Etiket: manşet

  • Azerbaycan ziyareti öncesi önemli açıklamalar

    Azerbaycan ziyareti öncesi önemli açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesi basın toplantısında konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:

    • Canları pahasına Karabağ’ı işgalden kurtaran şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum.
    • Türkiye olarak bu haklı mücadeleye destek verdik.
    • 44 gün süren çetin mücadeleler sonucunda hamdolsun bugün yıldız ve hilal Karabağ semalarında dalgalanıyor.
    • Milletimiz ve Azerbaycanlı kardeşlerimiz 30 yıllık adaletsizliğe son verilmesinin sevincini yaşıyor.
    • Milletimizin tek parti CHP’sinin 1944 yılında Boraltan Köprüsü’nde ülkemize yaşattığı utançtan kurtarmış olduk.
    • Azerbaycan’a desteğimiz bundan sonra da devam edecektir.
    • Azerbaycan halkının haklı sevincine ortak olacağız.
    • Önümüzdeki süreçte atılacak adımlara ilişkin fikir alışverişinde bulunacağız.

    https://twitter.com/RTErdogan/status/1336611382419197955

    SORU-CEVAP

    (Günlerdir kamuoyunda CHP’deki taciz tecavüz skandalları konuşuluyor. CHP’den henüz bir yanıt yok. Kılıçdaroğlu’nun adaylık açıklaması gündem değiştirmeye yönelik midir? Adaylığı konusunda değerlendirmeniz nedir? İkinci sorum; AB Liderler Zirvesi’nnde Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı alınırsa Türkiye’nin tavrı ne olur?)

    “KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞI İSABETLİ OLUR”

    Sayın Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir adım atacağı konusunda bu bizim derdimiz değil, kendi derdidir. Yaptığı açıklama da cevabı da sulandırılmış bir cevaptır. Eğer aday olacaksa gerçekten düşünüyorsa partisi için de ülkemiz için de isabetli olur.

    “AB’NİN YAPTIRIM KARARI TÜRKİYE’Yİ IRGALAMAZ”

    AB ile ilgili şu anda 10-11, yani bu konuda Türkiye’ye yapılacak herhangi bir yaptırım kararı Türkiye’yi çok fazla da ırgalamaz. Zaten biz 1963’ten beri AB, bize zaten yaptırım uyguluyor. Hiçbir zaman AB dürüst davranmamıştır. Hiçbir zaman AB verdiği sözün arkasında durmamıştır. Ama biz o günden bu güne sabrettik, sabrediyoruz.

    “KUZEY KIBRIS’IN HAKLARINI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

    (Miçotakis’in açıklamaları…) Bu konuyla ilgili olarak zaten Sayın Miçotakis’in bu açıklamaları sürekli masadan kaçanlar bunlar. Hiçbir zaman masada durmadılar. En son Stoltenberg masaya çağırdığında kaçtılar. Ondan önceki süreçte de masadan kaçtılar. Farklı bir adım da örneği Arnavutluk-Yunanistan-Türkiye arasında adım atılsın denildi. Hep yalan üzerine siyaset… Böyle bir yaklaşım içindeler. Biz ise dünden bu güne nasıl dik durduysak bundan böyle de dimdik yolumuza devam ediyoruz.

    Doğu Akdeniz’de hakkımız neyse haklarımızı korumaya devam edeceğiz. Kuzey Kıbrıs’ın haklarını korumaya devam edeceğiz. Buralardan taviz vermemiz asla mümkün değildir. Yunanistan dürüst davranırsa bizler de masada olmaya devam ederiz.

    TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ: “BIDEN İLE YABANCI DEĞİLİM”

    Biden ile yabancı bir isim değilim. Biden ile OBama döneminde gayet iyi tanışan birisiyim. Evime kadar gelmiş olan birisidir. Rahatsızlığımda beni evimde ziyaret etmiştir. Ömer Çelik Bey de o ziyarette vardı. Dünyada siyaset çok çirkin ilerliyor maalesef. Aklına herhangi bir şey gelen hemen masaya yaptırımı getiriyor. Türkiye ile ABD arasında nasıl bir süreç var? Biz NATO’da beraber değil miyiz? NATO’da iki önemli ülke değil miyiz? ABD’den sonra ilk 5’te yer alan ülkelerden birisi Türkiye’dir. Bunu kendileri de itiraf etmişlerdir. Silah alımlarıyla alakalı maalesef attıkları adımları, ifadeleri şık bulmuyoruz.

