Etiket: manşet

  • Koronavirüs 4 günde vücuttan atılacak!

    Koronavirüs 4 günde vücuttan atılacak!

    ABD’li bir biyoeczacılık firması, insan vücudunu yeni tip koronavirüs (Kovid-19) virüsünden koruyan ve virüsü 4 gün içinde vücuttan atan bir antikor keşfettiklerini iddia etti.
    Fox News’de yer alan habere göre, California merkezli “Sorrento Therapeutics” adlı firma Kovid-19 virüsüne karşı buldukları antikoru açıkladı.

    Firma keşfettikleri STI-1499 adlı antikorun Kovid-19 virüsünü yüzde yüz engellediğini savunurken, söz konusu antikor tedavisinin Kovid-19 aşısı piyasaya çıkmadan aylar önce hazır olabileceğini belirtti.

    Konuya dair Fox News’e açıklamalarda bulunan firma CEO’su Dr. Henry Ji, “Tedavinin olduğunu ve yüzde yüz çözüm sunduğunu vurgulamak istiyoruz. Vücudunuzda nötrleştirici antikor varsa, sosyal mesafeye ihtiyacınız yoktur. Hayatı korkmadan normale döndürebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.

    “VÜCUDA GİRİŞİNİ ENGELLİYOR”

    Dr. Ji, geliştirme sürecinde son 10 yıldır topladıkları milyarlarca antikoru test ettiklerini ve aralarında uygun olan yüzlerce antikorun Kovid-19 virüsüne karşı direnç gösterdiğini hatta vücuda girişini engellediğini belirtti.

    Söz konusu antikorların içinde özellikle bir tanesinin virüsün sağlıklı hücrelere bulaşmasını yüzde yüz engellediğini fark ettiklerini kaydeden Ji, “Antikor, bir virüsün vücuda girişini engellediği zaman o virüs hayatta kalamaz. Hücreye giremezlerse çoğalamazlar. Yani, virüsün hücreyi ele geçirmesini önlersek, virüs sonunda ölür. Vücut da bu virüsten temizlenir. STI-1499 antikoru, virüsün etrafını sararak vücuttan dışarı atılmasını sağlıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    “BU EN İYİ ÇÖZÜMDÜR”

    Dr. Ji, ayrıca antikorun yan etkisi olmadığından koruyucu tedavi olarak kullanılabileceğini ve geliştirilebilecek herhangi bir aşıdan daha etkili olabileceğini ileri sürdü.

    Ji, “Bu en iyi çözümdür. Aşı yapmanın amacı nötralize edici bir antikoru yaymaktır. Haliyle sizde zaten böyle bir antikor bulunuyorsa aşı ile dağıtılana ihtiyacınız yoktur.” dedi.

    Covi-Shield olarak adlandırılan kokteyl, üç farklı antikordan oluşacak ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) onayını alırsa ilk etapta Kovid-19 hastaları ve işe dönen insanlara uygulanacak.

    Diğer yandan, bazı uzmanlar ise firmanın iddialarına işaret ederek, “Bu kadar kısa bir zaman içinde yüzde yüz çözümden bahseden söylemlere yüzde yüz şüpheyle yaklaşın.” uyarısı yaptı.

    (Hürriyet)

