Etiket: manşet

  • 400 torun sahibi 126 yaşındaki kadın koronavirüsü yendi

    400 torun sahibi 126 yaşındaki kadın koronavirüsü yendi

    Kahramanmaraş’ta, 13 çocuk ve yaklaşık 400 torun sahibi olan Eşe Gelebek, yakalandığı koronavirüsü yenmeyi başardı. Nüfus kaydına göre 126 yaşında olan, ancak gerçek yaşını bilmediğini belirten Gelebek, dünyada hastalığı yenen en yaşlı kişi oldu.

    Yörük bir ailenin kızı olarak Aydın’da doğan ve Kahramanmaraş’ta oğlu Hamdullah Gelebek ile yaşayan Eşe Gelebek, nüfus kayıtlarına göre 1 Temmuz 1894 doğumlu. Gerçek yaşını bilmediğini belirten 13 çocuk annesi Eşe Gelebek, 20 Nisan’da yüksek ateş şikayetiyle Necip Fazıl Şehir Hastanesi’ne götürüldü. Koronavirüs teşhisi konulan yaşlı kadın, hemen tedaviye alındı. Bir haftası yoğun bakım olmak üzere 2 haftalık tedavinin sonunda da koronavirüsü yenmeyi başardı. Gelebek, yaşı itibariyle 113 yaşındaki İspanyol Maria Branyas’ın elindeki koronavirüsü yenen dünyanın en yaşlı insanı unvanını da almış oldu.

    ‘HASTANEDE İYİ BAKTILAR’

    Virüsün nasıl bulaştığı tespit edilemeyen ve hastaneden taburcu olduktan sonra birlikte oğlu Hamdullah’ın (55) evine dönen Eşe Gelebek, 14 gün karantinaya alındı. Karantina sürecinde Eşe Gelebek’in bulunduğu odaya gelini Meyrem Gelebek dışında kimse girmedi. Gelin Gebelek de eldiven ve maske kullandı.

    Sağlığına kavuşmasına katkı sağlayan sağlık çalışanlarına teşekkür eden Eşe Gelebek, “Bana hastanede iyi baktılar. Hemşireler iyi ilgilendiler, iyi baktılar. Hastalığı yendim” dedi.

    ‘TORUNLARIN ÇOCUKLARIYLA TORUN SAYISI 400’Ü BULUR’

    Eşe Gelebek’in 13 çocuğunun en küçüğü olan Hamdullah Gelebek, annesinin, torununun torununun çocuğunu gördüğünü söyledi. Hamdullah Gelebek, annesinin gerçek yaşını bilmediğini, kimlikte ise 126 gözüktüğünü söyledi.

    Annesinin uzun ömürlü olmasının nedeninin, Yörük olması ile hayatı boyunca doğal gıdalar tüketmesi olduğunu ifade eden Hamdullah Gelebek, “Annemin yüksek ateşi vardı. Ambulans çağırdık ve hastaneye kaldırdık. Burada yapılan testlerden sonra anneme koronavirüs teşhisi koydular. 7- 8 gün yoğun bakımda kaldı, 5- 6 gün de normal serviste kaldı. Taburcu olduktan sonra 14 gün de evde izole ettik. Şu anda herhangi bir sıkıntısı yok. Anemin 13 çocuğu ve 83 torunu var. Torunları, torunlarının torunları ve onların çocuklarını da sayarsak torun sayısı 400’ü bulur” diye konuştu.

    ‘DOĞAL BESLENİP, SÜT, PEYİR VE YOĞURT YERDİ’

    Eşe Gelebek’in gelini Meyrem Gelebek de kayınvalidesinin yaşına göre çok sağlıklı olduğunu söyledi. Kayınvalidesinin sağlığının iyi olduğunu anlatan Meyrem Gelebek, “Başka bir rahatsızlığı yok çok şükür. 30 yıldan beri beraberiz, sağlığı iyiydi. Biz Yörüğüz, konup göçenleriz yani. Gençliğinde hep doğal beslenmiş, süt, yoğurt ve peynir yerlermiş. Şimdiye kadar iyiydi, bir gün rahatsızlandı, ateşi çıktı titremeyle beraber. 20 Nisan’da götürdüler, ‘Koronavirüs’ dediler. Bir hafta yoğun bakımda kaldı, bir hafta da serviste yattı ondan sonra taburcu oldu. Şükür şu anda iyi. 14 gün de evde izole ettik. Çok şükür tansiyon, kalp, şeker gibi kronik bir rahatsızlığı yok” dedi.

