Etiket: manşet

  • Halk Sağlığı Uzmanı hakkında ‘pandemi’ soruşturması

    Halk Sağlığı Uzmanı hakkında ‘pandemi’ soruşturması

    Hükümetin salgın politikasını eleştiren Prof. Dr. Kayıhan Pala hakkında Uludağ Üniversitesi tarafından soruşturma başlatıldı.

    TTB Koronavirüs İzleme Grubu üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala hakkında Bursa Valiliğinin talebiyle Uludağ Üniversitesi tarafından “halkı yanlış bilgilendirmek” suçlamasıyla soruşturma açıldı.

    Türk Tabipler Birliği (TTB) koronavirüs pandemisi sürecinde iktidarı bilgileri şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşmaya davet etmiş, vakalar devam ederken hızla normalleşmenin sonuçlarının ağır olacağını söylemişti.

    Türkiye’de vaka sayısı 200 bine yaklaşırken, virüsle mücadele edilmesi yönünde açıklamalar yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala hakkında soruşturma başlatıldı

    Pala, “halkı yanlış bilgilendirmek” ve “paniğe yönlendirmek” ile suçlandı. TTB’nin konuya ilişkin açıklama yapması bekleniyor.

    Prof. Dr. Pala, haziran başında hayata geçirilen yeni normale ilişkin eleştiri ve kaygılarını sıralamış ve vaka sayılarının her geçen gün yükseldiğine dikkat çekmişti. Prof.Dr.Pala, son olarak ise “Salgın bütün hızıyla dünyada devam ediyor. Türkiye başarı noktasında ortalarda seyreden bir ülke. Hastalığın özelliğinden dolayı dünyada bu sorunun kısa sürede çözülme olasılığı yok.” yönünde görüş bildirmişti.

     

  • Bursa’ya şehit ateşi düştü…

    Bursa’ya şehit ateşi düştü…

    Görev yaptığı Burdur’da bir şüpheliyi kovalarken düşen Bursalı Polis 27 yaşındaki Selcan Akbaş şehit oldu…

    Olay 2 hafta önce meydana geldi. Yunus ekibinde görevli olan Selcan Akbaş ve mesai arkadaşları, şüpheli gördükleri iki kişiye kimlik sordu. Ancak şahıslar bir anda olay yerinden kaçmaya başladı. Motordan inen Selcan Akbaş, kaçan kişilerden birini yakalamak için peşine düştü. Yaşanan kovalama esnasında bir anda geriye dönen şüpheli şahıs, polis memuruna tekme atmaya çalıştı.

    Tekmeden kurtulmaya çalışan Polis memuru, dengesini kaybederek yere düşüp başını kaldırıma çarparak ağır yaralandı.

    Yaklaşık 1 haftadır Ankara’da tedavi gören Bursalı Selcan Akbaş, sabaha karşı şehit düştü…

    Naaşı Bursa’ya getirilen Akbaş, Mihraplı’da kılınacak cenaze namazının ardından Hamitler Şehitliği’nde toprağa verilecek.

  • CHP’li Sarıbal: “Katliamların hesabı ne yazık ki sorulmadı”

    CHP’li Sarıbal: “Katliamların hesabı ne yazık ki sorulmadı”

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Maraş, Çorum ve Sivas katliamının hesabı ne yazık ki sorulmadı.” dedi.

    Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 2 Temmuz 1993’te yaşanan olayların 27. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, 2 Temmuz’da bir insanlık suçu işlendiğini ve bu suçlarda zaman aşımı olmayacağını belirtti.

