Etiket: manşet

  • THY, 2 milyar TL zarar açıkladı

    THY, 2 milyar TL zarar açıkladı

    THY’nin ilk çeyrek zararı yüzde 61.5 artışla 2.02 milyar lira oldu. THY artık kabin bagajı alınmayacağını ve iç hatlarda ikram olmayacağını da duyurdu.

    Türk Hava Yolları’nın (THY) KAP’a bildirdiği finansal sonuçlara göre, hasılatı bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3 civarı artışla 15.3 milyar lira olarak gerçekleşti. Finansman giderleri 859 milyon lira olarak gerçekleşti.

    Koronavirüsünün etkisiyle şubat ve mart aylarını oldukça kötü bir performans ile noktalamak zorunda kalan Türk Hava Yolları (THY) 2020 yılının ilk çeyreğinde 2 milyar 23 milyon TL zarar açıkladı.

    THY’den son yapılan açıklamada iç hat uçuşlarının 4 Haziran’da dış hat seferlerinin ise 10 Haziran’da başlayacağı bildirilmişti.

    THY artık kabin bagajı alınmayacağını ve iç hatlarda ikram olmayacağını da duyurdu.

  • En çok sipariş iptali otomotiv sektöründe yaşandı

    En çok sipariş iptali otomotiv sektöründe yaşandı

    Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (TİAD) sektörel etki analiz araştırması, sipariş iptallerinin en çok sipariş iptali yaşanan otomotivde iptallerin yüzde 73’lere çıktığını gösterdi.
    TİAD, sanayide ana imalat malı olarak kullanılan ve “makineleri yapan makineler” olarak tanımlanan takım tezgahları sektörünün Kovid-19 salgınından etkilenme düzeyinin belirlenmesi için bir araştırma yaptı.

    Üyelerinin katılımı ile gerçekleşen sektörel etki araştırma verilerine göre; en çok sipariş iptalleri, “ana müşteri” durumunda bulunan ve aynı zamanda en önemli daralmayı yaşayan otomotiv, kalıpçılık, beyaz eşya, havacılık, medikal alanlarında gerçekleşti.

    İptallerde yüzde 73 ile otomotiv sektörü başı çekerken, sırasıyla yüzde 28 ile kalıpçılık, yüzde 22 ile beyaz eşya, yüzde 15 ile havacılık, yüzde 13 ile makine, yüzde 7 ile medikal iptallerin en yoğun yaşandığı iş kolları oldu.

    TİAD Başkanı Fatih Varlık, sipariş iptallerine bağlı daralmaya ve krize rağmen işten çıkarma yapılmadığını, sektör olarak zor koşullara dayanırken de Kovid-19 ile gelen yeni normalde Türkiye’nin yeni bir hikaye yazması için çaba harcadıklarını söyledi.

    Araştırma kapsamında üyelere krizin Türkiye ekonomisine etkisini sorduklarını aktaran Varlık, şunları söyledi:

    “Üyelerimizin yüzde 39’u 50 milyar doların üzerinde bir negatif etki beklerken, yüzde 30’u bu etkinin 26 ile 50 milyar dolar bandında gerçekleşmesini öngörüyor. Yüzde 31’i ise negatif etkinin daha sınırlı kalacağını ve 11 ile 25 milyar dolar arasında olacağını öngörüyor. Hangisi olursa olsun, bu senaryoların hiç biri kabul edilemez. Ancak bütün bunların içinden iyi bir hikaye çıkarmak mümkün.”
    Varlık, Türkiye takım tezgahları sektörü ihracatının yüzde 80’ini oluşturan sac şekillendirme makineleri, presler, lazer ve plazma sac işleme makineleri üretimi konusunda oldukça iyi bir noktada olduğunu vurguladı ve ekledi:

