Etiket: manşet

  • Su kuyusu açmak için kazı yapan 4 kişi öldü

    Su kuyusu açmak için kazı yapan 4 kişi öldü

    Adana’nın merkez Çukurova ilçesine bağlı Bozcalar Mahallesi’nde, su kuyusu açmak için kazı yapan Haluk Karahan’a yardım etmek amacıyla oğlu Ömer Karahan, karısı Havva Karahan ve kardeşi Sefa Karahan geldi.

    Su kuyusundan 4 kişinin çıkamadığını gören çevredekiler durumu jandarma, itfaiye ve sağlık ekiplerine bildirdi.

    Ekipler, hayatlarını kaybeden 4 kişiyi su kuyusundan çıkarmak için çalışma başlattı.

    Vali Süleyman Elban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, su kuyusunda 4 kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek, “Adana’nın merkez Çukurova ilçesinde, su kuyusuna düşen bir kişi ile onu kurtarmak isteyen 3 kişi hayatını kaybetti.” dedi.

    Aynı aileden 4 kişinin, suya ulaşmak isterken bölgedeki metan gazından etkilendiği şüphesi üzerinde duruluyor.

  • Tatilciler dönüyor… Bursa’da araç yoğunluğu havadan görüntülendi

    Tatilciler dönüyor… Bursa’da araç yoğunluğu havadan görüntülendi

    İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve Bursa-Ankara kara yolunda, Kurban Bayramı tatilinin son gününde tatilcilerin dönüşleri nedeniyle yoğunluk yaşanıyor.

    İstanbul ile İzmir arasında 8,5 saati bulan seyahat süresini 3,5 saate düşüren otoyolda trafik yavaş ilerliyor. Trafik yoğunluğu Karacabey ilçesi girişinden itibaren İstanbul istikametinde artıyor.

    Bursa-Ankara kara yolunda ise her iki yönde yoğunluk dikkati çekiyor. İnegöl ilçesi Avarlar Kavşağı mevkisinde trafik zaman zaman durma noktasına geliyor.

    İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı trafik ekipleri, kontrollü geçiş sağlayarak trafiği rahatlamaya çalışıyor. Yoğunluğun akşam saatlerinde daha da artması bekleniyor.

    Gün içinde Bursa’nın Karacabey ilçesinde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Tesisleri önündeki trafik denetleme noktasında incelemelerde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, burada yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı süresince arife gününden önce başladıkları yol kontrollerinde 162 bin personelin görev aldığını söyledi.

    Sürücülerin, araçlarıyla sadece mekanik bağ kurmasının yeterli olmadığını anlatan Soylu, duygusal bağ da kurup aracının sesini dinlemesi, ihtiyaçlarına kulak vermesi gerektiğine dikkati çekti.

    Emniyet kemeri kullanmanın önemine işaret eden Soylu, “Kazalarda maddi hasarlar geçiştirilebilir ancak insan vücudunda oluşturduğu ve hayatı boyunca ruhen ve fiziken bir travma geçirebilecek bir durum söz konusu. Erken gidene ödül verilmiyor. ‘Aman ben yolu şu kadar saatte bitirdim, aman şu kadar kilometreyi şu kadar saatte aldım.’ gibi sözler esas itibarıyla Allah korusun ecele davetiye çıkarmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bakan Soylu, Türkiye’de yükselen yol standartlarının dünyanın birçok ülkesinde bulunmadığını vurguladı. Ölümle sonuçlanan kazalara değinen Soylu, şöyle konuştu:

    “Aldığımız tedbirlerle, altını çizerek söylüyorum, Türkiye’nin hastanelerde, sağlık sisteminde ve acil durum yönetiminde ortaya koymuş olduğu anlayışla birlikte trafik kazalarında neredeyse ölümleri Avrupa seviyesine getirme konusunda bir çabayı hep beraber ortaya koyuyoruz. 100 binde 9,5’ten, 100 binde 6’ya getirdik. Size son 7 ayda geçen yıla göre azalan ölüm sayısını söyleyeyim, 342. Yani nüfusumuz artıyor, ehliyet artıyor, araç artıyor, 7 bin 500 olan 2016 yılındaki, 2015 yılındaki ölüm sayımız, 5 bin 473’e düştü. 2019 yılı sonunda 2 bin 57, şimdi bir 342 de 7 ayda var azalma. Bu azalmayı eğer devam ettirirsek biz Avrupa standartlarında ki çok daha alacağımız mesafe var, biz onların da altına geçme konusundaki irademizi tamamlamalıyız.”