    Pir Sultan Abdal Derneğinin düzenlediği etkinliklere katılmak üzere Sivas’a giden 33 ozan ve yazar ile 2 otel çalışanının kaldıkları otelde yakılarak katledildiklerini söyleyen Sarıbal, “Aynen Maraş’ta, Çorum’da olduğu gibi Sivas katliamı da göz göre göre gelmişti. Yerel basının yaptığı açıklamalar, yerel yönetimlerin yaptığı etkinlikler, dağıtılan el broşürlerine göre aslında bir katliamın gerçekleşeceği konusunda çok net bir tutum ve öngörü vardı. Başta Türkiye edebiyatının usta çınarı Aziz Nesin olmak üzere bütün katılanlar hedef gösterildi, kalabalık otel etrafında toplandı, ellerinde benzin ve gaz bidonlarıyla oteli yaktılar. Güvenlik güçleri bu katliamda seyirci kaldı.” diye konuştu.

    Olaydan sonraki gelişmeler ile dava sürecine ilişkin de bilgi veren Sarıbal, o günün sanıklarını mahkemede savunanların bugün aldıkları görevler üzerinden bakıldığında, bu davanın nasıl bir siyasal İslam davası olduğunu net bir şekilde gördüklerini ileri sürdü.

    Sarıbal, “Maraş, Çorum ve Sivas katliamının hesabı ne yazık ki sorulmadı. Bugün Almanya’da 9 sanığın olduğu söyleniyor. Ne yazık ki Türkiye mahkemeleri, Almanya’dan bu sanıklarla ilgili herhangi bir çağırma talebinde bulunmadı. Aynı şekilde bunlarla ilgili herhangi bir soruşturma da açmadılar. Dolayısıyla yapanın yanına kar kaldığı, hatta bir kısmının ödüllendirildiği, devlet ve sistem tarafından korunduğu önemli bir tarihsel süreci birlikte yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.” ifadesini kullandı.

    Bu katliamların insanlığa karşı işlenen suçlar olduğunu söyleyen CHP’li Sarıbal, “İnsanlık suçlarının zaman aşımı olmaz. Er ya da geç bu katliamların hesabı sorulacaktır. Vicdanı, insanlığı, adaleti olan tüm insanların ses çıkarıp bütün katliamları kınaması gerekiyor. Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta katledilenlerin anısı önünde saygıyla eğitiliyoruz ama bu yetmez; yeni katliamlar yaşanmaması için başta siyasiler olmak üzere bütün toplumu insanlık adına sorumluluğa, katliamları lanetlemeye çağırıyorum.” şeklinde konuştu.

  • Erdoğan’dan bomba açıklama: Sosyal medya kapatılıyor mu?

    Erdoğan’dan bomba açıklama: Sosyal medya kapatılıyor mu?

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na videokonferans yöntemiyle katıldı. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;

    Bazı konular var ki üzerinde konuşmak bile insanın kalbini acıtıyor. Aile olarak birkaç gündür, böyle can acıtıcı bir mesele ile karşı karşıyayız.

    Önceki gece 8. torunum Hamza Salih dünyaya geldi. Berat Bey evladının doğumunun sevincini kamuoyu ile sosyal medyada paylaştı. Bu mesajın altına on binlerce kişi iyi niyetli yorumlarda bulundu.

    Ancak insanlıktan dahi nasibini almamış, kalbi kararmış bazı alçaklar, içindeki kötülüğü sergileyen hakaretlerle bu güzel iklimi kirletmeye çalıştı.

    Yargı ve emniyet teşkilatlarımız harekete geçti ve işlem yapmaya başladı.

    Dünyaya gözlerini henüz açmış bir bebek üzerinden ailesine ve onların temsil ettiği değerlere saldıran bu alçakların peşini bırakmayacağız.

    Hukuk önünde her birinden işledikleri suçun hesabını elbette soracağız.

    SOSYAL MEDYA VE İNTERNET DÜZENLEMESİ

    Yalanın iftiranın kişilik haklarına saldırının alıp başını gittiği bu mecraların bir düzene sokulması şarttır. Türkiye’ye bu tür mecralar yakışmıyor.

