Etiket: manşet

  • Şule Çet davasında bilirkişi olan profesör, ölü bulundu

    Şule Çet davasında bilirkişi olan profesör, ölü bulundu

    Ankara’da, üniversite öğrencisi Şule Çet’in (23) ölümüyle ilgili davada bilirkişi olarak yer alan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Mustafa Ender Taner (49), evinde tavana iple asılı halde ölü bulundu.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ender Taner, Çankaya ilçesindeki evinde tavana iple asılı bulundu. Haber verilmesiyle gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Taner’in hayatını kaybettiği belirlendi. Polis, evde inceleme yaptı. Taner’in, bir süredir psikolojik tedavi gördüğü ve ilaç kullandığı ileri sürüldü. İntihar ettiği tahmin edilen Taner’in cesedi, yapılan incelemenin ardından Ankara Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Taner’in kesin ölüm nedeni, yapılacak otopsi ile belirlenecek.

    ‘ŞULE ÇET İNTİHAR ETMEDİ’ RAPORU

    Prof. Dr. Mustafa Ender Taner, Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in 29 Mayıs 2018 tarihinde lüks plazanın 20’nci katından düşerek ölmesiyle ilgili davada bilirkişi olarak yer almıştı. İntihar ettiği ileri sürülen Şule Çet’in ölümüyle ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda genç kızın intihar edebileceğine dair dosyada he hangi bir bilgi ve gözlemin bulunmadığı belirtildi. Söz konusu raporda, Prof. Dr. Taner’in dışında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda iki profesörün daha imzası bulunuyor.

    SANIKLARA HAPİS

    Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava geçen 4 Aralık’ta sonuçlandı. Şule Çet’in ölümüyle ilgili tutuklu yargılanan sanıklardan Çağatay Aksu’ya (34) ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla cinayet’ suçundan müebbet, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 12 yıl 6 ay, Berk Akand’a da (33) ‘cinayete yardım’dan 12 yıl 6 ay, ‘tecavüze yardım’dan 5 yıl, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.

    MUSTAFA ENDER TANER KİM?

    Prof. Dr. Mustafa Ender Taner, 1988- 1994 Hacettepe İngilizce Tıp Fakültesi, 1996- 2001 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimi aldı. 2008- 2013 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda Doç. Dr., 2013’ten sonra Prof. Dr. olarak görev yaptı. Taner, Temmuz 2014- Nisan 2016 arasında Gazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma merkezinde başhekim yardımcısı, Nisan 2016- Ağustos 2017 arasında başhekimlik, 2014- 2017 yılları arasında Yükseköğretim Kurulu Etik Komisyonu üyeliği görevlerinde de bulundu.

  • Türkiye’de son 24 saatte 220 ölü, 30 bin 424 yeni vaka

    Türkiye’de son 24 saatte 220 ölü, 30 bin 424 yeni vaka

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin 10 Aralık 2020 tarihli günlük koronavirüs tablosunu açıkladı.

    Türkiye’de son 24 saatte 206 bin 202 Kovid-19 testi yapıldı, 30 bin 424 kişinin testi pozitif çıktı, 220 kişi hayatını kaybetti.

    Ağır hasta sayısı 5 bin 943 oldu, son 24 saatte 5 bin 232 kişinin Kovid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla iyileşenlerin sayısı 452 bin 593’e yükseldi.

    -Test: 20.500.579
    -Hasta: 564.435(+5918)
    -Vefat: 15.751
    -Ağır Hasta: 5.943
    -Zatürre Oranı: %3.1
    -Yatak Doluluk: %55.1
    -İyileşen: 452.593

    “ALINAN TEDBİRLERİN ETKİSİNİ HİSSETMEYE BAŞLADIK”

    Bakan Koca; “Bugün tespit edilen 5918 hasta var. Alınan tedbirlerin etkisini hissetmeye başladık. Ağır hasta sayısı artış hızında azalma devam ediyor. Kısıtlamalarla elde edilen kazanımları kişisel tedbirlerle destekleyerek başarılı olacağız. Birlikte mücadele edelim.”

