Rize’de TIR devrildi, içinden İran’dan getirilen çay çıktı. Rizeli üreticiler, “İran çayı Doğu Karadeniz’de toplanıyor algısıyla satışa sunulacaktı” dedi.
BirGün’nden Uğur Şahin’in haberine göre; Rize’nin İkizdere ilçesine Sivrikaya mevkiinde İran’dan kuru çay getiren TIR, önceki gün frenlerinin boşalması sonucu devrildi. Kazada TIR şoförü İ.K. yaşamını yitirdi, oğlu S.K. ise yaralandı. Yaşananlar resmi kayıtlara ‘trafik kazası’ gibi geçti ancak işin aslı daha sonra açığa çıktı. İran’dan gelen söz konusu TIR, çayın başkenti Rize’ye tonlarca çay getiriyordu. Devrilen TIR’daki yüklü çayın İran’dan geldiğinin öğrenilmesi, kentteki çay üreticisinin tepkisini çekti. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı; iddiaya göre, İran’dan ülkeye getirilen çay, ‘Doğu Karadeniz’den toplanıyor’ algısıyla satışa sunuluyordu. Açıklama yapan Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, çayın İran’dan geldiğini doğrulayarak, Adana merkezli HMK Tütün Mamülleri Şirketi’ne götürülmek üzere yola çıktığını söyledi: “Rize’ye gelen bütün çayların hepsinin kaçak çay olduğu bir yanılgıdır.”
SUSURLUK GİBİ MİLAT
Çay üreticilerinin avukatı Remzi Kazmaz, konuyu yargıya taşıyacak. Av. Kazmaz, “Rize’de meydana gelen TIR kazası, çay üreticisinin düşük fiyat, kota ve kontenjan altında ezildiği bir dönemde İran’dan çay getirip satıldığının ispatıdır” dedi ve ekledi: “Çayın başkenti Rize’de kaçak çay satıldığı herkesin bildiği ama hiç kimsenin yüksek sesle konuşmadığı bir gerçek. Çay yüklü TIR’ın devrilmesi Susurluk gibi bir milattır.”
YETER Kİ ÜRETİCİ KAZANMASIN
SOL Parti’den yapılan açıklamada ise üreticinin taban fiyatın çok altında çay satmaya mahkûm edildiği belirtilerek, “Suçüstü yakalandılar. Bu kaza her şeyi gösteriyor. Çayı Rizeli üreticiden ucuz almak için her türlü oyunu oynuyorlar” dendi.
CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz ise İran’dan gelen kuru çayla ilgili bir açıklama yapılması gerektiğini belirtti.
MECLİS GÜNDEMİNDE
CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ise çayın akıbetini Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a sordu. Bayraktutan, şu sorulara yanıt aradı: “Tırdaki kuru çay hangi ülkeden gelmekte? Ülkemizdeki çay üreticilerinin çayı ellerinde kalırken, ilgili ithalat hangi gerekçeyle yapılmıştır?”
Türkiye 1 Haziran’la birlikte koronavirüs tedbirlerini büyük oranda kaldırıp ‘normalleşme’ sürecine girerken vaka sayıları halen bin civarında seyrediyor. Bu durumun, Bilim Kurulu’nun bayram sonrası haftalara dair tahminlerinden yüzde 40’lık bir sapmaya denk geldiği öne sürüldü.
Hürriyet’te yer alan habere göre, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun bayramdan sonraki haftalarda günlük vakaların 500 civarında olacağına ilişkin hesabı tutmadı. Halen 800-900 bandında olan günlük vakaların, hesaplamalarda yüzde 40’lık bir sapmaya denk geldiği belirtiliyor.
Hükümette yapılan değerlendirmelerde, normalleşmeyle ilgili atılan adımlarda, geri gidilmesi yerine kurallara uyulmasının sağlanması yönünde görüş oluştuğu ifade ediliyor.