  • CHP İl Başkanı İsmet Karaca Açıkladı

    CHP İl Başkanı İsmet Karaca Açıkladı

    ‘Ercan Korkmaz’ın ihale salonunda olmasının CHP grubuyla ilgisi yok’

    Avukat ve meclis üyesi, ancak ne hukuk ne etik tanıyor’ derken boşuna demedik. Açıklamaları, hakkındaki beyanları teyit niteliğinde.

    Kendini haklı çıkarabilme adına, yaptığı açıklamada, Atatürk’ün adını kullanması yetmezmiş gibi ilgi ve gerek bulunmadığı halde annesinden bahsederek duygu sömürüsü yapması hususunu tüm kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Keşke bu acizliği yapmasaydın.

    Sayın Ercan KORKMAZ, şapka düştü, kel göründü. Kendini beyhude paralama.

    Ak olmadığın halde, kendini aklamak maksadı ile yaptığın açıklamalara bir bir yanıt vereyim.

    1 – İhale alıcısı Tayyar TÜRKEŞ, neden ihale komisyonuna ya da Osmangazi Belediye Başkanlığına değil de, CHP’li bir meclis üyesine konu hakkında bilgi verme ihtiyacı duydu.

    2 – Yaptığın açıklamada; Osmangazi Belediyesince ihalenin 10.12.2019 tarihinde gerçekleştirildiğini, ihalenin bittiği tarihten birkaç gün sonra BEMSA A.Ş. vekili Av. Osman ORHAN tarafından ihalenin iptali talebi ile idari yargıda dava ikame edildiğini beyan etmişsin. İkame edilen dava, beyan ettiğin gibi ihalenin gerçekleştirildiği 10.12.2019 tarihinden birkaç gün sonra değil, 08.04.2020 tarihinde ikame edilmiş.

    Ayrıca; ikame olunan davanın konusu beyan ettiğin gibi 10.12.2019 tarihinde gerçekleştirilen ihale işleminin iptali değil, söz konusu ihalenin gerçekleştirilmesine ilişkin Osmangazi Belediye Meclisinin 09.10.2019 tarih ve 2019 / 195 Esas ve Osmangazi Belediye Encümeninin 05.11.2019 tarih ve 3453 sayılı kararlarının iptaline ilişkin.

    3 – Spor kulübü derneği ve kanunun menfaati için davayı takip ettiğini ifade etmişsin. Emin ol buna kargalar da gülmez. CHP’li bir meclis üyesi olarak ihaleyi kazanan spor kulübü derneği vekili sıfatı ile dava takip etmenin kamu menfaati ile bağdaşmadığını sende çok iyi biliyorsun.

    Var sen hala, amacının bireysel menfaat değil de kamu menfaati olduğunu söylemeye devam et.

    4 – Soruyorum; Osmangazi ve Büyükşehir Belediye Meclisi içerisinde yer alan, partili bir siyasetçinin, yaranan hukuki ihtilafın taraflarından biri ile avukat – müvekkil ilişkisi içerisinde olması siyasi etik açısından ne kadar doğru?

    5 – İhalenin mahkeme denetiminden geçtiği yönündeki beyanların da tamamen asılsız ve kötü niyetli. Çünkü; bir hukukçu olarak sende çok iyi biliyorsun ki; yargı süreci hala devam ediyor.

    6 – Otopark olarak kullanılmak üzere ihale edilen alanın güney cephesinden 15 metrelik giriş / çıkış yolunun olduğunu ifade etmişsin ki; hukuki ve fiili anlamda söz konusu alanın otopark olarak kullanılmasının mümkün olmadığını sende biliyorsun. Bu yöndeki beyanlarının haksız, hukuksuz ve kötü niyetli olduğu hususu Osmangazi Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi kayıtları ile sabit.

    7 – Konu ile uzaktan yakından bir ilginin bulunmadığını söylemişsin. Bu yöndeki beyanın da hakikat ve samimi olmadığını bizatihi mensubu olduğun partinin il başkanının konuya ilişkin yaptığı açıklama ile cevaplamak isterim.