  • Rasulayn’dan acı haber! Şehit ve yaralılar var

    Rasulayn’dan acı haber! Şehit ve yaralılar var

    Şanlıurfa Valiliği, Barış Pınarı Harekatı bölgesinde bulunan Suriye’nin Rasulayn ilçesinde yol kontrol noktasına terör örgütü PKK/YPG tarafından düzenlenen bombalı saldırıda 2 askerin şehit olduğunu, 6 askerin de yaralandığını bildirildi.

    Valilikten yapılan açıklamada, ilçedeki bir yol kontrol noktasında, PKK/YPG’li teröristlerce bombalı aracın patlatıldığını hatırlatıldı.

    Saldırıda 2 jandarma personelinin şehit düştüğü, 6 askerin de yaralandığının aktarıldığı açıklamada, olayda 2 yerel kolluk görevlisinin hayatını kaybettiği, 2 görevlinin de yaralandığı ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Genel sağlık durumları iyi olan yaralılarımız Rasulayn Hastanesi ile Ceylanpınar Devlet Hastanesinde tedavi altına alınmış olup Valiliğimiz koordinasyonunda danışmanlık hizmeti verilen yerel kolluk birimlerince adli makamlarla gerekli koordinasyon sağlanarak olaya ilişkin tahkikata başlanmıştır. Terör örgütünün gerçekleştirdiği hain saldırıda şehit olan kahramanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.”

  • Azerbaycan’da ortak zirve! İki liderden Ermenistan mesajı

    Azerbaycan’da ortak zirve! İki liderden Ermenistan mesajı

    Azerbaycan’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in baş başa gerçekleştirdikleri görüşme sona erdi. Görüşmenin ardından ikili anlaşmalar imzalandı. İmza töreninin ardından ise iki lider ortak basın açıklamasında bulundu.

    “Rusya-Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan eğer kabullenir uyarlarsa, Ermenistan da bu platformda yer alabilir. 6’lı platform ile ‘bölgesel barışı tesis edelim’ dediler.” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Eğer bu konuda olumlu adım atılırsa biz de kapalı kapılarımızı açarız. Kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok. Ermenistan halkına da bir kinimiz yok. Sıkıntımız Ermenistan yönetimiyledir.” diye konuştu.

    ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI

    FLAŞ ERMENİSTAN MESAJI: OLUMLU ADIM ATILIRSA KAPALI KAPILARIMIZI AÇARIZ

    “44 günlük savaş sonrasında ortaya çıkan netice Azerbaycan’daki kardeşlerimiz gibi, Türkiye’deki kardeşlerini de sevindirmiştir.

    Buna özellikle de yazılı-görsel medyanın büyük kısmı katıldı ve bu zaferi beraber, sürekli olarak kutladılar, mesajlarını da bu istikamette verdiler.

    Bugün bu törenlere biz kardeşimin de davetiyle geldik. Caddedeki o heyecanı gördüğümüz zaman böyle bir zaferin neticesinde ancak coşku böyle olurdu, bunu gördük.

    Ortada şu anda bugün etraflıca kardeşimle görüştük. Karabağ niçin bugüne kadar sürüncemede kaldı? Neden 30 sene Karabağ’da bu çile çektirildi? MİNSK üçlüsü denilen bu üçlünün işi neydi? Bunlar dünyanın en güçlü ülkeleriydi. Neden bu oyalandı? Neden neticelendirilmedi? Neticeye kavuşturamazlar mıydı acaba? Kavuşturabilirlerdi. Fakat daha sonra çok daha olumlu mesajlar gelmeye başladı. Bunların başında da Fransa. Devamlı gardaşımı arıyordu, ondan neticeler elde etmeye çalışıyordu. Zaman zaman bize de ulaşmak istiyordu ama doğrusu dönmedik.

    Biliyordu ki dert başkaydı. Bunu da özellikle kardeşlerimiz ‘göbeğimizi keseceğiz’ dediler, adımı attılar. Adımı attıktan sonra da iş yürümeye başladı.

    Platform konusunu ben de önemsiyorum. Gerekirse 6’lı bir platform da oluşturabiliriz dedi. Sayın Putin de bunu kabullendi. Rusya-Türkiye-Azerbaycan-İran-Gürcistan eğer kabullenir uyarlarsa, Ermenistan da bu platformda yer alabilir. 6’lı platform ile ‘bölgesel barışı tesis edelim’ dediler.

    Bugün de kardeşime söyledim; eğer bu konuda olumlu adım atılırsa biz de kapalı kapılarımızı açarız. Kapılarımızı Ermenistan’a kapatalım diye bir derdimiz yok. Ermenistan halkına da bir kinimiz yok. Sıkıntımız Ermenistan yönetimiyledir. Benim ülkemde yüz bin Ermeni vatandaşımız var.

    MACRON’A: NEREDE NE NASIL OLUR BUNU DA BİLMİYOR

    Maksat özellikle barışı egemen kılalım. Liderlikler çok önemli burada. Kalkıp da Karabağ’ı kendi meclisinden geçirdiğin bir kararla ‘Burası artık devlettir. Ve biz burayı tanıdık.’ deme hakkına sahip değilsin. Bunu Paşinyan bile kabul etmiyor. Sen Macron olarak böyle bir şey getirip Meclis’inden geçirmeye çalışıyorsun. Demek ki daha siyaseti öğrenememiş. Devlet yönetimini de öğrenememiş. Nerede ne nasıl olur bunu da bilmiyor. Yarın bana kızacak, belki bu akşam kızacak. Öyle de olsa biz hakkı söylemek zorundayız.

    “CAMİLERİ, KİLİSELERİ BİLE YAKIP YIKTILAR”

    Şehitlerimiz bir şeye inanarak şehit oldu. O ruhaniyetin, o mekanlarından bizim bu sedayı duymamız lazım. Çünkü onlar ölü değil, diridirler.

    Gazilerimizi görünce ayrıca mutlu olduk. Bunlar boşuna gazi olmadılar. Bu gaziliğin altında yatan bir şey var. Karabağ’ı gerçek sahiplerine kazandırmak içindi ve bu gaziler verdikleri şehitlerle bunu başardılar.

    Altyapı-üstyapı çalışmalarımızı yaptık. Tüm o bulundukları yerlerde her şeyi yakıp yıktılar. Camileri, kiliseleri bile yakıp yıktılar. Bunları anlamak mümkün değil.

    Yakıp yıkılan yerlerin imarını da nasıl 20 yıl önce geldiğimde nasıl bir Bakü vardı, bugün nasıl bir Bakü var… Tamamen değişti. İşte 20 yıl öncesinden bugüne getiren Azerbaycan yönetimi orayı da hiç gecikmeden 3-5 yıl içerisinde çok daha farklı bir hâle getirecektir. Bu güç, kudret İlham kardeşimde var.

    “ATILACAK DAHA ÇOK İMZALAR VAR”

    Bugün kabir ziyaretlerinde dolaşırken İsmail Kahraman Bey daha önceki gelişlerimden her birinde çok farklı bir Azerbaycan gördüm. dedi. Dolayısıyla ben bunu 20 yıl içinde çok yaşadım. Bu yaz mevsiminde bile inşallah Karabağ’ın nasıl değiştiğini de göreceğiz.

    Atılacak daha çok imzalar var.”

    ALİYEV: ERDOĞAN TÜRKİYE’Sİ DÜNYA İÇİN BİR ÖRNEKTİR

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev şu açıklamalarda bulundu:

    “Türkiye çatışmanın ilk günlerinden itibaren desteğini göstermiştir.

    Türkiye gibi kardeşimizin yanımızda olması bize güç verdi. Biz güçten istifade ederek kendi topraklarımızı geri aldık.

    Kendi kardeşimi karşılarken, Türkiye’de olurken, Türkiye ile Azerbaycan kadar birbirine yakın ülkelerin olmadığını gördüm.

    Birbirinin her zaman yanında olan ikinci bir ülke yoktur.

    Aziz kardeşimin liderliği sayesinde dünyanın birçok ülkesinde, Türkiye hakkı, adaleti koruyor, ezilmiş hakların çıkarlarını savunuyor.

    Bugün Erdoğan Türkiye’si dünya için bir örnektir. Bağımsızlık, mertlik, cesaret örneğidir. Ve gelişmişlik örneğidir.

    Bizim şehirlerimiz Türkiye ve Azerbaycan bayraklarıyla bezendi. Bu insanların yüreğinden gelen duygulardı.