Verilen bilgilere göre koronavirüsün etkisinin azaldığına dair hiçbir bilimsel makale bulunmuyor. Vatandaşlar üç konudaki yanlış algı nedeniyle kurallara uymuyor. Bilinenin aksine, “Virüsün hastalık yapma yeteneğinin azalmadığı, sıcak havanın virüsün bulaşmasını engellemediği, salgın bitmediği” vurgusu yapılıyor.
Bu nedenle toplum sosyolojisinin yönetilmesi için, kurallara uyulmasının sağlanması, denetimlerin arttırılması ve bu konudaki kampanyaların bilim insanları ve medya yoluyla yoğunlaştırılması planlanıyor.
Uzmanlar, önümüzdeki hafta ortasında günlük vaka rakamlarının 1100 civarına çıkabileceğini dile getiriyorlar. Ancak buna rağmen normalleşme adımlarından geri adım atmadan, kurallara uyulmasının sağlanması gerektiği dile getiriliyor.
Yapılan değerlendirmelerde, toplumun yüzde 50’sinin kurallara uyduğu, vaka sayısındaki artışın kurallara uymayan kesimin tutumundan kaynaklandığı belirtiliyor.
Türkiye’de koronavirüs salgını nedeniyle maskesiz dışarı çıkmanın yasaklandığı il sayısı 39’a yükseldi.
Yeni tip koronavirüse (Covid-19) karşı tek başına koruyucu özelliği olmayan ancak sosyal mesafe kuralıyla virüsle mücadelede önemli bir tedbir olarak öne çıkan maske kullanımı, 25 ildeki hıfzıssıhha kurulu tarafından zorunlu hale getirildi.
Kontrollü sosyal hayat sürecinde pazar yerleri, marketler, AVM’ler, toplu ulaşım araçları, taksiler, kuaförler ve berberlerde zorunlu olan maske kullanımı, bazı illerde hıfzıssıhha kurulları tarafından sokağa çıkıldığında da mecburi tutuluyor.
Türkiye genelinde şu ana kadar Hıfzısıhha Kurulları tarafından, 39 şehirde maskesiz dolaşmak yasaklandı.
Bursa’da 7 yıldır kentsel dönüşümü bekleyen 2 bin 290 konutlu Akpınar Konutları sakinlerinin çoğunluğu kentsel dönüşüm için imzayı atarken, yerel yönetimlerden de istedikleri desteği görmek istiyor. Bursa’nın köklü inşaat firmalarından birisiyle ön protokol imzalayan site sakinleri adına konuşan Akpınar Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Mutlu Altın, “Her depremde uykularımız kaçıyor. Risk tespit edilen bloklara oturulamaz raporu verildi ve boşaltıldı. Bu kişiler kira yardımı alamadıkları için de maddi olarak zor dönemde. Yeniden umutlandık. İnşallah 7 yıllık beklentimiz boşa çıkmaz” dedi.
Akpınar Kentsel Dönüşüm Sosyal Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Altın, Akpınar-1050 Konutlar bölgesindeki hak sahiplerinin 2013 yılından bu yana süre gelen kentsel dönüşüm beklentileri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
2 bin 290 hak sahibinin bulunduğu bölgedeki kentsel dönüşüm ihtiyacı hakkında bilgilendirme yapan Mutlu Altın, dernek ve hak sahipleri olarak uzun zamandır birçok girişimde bulunduklarını ve deprem korkusuyla yaşamanın toplumsal olarak büyük sorunlara sebep olduğunu dile getirdi.
Altın yaptığı açıklama, “Bölgemiz riskli konut stoğu bakımından Bursa’nın en riskli bölgelerinin başında geliyor. Ortalama 15 bin kişinin yaşadığı mahallemizde 2013 yılından bu yana kentsel dönüşüm hepimizin umudu olmuş durumda. Yaklaşık 7 yıldır bölgenin tamamının kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmesi için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Ancak bugüne kadar somut bir sonuca ulaşmayı başaramadık. Bizler dernek olarak yaptığımız ziyaretlerde ve görüşmelerde hem ilçe belediyelerimize hem de büyükşehir belediyemize taleplerimizi aktardık. Bunun yanı sıra kentimizin milletvekillerini Ankara’da ziyaret ederek vatandaşlar olarak kendilerinden destek istedik. Hak sahipleri olarak bizlerin tek beklentisi “deprem korkusuyla, evimiz ne zaman yıkılacak ya da çökecek” diye korkuyla uyumamak” ifadelerini kullandı.
