Etiket: manşet

  • Uludağ Orman Köşkleri, yüzde 100 doluluğa ulaştı

    Uludağ Orman Köşkleri, yüzde 100 doluluğa ulaştı

    Bursa Uludağ’da 2 bin rakımlı zirvedeki ormanlık alan içerisinde bulunan Orman Köşkleri, bayram öncesinde yüzde 100 doluluk oranına ulaştı.

    Koronavirüs tedbirleri kapsamında uzmanların sosyal izolasyona dikkat edilmesi yönündeki uyarılarını dikkate alan ve Kurban Bayramı tatilini evde geçirmek istemeyenler, Orman Köşklerini tercih etti. Bayram öncesi rezervasyonların dolu olduğunu söyleyen Orman Köşkleri Ön Büro Müdürü Harbi Türk, “Orman köşklerimiz 23 adet. Kışın da popüler, yazın da popüler. Yaz kış ilgi gören bir yer. Özellikle pandemi sürecinde daha fazla ilgi gördü. Misafirlerin doğaya özlemi biraz daha depreşti. O yüzden misafirlerimiz buraya akın ediyor. Uludağ’ın zirvesi olunca da oldukça ilgi görüyor. Pandemi sürecinde ilgi görmesinin belli başlı sebepleri var. Güney sahillerde de apart villa şeklinde tesislerin kiralandığını duyuyoruz. Burada bu tarz yerler zaten vardı. Bu süreçte daha çok ilgi görmesinin sebebi, insanların burayı bireysel evi olarak görmesi. Gelen misafir kendi evini satın almış oluyor. Orman köşklerimiz iki katlı. Kendine ait mutfak, mangal alanı gibi yerleri var. Kurban Bayramı sürecinde oldukça ilgi gördük. Şu an boş evimiz kalmadı. Opsiyonlu rezervasyon almaya başladık. Özellikle hafta sonları dolu oluyoruz” dedi.

    PANDEMİ SÜRECİNDE İLGİ ARTTI

    Uludağ oteller bölgesinde bulunan orman köşkleri, yerli ve yabancı turistten yoğun ilgi görüyor. Ormanın içinde kalan, tamamen ahşaptan imal edilen, 4, 6 ve 8 kişilik kapasitelerdeki 2 katlı evler yatak odası, salon, mutfak ve teras olmak üzere 4 kısımdan oluşuyor. Köşkler, çamaşır makinesi, mutfak gereçleri, barbekü gibi çeşitli ihtiyaç ve konfor ürünlerini barındırıyor. Tesis, pandemi sürecinde kendini izole etmek isteyen ve aynı zamanda doğayla iç içe tatil yapmak isteyenlerden yoğun ilgi görüyor.

  • Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez gözaltına alındı

    Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez gözaltına alındı

    Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, yemek yediği bir mekanda kimliğini göstermesini isteyen polislerden yazılı gerekçe istedi. Polisin yazılı gerekçe göstermemesi üzerine büyüyen tartışmanın ardından Dönmez gözaltına alındı. Sosyal medyada yayımlanan gözaltı görüntüsü Twitter’da ‘Trend Topic’ oldu. Bazı kullanıcılar polisin tavrını haklı bulurken bazı kullanıcılar da Dönmez’e destek verdi.

    https://twitter.com/linetv/status/1288738176719298560

    Hatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, ailesiyle yemek yediği bir mekanda kimlik kontrolü yapan polislerle tartışma yaşadı. Dönmez, kimliğini isteyen polislerden yazılı gerekçe istedi.

    Polislerden biri kimlik sorma yetkilerinin bulunduğunu söylerken, araya giren bir diğer polis memuru “Biz devletiz, kanunsuz iş yapmayız” dedi. Polisler kimliğini vermemesi üzerine Dönmez’i gözaltına almak istedi. Bunun üzerine arbede yaşandı. Ardından Dönmez, gözaltına alınarak karakola götürüldü.

    AYDIN BAROSU’NDAN TEPKİ

    Hatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez’in gözaltına alınmasıyla ilgili sosyal medyadan açıklama yapan Aydın Barosu “Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez’in zorla karakola götürülüp fiilen göz altına alınmasını şiddetle kınıyor,Hatay Barosu ile birlikte hukuki süreci sonuna kadar takip edeceğimizi ve başkanımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz.” ifadelerini kullandı.

    İSTANBUL BAROSU BAŞKANI DURAKOĞLU DA TEPKİ GÖSTERDİ

    Dönmez’in gözaltına alınmasına İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu da tepki gösterdi. Durakoğlu Twitter’dan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

    “Makul şüphe mi var? Söylemeye mecbursun. Önleme araması için karar mi var? İbraz etmeye mecbursun. Bunları yapmıyorsan “polis” olamazsın. Olamadığın, kendini “devlet” zannetmenden belli… Kimse “hukuk devletinden” bahsedemiyorsa sorumlusu bunlardır.”

    HATAY BAROSU BAŞKANI EKREM DÖNMEZ KİMDİR?