    Anne ve babalarının yanında yolculuk yapan çocukların da trafik kuralları konusunda büyüklerine hatırlatma yapmasını isteyen Soylu, güvenli sürüş kurallarına uyulmasının önemini hatırlattı.

    Trafik denetleme noktasında durdurulan araçtaki sürücü ve yolcularla sohbet eden Soylu, bir otobüsteki denetlemeye de katılarak yolcuların bayramını kutladı.

    Soylu’ya denetlemelerinde Bursa Valisi Yakup Canbolat, bazı milletvekilleri ve diğer ilgililer eşlik etti.

  • Osmangazi Kurban Pazarında 110 Milyonluk satış

    Osmangazi Kurban Pazarında 110 Milyonluk satış

    Osmangazi Belediyesi’nin Bursa’ya kazandırdığı Hijyenik Kurban Satış ve Kesim Tesisi, ilk yılında adeta ekonominin can damarı oldu. Dev tesiste, Kurban Bayramı süresince toplam 110 milyon TL’lik alışveriş gerçekleşti.

    Bursa’nın en büyük ihtiyaçlarından birine cevap veren Veysel Karani Hijyenik Kurban Satış ve Kesim Tesisi, Bursalılar’ın kurbanlık satış ve kesiminde en gözde mekanlarından oldu. Türkiye’nin en modern kurbanlık hayvan tesisinde 15 günlük süre içinde 5 bin büyükbaş hayvan satışı ile 82 milyon 500 bin, 14 bin küçükbaş hayvan satışı ile 24 milyon 500 olmak üzere toplam 107 milyon liralık bir satış gerçekleşti.

    Yaklaşık 3 milyon lirayı bulan nakliye ve diğer hizmet kollarıyla birlikte toplam 110 milyon liralık ticaret hacmine ulaşan tesisi ziyaret eden 100 bin kişiden 50 bini alışveriş yaptı.

    Hijyenik Kurban Kesim ve Satış Tesisi’nin Bursa’ya yakışan modern bir tesis olduğunu belirten Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, “Bu yıl Kurban Bayramı, Osmangazi ilçemizde daha güzel ve huzurlu bir şekilde geçti. Hizmete açtığımız Veysel Karani Hijyenik Kuran Satış ve Kesim Tesisi, çatısıyla, padokların ayrı olmasıyla son derece modern bir yer oldu. Vatandaşlarımız, hijyenik bir ortamda kurbanlıklarını aldı ve huzur içinde kurban ibadetlerini yerine getirdi. Vatandaşlarımızın gösterdiği büyük ilgiyle birlikte burada büyük bir ticaret gerçekleşti. Bayramın bereketini hep birlikte yaşamış olduk. Yaptığımız projelerin bulunduğu çevreye ve sosyal hayata değer katmasına büyük önem veriyoruz” diye konuştu.

     

  • ‘Düştü’ demişti, döverek öldürdüğü ortaya çıktı

    ‘Düştü’ demişti, döverek öldürdüğü ortaya çıktı

    Antalya’da, Gökhan Ç.’nin (31), “Düştü” dediği sevgilisi Hatice Şimşek’i (30) döverek öldürdüğü ortaya çıktı. Polisleri görünce gözyaşları döken Gökhan Ç., gözaltına alındıktan sonra verdiği ifadesinde, cinayeti itiraf ederek, “Alkollüydük. Gece kavga ettik, dövdüm. Uyandığımda öldüğünü fark ettim” dedi.

    Muratpaşa ilçesine bağlı Konuksever Mahallesi 798 Sokak’ta dün yaşanan olayda, Gökhan Ç., saat 15.30 sıralarında polisi arayarak, sevgilisi Hatice Şimşek’in evde hareketsiz yattığını bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen polis ve sağlık ekipleri, Hatice Şimşek’in yaşamını yitirdiğini belirledi. Yapılan incelemede vücudunda morluklar olduğu tespit edilen Şimşek’in cansız bedeni, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    Polislerin incelemesi sürerken, Gökhan Ç., Şimşek ile birlikte yaşadığı evin balkonunda gözyaşı döktü. Şüphe üzerine gözaltına alınan Gökhan Ç. polise, “Alkollüydük, düştü” dedi.

    KOMŞULAR ‘KAVGA OLUYOR’ İHBARINDA BULUNMUŞ

    Apartman sakinleri ise gece boyu çiftin evinden kavga sesleri geldiğini, bunun üzerine farklı saatlerde polise ihbarda bulunduklarını anlatarak, “Her ihbardan sonra gelen ekipler, Hatice Şimşek’in şikayetçi olmaması üzerine geri gitmek zorunda kaldı” iddiasında bulundu.

