Etiket: manşet

  • Koronavirüs hurafeleri yüzlerce cana mal oldu

    Koronavirüs hurafeleri yüzlerce cana mal oldu

    Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı ortaya atılan yanlış bilgi ve hurafeler, yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, binlercesinin de hastanelik olmasına neden oldu. American Journal of Tropical Medicine and Hygiene dergisinde yapılan araştırmada, virüse karşı ‘önlemler’ adı altında ortaya atılan yanlış bilgiler paylaşıldı.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs nedeniyle yaklaşık 746 binden fazla kişi yaşamını yitirdi, dünya genelinde ise 20 milyondan fazla kişi virüse yakalandı. American Journal of Tropical Medicine and Hygiene dergisinde yapılan araştırmada sadece virüsün değil, virüse karşı alınan ‘yanlış önlemler’ ve hurafeler nedeniyle yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği, binlercesinin de yaralandığı açıklandı. Söz konusu hurafeler arasında yüksek dereceli alkol, dezenfektan, Metanol, inek dışkısı ve deve idrarı tüketmek gibi sözde önlemler bulunuyor.

    DEZENFEKTAN VE YÜKSEK DERECELİ ALKOL İÇEN 800 KİŞİ ÖLDÜ

    American Journal of Tropical Medicine and Hygiene dergisindeki verilere göre, yüksek dereceli alkol ve dezenfektan içen 800 kişi hayatını kaybetti. Metanol içen 5 bin 800’ü aşkın kişi ise hastaneye kaldırıldı ve 60’ı görme kaybı yaşadı. Katar’da dezenfektan içen sağlıklı iki kişi ise zor kurtarıldı.

    İNEK DIŞKISI, DEVE İDRARI…

    Özellikle Hindistan’da inek dışkısı ve idrarının tüketilmesinin koronavirüse karşı etkili olduğu söylentileri yayıldı. Öte yandan, zehirli bir bitki olan tatuladan yapılma bir içeceği içen 5’i çocuk 12 kişi hastaneye kaldırıldı. Ayrıca Suudi Arabistan’da deve idrarının limonla karıştırılmasının mucizevi bir etkisi olduğu ifade edilse de bu bilgilerin yanlış olduğu dergideki araştırmada defalarca vurgulandı.

    YANLIŞ BİLGİLER EN ÇOK HİNDİSTAN, ÇİN, ABD VE İSPANYA’DA YAYILIYOR

    Avustralya, Tayland ve Japonya’dan bilim insanlarının yaptığı araştırmada, salgından ziyade yanlış bilgi paylaşımının hızla arttığı ifade edildi. 87 ülke üzerinde yapılan araştırmada 2 bin 300 içeriğin yüzde 87’sinin virüs hakkında yanlış bilgiler ve tavsiyeler içerdiği ortaya çıktı. Araştırmacılar, sosyal medyada yoğun olarak paylaşılan sözde önlemlerin insanlar için tehlikeli ve ölümcül olabileceğinin altını çizerek hükümetleri ve uluslararası kuruşları yanlış bilgilerle mücadelede daha etkin rol oynamaya çağırdı.

  • İçişleri Bakanlığı’ndan vale ve değnekçi düzenlemesi

    İçişleri Bakanlığı’ndan vale ve değnekçi düzenlemesi

    İçişleri Bakanlığının “vale ve değnekçi” sorununu ortadan kaldırmak ve vale hizmetlerine standart getirmek amacıyla hazırladığı yönetmelik taslağına göre, vale hizmeti vermek isteyen işletme bunu ruhsatına işletmek zorunda olacak, müşteri, vale hizmeti almaya zorlanamayacak.

    İçişleri Bakanlığı, İstanbul başta olmak üzere özellikle büyükşehirlerdeki yetkisiz çakar kullanımı ve çekici sorununa yönelik tedbirlerin ardından restoran, kafe ve eğlence mekanları gibi işletmelerin önlerinde “vale”, kaldırım kenarları veya otopark ruhsatı olmayan alanlarda “değnekçi” tabiriyle yetkisiz park yaptıran ve vatandaşlardan zorla ücret talep edenlerin engellenmesi için harekete geçti.