    Ekrem Dönmez, 1971 yılında doğdu. İlk, Orta ve Lise Öğrenimini Samandağ’da tamamlayan Ekrem Dönmez, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1995 yılında mezun oldu. Ekrem Dönmez, 2006-2012 tarihleri arasında Hatay Barosunda Sayman yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Dönmez, 2014 Ekim ayında yapılan genel kurulda Hatay Barosu Başkanlığına seçildi.

    Ekrem Dönmez iki erkek bir kız çocuğu babasıdır.

  • Türkiye’de ilk kez insan üzerinde aşı denenecek

    Türkiye’de ilk kez insan üzerinde aşı denenecek

    Türkiye’de ilk kez bir Kovid-19 aşı adayı, insanlarda denenmeye başlanacak. 10 yıl önce, başka bir proje için geliştirilen yapay akciğer modeli ile azot tankında dondurularak bekletilen akciğere özel bağışıklık hücrelerinin ‘uyandırılarak’, Kovid aşısı araştırmasında kullanılması, projede hızla yol kat edilmesini sağladı. Böylece, hem ilk sonuçları, hem de etkinliği açısından dünya devlerinin Kovid-19 aşısında elde ettiği başarıya Ankara’da da ulaşıldı. Her şey yolunda giderse yıl sonunda hazır olması hedeflenen yerli Kovid aşısı, burundan uygulanacak ve dünyada ilk kez bir aşının ek içeriğinin belirli bir süreliğine de olsa tedaviyi destekleyici özelliği de olacak.

    Sanayi Bakanlığı’nın, Kovid 19 salgınının Çin’de ortaya çıkmasının ardından Şubat ayı sonlarında Türkiye’de aşı geliştirmek için özel sektör ve üniversitelere çağrı yapması ve Sağlık Bakanlığı’nın da yönlendirmesiyle yerli koronavirüs aşısı geliştirmek üzere bir bilim ordusu kuran Nanografi A.Ş. ve aşı ekibi, 5 aydır büyük bir gizlilik içinde yürüttükleri aşı çalışmalarının detaylarını ilk kez Demirören Haber Ajansı (DHA) ile paylaştı. Kamu ve özel sektör desteği ile üç üniversiteden bilim insanlarının geliştirdiği aşının gönüllü insan denemeleri için gerekli başvuruları da yapıldı. ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi gibi Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden kimya, genetik, biyokimya ve tıp alanlarında her biri önemli çalışmalara imza atmış akademisyenlerden oluşan 40 kişilik ekip, Kovid 19’a çare olacak aşıyı geliştirmek için gece gündüz çalıştı, hayvan ve bağışıklık hücresi deneylerini tamamladı. Çalışma sonuçlarını içeren dosyalar ve detaylı raporlarla etik kurul onayı için başvurusu yapılan aşı çalışmasında, maymun denemeleri ile eş zamanlı olarak insan denemeleri de yürütülecek.

    “10 YILDIR UYUYAN YAPAY AKCİĞER HÜCRELERİNİ UYANDIRDIK”

    Yerli Kovid aşısı ekibinde akciğere özgü insan bağışıklık hücreleri deneylerini yürüten Ankara Üniversitesi Tıp Fakütesi İç Hastalıkları Bölümü Fizyopatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Yazıhan, çalışmanın temellerinin ODTÜ Kimya Bölümü laboratuvarlarında atıldığını anlattı. Yazıhan, “Aşının ilk formülasyonu orada yapıldı ve onların dizaynı seçildi. Bağışıklık sistemi konusunda daha önce de çalışmalarım olduğu için belli malzemeler zaten elimizde vardı. Yaklaşık 10 yıl önce Almanya ile ortak yürüttüğümüz bir projemiz vardı. Bu proje kapsamında akciğer hücrelerinin hipoksik yani oksijensiz kalırsa, enfeksiyon geçirirse ya da astım gibi alerjik reaksiyonlarla karşılaşırsa nasıl tepki vereceğini çözebilmek için yapay bir akciğer modeli çalışmıştık. Alveol dediğimiz akciğerlerin nefes aldığı bölümleri, laboratuvar ortamında yapay olarak geliştirmiştik. Kovid aşısı için yola çıktığımızda, o modeller elimizde hazırdı” diye konuştu.

    Ayrıca akciğere özel makrofaj denilen vücuttaki yabancı maddelerin yok edilmesini sağlayan bağışıklık hücreleriyle de çalıştıktan sonra azot tankında dondurarak sakladıklarını anlatan Prof. Dr. Yazıhan, “Yaklaşık 10 yıldır uyuyan bu hücrelerimizi yeniden uyandırdık ve geliştirdiğimiz aşının akciğerdeki etkilerini hem yapay alveol modelimiz, hem de bu hücreler üzerinden anlamaya çalıştık. Bu da çalışmada çok hızlı yol almamızı sağladı. Hayvan çalışmaları ile beraber hücre çalışmalarını da gerçekleştirmiş olduk” dedi.