  • Son 15 günde Türkiye’de 45 orman yangını çıktı

    Son 15 günde Türkiye’de 45 orman yangını çıktı

    Dünyayı kasıp kavuran korona virüs salgını sebebiyle hükümet hayatın her alanında bir dizi tedbiri yürürlüğe koyarak salgının önüne geçmeyi planlıyor. Tedbirler kapsamında ormanlık alanlarda mangal yakmak, mesire alanlarına girmek de yasaklandı. Tüm bu tedbirlere rağmen havaların ısınmasıyla birlikte orman yangın haberleri de peş peşe gelmeye başladı. Son 2 haftada Türkiye genelinde 45 orman yangını çıktı.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünün resmi verilerine göre, Mayıs ayının ilk 2 haftasında haftasında ülke genelinde 45 orman yangını vakası yaşandı. Toplumun büyük kesiminin karantinada olmasına rağmen orman yangınlarındaki artış dikkat çekiyor. Kavurucu sıcakların da etkisiyle Türkiye’nin dört bir yanından ormanlardan yine acı haberler peş peşe geliyor. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, Mayıs ayının 1’i ile 14’ü arasında ülke genelinde 45 ayrı orman yangını çıktı. Yangınların büyük bölümü aynı gün yapılan müdahalelerle söndürüldü. Rüzgarın etkili olduğu bölgelerdeki yangınları kontrol altına alınması uzadı. Verilere göre, Mayıs ayının ilk yangını 1 Mayıs saat 13.25’te Muğla’nın Seydikemer ilçesindeki ormanlık alanda çıktı. Yarım saat arayla ilçede iki ayrı orman yangını vakası yaşandı. ilk yangın ilçeye bağlı Sahil Ceylan köyünde saat 13.25’te çıktı. Yarım saat sonra ise ilçeye bağlı Akkovanlık köyünde orman yangını çıktı. Seydikemer Orman İşletme Müdürlüğü ile Muğla Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangınlar kısa sürede kontrol altına alındı. İlçede geçtiğimiz Nisan ayında da orman yangını çıkmıştı.

    Verilere göre; Mayıs ayının ilk 2 haftasında Kastamonu’dan Muğla’ya, Amasya’dan İzmir’e kadar birçok ilde 45 ayrı yangın vakaası yaşandı. Ekiplerin müdahalesiyle yangınlar büyümeden söndürüldü. Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri, sıcakların artmasıyla birlikte vatandaşların orman yangınlarına karşı dikkatli olmalarını istedi.

  • Sağlık Bakanlığı’ndan Bursa’ya 4 yeni yatırım

    Sağlık Bakanlığı’ndan Bursa’ya 4 yeni yatırım

    Sağlık Bakanlığı, Bursa’da yabancı göçmenlere sağlık hizmetleri için 4 yeni merkez yaptıracak.
    Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, Bursa’nın önemli 4 büyük ilçesine, yeni ‘Göçmen Sağlığı Merkezi’ açacak.

    Osmangazi, Yıldırım, Gemlik ve Gürsu’da planlanan projeler için gelecek ay ortak inşaat ihalesi yapılacak. Bursa’da özellikle de 150 bin dolayında Suriyeli mülteci yaşarken, Osmangazi’deki Emek, Yıldırım’da Ertuğrulgazi, Gemlik’te Hamidiye ve Gürsu’da Yenidoğan’da, çok katlı göçmen sağlığı merkezleri kurulacak.

    Yeni toplum sağlığı merkezlerinin, Osmangazi, Yıldırım ve Gemlik’te 5’er katlı ve Emek’te 3 katlı olmaları öngörülüyor.

    Yeni projelere ait inşaatlar için müteahhide 240 gün süre tanınacak, ilgili ödeneğin yüzde 70’inin bu yıl harcanması bekleniyor.

  • Koronavirüsle mücadelede ‘ultraviyole ışınlı temizlik’ uyarısı

    Koronavirüsle mücadelede ‘ultraviyole ışınlı temizlik’ uyarısı

    Koronavirüs salgınının devam ettiğini belirten uzmanlar, laboratuvar ortamlarında bazı virüs ve mikropların ultraviyole ışınlarıyla etkisiz hale getirildiğini, ancak bu ışınların bilinçsiz şekilde mekan ve ürün temizliğinde kullanılmasının insan sağlığı açısından riskli olacağı konusunda uyarılarda bulundu.

    Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, güneşten yayılan ultraviyole ışınlarının dalga boyuna göre A,B ve C şeklinde 3’e ayrıldığını, bunlardan en tehlikelisinin ultraviyole-C olduğunu söyledi. Bu ışının lamba şeklinde üretilip dezenfeksiyon amacıyla hastane, koronavirüs test laboratuvarı gibi özel ortamlarda kullanıldığını belirten Prof. Dr. Aydın, “Ultraviyole lambaları virüslü olabilecek ortamlarda havada kalan mikroorganizmalarla virüsün bulaşabileceği yerleri dezenfekte etmek üzere tedbirler aldıktan sonra çalıştırılıyor. Ultraviyole ışığı yalnızca temas ettiği yerleri dezenfeksiyon ediyor. Ulaşmadığı yerleri ise dezenfekte etmez. Alışveriş merkezlerinin dezenfeksiyonunda kullanılan ultraviyole ışınlarının, tekstil ürünlerine etkisi üzerine yapılan çalışmalar sonucunda zarar verdiği biliniyor. Mermer, granit gibi yapılar ve yürüyen merdivenlerin yapımında kullanılan malzemelerin bu ışınlara dayanıklı olabileceği kabul edilebilir. Buralar bu şekilde dezenfekte edilebilir ama asla insanların varlığında bu yapılmamalı. Ultraviyole ışınlarının yüzeylere uygulanması mümkün, ancak her türlü tedbir alındıktan sonra yüzeydeki mikroorganizmaların ulaştığı yerler kontrollü olarak insanların yokluğunda ve uygulayan kişi zarar görmeyecek şekilde yüzeylere tatbik edilebilir” dedi.

    ‘CANLININ OLDUĞU ORTAMLARDA KULLANILMAMALI’

    Ultraviyole- C ışınlara gözlere zarar verdiği için asla bakılmaması ve polarize gözlük, ultraviyole kesici siperlik gibi tedbirler uygulanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, “Canlı ile ultraviyole ışınlarının ilişkisini kesmek gerekiyor. Ne bakmak ne de bulunduğu ortama girmemek gerekiyor. Ultraviyole lambasını herhangi bir açık ortamda, sokakta, evde, caddede, bahçede kullanmak çok riskli ve tehlikeli. Ultraviyole ışınlarının mikroorganizmalara zarar vereceği herkes tarafından biliniyor ama mikrop mu öldüreceğiz, insanları mı öldüreceğiz? Bu gibi ışınları kullanmak için eğitim almak lazım. Her yere rastgele ultraviyole ışığı koyarak koronavirüsten kurtulalım şeklinde bir uygulamanın kesinlikle yapılmaması lazım. İnsan bedeninde koronavirüse karşı kullanılmasını doğru bulmuyoruz. Asla doğru bir uygulama değildir. Faydasından çok zararı olacaktır” diye konuştu.

    ‘DOĞRUDAN BAKAMAZSINIZ’

    Trabzon’da elektrikçi Şaban Orçun da ultraviyole lambalarının yalnızca hastanelere satışını yaptığını söyleyerek, “Ultraviyole lambalarını herkesin alabileceği bir ampul türü değil. Bu ampuller mikrop kırıcıdır. Hastaneler dışında pek fazla kullanılmaz. Normal bir ampul gibi de kullanılmaz. Doğrudan ampule bakamazsınız. Kapalı bir kutuya koyulur. Perdelenerek ışığın aşağıya verilmesi lazım. Işıktan korunmanız için güneş gözlüğü takılması lazım” dedi.

    ULTRAVİYOLE C IŞIĞI NEDİR?

    Kaynağı güneş olan ve mor ötesi ışık olarak da bilinen ultraviyole C ışığı (UV-C), insan vücuduna temas ettiği anda kanser riskini yükseltmektedir. UV-C ışıklarını yaşam alanlarında filtresiz olarak kullanmak tehlikelidir. UV-C korumasız ve filtresiz kullanıldığında hücrelerin yapı taşı olan DNA ve RNA’yı parçalayarak cilt kanseri ve körlüğe sebep olmaktadır.