    ‘KAVGA ETTİK, DÖVDÜM, UYANDIĞIMDA ÖLDÜĞÜNÜ FARK ETTİM’

    Poliste 11 suçtan kaydı olduğu ortaya çıkan Gökhan Ç. ifadesinde cinayeti itiraf etti. Gökhan Ç.’nin ifadesinde, “Alkollüydük. Gece kavga ettik, dövdüm. Uyandığımda hareketsiz yattığını ve öldüğünü fark ettim. Bir yakınımı aradım. Ondan sonra da polisi aradım” dediği öğrenildi.

    Hatice Şimşek’e daha önce de şiddet uyguladığı belirlenen Gökhan Ç.’nin polis merkezindeki işlemleri devam ediyor.

  • Ekonomi Profesörü: Yoksullaşma sürecine girdik

    Ekonomi Profesörü: Yoksullaşma sürecine girdik

    Ekonomi profesörü Seyfettin Gürsel, ‘corona’ önlemleri kapsamında getirilen işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneği uygulamaları sebebiyle 5.2 milyon kişinin halen istihdamda göründüğünü, ancak bunların potansiyel işsiz olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, bu durumun sürdürülemeyeceğini ifade etti.

    Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’e konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Gürsel, “Türkiye toplumu daha önce hiç tecrübe etmediği bir yoksullaşma sürecine girdi. Çok sayıda ailenin 2019 gelir düzeylerini yakalayabilmeleri büyük olasılıkla iki yıl alabilir” dedi.

    ‘İdare etmeye çalışıyorlar’

    Kısa çalışma ödeneğinden yararlananların sayısının 3.5 milyonu bulduğunu ve buna ücretsiz izne çıkarılan 1.7 milyon kişinin eklenmesiyle 5.2 milyon ‘potansiyel işsiz’ ortaya çıktığını hatırlatan Gürsel, şöyle konuştu: “Önümüzdeki aylarda fiili işsizliğin nereye gideceği büyük ölçüde bu potansiyel işsizlerin akıbetine bağlı. Bir yanda 2.5 milyon insan işinden olmuş ama iş aramıyor ve ezici çoğunluğu devlet desteğinden yoksun. Diğer yanda 5 milyon küsur kişi sözde istihdamda ama son derece düşük desteklerle idare etmeye çalışıyor.”

    ‘Patlama’

    Hükümetin bu uygulamaların sonlanmasıyla işsizlikte ‘patlama’ yaşanmasından endişe ettiğini savunan Gürsel, şunları kaydetti: “Ama öte yandan yapılan ödemeler bütçe açığını hızla artırıyor. Açıklar işsizlik sigortasının kasasındaki devlet tahvilleri satılarak yapılıyor ama bu da piyasa faizleri üzerinde baskı yapıyor. Böyle uzun süre idare edemezsiniz.”

    Türkiye’de toplumun daha önce hiç tecrübe etmediği bir yoksullaşma sürecinde olduğunu, yegane umudunsa salgında ikinci bir dalga yaşanmadan ekonominin nispeten toparlanması olduğunu ifade etti.

     

  • Bursa için ‘aşırı sıcak hava’ uyarısı

    Bursa için ‘aşırı sıcak hava’ uyarısı

    Bursa, Eskişehir, Kütahya ve Bilecik’te, Kurban Bayramı’nın ardından hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi bekleniyor.

    Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bölge genelinde 5 Ağustos’tan hafta sonuna kadar hava sıcaklığının mevsim normallerinin üstünde olacağı belirtildi.

    Bursa ve Bilecik’te 2 ila 4, Kütahya’da 3 ila 5, Eskişehir’de ise 6 ila 8 derece sıcaklık artışı beklendiği duyurulan açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “6-7 Ağustos günleri, vatandaşlarımızın, özellikle kronik rahatsızlıkları bulunanlar ile çocuk ve yaşlılarımızın, sıcak havanın neden olabileceği olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olmaları ve güneş ışığının dik geldiği saatlerde açık havada bulunmamaları önem arz etmektedir. Ayrıca tarımla uğraşan vatandaşlarımızın da ürünlerini ve çiftlik hayvanlarını sıcak havanın olumsuz etkilerinden korumak amacıyla dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir.”