    “VİRÜSLE BULAŞTIĞI YERDE SAVAŞMAYA BAŞLAYACAĞIZ”

    Geliştirilen aşının dünyadaki örneklerden farklı olarak enjeksiyonla değil nazal yolla yani burundan verilecek şekilde dizayn edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Yazıhan, “Nazal aşılar genellikle çok tercih edilmiyor. Ama bu virüsü düşündüğünüzde, enfeksiyonun ilk bulaşma yolu nazal sistem. Burada da mukoza dediğimiz bir yapı var. Aslında bağışıklığımız için de çok kritik mukoza yapısı. Hem bir bariyer görevi görüyor hem de hastalık için ortam oluşturuyor. Bizim yaptığımız çalışmayı dünyadaki benzerlerinden ayıran ve kritik olan kısmı, aşı formülasyonunu hangi maddeler içinde verdiğimiz ve nasıl uyguladığımızla ilgili. Çünkü aşıda en önemli nokta, doğru ve güçlü bir bağışıklık yanıt oluşturmanız ve aşı uyguladığınız kişiye bir zarar vermemeniz. Tüm bunların ince ayarlarını biz buradaki çalışmamızda yaptık. Akciğere özel makrofaj dediğimiz, insan bağışıklık hücreleriyle de çalıştık. Yani sadece hayvanda tek tip hücre ile değil, hem hayvan çalışmasını hem de insan bağışıklık hücreleri üzerindeki çalışmayı bir arada yürüttük ve bu nedenle de sonuca yaklaşmak açısından oldukça zaman kazandık” şeklinde konuştu.

    “DÜNYADAKİ AŞILARA GÖRE BİZİM AŞIMIZIN POTANSİYELİ DAHA YÜKSEK”

    Bağışıklığı uyaran aşı formülasyonlarının yanına ek maddeler olarak konulan adjuvanların da vücutta aşırı yanıt oluşturmadan bağışıklığı doğru yönlendirebilmesini sağladıklarının altını çizen Prof. Dr. Yazıhan, “Bu açıdan baktığımızda, insan denemelerinde de olumlu sonuçlar alabileceğimizi ve diğer aşılara nazaran bizim aşımızın potansiyelinin daha yüksek olabileceğini düşünüyorum. Sonuçların başarısı açısından şu anda gündemde de olan uluslararası aşı çalışmaları ile aynı noktadayız diyebilirim. Hatta nazal aşı olması itibariyle alternatifimiz yok. Nazal aşı zor bir aşı ama diğer yandan da hem uygulama alanı virüsle mücadele açısından çok uygun, hem de enjeksiyon gibi farklı uygulama yöntemlerine nazaran etkinliği daha yüksek. Deney hayvanlarımızdaki sonuçlarımız böyle. Sıçan çalışmalarını tamamlamış durumdayız. Herhangi bir yan etki de görmedik. Bu, çok önemli. Böyle olduğu için de artık maymun çalışmalarına başlayabiliyoruz. Klinik çalışmalara yani gönüllü insan denemelerine geçebilmemiz için etik kurulu başvurularımızı, dosyalarımızı, raporlarımızı ilgili yetkililere sunduk. Süreç olumlu devam ederse insan çalışmalarına hazırız” ifadelerini kullandı.

    HAYVAN DENEYLERİNDEKİ İLK SONUÇLAR

    Hayvan deneylerinde elde ettikleri sonuçlara göre, geliştirdikleri aşının yaklaşık bir yıl koruma sağladığı yönünde sonuçlar aldıklarını söyleyen Prof. Dr. Yazıhan, “Tabii ki sıçanların yaşam ömrü ile insanların yaşam ömrü çok farklı. Onların haftalık dönemine göre süreyi hesaplıyoruz. Mesela sıçanlarda gebelik süresi 3 hafta, insanda 9 ay. Yani onlarda yapacağınız 3 haftalık bir çalışma aslında bizim 9 ayımıza denk geliyor. Bu hayvanlara iki dozlu aşılama yaptığımızda, yaklaşık 2 ila 4 hafta etkisinin devam ettiğini gördük ki bu da bir yıllık bir süre demek kabaca. Bu da gayet iyi bir sonuç. Ama bu bir öngörü sonuçta. Asıl sonuçları insan çalışmaları yapıldığı zaman göreceğiz” dedi.

    “İLK KEZ BİR AŞININ TEDAVİYİ DESTEKLEYİCİ ÖZELLİĞİ DE OLACAK”

    Koronavirüste bağışıklık sisteminin virüsle savaşırken aşırı çalışması sonucu vücuda da zarar verebildiğine işaret eden Prof. Dr. Yazıhan, “Hücresel düzeyde lenfosit dediğimiz, daha uzun dönem kalıcı bağışıklık sağlayan hücrelerde azalmalar görüyoruz Kovid’de. Bunun önüne geçebilmek için immünmodülasyon denilen (bağışıklık sistemini düzenlemeye yönelik) bir sistemin doğru yönlendirilmesi önemli. Bizim şu an çalıştığımız aşının bu özelliği de olacak. Asıl amaç bağışıklık hücreleri içerisinde yer alan T hücrelerini aşı ile doğru yönlendirebilmek. Aksi taktirde bu T hücreleri, vücuda zarar veren bir sistem halini alabiliyor. Eğer siz bu T hücrelerini doğru yönlendirebilirseniz, hem hastalıkla savaşabiliyorsunuz hem de bu bağışıklık hücrelerinin bu savaşı daha sonra tekrar hatırlamasını sağlıyorsunuz ki aynı etkenle karşılaştığında ne yapacağını bilsin. Bu aşının etkinliğini biz hem doğal katil hücrelerinde, hem T hücrelerinde, hem de makrofajda denedik. Aslında aşılardan tedavi edici bir etki beklemeyiz normal şartlarda. Ama bu yönüyle bizim aşımızın çok uzun süreli olmasa da böyle bir etkisi de söz konusu olacak. O zaman aşının destekleyici içeriğini hastalığın erken dönemlerinde immünoterapi tedavilerine ek olarak kullanma imkanı da doğacak. Dünyadaki çalışmalara baktığımızda, denek hayvanları ve hücre kültürü sonuçlarımızın onlarla yarışabilecek düzeyde olduğunu ve en az onlar kadar etkili bir aşı geliştirdiğimizi görüyoruz” şeklinde konuştu.

    “AŞININ FORMÜLÜ BU LABORATUVARDAN ÇIKTI”

    ODTÜ Kimya Bölümü’nden Doç. Dr. Görkem Günbaş ise aslında başka bir araştırma için aldıkları fonla kurdukları laboratuvarda, Kovid aşısı çalışmalarına katkıda bulunmak için ekibiyle beraber yola çıktıklarını anlatarak “Biz burada daha çok aşının fikir bazında öncül çalışmalarını yaptık. Temel mantığımız, virüsün kendisi olmadan üzerinde olan bir yapıyı, enjeksiyonla değil nazal yolla vererek vücudu Kovid spesifik bir antikor üretmeye ikna edebilir miyiz şeklinde oldu. Bu ana fikirle geliştirdiğimiz ana formülasyonun çıkış noktası bu laboratuvar oldu” dedi.

    “HEM BAĞIŞIKLIĞI ARTIRIYOR HEM DE YAN ETKİSİ YOK”

    Doç. Dr. Günbaş’ın laboratuvarında biyokimya alt grubunun takım lideri olarak çalışan Moleküler Biyoloji Uzmanı Dr. Ahmet Çağlar Özketen ise Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde Kovid aşıları için 4 senaryonun önde olduğunu belirtti ve “Birincisi zayıflatılmış virüs aşıları, ikincisi mRNA bazlı aşılar, üçüncüsü ‘virus like particle’ dediğimiz virüs benzeri parçacıklar içeren aşılar ve dördüncüsü de ‘subunit vaxcine’ dediğimiz virüs elementlerinin yani virüsün belli protein veya DNA ya da RNA parçalarını içeren aşılar. Bizimkisi bu sonuncu gruba giriyor. Subunit aşılar genelde daha az yan etkili olması yönünden tercih ediliyor. Aşı formülümüzde, virüsün insandaki ACE 2 reseptörüne bağlanma bölgesini modifiye ederek çıkardığımız bir protein var. Buradaki ana hikaye, adjuvan formülasyonunuz yani aşıya eklediğiniz katkı maddeleri oluyor. Bir de biz nazal uygulamayı seçtiğimiz için, hem bağışıklığı artırıcı hem de istenmeyen yan etkileri ortadan kaldıran bir formül denedik. Bununla alakalı hayvan deneylerinde olumlu sonuçlar aldık. Herkes belirli ülkelerle anlaşma yapıp onların tesislerini kullanıp büyük dozajlarda ürün üretmeye çalışıyor. DSÖ’nün tahminine göre 2021 ortalarında aşı çıkacak ama belirli bir süre de sırf aşının ülkemize gelmesi için beklemek söz konusu olabilir. O yüzden maliyetli de olsa yerli aşı çalışmalarına geçmek çok önemli” şeklinde bilgi verdi.

    “YIL SONUNA HAZIR ETMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salgınla mücadelede bilimsel araştırmaların desteklenmesi için özel sektöre de çağrı yapması sonucu harekete geçen Ahlatcı Holding bünyesindeki Nanografi A.Ş.’nin, Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ahlatcı’nın sınırsız desteği ile bu aşı çalışmasındaki başarıya ulaştığını anlatan şirketin Genel Müdürü Dr. Osman Coşkun, biyoteknoloji grubu ile DNA konusunda yaklaşık 3-4 yıldır başarılı olan bir çalışma yürüttüklerini ve aynı ekiple Kovid 19 aşı geliştirme konusunda neler yapılabileceğini görüştüklerini anlatarak “ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi’nden bilim insanları ile akademik işbirliği yaptık. İhtiyacımız olan tüm ürünlerin, proteinlerin daha önceden elimizde hazır olması çok büyük avantaj oldu. Kovid aşısı olarak şu anda tüm küresel ilaç firmalarının geldiği noktaya ulaştık diyebiliriz. Bundan sonraki süreçte yapacağımız çalışmalarla inşallah yıl sonu itibariyle bu aşı çalışmasını tamamlamayı hedefliyoruz” dedi.

    PATENTLERLE KORUMA ALTINA ALINDI

    Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası otorite kuruluşların (FDA, EMA vb) tavsiye ettiği protokol ve uygulamalar ışığında gerçekleştirilen AR-GE çalışması sayesinde aşı kliniğe girerse referans kabul edilen protokolleri de sağladığı için üretim safhasından sonra ihracatının da kolayca gerçekleşmesi sağlanacak. Çalışma boyunca kullanılan özgün malzemelerin patent başvuruları ile koruma altına alındığını ve yakında uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmak üzere makalelerin de uzmanlar tarafından hazırlandığı çalışmaya dair bilgiler veren Dr. Coşkun, “Tamamen yerli ve milli olarak yürütülen bu çalışmada üretim aşamasında da hiçbir ithal bağımlılığımız olmayacak. Patentleri ile çalışmada kullanılan malzemeler ve proteinler ile tamamen bize ait olan bir aşı üreteceğiz” dedi.

    SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI İLE SAĞLIK BAKANLIĞI DESTEKLEDİ

    Firma olarak asıl ilgi alanlarının nanoteknoloji ve biyoteknoloji olduğuna dikkat çeken Dr. Coşkun, “Şubat ayında dünyada Kovid pandemi süreci başlayınca bizim bu konuda çalışma yapmamız için Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın teşviki ve Sağlık Bakanımızın da desteğiyle girişimlerimize başladık. Bütün süreci, olabildiğince gizlilik içerisinde yürüttük. Bu yaptığımız çalışma, üniversite, özel sektör ve kamu işbirliğinin çok güzel bir örneği oldu. ODTÜ Teknokent’te bizim merkezimiz bulunuyor. ODTÜ akademisyenleri ile çalışma yaptık, genetik konusunda özellikle. Sonra da Ankara Üniversitesi’nden yine kıymetli hocalarımıza çalıştık ve Gazi Üniversitesi bunlar arasında yer aldı. Özel sektör olarak ise Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Ahmet Ahlatcı’nın bize sınırsız desteği oldu. ekibimizin ihtiyacı olan tüm ürünleri, dünyanın neresinde oluşa olsun en hızlı şekilde temin etme imkanı sağladı. Kamu olarak da özellikle TÜSEB (Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı) ve TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) Başkanlıkları bize çok güzel yol gösterdiler. Kısa zamanda bu noktaya gelmemizde vesile oldular” ifadelerini kullandı.

  • Yer: Adana! Satır ve bıçaklarla birbirlerine girdiler

    Yer: Adana! Satır ve bıçaklarla birbirlerine girdiler

    Adana’da hayvan pazarında aynı yere kurbanlık satış noktası kurmak isteyen 2 grup arasında çıkan kürekli, satırlı ve bıçaklı kavgada Mehmet ve kardeşi Talip Demir ağır yaralandı.

    Olay, merkez Yüreğir ilçesine bağlı Serinevler Mahallesi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı’ndaki hayvan pazarında meydana geldi. Kurbanlık satışı için Diyarbakır’dan Adana’ya gelen Mehmet ve kardeşi Talip Demir, sabah saatlerinde pazarda gördükleri bir alanı çitle çevirmek istedi. Aynı yere kurbanlık satış noktası kurmak isteyen Feyzi Oruç ve 3 oğlu ile Demir kardeşler arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine taraflar birbirlerine kürek, satır ve bıçaklarla saldırdı. Kavgada, Demir kardeşler vücudunun çeşitli yerlerine aldıkları bıçak darbeleriyle yaralandı.

    Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine 112 Acil ve polis ekipleri sevk edildi. Mehmet ile Talip Demir kardeşler, sağlık ekibinin yaptığı ilk müdahalenin ardından Yüreğir Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Demir kardeşlerinin sağlık durumlarının ağır olduğu öğrenildi. Feyzi Oruç ve 3 oğlu ise polis ekiplerince gözaltına alındı.

    Olay sırasında hayvan pazarında bulunan bir görgü tanığı, “Kurulacak yer için satır ve bıçaklarla kavga ettiler. 2 kişi yaralandı” dedi.

  • Bayramda 163 bin polis ve jandarma görev yapacak

    Bayramda 163 bin polis ve jandarma görev yapacak

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bütün bayram boyunca 12 bin 420 ekip, toplam 163 bin polis ve jandarmamız görev yapacaklar” dedi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kurban Bayramı dolayısıyla trafik yoğunluğunun oluştuğu Ankara- Samsun ve Ankara- Kayseri güzergahında incelemelerde bulundu. Bakan Soylu, helikopterle geldiği Kırıkkale’de Vali Yunus Sezer, Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı ve protokol üyeleri tarafından karşılandı. Bakan Soylu, Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü önündeki kontrol noktasında durdurulan araç sürücüleri ve yolculara dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu.