    CHP Bursa İl Başkanı İsmet KARACA konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada; “ ..Karar meclisten geçtikten sonra, Belediye encümeninde ihalenin yapılacağı gün, Osmangazi Belediye Meclisi Grup Başkanvekilimiz Sefa Yılmaz tarafından belediye meclisi üyelerimiz Hasan Keleşoğlu ve Halil Aktaş görevlendirilerek, ihalenin takibi, katılımcılar, kaça sonuçlandığı konularında bilgi edinmeleri istendi. O üyelerimiz salona gidince, meclis üyemiz Av. Ercan Korkmaz’ın da ihale salonunda bulunduğunu görüyorlar. Ercan Korkmaz’ın ihale salonunda olmasının CHP grubuyla ilgisi yok. Avukatlık mesleği çerçevesinde o salonda… ”

    Oysa sen, “Ben Osmangazi Meclisi Encümeni tarafından gerçekleştirilen ihaleye katılmadım, pey sürmedim” demiştin.

    CHP Bursa İl Başkanı İsmet KARACA’nın yaptığı açıklamada öyle bir cümle var ki; ağzın ile kuş tutsan da faydası yok.

    Ne diyor, il başkanın; “…CHP bu yerin kiralanmasına karşı çıkmış. Grup kararı alarak hayır oyu vermiş. AKP ve MHP’li üyelerin oylarıyla ihaleye çıkılmış..”

    Söz konusu alanın, otopark olarak kullanılmasına yönelik ihale kararının görüşülmesi aşamasında mensubu bulunduğun parti tarafından grup kararı alınarak “HAYIR” oyu verilmesine rağmen, grup kararına ve parti disiplinine aykırı bir şekilde, ihale alıcısının vekili olarak görev yapmanıza rağmen konu ile uzaktan ya da yakından ilginizin olmadığı yönündeki beyanınız, kamuoyu ve mensubu bulunduğunuz partinin iradesi ile alay etmektir.

    8 – Esas olan, yerel belediyelerin kendi sınırları içerisinde ihtiyaçları karşılamasıdır. Hal böyle iken, otopark olarak kullanılmak üzere ihale edilen söz konusu alanın, Osmangazi Belediyesi sınırları içerisinde faaliyet gösteren bir spor kulübüne ya da başkaca bir kuruluşa değil de Nilüfer Belediyesi sınırları içerisinde faaliyet gösteren Nilüfer Karaman Spor Kulübü Derneğine ihale edilmesi, akıllara ihalenin kamu menfaati için değil de bireysel menfaat için mi gerçekleştirildiği sorusunu getiriyor.

    9 – Amatör Spor Kulüplerinin amacı Dernekler Kanunu’nda tanımlanmıştır. Buna göre; yetişmekte olan nesile spor bilinci ve alışkanlığını kazandırmaktır. Asli amacı gelir elde etmek olmayan, otopark çalıştırma ruhsatı bulunmayan bir amatör spor kulübünün hukuki ve fiili anlamda otopark olarak kullanılması mümkün olmayan bir alan için ilk etapta 90.000,00 TL gibi amatör spor kulüpleri için fahiş olarak kabul edilecek bir meblağı nakit olarak ödeyebilmesi de akıllara gelen başka bir soru.

    10 – Söz konusu alanın otopark alanı olarak kullanılması ancak; Bursa Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Şube Müdürlüğüne yapılacak başvurunun, gerekli şartlara haiz olması durumunda mümkün olmakla, ihale alıcısı vekili olarak tarafınızca bu doğrultuda gerçekleştirilmiş bir başvuru var mıdır?

    11 – Belirtmek gerekir ki; ihale edilen alana ilişkin belediye imar plan notlarında, söz konusu yerin sağında ve solunda yer alan mülkiyeti gökçen ailesine ait taşınmazlara ilişkin otopark olarak kullanılabileceğinin belirtildiği göz önüne alındığında; gökçen ailesinin rüçhanlı hakkının bulunmadığı beyanı abes ile iştigal niteliğindedir.

    12 – Gökçen ailesi, ihale edilen alanın bulunduğu bölgede 1,5 Milyar Türk Lirası değerinde yatırım gerçekleştirileceğini ve yaklaşık 5.000 kişiye istihdam yaratılacağını duyurmuş ve bu konuya ilişkin olarak da ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştirdiği ve bir takım protokoller imza edildiği tüm kamuoyunca bilinmekte.
    Kent ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak bir projenin hayata geçmeyeceği yönündeki beyanlarınız ufkunuzun çapsızlığının göstergesidir.

    CHP Bursa İl Başkanı Karaca’nın açıklamaları ile ilgili kısa bir şey söylemek gerekir ise; bugüne kadar haksız ve hukuksuz, inanmadığımız hiçbir iddiayı dile getirmedik. Doğru yayıncılık anlayışı içerisinde kamuoyunu bilgilendirmek amacı ile faaliyet gösterdik. Ve daha da önemlisi temas ve mesafe ilkesini asla ihlal etmedik. İsmet Karaca’nın beyan ettiğinin aksine, amacımız; partisinin ismi arkasına saklanarak bireysel menfaat ortaklığı gerçekleştiren kötü niyetli kişilerin kamuoyuna teşhiridir.

