Etiket: manşet

  • Kestel’de sel felaketinin izleri siliniyor

    Kestel’de sel felaketinin izleri siliniyor

    Bursa’nın Kestel ilçesinde 6 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan selin ardından bölgedeki yerleşim birimleri, yapılan çalışmalarla eski görünümüne kavuşmaya başladı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, Dudaklı Mahallesi başta olmak üzere selden zarar gören yerleşim birimlerinde çalışmalarını sürdürüyor.

    Bölgedeki hasar tespit çalışmalarının ardından çevre düzenlemesinin büyük çoğunluğu, Fen İşleri, Ulaşım, Park ve Bahçeler daire başkanlıkları ile Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) Genel Müdürlüğüne bağlı 200’ü aşkın personel ve iş makineleriyle tamamlandı.

    Çalışmalar kapsamında, yöredeki bütün evler tek tek kontrol edilerek, içlerine dolan sular tahliye edildi, çamurlar temizlendi. Mahalle içi yollarda sel sularının getirdiği çamur yığınları ve çamura saplanıp kalan araçlar kaldırıldı. Bataklığa dönen mahalle yolları stabilize malzeme ile kaplandı.

    Bölgede olay gününe göre yaşanan bu değişim, AA ekibince görüntülendi.

    “Devletimiz bütün imkanlarını seferber etti”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, planladıkları çalışmaların tamamına yakınını bitirdiklerini söyledi.

    Devletin bütün imkanlarını bölge için seferber ettiğini vurgulayan Aktaş, şu değerlendirmede bulundu:

    “Bakanlarımız bölgeye geldi. Milletvekillerimiz geldi ve ilk dakikadan itibaren başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere Kestel Belediyemiz ve ilgili tüm kurumlar harekete geçti. Ben bu noktada iyi niyetle, samimiyetle bu sürece destek veren tüm taraflara yürekten teşekkür ederim. Bölgedeki çalışmalar büyük çaba ve gayretle kısa sürede tamamlanma aşamasına geldi. Sel bölgesi neredeyse eski haline döndü. Hiçbir vatandaşımızın şüphesi olmasın, hayat tamamen normale dönene kadar gerekli ne varsa yapacağız.”

    Kestel ilçesine bağlı kırsal Dudaklı, Narlıdere, Aksu ve Kayacık mahallelerinde 21 Haziran Pazar günü akşama doğru etkili olan kuvvetli sağanak sele yol açmış, çok sayıda araç selde sürüklenmişti.

    Dudaklı Mahallesi’nde sel sonucu engelli Kader Akbaba yaşamını yitirmiş, Kayacık Mahallesi’nde ise sel sularına kapılan Ahmet, Türkan, Medine, Nazime ve Derya Bilen’in cansız bedenleri bulunmuştu.

    Bölgede 33 binada hasar oluşmuş, 30 bin 500 dönüm tarım arazisi zarar görmüştü.

  • Bursa’da ‘Baltalı cinayet’ yargılaması

    Bursa’da ‘Baltalı cinayet’ yargılaması

    Bursa’da, evinin inşaat işini aldığı akrabasını baltayla öldüren sanığın yargılanmasına devam edildi.

    Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Cevdet Uçar cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, tarafların avukatları da hazır bulundu.

    Maktul Süleyman Kıran’ın ablası Suzan Göksan, duruşmada verdiği ifadede, sanığın, dayılarının damadı olduğunu ve kardeşinin olay tarihinden önce evinin inşaat işini sanığa verdiğini söyledi.

    Kardeşi ile Cevat Uçar’ın bu iş için 26 bin liraya anlaştıklarını belirten Göksan, şöyle konuştu:
    “Yabancı kazanacağına akrabamız kazansın’ diyerek bu işi ona vermişti. Sanığa olan tüm borcu ödemişti, kendisine bir borcu kalmamıştı. Kardeşim Süleyman, olay tarihinden önce emekli olmuş ve 50 bin lira emekli ikramiyesi almıştı. Bu emekli ikramiyesinden 26 bin lirayı sanığa ödemişti. Geri kalan 24 bin ile de ev eşyaları alacaktı. Anladığım kadarıyla sanık, emekli ikramiyesinden kalan bu parayı kardeşimden alabilmek için onu öldürmüştür. Bunun dışında kardeşimi öldürmesini gerektiren aralarında herhangi bir anlaşmazlık, husumet, alacak verecek ilişkisi kalmamıştı. Sanıktan şikayetçiyim.”

    Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, tüm delil ve belgeler değerlendirildiğinde sanığın, olay tarihinde ekonomik açıdan sıkıntıda olduğu ve maktul Süleyman Kıran’ın tazminat olarak aldığı nakit paralar olduğunu bildiği, Kıran’ı öldürerek söz konusu paraları ele geçirmeyi amaçladığı, amacı doğrultusunda da olay günü maktulün evinin önüne giderek saklandığı, elindeki baltayla maktule vurarak onu öldürdüğü ve üzerinde bulunan 750 lira parayı alarak olay yerinden ayrıldığı, bu şekilde “tasarlayarak”, “bir suçu gizlemek amacıyla öldürme” ile “gece vakti konutta silahla yağma suçları”nı işlediğinin anlaşıldığını belirterek, sanığın, Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği cezalandırılmasını istedi.
    Esas hakkındaki savunması sorulan sanık Cevdet Uçar, mütaalayı kabul etmediğini söyledi.
    Savunma yapmak üzere süre verilmesini talep eden sanık, “Ayrıca adli kontrol hükümleri uygulanmak suretiyle tahliyeme karar verilmesini talep ederim” dedi.

    Sanığın tutukluluk halinin devamına ve sanık avukatına mütalaaya karşı savunmasını yapmak üzere süre verilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

    Ne olmuştu?

    Bursa’nın merkez Nilüfer İlçesi Hasanağa Mahallesi’nde, 27 Şubat 2018’de, yalnız yaşayan Süleyman Kıran (51) çalıştığı tekstil firmasına gitmeyince, arkadaşları evine geldikleri maktulün cesedini odunluk bölümünde bulmuştu.

    Olay yerine gelen sağlık ekipleri, Kıran’ın başına baltayla vurularak öldürüldüğünü belirlemiş, katil zanlısı Cevdet Uçar (51), 1 Mart 2018’de yakalanmıştı.

  • Bilim Kurulu Üyesi uyardı: Yeni yasaklar gelebilir

    Bilim Kurulu Üyesi uyardı: Yeni yasaklar gelebilir

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, 1 Haziran’da başlayan normalleşme süreciyle birlikte artan vaka sayılarına dikkati çekerek, “Rakamları düşürmezsek yeni yasaklar gelebilir. Bir sürede daha sabretmemiz lazım” uyarısında bulundu.

    Habertürk TV’de yayınlanan Serap Belet ve Selçuk Tepeli ile ‘Gün Başlıyor’ programına katılan Prof. Dr. Özkan, pandemi süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

    Türkiye’nin vaka sayısında binli rakamların altına inmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özkan, vatandaşlara maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyması uyarısında bulundu.

    Özkan’ın açıklamalarından satır başları:

    * Okulların açılmasıyla ilgili her türlü plana hazırlıklıyız. Ancak, şu anda 15 Ağustos’ta ya da Eylül’de okulların açılır ya da açılmaz diye bir karar çıkması mümkün değil.

    * Her şey toplumun elinde. Eğer kurallara uyup, vaka sayısını düşürürsek toplu alanlarda daha rahat bir yaşam sürecine gireceğiz.

    * Bizim toplumumuz hastalanıp daha sonra tedavi olmaya odaklıyız. Vatandaş alması gereken tedbirleri biliyor ama hayatına uyarlanmıyor.

    * Toplumdaki sağlık okur-yazarlığıyla ilgili Sağlık Bakanlığı’yla 2017’de yapılan çalışmaya göre yüzde 70 düşük. Yani 10 kişiden 7’si sağlıkla ilgili bilgiyi anlama bulma, anlama konusunda yetersiz.

    KURBAN BAYRAMI UYARISI

    * Kişisel kanaatim rakamları düşüremezsek Kurban Bayramı’nda bir engel geleceğini düşünüyorum.

    * Rakamlar böyle devam ederse yasaklar yeniden gelebilir. Çünkü biz sarılmadan, öpüşmeden duramıyoruz.

    “SALGIN DİNAMİK BİR SÜREÇ”

    * Artışın pandemi sürecinin ilk ayları olan mart ve nisana göre artış hızı çok yüksek değil, ancak binli rakamların altına inmemiz gerekiyor.

    * Avrupa Birliği’nin kabul ettiği yüz binde 16 vaka sayısı Türkiye’de yüz binde 20. Bu nedenle bize sınırlarını açmadı.