“Riskli bloklara oturulamaz raporu verildi”
Akpınar Kentsel Dönüşüm Sosyal Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Altın, son aylarda gerçekleşen depremler nedeniyle vatandaşlarda büyük bir panik ve korku olduğunu, bunun için tek çarenin güvenli yapılara bir an önce kavuşmak olduğunu söyledi. 28 Mart tarihinde Manisa’da olan deprem sonrasında Akpınar ve 1050 Konutlarda bulunan bazı bloklarda çatlakların oluştuğunun altını çizen Mutlu Altın, bölgedeki riskli yapıların artık insan hayatı için büyük bir risk taşıdığını vurguladı.
Altın, “Mahallemizdeki bazı bloklar için yapılan risk tespit çalışmalarında ortaya çıkan tablo ne yazık ki bugün geldiğimiz durumu özetliyor. Riskli yapı tespiti yapılan evlere 3 gün içinde boşaltma emri verildi ve vatandaşlarımız evlerini derhal boşaltmak zorunda kaldı. Bu komşularımız şuanda kendi imkanlarıyla bir çare bulmaya çalışıyor. Kira yardımı da alamadıkları için maddi olarak zor bir döneme girmiş durumdalar. Derneğimiz vasıtasıyla kendileriyle sürekli görüşüyoruz” dedi.
Yeniden umutlandık
Akpınar Kentsel Dönüşüm Derneği olarak yaptıkları çalışmalar neticesinde inşaat sektörünün güvenilir markalarının başında gelen Bakyapı firması ile önemli bir aşamaya geldiklerini söyleyen Mutlu Altın, hak sahiplerinin bu sürece büyük bir destek gösterdiğini ve çok kısa bir sürede 1.200 hak sahibinin ön protokolleri imzaladığını belirtti.
Altın, “Bu firma hepimizin bildiği üzere, Bursa’da herkesin güven duyduğu ve takdir ettiği bir inşaat firmasıdır. Bizlerde kendileri ile iletişime geçerek kentsel dönüşüm konusundaki aciliyetimizi ve sorunlarımızı aktardık. Yaptığımız görüşmeler ve toplantılar neticesinde bölgedeki hak sahiplerinin beklentileri doğrultusunda taslak bir proje hazırlandı. Hazırlanan taslak proje doğrultusunda hak sahiplerine ve üyelerimize bilgilendirmeler gerçekleştirdik. Gerek projenin ana hatları gerekse de yüklenici firma olarak Bakyapı’ya duyulan güven bizleri çok kısa bir sürede önemli bir aşamaya getirdi. Özetle, yıllardan bu yana süren belirsizlikler nedeniyle hepimizin umudu azalmaya başlamıştı. Ancak gerek hak sahiplerinin sürece gösterdiği ilgi ve destek, gerekse de Bakyapı firmasının somut adımlar atması bizleri yeniden umutlandırdı” dedi.
“Vatandaş olarak destek bekliyoruz”
Bölgede yaşayan hak sahiplerinin kentsel dönüşüm konusundaki taleplerinin bu süreçte büyük bir önem taşıdığını belirten Mutlu Altın, bizler hak sahipleri olarak yetkililerden bizlere destek olmasını istiyoruz. Çünkü dernek olarak yaptığımız tüm girişimlerde bizlere “yüklenici firmanızı bulun” bizler size destek olacağız diye söylendi. Bizde yaptığımız sayısız görüşmeler ve çalışmalar neticesinde bölgemizdeki kentsel dönüşüm projesini gerçekleştirebilecek güçte ve kalitede bir yüklenici firma bulduk. Artık bizlerde, bu konuda net adımlar ve çözümler görmek istiyoruz” dedi.
