yasalar dışında atanmamıştır. Yasalar neye amir ise, Melih Bey de buraya atanmıştır. Geçmişine baktığımızda o da bu üniversite içinden yetişmiş bir arkadaşımızdır.

    Kendi ilgi alanına göre yetişmiş olduğu alanlar vardır. ODTÜ’den itibaren tutunuz buraya kadar. Biz de YÖK’ün şahsıma teklif ettiği 9 isimden, bana yasaların vermiş olduğu yetkiden hareketle rektör olarak seçtik, Boğaziçi’ne layık gördük. Çok çok başarılı olacağına inanıyorum.

    Aşılarda son durum

    2 kaynağımız hatta 3 kaynağımız var. Çin, Almanya, yerli. Şu anda Çin’den ilk parti 3 milyon geldi, 50 milyona çıkacak. Bir o kadar da Almanya’dan gelecek. Bu konuda Uğur Bey ve eşiyle görüşmeleri Sağlık Bakanımız yapıyor. Bu hafta içinde de aşılarda belli bir takvim içinde Sağlık Bakanlığımız çalışmalarını sürdürecek. Hastanelerde belli odalarda bu aşı uygulaması devam edecek. Hassasiyetle bu adımları attık, atıyoruz.

    Bazı çevrelerin aleyhte kampanyaları var. Benim milletim bu kampanyalara prim vermeyecektir. İnsanımızın sağlığı söz konusudur. Bilim adamlarımızın bu konudaki aşamaları, tavırları her şey ortadadır. Bizim buna saygı duymamız, inanmamız lazım. Niçin ben bu aşıyı yaptırmadım diye böyle bir hak kimsede olamaz. Hastalıklarda da aynı şey söz konusu.

    Hastanelerde tedbirlerimiz var. Fiziki imkanlarımız, doktorlarımız… Doktorlarımızdan da ölenler, hastalananlar oldu. Tüm tedbirleri aldıktan sonra neticesine tabii ki katlanacağız. Burada her şey söz konusu. KOVİD vakası sıradan bir vaka değil. Asrın vebası adeta. Bizim devlet başkanı olarak, iktidar olarak, elimizden ne geliyorsa bunu yapmak durumundayız. Tüm ülkeler neyi yapıyorsa biz de onu yapıyoruz. Ben de devlet başkanı olarak ‘Yahu şunu neden yapmadım’ dememeliyim. Ben yarın bu sorumluluğu taşıyamam. Bu adımları sorumlulukla atıyoruz. Bedeli ne olursa olsun bu aşı-ilaçları alacağız.

    Bahçeli ve Asiltürk ziyaretleri

    Sayın Bahçeli ile yaptığımız görüşme bildiğiniz gibi mutat. Ağırlıklı olarak ülkemizin dünyadaki ikili ilişkileri, terör mücadelelerini Sayın Bahçeli ile etraflıca görüşüyoruz. Kendisi de yapılan çalışmalara başarı temennilerini hep söylüyor. Analizler de yapıyoruz. Bundan sonra da neler yapabiliriz, aramızdaki Cumhur İttifakı’nın yarınlara devamı için birlik-beraberliğimizi teyit ediyoruz.

    Sayın Asiltürk ile geçmişte beraber olduğum büyüğümdür. Bu ziyaretim hem bir nezaket ziyareti hem de ittifak meselesinde, seçim ittifakı mı olur ya da geleceğe yönelik terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Bizim bir yalnızlığı hissetmememiz lazım. Buna benzer görüşmeleri bundan sonra da yapacağım.

    Körfez Krizi

    Körfez için hayırlı olmuştur. Körfez için çok çok hayırlı olmuştur. Bizim de körfez iş birliği içinde bizim de konumumuz var. Bunun yeniden yerini alması da Körfez iş birliğini güçlü hale getirecektir.

    Başörtüsü konusu

    Şu anda başörtü konusunda Anayasal bir sorun yok. Başörtüsüne karşı çıkanlar anayasadan bihaber. Öyle adımlar attık ki, bizim hanım kardeşlerimiz başını örtmek suretiyle devletin her kademesinde görev almaya başladı. Bu anayasaya dayalı olarak olmaktadır. Hakim-savcı-danıştay üyesi olabiliyorsa hanım kardeşlerimiz… Bu aşıldı artık.