    * Bilim Kurulu olarak bizi her türlü plana hazırlıklıyız. Salgın dinamik bir süreç

    * Ekim ayında influenza ile birlikte bu tip hastalıkların artmasını bekliyoruz. Bu dönemde okulların açılması da bir dezavantaj. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu da bunun farkında.

    * Evlerimizde de kontrollü sosyal mesafemizi korumalıyız. Sadece sokakta maske takmak yeterli değil.

    * 65 yaş üstü daha fazla hastalanıyor ve entübe oluyor. Ölümlerde 70 yaş ve üzeri. Yaş ortalamamız arttıkça yoğun bakıma ihtiyacımız artıyor. Bu yüzden biraz daha sabretmemiz gerekiyor.

  • Kayıp Yusuf’un cansız bedeni bulundu…

    Kayıp Yusuf’un cansız bedeni bulundu…

    Eskişehir’de evlerinin önünde oynarken kaybolan 10 yaşındaki Irak uyruklu otizmli çocuğun cesedi sulama kanalında bulundu.

    Ankara’dan gelen dalgıç polisler ve jandarmanın yanı sıra İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD), AKUT Arama Kurtarma Derneği, Dorlion Arama Kurtarma (DAK) ekipleri, dün akşam ara verilen Yusuf Gurubi’yi arama çalışmalarına sabahın ilk ışıklarında yeniden başladı.

    İz takip köpekleri ve insansız hava araçları da kullanılarak yürütülen çalışmaları, İl Emniyet Müdürü Engin Dinç de yerinde takip etti.

    Çocuğun cansız bedenine, kaybolduğu yere yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta Sütlüce Mahallesi’nden geçen DSİ’ye ait sulama kanalında ulaşıldı.

    Kaybolmasının ardından yaklaşık 41 saat sonra bulunan çocuğun cesedi, dalgıçlar tarafından sudan çıkarıldıktan sonra otopsi için Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi morguna gönderildi.

    Ne olmuştu?

    Eskişehir’de 30 Haziran Salı günü, Şirintepe Mahallesi Kardeş Sokağı’ndaki evlerinin önünde oynayan otizmli Yusuf Gurubi’den haber alamayan yakınları polise kayıp ihbarında bulunmuştu.

    İhbar üzerine kent genelinde çalışma başlatan İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Şirintepe, Uluönder, Çamlıca, Ertuğrulgazi, Sütlüce mahallelerindeki park ve bahçelerinin yanı sıra metruk evlerde arama yapmıştı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Sualtı Grup Amirliğinde görevli kurbağa adamlar ise DSİ’ye ait sulama kanallarında geniş çaplı arama başlatmıştı.

    Tepebaşı ilçesine bağlı Yeşiltepe Mahallesi’nden geçen DSİ’ye ait sulama kanalında dün yürütülen çalışmalara bazı kurum ve kuruluşlardan arama kurtarma ekipleri de katılmıştı. Arama çalışmalarına havanın kararması nedeniyle akşam saatlerinde ara verilmişti.

  • Bursa’da TIR bariyerlere daldı!

    Bursa’da TIR bariyerlere daldı!

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği TIR bariyerlere çarparak durabildi. Kazada sürücü yaralandı.

    Kaza, saat 22.00 sıralarında Bursa-Eşkişehir yolunda meydan geldi. İnegöl’den Bursa’ya seyir halinde olan Yaşar Çömlekçi (63) yönetimindeki 42 L 2731 plakalı TIR, Mobiliyum mevkisinde sürücüsünün kontrolünden çıkarak savrulmaya başladı. Yoldan çıkan TIR, refüjdeki bariyerlere çarparak durabildi.

    Olayı gören çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Kazada yaralanan sürücü Yaşar Çömlekçi sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Polis ekipleri olası bir kaza ihtimaline karşı yol üzerinde güvenlik önlemi alırken, kaza nedeniyle kapanan yolda ulaşım tek şeritten kontrollü bir şekilde sağlandı. TIR’ın kaldırılmasını ardından trafik akışı normalde döndü.

    Tedavi altına alınan Çömlekçi’nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, polis kazayla ilgili inceleme başlattı.