    “Ancak CNC işleme merkezi, torna tezgahları ve taşlama gibi hassas işleme makineleri tarafında hala ithalatçı durumunda bulunmaktayız. Çin’den sonra Avrupa, Amerika ve bizde kontrollü bir şekilde yeni normale geçiş süreci başladı. Dış ticaret ve fiyat bazlı rekabet yeni normal nedeniyle eskisi gibi olmayacak. Eskiden fiyattan ötürü tercih edilmezken, bugün pek çok pazara jeopolitik olarak çok daha yakın bir noktada bulunmamız, hastalığı kontrol altında tutmamız, yeni normale geçiş sürecini sağlık öncelikli olarak yürütmemiz gibi nedenler, daha çok tercih edilmemizi sağlayabilir. Dolayısıyla bizim makine tarafındaki becerilerimizi diğer avantajlarımızla birleştirerek süreci çok doğru yönetmemiz gerekmekte. Bunu yapmamız halinde lider pazarlarımız olan ABD, Rusya, Polonya, Almanya ve Kanada başta olmak üzere 173 ülkedeki Türk makinesinin kullanım oranını artırabiliriz.”

    Dünya tedarik zincirinde meydana gelecek olan kırılmalarla ortaya çıkacak fırsatların yerli üretime ağırlık verilmesi halinde çok daha pozitif tablolar doğurabileceğini söyleyen Varlık, şu konuların altını çizdi:

    “Sektörümüzü daha da güçlendirecek adımları hızla hayata geçirmemiz gerekiyor. Takım tezgahları üretimini artırmak için Almanya, Tayvan, Japonya, İspanya, İtalya’da başarıyla uygulanan kümelenme modelini Kocaeli, Bursa, İzmir, Konya’da hayata geçirebiliriz. Teknik üniversitelerin mühendislik fakültelerinde ‘Takım Tezgahı Mühendisliği’ bölümü açabilir, gelişim ve üretim sürecinin hızlı olabilmesi için sadece bu sektöre yönelik ‘Ar-Ge ve Mükemmeliyet Merkezi’ kurabilir, yatırım finansman destekleri oluşturulabilir, üretilebilecek Yüksek Teknolojili Metal İşleme Takım Tezgahları ile birlikte metalürji (malzeme) alanında da çalışmalar yapabiliriz. Bunların yapılması yüzde 15 olan yerli ve millilik oranını ilk etapta yüzde 25’e çıkarabilir.”

    Ciddi fırsatlar barındıran sektörün, yaşanan krizle getirdiği sorun ve sıkıntılarla tek başına başa çıkamayacağına da vurgu yapan TİAD Başkanı Varlık, bu noktada destek beklediklerini hatırlatarak şöyle devam etti:

    “Dünyanın en gelişmiş teknolojik alt yapı ve üretimine sahip ülkeleri olan Çin, Japonya, Almanya, Güney Kore ve ABD dünyanın aynı zamanda en güçlü takım tezgahı sektörüne sahip durumda bulunmaktadır. Takım tezgahları sektörü diğer sektörlerde oluşturduğu çarpan etkisiyle ciddi bir ekonomik değer oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Sadece havacılık, savunma, otomotiv, beyaz eşya ve kalıpçılık gibi Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerine takım tezgahları sektörünün değer bazındaki katkısı 2019 yılında 21 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geleceğe yön veren politikaları oluştururken kesinlikle dışarıda bırakılmaması gereken bir sektördür.”

    TİAD sektörel etki araştırması cevaplarına göre, Türkiye’de eski iktisadi duruma dönülmesi yüzde 22 ile üçüncü çeyrekte, yüzde 3.0 ile dördüncü çeyrekte, yüzde 72 ile de 2021 yılında gerçekleşecek. Bu soruyu yanıtlayanların yüzde 3.0’ü de “2022” dedi.

  • Hafter Türk ordusunu tehdit etti: Hava operasyonu başlayacak

    Hafter Türk ordusunu tehdit etti: Hava operasyonu başlayacak

    2014’ten bu yana iç savaşın sürdüğü Libya’da, geçen yılın Nisan ayından bu yana Trablus’u ele geçirmeye çalışan Halife Hafter’e bağlı güçler son birkaç haftada geri çekilmeye başladı.