    Bu millete, ülkeye bu tür mecralar yakışmıyor. Bu tür sosyal medya mecralarının tamamen kaldırılmasını, kontrol edilmesini istiyoruz

    Kanunların suç saydığı her konuda hak arama ve önleme yolları açık olmalıdır.

    ABD’lisi, Avrupalısı, Çinlisi bu imkana sahipken 83 milyonluk Türk vatandaşının sosyal medya terörü karşısında eli kolu bağlı kalmasını kabul edemeyiz.

    Bu konuda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışıyoruz.

    İnternet ve sosyal medya mecralarının ülkemizde bir an önce mali muhataplık tesis etmeleri için ne gerekiyorlarsa yapmakta kararlıyız.

    Düzenleme tamamlandığında, erişim engeli ile adli ve mali yaptırımlar dahil her türlü yöntemi devreye sokacağız. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir.

    Bu ülkenin idari ve adli kurumlarını hiçe sayanları biz de hiçe sayarız.

  • Bursalı TOGG, 2022’de yollarda!

    Bursalı TOGG, 2022’de yollarda!

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Bursa Türkiye’nin gözbebeği. Pandemi sürecinde Bursa önemli işlere imza attı. Bursa’nın nabzını herkesin iyi tutması lazım. 365 oda ve borsa başkanımızın tamamıyla gurur duyuyorum.” dedi.

    BURSALI TOGG 2022’DE YOLLARDA

    Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG’a Bursa’nın ev sahipliği yapacağını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, Bursa’nın otomotiv yan sanayisinde Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biri olduğunu ifade etti. Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte temel atmayı hedeflediklerinin bilgisini veren Rifat Hisarcıklıoğlu, “Yerli ve milli araçta yan sanayi çok önemli. İlk çıkacak aracımızda yüzde 51 yerlilik oranına ulaşmayı istiyoruz. Yeni bir teknolojik araç. TOGG için sektör temsilcilerimiz ve üniversitelerimiz ile birlikte çalışacağız. Hedefimiz 2022 sonunda yüzde 51 yerlilik oranına sahip ilk aracı banttan indirmek. İki sene sonra da bu yerlilik oranını yüzde 75’e çıkarmayı hedefliyoruz. Tabii burada Bursa sanayisi her zaman çok önemli olacak. Bursa otomotiv yan sanayisi bizim gururumuz. Bursa iş dünyasının vereceği katkı çok önemli. Bütün bu konularla alakalı İbrahim Burkay kardeşim ile görüştük. Artık Bursalı TOGG var. Bursa’nın sektördeki tecrübelerinden istifade etmeyi istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • Sağlık Bakanlığı personel yerleştirme sonuçlarını açıkladı

    Sağlık Bakanlığı personel yerleştirme sonuçlarını açıkladı

    ÖSYM tarafından 16-22 Haziran tarihleri arasında tercihleri alınan KPSS-2020 Sağlık Bakanlığı 3 bin sözleşmeli pozisyonlarına yerleştirme sonuçları açıklandı.

    Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 16-22 Haziran 2020 tarihlerinde tercihleri gerçekleştirilen KPPSS-2020/8 Sağlık Bakanlığı Sözleşmeli Pozisyonlarına yerleştirme sonuçları açıklandı.

    Adaylar bugünden itibaren sonuçlarını ÖSYM’nin ‘https://sonuc.osym.gov.tr/’ adresinden T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleri ile sorgulayabilirler.

  • Benzine, motorine, otogaza zam!

    Benzine, motorine, otogaza zam!

    Benzinin litre fiyatına perşembe gününden itibaren geçerli olmak üzere 11 kuruş, motorinin litre fiyatına 10 kuruş, otogaza da 32 kuruş artış bekleniyor.

    Sektör kaynaklarından verilen bilgiye göre, benzinin litre fiyatına perşembe gününden itibaren geçerli olmak üzere 11 kuruş, motorinin litre fiyatına 10 kuruş, otogaza da 32 kuruş artış bekleniyor.