  • Türk doktor, meme kanserine çare olacak ilacı buldu

    Türk doktor, meme kanserine çare olacak ilacı buldu

    Dünyanın en iyi kanser araştırma ve tedavi merkezleri arasında ilk sırada yer alan ve son 15 yıldır her yıl en iyi merkez seçilen, ABD’de kanser konusunda en çok klinik denemelerin yapıldığı Teksas Üniversitesi MD Anderson Kanser Merkezi Deneysel İlaçlar ve Kanser Tıbbı bölümünde 26 yıldır görev yapan Türk doktor Prof. Dr. Bülent Özpolat ve ekibi, ileri evre dirençli meme kanserlerine çare olacak ilaç geliştirme projesinin klinik öncesi son aşaması için yaptıkları başvuruda, onlarca araştırma arasından sıyrılarak 2.1 milyon dolarlık fon almayı başardı. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü NIH (National Institute of Health) ve Ulusal Kanser Enstitüsü NCI (National Cancer Institute) tarafından sağlanan bu fon sayesinde Prof. Dr. Özpolat ve ekibinin geliştirdiği ilaç, hayvan deneylerinin ardından birkaç yıl içinde hastalarda test edilmeye başlanacak. Sonuçlar beklendiği gibi olursa, klinik denemelere geçilecek ve Türk bilim insanlarının imzası ile milyonlarca meme kanseri hastasının hayatı kurtulacak. Prof. Dr. Özpolat, ekibiyle birlikte yürüttükleri araştırmanın detaylarını DHA’ya anlattı.

    “NOBEL ÖDÜLLÜ DR. ALLISON DA ARAŞTIRMALARINI BU LABORATUVARDA SÜRDÜRÜYOR

    MD Anderson Kanser Merkezi, kanser tedavisinde çığır açan ve bağışıklık sistemini harekete geçirerek vücudun kanser hücreleriyle savaşmasını hedefleyen “immunoterapi”yi geliştiren laboratuvara ev sahipliği yapmasıyla biliniyor. 1200 bağımsız laboratuvarın gece gündüz kansere çare aradığı merkezde kendi laboratuvarında çoğunlukla Türk meslektaşlarını ağırlayan Prof. Dr. Özpolat, “Amerika’nın bu alandaki belki de en büyük Türk laboratuvarı da bizimki. Son yıllarda kanser terapilerinde çokça öne çıkan ve bizim de üzerinde çalıştığımız immünoterapi sayesinde hastalarda iyi sonuçlar almayı başaran Nobel ödüllü Dr. Jim Allison da araştırmalarını halen burada yürütüyor. ” dedi.

    “KÖTÜ GENLERİ VURACAK NANOTEKNOLOJİK YÖNTEMLER GELİŞTİRDİK”

    Özellikle 2000’li yıllarda insan gen haritasının ortaya çıkması ile birlikte gen terapisi üzerine yoğunlaştıklarını anlatan Prof. Dr. Özpolat, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Biz, kanserde gen susturma terapisi üzerine çalışıyoruz. Bunun için binlerce hastanın tümörlerini inceledik, bunların gen profillerine bakıp kötü genleri belirlemeye çalıştık. Hastalarda özellikle ömrü kısaltan genlerden bahsediyoruz. Bazı genlerin aktivasyonu nedeniyle hastalar aynı ilaçları alsalar dahi, kimi hasta 5 ya da 10 yıl daha fazla yaşarken, kimisi tam tersine, daha az yaşıyor. Bu genler aynı zamanda kanser hücrelerinin daha hızlı büyümesine, yayılmasına ve kemoterapiye ya da radyoterapiye direnç göstermesine de neden oluyor. Özellikle meme kanserinde binlerce hastanın genetik profillerini inceledik ve birkaçını belirleyerek 10 yıl önce bunlara odaklanıp ilaç çalışmalarına başladık. 1.6 milyon dolar fon kazanarak yürüttüğümüz bu araştırmalarda ilk başta bu genlerin kanser hücrelerinde ne işe yaradığını anlamaya yoğunlaştık.”