Akpınar ve 1050 Konutlarda yaşayan hak sahiplerinin önemli bir kısmının emekli ve orta gelir grubu insanlardan oluştuğunu belirten Akpınar Kentsel Dönüşüm Derneği Başkanı Mutlu Altın, burada yapılacak bir kentsel dönüşüm projesi için hak sahiplerinin büyük önem verdiği kriterler olduğunu söyledi.
Mutlu Altın, “Bizler kentsel dönüşüm kapsamında evlerimizin yenilenmesini ve güvenli yapılara taşınılması konusunda yıllardır çaba harcıyoruz. Bu çabalarımız içerisinde en önemli hususların başında bölgede yaşayan hak sahiplerinin beklentileri geliyor. Mahalle kültürünün yaşatıldığı bölgemizde derneğimizin ve komşularımızın öncelikli istekleri; herkes kendi bloğunda ve katında kalmak istiyor. Dairelerimizin metrekarelerinde küçülme istenmiyor. Ek ödeme ve borçlandırma kapsamında ile hak sahipleri ekstra bir ücret ödeme gücü bulunmuyor. Yüksek aidatlı binalar bölge insanı için yaşanabilir olmayacaktır. Bölgedeki yeşil alanların korunması ve iyileştirilmesi ile bölgenin kimliğinin bozulmamasını istiyoruz. Bölgedeki yaşam koşullarını doğrudan etkileyecek bir ticari alan veya alışveriş merkezi gibi araç ve yaya trafiğini arttıracak yeni bağımsız bölümlerin yapılması istenmiyor. Eğer burada yaşayan hak sahiplerinin ek bir ödeme yapacak gücü olsaydı zaten bizler kendi evlerimizi yıkar, yeniden yapardık. Ancak bizlerin böyle bir ekonomik gücü yok. Geldiğimiz son noktada bizlerin bu taleplerini yerine getirecek bir yüklenici firma bulduk ve ön protokollerimizi imzaladık. Umarız kamu kurumlarımızda bizlere destek olur ve bu riskli yapılardan bir an önce kurtuluruz” şeklinde konuştu.
Bursa’da Uludağ’daki oteller bölgesine gelen ayı, çöp konteynerlerinde yiyecek aradı.
https://www.youtube.com/watch?v=7FfP60Ehkno
Koronavirüs nedeniyle ziyaretçi sayısı düşen Uludağ’da, doğal yaşamlarını sürdüren ayılar, dağın eteklerine inerek konteynerlerde yiyecek aramaya başladı. Dün gece saatlerinde de oteller bölgesine inen bir ayı, çöp konteynerlerinde yiyecek aradı.
O anlar bir kişi tarafından cep telefonuyla görüntülendi. Çöp poşetinin içerisinde yiyecek arayan ve ardından diğer çöp konteynerine geçerek beslenen ayı, bir süre sonra bölgeden ayrıldı. Önceki gece de bir ayı yine dağın eteklerine inerek çöp konteynerinde yiyecek aramıştı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, iç güvenlik operasyonları kapsamında, Şırnak’ın Silopi ilçesi kırsalındaki operasyonda 2 terörist silahlarıyla etkisiz hale getirildi.
Elazığ’ın Arıcak ilçesi Göresedağı bölgesinde çıkan çatışmada, 2 terörist silahlarıyla ölü olarak ele geçirildi. Diyarbakır’da da düzenlenen operasyonlarda 2 terörist etkisiz hale getirildi.
Bölgede operasyonlar devam ediyor.
SOYLU: 445’E İNDİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Şırnak Silopi kırsalında iki terörist, Elazığ Görese Dağlarında iki terörist, toplam 4 terörist daha etkisiz hale getirildi… Yurt içi toplam terörist sayısı 445’e indi. Terör bu ülkenin kaderi olmaktan çıkıyor inşaallah… Biraz daha sabır ve gayret…” dedi.
Bursa’da, tekstil atölyesine giren yılan, korkuya sebep oldu. Yılanın itfaiye ekipleri tarafından yakalanma anları ise cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.
https://www.youtube.com/watch?v=hHpKDi4Eg-M&t=2s
İznik’te yaklaşık 100 kişinin çalıştığı tekstil firmasının üretim bölümüne, 1,5 metre uzunluğunda yılan girdi. firmada çalışanlar yılanı görünce korkuya kapıldı. İhbar üzerine gelen İznik Belediyesi itfaiye ekipleri, yılanı önce bahçeye çıkarıp, sonra da yakaladı. Yılan, doğal yaşam alanına bırakıldı.
Ankara Yolu’nun altındaki Arabayatağı,Çınarönü, Ulus, Mevlana, Şirinevler, Hacivat,Yavuz Selim mahallelerinden oluşan bölge, 1990’ların başında Yakın Çevre Yolu için yapılan şuyulandırmadan bu yana imar planı sorunu yaşıyor.
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı Ali Erbay esnaf ziyareti yaptıkları Çınarönü’nde sorunları konuştular.
Yılmaz, 100 bin kişinin rahatlayacağı plan kapsamında Mevlana’da 750 konutluk yerinde dönüşüm projesi için yer sahipleriyle yüzde 90 uzlaştıklarını açıkladı…
Başkan Yılmaz’ın açıklamalarını Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz bugünkü köşesinden okuyucularıyla paylaştı.
Kentin doğusuna plan huzuru: 100 bin kişinin mağduriyeti sona eriyor
1990’lı yılların başlarında… Yakın Çevre Yolu gündeme geldiğinde, maliyet kadar geçtiği yerlerin bedeli de önemliydi. O dönem, Büyükşehir ve Yıldırım belediyeleri bunu şuyulandırma olarak bilinen imar düzenlemesi yoluyla aştı.
Kimilerinin yerlerine karşılık yeni yer gösterildi, kimilerinin payları başka değerlemeyle başkalarına ait gayrimenkullerle birleştirildi.
Fakat…
Açılan davalar üzerine mahkeme şuyulandırmayı 1990’lı yılların sonunda iptal etti. Fakat davayı kazanan vatandaşın karşısına eski tapusunun olduğu yerde düzenlemeye göre verilmiş ruhsatlarla başka yapılar çıktı, geri de dönülemedi.
Bunun üzerine…
Yakın Çevre Yolu’nun doğusu için mera yasasında özel bir düzenleme yapıldı ve yasaya eklenen maddelerle sorun çözüldü. Fakat, ilk başta yapılan uygulamanın getirdiği kargaşa kaldı.
Çünkü…
Planların olmadığı ve hukuki kargaşanın yaşandığı süreçte bölge plansız olarak hızla yapılaştı, yeni mahalleler ortaya çıktı.
İşte…
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz bir süredir bu sorunu çözmeye odaklandı. Ankara’da yaptığı görüşmelerde Bursa milletvekillerinin desteğini alarak sorunu çözecek maddelerin yasaya eklenmesini sağladı.
Dün de…
AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı Ali Erbay’la birlikte yaklaşık 100 bin kişinin mağdur olduğu Arabayatağı, Çınarönü, Ulus, Mevlana, Şirinevler, Hacivat, Yavuz Selim bölgesinin tam ortasındaki Çınarönü’nde esnaf ziyaretleri yaparken gündem hep buydu.
İşte o ziyaretin bir bölümüne biz de katıldık ve Başkan Yılmaz’ı izledik.
Çay molası sohbetimizde…
“Bölgenin imar planı geçen dönem yapıldı, biz de uygulamasını yapıyoruz. Fakat plan tekrar bozulmamalı, bunu önlemeye yönelik çalışıyoruz” diyerek soruna işaret eden Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz şunu söyledi:
“Planın uygulanamaması vatandaşı mağdur ettiği gibi, kentsel gelişimi engelliyor. Bu mahallelerde okul alanı bulamıyoruz, park yapamıyoruz.”