    Özellikle de şu anda Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın doğusunda yaklaşımları doğru bulmuyoruz.

    Yaptığımız yapacağımız açıklamaları da erken buluyoruz. Görevi üstlensin, sonra Sayın Biden ile oturup bazı şeyleri konuşacağız.

    Siyasette çatışma olmaz. Diplomaside özellikle bu konular görüşülerek, anlaşılarak yol bulmuştur. Ülkenizden birileri negatif şeyler sufle edebilir. O önemli değil, onlar siyasetin acemileridir. Biz ABD ile bu süreci çok farklı şekilde ilerleteceğimize inanıyorum.

    “YARGININ İŞİNE MÜDAHALE BENİM İŞİM DEĞİL”

    Yargının işine müdahale benim işim değil. Özellikle biz Selahattin Demirtaş gibi bir teröristin bu noktada varsa bir hakkını koruyacak değiliz. Ben inanıyorum ki yargımız Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste böyle bir hak tanımaz. Kobani’nin faili, Diyarbakır’ın faili, Yasin Börü’nün faili odur. Bunları görmezden mi geleceğiz? Yargımız bunları görmezden mi gelecek? Böyle bir teröristin asla önünün açılmasına yol vermeyiz.

    Bunların mülkiyet hakkı diye bir şey yok ki. Bunların bu halka ödemesi gereken çok büyük hesapları var. FETÖ de aynı şekilde. Şu anda İngiltere’de bulunan zat bunun bedelini nasıl ödeyecek?

    PARİS’TE IRKÇI HAKEM SKANDALI

    Fransa’daki Başakşehir-PSG maçında meydana gelen bu hadise hakikaten Fransa’nın son dönemlerdeki özellikle ırkçı yaklaşımlarının yeni bir ifadesidir. Buradaki bu yaklaşım asla affedilemez. Nitekim ben de dün akşam bununla ilgili Twitter hesabımdan açıklamalarımı yaptım. Gerek parti sözcümüz gerek aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı Sözcümüz açıklamalarımızı yaptık. Bu duruşu aynı kararlılıkla devam ettireceğiz.

    Dün akşam Başakşehir çok kararlı bir duruş sergiledi ve sahadan çekilmeleri, Romen hakemi almalarına rağmen arkadaşlar direndiler, ‘bizim için yeterli olmaz’ dediler. Hakemlerin dördünün de değiştirilmesi kararı verildi. Tabi burada Demba Ba falan çok kararlı durdular. Bu kararlı duruş sonrasında da bu akşama alındı maç.

    Fransa ırkçı yaklaşımların yoğunlaştığı bir yer haline geldi. Temenni ederiz ki bu akşamki maç suhuletle devam eder.

    ASGARİ ÜCRET

    Görüşmeler devam ediyor. Görüşmelerde bakanlığımız bu görüşmeleri işveren-işçi kesimiyle yürütecekler. Bizim de önümüze gelecek, adımları birlikte atacağız. Temennimiz isabetli, hayırlı bir karar çıkar ve yola devam ederiz.”

  • CHP’den şok iddia: “AK Partililer aşı olmaya başladı”

    CHP’den şok iddia: “AK Partililer aşı olmaya başladı”

    CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Çin’le sözleşmesi yapılan Covid-19 aşısının Türkiye’ye geldiğini ve 10 gündür AK Partili siyasilerle yakınlarına aşı yapılmaya başlandığı iddiasında bulundu.

    Çin’le yapılan aşı anlaşmasına ilişkin geçtiğimiz hafta TBMM’ ye yazılı soru önergesi sunarak, sözleşmenin detaylarını soran CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

    CHP’li Emir, Çin aşısının, dün aşı programını başlatan İngiltere’den önce Türkiye’ye getirildiğini öne sürerek, şunları belirtti:

    “Çin aşısı 10 gündür Türkiye’de. Aşıyı getiren firma da her zamanki gibi yine Keymen İlaç oldu. Aşı 10 gündür el altından AKP’li siyasilere, aile dostlarına, nüfuzlu kişilere ve tanıdıklara yapılmaya başlanmış bile.