  • Parasını iade almak isteyen tatilciye 2 seçenek sunulacak

    Parasını iade almak isteyen tatilciye 2 seçenek sunulacak

    Paket tur düzenleyicisi şirketler, koronavirüs iptali nedeniyle paralarının iadesini isteyen tüketiciye iki seçenek sunacak: 14 gün içinde otel hariç iade al ya da 74 gün bekle otel dahil paranı al.

    Ticaret Bakanlığı, devam eden koronavirüs salgınında binlerce paket tur sözleşmesinin geçersiz kalması nedeniyle ortaya çıkan anlaşmazlıklara çözüm için yönetmeliğe yeni bir madde ekledi. Buna göre paket tur düzenleyicisi şirketler paralarının iadesini isteyen tüketiciye, (turun yapılmasına 30 günden az kalmışsa) “14 gün içinde vergi, harç ve otel ücreti hariç tur bedelini iade al ya da uçuş yasaklarının kalmasının ardından 74 gün beklerseniz otel ücretinizi de size iade ederiz” seçeneklerini sunacak. Tüm uçaklı tur satın alan tüketiciler, sözleşmelerine bakılmaksızın, uçak bileti iadesini uçuş yasaklarının kalkmasının ardından 74 gün içinde ilgili tur şirketinden alabilecekler.

    BİNLERCE SÖZLEŞME İPTAL

    Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, virüse bağlı olarak binlerce sözleşmenin iptal olduğunu belirterek, sektörün bu sorunla baş etmeye çalıştığını söyledi. Onaran, “Biz misafirlerimize iptal yerine başka bir tarih için değiştirme opsiyonu sunuyoruz. Bunun kendileri için daha avantajlı olacağını belirtiyoruz. Çünkü ücreti hesaplarken, ödeme tarihindeki kuru esas alarak şu kadar ‘dolar ya da euro alacağınız var, başka bir turda bunu kullanabilirsiniz’ diyoruz. Belirsizliklerin azalmasıyla günde 3-5 talep gelmeye başladı. Son bir haftada ekim, kasım, aralık aylarına rezervasyon almaya başladık. Bunlar içinde Fas da var Latin Amerika, Balkanlar, Paris de var. Ekim ve sonrası gibi yurtdışı; ağustos, eylül yurtiçi talepleri var. Grupları küçülttük, yeni paketler çıkardık. Biz bize aile paketleri 6 kişilik. Uçaklarda filtrelerin yüzde 99 tutması, insanların da maske kullanması güven verecektir. Umutlu olmalıyız” dedi.

  • Rumların akılalmaz oyunu!

    Rumların akılalmaz oyunu!

    Kıbrıs Rum yönetimi, Türkiye’nin hava sahasının kapalı olduğunu bildikleri halde Çin’den satın aldıkları tıbbi malzemeyi taşıyan uçağı haber vermeden Türk hava sahasına sokmak istedi. Türkiye izin vermeyince, ‘Türkler insani yardımları engelliyor’ propagandası yaptı. Dışişleri Bakanlığı, önceden haber verilmesi halinde insani yardım uçuşlarına izin verildiğini hatırlattı.

    MOSKOVA’YA İNDİ

    Rumların uçak oyunu geçen hafta yaşandı. Korona ile mücadelede kullanılmak üzere Çin’den 35 ton tıbbi malzeme satın alan Kıbrıs Rum yönetimi, kapalı olduğunu bildikleri halde haber vermeden Türkiye hava sahasını zorlamak istedi. Türkiye, son dakika geçiş hakkı isteyen uçağa izin vermedi ve uçak yakıt tazelemek üzere Moskova’ya gitti. Tıbbi malzemeler salı günü İran hava sahası üzerinden Rum yönetimine geldi. Rum yönetimi AB nezdinde Türkiye aleyhinde yoğun propagandaya başladı. AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano önceki akşam Rum ve Yunanların yoğun girişimleri sonucunda açıklama yaptı ve Türkiye’nin salgın döneminde birçok ülkeye tıbbi malzeme yardımı yaptığını, Rum yönetimine de hoşgörülü davranmasının beklendiğini söyledi.