    İçişleri Bakanlığınca hazırlanan ve vale hizmetine standart getirilmesini de hedefleyen yönetmelik taslağına göre, bu hizmeti verecek işletmeler ruhsatına işletmek zorunda olacak.

    Ruhsatına vale hizmetini işletmeyen iş yerleri bu hizmeti veremeyecek. Vale hizmeti en fazla 3 kilometrelik çap içerisinde karşılanacak.

    Müşteri, vale hizmeti almaya zorlanmayacak. Vale görevlisi, işvereni tarafından kendisine verilen valelik görevlerini yerine getirecek, kendi ya da işvereni dışında başka kişiler hesabına bu hizmeti veremeyecek.

    Vale hizmet bedeli, Esnaf ve Sanatkarlarca Üretilen Mal Ve Hizmetlerin Fiyat Tarifeleri Hakkında Yönetmelik ile Tacir ve Sanayiciler Tarafından Üretilen Mal ve Hizmetlerin Azami Fiyat Tarifelerinin Düzenlenmesi Hakkında Yönetmelik’te belirlenen fiyat tarifesini geçemeyecek.

    Vale hizmeti alan iş yerleri, vale hizmeti veren işletmeye, kendi mülkiyeti içinde veya kiralayacağı otopark alanında yer gösterecek. Bu alanda, vale görevlisinin bekleyebileceği hizmete özel kapalı bir mekan oluşturulacak.

    Halkın kullandığı alanlarda vale hizmeti için alan oluşturulamayacak

    Yönetmelik taslağına göre, ücretsiz otopark alanları içerisinde, kara yollarında ve halkın kullanımına açık alanlarda valelerin kullanımına özel alanlar oluşturulamayacak.

    Vale işletmesinin kişi ve kuruluşlara sağlayacağı hizmetleri için yazılı sözleşme düzenlenecek. Bu sözleşmelerde hizmeti alacak kişi veya kuruluşun adı, adresi, hizmetin kapsamı, personel sayısı, hizmetin süresi ve diğer hususlar belirtilecek.

    Vale hizmeti veren işletmeler ve iş yerlerine standart getirilecek

    • Söz konusu yönetmelik taslağına göre, vale hizmeti veren işletmelere de standart getirilecek.
    • Vale hizmeti alan müşterilerin sahip olduğu haklar müşterilerin göreceği şekilde ilan edilecek.
    • Vale hizmet bedeli müşterinin görebileceği şekilde tabelada belirtilecek.
    • Araç içerisinde kıymetli eşya bırakılmamasına ilişkin müşterilere yönelik uyarı yazısı bulundurulacak.
    • Kendi parseli içerisinde otoparkı olan iş yerleri, ücretsiz otopark alanlarına müşteriyi yönlendirmek için yönlendirme işaretleri kullanacak.
    • Vale noktalarında, vale hizmeti almanın zorunlu olmadığını belirtir levha herkesin göreceği şekilde asılacak.
    • Vale hizmeti sunulan alanlarda vale görevlilerine değişik hava şartları için gerekli ekipmanlar sağlanacak.
    • Araç teslim fişi bastırılıp vale görevlisine teslim edilecek.
    • Vale işletmesi ile iş yeri arasında hizmet sözleşmesi yapılacak.
    • Vale görevlisinin fotoğraflı vale kimlik kartı olacak, üzerinde “vale” ibaresi bulunan kıyafet giyecek.

    Müşteriye araç teslim fişi vermek zorunlu olacak

    Vale hizmeti veren işletme ve iş yerleri, aracın teslimi sırasında araç sahibine, düzenleme tarihi, saati ve teslim alan görevlinin adı ile telefon numarasının yazılı olduğu araç teslim fişi verecek. Araç iadesi de bu fiş ile yapılacak.