    “UMUT VAAT ETTİĞİ İÇİN BU FON VERİLİYOR”

    Daha sonra hayvan deneylerinde bu genleri susturarak tedavinin etkinliğini artırıp artıramayacaklarına baktıklarını anlatan Prof. Dr. Özpolat, “Bunun için de nanoteknolojik moleküller kullandık. Çünkü bu gen susturucu ilaçların, kandaki ömürleri çok uzun değildi. Çok çabuk degradasyona (bozunmaya) uğruyorlardı. Bu nedenle ayrıca bazı nanoteknolojik yöntemler geliştirdik. Bu şekilde ilaçlara nanoteknolojik etkili moleküller ekleyerek tümör hücrelerine girebilecek şekilde düzenledik. Üstelik bazı hayvan deneylerimizde bu yöntemin hiçbir yan etkisinin de olmadığını gözlemledik. Bu nedenle de çalışmamıza pre-klinik denemeler için FDA izni çıktı. Sonra fon için NIH ve NCI’ya başvurduk. Geçtiğimiz haftalarda da başvurumuzun fon kazandığını öğrendik. Umut vaat eden bir araştırma olduğu için de devamını yapabilmek için tekrar fon kazanmayı başardık” dedi.

    HEDEF 5 YIL İÇİNDE KLİNİK ÖNCESİ AŞAMAYI TAMAMLAMAK

    Prof. Dr. Özpolat, şimdi bu ilaçların laboratuvar ortamında bazı hayvan türleri ile deneysel tedavi olarak son dönem hastalarda da test edilmesi gerektiğini anlatarak “Daha sonraki aşamalar için gerekli fonu da alabilirsek 5 yıl içerisinde, ilacı klinik olarak kullanıma hazır hale getirebilmek için çalışacağız. Bunun için de ilacın laboratuvarda değişik hayvanlarda toksisite etkisine bakmamız gerekiyor. Bu şekilde hem uygun ilaç dozunu belirleyeceğiz hem de toksisiteye yol açıp açmadığını bulacağız. Ardından da hasta denemeleri başlayacak. Bu çerçevede de özellikle geç dönem meme kanseri vakaları içerisinde, başka tedavi yöntemleri denenmiş fakat bunlara direnç geliştirmiş, artık yapılacak hiçbir şey kalmamış vakalar seçilecek. Yani ilk olarak terminal dönem dediğimiz dirençli vakalar üzerinde deneyeceğiz. Daha sonra da Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA’e başvuru yapacağız. Bize verilen bu fonun amacı bu çalışmalarımızı ilaca dönüştürmek” diye konuştu.

    AKCİĞER KANSERİNDE DE KÖTÜ GENİ SUSTURACAKLAR

    Prof. Dr. Bülent Özpolat, gen hedefli tedavi yöntemlerini akciğer kanseri için de araştırdıklarını anlatarak geçen yıl da bu alandaki çalışması için 1,5 milyon dolarlık fon aldıklarını vurguladı. Bu araştırmanın detaylarını ise şöyle özetledi: “İnsan genomunda yaklaşık 20 bin tane protein kodlayan gen var. Aslında son 15 yıldır bunlar üzerine yoğunlaşmıştı bilim dünyası. Protein kodlayan genlerin sayısının aslında düşündüğümüzün çok daha altında olduğu ortaya çıktı. İnsan genomunun yüzde1,5-2’sini oluşturuyor, bunu keşfettik. Biz, son zamanlarda protein kodlamayan genler yani mRNA ya da non-coding RNA dediğimiz genler üzerine de yoğunlaştık. Çünkü bu protein kodlamayan genlerin hem tümör baskılayıcı olabileceğini, hem de kanserojen etkisi olabileceğini gösterdik. Akciğer kanseri için ise kanserojen etki yaratabilecek olan bir mRNA’yı belirledik ve hedef olarak seçtik. Geçen yıl yine NIH ve NCI’dan 1,5 milyon dolarlık bir fon kazandık bu araştırmamızı yapabilmek için. Böylece belirlediğimiz o mRNA’yı susturarak tümörü geriletmeyi ve hastanın yaşam süresini uzatmayı hedefliyoruz.”

    “BİZİM İLACIMIZ ÇOK DAHA UCUZ OLACAK”

    Bir ilacın kliniğe taşınmasının çok uzun yıllar aldığına işaret eden Prof. Dr. Özpolat, şöyle devam etti:

    “FDA tarafından onaylanıp piyasaya sürülebilmesi için 8-10 yıl hatta bazen 15 yıl gerekebiliyor. Bu süre içerisinde harcanan para da 600-700 milyon doları buluyor. Kanser tedavisinin yeni gözdesi bu hedefe yönelik akıllı ilaçlar çok pahalı olabiliyor bu nedenle. Ama bizim geliştirdiğimiz bu yöntem, şu ana kadar sık kullanılan sentetik (monoklonal) antikor tedavilerine göre biraz daha ucuz olacak. Çünkü kanser hücresini hedefleyen bu sentetik antikorlar canlı hücrelerden elde edilerek toplanıyor. Daha sonra insanlarda kullanılıyor. Bizim gen susturucu ilaçlarımız ise makinalarda kolayca sentezlenebiliyor. Bu nedenle de 5-10 kat daha ucuza mal olmasını bekliyoruz. Sonraki aşama klinik denemeler olacak, yani hastalarda denenecek. Bunun için de 4 milyon dolarlık bir fon daha talep edeceğiz. Laboratuvarımızın bir özelliği de en çok Türk’ün bulunduğu laboratuvar olması. Ayrıca Türkiye’deki değişik üniversitelerle de mesleki işbirliği içerisindeyiz sürekli. Klinik deneme aşamasına geldiğinde Türkiye’den hastaları da bu çalışmaya dahil etmek istiyorum. İnşallah başarılı oluruz ve çaresiz kalan hastalarımıza deva ya da tedavi yöntemi olarak bizim ilacımız da kullanıma girer.”

  • Sosyal medya düzenlemesi detayları belli oldu

    Sosyal medya düzenlemesi detayları belli oldu

    AK Parti’nin sosyal medya taslağında Twitter, Instagram ve Facebook’a temsilci bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Kişisel verilerin korunması hedefleniyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya platformlarının kontrol altına alınması gerektiğine yönelik açıklamalarının ardından, AK Parti’nin konuyla ilgili hazırladığı kanun teklifi çalışmasının detayları ortaya çıktı. Düzenlemeyle, Twitter başta olmak üzere önemli sosyal ağlara hukuka aykırı içeriğin kaldırılması veya içeriğe erişimin engellenmesi için Türkiye’de temsilci bulundurma zorunluluğu getirilmesi planlanıyor. Düzenleme için Almanya ve Fransa’daki uygulamalar örnek olacak.

    Temsilci zorunluluğu

    AK Parti’nin üzerinde çalıştığı düzenleme kapsamında Türkiye’de temsilci bulundurulması için Twitter, Instagram ve Facebook gibi şirketlerin temsilcileri ile görüşmeler yapılıyor. Instagram ve Facebook gibi şirketlerin Türkiye’de ofis açmaya sıcak baktığı, Twitter’ın ise bu öneriye olumlu bir yaklaşımda bulunmadığı belirtiliyor.

    Avrupa örnekleri incelendi

    AK Parti Genel Merkezi’nde hukukçu kurmaylar, bilişim hukukçuları ile bir araya gelerek Avrupa’daki uygulama ve modeller inceledi. AK Parti kurmayları, sosyal medya düzenlemesi konusunda Almanya ya da Fransa’da çıkarılan yasanın örnek alınabileceğini ifade ediyor. Almanya’da, 2018 yılında yürürlüğe giren ve sosyal medyada yayınları düzenleyen yasaya göre, Facebook, Twitter, Reddit ve YouTube gibi platformlarda yer alan zararlı içeriklerin 24 saat içerisinde ortadan kaldırılması, aksi takdirde 50 milyon Euro’ya varan para cezaları öngörülüyor.

    Fransa’da ise ırk, din, cinsiyet veya engellilik konularında nefret söylemi barındıran içeriklerin 24 saat içerisinde, çocuk istismarı ve terör propagandası barındıran içeriklerin ise yalnızca bir saat içerisinde yayından kaldırılması gerekiyor. Aksi takdirde söz konusu platformlara içerik başına 1 milyon 250 bin Euro para cezası uygulanıyor.

     

  • Cezadan kaçmak için plakasını maskeyle kapattı

    Cezadan kaçmak için plakasını maskeyle kapattı

    Manisa’nın Şehzadeler ilçesinde plakasını cerrahi maske ile kapatan sürücüye, çeşitli ihlallerden 2 bin 729 lira ceza yazıldı.

    Alınan bilgiye göre, Mimar Sinan Caddesi’nde devriye gezen motosikletli polis ekipleri, Kubilay Çınar (26) idaresindeki 45 S 2687 plakalı motosikletin plakasının cerrahi maskeyle kapatıldığını fark etti.

    Bunun üzerine motosikleti durdurmak isteyen ekiplerin “dur” ihtarına uymayan motosiklet sürücüsü kaçmaya başladı.