    ANKARA: SİYASİ SUİİSTİMAL

    Dışişleri Sözcüsü Hami Aksoy konuyla ilgili soruya yazılı açıklama yaparak, olayın Rum tarafının bir suiistimali olduğunu belirtti. Aksoy, Rumlara ambulans uçaklar, tahliye uçuşları veya sağlık malzemesi taşıyan uçaklara zamanında bildirilmesi halinde, insani mülahazalarla olumlu yanıt verildiğini dile getirdi. Aksoy, “Bu uygulamayı bilen Rum yönetimi, uçağın zamanında başvurmasını sağlamayarak, bilahare ülkemizin bu insani tutumunu suiistimal etmesi, kendi insanlarının çıkarı hilafına belli konuları siyasi amaçla kullanma çabalarının bir tezahürüdür” dedi. Rum yönetimi geçen hafta Yunanistan, Mısır, Fransa ve BAE’nin de dahil edildiği Türkiye’nin doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerini protesto eden bildiriye imza atmıştı.

    TÜRK HAVA SAHASI 1974’TEN BERİ KAPALI

    • Türk hava sahası Kıbrıs Rum yönetimine giden uçaklara 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan beri kapalı. Türkiye, KKTC’ye uygulanan seyahat ambargolarının kaldırılması karşılığında Türk hava sahası ve limanlarını açmayı birçok kez teklif etmiş, ancak Rumlar reddetmişti. Rum yönetimi de Türkiye’ye hava sahasını kapalı tutuyor.
    • Rum yönetimi Kıbrıs’ı birleştirecek 2004’teki BM planını (Annan planı) reddetmesine rağmen AB’ye tam üye oldu. Rumlar AB üyeliğini kullanarak, Türkiye’nin gümrük birliği çerçevesinde hava sahası, hava ve deniz limanlarını Rum uçak ve gemilerine açmasını istedi. Rum yönetimini tanımayan Türkiye ise kabul etmedi. Rumları destekleyen AB, Türkiye ile tam üyelik müzakere başlıklarından 8’ini askıya aldı.
    • Rum yönetimi, Türkiye’nin hava ve deniz limanlarını açmasını, Kıbrıs’ta resmi devlet olarak kendilerini tanımasını ve Türk askerinin de Ada’dan ayrılmasını istiyor. Bu amaçlara hizmet edecek her yolu deniyor.
  • Polis aracına çarptılar, kazalı arabayı bırakıp kaçtılar

    Polis aracına çarptılar, kazalı arabayı bırakıp kaçtılar

    Yalova Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Ekipleri, Bursa’nın İznik ilçesine kadar kovaladığı 16 ABY 016 plakalı şüpheli otomobille ilçe devlet hastanesi mevkiinde çarpıştı. Kazada Narkotik Komiser Yardımcısı Y. T yaralandı. Polis, olay yerinden hızla kaçan şüpheli otomobilin arkasından üç el ateş etti.

    Olay İznik’e meydana geldi. Polis ekipleri Gemlik ilçesinden kiralandığı öğrenilen 16 ABY 016 plakalı şüpheli otomobili Osmangazi Köprüsünden itibaren kovalamaya başladı. Yalova Emniyeti Narkotik Şube Ekipleri, şüpheli otomobille İznik Devlet Hastanesi mevkiinde çarpıştı. Kaza da komiser yardımcısı Y. T yaralandı. Polisin arkasından üç el ateş ettiği şüpheli otomobil Hisardere köyü yolu üzerinde terkedilmiş olarak bulundu. Jandarma ve polis ekipleri tarla içlerine doğru kaçtığı düşünülen sürücüyü aramak için çalışma başlattı. Şüphelinin terk ettiği otomobil otoparka çekilirken, yaralı komiser yardımcısı Y. T’nin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

    Olayla ilgili tahkikat sürüyor.