    Vale hizmeti veren işletme ve iş yerleri, söz konusu hizmetlere ilişkin olarak hizmet süresi içinde ortaya çıkan araç hasarlarını, trafik cezalarını ve araç çekme bedellerini tazmin edecek.

    Bu iş yerleri ve işletmeler ödenecek tazminatları teminat altına almak amacıyla gerekli sigorta poliçelerini yaptırıp bunları hizmet verdikleri işletmeyle yaptıkları resmi hizmet sözleşmesi ekinde sunacak.

    Bu poliçeleri sözleşme ekinde talep etmek, vale hizmeti alan işletmenin sorumluluğunda olacak.

    Vale görevlisi olabilme şartları

    Taslağa göre herhangi bir işletmede vale hizmetinde çalıştırılacak kişilerde aranacak şartlar ise şöyle olacak:

    “Mesleki yeterlilik belgesine sahip olmak, Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş ve affa uğramış veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile, devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak veya bu suçlardan hakkında devam eden ya da uzlaşmayla neticelenmiş bir kovuşturma bulunmamak, son beş yıl içerisinde, bilinçli taksirli olarak ölümlü trafik kazalarına karışmamış ve alkollü olarak araç kullanma ve hız kurallarını ihlal nedeniyle, sürücü belgeleri birden fazla geri alınmamış olmak.”

  • Yanan aracın içerisinde can verdi

    Yanan aracın içerisinde can verdi

    Denizli’nin Pamukkale ilçesinde kaza yaparak devrilen otomobil daha sonra yanmaya başladı. Otomobilin sürücüsü yanarak can verdi.

    Denizli Pamukkale’de Uğur Özdemir idaresindeki 20 ABJ 311 plakalı otomobil, Pamukkale yolunda devrilerek ters döndü. Otomobilin yanması üzerine çevredeki vatandaşlar durumu itfaiyeye haber verdi. Kaza yerine gelen ekipler, yangını kısa sürede söndürdü.

    Yanarak hayatını kaybettiği tespit edilen Özdemir’in cenazesi otopsi için Pamukkale Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı.

  • FETÖ üyeleri, ardışık aramaları şifreleyerek yapmış

    FETÖ üyeleri, ardışık aramaları şifreleyerek yapmış

    ADANA merkezli 14 ilde FETÖ/PDY’ye yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonda 26 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilerin örgütün mahrem imamlarıyla yaptığı ardışık aramalarda şifreleme sistemi kullandıkları ortaya çıktı.

    Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen 27 şüpheliye yönelik, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, 5 Ağustos sabahı operasyon yaptı. Adana ile İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Hakkari, Diyarbakır, Şanlıurfa, Sivas, Kocaeli, Bursa, Kayseri, Konya ve İzmir’de düzenlenen operasyonda, aralarında 1 öğretmen, 3 eski askeri okul öğrencisi, 12 asker bulunan 26 şüpheli yakalanarak, gözaltına alındı. Şüphelilerden birinin Ankara’da, yüzbaşı rütbesiyle görevde olduğu, bu zamana kadar örgütle ilişkisini gizlemeyi başardığı öğrenildi.

    Gözaltına alınan şüphelilerin, büfelerde bulunan sabit hat ve ankesörlü telefonlardan yapılan ardışık aramalardan deşifre edildiği, daha önceki operasyonlarda yakalanan şüpheliler tarafından teşhis edildikleri belirlendi. Öte yandan şüphelilerin, ardışık arama yöntemiyle örgütün mahrem imamlarıyla görüştüğü öne sürüldü.