  • İngiltere’deki lokantalarda hesabın yarısını devlet ödeyecek

    İngiltere’deki lokantalarda hesabın yarısını devlet ödeyecek

    İngiltere’de bugünden itibaren lokantalarda yemek yiyenlerin hesaplarının yarısını devlet ödeyecek.

    Hükümetin koronavirüs salgınında yeme-içme sektöründe zora giren işletmeleri desteklemek amacıyla başlattığı program kapsamında ülke genelinde 72 bin lokanta, pub ve kafelerde 20 sterline kadar olan hesapların 10 sterline kadar olan bölümü devlet tarafından karşılanacak.

    Yemekle birlikte tüketilen alkollü içecekler ise kapsam dışı bırakıldı.

    Uygulama Ağustos ayı boyunca Pazartesi, Salı ve Çarşamba günleri geçerli olacak.

    BBC Türkçe’nin haberine göre programa katılan işletmeler arasında McDonald’s da var.

    İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak, programın amacının yeme-içme sektöründeki 1 milyon 800 bin şef, garson ve işletme sahibini korumak olduğunu söyledi.

    Sunak, “Koronavirüs salgınından ağır şekilde etkilenen bu sektör ekonomimiz için yaşamsal önemde. Güvenli bir şekilde yazın keyfini çıkarın ve sevdiğiniz mekanlara destek olun. Hesabın yarısı bizden” dedi.

     

  • Bursa’da iki kişiyi öldüren adama ‘tahrik’ indirimi

    Bursa’da iki kişiyi öldüren adama ‘tahrik’ indirimi

    Bursa’da yeni doğan bebeğini kendisine göstermedikleri gerekçesiyle kayınpederi ile kayınbiraderini öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan Engin Kocakulak (39) önce 2 kez müebbet hapse ardından da ‘haksız tahrik’ indirimi ile toplam 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

    Olay, Bursa’nın Yıldırım ilçesi İsabey Mahallesi’nde geçtiğimiz temmuz ayında meydana geldi. Engin Kocakulak’ın, 3’üncü çocuğuna hamile olan eşi Hediye Kocakulak (30), evi terk edip, babası Nezir Aktan’ın yanına yerleşti. Kısa süre sonra da doğum yaptı. Olay günü, Engin Kocakulak, 20 günlük olan bebeğini görmek için kayınpederinin evine geldi. Ancak bebeği kendisine gösterilmedi. Bunun üzerine Kocakulak ile kayınpeder Nezir Aktan (60) ve kayınbiraderi Yasin Aktan (25) arasında tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüşürken, Engin Kocakulak, üzerinde taşıdığı bıçağı çıkartıp, kayınpederi ile kayınbiraderine sapladı.

    Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Nezir Aktan ve Yasin Aktan, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis tarafından gözaltına alınan Kocakulak ise sevk edildiği adliyede, mahkemece tutuklandı.

    Bursa 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında ‘Kasten adam öldürmek’ suçundan 2 kez müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanık Engin Kocakulak’ın karar duruşması görüldü. Duruşmada, eşi ile oğlu öldürülen Şafinaz Aktan, “Yemek yediğimiz sırada damadım geldi. Çocukları almak istediğini söyledi. Kendisine yarım saat sonra gelmesini söyledim. ‘Kapıyı aç’ dedi, kapıyı açmayacağımı söyledim. Damadım küfretti. Bunun üzerine oğlum balkona çıktı. Ben oğlumu tutarken, eşim eline tahta parçası alıp, aşağı inmiş. Eşim ona tahtayı kaldırırken o da yanında getirdiği bıçakla bıçakladı. Ben sadece ‘Şimdi git, yarım saat sonra gel çocuklarını al’ dedim. Küfretmedim” dedi.

    CEZADA HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANDI

    Duruşmaya, Bandırma T. Tipi Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla katılan Engin Kocakulak ise son savunmasında, “Sadece çocuklarımı görmek istiyordum. Kafama sopayla vuruldu. Kayınbiraderim, kemer ve bıçakla saldırdı. Canımı kurtarmak için mücadele ettim. Kimseyi öldürme niyetim yoktu. Beraatimi ve tahliyemi istiyorum” diye konuştu. Sanık avukatı Adnan Mutlu da müvekkilinin çocuğunu görmeye gittiğini, olayın meşru müdafaa şartları altında gerçekleştiğini öne sürerek, beraat kararı verilmesini talep etti.

    Mahkeme heyeti, sanık Engin Kocakulak’ı önce 2 kez müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ardından da cezayı, ‘haksız tahrik’ indirimi uygulayarak, 2 kez 18 yıl olmak üzere toplam 36 yıl hapis cezasına çevirdi.