  • İnegöl’de saati unutan iki genç ceza yemekten kurtulamadı

    İnegöl’de saati unutan iki genç ceza yemekten kurtulamadı

    Koronavirüs tedbirleri kapsamında 14 büyükşehir ve Zonguldak ilinde 6. Kez sokağa çıkma kısıtlaması başladı.

    Türkiye’de 6. Kez sokağa çıkma kısıtlaması başladı. Kısıtlama 4 gün sürecek. Bursa’nın İnegöl ilçesinde polis kısıtlamanın başlamasıyla denetimlerine başladı. İlk ceza yine İnegöl’de kesildi.

    Çay içmekten gelen iki şahısı durduran ekipler kimlikleri istedi. Ancak şahısların kimlikleri olmadığı görüldü. Ekipler tarafından iki şahıs gözaltına alındı. Şahıslara ayrı ayrı 3 bin 182 TL para cezası kesildi.

  • 4 günlük sokağa çıkma yasağı başladı

    4 günlük sokağa çıkma yasağı başladı

    Sokağa çıkma yasağının ne zaman, kaç gün olacağı geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. 15 Mayıs saat 24.00 ile 19 Mayıs saat 24.00 arasında belirtilen istisnalar hariç olmak üzere büyükşehir statüsündeki 15 ilde kısıtlama uygulanacak. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile sokağa çıkma yasağı olan iller, açık olacak yerler ve istisna kapsamındaki kişiler belli oldu.

    Genelge kapsamında, 15 Mayıs saat 24.00 ile 19 Mayıs saat 24.00 arasında belirtilen istisnalar hariç olmak üzere büyükşehir statüsündeki Ankara, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Sakarya, Samsun ve Van ile Zonguldak olmak üzere toplam 15 il sınırları içinde bulunan vatandaşların sokağa çıkmaları kısıtlandı.

    SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINDA NERELER AÇIK OLACAK?

    Bu kapsamda, sokağa çıkma kısıtlamasının günlük hayata etkisini en az düzeyde tutmak amacıyla, market, bakkal, manav ve kasaplar sokağa çıkma kısıtlaması öncesinde 15 Mayıs Cuma günü saat 23.00’e kadar faaliyetlerine devam edebilecek.

    Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu 16 Mayıs Cumartesi ve 17 Mayıs Pazar günleri market, bakkal, manav, kasaplar ve online satış yapan işletmeler de kapalı olacak.

    Kısıtlamanın olduğu 18 Mayıs Pazartesi ve 19 Mayıs Salı günleri marketler, bakkallar, manavlar ve kasaplar 10.00-16.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek. Vatandaşlar (65 yaş ve üzeri ile 20 yaş ve altında bulunanlar hariç olmak üzere) zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlar hariç) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav ve kasaplara gidip gelebilecek.

    Aynı saatler arasında marketler, bakkallar, manavlar ve kasaplar evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabilecek.

    16 Mayıs Cumartesi, 17 Mayıs Pazar, 18 Mayıs Pazartesi ve 19 Mayıs Salı günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri, ayrıca tatlı üretiminin yapıldığı/satıldığı iş yerleri açık olacak. (Bu iş yerlerinde sadece ekmek, unlu mamul ve tatlı satışı yapılabilecek.)

    Kısıtlamanın olduğu günlerde vatandaşların dışarı çıkamadığı saatlerde tatlı satışı yapan iş yerleri sadece eve/adrese servis şeklinde satış yapabilecek.

    Ramazan ayı münasebetiyle sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu 4 günde sadece evlere paket servis şeklinde hizmet sunmak üzere lokanta ve restoran tarzı iş yerleri, ilaç, tıbbi cihaz, tıbbi maske ve dezenfektan üretimi, nakliyesi ve satışına ilişkin faaliyetleri yürüten iş yerleri açık olabilecek.