    ARDIŞIK ARAMALARI ŞİFRELEMİŞLER

    Polis, yaptığı çalışmada, şüphelilerin büfe ve ankesörlü telefonda arama yaptıkları esnada, şifreleme kullandıklarını tespit etti. Örgütün ‘mahrem yapısı’ içerisinde yer alan ve ‘hususiciler’ olarak da adlandırılan şüpheliler, sorumlulukları altında bulunan kişilerin telefon numaralarını ‘son iki rakamı 99 ve 100’e tamamlama’, ‘son dört rakama ait ikili blokları kendi içinde 100’e tamamlama’, ‘son iki rakamı yer değiştirme’, ‘sondan iki rakam bloklarını çapraz yer değiştirme’, ‘telefon numaralarını kredi kartı numarasına benzetme ve ‘telefon numarasını T.C. kimlik numarasına benzetmek için bir rakam artırma ya da eksiltme’ gibi şifreleyerek oluşturdukları taktikle takibi atlatmaya çalıştıkları öğrenildi.

    Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen aralarında yüzbaşının da olduğu 5 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 21 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Van Gölü’nde gördüklerinin canavar olduğunu iddia ettiler

    Van Gölü’nde gördüklerinin canavar olduğunu iddia ettiler

    Van’ın Tuşba ilçesindeki Adır Mahallesi’ne kardeşi ve kuzeniyle birlikte tatile giden Züleyha Sona, Van Gölü’nde hızlı hareket eden sırtı zikzaklı bir cismi görüntüledi. Büyük korku ve heyecan yaşadığını, daha önce Van Gölü canavarı olduğunu söylediklerinde komik olarak algıladığını anlatan Sona, “Ama gerçekten bu cismi gördükten sonra canavar olduğuna artık inandım” dedi.

    Tatil için kent merkezinden Tuşba ilçesine bağlı Adır Mahallesi’ne giden Züleyha Sona kardeşi ve kuzeni, Van Gölü sahilinde gezintiye çıktı. Bu sırada gölde bir hareketlilik oldu. Bunun üzerine Züleyha Sona, hemen cep telefonu kamerasıyla kayıt yapmaya başladı. Züleyha Sona, hızla hareket eden ve sırtında zikzaklar olan cismi kısa süreliğine görüntülemeyi başardı. Sona, gördükleri cismin siyah renkte, sırtında zikzaklar olduğunu ve Van Gölü canavarı olduğunu düşündüğünü söyledi.

    ‘CANAVAR OLDUĞUNA İNANDIK’

    Kayda aldığı sırada hem korktuğunu hem de heyecanlandığını söyleyen Züleyha Sona, “Kardeşim bana burada büyük bir cisim var. Sırtı zikzaklı olan yaklaşık 20 metre uzunluğunda. Biz cep telefonuyla kaydetmek için o yöne doğru koştuk ve görüntülemeyi başardık. Görüntülerken de biraz korktuk. Biz bir süre sonra arkasından koşarken hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Daha önce annemler bize Van Gölü canavarından bahsediyordu. Biz bu durumu komik olarak algılıyorduk. Ama gerçekten o cismi gördükten sonra canavar olduğuna inandım. Kendi gözlerimle gördüm. Videoda çok fazla net değildi, ama çıplak gözle baktığımda korkulacak bir cisimdi. Ben hayatımda ilk kez böyle bir şey gördüm ve tanık oldum. Araştırılmasını istiyorum. Çünkü Van Gölü’nde böyle bir cisim var ve biz bundan haberdar değiliz. Görüntülerken bana çok korku verdi. Hatta o sırada gölde yüzenler vardı, bir anda herkes sahile doğru koşmaya başladı. Ona rağmen biz arkasından koşmaya çalıştık ama çok hızlı hareket ettiği için yetişemedik” dedi.

    ARAŞTIRAMASINI İSTİYORLAR

    Gördükleri cismin araştırılması gerektiğini söyleyen Büşra Sona ise, “Adır Adası sahilinde ablam ve kuzenim ile geziyorduk. Bir cisim gördüm ve ablama haber verdim. Ablam da cep telefonu ile görüntülemeye başladı. Ben çok şaşırdım. Bu cismin araştırılmasını istiyoruz. Çok farklı bir cisimdi. Sırtında dikenleri vardı. Daha önce televizyonlardan gördük ama uydurulduğunu düşündüğümüz için inanmamıştık. Ama görünce biz çok şaşırdık” diye konuştu.