    Bu asırlardan gelen servettir.

    Vatan muharebesinde Türk savunma sanayisinin ürünü meşhur Bayraktar, büyük değişikliğe sebep oldu. Zaferimizde müstesna rol oynadı.

    Bu işbirliği platformunda yer alan tüm ülkeler bundan faydalanabilir. Geleneksel, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan iş birliği var. Azerbaycan-İran-Rusya iş birliği var. Türkiye-Rusya-İran iş birliği var.

    Tüm bu iş birliği platformlarını birleştirip yeni bir iş birliği platformu oluşturacağız.

    Düşmanı topraklarımızdan çıkardık. Ordularını mahvettik. Büyük darbe vurduk. İdeoloji sütunlarını mahvettik. Ondan sonra ise iş birliğine hazırız dedik.

    Yeni bir iş birliği platformuyla gelecekte bölgemizde muharebe riskini sıfıra indirebilelim.

    Ermenistan yönetimi asılsız iddialarından vazgeçerse, onlar da bölgede kurulacak çeşitli iş birliği platformlarında yer alabilir.

    Türkiye Azerbaycan birliği sarsılmazdır.”

  • Falçatayla kesti, tecavüz etti, araçla üzerinden geçti

    Falçatayla kesti, tecavüz etti, araçla üzerinden geçti

    Avcılar’da kendisinden ayrılmak isteyen kız arkadaşı Rabia Kaçmaz’a cinsel saldırıda ve öldürme teşebbüsünde bulunduğu gerekçesiyle yargılanan sanık Emre Çiçek’e “Canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye teşebbüs etme”, “Cinsel saldırı” ve “Cinsel amaçla hürriyeti kısıtlama” suçlarından 53 yıl hapis cezası verildi.

    İstanbul Avcılar’da kendisinden ayrılmak isteyen kız arkadaşı Rabia Kaçmaz’a cinsel saldırıda ve öldürme teşebbüsünde bulunduğu gerekçesiyle yargılanan sanık Emre Çiçek’e “Canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye teşebbüs etme”, “Cinsel saldırı” ve “Cinsel amaçla hürriyeti kısıtlama” suçlarından 53 yıl hapis cezası verildi.

    MÜTALAADA DETAYLARA YER VERİLDİ

    Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasında dehşetin detayları anlatıldı. Sanık Emre Çiçek’in, Rabia Kaçmaz’ı kendisinden ayrılmak istediğini söylemesinin ardından 6 Şubat 2019 tarihinde araç kiralayarak Florya’da bir balıkçıya götürdüğünü belirtildi.

    Balıkçıdan sonra sanık Çiçek’in, Kaçmaz’ı kendi çalıştığı tekstil atölyesine götürdüğü ifade edilen mütalaada, sanığın “Sana bir sürprizim olduğunu söylemiştim” diyerek Rabia Kaçmaz’ın gözünü siyah bantla kapatmaya çalıştığı ancak genç kızın buna müsaade etmediği kaydedildi. Sanık Emre Çiçek’in kapıya doğru yönelen Rabia Kaçmaz’ı içeriye içeri doğru çekiştirmeye başladığı belirtilen mütalaada, Çiçek’in, Kaçmaz’ı yere düşürdüğü, eline plastik kelepçe takarak özgürlüğünü kısıtladığı, ayaklarını ve diz kapaklarını bağladığı ve atölyenin arka kısmını doğru sürüklediği aktarıldı.

    “BURADAN ÇIKAMAYACAKSIN”

    Sanığın Kaçmaz’ı tekmelediği de anlatılan mütalaada, “Seni buraya cezalandırmak için getirdim, buradan çıkamayacaksın. Seni burada parçalayacağım” dediği, ardından da Rabia Kaçmaz’ın annesi ile telefonda konuşmak amacıyla yanından ayrıldığı belirtildi.

    Telefon görüşmesinin ardından sanığın, Kaçmaz’ın yanına geldiği bıçakla böbreğinden yaraladığı ve cinsel istismarda bulunduğu anlatıldı. Rabia Kaçmaz’ın cinsel istismara karşı koymasının ardından sanığın sinirlendiği kaydedilen mütalaada, Çiçek’in Kaçmaz’ı yastıkla boğmaya çalıştığı vurgulandı. Dana sonra Çiçek’in ışıkları kapatarak Kaçmaz’ın üzerine örtü örtüp dışarı çıktığı anlatıldı.