    Zam sonrasında ardından Bursa’da ortalama 6,20 liradan satılan benzinin litre fiyatı 6,31 liraya, 5,73 liradan satılan motorinin litre fiyatı 5,83 liraya  3,52 liradan satılan otogazın litre fiyatı ise 3,84 lira seviyesine yükselecek.

  • “Ciddi bir göç baskısıyla karşı karşıyayız”

    “Ciddi bir göç baskısıyla karşı karşıyayız”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Van’daki göçmen faciasıyla ilgili incelemelerde bulunmak üzere bölgeye geldi. Bakan Soylu, Van gölündeki tekne faciası ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, Van Gölü’nde teknenin batması sonucu yaşamını yitirenlerin sayısının 6’ya yükseldiğini açıkladı. Soylu ayrıca, ”Ciddi bir göç baskısı ile karşı karşıyayız. 2017 yılında 175 bin kaçak göçmen yakaladık. 2018 yılında 268 bin, geçen yıl 454 bin kaçak göçmen yakaladık.” ifadelerini kullandı.

    Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

    Van Gölü’nde teknede kaçak göçmenler olduğu ihbarı üzerine arama çalışmaları başlatıldı. Medeni Akbaş kendisinin yüzerek kurtulduğunu bir çiftlikten arayarak bildirdi. Medeni Akbaş’ın çelişkili ifadeleri oldu.

    Teknede 55- 60 kişilik kaçak göçmenin olduğu bilgisine ulaşıldı. Bunun üzerine çalışmaları hemen başlattık. AFAD ve diğer arama birimleri harekete geçti. Dün itibari ile 5 kişinin hayatını kaybettiğini belirtmiştik. Ancak bu sayıda maalesef artış meydana geldi. Bu sabah bu sayı 6 oldu.

    Arama çalışmaları için ek cihazlar geldi. İlgili arama birimlerimizin tespiti var. Teknenin 110- 120 metre derinlikte olduğu düşünülüyor. Ankara’dan Row cihazı (su altı görüntüleme cihazı) getirildi. Bir iç gölde ilk kez böyle bir batık arama çalışması gerçekleştirdik.

    İlgili kişilerin ifadelerinde çelişkiler var. Medeni Akbaş olmak üzere 11 kişi gözaltında. Olay 27’si akşamı meydana geliyor ancak, yaklaşık 20 saat sonra ayın 28’inde olay bildiriliyor.

    GÖÇMEN SAYISINDA ARTIŞ

    Ciddi bir göç baskısı ile karşı karşıyayız. 2017 yılında 175 bin kaçak göçmen yakaladık. 2018 yılında 268 bin, geçen yıl 454 bin kaçak göçmen yakaladık. Salgın olmasına rağmen 20 bin civarında göçmen baskısı yaşadık. Bu az bir rakam değil.

    Bunun 16 bini sınırlardan bir şeklilde engellenerek alınmadı. Yaklaşık 4 bin 500 kişi sınırları geçtiler, güvenlik güçlerimiz tarafından engellendi.

    2011 yılından beri Suriye iç savaşından dolayı göçler geldi.Türkiye hem göçmen kaçakçılığı ile mücadele etmekte hem de insani yardımını ortaya koymaktadır. Türkiye bu insani dramın durması için çalışmalar sürdürmektedir.

    Dün gece itibari ile bölgeye geleceğimizi Cumhurbaşkanımıza ilettik, talimatları oldu. Elimizdeki tüm imkanları arama kurtarma için sevk edeceğimizi bildirmek isterim.

  • Bursa’da seyir halindeki araç yandı!

    Bursa’da seyir halindeki araç yandı!

    Bursa’nın Osmangazi ilçesinde seyir halinde yanan otomobil kullanılamaz hale geldi.

    Sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 TF 673 plakalı araç, Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde seyir halindeyken alev aldı.