    CHP’li zat bunlardan haberdar olmadığı için saçma sapan bir açıklama yapıyor. Bunlar partili olmuş, bakanlık yapmış ama bu ülkede yasalar neye amir bunların çok dışında kalmışlar. Atılacak adımlar derken birçok kurumda bayan kardeşlerimiz görev alıyorsa….

  • Bursa Tabip Odası: Dr. Gökalp serbest bırakılmalıdır!

    Bursa Tabip Odası: Dr. Gökalp serbest bırakılmalıdır!

    Bursa Tabip Odası, son 20 yıldaki BTO Başkanlarının katıldığı bir basın açıklamasıyla, gözaltına alınan Dr. Şeyhmus Gökalp’in serbest bırakılmasını talep etti.

    2014-2018 yılları arasında Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyeliğinde bulunmuş, 2020 Eylül ayından beri de TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliği yapmakta olan Dr. Şeyhmus Gökalp, 20 Kasım2020 tarihinde sabaha karşı evine yapılan baskınla gözaltına alınmıştı. Gökalp’in gözaltı gerekçesi olarak daha önce hiç karşılaşmadığı bir itirafçının hayali ifadeleri gösterilirken, Bursa Tabip Odası (BTO) yaptığı bir basın açıklamasıyla bu duruma tepki gösterdi. Toplantıya, Bursa Tabip Odası’nın son 20 yılda başkanlığını yapan Candan Coşkun, Güzide Elitez, Kayıhan Pala, Ertuğrul Aydın, Müfit Parlak ve Ahmet Doğan katılırken, Bülent Aslanhan da video bağlantısıyla konuşmasını gerçekleştirdi.

    HUKUKSUZLUK DEVAM ETTİRİLİYOR

    BTO Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan, “Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bu tür beyanların kanıt değeri taşımadığına ilişkin kararlar bulunmasına rağmen, meslektaşımızın serbest bırakılma talebi reddedilmiştir. Dünya Tabipler Birliği (WMA ) ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME), meslektaşımızın serbest bırakılmasını talep eden mektuplar göndermiş ama bu haklı çağrıları görmezden gelinerek hukuksuzluk devam ettirilmiştir” sözleriyle konuşmasına başladı.

    BASKI UNSURU OLARAK KULLANILIYOR

    Meslektaşlarının iyi hekimlik değerlerine her şart ve koşulda sahip çıkan, hasta ve hekim haklarını, mesleki deontolojiyi ve etik değerleri korumayı önceleyen, sağlık hakkı ve insan hakları noktasında taviz vermeden ve yılmadan çalışan bir hekim olduğunu belirten Türkkan, Şeyhmus Gökalp’in Eylül 2020’de yapılan 72. Büyük Kongre’de meslektaşlarının büyük çoğunluğunun oylarıyla TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliğine seçildiğini hatırlattı ve bu tutuklamanın, demokratik bir Türkiye için mücadele eden meslek örgütleri üzerinde baskı unsuru olarak kullanılmak istendiği belirtti.

    TTB KAMUOYU TARAFINDAN TAKDİRLE KARŞILANIYOR

    “COVID-19 pandemisi boyunca yaptığı doğru ve yerinde açıklamalarla halkın sağlığını koruma adına üzerine düşen ödevi hakkıyla yerine getiren ve bu konudaki başarısı kamuoyu tarafından da takdirle karşılanan Türk Tabipleri Birliği’ni yıpratmaya yönelik olduğunu düşündüğümüz bu tutuklamayı kabul etmiyoruz” diye konuşan Doç. Dr. Türkkan, Sağlık Bakanlığı’nın pandemi sürecinde yaptığı vahim hataları ve sakladığı gerçek rakamları bütün yalınlığıyla ortaya koyan TTB yönetiminin cezalandırılmaya çalışıldığını gözlemliyoruz. Bu haksız tutuklama da bunun en somut kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