  • Bursa’da baltalı saldırgan dehşeti!

    Bursa’da baltalı saldırgan dehşeti!

    Bursa’da, cadde ortasında eski eşine ve olaya müdahale eden 2 polis ve 1 bekçiye baltayla saldıran Kemal A. (29), ayağından vurularak, etkisiz hale getirildi.

    Olay, cumartesi günü saat 03.00 sıralarında, Osmangazi ilçesindeki Altıparmak Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, boşandığı ve uzun süredir takip ettiği eski eşi Fulya Nilgün K.’yi (23), erkek arkadaşı Cesur B. (37) ile aracın içinde gören Kemal A., elindeki balta ile saldırıya geçti.

    Aracın camlarını kırarak, Cesur B.’yi darbeden Kemal A., daha sonra eski eşine doğru yöneldi. Bu sırada devriye gezen 2 polis memuru ve 1 bekçi, olaya hemen müdahale ederek, kadını Kemal A.’nın elinden kurtardı. Kemal A., çevreye zarar verirken, emniyet görevlilerine de zorluk çıkardı. Elindeki balta ile emniyet görevlilerine ve eski eşine saldıran Kemal A., ayağından vurularak, etkisiz hale getirildi.

    Olay yerine sevk edilen sağlık ekiplerince ambulansla Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Kemal A.’nın hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

    Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürdürülüyor.

  • Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesini hedef aldı

    Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesini hedef aldı

    Karaman’da 45 çocuğun cinsel istismar ve saldırıya maruz bırakılması skandalıyla hafızalardaki yerini koruyan Ensar Vakfı, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alarak açıklama yaptı.

    İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan vakıf tarafından “Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan ‘aile’ kavramının içine ‘birlikte yaşayan bireyler’ de dâhil edilmektedir” denildi.

    Ensar Vakfı’nın açıklaması şöyle:

    “Resmi adı ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ olan İstanbul Sözleşmesi’nde rahatsız olduğumuz bazı konular yer almaktadır.

    Sözleşmenin 3. maddesinde yer alan ’aile’ kavramının içine ’birlikte yaşayan bireyler’ de dâhil edilmektedir. Binlerce yıla dayanan Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bu topraklarda ’aile’ olmanın temelinde evlilik bulunmaktadır. Evliliğe dayanmayan aile kavramının kabul edilmesi mümkün değildir.

    Sözleşmenin 4. maddesinde geçen ’cinsel yönelim’ ifadesinin kapsamına kadın, erkek ve diğer tanımlamalar girmektedir. Şiddete karşı hazırlanmış bir sözleşmede bireyi tanımlayacak en iyi ifade ’insan’ olmalıydı. Toplumun tepki gösterdiği, dinimiz tarafından yasaklanmış tercihlere zımnen müsamaha gösterilecek bir oluşum içerisinde olamayız.

    İstanbul Sözleşmesi’ni tek cümleyle özetlemek gerekirse: Bir taraftan kadına karşı şiddetin engellenmesi istenirken, diğer taraftan kadın ve erkek dışındaki cinsel yönelimlere bir uluslararası sözleşmede atıfta bulunulmuştur.

    Bilinmelidir ki kadına yönelik her türlü şiddet kırmızı çizgimizdir. İnsanların birbirlerine Allah’ın emaneti olarak değerlendirildiği yüce dinimiz İslam’a göre aksi bir düşünce içerisinde olmamız da söz konusu olamaz. Ancak kadının korunması için hazırlanmış fakat bu noktada etkili olmadığı açıkça görülen, yürürlükte kalmasının toplumsal bir fayda sağlamayacağı anlaşılan bir sözleşmede ısrar etmek de gelinen nokta açısından doğru olmayacaktır. Öte yandan İstanbul Sözleşmesine karşıtlık üzerinden kadına şiddet meselesinin de gözardı edilmemesi gerektiğinin farkındayız.

    İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek toplumsal sorunu çözecek, kendi iç dinamiklerimize dayalı, milli ve manevi değerlerimizin yoğurduğu aile kavramını her zeminde kutsayacak ve koruyacak, kadına yönelik şiddeti önleyecek yeni çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda atılacak adımları destekleyeceğimizi, toplumun değer yargılarını göz önünde bulunduracak ve onların taleplerinin değerlendirecek düzenlemelerin yanında olacağımızı ifade etmek isteriz.”

    İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

    İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir. Sözleşme Avrupa Konseyi tarafından desteklenmektedir ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir.