Etiket: manşet

  • “Hiçbir hain bu üniformayı taşıyamaz!”

    “Hiçbir hain bu üniformayı taşıyamaz!”

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ve Bakan Yardımcıları ile 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığında düzenlenen törene katıldı.

    Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında alınan önlemlerin uygulandığı törende, 15 Temmuz’daki hain darbe girişimine engel olmaya çalışırken şehit olanların yakınları, sivil ve asker gaziler de yer aldı.

    Törendeki konuşmasına, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle Türkiye’yi karanlığa gömmek isteyenlere karşı hayatı pahasına mücadele eden, milli iradeye ve demokrasiye inanmış sivil, asker, herkesi saygı ve şükranla selamlıyorum” ifadesiyle başlayan Akar, stratejik öneme haiz bir coğrafyada bulunan Türkiye’nin tarihi boyunca birçok tehdit ve tehlikeye maruz kaldığını söyledi.

    Türkiye’nin her yönden önemli ve yüksek potansiyele sahip stratejik coğrafyasının dün olduğu gibi bugün de vatan ve milletin huzur ve güvenliğine yönelen tehdit ve tehlikelerin hedefi olduğuna dikkati çeken Akar, “Yeni nesil terörün bir örneği olan alçak FETÖ’nün, hain 15 Temmuz kalkışması da bunların bir yansımasıdır. Kutsal değer ve sözde referanslarla zihinleri devşirilen, devletin ve insan hayatının her alanına sirayet eden FETÖ’nün hain militanları 15 Temmuz’da milletimize, devletimize, ordumuza, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve demokrasimize karşı tarihimizde görülmemiş bir ihanete kalkışmıştır.” diye konuştu.

    “Demokrasi tarihinde önemli bir milattır”

    Şanlı tarihi boyunca karşılaştığı zorlukları bir ve beraber olarak aşan asil milletin bu ihanet karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yüksek siyasi liderliğinde 7’den 70’e bütün fertleriyle tek vücut olarak bu alçakların hain darbe girişimini akamete uğrattıklarını anımsatan Akar, “Halkımızın verdiği bu mücadele, Türkiye ve dünya demokrasi tarihinde önemli bir milattır. Zira tarihi boyunca egemenliği, bağımsızlığı, milli ve manevi değerleri uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan asil milletimiz Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarma ve emniyet güçlerimizin vatansever evlatlarıyla birlikte bu alçaklara gereken cevabı vermiş egemenliğin kayıtsız, şartsız millete, yani kendisine ait olduğunu, milli iradeye kimsenin tahakküm edemeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiş, gelecek nesillere, bir demokrasi mirası bırakmıştır.” ifadelerini kullandı.

    Darbe girişiminde tereddüt etmeden canlarını veren şehitler ile fedakar gazilerin kahramanlık ve fedakarlıklarının her türlü takdirin üzerinde olduğunu dile getiren Akar, şunları kaydetti:

    “Gururla belirtmek isterim ki, yurt içi ve sınır ötesinde düzenlenen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Barış Kalkanı ve Pençe harekatları ve sayısı giderek artan büyük tatbikatlarda elde edilen başarılar, FETÖ’den temizlendikçe daha da güçlendiğimizin en açık göstergesi, delilidir. FETÖ ile mücadele kapsamında 15 Temmuz’dan bugüne kadar 20 bin 77 kişi ihraç edilmiştir. Elde edilen yeni bilgi, belge ve verilerle bir bütün halinde mücadeleye kararlılıkla, azimle devam ediyoruz. TSK’nın şanlı üniformasını hiçbir hainin taşımasına müsaade etmeyeceğiz.”

    “Terör belasını bitirmekte kararlıyız”

    Hulusi Akar, kahraman Türk ordusunun 15 Temmuz’dan sonra icra ettiği operasyonlarla “girilemez” denilen yerlere girdiğini, “ulaşılamaz” denilen yerlere ulaştığını, güney sınırlarında oluşturulmak istenen terör koridorunu yerle bir ederek asil millet ve hudutların güvenliğini sağladığını belirterek, “Operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda ve aynı hassasiyetle devam ediyor ve edecek. Terör belasını bitirmekte kararlıyız. TSK, her taşın altına bakacak, her mağaraya girecek ve bu teröristleri saklandıkları yerde etkisiz hale getirecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 17 bin 27, bu yılın başından itibaren de toplam 1900 terörist etkisiz hale getirilmiştir.” dedi.

  • “15 Temmuz tarihi bir kırılma noktasıdır”

    “15 Temmuz tarihi bir kırılma noktasıdır”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programı kapsamında önce Beştepe’deki anıta çiçek bıraktı. Ardından Meclis’teki anma törenine katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada “15 Temmuz tarihi bir kırılma noktasıdır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki 15 Temmuz Anıtı’na çelenk bıraktı.

    Bazı şehit yakını ve gazilerle birlikte Külliye’den abideye yürüyen Erdoğan’a, kısa süre önce Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı görevine atanan 15 Temmuz gazisi eski Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan da eşlik etti.

    Cumhurbaşkanı ardından şehitler için dua etti.

    Sonrasında TBMM’deki 15 Temmuz Şehitlerini anma törenine katılan Erdoğan, burada bir konuşma yaptı.

    “Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz’da ülkemize saldıran hainleri TBMM’yi hedef alması rastgele bir tercih değil. Bu Meclis masa başında değil savaş meydanında kurulmuş bir Meclis’tir. Sadece düşmanla değil ihanetle mücadele ederek zafere yürümüş bir Meclis’tir. bu Meclis Polatlı’dan top sesi gelirken de tepesine bomba yağarken de millete hizmet etmeyi sürdürmüş bir Meclis’tir. Böyle bir Meclis mensubu olmaktan şeref duyuyorum.

    Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı olarak bu Meclis’te yemin ederek görev yapmaktan şeref duyuyorum. 15 Temmuz tarihi bir kırılma noktasıdır. 15 Temmuz sıradan bir darbe girişimi değildi. Malazgirt’te ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. İstanbul’un fethinde ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. İstiklal savaşında ne olmuşsa 15 Temmuz’da o olmuştur. 15 Temmuz, bu topraklarda yaşadığımız, asırlar boyunca verdiğimiz varlık yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır. Her kim 15 Temmuz’u küçümsemeye, önemsizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya, karikatürleştirmeye çalışıyorsa bilin ki amacı, işte bu derin tarihi anlamı gölgelemek, gözlerden kaçırmaktır.

    Eğer güçleri yetseydi, bu Meclisi taş üstünde taş bırakmayacak şekilde yıkmaktan çekinmeyeceklerinden emin olunuz. Eğer güçleri yetseydi ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı başta olmak üzere, seçilmiş tüm yöneticilerini katletmekten çekinmeyeceklerinden emin olunuz. Örgütün sinsi yapısı sebebiyle tespitlerimizi somutlaştırmakta ve etkili tedbir almakta zorlanıyorduk.

    Hep birlikte ‘önce Türkiye’ dediğimiz sürece, bu Meclis’in çatısı altındaki görüş ayrılıklarının, tartışmaların, müzakerelerin hepsi de makbulümüzdür, hatta zenginlik kaynağımızdır.

    Bazen tek bir kahraman koskoca bir milletin kaderini değiştirir. 15 Temmuz’da ülkemizin dört bir yanında milyonlarca kahraman ortaya çıkmış ve kendileriyle birlikte tüm milletin geleceğine damga vurmuştur.

    15 Temmuz’da deşifre olan FETÖ hücrelerinin hızla tasfiyesiyle Türkiye her alanda yepyeni ufuklara kavuşmuş, yepyeni hamleler içine girmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri uzun yıllardır icrası için bir türlü harekete geçiremediğimiz operasyonlarını ardı ardına yapmaya başlamıştır. Bürokrasiden, iş dünyasına kadar her yerde insanlarımız öz güvenle yönlerini geleceğe çevirmişlerdir.”

     

  • Bursalılar dikkat! Bugün bu yollar kapalı

    Bursalılar dikkat! Bugün bu yollar kapalı

    Bugün Bursa’da 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanında “Demokrasi ” mitingi düzenlenecek. Bu nedenle bazı yollar, araç trafiğine kapatılacak.

    15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı istikameti Haşimişcan Caddesi gidiş istikametinde bulunan Haşimişcan Caddesi Orta lambalar kavşağına kadar gidiş ve Haşimişcan Caddesi Orta lambalar kavşağından 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı istikameti geliş istikametleri her iki yön;

    Altıparmak Caddesi (Ahmet Hamdi Tanpınar Caddesi)Varyant altından 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanına ve Haşimişcan Caddesine gidiş istikameti, Fevzi Çakmak Caddesi (Demokrasi Meydanı Hakimiyet Kavşağı Arası her iki yönde) 15 Temmuz 2020 günü saat:16.30’ dan 16 Temmuz 2020 günü saat:05.:00’ a kadar ana yollar ile bağlantı yolları araç trafiğine kapatılacaktır.

    Acem Reis Cami istikametinden, Haşimişcan Caddesi istikametine ve İnönü Caddesinden Haşimişcan Caddesi ve 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Meydanı istikametlerine trafik durumuna göre zaman zaman araç trafiğine kapatılacaktır.

    Gençosman Kavşağından- Kent Meydanı- Uluyol Kavşağı- Hâkimiyet Kavşağının geliş ve gidiş istikameti şerit daraltma uygulanarak zaman zaman kısa süreli araç trafiğine kapatılacaktır.

    Sancak Koşusu’nun başlayacağı saat:21.30’dan koşunun biteceği saate kadar Hamzabey Caddesi-Çekirge Caddesi kavşağından itibaren (Çekirge Caddesi–Altıparmak Caddesi) Demokrasi Meydanı istikametine ana yollar ile bağlantı yolları her iki yön trafiğe kapatılacaktır.

    ALTARNATİF GÜZERGÂHLAR

    Altıparmak Caddesi- Stad Kavşağından- İzmir yoluna çıkmak isteyen sürücüler Çekirge Caddesi – Çelik palas Lambalar- Kükürtlü- Acemler istikametler- Ankara yoluna çıkmak isteyen sürücüler Altıparmak- İpekiş- Merinos Gençosman, ya da İnönü- Setbaşı- Yeşil istikametlerini, İstanbul yoluna gitmek isteyen sürücüler Gençosman- İstanbul yolu istikametlerini kullanmalarının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

  • 15 Temmuz Darbe Girişiminin 10 üst düzey ismi

    15 Temmuz Darbe Girişiminin 10 üst düzey ismi

    251 vatandaşın şehit olduğu Türkiye tarihinin en karanlık gecelerinden 15 Temmuz için SETA tarafından özel bir kitap hazırlandı. Kitapta, darbe girişimini yöneten 10 üst düzey darbecinin detaylı profilleri yer aldı, faaliyetleri delilleriyle anlatıldı.

    15 Temmuz’un üzerinden 4 yıl geçti. Bu süreçte birçok soruşturma tamamlandı, davalarda kararlar çıktı. Açık delillere rağmen suçlarını inkâr eden birçok sanık ağır cezalara çarptırıldı. FETÖ’ye yönelik soruşturmalar halen devam ediyor. Yine bu süreçte birçok kitap ve makale yazıldı. Gün yüzüne çıkan yeni bilgiler ışığında, darbecilerin kanlı yüzleri detaylarıyla ortaya konuldu. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından hazırlanan ‘FETÖ’nün Askeri Kanadı-Genelkurmay Çatı Davası’ adlı kitap da 15 Temmuz sürecine dair dikkat çeken detayları ortaya koyuyor. Kitapta, darbeyi fiilen sevk ve idare eden general, amiral ve albay rütbesindeki 10 eski askerin detaylı profilleri yer alıyor. Dava dosyalarına giren hukuki belgelere dayalı olarak hazırlanan kitapta yer alan profiller ve açıklamalar şöyle:

    CUNTACILARIN BİR NUMARASI

    Akın Öztürk: Eski orgeneral. Darbe gecesi Akıncı Üssü’ndeydi. Darbeciler tarafından ‘genelkurmay başkanı’ olarak görevlendirilmişti. Darbeye karşı olan üst düzey generallerin Akıncı Üssü’nde rehin tutulduğunu biliyordu. Akıncı’da rahat bir şekilde hareket ediyordu. Darbe girişimine yönelik askeri faaliyetleri koordine etti.

    AKINCI’NIN KİLİT İSMİ

    Mehmet Dişli: Eski tümgeneral. Darbe girişiminin en kilit isimlerinden biri. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a darbe girişiminin başladığını haber verdi ve kendilerine katılmasını istedi. Rehin alınan Hulusi Akar ve diğer generallerin Akıncı’ya götürülmesi emrini verdi.

    DARBENİN ATAMA LİSTESİNİ HAZIRLADI

    Mehmet Partigöç: Eski tuğgeneral. Darbecilerin Genelkurmay Karargâhı’ndaki sorumlusuydu. Darbeciler onu TSK’nın komuta yapısında bulunmayan bir göreve; ‘Genelkurmay 2. Başkanı Yardımcısı’ olarak atamışlardı. Adil Öksüz’ün idaresinde yapılan darbe toplantılarına katıldı. Darbe girişimi için personel atama listesini hazırladı. Darbe girişiminin Genelkurmay ayağını yönetti.

    TÜM EYLEMLERİ PLANLAYAN İSİM

    Ömer Faruk Harmancık: Eski tuğamiral. Darbenin ‘beyni’ sayılan isimlerden biriydi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda darbe girişimi sürecinde yapılacak bütün eylemleri o planladı. Darbe girişimi gecesi Akıncı Üssü’nde süreci idare edenlerden biriydi.

    AKAR’I FETÖ’YLE GÖRÜŞTÜRMEK İSTEDİ

    Hakan Evrim: Eski tuğgeneral. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar rehin alındıktan sonra onu Fetullah Gülen ile görüştürmeye çalışan darbeci. Akıncı üssündeki sivil yöneticilerden Kemal Batmaz’a ‘baş selamı’ verdiği görüntüler dosyaya girdi. Ancak Evrim bu görüntüleri inkâr etti. Akıncı’dan kalkan ve Ankara’daki saldırıları yapan savaş uçaklarını koordine etti.

    BOMBALARI O ATTIRDI

    Ahmet Özçetin: Eski kurmay albay. Akıncı’daki hava harekâtını yönetti. Onun sevk ettiği uçaklar Cumhurbaşkanlığı külliyesini, Meclis’i ve Özel Harekât Daire Başkanlığı’nı bombaladı. O gece yaptığı bütün telsiz görüşmeleri kayıtlara geçti. Davada aleyhine delil oldu.

    MİT MÜSTEŞARI OLACAKTI

    Gökhan Şahin Sönmezateş: Eski tuğgeneral. Darbe yapılsaydı ‘MİT müsteşarı’ olarak görevlendirilecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ele geçirme ve suikast girişiminin de yer aldığı eylemlerden sorumluydu. Marmaris’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan tim ona bağlıydı. Cumhurbaşkanı’na yönelik eylem emrini Özel Kuvvetler’de görevli general Semih Terzi’den aldığını ve darbeye katıldığını itiraf etti.

    GENERALLERİN ABİSİ

    Kubilay Selçuk: Eski tümgeneral. Akıncı Üssü’nde süreci yöneten en etkili isimlerden biri. Darbe için hazırlanan bildiriyi burada okuyarak prova yaptı. Tanık ifadelerinde ‘İzmir’de görev yapan generallerin abisi’ olarak geçti.

    KÖPRÜDE ATEŞ EMRİNİ VERDİ

    Muzaffer Düzenli: Eski kurmay albay. İstanbul’daki darbe girişimi faaliyetlerini Akıncı üssünden yönetti. İstanbul’daki bütün planlamaları o yaptı. Boğaz Köprü’sünün kapatılması, toplanan kalabalıkların ateş açılarak dağıtılması ve diğer eylemlerin başlaması talimatlarını verdi. Whatsapp üzerinden verdiği bütün emir ve talimatlar ele geçirildi.

    AKINCI ÜSSÜ’NÜN KOORDİNATÖRÜ

    Mustafa Avıalan: Eski kurmay albay. Akıncı Üssü’nde darbeyi koordine edenlerden biriydi. Adil Öksüz’ün darbe toplantısına katılmıştı. Darbe girişiminin yaşandığı gece, diğer üst düzey yöneticilerle birlikte süreci koordine etti.

    (Hürriyet)

     

     

  • “Darbe gecesi hiç umutsuzluğa kapılmadım”

    “Darbe gecesi hiç umutsuzluğa kapılmadım”

    “Polislere uzun namlulu silah verin, darbeci askerleri hiçbir kuruma sokmayın” talimatını ilk veren emekli Emniyet Müdürü Mahmut Karaaslan, darbe girişimini nasıl püskürttüklerini anlattı: “Tüm arkadaşlarıma ‘Bu bir istiklal mücadelesidir, vatanı için canını verenlerle vatan hainlerinin mücadelesidir’ çağrısı yaptım.”

    Bu vatan için ölmeye yemin etmişlerdenim. Vatanımızı hainlere teslim etmemek için ‘İşte öleceksek o an, bu an’ dedim kendime. ‘Bu bir istiklal mücadelesidir, vatanı için canını verenlerle vatan hainlerinin mücadelesidir’ çağrısı yaptım” diyor Mahmut Karaaslan. Darbe gecesi, en kritik görev olan Ankara Emniyet Müdürü idi Karaaslan “Polise uzun namlulu silah verin, darbecileri hiçbir kuruma sokmayın” talimatını verip girişimi nasıl püskürttüklerini anlattı.

    “O akşam terör, istihbarat, KOM daire başkanlarının da bulunduğu bir yemekteydim. Saat 21.00 sıralarında Genelkurmay Kavşağı’ndan silah sesleri geldiği haberini aldım. İlgili yardımcımı gönderdim, ‘Silah sesleri Genelkurmay Karargâhı içinden geliyor’ diye aradı. Hemen Genelkurmay’ın olduğu noktaya gittim. ‘İçeriye teröristler sızmış’ diye bilgi verilmiş, arkasından içeriden bir subay, ‘Asker cinnet getirdi’ diye bize haber gönderdi. Bir tuhaflık vardı, hemen Genelkurmay Harekât Merkezi’ni aradım, ‘Bize de ne olduğu konusunda bilgi vermiyorlar’ deyince bir şeylerin ters gittiği artık ortadaydı. Vali ve Emniyet Genel Müdürü’nü arayarak ‘Sağlıklı bilgi verilmiyor. İç darbe var sanırım’ dedim. Bunu dediğimde henüz İstanbul’da köprüler kapatılmamıştı. F-16’lar Ankara üzerinde uçuş yapmaya başlayınca ‘Artık tamam’ dedim, ‘bu FETÖ darbesidir’.

    Daha hiçbir şey netleşmemişken telsizden Ankara’daki tüm polis teşkilatına ‘Kritik, hassas noktadaki kurumlar ve emniyet müdürlüklerine hiçbir asker sokulmayacak. Ateş edilirse misliyle karşılık verin’ talimatını verdim. Tüm personeli göreve çağırdım. Silah ve mühimmat ihtiyacı olur diye yine telsizden ‘Görevliyi beklemeyin, depoların kapılarını kırın. Herkes uzun namlulu silahları alsın’ emri verdim. Silah ihtiyacı olur diye Emniyet Genel Müdürlüğü’nden kamyonlarla uzun namlulu silahları aldırıp personele dağıtılmasını sağladım. Tüm kritik noktalara arkadaşları yönlendirdim.