  • Güvenli liman altında sert düşüş sürüyor

    Güvenli liman altında sert düşüş sürüyor

    Altın fiyatlarında sert hareketler sürüyor. 20 gündür süren rekor serisi terse döndü. Ons altın yeni haftayla birlikte 170 dolar birden düşerken, gram altın 433 liraya indi.

    Analistlere göre, altın fiyatlarındaki düşüşün en belirgin nedeni Rusya’nın koronavirüs aşısını tescil ettirmesi; bir diğer nedeni de yatırımcıların yeniden dolara yönelmesi.

    Putin, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, Rus bilim insanlarının gereken tüm testleri başarıyla tamamladıklarını ve aşının güvenli olduğunu kanıtladıklarını vurguladı.

    Putin, “Epidemiye karşı yeterli başarıyı gösteren ilacımız yalnızca Rusya’ya değil tüm dünyaya umut oldu” dedi.

    Putin’in ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın, ilaç şirketi Moderna Inc. ile 1.5 milyar dolarlık bir aşı anlaşması yaptığı haberi yayıldı; habere göre, şirket hazır duruma gelir gelmez ABD’ye 100 milyon doz teslim edecek.

    7 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİ

    Geçen haftalarda 2,075 dolar ile tarihi zirveyi gören ons altın son 7 yılın en sert düşüşünü yaşayarak dünkü en yüksek seviyesinden 170 dolar aşağı inerek 1863 dolara kadar geriledi.

    Gram altında ise 50 liraya yakın bir değer kaybı yaşayarak 478 liradan 433 lira seviyelerine geriledi.

    Hem ons hem gram altın yeni haftada yüzde 8 değer kaybetti.

    GÜMÜŞ DE SERT DEĞER KAYBI YAŞADI

    Yatırımcılar tarafından çok tercih edilmese de altın fiyatlarındaki yükselişe paralel değer kazanan gümüş de 29.86 dolarlık tarihi zirvesinden 24 dolar bandına indi.

  • Hıçkırık yeni koronavirüs belirtisi olabilir mi?

    Hıçkırık yeni koronavirüs belirtisi olabilir mi?

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Amerika’da hıçkırık şikayetiyle hastaneye giden hastanın koronavirüs testinin pozitif çıktığını duyduk. Hıçkırık genelde nörolojik tutulumla da olabilir. ‘Hıçkırık, yeni koronavirüs belirtisi’ dememiz çok zor. Daha önce olmayan, yeni çıkan bir belirtiniz varsa koronavirüs riski olabileceği düşünülmelidir” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, DHA’ya yaptığı açıklamada, koronavirüste halen en çok yer alan belirtilerin ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı olduğunu söyledi. İlhan, bu belirtilerin dünyada en çok görülen belirtiler olduğunu belirterek, “Ancak süreç ilerledikçe, hastalar değiştikçe ve vaka sayısı arttıkça başka bulgularla koronavirüs hastaları başvurabiliyor” dedi.

    ‘YAZ AYLARINDA İSHAL ŞİKAYETİ İLE GELEN HASTA ARTTI’

    Prof. Dr. İlhan, özellikle yaz aylarında koku, tat alma bozukluğu ile gelen hastaların biraz daha arttığına dikkat çekerek, “Ayrıca yine yaz aylarında ishal şikayeti ile gelen hastalar arttı. Bunun yanı sıra çok farklı bulgularla hastalar gelebiliyor. Koronavirüs hastaları asemptomatik (belirtisiz) olabiliyor. Amerika’da hıçkırık şikayetiyle hastaneye giden hastanın koronavirüs testinin pozitif çıktığını duyduk. Hıçkırık genelde nörolojik tutulumla da olabilir. Başka bir hastalık vardır, nörolojik tutulum söz konusu olmuştur, sinir uçlarına yayılmıştır. Koronavirüs hayatımızda daha çok yeni. Biz ülkemizde 5 aydır biliyoruz, dünya Çin’de olsa 7 aydır biliyor. Belki koronavirüs nörolojik sinir tutulumu yapıyor. Bu sinir tutulumu sonrası hıçkırık karşımıza çıkabiliyor. Daha önce kendinizde olmayan, günlük hayatınızı etkileyen bir bulgu varsa doktorunuza başvurmakta fayda var. Vatandaşlarımız kendi hekimlerine kronik hastalıkları varsa önce onlara danışmalıdır. ‘Hıçkırığın yeni koronavirüs belirtisi’ dememiz çok zor. Daha önce olmayan, yeni çıkan bir belirtiniz varsa koronavirüs riski olabileceği düşünülmelidir” diye konuştu.