Ardından…
“Bu bölgedeki mahallelerde planda tescil edilmiş yapıları fiili duruma göre revize ediyoruz” dedi ve hedefini açıkladı:
“30 yıla yakın devam eden bu problemi bu dönem çözeceğiz. Şehrin doğusu plan huzuru bulacak.”
Bire bir değer yok, ödeme kolaylığı var
Ankara Yolu’nun altındaki 7 mahalleyi ilgilendiren plan sorunu çözümünde gelinen noktayı Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz önemli buluyor.
Söylediği şu:
“Vatandaşımızla tek tek konuşup ne istediklerini soruyoruz. Eskiyi verip aynısını almanın mümkün olmadığını vatandaş artık biliyor.
Bulunan çözüm şu:
“Planla yapı farkı nedeniyle ortaya çıkan bir bedel farkı var. Vatandaş bunu kabul ediyor, ama 2 yılda ödemeyi ağır buluyordu. Biz de meclis kararıyla ödeme süresini 10 yıla çıkardık.”
Mevlana Mahallesi yerinde dönüşümü için büyük uzlaşma: yüzde 90
Çınarönü Mahallesi ziyaretleri sırasında çay molası verdiğinde Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’a şunu sorduk:
“Bu bölgede kentsel dönüşümün önü nasıl açılacak?”
O da…
Şubat ayında çıkan yasaya Bursa’nın isteğiyle eklenen maddelerin “çözüm için en önemli adım” olduğunu anımsatıp şunu söyledi:
“Biz bir yandan fiili duruma göreve yapı tespitlerini revize ederken, bir yandan da vatandaşla görüşüp uzlaşıyoruz.”
“Hak sahiplerinin yüzde 30’yla görüşmeler tamamlandı ve yüzde 90 gibi büyük bir oranda uzlaşma sağlandı. Diğer hak sahipleriyle de görüşmelerimiz devam ediyor.”
Memnun olduğu noktayı tekrarladı:
“Vatandaşımız da fedakarlık yapması gerektiğini anladı. Görüşmelerin hızlı gitmesi ve uzlaşma oranının yüksek olması bundan.”
Şunu da ekledi:
“Tabi ki bu durum bize moral ve umut veriyor.”
Çınarönü esnafına yapacaklarını anlattı
Şimdilerde… Alternatif yollar arttı, ama yıllar önce Vakıfköy’e ulaşmak için, Ankara Yolu’nda Çevik Kuvvet Polis Müdürlüğü karşısındaki yola girilirdi.
O girişte artık günden güne gelişip büyüyen Çınarönü Mahallesi var.
Dün de…
Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı Ali Erbay birlikte Çınarönü Mahallesi esnafını ziyaret ettiler.
Ziyarette…
Yılmaz önümüzdeki süreçte bölgeye ve Yıldırım’a yapacağı hizmetleri, Erbay da hükümetin hizmetlerini ve yardımlarını anlattı.
Bursa’da bir piknik alanında bulunan çeşmenin suyu ateş tutulduğu anda alev alev yanmaya başlıyor. Adeta petrol gibi yanan suyu görenler gözlerine inanamıyor. Bölge sakinleri çeşmeden kana kana su içerken, üniversitenin yaptığı araştırmada suyla birlikte zeminden yanıcı gaz geldiği belirlendi.
Görenleri hayretler içerisinde bırakan olay, Bursa’da bir piknik alanındaki çeşmede yaşanıyor. Piknik alanındaki çeşmelerin suyu doğalgaz gibi yanıyor. Piknik yapan vatandaşlar bu çeşmeden su içtikten sonra suya çakmağı tuttukları vakit birden alev alıp yanmaya başlıyor. Suyun ateş söndürdüğüne alışık olan vatandaşlar suyun alev alıp yanmaya başladığını görünce büyük şaşkınlık yaşıyor. Bölgedeki çeşmeler üniversiteler tarafından incelendi. Akan sular incelendiğinde çeşmelerden suyla birlikte yanıcı gaz da geldiği tespit edildi. Şu an yaz dönemi olduğu için sular az akıyor ve su normal seviyede yanıyor. Sular çoğaldığında su daha alevli yanmaya başlıyor. Suyun yandığını ilk defa görenler ise büyük şaşkınlık yaşıyor.
Yanan suların olduğu bölgede yaşayan Özcan Dinçer, “Bu su 90 metreden çıkıyor. Buradaki bölgelerdeki sularda yanma var. Suya ateş tuttuğunuzda su yanmaya başlıyor. Üniversitelerden gelip suyu araştırdılar, suyla birlikte yanıcı gaz geldiği belirlendi. Şu an yaz dönemi olduğu için sular az akıyor. Sular çoğalınca daha çok yanmaya başlıyor. Biz bu sudan çıkan ateşle 3 yıl önce yumurta pişiriyorduk. Bu bölgedeki çok sayıda su kaynağı böyle ateş tutulduğunda yanıyor” şeklinde konuştu.
Suyu ateş tutarak yakan Haluk Taran, “Bu suya ateş tutunca yanmaya başlıyor. Bu durum bölgedeki bir çok suda mevcut. İlk kez bu duruma şahit olanlar büyük şaşkınlık yaşıyor” dedi.
Sağlık Bakanlığı, hizmet dışı bırakılan Bursa Devlet Hastanesi’nin yıkılıp aynı mimaride yeniden yapılması için ilk aşamayı başlatıyor. Bursa Devlet Hastanesi’nin, yeni baştan 300 yataklı yeni hastaneye dönüşümü doğrultusunda, 24 Haziran’da ilk ihale yapılacak.
Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, inşaat uygulamasına geçilmesinden önce, gerekli ilk adımla teknik ön hazırlığı tamamlamış olacak. Mevcut binanın tarihi kimliği nedeniyle önce rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri ve sonrasında da, mimari, statik, elektrik ve mekanik tesisat uygulama projeleri elde edilecek.
Sağlık Bakanlığı; Bakanlık Makamı’nın 11 Haziran 2018 tarihli onayına dayalı bu dönüşümün ilk ihalesi kapsamında, inşaat ihalesi dosyasını da hazırlatacak. Bursa Devlet Hastanesi’nin, toplam 20 bin 325 metrekare inşaat alanlı dönüşüm teknik ön çalışma için yükleniciye 175 gün süre tanınacak. Bursa Şehir Hastanesi’nin hizmete girmesiyle beraber, Bursa Devlet Hastanesi de, tahliye edilmişti. Pandemi durumuna gelen koronvirüs salgını yaşanınca, geçici karantina hastane kullanımı olarak, eylem planına taşınmıştı. Bursa Devlet Hastanesi’nin yeniden genel hizmete açılabilmesi için de, Bursa’da beklenti oluşmuştu.İktidara mensup milletvekillerinden Op. Dr. Mustafa Esgin’in Ankara’ya taşıdığı ve Bursa halkı adına ısrar ettiği düşüncenin ardından, “Bursa Devlet Hastanesi, yıkılıp yeniden yapılacak ve hizmet edecek” müjdesi açıklanmıştı. Modern haliyle yeniden kavuşmayı sağlayacak olan zemin+6 katlı dönüşümün fiziki çalışmalarına, yıkımla beraber gelecek yıl başlanacak.
Vatandaşlar ve esnaf karardan memnun
Mevcut Hastanenin yerine modern 300 yataklı yeni hastanenin yapılacağı haberi çevredeki esnaf ve vatandaşlarda da büyük mutluluğa sebep oldu. Vatandaşlar şehir merkezine yakın olan hastaneye ayak alışkanlığı oluğunu belirtip, yeni hastanenin çevredeki esnafı da mutlu edeceğini söyledi.