    Çevrede bulunan bankaların ve iş yerlerinin güvenlik güçleri yangın tüpleriyle araçtaki yangına müdahalede bulundu. Zaman zaman patlama seslerinin geldiği araçtaki yangın sönmeyince olay yerine itfaiye ekipleri çağrıldı.

    İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülen araç kullanılamaz hale geldi.

    Araç yangını nedeniyle trafikte yoğunluk oluştu.

  • Çöplük değil, İstanbul Boğazı!

    Çöplük değil, İstanbul Boğazı!

    Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilciliği tarafından “Sudaki Yaşam Savunucusu” ilan edilen Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, İstanbul Boğazı’nda gerçekleştirdiği dalışla, plastik atık kirliliğine dikkati çekti.

    Ercümen, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekiplerinin desteğiyle İstanbul Boğazı’ndaki yaşamı ve kirliliği gözlemlemek için ilk dalışını gerçekleştirdi.

    Dalış öncesi AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ercümen, dalış sporunda Milli Takım’da Türkiye’yi temsil ederken en çok önemsediği şeylerden birinin, denizlerin ve nesli tehlike altında olan canlıların korunması olduğunu, bu kapsamda birçok projenin içinde aktif olanak yer aldığını anlattı.

    Yıllar boyunca yaptığı çalışmaların BM Kalkınma Programı tarafından fark edilerek “Sudaki Yaşam Savunucusu” ilan edilmesinin kendisi için çok büyük bir gurur olduğunu belirten Ercümen, “BM Kalkınma Programı’nın tüm dünyada büyük bir ekip gücü var. Birlikte okyanusları, denizleri hem ülkemizde hem de dünyada korumak için pek çok çalışmayı başlatmaya karar verdik. Bunlardan ilkini, İstanbul Boğazı’ında temizlik yaparak gerçekleştireceğiz. Devamı gelecek olan uzun soluklu bir proje bu. Üzerimize düşen görevleri hep birlikte yerine yapacağız. Benim unvanım BM Kalkınma Programı tarafından verildi ama bu küresel bir sorun. Mesela İtalya’da atılan bir atık kendini Türkiye sularında bulabiliyor veya bizim buradan attığımız bir atık, dünyanın başka bir ucuna gidebiliyor. O yüzden aslında yapmaya çalıştığımız küresel bir sorunu durdurmak.” diye konuştu.

    BM Kalkınma Programı ile birlikte hayata geçirecekleri projelere ilişkin de bilgi veren Ercümen, “BM Kalkınma Programı Türkiye ekibinin müthiş bir beyin takımı var. Hepsi alanında uzman. Çok farklı departmanlarda bu konuya odaklanmış nitelikli ve motivasyonu yüksek bir ekip var. Benim sudaki heyecanım, onların bu bilgisi, becerisi ve motivasyonuyla birleşince hep birlikte kararlar alıyoruz. Benim aklıma gelen bir sorunu onlar çok başka boyutlara taşıyarak, etki yapabileceğimiz kadar yüksek boyutlara ulaştırabiliyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Her yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemliyorum”

    Son 25 senedir yaşam alanının bir nevi denizler olduğunu ve her geçen yıl balıkların eksildiğini, atıkların arttığını gözlemlediğini dile getiren Ercümen, sözlerine şöyle devam etti:

    “Son yıllarda balıklardan daha çok plastiklerin arasında yüzüyorum. Bunu her dalışımda çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bazı deniz canlılarımızı örneğin Akdeniz’de yoğun olan Caretta Caretta gibi deniz kaplumbağalarını, çoğu zaman boynuna plastik poşet veya ağ takılmış şekilde yardıma muhtaç halde buluyoruz. Bir çoğunun yaşamını kaybettiğini gözlemliyoruz. Benim gözlemlerim maalesef çok kötü. Koronavirüs döneminde atık eldiven ve maskelerin sayısı çok arttı. Bunlar yağmurlar ve rüzgarlar yoluyla denizlere de çok fazla ulaşmış. Öncelikle bunların dışarıda olması, doğru şekilde izole edilmeden atılması virüsün yayılması için de çok büyük risk taşıyor.

    Bunun dışında halihazırda olan plastik atık sorunumuza bir yenisi daha eklendi. Çünkü şu anda geri dönüştürülemeyen maske, eldiven ve hatta el dezenfektanı şişelerinin denizlerde olduğunu gözlemliyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bunların bertaraf edilebileceği konteynerler koyuyor belli bölgelere. Biz de BM Kalkınma Programı olarak bu projelerle iş birliği içindeyiz. Hepimizin yapması gereken de bu atıkların doğru şekilde bu konteynerlere ulaştırılabilmesi. Böylece hem kendimiz virüsten korunacağız hem de gezegenimizin, denizlerimizin sağlığını koruyabileceğiz.”

    “Her yıl 8 milyon ton atık denizlere karışıyor”

    Şahika Ercümen, her yıl 8 milyon ton atığın denizlere karıştığını, bunların belli bir süre sonra küçük parçalara ayrılıp mikro plastiklere dönüştüğünü, bir daha okyanustan, denizden temizlenemediğini anlatarak şunları kaydetti:

    “Bu noktada benim yapacağım dalışlarla denizleri tek başıma temizlemem mümkün değil. Hatta bizim gördüğümüz atıkların yüzde 15’i sadece deniz yüzeyinde, yüzde 85’i orta suda ve derin suda. Bunları dipten almamız da mümkün değil. Bizim yapmaya çalıştığımız görebildiklerimize müdahale edebilmek ama her şeyden önce suyun üzerine çıkararak farkındalık oluşturmak. Çünkü bu sadece gezegenimizi değil her birimizin soluduğu havayı bile etkiliyor.”

    BM Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği iş birliğiyle hazırladığı çocuk kitabının bu ay sonunda çıkacağını belirten Ercümen, “İlk projemiz İstanbul Boğazı’nı temizlemek ve atıklardan arındırmak. Bu tabii eğitimle başlıyor, çocuklarımızdan itibaren bu eğitime başlamalıyız. Ben de suyun altında gözlemlediklerimi bir çocuk kitabı haline getirdim bir macera hikayesiyle. Deniz canlılarını ve denizlerimizi korumayla ilgili. Kitabımız bu ay sonunda çıkacak.” dedi.

    “Resmen plastik atık dalışı yaptım”

    Ercümen, daha sonra Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü sualtı ekibinin denetiminde İstanbul Boğazı’nda gözlem dalışı gerçekleştirdi. Ercümen, dalışın bir bölümünde gaz maskesi ile objektife poz vererek, suyun altından hava kirliliğine de dikkati çekti.

    İlk dalışını Kız Kulesi çevresinde, ikinci dalışını Ahırkapı Feneri açıklarında, üçüncü dalışını ise Ortaköy Camisi önünde gerçekleştiren Ercümen, bu dalışlar sırasında çok sayıda atık madde topladı.

    Ercümen, dalış sonrası gözlemlerini ise şöyle aktardı:

    “Resmen plastik atık dalışı yaptım diyebilirim İstanbul Boğazı’nda. Bizim yüzümüzden balıklar burada nasıl barınabiliyor ve biz o deniz ürünlerini nasıl güvenip yiyeceğiz onu da bilmiyorum ama gördüğüm şey, ben bile suyun içinde yüzmekte zorlandım. Her yerim atık dolu. Suyun altından o kadar çok eldiven, maske, şişe, dezenfektan, poşet ne ararsanız çıkartmaya çalıştık ki ama bizim gücümüzle olacak bir şey değil. Ülkenin ve bence dünyanın en güzel yerlerinden birisi, plastik atıklarla boğulmak üzere.”