    Kahramanlar püskürttü

    Tümgeneral Arif Çetin (Halen Jandarma Genel Komutanı) aradı, ‘Darbeciler Jandarma Genel Komutanlığı’nı işgal etti’ dedi. 40 kişilik Özel Harekâtçı polis birliğini Beştepe’deki Jandarma Genel Komutanlığı’nı kurtarması için gönderdim. O kahramanlarımız saatlerce darbecilerle çatıştı ve sabaha karşı Jandarma Genel Komutanlığı’nı darbecilerden temizledi. Emniyet Genel Müdürü’ne söyledim, şehir dışındaki tüm Özel Harekâtçı polisler Ankara’ya çağrıldı. Gece 2.00 gibi 2 bin civarında Özel Harekât polisi Ankara’ya geldi. Darbeciler Ankara Emniyet binasına da tankla girmeye çalıştı, buradaki arkadaşlarımız kahramanca çatıştı. Havadan bombalandı, yerden bombalandı, kahraman arkadaşlarımız canı pahasına çatışarak emniyet binamızı darbecilere teslim etmedi.”

    “Bu iş tamam” dedim

    Darbe gecesi hiç umutsuzluğa kapılmadım. Bu adamları tanıyorum, yüreksiz adamlar. Karşı konulduğunda kaçacak delik ararlar. İlk gözaltına alınan darbecilerin görüntüleri gelmeye başlayınca ‘Bu iş tamam. Hainlerin işi bitti’ dedim. FETÖ’cülerden böyle bir hareket bekliyordum çünkü deşifre olmuş, sıkışmışlardı.

    Geçmişte yaptıkları vicdansızlıkları, masum insanları tutsak etmeleri, intihara sürüklemelerine bakınca bunlardan beklenirdi. Gün vatanı kurtarma günüydü, üzülecek zamanımız olmadı. O gece beni en çok etkileyen olaylardan biri Ankara Emniyet Müdürlüğü binasının bombalanmasıydı. Cumhuriyetimizin ve resmi törenlerin sembollerinden biriydi o bina.”

    Karaaslan’ın 15 Temmuz gecesi telsizden verdiği bazı talimatlar şöyle:

    – Merkez 33.10 konuşuyor… Bize ait binalarda görev alan personel kendini koruyacak şekilde, binayı koruyacak şekilde pozisyon alacak, müdüriyet binamız başta olmak üzere girmek isteyen yabancı unsurlarla gerekiyorsa silahlı çatışmaya girecek, imha edecek, kimse teslim olmayacak.

    – Merkez, ateş eden kim olursa olsun, üniformalı filan bakmayacak, asker masker denmeyecek, misliyle karşılık verilecek. Hangi unsurumuz olursa karşılık verecek.

    – Merkez 33.10 Genelkurmay civarındaki tüm unsurlarımıza hitap ediyorum, Genelkurmay’ın içine girmeye kimse kalkışmasın. Genelkurmay’ın dış çevresinde konuşlanmamız devam edecek, içeriye resmi, sivil hiçbir personelimiz girmeye kalkışmasın benim talimatım olmadan.

  • “Gülen’in iade edilmemesi müttefikliğe gölge düşürüyor”

    “Gülen’in iade edilmemesi müttefikliğe gölge düşürüyor”

    Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “FETÖ elebaşının halen ülkemize iade edilmemesi ve ABD’de ikamet etmesine müsaade edilmesi, Türkiye ile ABD arasındaki müttefiklik ruhuna gölge düşürmektedir” dedi.

    Sözcü Kalın, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle yayımladığı mesajında, 15 Temmuz darbe girişiminin 4’üncü yılında Türkiye’nin demokrasisini ve özgürlüğünü korumak için tam bir kararlılık içinde olduğunu vurguladı. Sözcü Kalın, “Emperyalist güçlerin taşeronluğuna soyunan din ve eğitim kisvesi altındaki hain FETÖ örgütü amaçlarına ulaşamamış, milletimiz bu mücadeleden güçlenerek çıkmıştır. Ülkemizin başına bir daha böyle bir musibetin gelmemesi için birlik ve beraberlik içinde çalışmaya devam edeceğiz. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yuvalanmış FETÖ iltisaklı bir grubun başlatmış olduğu darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, birçok kurumumuz ile vatan toprağımız topyekûn bir saldırı ve işgal girişimine uğramıştır” ifadelerini kullandı.

    ‘BUNLARI ASLA UNUTMAYACAĞIZ’

    Sözcü Kalın, darbecilerin aynı gece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesini hedef alan bir suikast girişiminde bulunduğunu anımsatarak, “Cumhurbaşkanımızın çağrısı ile halkımız darbe kalkışmasını engellemek için sokaklara çıkmış. Üzerlerine F-16’lar, tanklar ve ağır silahlarla ateş açılmasına rağmen eşi görülmemiş bir direniş ve kahramanlık örneği göstererek, canları pahasına bu kanlı darbeyi püskürtmeyi başarmıştır. O gece 251 masum vatandaşımız darbecilerin hain kurşunlarıyla şehit edilmiş, 2194 vatandaşımız da gazi olmuştur. Bunları asla unutmayacağız, unutturmayacağız” diye konuştu.