    ‘SALGIN SONBAHARDA SONLANACAK GİBİ GÖZÜKMÜYOR’

    Mevsimlerin değişikliği ile belirtilerin de değişiklik gösterebileceğini kaydeden İlhan, “Biz ilkbahar ayında koronavirüs ile yüzleştik. Yaz aylarını yaşıyoruz ve sonbahara geçiş yapıyoruz. Salgın şu anda dünyada ve ülkemizde sonbaharda sonlanacak gibi gözükmüyor. Sonbaharda belki diğer belirtilerle beraber farklı şeyler ortaya çıkacak. Örneğin; hep söylüyoruz sonbahara düşük vaka sayıları ile girmemiz gerektiğini. Belki influenza (grip) ile beraber koronavirüs yaşandığı taktirde daha farklı bulgularla karşımıza gelecek. Dünyanın hiçbir yerinde koronavirüsle ilgili bilgi tam değil. Bunların hepsini yaşayıp, o hastaları gözlemleyerek ve takip ederek saptayabileceğiz” dedi.

    ‘KRONİK HASTALIĞI VARSA BELİRTİLER DEĞİŞEBİLİR’

    Prof. Dr. İlhan, Sağlık Bakanlığı’nın yeni koronavirüs algoritmasını güncellediğini hatırlatarak, “Ateş, öksürük, nefes darlığı, ishal ile tat ve koku duyusunda bozulma şu an koronavirüs ile ilgili en çok beklediğimiz bulgular arasındadır. Bundan farklı çok bulgular olabilir ama şu an saydığım bu bulgular, esas koronavirüs belirtileri arasında çıkıyor. Kişilerin kronik hastalığı varsa belirtiler değişebilir. Örneğin; diyabet olan bir kişide hastalık farklı bir şekilde ilerlerken, kanser hastalığı olan bir kişi de hastalık başka bir şekilde ilerleyebilir. Vatandaşlarımız kendilerinde olmayan yeni ortaya çıkan ve daha önce yaşamadıkları belirti ya da rahatsızlık hissediyorlarsa akıllarına koronavirüsü getirerek, önce kendi hekimlerine ya da pandemi hastanelerine başvurmaları doğru olacaktır” diye konuştu.

  • 3 ülkede ölü sayısı durdurulamıyor

    3 ülkede ölü sayısı durdurulamıyor

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında son 24 saatte Brezilya’da 1274, Meksika’da 926, Hindistan’da 834 kişi yaşamını yitirdi.

    Brezilya Sağlık Bakanlığının verilerine göre, 1274 kişinin yaşamını yitirmesiyle ülkedeki virüs kaynaklı ölü sayısı 103 bin 26’ya, vaka sayısı da 52 bin 160 artarak 3 milyon 109 bin 630’a yükseldi.

    Yaklaşık 46 milyon nüfuslu, ülkenin ticaret merkezi Sao Paulo eyaleti, 639 bin 562 vaka ve 25 bin 571 virüs kaynaklı ölümle ülkenin salgından en çok etkilenen bölgesi olarak öne çıkıyor.

    Virüsten iyileşenlerin sayısı ise 2 milyon 243 bin 124 olarak kayda geçti.

    Nüfusu 211 milyonu aşan Brezilya, Latin Amerika’da “salgının merkez üssü” olarak nitelendiriliyor.