    Bunda, Trablus hükümetine bağlı birliklere destek veren Türkiye’nin payı büyük. Hafter’e bağlı hava kuvvetleri bunun üzerine, Libya’daki Türk hedeflerine yönelik büyük bir bombardıman düzenleyeceğini açıkladı.

    Türk hedeflerine doğrudan saldırı düzenlenmesi durumunda, ülkede birbiriyle çatışan taraflara doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerden biri ilk kez hedef haline gelmiş olur.

    Hem bu riskten kaçınmak, hem de Hafter’in bir yılı aşkın sürede ilerlediği bölgelerin çoğundan birkaç hafta içinde geri çekilmiş olması; Hafter’e destek veren bazı ülkelerin “ateşkes” çağrılarına ağırlık vermesine yol açtı.

    Kasım 2019’da Türkiye ile Libya arasında imzalanan askeri ve güvenlik işbirliği anlaşması kapsamında Türkiye, Trablus’ta Birleşmiş Milletler’in meşru kabul ettiği Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) hem silah hem de istihbarat ve askeri destek vermeye başladı.

    BBC Türkçe’den Ece Göksedef’in yaptığı kapsamlı haberde; yılın sonunda başkent Trablus’a çok yaklaşmış olan Hafter’in ilerlemesi, Türkiye’nin UMH’ye desteği başladıktan kısa bir süre sonra durdu. Bir süre sonra Hafter bazı küçük yerleşim birimlerini kaybetti.

    Bu yıl 1 Mayıs’ta UMH, Hafter’e karşı operasyon başlattığını duyurdu. 18 Mayıs’ta Trablus çevresindeki birçok küçük yerleşim yeriyle birlikte Vatiyye Hava Üssü’nün kontrolünü de almıştı.

    Operasyonlar sırasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin sağladığı Rus yapımı hava savunma sistemleri etkisiz hale getirildi.

    Bundan sonra hedef daha da büyütülerek Trablus’un güneyindeki Kasr Bin Gaşir Havalimanı’nı, Hafter güçlerinden geri almak için operasyon başlatıldı. Bu hedef de gerçekleştirilirse sırada Trablus’un güneybatısındaki Tarhuna şehrinin olduğu açıklandı.

    Ocak ayında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rus mevkidaşı Lavrov Moskova’da; şehre davet edilen Sarrac ve Hafter’in masaya oturması ve ateşkes anlaşması imzalaması için çalışmıştı.

    Sarrac ateşkes anlaşmasına imza atmış, Hafter ise Rusya’nın telkinlerine rağmen süre istemişti. İki günlük süre boyunca Rusya’nın dışında en büyük destekçileri olan Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’daki yetkililerle görüşen Hafter, nihayetinde anlaşmaya imza atmayacağını açıklamıştı.

    Kremlin’e yakın Wagner Grubu, Hafter’le birlikte savaşmak üzere Libya’ya hem paralı asker hem de askeri techizat gönderiyor. Rusya ise, Hafter’i Moskova’ya davet edip üst düzey devlet görevlileriyle fotoğraf verse de, savaşa doğrudan ya da dolaylı olarak müdahil olduğunu hiçbir zaman doğrulamadı.

    ABD ordusunun açıklamasında, Wagner Grubu’nun bu desteğinin doğrudan Kremlin’den alınan direktifle yapıldığı; hem siyasi hem maddi olarak Moskova’nın desteği olmadan Libya’daki savaşa böyle müdahil olamayacağı; Moskova’nın, Wagner grubunu, Hafter’e verdiği desteğin üstünü örtmek için kullandığı savunuldu.

    Türk hedeflerini bombalayacağını duyuran Hafter’e bağlı hava kuvvetlerine destek olmak üzere Rus savaş uçaklarının Libya’ya gönderildiği belirtildi.