    ‘GERÇEK YÜZÜ TÜM ÇIPLAKLIĞIYLA ORTAYA ÇIKTI’

    Din, eğitim ve sivil toplum gibi farklı kisveler altında sapkınlığını gizleyerek yıllarca insanların kalplerini ve zihinlerini işgal eden FETÖ’nün gerçek yüzünün artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıktığını kaydeden Sözcü Kalın, “Demokratik yönetimi cebren ele geçirmeyi hedefleyen ve gayr-ı meşru yöntemlerle sinsi emellerine ulaşmak isteyen bu eli kanlı terör örgütünün tüm planları, Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve milletimizin desteğiyle 15 Temmuz’da tarihin çöplüğüne gömülmüştür. FETÖ ile mücadele, hukukun üstünlüğü ve temel hak ve özgürlüklerin korunması prensipleri gözetilerek, devletin içindeki örgütsel yapılanması deşifre edilip, mensupları hakkında adil yargılama zemininde kararlılıkla ve titizlikle devam etmekte, bağımsız mahkemeler önünde hesap sorulmaktadır. FETÖ’nün devlet kurumları dışında kalıp eğitimden medyaya, ticaretten sivil topluma uzanan tüm paravan oluşumları etkisiz hale getirilmiştir” ifadesini kullandı.

    ‘İYİ BİR SINAV VEREMEMİŞTİR’

    FETÖ’nün yurt dışında Türkiye aleyhine yürüttüğü faaliyetleri sonlandırmak için girişimlerin devam ettiğine dikkat çeken Sözcü Kalın, “15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ mensuplarının başta ABD ve Avrupa olmak üzere dünyanın farklı ülkelerine kaçarak, işledikleri ağır suçların cezasını çekmeden yaşamalarına müsaade edilmesi ikili ilişkilerimize zarar vermektedir. Türkiye, terör tehdidi altındaki ülkelerin ulusal güvenliğini esas alan bir duruş sergilerken özellikle Batılı ülkeler bu konuda iyi bir sınav verememiştir. FETÖ elebaşının halen ülkemize iade edilmemesi ve ABD’de ikamet etmesine müsaade edilmesi, Türkiye ile ABD arasındaki müttefiklik ruhuna gölge düşürmektedir. Hain FETÖ terör örgütünün demokrasimize yönelik oluşturduğu tehdidi görmezden gelen bazı batılı ülkelerin siyasi saiklerle 15 Temmuz realitesine kayıtsız kalması, kendi değerleriyle çeliştiklerini ortaya koymaktadır” dedi.

    ‘TÜRKİYE KARARLILIKLA MÜCADELEYE DEVAM EDECEK’

    15 Temmuz’da, FETÖ’nün ulusal güvenliğe yönelik varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu belirten Kalın şunları kaydetti:

    “Bu tehdidin bertaraf edilmesiyle birlikte içeride olduğu kadar, dış politikada, özellikle de güvenlik alanında ülkemiz ivme kazanmıştır. Sınırlarımız içinden ve dışından gelen terör tehditleri karşısında mukavemet kapasitemiz artmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçleri bu hainlerden temizlendikten sonra asli görevini tam bir azim ve başarıyla yürütmeye başlamıştır. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın; Türkiye FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer tüm terör örgütlerine karşı kararlılıkla mücadeleye devam edecek; demokrasisini, özgürlüğünü ve bağımsızlığını her tür tehdit ve tehlikeye karşı koruyacaktır. Vatanı için kahramanca canlarını feda eden 15 Temmuz şehitlerimizi hürmetle, minnetle ve rahmetle yâd ediyorum. Milli birlik ve beraberliğimizin bir nişanesi olan 15 Temmuz ruhunun nesiller boyu daim olmasını temenni ediyorum.”

  • Bursa’da toplu taşıma araçları ücretsiz

    Bursa’da toplu taşıma araçları ücretsiz

    BURULAŞ’ın Twitter hesabından yapılan açıklamaya göre Bursa’da Şehir içi Burulaş Otobüsleri ve raylı sistem hatları bugün saat 19.00 itibariyle ücretsiz olacak.

    BURULAŞ’tan yapılan açıklama şu şekilde:

    “Şehir içi Burulaş Otobüsleri ve Raylı Sistem hatları saat 19.00 itibariyle ücretsiz olacaktır. 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece, tren seferlerimiz 01.15’te son bulacaktır.”