    “CHP geleneğinde iş takipçiliği yoktur” diyerek Ercan Korkmaz’a son noktayı koyan İl Başkanı Karaca, bir konuda da “İddiasını kanıtlamayan müfteridir” diyerek kibarlık yapmış. CHP’li bir il yöneticisi ve meclis üyesinin, taraflardan birinden rüşvet istediği iddiasına ben de şunu eklemek istiyorum. Eğer, iddia edildiği gibi İl başkanı Karaca’nın bizden bir talebi olduysa “Senin gibi şerefsiz, haysiyetsiz ve onursuz” olsun. Eğer, il başkanı bizden böyle bir talepte bulundu ve biz bırak para vermeyi tepkisiz dahi kaldıysak yine “Senden beter şerefsiz, haysiyetsiz ve onursuz” olalım.

    Erdinç Karakaş

  • Diyanet’ten bayram namazı açıklaması

    Diyanet’ten bayram namazı açıklaması

    Diyanet, “Bu yıl maalesef milletçe büyük mücadele verdiğimiz Kovid-19 salgını sebebiyle camilerimizde bayram namazı kılınamayacaktır” açıklamasında bulundu.

    Din İşleri Yüksek Kurulu Kovid-19 tedbirleri dolayısıyla Bayram namazı ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada;

    İslam’da farz olan oruç ve hac ibadetlerinin tamamlanmasıyla Ramazan ve Kurban olmak üzere iki dinî bayram kabul edilmiş ve her ikisi için de bayram namazları meşru kılınmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ashabının (r.a.) tatbikatına göre kendine özgü ilave tekbirleriyle birlikte ikişer rekât olan bayram namazları daima geniş alanlarda ve cemaatle kılınmış, ardından da bayram hutbesi irad edilmiş ve bu hususta bir icma oluşmuştur.

    Öte taraftan fıkıh mezhepleri, bayram namazının hükmü ve bu ibadetin tek başına kılınıp kılınmayacağı konusunda farklı görüşler serdetmiştir. Kendilerine cuma namazı farz olan kimselere bayram namazı kılmak Hanefîler’e göre vâcip, Şâfiîler’e göre sünnettir.

    Hanefî mezhebine göre bayram namazının sahih olması için hutbe dışında Cuma namazında aranan şartların yerine gelmesi gerektiğinden, bayram namazının cemaatle kılınması şarttır. Herhangi bir sebepten dolayı bayram namazını cemaatle kılamayan kimsenin bunu kaza etmesi gerekmediği gibi bu kişinin tek başına bayram namazını kılması da gerekmez. Bayram namazını camide cemaatle kılamayanların, evlerinde iki veya dört rekât olarak duhâ/işrak (kuşluk) namazı niyetiyle nafile namaz kılmaları müstehabtır.

    Şafiî mezhebine göre de bayram namazının bir yerde ve topluca kılınması esastır. Bununla birlikte değişik sebeplerle cemaate katılamayanların münferit olarak kılması da caizdir. Buna göre cemaate katılmayan kişiler, kadınlar, çocuklar ve yolcular evlerinde münferiden bayram namazını kılabilirler. Bayram namazlarını sünnet olarak gören Şafiilere göre yalnız başına kılacak kimsenin hutbe okuması şart değildir.

    Netice itibariyle Bayram namazları oruç ve hac gibi uzun süreli ve yoğun ibadetlerin tamamlanmasının sevinç ve coşkusunu yaşamak üzere hep birlikte cemaatle kılınan ve Müslümanların vahdetini gösteren çok önemli ibadetlerdir.

    Ancak salgın, bulaşıcı hastalık, karantina uygulamaları gibi sebeplerle bu namazın camilerde veya musallalarda cemaatle kılınması imkanının olmadığı zamanlarda, Müslümanların yukarıda açıklanan görüşler doğrultusunda ibadet hayatlarına yön vermeleri mümkündür. Nitekim bu yıl da maalesef milletçe büyük mücadele verdiğimiz Kovid-19 salgını sebebiyle camilerimizde bayram namazı kılınamayacaktır.