  • ‘Tipik bir meteor olayı ile karşı karşıyayız’

    ‘Tipik bir meteor olayı ile karşı karşıyayız’

    Türkiye’nin özellikle Doğu, Güneydoğu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde gökyüzünü birkaç saniyeliğine aydınlatan ışık hüzmesi heyecan yarattı. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünalan, ışık hüzmesinin meteor olduğunu belirterek, “Bu tipik bir meteor olayı, aslında yer yer bazı yerlerde yer sarsıntısı olmuş olabilir. Bu anlamda, tipik bir meteor olayı ile karşı karşıyayız diyebiliriz.” dedi.

    Dün akşam saat 20.30 sıralarında yurdun Doğu, Güneydoğu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde gökyüzünü aydınlatan ve birkaç saniye süren ışık hüzmesi heyecan yarattı.

    Özellikle Artvin, Rize, Trabzon, Kars, Erzincan, Ardahan, Muş, Bingöl, Iğdır, Erzurum ve Diyarbakır’a yakın bazı bölgelerde gökyüzü bir anda ışık hüzmesi ile aydınlandı. Birçok kişinin şimşek çakması olarak da değerlendirdiği doğa olayı, sosyal medyada görüntülerin yer almasıyla bir anda gündeme oturdu.

    DOÇ. DR. ÜNALAN: BU TİPİK BİR METEOR OLAYI

    Işık hüzmesi ile ilgili birçok yorum yapılırken, görüşü alınan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi, Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Ünalan, bu olayın meteor olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Ozan Ünalan, görgü tanıklarının ifadeleri, videolar ve resimlere bakıldığında ışık hüzmesinin tipik bir meteor olayı olduğunu belirterek, şu açıklamada bulundu:

    Bir meteor vakası görüldü ülkemizde, özellikle Doğu illerde, Gündeydoğu ve Doğu Karadeniz tarafından görüldü diye raporlar geliyor. Bu bir meteor olayı görgü tanıklarının ifadelerine göre, yoğun bir ışık hüzmesi 3 dakika ardından gelen patlamayla beraber görülmüş, bu tipik bir meteor olayı, aslında yer yer bazı yerlerde yer sarsıntısı olmuş olabilir. Bu anlamda, tipik bir meteor olayı ile karşı karşıyayız diyebiliriz.

    Bu açıdan bakıldığında görgü tanıklarının ifadeleri, artı videolar ve resimler varsa bunlar bizim için çok önemli, e-mail vasıtası ile bana ulaşabilirler. Buarda baktığımızda, ilk belirlemelere ve görgü tanıklarının ifadelerine göre Erzurum tarafından gelip Artvin tarafına devam ediyor ve Batum açıklarında denize düşme ihtimali çok yüksek veya en kötü ihtimalle biraz daha farklı değerlendirirsek Gürcistan tarafına da düşmüş olabilir. Tabi ki bu değerlendirmeler sürüyor.

    Bir yandan da temaslarımız da devam ediyor, dolayısı ile bizimle temasa geçebilirsiniz. Bizler de araştırmaya devam ediyoruz, en yakın zamanda tekrar güncel bilgileri paylaşmış olacağız.

  • ‘Yargının gelinleri’

    ‘Yargının gelinleri’

    Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) mesleğe kabul ederek geçen hafta yaptığı kura töreninde 1379 hakim ve savcı atandı. AK Parti ve MHP’ye yakın birçok isim de atananlar arasında yer aldı.

    Kurada, eski Adalet Bakanı Kenan İpek ve eski AK Parti milletvekili Burhanettin Uysal’ın gelinleri, eski Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’in oğlu ve gelininin de hâkim ve savcı olarak atandıkları görüldü.

    Evlerde cemaat tarzı sohbet toplantıları düzenleyen Adalet ve Medeniyet Derneği’nin başkanı ve bazı üyeleri de artık yargı üyesi olarak görev yapacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın videokonferans aracılığıyla katıldığı hâkim/savcı kura töreni kapsamında 20 Mayıs’ta 940 hakim, 439 savcı ataması yapıldı.