    Faaliyetine izin verilen diğer kurum ve kuruluşlar ise şöyle:
    “- Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri,Zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları ile işletmeler (Havalimanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, karayolları, huzurevleri, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri,

    Acil çağrı merkezleri, AFAD birimleri, Vefa Sosyal Destek birimleri, Göç İdaresi, PTT vb.),

    Valilikler/Kaymakamlıklar tarafından yerleşim merkezleri için her 50 bin nüfusa bir adet ve il sınırları içinden geçen şehirlerarası karayolu ve varsa otoyol üzerinde her 50 km için bir adet olmak üzere belirlenecek sayıda akaryakıt istasyonu ve lastik tamircisi (açık olacak akaryakıt istasyonları ile lastik tamircileri kura yöntemi ile belirlenecek ve nöbetçi akaryakıt istasyonlarının marketleri açık olacak),

    Doğal gaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet yürüten büyük tesis ve işletmeler (Rafineri ve petrokimya tesisleri ile termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi),

    İçme suyu dolum tesisleri ile içme suyu, gazete ve mutfak tüpü dağıtımını yapan şirketler,

    Hayvan barınakları, hayvan çiftlikleri ve hayvan bakım merkezleri,

    Sağlık hizmetlerinin kapasitesini arttırmaya yönelik acil inşaat, donanım vb. faaliyetleri yürüten işletme/firmalar,

    Bulunduğu yerin İl/İlçe Hıfzıssıhha Kurulu tarafından izin verilmesi şartı ile makarna, un ve unlu mamüller, süt, et, balık üretimi ile gibi temel gıda maddelerinin üretiminin yapıldığı tesisler ve kâğıt, kolonya üretimi başta olmak üzere hijyen malzemeleri ile bu malzemelerin üretimi için ihtiyaç duyulacak hammaddelerin üretiminin yapıldığı tesisler,

    Yurt içi ve dışı taşımacılık (ihracat/ithalat/transit geçişler dahil) ve lojistiğini yapan firmalar,

    Oteller ve konaklama yerleri,

    Gıda, temizlik ve ilaç gibi sektörlere ambalaj sağlayan üretim tesisleri,

    Çalışanları inşaat alanında/maden alanında bulunan şantiyede konaklayarak yapımı veya çalışması devam eden büyük inşaatlar ile madenler (İnşaat ve konaklama aynı şantiye alanı içinde ise izin verilir, başka bir yerden çalışanların gelmesine ve şantiyede kalanların başka bir yere gitmelerine izin verilmez. Çalışma alanı sadece inşaat alanı/maden sahaları ile sınırlıdır)

    Gazete, radyo ve televizyon kuruluşları ile gazete basım matbaaları,

    Daha önceden sözleşmeye/taahhüde bağlanmış ve belirlenen süre içerisinde yetiştirilmesi gereken ihracata konu; mal, malzeme, ürün, araç-gereç üreten iş yerleri ve tesisler, (mevcut zorunluluklarını ispatlamaları ve anılan şartlara uymaları kaydıyla)

    Zirai amaçlı akaryakıt satışı yapılan Tarım Kredi Kooperatifleri,

    Kısıtlama süresinde yağmura bağımlı tarımsal faaliyetler göz önünde bulundurularak valilikler/kaymakamlıklar tarafından tespit edilecek ihtiyaca göre kura ile belirlenecek, zirai ilaç, tohum, fide, gübre gibi tarımsal üretime ilişkin ürün satışı yapan işletmeler.”

  • BUDO’yu satmayı aklınızdan bile geçirmeyin!

    BUDO’yu satmayı aklınızdan bile geçirmeyin!

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin doğru yönetilmediğinin son günlerde kamuoyuna yansıyan “perde arkası” bilgileriyle bir kez daha ortaya çıktığını belirten Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, “Algı yönetimi de bir yere kadar! Bugünlerde de gazetecilerin kulağına ‘BUDO zarar ediyor’ bilgileri fısıldanıyor. Edindiğimiz izlenim, BUDO’nun satışının gündeme getirileceği yolunda. Bu iş o kadar kolay değil, eğer gündeme gelirse, bilinsin ki BUDO’yu sattırmayız” dedi.