    Günlerdir aşının nasıl geleceğini, sözleşmenin detaylarını, aşının fiyatını soruyorduk. Bakanlık da toplumu bilgilendiriyor gibi yapıp aslında hiçbir bilgi vermiyor ve süreci kapalı bir şekilde yürütmeye devam ediyordu. Şimdi, bakanlığın süreci neden kapalı bir şekilde götürdüğü ortaya çıkmış oldu.”

  • Tedbirler sonuç verdi, yüzde 25 azalma var

    Tedbirler sonuç verdi, yüzde 25 azalma var

    İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, kentte yeni tip koronavirüs (COVID-19) vaka sayılarının 30 Ekim’de yaşanan deprem ile yükselişe geçtiğini ancak son bir haftada alınan tedbirlerle yeni vaka sayılarında yüzde 25 civarında azalma gözlendiğini açıkladı.
    Kendisine de COVID-19 teşhisi konan, evinde gördüğü tedavi ile 1 Aralık’ta sağlığına kavuşan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, COVID-19 ile mücadele konusunda yaptığı açıklamada, İzmir’in pandeminin başladığı mart ayında vaka sayılarında ikinci sırada yer aldığını söyledi.

    “Rakamların azalmasında alınan tedbirler etkili oldu”

    Bu dönemde alınan önlemlerin sonuç verdiğini ve depremin yaşandığı 30 Ekim’e kadar vaka sayılarının kent genelinde kontrol altına alındığını aktaran Köşger, şöyle devam etti:

    “İzmir’de depremden sonra tahmin ettiğimiz gibi vaka sayılarında bir patlama yaşandı. Vatandaşlarımız depremden önce riayet ettiği maske, mesafe ve hijyen kurallarına depremden sonra o şok ile riayet edemedi. Testi pozitif olanlar ve izolasyonda olması gereken kişiler, depremin etkisiyle sokağa çıktı. Bunun etkisiyle, kentte vaka sayıları da rakamlar aritmetik olarak 5’e katladı. Bu kötü bir şey ama bu bize kurallara riayet ettiğimiz taktirde, bunun bulaşma hızının düştüğünü gösterdi. Belli bir süre sağlıkçıların deyimiyle plato yaptı. Vatandaşların alınan önlemleri riayet etmesiyle şu an inişe geçti. Son haftada vaka sayılarında yüzde 25 civarında azalma oldu. Bunun geçici mi yoksa kalıcı bir düşüş mü olduğunu perşembe gününe kadar gözlemleyeceğiz. Tabii bu rakamların azalmasında sokağa çıkma kısıtlaması ve alınan tedbirler de etkili oldu. Ben bu konuda bize destek olan tüm İzmirlilere teşekkür ediyorum.”

    “Yatak ve yoğun bakım sayımız yeterli”

    Köşger, kent gelinde 800 filyasyon ekibinin 2 bin 400 personeliyle görev yaptığını, kaymakamlıklar bünyesinde görevlendirilen ekipler ile jandarma ve polislerin de vatandaşların kalabalık bulunduğu semt pazarları ve alışveriş merkezlerinde kontroller gerçekleştirdiğini söyledi.

    Kent genelinde sağlık hizmetlerinin verilmesi ve yatak sayısı bakımından bir sıkıntının yaşanmadığını vurgulayan Köşger, “Kent genelinde bulunan hastanelerimizde yatak sayımız ve yoğun bakım sayımız yeterli. Sağlık Bakanımızın da açıkladığı gibi hastanelerimizde yoğun bakım doluluk oranı yüzde 83 civarında. 550 ventilatör cihazımız var. Bunlardaki doluluk oranı yaklaşık yüzde 50 oranında. Depremin ardından hastanelerde tedavi gören vatandaşlarımızın sayısı artmıştı ama kurallara uyuldukça orada da çok şükür normale dönüyoruz” dedi.

    Köşger, toplu ulaşım araçlarında Hayat Eve Sığar (HES) kodu uygulamasının bu ay içinde kullanılmaya başlamayı planladıklarını da bildirdi.