    Cumhuriyet’in 1379 kişilik listede yaptığı araştırmada, dikkat çekici sonuçlar çıktı. Buna göre, yargıya alımlarda AK Parti ile MHP arasındaki Cumhur İttifakı etkili oldu. Atama listesinde MHP’ye özel kontenjan verildiği öğrenildi.

    Listede yer alan isimlerin bazılarının ülkücü kökenli olduğu görüldü. Eski MHP milletvekili, MYK üyesi Mehmet Parsak’ın danışmanı Avukat Samet Karpuz, Kuşadası (Söke) Hâkimliği’ne getirildi. Karpuz’un eşi de yargıda hakim olarak görev yapıyor.

    OĞULLAR VE GELİNLER…

    Listede, bazı siyasi ve bürokratların yakınları da hakim ve savcı olarak atandı. Bu kapsamda AK Parti döneminde Adalet Bakanlığı ve Müsteşarlığı yapan ve son olarak Yargıtay üyeliğine atanan Kenan İpek’in oğlu Mehmet Akif İpek’in eşi Ahsen Şenol İpek, Adana Hâkimi oldu.

    Eski Emniyet Genel Müdürü, Vali Celalettin Lekesiz’in oğlu Muzaffer Lekesiz Kırklareli Cumhuriyet Savcılığı’na, gelini Merve Lekesiz ise Kırklareli Hâkimliği’ne atandı.

    Kurada eski AK Parti Karabük Milletvekili Burhanettin Uysal’ın oğlu Şamil Uysal ile evli olan Miyase Gümüş Uysal’a ise Söke Hakimliği çıktı.

    (Cumhuriyet)

  • Bursalı ‘aile serebral palsi’ hastası Yusuf için ilaç arıyor

    Bursalı ‘aile serebral palsi’ hastası Yusuf için ilaç arıyor

    Bursa’da yaşayan gözü yaşlı anne, serebral palsi hastası olan 5 yaşındaki oğlunun rahat uyuması ve kendine zarar vermemesi için kullandığı ilaçlara rahat ulaşamamanın acısını yaşıyor…

    Bursa’da ikamet eden Büşra (25) ve Fatih Taş (35) çifti, 5 yıl önce kucaklarına aldıkları oğullarını bağırsak sorunu sebebiyle ameliyat ettirmek zorunda kaldı. Ameliyattan sonra 45 gün yoğun bakımda kalan Yusuf Kayra, 9 aylık olduğunda ise serebral palsi teşhisi konuldu. Gitmedik doktor çalmadık kapı bırakmayan Taş çifti, zor günler geçiriyor.

    Fizik tedavi ve ilaç kullanmaya başlayan Kayra’nın kasılmaları ve kendine zarar vermeleri her geçen gün azaldı. Daha sonra yetersiz kalan ilaçlar için yurt dışından raporla ilaç getirilmeye başlandı. Ancak yurt dışından gelen ilaçların istenilen zamanda ellerinde olmamasından duydukları üzüntüyü dile getiren Taş ailesi, şu anda sosyal medyadan tanıştıkları kişilerden ilaç temin etmeye çalışıyor.

    Kimseden maddi bir destek beklemediğini sadece çocuğunun ilaçlarına istenildiği zaman erişilmesinin kendilerine yeteceğini belirten Büşra Taş, ellerinde sadece 1 ay yetecek kadar ilaç kaldığını ve bulamadıklarını söyledi.

    Başından geçenleri anlatan anne Taş, “İlk doğduğunda hiç bir sorun yoktuk. Sonra bağırsak ameliyatı olması gerektiği söylendi. Ameliyat olduktan sonra 45 gün yoğun bakımda kaldı. 9’uncu ayında Kayra’ya serebral palsi teşhisi konuldu. 10 aylıkken, fizik tedavilere ve ilaç kullanmaya başladık. Ancak belli bir süre sonra o ilaçların dozu yetersiz geldi. Şu anda 2 ilaç kullanıyoruz. Ancak son 1 senedir kullandığımız ilaca ise hiç bir şekilde ulaşamıyoruz. Bu çocuğun ilacını kestiğim zaman ilk zamanlarda yaşadıklarını yaşayacağını biliyorum. Kullanıp bırakanlardan ilaç aradık. Biz ite kaka 4 yıldır böyle geldik” dedi.

    Eşinin asgari ücretle çalışan biri olduğunu belirten Taş, “Doktorumuza birçok kez bu ilaçların yerine Türkiye’de başka ilaç bulup bulamayacağımızı danıştım. Ama onları daha önce denediğimizi bunların haricinde bir ilaç kullanılmayacağını söyledi. Bir daha aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Onun ağladığını, bir yerlerinin ağrıdığı, kendine zarar verdiğini görmek istemiyorum. Ben ona anne olarak pazardan bir şeyler alıyorum. Onları yedirirken ağzını ısırıyor ve kanlar akıyor. Ben bunları gördüğüm zaman hiçbir şey yapamıyorum. Bizim istediğim tek şey ilaçlarımıza ulaşmaktır” şeklinde konuştu.

    Sağlık Bakanlığı’nın çok güzel çalışmalara imza attığını ve yanlarında olduğunu da ifade eden Taş, “Ama bizim temel ihtiyaçlarımızın sistemsel bir şeye dönmesi gerekiyor. Biz elimizi uzattığımızda bulmamız gerekiyor. Gerçekten şu an bir çocuk gibi görünüyor. Ama bilin bakımı, stresi ve maneviyatı 8-9 çocuğa bedel. Ben 25 yaşındayım. Ben hayatımdan vazgeçtim. Kendimi artık 40 yaşında gibi hissediyorum. Daha iyi uyusun dinlensin, bir yeri ağrımasın, hiç kendine zarar vermesin. Ömrü ne kadar olur bilmiyoruz. Ama yaşadığı ömrü boyunca rahat yaşasın” diye konuştu.

    Her aile gibi çocuğuna bisiklet ve top almayı tabi ki istediğini belirten Taş, “Hastane yerine parka götürmek isterim. Ama olmuyor. Bazı şeyler sizin elinizde olmuyor. Tek isteğim onun artık rahat yaşamasıdır. Sadece kendi adıma değil tüm engelli aileleri adına konuşuyorum” dedi.

    Sadece kendinin ilaç sorunu olmadığını belirten Taş, “Çoğu engelli ailesi bu sorunu yaşıyor. Bir birimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ben belki burada tekim ama izleyenler arasına başını sallayan birçok insan vardır. Onların sesi olduğumu düşündüğüm birçok aile olacaktır. Hayatımız oldukça zor. Yaşadıklarımız ise daha zor. Manevi anlamda bir şeylerle savaşmaya çalışıyoruz. Ama bu tarz şeylerde eklendiği zaman kendimizi yetersiz hissediyoruz” diye konuştu.

  • Diyanet: Kadın-erkek el ele halay çekmeyin, dans etmeyin

    Diyanet: Kadın-erkek el ele halay çekmeyin, dans etmeyin

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dijital ortama açtığı “Aile Hayatımız” kitabında, kadınlarla erkeklerin el ele halay çekip horon tepmemeleri, dans etmemeleri istendi.

    Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman tarafından hazırlanan kitapta şöyle denildi:

    • Her toplum kendi eğlence örfü ve düğün adetlerini meşru çerçevede yaşatacak, mahalli zevkler ve canlılıklar muhafaza edilecektir.
    • Tabiatıyla İslam’ın kesin yasakları olan alkollü içkilerden, birbirine yabancı erkek ve kadınların dans etmek, el ele birlikte halay çekmek, horon tepmek ya da benzeri müşterek eğlencelerinden, İslam’ın benimsemediği kılık ve kıyafetlerle arz-ı endam etmekten, gayrimüslimlere özgü kültür ve uygulamaları sahnelemekten, her türlü israftan, can ve mal güvenliğini tehdit eden silahlı gösterilerden kesinlikle uzak durmak kaydıyla.”
  • Bursa’da facianın eşiğinden dönüldü

    Bursa’da facianın eşiğinden dönüldü

    Bursa Ankara yolunda meydana gelen kazada yan yoldan çıkan hafif ticari araç ana yoldan gelen halk otobüsüne çarptı. Facianın eşiğinde dönülen kazada hafif ticari araçta bulunan iki kadın yaralandı.