  • Kahreden detayı, Ömer Halisdemir’in kardeşi anlattı

    Kahreden detayı, Ömer Halisdemir’in kardeşi anlattı

    FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki kalkışması sırasında darbeci general Semih Terzi’yi vurarak öldürüp, darbe girişiminin seyrini değiştiren ve kendisi de şehit olan Astsubay Ömer Halisdemir’in kardeşi Soner Halisdemir, o gece yaşananları şöyle anlattı:

    “Ailece İstanbul’daydık. Ağabeyim saat 18.00-19.00 sıralarında babamla görüştü. Pazar günü evinin temelini atmak için memlekete gelecekti. Babamdan kurbanlık ayarlamasını istedi. Komutanından da Cumartesi-Pazar günü için izin aldı. Cuma günü tuttuğu nöbet aslında kendi nöbeti değildi. Hatta arkadaşları, ‘Sen köye gideceksin, nöbetini paraf yapalım’ demişler. Ağabeyim kabul etmemiş; ‘Nöbetimi tutar öyle köye giderim işlerimi hallederim’ demiş.”

    BABA-EVLAT İLİŞKİLERİ VARDI

    Ağabeyi ile Zekai Aksakallı arasındaki ilişkiyi de anlatan Soner Halisdemir, şunları söyledi:

    “Ağabeyim ilk vatani görevini, askerliğini yaptığında, bir tuzaklamada üstün başarı gösteriyor. O zaman asker çavuş. Aksakallı da o zaman üsteğmen rütbesiyle, operasyonda. Zekai Paşa, operasyon bittikten sonra, helikopterde ağabeyime askerliğe devam edip etmeyeceğini soruyor ve olumlu cevap alıyor. Ağabeyim ‘Çok istiyorum’ diyor. ‘Eğer sınavlara gireceksen bizim birliğe gel’ diyor. Paşa ile hayatları böyle başlıyor. Onların arasında komutan-askerden çok, baba-evlat ilişkisi vardı. Zekai Paşa’yla bu şekilde tanışıyorlar. Ağabeyim askerlikten geldikten 5 ay sonra uzmanlık sınavlarına giriyor. Polislik sınavlarına da giriyor, ikisini de kazanıyor. Uzmanlığı tercih ediyor. Sonra özel kuvvetlere başlıyor. Özel kuvvetlerde de ilk karşılayan Zekai Aksakallı. O gece görevi sadece Semih Terzi’ydi. Sadece beylik tabancısı vardı. Uzun namlulu silah yoktu. 28 kişilik gelen grubun içerisinde, iki kere hayatını kurtardığı Hasan isminde öğrencisi de vardı. Keskin nişancı. Ağabeyim daha önce onu fark ediyor ve ‘Elini tetikten çekme, sakın ateş etme’ diyor. Semih Terzi’yi o kadar koruyorlar ki karargaha girmek üzere oldukları için bir gevşeklik oluyor. Semih Terzi’nin üzerinde çelik yelek var. Kafadan-göğüsten vuruldu diyorlar, hayır. Çelik yeleğin boşluğundan, ciğerden sıkıyor 4-5 metre mesafeden iki tane. Ağabeyim ondan sonra kimseyle çatışmıyor. Daha sonra bağırıyor; ‘Zekai Paşa’nın emriyle’ diye. Daha sonra koşarken, ‘Sakın ateş etme’ dediği öğrencisi kendisine ilk kurşunu sıkıyor. Bunlar ifadelerde var.”

  • Erdoğan: Devletin tek ve asli sahibi millettir

    Erdoğan: Devletin tek ve asli sahibi millettir

    Bin senedir üzerinde yaşadığımız bu topraklarda varlığımızı idame ettirebilmek için hep büyük bedeller ödedik.

    İrili, ufaklı pek çok devlet kurarak bugüne kadar geldik. Döneminin en büyük devletlerinden olan Büyük Selçuklu’nun parçalanmasının en önemli sebeplerinden birisi sapkın bir akım olan Haşhaşilerin sinsi faaliyetleriydi. Selçuklu’nun dağılmasını müteakip Anadolu’nun imarında çok büyük katkıları olan Türk beyliklerinin ortaya çıkması, milletimizin bu topraklarda tutunma iradesi ve direncinin bir tezahürüydü.

    Bu beyliklerden biri de tarihin gördüğü en güçlü kurumsal yapılardan olan Osmanlı Devleti’ydi. Yaklaşık 600 yıl boyunca çok geniş bir alanda güçlü bir yönetim sergileyen Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tarihteki yerini almak üzere sahneden çekildi. Türk tarihindeki her benzer hadisede olduğu gibi, Osmanlı yıkılırken yerini yeni ve genç bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti aldı.

    KARŞILAŞTIĞIMIZ SIKINTILARIN EN KALLEŞÇESİYDİ

    Cumhuriyet döneminde de geçmişteki devletlerimizin yaşadıkları sıkıntıların benzerleriyle karşılaştık. Kimi zaman dış saldırılar ve tuzaklar, kimi zaman içeriden gelen ihanetler, milletimizi meşgul ve mağdur etti. 15 Temmuz ihaneti ise bin yıldır bu topraklarda karşılaştığımız sıkıntıların en kalleşçesiydi.