    “Kente özgü çağrı merkezini hizmete aldık”

    İzmir’de devletin tüm kurumlarıyla vatandaşın yanında olduğunu dile getiren Köşger, şöyle konuştu:

    “Kente özgü bir çağrı merkezini hizmete aldık. 35 kişinin görev yaptığı merkezdeki görevliler, vatandaşların Kovid-19 testlerinin pozitif çıkmalarının ardından onlara telefonla ulaşıyorlar. İlaçlarının kendilerine ulaşacağı zamanı söylüyorlar. Evden ayrılmamaları gerektiğini, mutlaka izolasyon kurallarına uymaları gerektiği konusunda bilgi veriyorlar. Vatandaşların evde olup olmadıkların o çağrı merkezi üzerinden kontrol ediyoruz. Bir diğer çağrı merkezimiz de ise 30 kişi görev alıyor. Onlar da karantinadaki vatandaşların bir ihtiyaçlarının olup olmadığı soruyorlar. Onlardan gelen istekleri karşılıyorlar. Sosyal Vefa Destek Gruplarımız da görevlerinin başındalar. Vatandaşlarımızın isteklerinin karşılama konusunda sıkıntımız yok onlar yeter ki kurallara uysunlar.”

    “Ayağa kalkacak hal bırakmıyor”

    COVID-19’a kendisinin ve eşinin de yakalandığını belirten Köşger, şunları kaydetti:

    “Her bünyede farklı semptomlar gösteriyor. Bizde de klasik ateş, eklem ağrısı gibi rahatsızlık verdi. Bu hastalık sizi rahat bırakmıyor. Ayağa kalkacak hal bırakmıyor. Çok şükür biz evde aldığımız tedaviyle atlattık ama herkes çok dikkatli olsun. Hala ölümcüllüğü devam ediyor. Hastalık mutasyona uğradı, hafif atlatılıyor deniyor. Bu spekülatif şeydir. Bunlara itibar edilmemesi lazım. Herkes önerilen kurallara uymalı. Hayatımızı yeni normale göre dizayn etmeliyiz.”

  • Çift maske kullananlar dikkat!

    Çift maske kullananlar dikkat!

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, kronik rahatsızlığı olan kişilerde çift maskenin sorun olabileceğini söyledi.

    Prof. Dr. Oğuztürk, “Kalp hastalarında, kronik akciğer hastalığı olanlar, astım, bronşit gibi dediğimiz problemlerde akciğer maalesef tam olarak işlev görememekte ve vücudun diğer organlarına oksijen naklinde gerekli olan hiyerarşiyi sağlayamamakta. Bu anlamda altta yatan zaten bir oksijen problemiyle karakterize olan bir kişide tekrar 2 maske takıp oksijen alımını da sıkıntıya sokacak nefes darlığı ve solunum sıkıntısıyla karakterize bir süreç kesinlikle daha ciddi sorunların ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir’’ dedi.

    Prof. Dr. Oğuztürk, koronavirüs salgınında kronik nefes darlığı gibi sıkıntıları olan kişilerin çift maske takmaması yönünde uyarıda bulundu.

    Oğuztürk, “Sağlık Bakanlığı onaylı bir maske kullanıyorsanız barkod takip sistemiyle de bunun gerçekten Sağlık Bakanlığı laboratuvar testlerinden onay almış bir şekilde kullanıma, satışa sunulduğuna kanaat getirmişseniz, eczanelerden tedarik etmişseniz bunun tek maske şeklinde kullanımının ideal olduğunu gönül rahatlığı ile ifade edebilirim.

    Burada vurgulanması gereken husus şu ki kalp hastalarında, kronik akciğer hastalığı olanlar; astım, bronşit gibi dediğimiz problemlerde akciğer maalesef tam olarak işlev görememekte ve vücudun diğer organlarına oksijen naklinde gerekli olan hiyerarşiyi sağlayamamakta.

    Bu anlamda altta yatan zaten bir oksijen problemiyle karakterize olan bir kişide tekrar 2 maske takıp, oksijen alımını da sıkıntıya sokacak nefes darlığı ve solunum sıkıntısıyla karakterize bir süreç kesinlikle daha ciddi sorunların ortaya çıkmasına sebebiyet verecektir.