    ‘163 BİN POLİS VE JANDARMAMIZ GÖREV YAPACAK’

    Bakan Soylu, Kırıkkale’de olduklarını anımsatarak, “Bugünkü rakamlardan biraz bahsetmek isterim. Bugün itibariyle trafik yoğunluğumuz salgın öncesi dönemden çok üstte. Şöyle bir örnek verebilirim; bugün trafikteki toplam araç hareketliliğindeki artış yüzde 31. Oysa otobüs seferlerindeki azalış yaklaşık yüzde 31, yolcu sayısındaki artış yüzde 55. Bu şu demektir, özellikle Kurban Bayramı’nda memleketine ve tatile gitmek isteyen insanlar özel araçlarıyla birlikte daha önce görmediğimiz büyük bir yoğunluk oluşturuyorlar ve özellikle toplu taşımada da hem salgın kuralları çerçevesinde hem de Kovid-19 nedeniyle toplu taşımayı tercih etmeyen vatandaşlarımızın özel araçlara yönelmesi sebebiyle çok ciddi bir trafik yoğunluğunda artış var. Şu anda bulunduğumuz Kırıkkale’deki kavşakta da örneğin Gerede kavşağında da bizim beklediğimizin çok üzerinde bir trafik yoğunluğu olduğunu bugün itibariyle söyleyebilirim. Daha yarın da var. Buna karşı çok önemli tedbirler aldığımızı ve günler öncesinden bu tedbirleri hayata geçirmek için gerek valilerimiz gerek emniyetimiz ve jandarmamız gerek belediyelerimiz ve yerel yönetimlerimiz hep birlikte önemli tedbirleri ortaya koyduğumuzu burada söylemek isterim. Bütün bayram boyunca 12 bin 420 ekip, toplam 163 bin polis ve jandarmamız görev yapacaklar” ifadelerini kullandı.

    ‘EMNİYET KEMERİNİN TAKILMASI ÖNEMLİ’

    Vatandaşlara uyarılarda bulunan Bakan Soylu, “Burada bu araç yoğunluğunu görünce hem vatandaşımıza hem sürücülerimize tek bir tavsiyem var. O da aman dikkat. Yani geçen bayramda Kovid-19 sebebiyle tüm İslam alemi bir mahzunluk yaşadı. Ailelerine, akrabalarına, memleketlerine, tatile gidemediler. Ama bu bayram sanki bu açığı kapatmak için her birimiz eğer kurallara riayet etmeden hareket edersek hem trafik hem de takdir edersiniz ki Kovid-19 yani salgın kurallarına burada tembihatlara riayet etmeden hareket edersek hem trafikte hem de bu salgının yayılmasında bir mahcubiyet duyarız. Bunun için vatandaşlarımızdan talebimiz aman dikkat. Yani elbette ki herkesin bayramı gönlünce yaşaması en doğal hakkı. Hepimizin en doğal hakkı. Ancak dikkat etmemiz gereken özellikle kurallarımız var. Yasal hız sınırına riayet etmemiz lazım, birinci kural bu. İkinci kural trafik kazasında emniyet kemerinin takılmasının dışında bizi kurtarabilecek başka tedbir dünyada icat edilmedi. Onun için emniyet kemeri önemli. Üçüncüsü ise cep telefonu ile konuşmamak gerekiyor. Dördüncüsü bir seyahat planımızın olması lazım. Seyahat planı evimizden hareket ettiğimiz andan itibaren başlar. Yine bir önemli nokta trafik sıkışıklığı olduğu alanların açığının trafiğin açık olduğu yerlerde gaza basarak hız yükselterek yapmamamız gereken bir tehlikeli meseledir. Yine bir önemli mesele özellikle altını çizerek belirtmek istiyorum. Özellikle bayramlarda trafik kazalarının en çok olduğu noktalar varışa yakın noktalardır. Bizim hep birlikte dikkat etmemiz lazım. Yine bir önemli nokta özellikle uzun yollarda uykusuz, alışkanlığımız olmadığı saatlerde araç kullanmamalıyız ve araç sürmemeliyiz” dedi.