    Yaklaşık yarım saatlik kovalamaca sonrası motosiklet, Kazım Karabekir Mahallesi Yeni Harmandalı yolu yakınında bulunan dereye girdi.

    Dere içinde çamura saplanan motosiklet ve sürücüsü, polis ekipleri tarafından dereden çıkarıldı.

    Motosiklet sürücüsü Çınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ceza yazılmasından korktuğu için kaçtığını ve plakasına cerrahi maskeyi bu yüzden taktığını söyledi.

    Polis ekiplerinin yaptığı incelemede motosikletinin sigortasının ve vizesinin bulunmadığı öğrenildi. Sürücü Çınar’a bunun yanı sıra dur ihtarına uymamak ve kırmızı ışıkta geçmekten 2 bin 729 lira ceza yazıldı.

  • Şebeke suyu borusu patladı, evler bu hale geldi

    Şebeke suyu borusu patladı, evler bu hale geldi

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde şebeke suyu borusunun patlaması sonucu çok sayıda ev ve iş yerini su bastı.

    Alınan bilgiye göre, Güzeller Mahallesi’nde gece borunun patlaması üzerine vatandaşlar, polis ve itfaiye ekipleri ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İşleri Müdürlüğüne (İSU) haber verdi.

    Polisler, su altında kalan 4 sokağı ve bir caddeyi önlem amaçlı araç trafiğine kapattı. Sokağa gelen İSU ekipleri, vanayı kapatarak suyu kesti.

     

    Yol seviyesinin altında kalan çok sayıda ev ve iş yerinin bodrum ve zemin katını su bastı, eşyalar zarar gördü. Patlama nedeniyle yolda gölü andıran görüntüler ortaya çıktı.

     

    Bir evin bahçe duvarında suyun şiddetinden dolayı çatlaklar oluştu.

    Vatandaşlar, evlerinde ve bahçelerinde biriken suyu kovalarla tahliye ediyor.

    İSU ve itfaiye ekiplerinin suyu tahliye ve boru onarım çalışması sürüyor.

    Mahalle sakinleri, bölgede şebeke suyu borusunun daha önce de patladığını belirterek, yetkililerden soruna köklü bir çözüm bulunmasını istedi

  • Bursa’da vaka sayısında ciddi artış!

    Bursa’da vaka sayısında ciddi artış!

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin güncel Koronavirüs verilerini paylaştı.

    5 il için vaka sayısında ciddi artışlar yaşandığını açıklayan Koca o illeri şöyle sıraladı.

    • Ankara
    • Bursa
    • Diyarbakır
    • Gaziantep
    • Konya

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarından öne çıkan satır başları;

    • Hastalığın gündmden düşmesi mümkün görünmüyor.
    • Virüs gerçeğini dikkate alarak başarımızı kaldığımız yerden sürdürmeliyiz. Kurallara uyum gösteren herkes hayat kurtaran kahramanlardan biridir. Maske, mesafe temizlik sağlığımızınve hürriyetimizin koruyucusudur.
    • Virüsün yayılma hızının azaldığı düşüncesi yanıltıcıdır. Hasta etme gücünün zayıfladığı görüşü bilimsel değildir.
    • Maske kullananların bir kısmının dikkatli olmadığı görülmektedir. Günlük maskeler ertesi gün koruyucu olmaz.
    • Gündelik hayattaki değişim ve izole yaşam ruhsal gerilimi artırdı. İyimserliğimizi korumalıyız.
    • Ankara, Gaziantep, Konya, Bursa ve Diyarbakır’da vaka sayıları arttı. Toplam vakaların Yüzde 53,74’ü İstanbul’da tespit edildi.
    • Son bir ayda Kovid-19 pozitif çıkan vakaların yaş ortalamasında düşüş eğilimi göze çarpıyor. En fazla vaka 25-45 yaş arasında görülüyor.
    • Hareketlilik arttıkça daha fazla gencimizin taşıyıcı olduğu anlaşılıyor.
    • Yeni vaka sayılarında istikrarlı düşüş sağlayan, başarısıyla örnek illerimiz Tekirdağ, Balıkesir, Samsun, Kırşehir ve Düzce’dir.
    • Salgın boyunca nüfusa kıyasla toplam vaka sayılarının en düşük olduğu iller Gümüşhane, Tunceli, Kars, Burdur ve Bartın’dır.

    Türkiye’nin güncel koronavirüs tablosu