    Diyanet İşleri Başkanlığı Ramazan Bayramının ilk gününde her ilin kendi bayram namazı saatinde minarelerden bayram günlerinin şiârından olan tekbirler getirmek suretiyle bayram coşkusunun yaşanmasına ve herkesin bulunduğu yerde bu sevince katılmasına yönelik bir uygulama yapacaktır. Halkımızın da tıpkı önceki bayramlarda olduğu gibi gerekli temizliğini ve diğer hazırlıklarını yapması, giyim kuşamına özen göstermesi ve güneşin yükseldiği o bayram namazı vaktini heyecanla, dualarla, zikirlerle beklemesi uygun olacaktır. Böylece bayram namazını cemaatle kılamamanın hüznünü, bayram namazı vaktine sağ salim ulaşmış olmanın sevinci ve şükrü ile Allah’ın huzuruna durarak giderebilecektir. Minarelerden okunan tekbirlere eşlik ederek o günün bayram günü olduğunu ailesiyle birlikte idrak edecektir. Yukarıda açıklandığı gibi dileyen kardeşlerimiz bayram namazı niyetiyle, dileyenler de duha/işrak (kuşluk) namazı niyetiyle namaz kılabileceklerdir.

    Kamuoyuna saygıyla duyurulur

  • İnegöl’de şok! 27 memur karantinada

    İnegöl’de şok! 27 memur karantinada

    Bursa’nın İnegöl ilçesindeki İŞ-KUR Müdürlüğü’nde koronavirüs testi pozitif çıkan memur sayısı, 12’ye yükseldi. Müdürlükte görevli 27 kişi karantinaya alınırken, işlemlere merkez ve Gemlik’teki şubeler, yardımcı oluyor.

    İnegöl İŞ-KUR Müdürlüğü’nde görev yapan 10 memur, yüksek ateş ve öksürük nedeniyle İnegöl Devlet Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan testler sonucunda 8 memurun koronavirüs testi pozitif çıktı. Daha sonrasında ise bu sayı 9’a yükseldi. Son yapılan testler sonucunda ise koronavirüs testi pozitif çıkan çalışan sayısı, 12 oldu.

    Aralarında Şube Müdürü Ahmet Baştürk’ün de bulunduğu 27 kişi, evlerinde 14 gün süreyle karantinaya alındı. Karantinaya alınan memurların, çalışmalarına evden devam edeceği öğrenildi. Bursa merkez ve Gemlik ilçesinde bulunan İŞ-KUR Şubeleri, İnegöl’e destek vermeye başladı. İşlemlerin aksamaması için yoğun çaba gösterildiği bilgisi paylaşıldı.

  • Bursa Valiliği’nden ‘seyahat izni’ açıklaması

    Bursa Valiliği’nden ‘seyahat izni’ açıklaması

    Bursa Valiliği 65 yaş ve üzerine seyahat izni hakkında İl Hıfzıssıhha Kurul Kararlarını açıkladı.

    Bursa Valiliği’nden yapılan açıklama şu şekilde;

    “Koronavirüs salgını ile mücadelede alınan tedbirler kapsamında, risk grubunda yer alan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın sağlığını korumak amacıyla İçişleri Bakanlığının 21.03.2020 tarih 5762 sayılı Genelgesi ve 21.03.2020 tarih 8 sayılı İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararı ile sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlaması getirilmiş, 22.03.2020 tarihinden itibaren vatandaşlarımız tarafından söz konusu yasağa 60 gün boyunca son derece sabırlı bir biçimde riayet edilmiş ve bu sayede salgınla mücadelede önemli bir mesafe kat edilmiştir.

    Gelinen aşamada virüsün yayılma ve bulaşma hızının azalması, vaka artış hızının düşüşe geçmesi ve havaların ısınması nedeniyle uzun bir süredir sokağa çıkma ve ikametten ayrılma kısıtlamasına tabi olan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımıza Bilim Kurulunun önerisi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda 21.05.2020 tarihinden itibaren en az bir ay boyunca dönmemek kaydıyla tek yönlü olarak istedikleri yerleşim yerlerine gidiş izni verilmiştir. Bu kapsamda;

    İl Hıfzıssıhha Kurulumuzun 21.05.2020 tarih ve 54 sayılı kararı ile;

    1-İçişleri Bakanlığının 21.03.2020 tarih 5762 sayılı Genelgesi ve 21.03.2020 tarih 8 sayılı İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararı ile sokağa çıkmaları kısıtlanan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız (son üç yıl içinde organ ve kemik iliği nakli olanlar, immün yetmezliği olanlar ile böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalar hariç) seyahat izin belgesi almak ve gittikleri yerlerde en az 30 gün kalmak şartı ile istedikleri yerleşim yerine gidebilecektir.