    Alinur Aktaş’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Muradiye Su’nun satışını da gündeme getirdiğini, sonra vazgeçmek zorunda kaldığını hatırlatan Karaca, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kar amaçlı bir holding olmadığının altını çizerek şunları söyledi:

    “Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin borç batağı içinde olduğunu, o göreve atandığı günlerde AKP’li başkan kendisi söylemişti. O günden buyana değişen bir şey olmadı. T2 hattı başta olmak üzere yürüyen projeler durduruldu. Neden? Çünkü kasada para yok. Bursa Büyükşehir Belediyesi finans yönetimi bakımından sınıfta kalmıştır. Görülüyor ki AKP belediyeciliği, fiyaskolar zincirinden ibarettir. Bütün işleri algı yönetiminden ibaret. Önce algı yaratıyor, o algıyı besliyorlar, ardından hamle yapıyorlar. Bugünlerde de gazetecilere BUDO’nun zarar kalemlerini satır satır dökmelerinden konunun nereye varacağı belli, görünen köy kılavuz istemiyor. BUDO’nun satışının gündeme getirileceği anlaşılıyor. Belediye kar amaçlı bir holding değildir. Zarar eden her birim satılacak olsa, AKP’li belediye yönetiminin elinde kurum kalmaz.”

    “BUDO’YU GEMİLERİNİ SATA SATA MI YÖNETECEKLER?”

    Borç batağındaki Büyükşehir Belediyesi’nin BUDO’nun gemilerini teker teker satmasını bir mantığı olmadığını kaydeden Karaca, “Gemileri birer birer satıp, BUDO’yu hareket edemez hale getirecekler. Sonra da olmuyor, iş yürümüyor deyip satış hamlesini yapacaklar. Son günlerde, 4 milyon dolar bedelle bir geminin daha satışa çıkarıldığı basına yansıdı. AKP’nin merkezi iktidarı tüm Cumhuriyet kazanımlarını teker teker ve ‘babalar gibi’ sata sata bugünlere geldi ama elde avuçta hala para yok. Aynı anlayışın Bursa’daki Büyükşehir Belediye yönetiminin de benzeri hamleler yapmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü bu zihniyetin geçmişten buyana yaptıklarına bakarak biliyoruz ki, elde avuçta ne varsa satarlar ama kasada tek kuruş kalmaz” şeklinde konuştu.

    “KAMBURA DÖNÜŞÜRSE, YÜK BURSA HALKININ SIRTINA BİNECEK”

    BUDO’nun 1 gemisinin daha önce satıldığını hatırlatan Karaca şunları söyledi:

    “Satılan gemi aylık 150 bin lira zarar ettiriyormuş, satmışlar. Bursa Büyükşehir Belediyesi, 150 bin liraya muhtaç hale mi getirildi? Şimdi ‘Uludağ’ isimli BUDO gemisi satılınca, muhtemelen bir 150 bin lira zarardan daha kurtulacaklar ama sefer sayısı da doğal olarak azalacak. Gemileri sata sata, seferleri azalta azalta mı yönetecekler BUDO’yu, anlayamadık. Bu böyle nereye kadar gidecek? BUDO’nun elinde kaç gemi kalınca iflas bayrağı çekildiğini ilan edecekler, kamuoyuna bugünden duyursunlar ki hazırlıklı olalım. BUDO’yu satmaya kalkarlarsa kim alıcı olur sorusunu sorduğumuzda, akla ilk gelen şirket İDO. Böyle bir durumda, İDO rekabet ortamından sıyrılma şansı yakalarsa, Bursa-İstanbul deniz ulaşımı bilet fiyatlarının 2’ye 3’e katlanacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok. AKP’li belediye yönetimi bu durumdan şikâyet eden Bursalılara ne cevap verecek?”