    Kaza, Bursa Ankara yolunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre Avarlar Kavşağı’nda ana yolda yoluna devam eden Ferat Ö. idaresindeki 16 KED 05 özel halk otobüsüne, kozluca yolundan gelip ana yola çıkmak isteyen Leyla A. idaresindeki 16 AAF 624 plakalı hafif ticari araç çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrulan hafif ticari araç kaldırıma çarparak ancak durabildi. Otobüs ise karşı şeride geçmeden son anda orta refüjde durabildi. Kaza sonucu hafif ticari araç sürücü ile Hayriye T. isimli iki kadın yaralandı. Yaralı kadınlar başka bir araçla özel bir hastaneye götürüldü. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

    Kazayı anlatan otobüs şoförü Ferat A. şunları söyledi:

    “Ben normal yolumda devam ederken ana yola hızlı bir şekilde gelen hafif ticari araç bana çarptı. Kaza böyle meydana geldi. Allah’tan bana vurdu yoksa direk karşı şeride geçeceklerdi daha büyük bir facia olurdu. Otobüste yolcum yoktu bende kazayı yara almadan atlattım onlar yaralandı, hastane kaldırıldı. Kaza sonucu maddi hasar alan hafif ticari araç çekici yardımıyla kaza yerinden kaldırıldı” dedi.

    Kazayla ilgili soruşturma ise sürdürülüyor.

  • Takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıktı

    Takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıktı

    Bursa’da yağmurlu havada direksiyon hakimiyetini kaybederek takla atan otomobilde hasar meydana gelirken, sürücü burnu bile kanamadan araçtan itfaiye ekipleri tarafından çıkartıldı.

    Kaza, saat 00.00 sıralarında merkez Yıldırım ilçesine bağlı Ankara yolu Caddesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ankara yolu Caddesi istikametinde seyir halinde olan 16 AHN 480 plakalı otomobilin sürücüsü S.N, aracının direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan otomobil, seyir halinde yağmurlu havanın etkisiyle takla attı.

    Kazayı gören vatandaşlar, polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ve itfaiye ekiplerinin müdahalesinin ardından, S.N takla atan otomobilin içerisinden çıkardı. Kazadan burnu bile kanamadan çıkan S.N., sağlık kontrolü yaptırmadan otomobilinin kaldırılmasını izledi.

    Otomobil çekici yardımı ile otoparka çekilirken, polis ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı. Kaza sonrası trafik kitlendi.

  • YHT seferleri başladı, yeni kuralları Bakan açıkladı

    YHT seferleri başladı, yeni kuralları Bakan açıkladı

    Koronavirüs tedbirleri nedeniyle ara verilen Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferleri, 2 ay aradan sonra yeniden başladı. Ankara-İstanbul seferini yapan treni uğurlayan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Yüksek hızlı trenlerimizi yüzde 50 kapasiteyle çalıştıracağız. Bilet fiyatlarında herhangi bir artış söz konusu değildir” dedi.

    Bakan Karaismailoğlu, koronavirüs salgını nedeniyle durdurulan tren seferlerinin yeniden başlatılması dolayısıyla Ankara YHT Gar’da düzenlenen törene katıldı. Burada konuşan Karaismailoğlu, koronavirüs tedbirleri nedeniyle geçici bir süre ara verilen yüksek hızlı tren seferlerinin, normalleşme süreciyle birlikte, yeniden başlatıldığını söyledi.