    Mütalaada sanık Emre Çiçek’in bir süre sonra diğer sanık Yunus Kıldır ile atölyeye geri döndüğü, Kaçmaz’ın kafasına tekme vurarak “Halen gebermedin mi sen” dediği, sanık Yunus Kıldır’ın da Çiçek’e “Beni bu işe bulaştırma. Merak etme kimseye bir şey söylemem” diyerek arkasını dönüp gitmeye çalıştığı ve Çiçek’in de “Dur bir dakika” diyerek diğer sanıkla birlikte dışarı çıktığı ifade edildi.

    YAŞAYIP YAŞAMADIĞINI KONTROL ETTİ

    Yaklaşık 3 dakika sonra iki sanığın geri dönerek Kaçmaz’ı başı altta kalacak şekilde çuvalın içine koyduğu anlatılan mütalaada, sanıkların kiralık aracın bagajına genç kızı koydukları belirtildi. Sanık Emre Çiçek’in Avcılar Firuzköy göl kenarında müştekiyi bagajdan çıkararak yere fırlattığı, ayaklarıyla genç kızın üzerine basarak yaşayıp yaşamadığını kontrol ettiği, sonrasında da araçla üzerinden geçtiği aktarıldı.

    DOMUZ BAĞIYLA BAĞLANMIŞ ŞEKİLDE BULUNDU

    Sanık Emre Çiçek’in babasını arayarak durumu anlattığı ifade edilen mütalaada, Çiçek’in kolluk kuvvetlerine teslim olduğu ve olay yerine giden kolluk kuvvetlerinin Kaçmaz’ı domuz bağı ile bağlanmış ve yarı çıplak vaziyette bulduğu kaydedildi. Rabia Kaçmaz’ı hastaneye kaldırıldığı ve uzun süre yoğun bakımda kaldığına da mütalaada yer verildi.

    Mütalaada Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda sanık Emre Çiçek’in üzerine atılı suçlara karşı ceza sorumluluğunun tam olduğunun belirlendiği de vurgulandı.

  • Camiden müzik yayınında CHP’li Özdemir beraat etti

    Camiden müzik yayınında CHP’li Özdemir beraat etti

    Cami hoparlörlerinden ‘Çav Bella’ çalınmasına ilişkin sosyal medyada yaptığı paylaşım nedeniyle tutuksuz yargılanan CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir beraat etti.

    İzmir’de, 7 ay önce cami hoparlöründen çalınan ‘Çav Bella’ marşının görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan ve bu nedenle “Dini değerleri alenen aşağılamak” suçundan tutuksuz yargılanan CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir beraat etti.

    NE OLMUŞTU?

    İzmir’de 7 ay önce bazı camilerden yapılan korsan müzik yayınını sosyal medya hesabından paylaşan CHP eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, sevk edildiği 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan tutuklanmıştı. Özdemir, 9 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.

    Savcı, Özdemir’in ‘basın yoluyla halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçundan cezalandırılmasını talep etmiş, iddianame 50’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanmıştı. Davanın son duruşmasında mahkeme heyeti, Özdemir’in beraatine karar verdi.

    Banu Özdemir’in beraat ettiği haberini CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel sosyal medya hesabından yaptığı şu açıklama ile duyurdu:

    “Camide şarkı çalınmasına tepki olarak sosyal medyadan paylaşım yapan arkadaşımız Banu Özdemir beraat etti.

    Türk yargısı önemli bir sınav verdi. Hukuka, yasaya ve adalete bağlı yargı mensuplarına selam olsun.”

  • Libya’da alıkonunan Türk gemisi serbest bırakıldı

    Libya’da alıkonunan Türk gemisi serbest bırakıldı

    Libya’ya ilaç taşıyan ve talimatlara uymadığı iddiasıyla Halife Hafter güçleri tarafından 5 Aralık’ta alıkonulan Jamaika bandıralı Türk gemisi serbest bırakıldı.