    Mümkün mertebe KOAH hastası, kalp hastası veya sistemik problemi olan insanlarımızın şu günlerde ‘kapalı, izole evlerde hayat vardır’ düsturuna uygun şekilde yaşamlarını devam ettirmeleri gerekiyor.

    Çünkü dış ortamda da şu an itibarıyla hem soğuk hava hem de maske takarak oksijen seviyesinin sıkıntısında oluşabilecek bir zemin ortaya çıktığından dolayı kendi hastalıklarının tekrar ağır seyredebilmesine gerekçe olabilecek bir tetikleme ile karşı karşıya gelebilirler. Bu anlamda tek maske kullanılması idealdir” diye konuştu.

    ‘MASKE TAKMADAN SPOR YAPMAK İDEALİ’

    Prof. Dr. Oğuztürk, spor yaparken maske takılmasıyla ilgili de uyarılarda bulunarak;

    “Birçok ülkede maske taktığı halde spor yaparken kalp krizi geçirip, solunum sıkıntısıyla yaşamını yitiren insanların olduğunu biliyoruz. Burada kesin olan şu ki spor yaparken maske takılması vücudun oksijen ihtiyacının bir miktar azalmasına sebebiyet verecek süreci tetikleyiyor.

    Yani siz spor yaptığınız zaman kan basıncınız artıyor, vücudunuzun kalp hızı artıyor ve vücudun ihtiyaç gösterdiği enerji ve oksijen ihtiyacını gidermeniz için daha fazla oksijen olması gerekiyor. Ve siz spor yaparken maske taktığınız anda da bu ihtiyacı tam olarak karşılama sürecinden uzaklaşmış oluyorsunuz.

    Bu nedenle de bazı ülkelerde maske takarken spor yapıp yaşamını yitiren insanların haberlerini maalesef duymuştuk. Bu anlamda ideali; spor yapıyorsanız, izole bir alanda bireysel spor yapıp, diğer insanlardan uzak kalacağınız bir durum söz konusu ise maske takmadan spor yapmak ideali” dedi.

  • Bursa’da 1 ay içinde 4 yakınını virüsten kaybetti

    Bursa’da 1 ay içinde 4 yakınını virüsten kaybetti

    Bursa’da bir ay içerisinde 4 yakınını koronavirüsten kaybeden İnegöl Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Cavit Yakşi, “Giden canlar geri gelmiyor. Kimse sadece yaşlılar gidiyor diye rahat olmasın” dedi.

    İnegöl Halil İnalcık Sosyal Bilimler Lisesi Müdürü Cavit Yakşi’nin dayıları Musa Memiş (85) ve Sefer Memiş (66) ile dayısının oğlu Yaşar Memiş (62) ve eniştesi Abdullah Eren’in (58) farklı zamanlarda koronavirüs testleri pozitif çıktı.

    Musa ve Sefer Memiş kardeşler ile Yaşar Memiş ve Abdullah Eren, bir ay içerisinde de hastalıktan yaşamını yitirdi.

    Kısa bir zaman dilimi içerisinde 4 yakınını toprağa veren Cavit Yakşi, vatandaşları tedbirlere uymaları konusunda uyardı.

    Cavit Yakşi, “Bir ay önce büyük dayım Musa Memiş’i koronadan dolayı kaybettik. Ailece yakalanmışlardı. Diğerleri atlattı ama dayım çok dinç olmasına rağmen yaşın fazla olması nedeniyle vücudu dayanamadı. 25 gün kadar önce onu defnettik. Dün de küçük dayım Sefer Memiş’i ve yine Musa dayımın oğlu Yaşar Memiş’i yine koronadan defnettik. Acılar üst üste katlandı. Yine bir ay önce eniştemiz Abdurrahman Eren’i de kaybettik. Yaşı büyük olanları kaybederken genç kardeşlerimizi de kaybediyoruz. Ben bir ay içerisinde akrabalarımdan 4 kişiyi kaybettim. Bizim en büyük değerlerimiz yaşlılarımız. Eğer onlara biraz olsun değer veriyorsak maske, mesafe ve temizliğe çok dikkat etmeliyiz. Giden canlar geri gelmiyor. Kimse sadece yaşlılar gidiyor diye rahat olmasın. Herkesi daha hassas davranmaya davet ediyorum. Biz çok acı yaşadık daha da yaşlılarımız var, kalanlara sahip çıkmamız lazım. Bunun için çok daha dikkatli ve hassas davranmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

  • 21 günlük karantina sonrası harita yeşile döndü

    21 günlük karantina sonrası harita yeşile döndü

    Koronavirüs vakalarının artması üzerine 21 gün karantinaya alınan Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Sakızköy’ün Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasındaki kırmızı rengi, yeşile döndü.

    Vaka sayılarındaki artış nedeniyle 650 haneli Sakızköy köyü, 17 Kasım günü 14 gün süreyle karantina altına alındı.

    Jandarma ekipleri, girişinde önlem aldığı köye giriş-çıkışa izin vermedi. 14 günün sonunda İl Hıfzıssıhha Kurulu, karantina süresini 1 hafta uzattı.

    Köyde uygulanan 21 günlük karantina sonuç verdi. Köyün HES uygulamasında kırmızı olan rengi yeşile döndü. Yetkililer, köyde koronavirüs vakası kalmadığını belirterek, vatandaşları maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymaları yönünde uyardı.

  • Bilim kurulu toplanıyor… Yılbaşında yasak olacak mı?

    Bilim kurulu toplanıyor… Yılbaşında yasak olacak mı?

    Hafta içi ve hafta sonları uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının ne kadar süreceği ve yılbaşında dört günlük sokağa çıkma kısıtlamasının olup olmayacağı merak konusu. Koronavirüs Bilim Kurulu bugün toplanıyor. Toplantı sonrasında Fahrettin Koca’nın merak edilen konulara ilişkin açıklama yapacağı tahmin ediliyor.

    Koronavirüs Bilim Kurulu bugün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplanacak. Bakan Koca, toplantı sonrası açıklama yapacak.

    Hafta içi ve hafta sonları uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının ne kadar süreceği ve yılbaşında dört günlük sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanıp uygulanmayacağı merak konusu.

    Saat 17.00’de başlayacak koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 19.00 sıralarında basın toplantısı düzenleyecek.

    Alınan önlem ve kısıtlamaların salgının seyrindeki etkisi, kısıtlamaların ne kadar süreceği ve yılbaşında dört günlük sokağa çıkma kısıtlaması olup olmayacağına ilişkin açıklama yapılması bekleniyor.

  • Bursa Yıldırım metro hattının akıbeti ne durumda?

    Bursa Yıldırım metro hattının akıbeti ne durumda?

    Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’a Recep Altepe’nin başkanlığı sırasında 2017’de başlatılan ve Aktaş’ın seçim vaatleri arasında da yer alan Yıldırım Metrosu’nun akıbetini sordu.

    Karaca, “Nerede bu proje? Neden yapılmıyor? Neden başlanamadı? Başkan Alinur Aktaş’ın Büyükşehir’in kasasının tamtakır olduğunu ilan eden açıklamalarını da biliyoruz. Emek-Şehir Hastanesi hattında Türkiye’nin normalden 3 kat yüksek ve en pahalı kilometre maliyetli projesini hayata geçirmeye hazırlanan Ulaştırma Bakanlığı’nı, Yıldırım Metrosu konusunda da harekete geçip Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı yalancı duruma düşmekten de kurtarmaya davet ediyoruz” dedi.

    “EN İYİ BİLDİKLERİ İŞ BİLE ARTIK ELLERİNE YÜZLERİNE BULAŞIYOR”

    AK Parti kadrolarının en iyi bildiği işin algı operasyonu olduğunun bir kez daha ortaya çıktığının iddia eden Karaca, “Bu proje Recep Altepe döneminde başladı. Sonra Alinur Aktaş, 31 Mart seçimleri öncesi vaat dosyasına aldı bu projeyi, bugüne dek kendine ait bir vizyon ortaya koyamadığından, Altepe’nin bu hayalini allayıp pullayıp biraz da genişletip, sanki yeni bir şey söylüyormuş gibi Bursalılara sundu. Balon proje olduğu belliydi. 2021’e geldik, ortada hiçbir şey yok” dedi.

    CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca’nın konuyla ilgili yazılı açıklamasından satır başları şöyle:

    “KÖTÜ YÖNETİM YÜZÜNDEN, BÜYÜKŞEHİR’İN KASASI TAMTAKIR”

    “2017’nin ağustos ayı başlarında Recep Altepe basın bülteni yayınladı. Demirtaşpaşa İstasyonu’ndan başlayıp Davutkadı-Yeşilyayla-Mesken-Şevket Yılmaz Hastanesi’ndan geçip Mimar Sinan İstasyonunda sona erecek 6.5 kilometrelik bir hat planladığını duyurmakla kalmadı, bölgede 75-250 metre aralıklarla yapılan zemin etüdü çalışmalarından fotoğraflar yayınladı ama akabinde görevden alındı. Görevden neden el çektirildiği bugüne dek açıklanmayan Altepe’nin yerine atanan Alinur Aktaş, Büyükşehir kasasının tamtakır olduğunu, 1.5 milyar liraya mal olacağı hesaplanan ve Yıldırım Metrosu diye anılan bu projeyi yapamayacağını Cumhurbaşkanına da söylediğini anlattı. Cumhurbaşkanının siz devam edin sözü üzerine Altyapı Genel Müdürlüğü ile çalışmalara devam ettiklerini aktardı. Arşivde duruyor o açıklamalar.”

    “SEÇİM KAPIYA DAYANINCA, BU PROJEYİ DE VAATLER ARASINA ALDI”

    “Kasada para yok, ortada proje yok ama seçim döneminde Demirtaşpaşa-Mimar Sinan istasyonları arasındaki bu projeyi doğuda Gürsu, batıda Altıparmak-Kükürtlü Acemler üzerinden Demirci ve Çalı’ya kadar uzatarak seçim vaatleri arasına aldı. Makul karşılanabilecek bir proje, Aktaş’ın seçim balonuna dönüştü. Aktaş’ın seçim vaadine göre 28.2 kilometrelik bu genişletilmiş hat Gürsu’dan başlayıp, tamamı yer altındaki 23 istasyonuyla Değirmenönü, Otosansit, Esenevler, Mesken, Yeşilyayla, Heykel, Ulucami, Hanlar Bölgesi, Kültürpark ve devamında Acemler’den güneybatıya Demirci, Çalı, yeni gelişim bölgesine gidecekti. Seçim bitti, bir daha da Ne Yıldırım Metrosu gündeme geldi, ne Osmangazi metrosu. Yani bu metro projesi sadece seçim yemi olarak kullanıldı. Proje dediğimize de bakmayın, Yıldırım-Osmangazi Metrosu’nun, Google haritasına işlenmiş krokileri dışında, ortada ciddi bir projesi de yok. Bursa maalesef, AK Parti’nin böylesine ciddiyetsiz bir yönetim modeliyle karşı karşıya.”

    “ALİNUR AKTAŞ ACABA BU SORULARA NEDEN CEVAP VEREMİYOR?”

    “Demirtaşpaşa İstasyonu-Davutkadı-Yeşilyayla-Mesken-Şevket Yılmaz güzergahından Mimar Sinan İstasyonunda sona erecek 6.5 kilometrelik bu hattın ilk hali için Recep Altepe 2017’de 1.2 milyar liradan, onun yerine gelen Alinur Aktaş ise 2018’de 1.5 milyar liralık maliyetten söz ediyor. Yıldırım Metrosu için öngörülen model, delme tünel. Yani daha pahalı olan yöntem. Metro inşaatında yeraltı geçişleri 2 yöntemle yapılıyor, delme tünel veya aç-kapa tüneller. Maliyet olarak aç-kapa tüneller delme tünele göre yüzde 60 daha düşük maliyetli. 2018’de Alinur Aktaş 6.5 km’lik Yıldırım Metrosu için 1.5 milyar lira maliyet söylüyor. Aynı gün aynı uzunluktaki Emek-Şehir Hastanesi hattı için de 600 milyon lira maliyetten söz ediyor. Arada neden fark var? Çünkü Emek’teki hat, o bölgede yerleşim olmadığı için tarladan geçecek, tüneller de aç-kapa yöntemiyle yapılacak, daha düşük rakama mal olacak. Ama Alinur Aktaş’ın 600 milyon lira maliyet öngördüğü Emek-Şehir Hastanesi hattını tam 1.6 milyar liraya ihale ettiler. Emek-Şehir Hastanesi hattı, Türkiye’de km maliyeti en pahalı metro hattı olacak. Alinur Aktaş’a bu fiyat farkı neden diye soruyoruz, günlerdir siyaseten ölü taklidi yapıyor, cevap veremiyor.”

  • Çarpıcı araştırma: Tek başına korumuyor

    Çarpıcı araştırma: Tek başına korumuyor

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre siperlik, koronavirüs (Kovid-19) taşıyan kişiye karşı koruma sağlamadığını ortaya koydu.

    İngiltere’de yapılan bir araştırmada, enfekte bir kişinin maske takmadan hapşırması durumunda siperliğin koronavirüse karşı koruma sağlamadığını ortaya çıkardı. İngiliz araştırmacılar, 1 metre uzaklıkta bulunan birinin hapşırmasıyla damlacıkların yüz siperi takan kişiyi nasıl etkilediğini görselleştirmek için akıllı bilgisayar kullandı. Ortaya çıkan görsel, hapşırık tarafından üretilen ‘girdap halkalarının’ bulaşıcı partikülleri bir saniyeden daha kısa bir sürede yüz siperine taşıdığını ve siperliğin kenarlarına yapıştığını ortaya koyuyor. Araştırmacılar, bu koronavirüs partiküllerinin siperlik takan kişinin nefes almasıyla çakışması durumunda kişinin enfekte olabileceğini söylüyor.

    SİPERLİK TAKAN ENFEKTE BİR KİŞİ VİRÜSÜ YAYABİLİR

    Önceki araştırmalarda siperliklerin aerosolleri yakalamada da işe yaramadığını ortaya çıkarırken son araştırma da siperlik takan enfekte bir kişinin virüsü hala yayabileceğini gösteriyor. Pek çok kişinin daha az kısıtlayıcı ve iletişimde kolaylık sağladığı için cerrahi maske yerine siperlik tercih ediyor. İngiltere’de Acil Durumlar için Bilimsel Danışma Grubu (SAGE) Ağustos ayında kuaförlerin ve berberlerin koronavirüsün yayılmasını engellemeye yardımcı olmak için sadece siperlik değil maske takmaları gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.

    SADECE SİPERLİK TAKANLAR KORONAVİRÜSE YAKALANDI

    İsviçreli yetkililer, işverenler önlem almasına rağmen Alpler’de bir köyün otelinde meydana gelen birkaç koronavirüs vakasını araştırdı. Uzmanlar, yalnızca siperlik takanların enfekte olduğunu ortaya çıkardı. Ancak araştırmaya göre, tek başına veya yüz siperine ek olarak maske takan hiç kimsenin koronavirüse yakalanmadığı belirtildi.

  • Bursa’da cami tuvaletinde erkek cesedi bulundu

    Bursa’da cami tuvaletinde erkek cesedi bulundu

    Bursa’da, tarihi hanlar bölgesinde esnaflık yapan Sami Ergin (60), Orhan Cami tuvaletinde ölü bulundu. Ergin’in kalp krizi geçirdiği ihtimali üzerinde duruluyor.

    Olay, saat 18.30 sıralarında merkez Osmangazi ilçesi Orhanbey Mahallesi’ndeki Orhan Camii’nde meydana geldi. Tarihi hanlar bölgesinde esnaflık yapan Sami Ergin, ihtiyacını gidermek için caminin tuvaletine girdi. Yaklaşık yarım saat içeriden çıkmayan Ergin, tuvalet görevlisinin dikkatini çekti. Defalarca Ergin’e seslenmesine rağmen cevap alamayan tuvalet görevlisi, içeri girip baktı. Görevli, Ergin’in içeride hareketsiz yattığını görünce durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi.

    İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Ergin’in hayatını kaybettiğini belirledi. Bunun üzerine olay yerine Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri sevk edildi. Ekipler Ergin’in ölüm nedeniyle ilgili soruşturma başlatırken, talihsiz adamın kesin ölüm nedeni yapılacak otopsinin ardından belli olacak.