    Meksika’da ise Sağlık Bakanlığının verilerine göre, ülkede son 24 saatte Kovid-19 kaynaklı can kaybı 926 artarak 53 bin 929’a ulaştı.

    Meksika’da Kovid-19 vaka sayısı 6 bin 686 artışla 492 bin 522’ye yükseldi.

    Ülkede bugüne kadar Kovid-19 tespit edilen 332 bin 800 kişi iyileşti.

    Meksika’da Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin günlük sayısı ilk kez 27 Mayıs’ta 500’ü aşmış, ilk vaka 28 Şubat’ta saptanmış, ilk ölüm ise 19 Mart’ta olmuştu.

    Asya ülkesi olan Hindistan’da Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, ülkede son 24 saatte 834 kişinin hayatını kaybetmesiyle Kovid-19’dan ölenlerin sayısı 46 bin 91’e çıktı.

    Vaka sayısı son 24 saatte 60 bin 963 artarak 2 milyon 369 bin 639’a ulaştı.

    Ülkede şimdiye kadar virüse rastlanan 1 milyon 640 bin 21 kişi iyileşti.

    Kovid-19 görülen ülke ve bölgelerdeki yeni vakalara ilişkin güncel verilerin derlendiği “Worldometer” internet sitesine göre, Hindistan, “dünyada en fazla vaka görülen 3’üncü ülke” konumunda bulunuyor.

  • Hümeyra’nın acı günü… Oğlunu kaybetti

    Hümeyra’nın acı günü… Oğlunu kaybetti

    Avrupa Yakası dizisinde hayat verdiği İffet Sütçüoğlu karakteri ile tanınan usta oyuncu Birçok tiyatro oyunu, film ve dizide rol alan Fatma Hümeyra Akbay’ın oğlu Sadık Bigat’ın ölüm haberi bugün magazin gündemine son dakika haberi olarak düştü. İki gündür oğlu Sadık’tan haber alamadığı için dairesine gidip kapıyı açtıran sanatçının, oğlunun cansız bedeniyle karşılaştığı öğrenildi. Kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenilen 47 yaşındaki Bigat’ın, yarın defnedileceği belirtildi.

    Ünlü oyuncu ve şarkıcı Hümeyra’nın oğlu Sadık Bigat hayatını kaybetti. Kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenilen 47 yaşındaki Bigat’ın, yarın defnedileceği belirtildi.

    Edinilen bilgiye göre, oğlu Sadık Bigat’la en son dün telefonda konuşan Hümeyra, bugün defalarca aramasına rağmen ulaşamayınca, meraklanarak oğlunun Nişantaşı’ndaki evine gitti. Bir yakınına daire kapısını açtıran Hümeyra, oğlunun cansız bedeniyle karşılaştı. Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde, eşi İstanbul dışında olan Sadık Bigat’ın geçirdiği kalp krizi sonucu öldüğü tespit edildi.

    Hümeyra’nın Mithat Bigat ile olan evliliğinden dünyaya gelen Sadık Bigat’ın yarın defnedileceği öğrenildi.

  • “Maske takanların oranı yüzde 5 civarındaydı”

    “Maske takanların oranı yüzde 5 civarındaydı”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Bodrum’da yaptığı tatilde gördüğü manzarayı değerlendirdi. Ceyhan, “Bir kez çıktığımda sakindi ortalık ama bayrama doğru çok kalabalıklaştı. Benim gördüğüm, mesafeye uyum hiç yoktu, maske takmak da yüzde 5’ler civarındaydı. Hatta o kadar kanıksanmıştı ki tabloya kimsenin itiraz ettiği falan da yoktu. Böyle olduğunu görünce ben bir daha dışarıya çıkmadım” dedi.