    ‘2 SAATTE BİR 10 DAKİKA DİNLENMELİYİZ’

    Bakan Soylu, iki saatte bir 10 dakika muhakkak ki dinlenmek gerektiğini belirterek, “Bu uluslararası standartlar içerisinde bize vaat edilmiş bir tembihattır. İki saatte bir 10 dakika dinlenmeliyiz. Yine bu yıla özgü bir şey söylemek istiyorum. Yaklaşık 1- 1.5 aydır trafik kazalarında bir noktada artış görüyoruz. O da özellikle şerit değiştirmeler. Yani sürekli olarak sol şeridi takip edenler başka araçların özellikle yanlış şerit değiştirmelerine sebebiyet teşkil ediyorlar. Şeritlerde anılan hızla gitmeyenler yine yanlış ve tehlikeli sollamalarla karşı karşıya kalınmasına sebebiyet teşkil ediyorlar. En önemlisi de kamyonlar ve ağır vasıtalar, eğer kendilerine tahsis edilen şeritlerden gitmiyorlarsa o da maalesef başka ağır vasıtaların veya başka araçların hatalı sollamalarına sebebiyet teşkil edecek trafik kuralı ihlaline sebep oluyor. Bunlara her birimizin riayet etmesi lazım. Onun için yine aman dikkat diyoruz. Onun için ifadem şudur. Trafik kurallarına hep beraber riayet edelim. Çünkü bu bizi bir sonuca doğru getiriyor. 2015 yılından 2019 yılının sonuna kadar tüm dünyada trafik kazalarındaki ölümler artarken Türkiye’de gerek yol standartlarımızın yükselmesi gerek aynı zamanda araçlarımızın kalitelerinin yükselmesi aynı zamanda trafikte aldığımız tedbirler ile dört yılda 2 bin 57 kişiyi trafiğe az kurban verdik. Bu önemli bir rakam. 7 bin 530’dan 5 bin 473’e düştü. Daha fazla insanın trafik kazasında hayatını kaybetmesinin hep beraber kurallara riayet ederek engelledik. Uluslararası standartlarda ölümler 100 binde 9.6’dan 100 binde 6.5’e düştü. Bu da bizim açımızdan önemli. Bu yıl da yüzde 14 ölüm kaybının azlığı ile gidiyoruz. Yani burada önemli olan trafik kurallarına riayet etmektir. Trafik kurallarından bir tanesini daha unutmamamız gerekir” şeklinde konuştu.

    Bakan Soylu, konuşmasının son bölümünde ise “Bizim bundan sonra da denetimlerimiz tüm bayram boyunca devam edecek. Gidişlerde ve gelişlerde mümkün olduğunca devam edecek. Bizim vatandaşımızdan ve sürücülerimizden bu bayramda tek bir ricamız var. Aman dikkat kurallara uyalım ve şunu aklımızdan çıkarmayalım. Kovid-19 sebebiyle toplu taşımayı vatandaşımız az kullanıyor. Daha ziyade özel araçlarıyla memleketlerine ve tatile gidiyorlar. Bu da beklediğimizden daha fazla bir yoğunluk oluşturdu” dedi.

    Bakan Soylu ve beraberindekiler buradaki incelemelerinin ardından Yahşihan Belediyesi İtfaiye Müdürlüğünü ziyaret ederek ekiplerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

  • Bursa’da kamyon kasasında terkedilmiş bebek bulundu

    Bursa’da kamyon kasasında terkedilmiş bebek bulundu

    Bursa’nın İznik ilçesinde, park halindeki kamyonet kasasında üç günlük erkek bebek bulundu. Polis, bebeği terk edenlerin bulunması için çalışma başlattı.

    Olay, gece saatlerinde ilçeye bağlı Eşrefzade Mahallesi Atatürk Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre cadde üzerinde yürüyen bir kadın, park halindeki kamyonetin kasasından bebek ağlama sesi geldiğini fark etti. Kadının ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekiplerince yapılan incelemede 16 AHE 438 plakalı kamyonetin kasasında bir erkek bebeğin kundağa sarılı şekilde yatığı tespit edildi.

    Polisin haber vermesiyle gelen sağlık ekipleri, 3 günlük olduğu tespit edilen erkek bebeği İznik Devlet Hastanesi’ne götürdü. Sağlık kontrolünden geçirilen bebeğin altı değiştirildi, mama verildi. Sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilen bebek kuvöze konularak Bursa Şehir Hastanesi’ne sevk edildi.

    Polis ekipleri bebeğin bulunduğu bölgede geniş çaplı çalışma başlatarak, bölgede bulunan güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Bebeği kamyonetin kasasına bırakanların bulunması için başlatılan çalışma sürüyor.

  • Sabah işe giderlerken ağaca asılı erkek cesedi buldular

    Sabah işe giderlerken ağaca asılı erkek cesedi buldular

    İstanbul Kağıthane’de D-100 kenarında, bir kişi ağaca iple asılmış şekilde ölü olarak bulundu. Üzerinde sadece çakmak çıkan cesette darp izlerine rastlandı.

    Çağlayan Okmeydanı-Hastane metrobüs durağı yakınlarında sabah saatlerinde meydana gelen olayda, işe giden vatandaşlar ağaca asılı erkek cesedi buldu. D-100 kenarındaki yeşillik alanda ağaca iple asılı bir erkek cesedi görerek ilgili birimlere haber verdi.

    Olay yerine gelen polis ekiplerinin yaptığı incelemede, cesedin üzerinde kimliğini belirleyecek herhangi bir evrak bulunamazken, cebinden sadece çakmak çıktı. Polisin çevrede yaptığı aramada da bir battaniye bulundu. Olay yeri inceleme ekiplerinin ceset üzerinde yaptıkları incelemede darp izlerine rastlandığı öğrenildi. Sabah işlerine gitmek için metrobüs durağına yürürken, ağaca asılı bir ceset gören vatandaşlar meraklı gözlerle polisin çalışmalarını izledi.