    2- 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımıza seyahatlerinde bir kişi refakat edebilecektir.

    3- 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız Seyahat İzin Belgesi almak üzere; elektronik ortamda e-devlet, İçişleri Bakanlığı e-başvuru sistemi ve Alo 199 Vefa Sosyal Destek Hattı üzerinden 21.05.2020 Perşembe günü, saat 09.00’dan itibaren talepte bulunabileceklerdir.

    4- Başvuru sırasında başvuranın ve beraberindekilerin; Covid-19 evde izolasyon sorgusunun yanı sıra belirtilen hastalıklarının olup/olmadığı hususu da sistem üzerinden otomatik olarak sorgulanacaktır.

    5- Vatandaşlarımızın belge almak için herhangi bir sağlık kuruluşuna ya da Kaymakamlıklara gitmelerine gerek bulunmamaktadır. Seyahat İzin Belgesi başvuruları otomatik olarak değerlendirilecek ve sonuçlandırılacaktır.

    6- İzin başvurusu kabul edilenlere SMS yolu ile bilgilendirme yapılacak olup ayrıca EDevlet üzerinden başvuru onay belgesi çıktısı da alınabilecektir.

    7- Düzenlenen “Seyahat İzin Belgesi” tek yön geçerli olacak ve seyahat izin belgesi olan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın en az 30 gün boyunca gittikleri yerleşim yerinde kalmaları esas olacaktır. (65 yaş ve üzeri vatandaşlarımıza seyahatlerinde refakat eden kişiler 72 saat içinde geri dönebileceklerdir.)

    8- İzin belgesi kabul edilen 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımızın bilgileri otomatik olarak gidecekleri il valilikleri ile kayıtlı olduğu aile hekimine bildirilecektir. Kayıtlı oldukları aile hekimleri tarafından gerekli takipleri yapılacaktır.

    9- 65 yaş ve üzeri olan vatandaşlarımız gidecekleri yerlerde de İçişleri Bakanlığının 21.03.2020 tarih 5762 sayılı Genelgesi ve 21.03.2020 tarih 8 sayılı İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararı kapsamında sokağa çıkma kısıtlamalarına tabi olacaklardır.

    •Seyahat izin belgesi alan ve toplu ulaşım araçlarıyla seyahat edecek olan vatandaşlarımızın otogarlarda oluşturabileceği yoğunluk göz önüne alınarak toplu ulaşımlarına ilişkin tedbirlerin planlanması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi ve mağduriyete neden olunmamasına,

    İçişleri Bakanlığının 19.05.2020 tarih 8184 sayılı Genelgesi ve 20.05.2020 tarih 53 sayılı İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararı ile İlimizde Ramazan Bayramı ve arifesinde yani 23,24,25 ve 26 Mayıs tarihlerinde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağı bildirilmiştir. Bu kapsamda kısıtlama uygulanan günlerde CMK’ya göre Barolar tarafından görevlendirilen veya ifade ve duruşma için çağrılan avukatların sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulmasına,

    İçişleri Bakanlığının 19.05.2020 tarih 8184 sayılı Genelgesi ve 20.05.2020 tarih 53 sayılı İl Hıfzıssıhha Kurulu Kararı ile bakkal, market, manav, kasap ve kuruyemişçilerin açık olması öngörülmüştür. Bayram olması nedeniyle “unlu mamul üreticileri” kapsamında “yufkacılarında” 23.05.2020 cumartesi (arefe)günü 10:00/17:00 saatleri arasında açık olmasına,

    Belirtilen sınırlamalara uymayan vatandaşlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282 nci maddesi gereğince idari para cezası verilmesine, aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılmasına, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195 inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemlerin başlatılmasına karar verilmiştir.

  • Bursa’da kardeş kavgası: 2 yaralı

    Bursa’da kardeş kavgası: 2 yaralı

    Bursa’da, para meselesi yüzünden husumetli olan 2 kardeş, çıkan kavgada yaralandı.

    Olay, dün merkez Yıldırım ilçesi Çınarönü Mahallesi 4’üncü Çiğdem Sokak’ta meydana geldi. Para meselesi yüzünden husumetli olan Murat K. ile kardeşi Mehmet K. arasında çıkan tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Tekme ve yumruklarla birbirlerine saldıran ağabey kardeşi ayıramayan aile bireyleri, durumu polise bildirdi. Gelen polis ekipleri, kavgayı kısa sürede ayırdı.