    ‘TRENLERDE SEYREK DÜZEN İLE OTURULACAK’

    Bakan Karaismailoğlu, bugünden itibaren Ankara-İstanbul, Ankara-Eskişehir, Ankara- Konya ve Konya-İstanbul hatlarında sabah ve akşam birer sefer olmak üzere günde toplam 16 sefer yapılacağını kaydetti.  Trenlerin sosyal mesafe kurallarına ve izolasyona dikkat ederek seyrek oturma düzeni ile yolcuların yan koltuklarını boş bırakarak yüzde 50 kapasite ile çalıştıracağını hatırlatan Karaismailoğlu, “Bu nedenle 411 yolcu kapasiteli setlerimizde 185, 483 kapasiteli setlerimizde ise 213 yolcuya hizmet vereceğiz. Trenlerimiz yüzde 50 kapasite ile çalışıyor diye bilet ücretlerinde herhangi bir artış söz konusu değildir” dedi.

    ‘GAR VE İSTASYONLARDA MASKE TAKILMASI ZORUNLU OLACAK’

    Karaismailoğlu, en kısa sürede seferleri yerli üretim olan Milli Elektrikli Treni ile hayata geçirmeye başlayacaklarını söyleyerek, şunları kaydetti. “Tüm hatlarımızda, üst düzeyde hijyen ve sağlık tedbirleri alınması en önemli önceliklerimizdir. Bizim tek amacımız vatandaşlarımızı en güvenli şekilde gitmek istedikleri yere ulaştırmak ve sağlıklı bir şekilde sevdiklerine kavuşturmaktır. Elbette bu yeni süreçte vatandaşlarımızın da yerine getirmesi gereken bazı yükümlülükler var. Sayın Cumhurbaşkanımızın her seferinde vurguladığı gibi; maske, mesafe ve temizlik ‘yeni normal’in vazgeçilmezleri. Bu nedenle de tüm gar, istasyon ve trenlerimizde maske takılması zorunlu olacak.”

    ‘TRENLERDE YEMEK VE BÜFE HİZMETİ VERİLMEYECEK’

    YHT ile seyahat etmek isteyen vatandaşlardan bilet alabilmek için geçerli HES Kodu ve seyahat izin belgesi isteneceğini anımsatan Bakan Karaismailoğlu, vatandaşların HES Kodlarını Sağlık Bakanlığının mobil uygulamasından ya da SMS ile alabileceklerini hatırlattı. Karaismailoğlu, şöyle konuştu:

    “HES kodunun geçerli olduğu tespit edildiğinde ise bilet satışı yapılabilecek. Giriş-çıkış yasağı bulunan illerimize seyahat için verilen ‘Seyahat İzin Belgesi’ ise trene binişte görevlilerimiz tarafından kontrol edilecek. Bu belgeyi ibraz edemeyenlerin veya belgeleri geçersiz olan bilet sahiplerinin seyahati iptal edilecek. İstasyonlarda ve bilet kontrol noktalarında hastalık belirtisi gösteren yolcularımız kesinlikle trene alınmayacak, bilet ücretleri kesintisiz iade edilecek. Her yolcunun biletine ait koltukta oturması sağlanacak ve yer değişimlerine izin verilmeyecek. Seyahat sırasında Covid -19 belirtileri gösteren yolcularımız, trendeki izolasyon bölümüne alınarak uygun olan ilk istasyonda sağlık görevlilerine teslim edilecek. Trenlerimizde Covid-19 riskine karşı yemek ve büfe hizmeti verilmeyecek. Tüm bu önlemlerin yanı sıra gar, istasyon ve trenlerimizde hizmet veren tüm personelimizin salgın riskine karşı uygun koşullarda hizmet vermesi sağlanacak. Trenlerimizin her sefer öncesinde ayrıntılı temizliği ve hijyen işlemleri yapılacak.”

    Bakan Karaismailoğlu, konuşmasının ardından Ankara-İstanbul seferini yapan treni uğurladı.