    TUTUKLAMA CEZAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

    BTO Başkanı Türkkan, şöyle devam etti: “Anayasamız ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde somut delil içermeyen iddiaların suç unsuru olarak kabul edilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Ülkemizde uzun bir süredir tutuklu yargılama yöntemi bir tür cezai yaptırıma dönüşmüştür. Dr. Şeyhmus Gökalp için de aynı durumun yaşandığını üzülerek gözlemliyoruz. Türk Ceza Hukuku’nda da tutuksuz yargılamanın esas olduğunu anımsatıyor; iyi hekimlik ve insanlık değerlerine sımsıkı bağlı olduğuna inandığımız Dr. Şeyhmus Gökalp’ın 50 gündür süren haksız tutukluluğunun sonlandırılmasını, yargılamasının tutuksuz devam etmesi gerektiğini kamuoyuna duyuruyoruz. Adil yargılanma herkes için anayasal bir haktır! Meslektaşımız Dr. Şeyhmus Gökalp serbest bırakılmalıdır!”

    Türkkan’ın açıklamalarının ardından söz alan önceki başkanlar da Dr. Şeyhmus Gökalp’in, insanlığına ve hekimliğine kefil olduklarını belirterek, serbest bırakılması gerektiğini dile getirdiler.

  • 520 gram doğan Nisa bebek yaşama tutundu

    520 gram doğan Nisa bebek yaşama tutundu

    Konya’da, 23 haftalıkken 520 gram olarak dünyaya gelen ve doğumundan sonra 410 grama kadar düşen Dilber Nisa bebek, 142 günlük tedavisinin ardından taburcu edildi. 6 ve 4 yaşlarında da kızları olan Emete Varış (30), “Yaklaşık 5 aydır hastanedeyiz. Şükür, bugünlere geldik” dedi.

    Ereğli’de yaşayan, 23 haftalık hamile Emete Varış, rahatsızlığı nedeniyle ilçedeki hastaneye başvurdu. Sağlık görevlilerince ambulansla Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edilen Varış, burada sezaryenle doğum yaptı. 520 gram olarak dünyaya gelen ve Dilber Nisa adı verilen bebek, ilerleyen dönemde 410 grama kadar düştü. Kuvözde solunum cihazına bağlı olarak yaşayan ve anne sütünden başka bir şey verilmeyen Dilber Nisa bebek, 142 günlük tedavisinin ardından taburcu edildi.

    ‘BEBEĞİM HAYATA TUTUNDU’

    6 ve 4 yaşlarında 2 kızı daha olan Emete Varış, Dilber Nisa’ya kavuştuğu için mutlu olduğunu belirterek, ”Nisa 3’üncü bebeğim, hayata tutundu. Yaklaşık 5 aydır hastanedeyiz. Bu süreçte bebeğimin sağlığı konusunda birtakım küçük sorunlarla karşılaştık. Şükür ki büyük sorunlarla karşılaşmadık. Tüm bebeklerde olduğu gibi ufak tefek problemler oldu. Gayet iyiyiz ve bugünlere geldik. Uyumumuz da Allah’a şükür çok iyi. Büyük kızım 6 yaşında, bir de 4 yaşında küçük ablası var. Kardeşlerini çok merak ediyorlar. Bizi bekleme sürecindeler. Taburcu edildikten sonra kontrollerimiz devam edecek” diye konuştu.

    Varış ailesi, ‘Prematüre Bebek Mezuniyet Belgesi’ verilmesinin ardından sağlık görevlileri tarafından alkışlarla taburcu edildi.

    ‘MAMA KULLANMADIK’

    Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı ve Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hanifi Soylu ise Dilber Nisa bebeğinin tedavi sürecini anlattı. Soylu, ”Sezaryenle dünyaya gelen Nisa bebek, 520 gram olarak doğdu. İlerleyen süreçte vücudundaki fazla sıvıları attığında 410 grama kadar düştü. İlk başta beklenen zorlukları yaşadık. 23 haftalık doğan bir bebeğin yaşayacağı tüm komplikasyonları yaşadı. Akciğer ve beslenmeyle ilgili sorunları oldu. Uzun süre solunum cihazına bağlı olarak kaldı. Beslenmesi dikkat gerektiren süreç olduğu için anne sütü dışında hiçbir şey almadı. Herhangi bir mama kullanmadık. Beslenemediği zaman da damar yolundan beslenmesine devam ettik. Enfeksiyon yönünden ciddi bir sıkıntı yaşamadık. Akciğerler yönünden oksijenin çok zararlı olduğunu bildiğimiz için takibi yönünde sıkı politikalar izledik. O yüzden akciğerleri de çok fazla hasar görmedi” dedi.