    Milletimiz, bin yıldır ne yaşarsa yaşasın, bu topraklarda ilelebet var olma iradesinden asla vazgeçmedi. 15 Temmuz ihaneti, bizi bu topraklarda yaşama irademizden vazgeçirmeye yönelik en son tertipti. İlhamını ve örgütlenme modelini bin yıl önceki yapılardan alan FETÖ’nün amacı, başarabilirse vatanımızı işgal etmek, başaramazsa iç mücadeleyle milletimizin enerjisini tüketmekti. Ancak milletimiz o gece destansı bir cesaret ve kahramanlık örneği sergileyerek, bu ihaneti sabah olmadan bertaraf etti.

    Allah’ın yardımı, milletimizin istiklaline ve istikbaline olan bağlılığı, dostlarımızın duası sayesinde başarısızlığa uğrayan 15 Temmuz darbe girişimi, benzer tüm niyetlerin de tarihin çöplüğüne havale edilmesine vesile oldu.

    UZUN VE MEŞAKKATLİ BİR SÜREÇ, BİLİYORUZ

    Devlet ve toplum hayatımızın kılcal damarlarına kadar sızan terör örgütü FETÖ’yü titiz bir çalışmayla büyük ölçüde tasfiye ettik. Elbette böylesine sinsi ve karanlık bir örgütle mücadelenin uzun ve meşakkatli bir süreç olduğunu biliyoruz. Sonuna kadar dikkatimizi canlı tutacak, gardımızı indirmeyeceğiz. Ülkemize ve milletimize yapılan ihanetin hesabını sonuna kadar soracak, kimseyi mağdur etmeden suçluları cezalandıracağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar, peşlerini bırakmayacağız. Rabbimizin “Sizin şer gördüklerinizde hayır, hayır gördüklerinizde şer vardır” emri ilahisinin tecellisi olarak bugün Türkiye, 15 Temmuz öncesinden daha güçlü, milletimiz 15 Temmuz öncesinden daha muhabbetlidir. Ordumuz, polisimiz ve yargımız başta olmak üzere devlet kurumlarımız hainlerden temizlendiği için Türkiye, terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor. Bununla da kalmıyor Irak, Suriye ve Libya gibi sınır ötesi faaliyetleriyle güvenlik hattını çok ilerilere taşıyor.

    HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

    İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırarak, ihanet şebekelerinin ve onların iplerini ellerinde tutanların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz. 15 Temmuz darbe girişiminin dördüncü yıldönümünde, o gece bir gül bahçesine girercesine şehadete koşan şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum.

    Bin yıldır hep olduğu gibi, bir kez daha bu ülkeyi ebedi vatan yapma iradesini tüm dünyaya haykıran milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum.

    Recep Tayyip ERDOĞAN
    Türkiye Cumhurbaşkanı

  • Mustafa Dündar’dan 15 Temmuz mesajı

    Mustafa Dündar’dan 15 Temmuz mesajı

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yayınladığı mesajında, “15 Temmuz hain darbe girişimi, bu ülkenin gelişimini, büyümesini ve tarihteki hüviyetine kavuşmasını engellemek adına yapılan bir girişimdir. Türk Milleti, Kurtuluş Savaşı’ndan bugüne alın teriyle çalışıp, dişiyle, tırnağıyla mücadele ederek, ekonomisini güçlü hale getirmiştir. Bu ekonomik ve siyasal güçlenme ile Türkiye, hem bölgesinde hem de dünya çapında söz sahibi olmuştur. Bunu gören emperyalist zihniyet, bu milletin tarihteki konumuna yeniden gelmemesi için böyle bir işgal girişiminde bulunmuştur. Haçlı zihniyeti, hiçbir zaman Türkiye üzerindeki, emellerinden ve hedeflerinden vazgeçmemiştir. Bu milletin önünü kesmek adına sürekli girişimlerde bulunmaktadırlar. 15 Temmuz’da milletimiz tek yumruk olarak ülkemize, milletimize, bayrağımıza ve demokrasimize yapılan bu saldırıyı geri püskürtmüştür” dedi.

    15 Temmuz hain darbe girişimin Türkiye’nin yeniden dirilişi olduğunu ifade eden Başkan Dündar, “Böyle durumlarda halkın tek yumruk olabilmesi için güçlü bir lidere ihtiyacı vardır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, o gece ne kadar büyük bir lider olduğunu bir kez daha göstererek, milletimizin vatanına ve bayrağına sahip çıkması için gerekli mesajı vermiştir. Halkımız Cumhurbaşkanımızın mesajı ile caddelere, sokaklara ve meydanlara çıkarak silahsız bir şekilde, bu milletin askerlerini ve silahlarını kullanarak milletimizin üzerine salan kişilere karşı mücadele etmiştir. 15 Temmuz, Türk Milleti’nin yeniden tarih sahnesinde yer almaya başladığının ilk adımıdır. Ayasofya Camii’nin açılışı da ikinci adımdır. Bu adımlarımız devam edecek ve bu millet tarihteki hüviyetini yeniden alacaktır” diye konuştu.