    Yapılan incelemelerin ardından, kimliği henüz belirlenemeyen kişinin cesedi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı.

  • 126 bin liralık aracı 700 bin liraya modifiye etti

    126 bin liralık aracı 700 bin liraya modifiye etti

    Trabzon’da 6 yıl önce 126 bin liraya satın aldığı spor arabaya 700 bin lira harcayarak modifiye eden Mustafa Çağılcı (38), 1,5 milyon lirayı bulan teklifleri geri çevirip, aracını satmadığını söyledi.

    Ortahisar ilçesinde özel bir araç bakım servisi sahibi olan Mustafa Çağılcı, 2014 yılında 126 bin liraya satın aldığı 1994 model spor arabaya, yaklaşık 700 bin lira harcama yaparak, modifiye etti. Cağılcı, yaptığı düzenlemelerle, aracın beygir gücünü 335’ten 1200’e yükseltti. Türkiye’de az sayıda bulunan spor aracına gözü gibi bakan Çağılcı, trafikte sürekli ceza yediği için bir dönem aracını satmaya karar verdi. Çağılcı, aynı özelliklerde benzer bir aracın 20 milyona mal olacağını öğrenince, yenilediği spor arabasını satmaktan vazgeçti. Antika olarak nitelendirdiği araca yoğun ilgi olduğunu belirten Çağılcı, 1,5 milyonu aşkın teklifleri geri çevirip, aracını satmıyor.

    ‘PARANIZ OLSA BİLE BU ARACA ULAŞAMIYORSUNUZ’

    Mustafa Çağılcı, insanların parası olsa bile bu araca ulaşamadıklarını belirtti. Çağılcı, ”Aracı 126 bin liraya Antalya’dan aldım. O yıllarda kimsenin bilmediği, standart bir arabaydı. Yaklaşık 100 bin dolar masraf ettik. Bunun sayesinde, aracımız 1200 beygire ulaştı. Aracımızda 1600 beygirlik setup var. Yani araçla 1600 beygir güce kadar ulaşabiliyoruz. Amerika, Malezya ve dünyanın birçok yerinden özel parçalar getirdik. Ortalama 7 yılda bu arabayı yaptık. Bununla beraber gereken güç ve değere ulaştı. Şu an araç 1,2 milyon TL ve üzerinde bir değere sahip. O da aracı satmak isterseniz satıyorsunuz. Yoksa satılacak bir araç değil, koleksiyonluk, antika değerinde bir araç. Bu araç Türkiye’de hiçbir dönem satılmadı. Gümrükten geçme bir araç. Paranız olsa bile bu araca ulaşamıyorsunuz, alamıyorsunuz. Bir de bin beygir ve üzeri bir araca sahip olmak için 20 milyon ve üzerinde paralar vermek lazım” dedi.

    ‘ÇOCUKLUKTAN BERİ MODİFİKASYON İŞLERİ YAPIYORUZ’

    Araba sevdalısı olan Mustafa Çağılcı, çocukluktan beri modifikasyon işleriyle uğraştığını belirtti. Çağılcı, ”Araba sevdalısıyım, çocukluktan beri modifikasyon işleri yapıyoruz. TIR’larda ve araçlarda bu işlemleri yapıyoruz” diye konuştu.

  • Türkiye’de son 24 saatte 942 yeni vaka 14 ölü

    Türkiye’de son 24 saatte 942 yeni vaka 14 ölü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin güncel koronavirüs tablosunu paylaştı.

    Son 24 saatte 14 kişi daha hayatını kaybetti toplam can kaybı 5 bin 659’a yükseldi. Vaka sayısı 942 artarak 228 bin 924’e çıktı.

    Koca; “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosunda, bundan sonra, salgın boyunca oluşan uluslararası standarda uygun olarak, Ağır Hasta sayısı da verilecek. Yeni ve toplam hasta sayısına ek olarak, seyir hakkında detaylı bilgi sunması için Zatürre Oranı gösterilecek.”

     

  • Son Dakika: Süper Lig’de düşme kaldırıldı

    Son Dakika: Süper Lig’de düşme kaldırıldı

    Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, TFF Başkanı Nihat Özdemir ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Sepil, toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu.

    Türkiye Futbol Federasyonu ve Spor Bakanlığı yapmış olduğu toplantı sonrası Süper Lig’de düşmenin kaldırıldığını açıkladı.

    Süper Lig’de 2019-2020 sezonu için küme düşme kaldırıldı. MKE Ankaragücü, Hes Kablo Kayserispor ve BtcTurk Yeni Malatyaspor, gelecek sezonda da Süper Lig’de mücadele edecek. Yeni yabancı kuralının uygulanması bir yıl ertelendi.

    Ayrıntılar geliyor…