    ‘YAVAŞ YAVAŞ KİLO ALDI’

    Prof. Dr. Soylu, Nisa bebeğin tedavi sürecinde yavaş yavaş kilo aldığını ve sorunları zamanla aştığını aktardı. Bebeğin gelişiminin ve sağlığının normale döndüğünü anlatan Soylu, “Son 3 haftadır da bebek ve annenin uyum ve adaptasyonu sağlandı. Bu konudaki en büyük sevincimiz, herhangi şekilde kafasında bir kanama gelişmeden, oksijene bağımlı olmadan, annesinin tamamen kendisini beslediği bir bebek olarak sağlıklı şekilde taburcu etmemizdir. 142’nci gününde normal haftasına gelen, 1800 grama ulaşan Nisa bebeği bugün itibarıyla taburcu ediyoruz. Tabi ki 500 gramlık bir bebek taburcu etmek güzel ama sağlıklı 500 gramlık bebeği taburcu edebilmek daha da güzel. Bu süreci başarılı şekilde yönetebilmeniz için modern teknoloji kullanmanız önem arz ediyor. Bebekler için günün 24 saatinde, mesai kavramına bağlı olmadan zaman ayırabilecek tecrübeli bir ekibe sahip olmanız gerekiyor. Her sabah, dünyada olan gelişmeleri kendi aramızda en az bir saat tartışıyoruz. ‘Kim bir insanın hayatını kurtarırsa tüm insanlığın hayatını kurtarmış gibidir’ düsturunu da ilke olarak benimsediğimiz için başarılı sonuçlara imza attığımıza inanıyoruz. Nisa bebeğin yanı sıra halen servisimizde tedavi gören 500-700 gram ağırlığa sahip diğer bebeklerimizin de sağlıkla taburcu olabilmeleri için gayretle çalışmaktayız. Bu hasta profilimizle de Türkiye’nin sayılı merkezleri arasında yer almaktayız” diye konuştu.

  • Bursa’da villada korkutan yangın

    Bursa’da villada korkutan yangın

    Bursa’da, bir villanın çatısında çıkan yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede söndürüldü.

    Yangın, dün gece yarısı Nilüfer ilçesi Yüzüncü Yıl Mahallesi’ndeki 2 katlı villanın çatısında çıktı. Henüz bilinmeyen nedenle çatıdan yükselen alevleri görenler hemen itfaiyeyi aradı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edildi.

    Polis ekipleri, boş olan villa çevresinde güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede büyümeden söndürüldü.

  • Bursa’da acemi hırsızın macerası kısa sürdü

    Bursa’da acemi hırsızın macerası kısa sürdü

    Bursa’da pizzacının motosikletini çalan acemi hırsızın macerası kısa sürdü. Başka bir kuryenin attığı tekmeyle yere kapaklanan hırsız, çaldığı motosikleti bırakıp kaçtı. Motosikletin çalınma anı ise güvenlik kamerası tarafından kaydedildi.

    Olay, merkez Yıldırım ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kısıtlamadan dolayı dışarıya çıkamayan Semih B., eve pizza siparişi verdi. Kısa sürede verilen adrese gelen pizzacı, diğer siparişlere yetişmek için motosikleti çıkmaz sokakta çalışır vaziyette bıraktı.

    Apartmana girdiği esnada dışarıdan seslerin geldiğini duyan pizzacı, motosikletini hırsız tarafından götürüldüğünü fark etti.

    Apartmandakilerin arka caddeden ‘Hırsız var’ diye bağırması üzerine, hırsızın peşine başka bir kurye takıldı. Kısa süre sonra çalınan motosiklete yaklaşan kurye, tekme ile hırsızı durdurdu. Çaldığı motosiklet ile yere kapaklanan hırsız olay yerinden kaçarak uzaklaştı.

    Pizzayı sipariş verdikten sonra beklemeye başladığını belirten Semih B., “Zil çaldı. Pizzacının geldiğini görüp aşağıya indim. Pizzacı içeri girdiği gibi motor sesi geldi. Daha sonra çarpma sesi geldi. Kuryenin biraz yaşı vardı. Hemen dışarı yöneldik. Baktık motor gidiyor. O sırada da başka bir dönercinin kuryecisi gelmiş. ‘Hırsız var’ deyince o da hemen hırsızın peşine takıldı. Kısa süren kovalamaca sonucu hırsızın yanına yaklaşıp tekme attı. Motordan düşen hırsız yaya olarak kaçtı. Pizzacı da motorunu aldı. Sonra eve geldiğimde hırsızın motorla aracımıza çarptığını gördüm. Polis ekiplerine zaten haber verildi. Gerekli işlemler başlatıldı. İnşallah en kısa sürede yakalanır” dedi.

  • Başı ve cinsel organı kesilmiş halde bulunmuştu! Kan donduran ifadeler

    Başı ve cinsel organı kesilmiş halde bulunmuştu! Kan donduran ifadeler

    Konya’nın Bozkır ilçesinde, akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürülen Mustafa Sömek’i (56) başını ve cinsel organı keserek öldüren Mücahit Minaz’ın (41), ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Daha önce şizofreni tedavisi gördüğünü söyleyen ve polisteki ifadesinde de “Bir şeyler mırıldanıp duruyordu, öldürdüm” diyen Minaz mahkemedeki savunmasında, suçlamaları reddetti. Minaz, “Ben ölen kişiye bir zarar vermedim. Onu yerde yatarken gördüm. Yardım etmek için yanına gittim. Kafasından tutmak istedim. Ancak kafasının kopuk olduğunu gördüm. Çevirmek isterken kanı gördüm. Kafası yuvarlanıp gitti” dedi.

    Olay, 1 Kasım’da gece Yukarı Mahalle Ahmet Yaşar Caddesi’ndeki Zengibar Anadolu Lisesi yanındaki bölgede meydana geldi. Sokakta ceset olduğunu görenler durumu, polise bildirdi. Olay yerine gelen polis, başı ve cinsel organı kesilmiş haldeki erkeğe ait ceset buldu. Bölgede araştırma yapan polis ekipleri, cinsel organı vücudun yanında, başı ise lisenin bahçesine atılmış halde buldu. İncelemede, cesedin akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edilen Mustafa Sömek’e ait olduğu belirlendi.

    Olayın ardından çalışma başlatan Cinayet Büro Amirliği ekipleri, yapılan araştırmalar sonucunda Mustafa Sömek’i öldüren şüphelinin Almanya’da yaşayan ve kısa bir süre önce memleketi Yalıhüyük ilçesine tatile gelen Mücahit Minaz olduğunu belirledi. Cinayetin ardından taksiyle Yalıhüyük’e gittiği belirlenen Minaz, polis ekiplerince düzenlenen operasyonla yakalanarak gözaltına alındı.

    İLK İFADESİNDE MIRILDANDIĞI İÇİN ÖLDÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ

    Şizofreni tedavisi gördüğünü söyleyen Minaz’ın, polisteki ilk ifadesinde, ”ATM’den para çekiyordum. Bir şeyler mırıldanıp duruyordu. Öldürmek istedim, öldürdüm” dediği ortaya çıktı. Minaz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Öldürülen Mustafa Sömek’in ise cenazesi de Bozkır ilçesinde toprağa verildi.

    YARGILANMAYA BAŞLANDI

    Tutuklu Mücahit Minaz’ın ‘Tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. SEGBİS ile duruşmaya katılan Minaz, savunmasında kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi.

    ‘KAFASINI TUTMAK İSTEDİM, KOPUK OLDUĞUNU GÖRDÜM’

    Cinayeti kendisinin işlemediğini, Mustafa Sömek’i tanımadığını ve aralarında bir şey geçmediğini öne süren Minaz, olayın meydana geldiği okulun arka tarafında tuvalet ihtiyacını giderip sokağa geldikten sonra Mustafa Sömek’i yerde yatarken bulduğunu söyledi. Minaz, “Ben ölen kişiye bir zarar vermedim. Onu yerde yatarken gördüm. Yardım etmek için yanına gittim. Kafasından tutmak istedim. Ancak kafasının kopuk olduğunu gördüm. Yüzüstü yatıyordu. Çevirmek isterken kanı gördüm. Kafası yuvarlanıp gitti. Onu öyle görünce şok geçirdim. Ondan sonra taksiyi aradım ve taksiyle eve gittim” dedi.

    5 YIL ÖNCE ŞİZOFRENİ TANISI KONMUŞ

    Kendisine 2016 yılında şizofren tanısı konduğunu, tedavi gördüğünü ve yüzde 60 oranında raporu bulunduğunu belirten Minaz, olay günü ruh halinin de gayet iyi olduğunu söyledi.

    ‘O ZAMAN DA ŞOK ALTINDAYDIM, ŞU ANDA ŞOK ALTINDAYIM’

    Mahkeme başkanının güvenlik kamerası görüntülerine yansıyan olay anına ait görüntüleri sorması üzerine Minaz, daha önce verdiği ifadeleri kabul etmediğini belirterek, “Öyle bir şey olduğunu hatırlamıyorum. Ölen kişiyi daha önce hiç görmedim. Ben Bozkır’a dayımın yanına gitmiştim. Şok altındaydım. Daha önceki ifadelerimi kabul etmiyorum. Ne söylediğimi bilmiyorum. Şu anda da şok altındayım. Adana’ya sevk edildim. Tedavi gördüm. İlaç kullanıyorum” dedi.

    Mahkeme heyeti, tutukluk halinin devamına karar verdiği Minaz’ın akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesine karar verip, duruşmayı erteledi.

  • Kelepçeli koca şiddeti cinayetle sonlandı

    Kelepçeli koca şiddeti cinayetle sonlandı

    Antalya’da Melek İpek (31), ellerini kelepçeleyip kendisini çıplak halde saatlerce döven eşi Ramazan İpek’i (36) av tüfeği ile vurarak öldürdü. Jandarmayı arayıp teslim olan Melek İpek’in aldığı darbeler sonucu gözlerinde şişlik ve morluk oluştuğu görüldü. Ramazan İpek’in ise olay öncesinde sosyal medya hesabından ‘Alkolün müptelası değiliz’ diye alkol fotoğrafı paylaştığı ortaya çıktı.

    Olay, saat 08.00 sıralarında Döşemealtı ilçesi Ilıca Mahallesi’nde meydana geldi. Servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıldır evli olduğu Melek İpek arasında, dün gece yaşadıkları müstakil evde tartışma çıktı. Tartışma sonrasında Ramazan İpek, eşini kelepçe takarak çıplak şekilde saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı.

    ÇIPLAK HALDE ELLERİ KELEPÇELİ BULUNDU

    Sabah eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. Melek İpek, tüfekle eşini vurarak öldürdü, ardından da 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi.

    Döşemealtı İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, evin çevresinde güvenlik önlemi aldı. Çiftin iki çocuğu olay yerinden uzaklaştırılırken, Melek İpek gözaltına alındı.

    Olayı haber alıp gelen çiftin gözyaşlarına boğulan yakınları, jandarma ekiplerince güçlükle sakinleştirildi.

    OLAYIN ARDINDAN ‘ALKOLÜN MÜPTELASI DEĞİLİZ’ PAYLAŞIMI

    Ramazan İpek’in geceki dayak olayından önce sosyal medya hesabından ‘Alkolün müptelası değiliz’ diye alkol fotoğrafı paylaştığı ortaya çıktı.

    Olayla ilgili soruşturma devam ederken, Ramazan İpek’in cansız bedeni otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

  • Feci olay! Otomobilde yanarak can verdi

    Feci olay! Otomobilde yanarak can verdi

    Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde 25 yaşındaki genç, Yalova’daki bir tersanede başlayacağı işine gitmek için bindiği otomobilde meydana gelen patlama sonrasında, yanarak can verdi.

    Olay, Kocaeli’nin Karamürsel ilçesi Kavacık Mahallesi Mehmet Tören Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere Yalova’daki bir tersanede bugün başlayacağı işe gitmek isteyen 25 yaşındaki U.K, park halindeki 41 KL 262 plakalı otomobiline bindi. Bu sırada bir anda otomobilde patama meydana geldi. Patlamanın ardından otomobil alevlere teslim oldu. Olayı gören vatandaşlar durumu hemen 112 Acil Yardı ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

    Aracın içinde yanarak can verdi

    Kısa süre sonra olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını söndürmek için çalışma başlattı. Ekipler tarafından yapılan müdahale ile alevler kısa sürede kontrol altına alınarak söndürüldü. Daha sonra araçta incelemelerde bulunan ekipler, U.K.’nin cansız bedenini buldu. Olay yerine intikal eden polis ekipleri, olayın yaşandığı sokakta güvenlik önlemi alarak, trafiğe kapattı.

    İnceleme başlatıldı

    Olay yeri inceleme ve Cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından U.K.’nin cansız bedeni cenaze aracı ile morga kaldırıldı. Ekipler patlamanın sebebinin belirlenmesi için çalışma başlatırken, patlamanın araçta bulunan LPG tankından sızan gazın alev alması neticesinde meydana geldiği değerlendiriliyor. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bursa’da bu araçtan burnu bile kanamadan çıktı

    Bursa’da bu araçtan burnu bile kanamadan çıktı

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde, yol üzerinde bulunan ölü köpeğe çarpmamak için direksiyonu kıran sürücü, önünde giden kamyona arkadan çaptı. Hurdaya dönen otomobilin sürücüsü burnu bile kanamadan kazayı atlattı.

    Kaza Bursa-Ankara yolunun Ümitalan mevkinde meydana geldi. Esat A, 34 ACK 514 plakalı otomobiliyle seyir halindeyken, yol ortasında bulunan ölü köpeği son anda fark etti.

    Otomobil sürücüsü direksiyonu bir anda kırınca aracın hakimiyetini kaybederek önünde giden Erdem D. idaresindeki 16 EGB 39 plakalı kamyona arkadan çarptı.

    Kamyonun altına giren otomobil hurdaya dönerken, sürücü kazayı yara almadan atlattı. Yol kısa müddet trafiğe kapandı. Kazayla alakalı tahkikat sürüyor.

  • İçişleri Bakanlığı duyurdu! Son 6 yılın en hafif bilançosu

    İçişleri Bakanlığı duyurdu! Son 6 yılın en hafif bilançosu

    İçişleri Bakanlığı’nın trafik kazalarındaki can kayıplarını azaltmak için çeşitli tedbirleri uygulamaya sokması meyvesini verdi. 2020 yılında 4 bin 890 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetti. 2015’te ise ülke genelinde 7 bin 530 kişi kazalarda ölmüştü.

    Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı, 2020 yılı Ocak- Aralık dönemine ait kaza istatistiklerini kamuoyu ile paylaştı.

    Alınan tedbir ve yapılan denetimlere rağmen kural tanımaz sürücülerin frene basmadığı geçen sene ülke genelinde meydana gelen kazalarda olay yeri ve sonrasında 4 bin 890 kişi hayatını kaybetti.

    2020 yılında ülke genelinde meydana gelen yaklaşık 160 bin kazaya sürücü kusurları damga vurdu.

    Son 6 yılda büyük düşüş var

    İçişleri Bakanlığı’nın kamuoyu ile paylaştığı rakamlara göre, son 6 sene kaza yeri ve sonrasındaki can kayıpları büyük oranda düştü. 2015 yılında ülke genelindeki kazalarda 7 bin 530 kişi hayatını kaybederken, can kaybı 2016’da 7 bin 300, 2017’de 7 bin 427, 2018 senesinde 6 bin 675, 2019’da 5 bin 473 ve son olarak 2020’de 4 bin 890 kişi oldu.