    Yerel yetkililerden alınan bilgiyi göre, Libya’nın Misrata kentine ulaştırmak üzere ilaç taşıyan ve talimatlara uymadığı iddiasıyla 9’u Türk, 17 mürettebatıyla Hafter güçlerince alıkonulan Jamaika bandıralı “Mabrooka” adlı Türk ticari kargo gemisi serbest bırakıldı.

    Kaynaklar, mürettebatıyla birlikte bırakılan geminin, nihai rotası olan Misrata’ya gitmek üzere yola çıktığını aktardı.

    Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in Sözcüsü Ahmed el-Mismari, 8 Aralık’ta sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ticari geminin, “yasak ilan edilen bölgeye girdiği ve yapılan çağrıya cevap vermediği” iddiasında bulunmuş, “denizcilik kural ve kanunlarına aykırı hareket ettiği için soruşturulmak üzere” ülkenin doğusundaki Ras el-Hilal limanına çekildiğini belirtmişti.

  • Acemler trafiğinde bir düğüm daha çözüldü

    Acemler trafiğinde bir düğüm daha çözüldü

    Bursa trafiğinin en önemli kilit noktalarından olan Acemler Kavşağı’nda trafik akışının daha da hızlanması için birbirinden farklı uygulamaları devreye alan Bursa Büyükşehir Belediyesi, Çevre Yolu’ndan İzmir yoluna bağlantı kolundaki şerit sayısını da ikiye çıkardı.

    Bursa’da ulaşım sorununun ortadan kaldırılması amacıyla yol genişletme ve yeni yollar, toplu ulaşımı teşvik, raylı sistem sinyalizasyon optimizasyonu gibi çalışmaları aralıksız sürdüren Büyükşehir Belediyesi, özellikle kent trafiğinin düğüm noktalarından biri olan Acemler’e nefes aldıracak bir projeyi daha devreye aldı.

    İstanbul’da günlük ortalama yoğunluğunun 180 bin araç civarında olduğu 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden yüzde 10-12 daha fazla yoğunluğun olduğu Acemler’de daha önce İzmir Yolundan Çevre yoluna dönüş koluna iki şerit ilavesi yapan Büyükşehir Belediyesi, böylelikle dönüş kolunda saatte 1000 araçlık geçiş kapasitesi artışı sağlamıştı.

    Şimdi de özellikle sabah ve akşam pik saatlerde Çevre Yolu’ndan İzmir yoluna bağlantıda yaşanan uzun araç kuyruklarının önüne geçmek için yapılan çalışma kapsamında Çevreyolu İzmir gidiş istikameti 1 şeritten 2 şeride çıkarıldı.

    Böylelikle Avrupa Konseyi Bulvarı üzerindeki araç kuyruklarının önüne geçilirken, yol üzerindeki BUSKİ girişi de kapatılarak, çaprazlama problemi ortadan kaldırılarak akışkanlık sağlandı. Kavşak kolundaki kuyruklanmadan kaynaklanan bekleme süresi minimize edilerek, Çevre Yolunu kullanan sürücülerin seyahat süreleri de kısalmış oldu.

    Yatırımlar hız kesmiyor

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, tüm dünyanın ekonomik anlamda zorlandığı pandemi sürecine rağmen, özellikle ulaşım yatırımlarından hiçbir taviz vermediklerini söyledi. ‘Yol medeniyettir’ diyerek son 3 yılda ulaşım yatırımlarına büyük önem verdiklerini dile getiren Başkan Aktaş, bugüne kadar 450 kilometre asfalt, 951 kilometre sathi kaplama, 13 tane köprü yapımını gerçekleştirdiklerini kaydetti. Özellikle kent içi trafikte en fazla konuşulan noktalardan Acemler’de yoğunluğu azaltmak amacıyla yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade eden Başkan Aktaş, “Acemlerdeki trafik yoğunluğunu ortadan kaldırmak amacıyla bölgede hummalı bir çalışma var. Hayran Caddesi ile alakalı genişletme çalışmaları ve otopark çalışması devam ediyor. Stadyumun güney kuzey doğu kısmında 15 bin 450 metrekare alanda kurulan şehir içi otobüs ve araç otopark alanı çalışmaları hızla devam ediyor. BUSKİ tarafındaki lupta genişletme çalışmalarını da tamamladık. Yolun iki şeride çıkarılmasıyla Çevre Yolundan İzmir Yolu’na bağlanmak için bekleyen araçların oluşturduğu yoğunluk önemli ölçüde kalktı. Bursa’mıza hayırlı olsun” dedi.

  • Bursa’da cezaevine götürülürken firar ettiler

    Bursa’da cezaevine götürülürken firar ettiler

    Bursa’da hırsızlık suçundan tutuklanan iki şüpheli, polis otosuyla cezaevine götürülürken elleri kelepçeli şekilde aracın kapısını açıp kaçtı. Şüphelilerden biri kovalamacayla, diğeri de arkadaşının evinde saklanırken yakalandı. Polis ile şüphelilerden biri arasında yaşanan kovalamaca, cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

    Olay, dün öğle saatlerinde merkez Osmangazi ilçesi Adnan Menderes Mahallesi Sanayi Caddesi’nde meydana geldi. Çıkarıldıkları mahkemece ‘hırsızlık’ suçundan tutuklanan İbrahim Özdemir ve Murat Gül, İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekip tarafından polis otosuyla Bursa H Tipi Cezaevi’ne götürülmek üzere yola çıkarıldı.

    Polis otosunun arka bölümünde oturan elleri kelepçeli 2 şüpheli, araç kırmızı ışıkta durduğunda kapıyı açarak kaçtı. İki polis memuru da şüphelilerin peşine düştü. Bu sırada polisler, havaya uyarı ateşi açtı. Bölgeye takviye ekipler sevk edildi. Bölgede yapılan aramalarda İbrahim Özdemir, yaklaşık yarım saat sonra bir AVM’nin önünde yakalandı. Özdemir, cezaevine götürüldü.

    Murat Gül’ün gidebileceği yerleri araştıran polis ekipleri, akşam saatlerinde bir arkadaşının evine düzenlenen baskınla şüpheliyi yakaladı. Gül de işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi.

    KOVALAMACA KAMERADA

    Bu arada, polis ile şüphelilerden biri arasında yaşanan kovalamaca bir kişi tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Görüntülerde; şüphelinin koşması, polisin havaya ateş açması ve şüphelinin yakalandığı anlar yer aldı.

    https://www.dailymotion.com/video/x7xzyq2

  • Bursa’da taş ocağı tesisinde 700 bin liralık soygun

    Bursa’da taş ocağı tesisinde 700 bin liralık soygun

    Bursa’nın Yenişehir ilçesindeki taş ocağı tesislerinin trafoları, enerji sistemleri ve kabloları, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce çalındı. İşletme sahipleri, zararın 700 bin lira olduğu belirtti.

    Yenişehir ilçesindeki Derbent mevkisinde, 10 milyon liralık maliyetle 2017 yılında kurulan ancak 1 yıl sonra faaliyetlerine son verilen taş ocağı ve mıcır tesislerinden 3 gün önce hırsızlık yapıldı. Tesislere ait büyük trafoların parçalanarak, çalındığı ayrıca güneş enerji sistemlerine ait aküler ve tesisi kaplayan kabloların da şüpheli veya şüpheliler tarafından çalındığı fark edildi. İşletme sahipleri, durumu jandarma ekiplerine bildirdi. Jandarma ekipleri de hırsızlık olayıyla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. İşletme sahipleri, zararın 700 bin lira olduğu söyledi.

    İşletme sahiplerinden avukat Zekeriya Mançolar, daha önce de hırsızlık olaylarının yaşandığını belirterek, “Taş ocağı tesislerimiz, 2018 yılında haksız iddialar nedeniyle kapatılmıştır. Bunun ardından gerekli tedbirleri almaya gayret göstererek işletmeyi ayakta tutmak için mücadelemiz devam ediyor. Fakat 1,5 yıl önce büyük kablo hırsızlığı yaşandı. Daha sonrasında da hırsızlar adeta buraya dadandı ve tekrar aldığımız kablolar çalındı. Son olarak trafolar parçalanarak çalındı. Güneş enerjisi aküleri çalındı. Bu hırsızlardan sonra toplam zararımız 700 bin lira. Zanlıların bulunmasıyla ilgili güvenlik güçlerimize güvenimiz sonsuzdur” dedi.