    Yaralanan Murat ve Mehmet K. kardeşler, 112 Acil Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak, tedavi altına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Yerli otomobil arazisinde ilk kazma vuruldu

    Yerli otomobil arazisinde ilk kazma vuruldu

    Geçtiğimiz yıl aralık ayında Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde düzenlenen görkemli bir törenle görücüye çıkarılan yerli otomobilin üretileceği fabrika için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu tamamlandı.

    Geçtiğimiz yıl aralık ayında Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde düzenlenen görkemli bir törenle görücüye çıkarılan yerli otomobilin üretileceği fabrika için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu tamamlandı.

    ÇED raporunun yanı sıra Gemlik’te denize sıfır bin dönüm askeri kamp arazisi üzerine inşa edilecek dev tesisin zemin etütleri de gerçekleştirilirken, elektrik, su ve doğal gaz gibi gerekli olan tüm alt yapı da hazır hale getirildi.

    İLK KAZMA VURULDU

    2022 yılında üretime başlanması planlanan fabrikanın inşaatının 18 ayda tamamlanması hedeflenirken heyecanla beklenen temel atma törenin ise haziran ayında yapılacağı öngörülüyor.

    Öte yandan “Türkiye’nin Otomobili”nin fabrikasının kuruluşuna ilişkin çalışmalar kapsamında mart ayında düzenlenmesi planlanan ancak koronavirüs salgınından dolayı ertelenen tanıtım toplantısının da haziran ayında gerekli tedbir alınarak yapılması planlanıyor.

    Temel atma öncesi 1 milyon metrekarelik dev arazide hummalı bir çalışma da aralıksız sürüyor.
    yenisafak.com’un bölgeden edindiği bilgilere göre; askeri kamp arazisi üzerinde bulunan yapılar yıkılırken, fabrika inşaatı için gerekli olan işlemlere de başlandı.

    BAKAN DA İŞARET ETMİŞTİ

    Mayıs ayında temelinin atılması planlanan fabrika için geçtiğimiz günlerde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, temel atma tarihine ilişkin olarak büyük bir aksaklık öngörmediklerini en fazla bir kaç haftalık sarkma olabileceğine işaret etmişti.

    DENİZE SIFIR, DİBİNDE LİMAN VAR!

    Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait dev arazi denize sıfır bulunuyor. Arazinin hemen yanı başında ise liman yer alıyor. Liman sayesinde araçların sevkiyatının deniz üzerinden rahatlıkla yapılması da planlanıyor. Şehir merkezine 10 dk mesafede bulunana arazinin Osmangazi Köprüsü’ne mesafesi ise yaklaşık 60 km.

    4 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÇALIŞACAK

    Kamu-özel ortaklığında toplam 22 milyar TL yatırımla hayata geçirilecek olan fabrika, yılda 175 bin adet üretim kapasitesine sahip olacak. 2022 yılından itibaren üretime başlayacak olan fabrikada, 2023 yılında 2.420, 2032 yılına kadar da 4.323 kişi çalışacak. Yedek parça ve yazılımsal destekler ile doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 20 bin kişiye iş kapısının açılacağı tahmin ediliyor.

  • Avrupa’dan Türkiye’ye gönderilen plastik atıklar 173 kat arttı

    Avrupa’dan Türkiye’ye gönderilen plastik atıklar 173 kat arttı

    Greenpeace Akdeniz’in Eurostat’dan derlediği verilere göre, AB ülkelerinden Türkiye’ye ithal edilen plastik atık oranı son 15 yılda 173 kat arttı.

    Greenpeace Akdeniz Plastik Proje Sorumlusu Nihan Temiz Ataş, Türkiye’nin kendi çöpüyle baş edemezken başka ülkelerden plastik atık ithal ederek daha büyük çevre sorunlarına kapı açacağı uyarısında bulundu.

    Plastik atığın geri dönüşümünün zahmetli ve pahalı olduğuna dikkat çeken Ataş, şunları söyledi:

    “Ülkeler plastik atıklarını başka ülkelere satmanın daha kolay ve ucuz olduğunu keşfetti. Tam burada Çin devreye girdi. Ancak Çin’in plastiklere yönelik 2018 ithalat yasağı, küresel geri dönüşüm sisteminin zararlı doğasını süpürülen halının altından dünyaya ifşa etti. Çok geçmeden plastik atık ithalatının yeni adresi Türkiye oldu. Türkiye’nin plastik atık ithalatı 2016 yılı başında ayda 4 bin ton iken 2019’da ayda 48 bin 500 tona çıktı. Kontrolsüz plastik atık ithalatı Türkiye’nin kendi geri dönüşüm sisteminde var olan sorunların artmasından başka bir işe yaramayacak. Üstelik koronavirüs salgınında bu plastik atıkların virüsü yayma riski de var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın plastik atık ithalatını yasaklamasını talep ediyoruz.”