    Prof. Dr. Ceyhan, Muğla’nın Bodrum ilçesinde tatilini geçirirken tanıklık ettiklerini anlattı. Bayramdan iki hafta önce Bodrum’a gittiğini belirten Ceyhan, sadece bir kez dışarıya çıktığını söyledi. Prof. Dr. Ceyhan, “Hemen hemen hiç çıkmadım. Bir kez çıktığımda sakindi ortalık ama bayrama doğru çok kalabalıklaştı. Benim gördüğüm, mesafeye uyum hiç yoktu, maske takmak da yüzde 5’ler civarındaydı. Hatta o kadar kanıksanmıştı ki tabloya kimsenin itiraz ettiği falan da yoktu. Böyle olduğunu görünce ben bir daha çıkmadım dışarıya, zaten bayramın ortasında döndüm” dedi.

    ‘BU ÇOK TEHLİKELİ’

    Prof. Dr. Ceyhan, kalabalıklaşmalarda uyum yetersizliğinin arttığını belirterek, “Bu çok tehlikeli. Mutlaka bunun sonuçları ortaya çıkıyor. Şimdi basından izlediğim kadarıyla o bayramdaki kalabalıklaşmalar yok. Tabi bunu ortaya çıkaran bir çok faktör var. Bunların bir kısmı önlenebilirdi. Bunlardan bir tanesi sahillerde insanlar çok üst üste denize girdi. Örneğin ben daha önce de söylemiştim; halka açık yerler çok dar. Oteller, özel plajlar, siteler sahilleri kapatmış. Dolayısıyla milyonlarca insana denize girebilecekleri çok dar şeritler kalıyor. Orada kalabalıklaşmaları önleyemezsiniz. Özel plajlar, sitelerin sahil kenarlarındaki tesislerine izin verilmeyebilir. Halka daha çok denize girebilecekleri alan sağlanabilir” diye konuştu.

    ‘OTELLERDE ÖNLEMLER İYİ’

    Otellerde önlemlerin daha iyi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ceyhan, “Büyük otellerin ciddi önlem aldıklarını basından izledim. Şimdi bir de yurt dışından insanlar gelemeye başladı. Bunlar da riski arttıracak. Biz de genelde ‘her şey dahil’ sistem olduğu için gelen turistler çok dışarıya çıkmıyor. Ancak otel personeli aracılığı ile onlara virüs bulaşıp oradan dışarıya yayılırsa bunlar da vaka sayılarını arttırıcı etkide bulunabilir” ifadesini kullandı.

    ‘EV İÇİ BULAŞLAR ARTIK ÇOK ÖNEM KAZANMAYA BAŞLADI’

    “İnsanların şunu bilmesi lazım; bu işin iki ucu var. Bir devlet tarafı bir de halk tarafı var. Devlet sıkı tedbirler alarak vaka sayısını binler civarına indirdi fakat ondan sonra bir noktaya geldik zorlanmaya başladık” diyen Prof. Dr. Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Burada 2 tane olay var; biri halkın uyumu. Yani halkın uyumunun daha da artması lazım ki hastalık kontrol edilebilsin. İkincisi de belirtisiz kişiler. Bunları yakalayamadığımız sürece bunlar bulaştırmaya devam ediyor. Bunların bulaştırmasını önlemek için daha çok belirtisiz kişiye biz tanı koymalıyız. Öbür türlü ne oluyor, biz bunları tespit edemedikçe herkesi şüpheli, belirtisiz taşıyıcı olarak kabul etmek durumundayız. Herkese karşı mesafeli ve maskeli olmalıyız. Öbür türlü kime ne zaman bulaşacağı belli olmaz. ‘Ben hiçbir yere çıkmadım, neden koronavirüs bulaştı’ diyen çok sayıda insan var. Bakıyorsunuz ailesinden biri bulaştırmış. Bu da en sık görülen bulaş şekli. Ev içi bulaşlar artık çok önem kazanmaya başladı. Tatil yörelerinde özellikle insanların maske takmasının zor olduğunun farkındayım. Ama bir kalabalığa giriyorsanız, biri ile 1,5 metreden yakın temas edecekseniz onun dışında da sizi koruyacak hiçbir önlem yok.”