  • ‘Dualar yüksek sesle değil, içten okunmalı’

    ‘Dualar yüksek sesle değil, içten okunmalı’

    29 Mayıs Cuma günü, camilerde ara verilen cemaatle namaza yeniden başlanacak. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bu konuda vatandaşları uyardı ve “Duaların yüksek sesle değil, içten okunması lazım” ifadelerini kullandı.

    29 Mayıs Cuma günü, camilerde ara verilen cemaatle namaza yeniden başlanacak. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bu konuda vatandaşları uyardı. “Kişiler, sadece elinin yüzünün geleceği yer için bir bez parçası kullanabilir ya da kendi seccadesini getirebilir ama bunların namazdan sonra 60 derecede yıkanması ya da atılması gerekiyor” diyen Prof. Ceyhan, “Camiye girenlerin ateşi ölçülmeli, öksürük ve hapşırık gibi belirtilere dikkat edilmeli. Sosyal mesafeye her an dikkat edilmeli” dedi.

    Hürriyet‘te yer alan habere göre Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, şunları kaydetti:

    “Camilerde klima kullanılmaması, doğal yolla havalandırılması uygun olur. Klima olacaksa kişiler arasındaki mesafenin en az 2 metreye çıkarılması gerekir.

    Konuşmayla virüsün bulaş imkanı artacağından herkeste maske olmalı. Duaların yüksek sesle değil, içten okunması lazım. Konuşmak, virüsün bulaş imkanını 10 kat artırıyor. Öksürük ve hapşırmak 1000 kat artırıyor. Konuşmanın tonu da önemli. Yüksek sesle konuşunca bulaş imkanı daha da artıyor. Dua ve tekbirlerin mümkün olduğunca sessiz hatta hiç konuşmadan, nefes alıp vererek içten yapılması öneriyorum…

    İmamların da hastalığı bulaştırma riski var. Cemaatle araya mesafe bırakılması lazım.

    Maskeyle vaaz ve Kuran okuması kolay olmayabilir; imamın olduğu yere şeffaf, fiziksel bariyer konabilir veya yüz siperliklerinden kullanıp alçak ses sorunu için mikrofon kullanılabilir.

    Cami içlerindeki Kuran kursları okul gibi değerlendirilmeli ve açılmamalı.”

  • Bilim Kurulu Üyesi: Sessiz taşıyıcılar aramızda

    Bilim Kurulu Üyesi: Sessiz taşıyıcılar aramızda

    Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, Ramazan Bayramı öncesi, “Bayram vesilesi ile ‘hürmet göstereceğiz’ diye ev ziyareti yapmak, sarılmak-el öpmek onların hayatını riske etmek demektir” uyarısında bulundu.

    Hürriyet gazetesi yazarı Fulya Soybaş’a konuşan Öztürk, “Hepimiz isteriz büyüklerimizle kucaklaşalım, küçükler gelsin, elimizi öpsün ama unutmayalım ki salgınla mücadele ettiğimiz önemli günlerden geçiyoruz” dedi. Öztürk, “Geçmiş bayramlardaki muhabbetin, hürmetin gelecek bayramlara taşınması adına bu bayram hepimize fedakarlık düşüyor” diyerek en ufak bir kural ihlalinin sıkıntılı sonuçlar yaratabileceğini belirttti.

    Öztürk, “Dünya genelinde 65+ en çok kaybın yaşandığı grup oldu. Türkiye’de 2 aydır sokağa kısıtlı olarak çıkabiliyorlar. Bu sayede onları korumayı başardık. Bayram vesilesi ile ‘hürmet göstereceğiz’ diye ev ziyareti yapmak, sarılmak-el öpmek onların hayatını riske etmek demektir. Çünkü özellikle gençler arasında asemptomatik denilen ‘sessiz taşıyıcılar’ var. Virüs taşıdığından kendinin bile haberi olmayan, kendini sağlıklı sanan bu kişiler ile yaşanacak en ufak bir temas tüm aileyi hasta edebilir. O nedenle bu bayramın adı haydi gelin fedakârlık bayramı olsun” ifadesini kullandı.